Öğretim Teknolojileri ve Biyolojide Materyal Geliştirme
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2008)
VERİLEN DERSLER
Din, Siyaset, Devlet, Vahşi ve Doğal Laiklik, Rejim, Çevre, Demokrasi, Bilimsellik, Kavram ve Evrim ile İlgili Sorular Sorunlar ve Çözüm Önerileri. Fen Teknoloji ve Toplumla İlgili Bazı Beyin Fırtınası-Nadası; Ödev, Soru ve Etkinlikleri 2005 (2006, 2007, 2008, 2009, 2010, Öğretim Üyesi;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2020 Bilim ve insan daha genç;bilimle bedensel ve zihinsel duyulara ilave sanal dünyamız ve duyularımızla idrak edişimiz; eğitim, öğretim ve teknoloji ile pozitif evrimleştirilmedikçe, bazı zihinsel, bedensel ve çevresel enerji hallerini açıklamak daha asırlar alabilir.Şu an zor, görmeze ışığı tarif etme misali. |
1-Öğrencilerimizin zihinsel yapısını ve zihinsel bağışıklığını;Müsrif, Patojen(Öldüren), Fosil, İlkel Teknoloji ve zararlı kültürel asimilasyonlara karşı baskın kılmak. Kısaca, piyasadaki, batıdan, dünyanın herhangi bir yerinden gelen; abur-cubur çöplük ahlakı toplumsal ve teknolojik ürünlerden, eksik veya yanlış terbiye eğitimi alan kişilerin zarar görmemesi için bu abur ve cubur çöplük ahlakı ürünlerin zayıflatılmışları veya öldürülmüşleri planlı hazırlanarak kişi fıtratı ve yaşının kaldırabileceği ve etkili olabileceği dozda peygamber ahlakı değerlerle alternatifli ilişkilendirilerek verilmelidir. 2-İfrat, tefrit, güdük ve fanatik-kasti bilimsel-siyasi akımlara karşı; doğru-hızlı bedensel tepkiler-eylemler ve zihinsel alışık tepki (refleks)ler göstermek;baskın zihinsel yapı-mantık sistemlerini öğrencilerimizde -güçlendirmek ve geliştirmek. 3-Yararlı özgünlüklerimizi, birlik ve beraberlik değerlerimizin önemlerini bilinçli olarak korumak ve geliştirmek. 4-Zihinsel olarak; öğrencilerimizi geleceğe uyum sağlatmak, doğal, hayvani-meleği doğa ötesini doğru tanımak-tanıtmak. 5-Öğrencilerin zihinsel mantık ve zihinsel gelişim ivmelerini; sabit, değişken, bilinmeyen, tanımı titrek ve diğer temel kavramlarla doğru ilişkilendirmek 6-Fert ve toplumsal açıdan;doğa üstü, hayvani-meleği doğa ötesi ve geleceğe yönelik:verimli, özgün, baskın-üretici ve terbiyeli;bedensel, eylemsel, zihinsel ve düşünsel gelişme, yararlı alışık tepki (refleks) ve bağışıklık sistemlerinin öğrencilerimizde güçlenmesini sağlamak. 7-Tüm bildiklerini;geçmiş, günümüz ve gelecekle vaktinde güncellemek-hayata doğru uygulamak. Bu bilgilere dayalı olarak;yaratıklardaki, tüm döngülerdeki(dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) ve siyasetteki mantık sistemlerini; hızlı ve güçlü asimile ederek onu aşmak ve eğitim-öğretim-yönetim-sınav sistemleriyle ilişkilendirerek geleceğe yönelik doğru-özgün çok yönlü; beyinler, zihinler yaratmak ve çözümler üretmek. 8-Öğrencilerdeki güdük sentez (birleştirici) sıfatlarının kaynağını yararlı ve Rahmani akaitlerle beslemek ve bereketlendirmek, bu sıfatları aktifleştirip doğru disipline etmek. 9-Bilim ve ilimi kullanarak:insan, doğa ve teknoloji arasındaki mantık fermuarlarının dişlerini doğru eşleştirip; asrımızı, insan, doğa ve teknoloji arasındaki ilişkiyi algıda değişmezlik derecesinde doğru tanıyıp teşhis etmek ve uzun vadeli; eğitim, öğretim ve üretim amaçlı çözümler üretmektir. Edinilen bilgileri ders notlarına ve uygulamalara güncellemek. 10.Öğrencilere:asrımızın, dünyanın ve ülkemizin; siyasi, toplumsal, ekonomik ve teknolojik konumlarını, farkındalığını, bilincini kazandırmak ve buna göre davranış geliştirmek. 11-Sonuç olarak;insanlığın hayvanların miracına indiği bu doğa beldesinde; doğayı ve yaşadığı dünyanın; toprağını, gazını ve yağını abur cubur ve liyakatsiz hortumlayan, eriten ve insana hayvandan daha aşağılık değer veren insanlardan; doğada daha liyakatli yaşayan ve tüm yaratıklara yararlı, çalışkan, peygamber ahlaklı ve liyakatli nesiller yetiştirmek için; herkesi fıtratı ve olanakları oranında, zihinsel-bedensel düşünce ve eylemlerinin bileşkesini;peygamber ahlakının,hakikatin ve gerçeklerin kıblesine çevirmek üzere eğitmek ve öğretmektir.1, 2, 3 Çıkarsayış;Tüm öğrencilerden 1-2 aylık sürede yazılı ödev olarak;soruların yanıtları alındıktan sonra, ders hocası tarafından öğrenci yanıtları tek tek incelenir.Önemli notlar alınır her soru için sınıfa doğru yanıt vermek üzere hazırlanır. Gerekirse bazı sorular gerekçeli değiştirilir, değişik sorular sorulur veya sorular kaldırılabilir. Verilen yanıtlar, ip uçları ile birlikte, öğrencilerle her sorunun realitesi, soruluş nedeni, amacı ve hedefi liyakatine oturtulmaya çalışılır. Yorum ve Sonuç;Bu gün verilen öğretim, öğrenim ve eğitim; uzak - yakın Bâtının(Amerika ve Avrupa), uzak doğu(Çin) ve yakın kuzeyin(Rusya) uygulamalara, gözlemlere, deneyimlere, denemelere dayalı toplumsal bilimlere ve nesnel verilere dayalı fen biliminin metriksi içindeki doğal (doğal) eğitim ve öğretimdir. Asıl olan bilimi ilimin ve insanın içinde doğru konumlandırmaktır. Hâlbuki bugün yapılan öğretim, öğrenim ve eğitimle insanlar doğal bilimin ve nesnel evrimin çarkları içine itilip;teknoloji üretilirken ahlaki yönden vahşileştiriliyorlar. Bu mantıktan hareketle bu gün insanları vahşileştiren yönetim, öğretim, öğrenim ve eğitim yerine daha insani-ahlaki merkezli, yönetim öğretim, öğrenim ve eğitimle yer değişmek gerekir. Çözüm; Orta çağ dinlerini tatmin edici bulmayan, sorgulayan ve değişmek isteyen batıdaki bilim bilginleri (bilim insanları?!) ortaçağ engizisyonları nedeniyle zorunlu olarak eski dinlerle olan bağları dini kurallara itaatsizlikleri nedeniyle dini laikle halktan uzaklaştırılmışlardır. Daha sonrada din laikliği ile; ortaçağ din ve yönetim ehli tarafından doğanın kucağına itilen bu doğa meraklısı ve öğrenme heveslisi insanların bilimi geliştirip halkı aydınlatmasıyla bu sefer halk dinde yakasını kurtarmak için tersinir laiklik ve yönetim sistemini getirmiş ve din tebaası yönetimlerini kısmen egale etmiştir. Papalar haklı olarak doğruluğuna inandıkları bir dine itaat etmeyen asileri (bilim insanları?!) laikle dışladılar ve haklıydılar. Kendilerini ve halkı tatmin etmeyen vaadi dolmuş dinden/lerden ve dini yönetimden yakasını kurtarmaya çalışan bu bilim bilginleri de (bilim insanları da) haklıydılar ve deniz düşen yılana sarılır hesabıyla haklı olarak insani yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını, kendilerini (kişiliklerini) ve zihinsel, düşünsel ve batini hammadde hamurunu! vahşi-doğal veya yapay bilimselliğin; deneyimsel, deneysel ve kanıtsal farzlarına/kanunlarına dayalı olarak doğaya rötuşlatıp doğa ve bilimin hamuru içinde evrim yasalarıyla (doğal doğa yasalarıyla) kendilerini ve bilinçlerini şekillendikleri için (doğal yontma taş, cilalı taş… Vb dönem insanı gibi) bilim ve doğayı ilahlaştırmış-fetişleştirmiş ve bu metriksi (doğa ve bilim kefenini) aşmaları da beklenemez. Onun için bunlar gerçekten bilim bilgini (bilim insanı?!) olup öldükten sonra yok olacağına inanırlar. Belki de bazı bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?) düşünce sistemi tamamen!! bilimin farzlarına dayalı olarak şekillenip hayata uygulandığı için bilimi ve doğayı fetişleştirerek doğal düşünüyorlar. Belki de bilen (inananlar/Rahmani alimler) bilmeyenin/lerin halinden anlayıp kendini doğru konumlandırmazsa bilmeyene helak olmayı hak eder. İnanıyorsanız üstün sizsiniz (ayet var). Doğal, vahşi, yapay bilim ve tüm enerji halleri insanın düşünsel değer yargıları ya da düşünsel batini kalp havuzu/yaşam-hayat havuzu içindedir. İnsanların tüm değer yargılarını yapay bilimin (insani düşünsel kökenli keşif edilen bilimin tüm yasalarının düşünsel, eylemsel, nesnel... Vb tüm zamanlardaki tatbik/uygulayış alanı) ve doğal bilimin (doğal doğadaki acımasız bilimin tüm yasalarının düşünsel, eylemsel, nesnel... Vb tüm zamanlardaki tatbik/uygulayış alanı) değer yargılarına veya içine; öğretim, öğrenim ve eğitimle rötuşlayarak sığdırmak; inananlığa zülüm ve liyakatsizliktir. Hiç bir bilim, yaratık… Vb şey Kuran-ı Kerim'in değer yargılarını ve İslam dinini aşamaz, her şey yani tüm enerji-enerji halleri, varlıklar ve yaratıklar Allah (C.C) ilmi dâhilindedir. Ayetler ve hadisler vardır. Allah (C.C) İnsanı denildiğinde tüm kişiliklerine ait işletim sistemleri (düşünsel /nesnel/kültürel... Vb dinamik değer yargıları mimarisi) etkileşimli çalışır durumdaki insan kast edilmektedir. Kısaca tüm kişilik çeşitleri, boyutları ve zamanları içeren Kuranda sunulan peygamber ahlakı, Bâtını, zahiri, doğa ötesi, ilahi, yaşanmış, yaşanan ve yaşanacaklarla ilgili derli toplu mükemmel bilgi işletim sitemi/leri yüklü insan kast edilir. Bu insan tipinde; akıl ruhsal kişiliğin(ruhun) işletim sistemi, zekâ fıtrat-i kişiliğin (nefsin) işletim sistemi, Enesi-Egosu-Özgün olgun fıtratı-tercihi… Vb kişilik sistemlerinin hepsi bir arada ve her an çalışır durumda diridir ve hazırdır. Ben uyurum kalbim uyumaz (Hadis var). Bilim; akıllı, zeki ve vicdanlı yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim ve İlim Alimi, Bilirkişi, Bilim Bilgini, Bilen Zat kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir. Bilim bilginin (Bilim insanın?!) düşünsel işletim sistemi sadece öğretilen bilim dalı işletim sistemli merkezli olup; düşünsel ve hayatsal tatbikatlarda diğer kişilik işletim sistemleri güdük kalmaktadır (otistik bilim kişiliği). Ruhbanlarda düşünsel işletim sisteminin merkezini Akıl, ruh ve vicdan işletim sistemi kişiliği işgal etmiş diğer kişiliklerin hepsi bu kişiliğin hükmündedir (otistik ruhban bilim kişiliği). Doğal kabilelerdeki kişiliklerde bilim bilginlerinden (bilim insanlarından) farklı olarak doğal koşullarla yaşayarak bugüne kadarki kavimce geliştirdikleri doğal düşünsel işleştim sistemi merkezli genellikle doğal tabuların bileşkesindeki doğal kişilik işletim sistemleriyle yaşarlar. Diğer tüm kişilikleri bu Doğal tabusal kişiliklere çekinik ve güdüktür (otistik Doğal tabusal kişilik). İnsanların düşünce sistemlerini ve zihinsel alt yapılarını geçerli dini, akli, insani yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarından kopararak ya da İslam'iyet'te ortaçağ dinleri ceketini ve iftirasını giydirerek;Müslüman'ları ve insanlığı sadece otistik doğa ve bilimin farzlarına rötuşlatarak doğayı ve insanlığı liyakatsiz kullanarak ya da kullandırarak bilimi ve doğayı fetişleştiren deccalı kişilik, zihniyet ve sistemleridir. Bu yöntemlerle geleceğin liyakatsiz, günah keçisi cahil katillerini yetiştirmektedirler. İnsanlığın en derin deccalı ve kahpe rabliklerinin vebalini ve günahını; günah keçisi olarak kullandıkları mazlumlara, cahil insanlara ve hükmündeki Müslüman'ım diyen mazlum cahillere üsteleten hilkate garibesi çapulcu ilahlık makamındakilerdir. Kaldı ki, İslam'iyet'te bazı halifeleri namazda ya da kuran okurken canice, haince ve kahpece öldüren katiller bile idam edilmediler. Bir kavle göre hayvanlık-vahşilik ve insanlık arasındaki en önemli fark; hükmündeki;bilgiyi, olanakları, işi ve leşi liyakatli paylaşma ile doğru orantılıdır. Demirkuş 2009. Denemek için çek leşi gör işi. Ya da bayan hakları çıplaklıkla doğru örtünme ile ters orantılı olmanın bekçiliğini namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) dürüst cahil yönetici insanlara yaptırtmak, Örneğin, baş örtüsünün hakikatine doğru empati/eşduyum duymadığı için, içine sindiremediğini itiraf eden dürüst ama din cahili politikacılar yetiştirmek ve bu mantıkla bu tip insanları İslam'iyete karşı kullanmak deccallık ve kahpeliktir. Bu yüzden Müslüman'ım diyen bir ülkenin birçok başörtülü vatandaşların ahi alınarak gayri Müslim'lerin insafına-vicdanına terk ve teslim edildiler. Siyasi veya siyasi olmasın kanunlar mazlum ve haklıları korumak için vardır. Batı, uzakdoğu ve yakın kuzey; var olan koşullarda zorunlu olarak eğitim sistemleriyle nesnel, eylemsel, bedensel ve zihinsel tüm yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını, doğal doğanın bilimsel farzlarına dayalı olarak budamak, yontmak ve şekillendirme gereği duymuş ve bilimin farzlarına dayalı bilim bilgini (bilim insanı!?) yetiştirmek zorunda kalmıştır. Ancak orta çağ döneminin vaadi dolmuş dini işletim sistemi hala bu bilim bilginlerinin (bilim insanların!?) bilinç altındaki boşluğu-nesnel ve zihinsel gen havuzlarını doldurmakta ve bu insanlar zihinsel bedenlerinin hala eski dinlerin metriksi içinde olduğunun farkında değiller. Dinin metriksi aşılmazdır!! Hadis var. Aslında bilimi insanın içinde (batini kalp, zihinsel havuz… Vb) liyakatli, doğru ve ilişkisel konumlandırıp; bilim bilgini, bilim mühendisi, bilim uzmanı... Vb insan, bayan, erkek yetiştirmek daha liyakatlidir. Ancak bu şekilde bilim insana araç olur yoksa Bâtının dinden yakasını kurtarmak için yetiştirdiği bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?) hemen hepsi bilimi aşamaz yani bedensel ve zihinsel ürettikleriyle doğanın bir parçası olmaktan kendini/lerini kurtaramaz ve bilime-doğaya malzeme ve yem olmak zorundadır. kendini/lerini kurtaramaz ve bilime-doğaya malzeme ve yem olmak zorundadır. Kısaca bilim ve doğa insanlığın gelişimi için araç olacağına insanlığın hesaplanamaz nesnel ve düşünsel havuzları doğaya ve bilime liyakatsiz öğretim, öğrenim ve eğitimle yem, araç ve malzemem edilmektedir. İslam'iyet'te bilim dinin içeriğinde ilimin dünyevi alt kümesidir. Din aşılmazdır. Hadis var. Batıdaki, kuzeydeki ve uzak doğudaki;cahi, liyakatsiz öğretim, öğrenim ve eğitim sistemlerinin sonucunda; medeni, bilimsel ve vahşi-doğal ahlaklı insanların ortaya çıkmasına neden olunmaktadır. Bu liyakatsiz öğretim, öğrenim ve eğitimle batıdaki orta çağ din-bilim çatışması ve zihinsel doku uyuşmazlığı mantığıyla bilimsellik yapay ve hayvani ahlak farzlarıyla; insanlarımız; İslam'i inanç, akli, insani geçerli ve hayırlı yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla ters düşürülerek yapay olarak zihinsel ve yaşamsal doku uyuşmazlığı yaratılmıştır. Bu kadar harika çocuklardan bu kadar başarısız öğretmen, insanlar ve halklar neden çıkardığımızın nedenleri açık. Şimdi kaybettiklerimizi en liyakatli geri kazanmanın çözümlerini arıyoruz ve araştırıyoruz. Yani yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarımıza ait hiçbir özgünlük kalmadığı için özgün nefesimiz kesilmiş ve ülkemize tamamen batıya, kuzeye ve uzak doğuya;insandan bilimsel karpuz tarlası bekçiliği, işçiliği ve taşeronluğu yapılmıştır ya da yaptırılmıştır. Bâtının yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına hizmetçi bilim bilginleri (bilim insanları?!), işçiler ve sermaye sınıfı yetiştirmişiz ve yetiştiriyoruz. Bilimin insanı olmaz (israftır-liyakatsizdir), insanın bilimi olur. İnsan bilimden daha kapsamlı ve amaçlı bir yaratıktır.Din, bilimsellik ve bilim öğrenme aracıdır yol gösterici değildir. Yol göstericiler ya da mürşitler peygamberler,bilginlerdir ... Vb insanlardır. bilim uzamanı (bilim insanı?) -bayanı-adamı olmaz (batı için zorunlu geçerli kavram), bilim bilgini, bilim mühendisi, bilim uzmanı... Vb erkeği veya bayanı olur. Kısaca; gerçekte ve doğal olarak dinin, bilimin, rejimin… Vb. şeyin insanı olmaz ki batı bu durum hayat bulduğu için insanlar otistik din ve bilim uzamanı (bilim insanı?) olmuşlar. Bu insan tipinin özellikle din bilim ilişkiselliği açısından tüm bildiklerini diğer bildikleriyle ilişkisel düşünselliği körelmiş ve tümel düşünsel ve uygulayış ilişkiselliği cahilleşmiştir. Bu açıdan bu asır ki öğretim, öğrenim ve eğitim sistemi eksik, cahilce ve kesin yanlıştır. Özellikle üniversiteler ilk, orta ve lisedeki bilgilerin ilişkiselliğini tamamen körelticidir. Doğrusu akıllı olan insanın/insanların bilimi, dini, rejimi.... Vb. şeyi olur. Batıda ki;alfabeler, harfler, bilimsellik ve rejimlerden alıntılar acelelikle olduğu gibi yani ıslah edilmeden ülkemize çiğ ithal edilerek, hiçbir özgün değer yargısı dikkate alınmadan batılı neye heveslenilmişse olduğu gibi ülkemiz insanına zorunlu bir çuval olarak giydirildiği için insanlarımız ne olup bittiğinin farkına varmadan İslam dini ile bilimi ve teknoloji arasında ilişki kurmadan laikle İslam'iyete ortaçağ dinlerinin bilimselliğe tepkisinin bilimsel ceketi giydirilerek batılı yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına yem olmuş ve bu günkü sonuçlara ulaşılmıştır. İnsanları liyakatsiz öğretim, öğrenim ve eğitim süresince; doğallaştıran, vahşileştiren, şeytani alimleştiren (iblisleştiren ve ), cahilleştiren; alfabelerin, dillerin ve lisanların yeryüzünde varlılığından emin olabilirsiniz ya da farkındalığını anlamamız gerekir. İnsanları liyakatli öğretim, öğrenim ve eğitim süresince; insanlaştıran ve peygamberi âlimleştiren alfabeleri, dilleri ve lisanları yeryüzünde geliştirmemiz insani bir farzdır. Çok ilginçtir ki; insanlık, çeşitli canlı ve cansız yaratıkları ıslah ederek evcilleştirmeyi başardı, ancak en önemli toplumsal iletişim aracı olan kavimlerin özgün; alfabe, dil ve lisanlarını; bilimsel, mantıksal ve akli prensiplere dayalı ıslah edici kayda değer örnek akÂdemik ve bilimsel hemen hiçbir çalışma yapamadı. Toplumsal iletişim açısında insanlığın mantık ve akli iletişim basiretlerini bağlamayan, köreltmeyen ya da vahşileştirmeyen tam tersine akışkanlık getiren peygamberi, akli ve mantıki ortak bir dil, lisan ve alfabe geliştirmeyi başaramadık. Uzaya açılmadan önce insanlığın buna acilen gereksinimi vardır. Geçmişte dünyaya hâkimiyetini kuran kavimlerin dil ve lisanları bu gün etkinliğini kayıp etmiştir. Bu günkü hâkim kavimlerinde; alfabeleri, dilleri ve lisanları aynı akıbete gideceklerinden şüphem yoktur. Onun için hiçbir kavimin vahşi-doğal; alfabe, lisan ve diline taraf olmadan, modası geçmeyen insanlığın ortak payda peygamberi, dili, lisanı ve alfabesini; akÂdemik, bilimsel ve uygulamalı çalışmalarla geliştirmeliyiz. Ör, yaban-doğal elmaları, yaban armutları, yaban inekleri, yabani atları, doğal toprağı, doğal çölleri... Vb yaratıkları ıslah edebildik ve evcilleştirdik. Ancak doğal dil, lisan ve alfabelerimizi ıslah edemedik ve evcilleştiremedik yani akli ve mantıki olarak eleştirel düzenlemedik. Bu nedenle Yeryüzü kültür alfabelerinin hepsi Doğal zekâların, deneyimlerin ve denemelerin evrimsel ürünüdür. Akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ıslah edilmesi ve geliştirilmesi gerekir ki insan beyni, zihni ve kalbi insani iletişimde en az kusurlu kemale ersin. Bu amaçla insanların beyin, zihin ve kalp havuzundaki bilgilerin;görsel, işitsel, eylemsel, davranışsal, tatsal, bilişsel… Vb kodları günlük hayatta iletişim de kullanılan alfabe ve lisanın; harf, sembol, kelime, kavram ve kodlarından, daha sade ve daha çok benzerdir. Örneğin,kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin tüm insanların ( bazı engelliler ve bazı istisnalar hariç) zihnindeki bilişsel, eylemsel, görsel, tatsal, kokusal, davranışsal... Vb kodları hemen hemen aynı dır. Ama kültür dillerinde kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin her kavimdeki isimlerin/kavramların ya da kavramisimlerini zihin havuzundaki kavramsal kodlanışı farklı olduğu için iletişimi vahşi, doğal ve zor olmaktadır. O zaman çözüm olarak;"Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusu" Kuralına uygun olarak kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerinin zihinsel bilgi biriminin ifadesine ve konumuna en uygun kavramlarla iletişim, öğretim, öğrenim ve eğitimle ortaya çıkarırsak her kes kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerini daha rahat anlar, günlük hayatta ve iletişimde kullanır. Bunu tüm kavimlerin (insanların) beyinleri, zihinsel havuzları ve batini kalplerindekileri de kodlanmış kültürel isimler, kavramlar/kavramisimler hepsi için düşünüp günlük hayatta hepsini kırmızı elma mantığı ve örneği gibi uygularsak insanlığın akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı ortak iletişim alfabesi ortaya çıkmış olur. Tüm kavimlere ait yazımsal ve konuşsal ya da hem konuşsal hem de yazımsal:alfabelerinin, lisanların ve dillerinin; Âdemin dilinde vardıkları ortak payda ve özgün;işitsel, yazımsal, görsel, dokunsal, tatsal, hissel … Vb özellikleri bilgisayar (Bilgisunar/Bilgişlersunar) ortamında kökenlerine/köklerine, hecelerine/ ses parçalarına kadar sadeleştirilerek yeniden matematiksel iletişim ve alfabe mantığıyla ya da kozmik (evrensel) ötesi atom altı parçacıkların çeşidinin her birini kozmik alfabe kabul ederek oluşturulan yani kuantum alfabesi sade iletişim mantığıyla veya her yaratığı matematiksel küme elemanı kabul ederek ve her şeyi, tüm bilimleri-tüm kâinat ve yaratıkları bu kozmik matematiksel kümeler denizi içinde yüzen elemanları temsil eden “Kozmobiyomatematik, Evrensel, Uzay canlı matematik... Vb (Simetri, Kuantum, Standart, Sicim-İp-Halka, Paralel Evrenler, Şişme, Evrim...Vb her şeyin kuramlarına uyumlu)” alfabe mantığıyla; ilişkisel, organize, disipline ve kategorize edilerek hayata uygulanabilir. Demirkuş 2010. Çözüm;Tüm sorun kültürel dillerde iletişim amaçlı kullandığımız; hece, ses, vurgu, kavram, isim ve kavramisimleri; şekilsel (analog), kökensel (homolog), özgün, sesteş, anlamdaş, değişken ve geçişken benzerlik tabanlarına göre mantıki kurgularını bilgisayarda düzenleyerek; matematiksel iletişim sembollerindeki gibi en doğru algılanabilir şekil de zihnimizde ki bilgilerle ( bilgi birimleriyle) ve çevremizde ki her şeyle algıda değişmezlik ve algıda özgünlük ilkelerine dayalı ilişkilendirmektir. Kavmin azınlığı ve çoğunluğu olmaz herkesin ve grubun fert bile olsa ya da vahşide olsa alfabesi, dili ve lisanı aslidir hiçbir bahane ile diğerlerine asimile ettirilemez. Tüm kavimlerin ana dil, lisan, alfabe için geliştirilen çözümler akli, mantıki ve bilimsel tevhit edilerek insanlığın tek dil, tek lisan ve tek alfabesine kaynak oluşturacak şekilde;bilimsel, akÂdemik çalışmaların yapılması gerekir. Tüm Kavimlerin Özgün Ana Dilindeki; Alfabe, Dil ve Lisanlarını Islah İçin Çözüm; Peygamber ahlaklı insanları yetiştirmedikçe ve dilimiz/dillerimiz; algıda değişmezlik ilkesine olanaklarımız ölçüsünde değiştirmedikçe ya da yaklaştırmadıkça yani peygamberi özellikler sahip insanları yetiştirip doğru adreslerde görevlendirmedikçe, var olan ve gün geçtikçe genişleyen ve büyüyen yarı doğal kültür, alfabe ve dilleri akli ve mantıki ıslah etmedikçe doğaya uyum, küreselleşme sıkıntısı ve adaletsizliği çeken özgün kavimler olarak kalmaya mahkûmuz. İnsanların zihninde ve bilinç altında yer alan bilgilerin benzerliği ve algıda değişmezlik oranı;iletişimde kullanılan yarı doğal ve yarı doğal kültür dillerindeki kavramsal ifade ediliş havuzundaki çeşitlilik ve özgünlülük kaoslarından daha yüksektir. Doğal insanların ya da Âdem AS öncesi ve/veya sonrası insansıların; (ruhsuz, akılsız, insani ilimsiz, eşyayı liyakatli tanımaz yani doğal-nesnel-düşünsel-zihinsel döngü düzenlerinin cahili ve doğal vicdanlı) yaşam döngülerindeki çevresel koşulların tehlikesi, paylaşım duygularının gelişmesi ya da paylaşım zorunlulukları dilsel iletişim ve dilin evrimleşmesi olumlu yönden güdülenmiş olabilir. Algılanarak kabul gören bilgilerin zihinde kategorize edilerek kodlanışı tüm insanlık zihin havuzunda çok benzerdir. Bilgi birimlerinin, kümesinin, kümelerinin ortak paydası geniş, özgünlükleri ve farklılıkları azdır ya da algıda değişmezlik–algıda benzerlik ilkelerine daha uygundur. Ancak zihindeki bilgi birimlerinin farklı kültür dillerinde farklı kavramlarla kodlanışı, ifade edilişi ya da uygulanışı iletişimde Doğal bir iletişim kaosu/karışıklığı/kargaşayı ya da hercümerci oluşturmaktadır. Örneğin kırmızı elmanın bilgi birimi olarak tüm insanlık zihin havuzundaki kodlanışı çok benzer ancak kavram olarak kodlanışı çok çeşitli ve vahşidir. Bu kargaşanın ıslahı en az çevremizde ıslah ettiğimiz ya da evcilleştirdiğimiz hayvanlar ve bitkiler kadar önemlidir. Kırmızı elma mantık kurgusundan (Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusundan) hareketle zihinsel olarak insanlığın ortak payda ve benzerlik olgusundaki kavramlardan hareketle algıda değişmezlik ilkesi ve zihinsel kavram havuzları arasındaki deşifreyi doğru ve mantıklı yapmak gerekmektedir. Islahat yapılırken; şuan ya da bu güne kadar zihnimiz ve çevremizi bu yarı doğal mantığa uydurarak yaşıyoruz. Bu yarı doğal dil kargaşasını; insanlığın bilgileri zihinsel kodlanış ortak payda mantığı ve algıda değişmezlik kurallarına uygun–uyumlu; akli, mantıki, bilimsel, deneyimsel, uygulamalı ve akÂdemik disiplinlere dayalı olarak öğretim, öğrenim ve eğitimle ıslah etmemiz gerekir. Bu mantık kurgusundan hareketle kavimlerin özgün dillerinde ve insanlık ortak payda dilinin ortaya çıkışında zihinsel kodlanış mantığıyla en çok örtüşen, benzeşen mantık kurgularıyla ve aynı zamanda matematiksel iletişim mantık kurgusuna uygun yeni dil ve alfabeler geliştirilmelidir. Zihnimizdeki kodlanmış bilgilerin ya da bilgi birimlerinin (kavramların değil);görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel ve diğer duyusal/duyuşsal özelliklerine göre; ilişkisel konumlanış, disipline ediliş ve etkileniş mantık kurgusunun deşifre edilişi çok önemli gözükmektedir. Ortak payda bilgileri Âdemin dili katmanını oluşturur bunlar genellikle nesnel yaratıkların görsel, şekilsel ve eylemsel bilgi birimleri katmanıdır. Özgünlükler ve ayrıcalıkların en çok olduğu kavramlar düşünsel (soyut) kavramlar ve ayrıntılı bilgi birimlerine yönelik bilgi birimleri katmanıdır. AkÂdemik seviyede; dildeki her kelime, bağlaç, kavram, deyim atasözü, vecize, sözleri hatta ithal edilmiş yazılı ve sözlü atasözü her şey akÂdemik disiplin ve sistematik mantık çerçevesinde dil, edebiyat, fen… Vb tüm dallarda kulanım üzerine bölümlerinde ulusal ve uluslararası seviyede;halka açık internet ortamı dâhil, akÂdemik çalışmalarla, toplu anket ve tartışmalarla farklı akli, mantıki, basireti açıcı... Vb alternatifleri gerekçeleriyle ortaya konmalıdır. Aslında insanların zihnindeki bilgi birimlerinin çoğu benzer ve çevredeki olay, olgu, süreç… Vb ile aynıdır ya da benzerdir. Duyuşsal (görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal ve hissel duyularımızla) olarak zihnimize girip kayıt olan bilgi birimleri çevredekilerle benzer ve tüm insanlıkta ortak payda benzer zihinsel doku katmanıdır. İnsanlığın ortak, lisan, dil ve alfabenin esas bilgi birimi kaynağı bu dokudur. Düşünsel olarak zihnimizde ürettiğimiz düşünsel bilgilerimizde zihnimize kayıt olur. Ör. unutulmayan bir rüya ya da düşünsel kurgularımızdan unutmadıklarımız. Zihinsel havuzumuzun içinde yer alan; nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar; zihinsel ürettiğimiz ya da duyuşsal edindiğimiz ve bellediğimiz bilgi birimlerinin;geçmiş, gelecek ve güncel deposu ya da hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir. Zihindeki doğal kayıtlar hemen tüm insanlarda aynıdır. İletişim kültür alfabelerinin; yazımsal, işaretsel, eylemsel ve konuşsal çeşitliliği ve/veya sadece konuşsallık çeşitliliği, insanlıkta hoş görüyü artırırken ortak payda iletişimini zorlaştırır. Beyin sanki zihinsel bilgi birimleri deposunun hatırlayıcı biyolojik bağlantılar ve biyolojik hatırlama moleküllerin adeta nesnel çekirdeği gibidir. Bilgi hatırlandığı an bazen geçmişte ki mekandan çağrılır ya da o mekanda algısal tecelli (algısal ışınlama) olur ve hatırlanır. Kuranı Kerim ve Allah (C.C) gönderdiği; kitap ve sayfalarında kullanılan (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil); yazılı dil, mantık, ilişki, peygamberi konuşma ve okuma (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil) akışkanlığı dışındaki tüm gelmiş geçmiş; alfabe, lisan ve dillerin insanlığın mantıki ve akli iletişim basiretlerini vahşileştirici ve köreltici etkilerini kanıtlamak zor değildir. Bütün dillerin yazım, konuşulan şekli, ifade… Vb kurallarının anatomisi Doğal dır. uluslararası seviyede kabul görebilen bilimsel insani mantıksal anatomisi ve kuralları çerçevelerde mukayese edilerek ıslah edilip değiştirilişe gereksinimi vardır. Bu mantık Kuran-ı Kerimi CC Kitabındaki mantık kurallarından esinlenerek ortaya konulmuştur. Yani kurandaki ayetler ve hadisler baz alınarak doğadaki yapay ve doğal doğal alfabelerdeki kuralların ıslah edilişine gereksinim olduğu otoya çıkmıştır. İnsanları yeryüzünde; vahşi, doğal, hayvani, insani, iblisi, peygamberi, şeytani çok çalıştırmanın hak edişleri arasındaki farkları ve farkındalıkları anlamaya çalışın.Fazla çalışmakla hak edişin sınırlarını düşünün. Hak edişle her şeyin elde edilemeyeceğinden emin olun. Cahilce ve Şeytanice Hak edişine tapınma gayretini düşünün. “Azmin elinde hiç bir şey kurtulmaz” cümlesinin cehaleti ve gizli, şirkini; fert, toplum, devlet… Vb bazında; Rahmani, Cahili/Hayvani ve Şeytani Çok çalışmaların arasındaki farkındalığı; geçmişten geleceğe ilişkisel leştir ve günümüze güncelleyip örneklendirişi deneyin. Hakkına tapınma, yaptıklarına tapınma ve Hak (C.C)'NE tapınmalar arasındaki düşünce kaosu, kavram yanılgısı, düşünce yanılgısıyla kafa bulandırmayı ortaya atanların ve hayata uygulayanların bedbahtlığının farkındalığını alamaya çalışın. Peygamber ahlaklı;kardeşlik, öğretim, öğrenim ve eğitimle ilişkilendirin. Hayatın yaşam terazisi üzerinde iradi tercihlerimizin hasılatı yolcusuyuz. Demirkuş 2010 Bir din her şeyi içermiyorsa geçersiz, vahşi, geçici ve/veya yetersiz bir dindir. İslam'iyetin dışındaki tüm dinler bu kategorilere girer. Bu nedenle hiçbir şey dine (İslam'iyet'te) aykırı değil ancak helale aykırılığı dine aykırılık diye yutturanlar vardır. Gerçek ve geçerli dinlerin korunmaya değil insanların yaşantılarında peygamberi hayır görmeleri için uygulanış için gönderilmişlerdir. Dini korumak için 400 yıl matbaa, 100 yıl evrim öcü göstertmiştir. Laikte, bilimde ve siyasette dini kötüye kullanma bahanesi ve gizli düşünce demir perde izolasyonu ile insanların inançları ile yaşam döngüleri arasındaki ilişkisel örgüyü demir perde Berlin duvarı örneğinin ötesinde büyük bir cehalet ve bilinçli yapılıyorsa ihanet yatıyor gibidir. Çünkü bir din korunmaya muhtaç ve her şeyi içerip çözümler üretmiyorsa; ya yeteriz, ya kısmi bir zaman dinline aittir Ya da doğal ve yetersiz dindir. Ne acıdır ki Müslüman'ım diyen birileri bile bu açıdan İslam'iyeti diğer vahşi, kısmi ve belli bir zaman boyutuna ait dinlerle aynı kefeye koymaları büyük bir talihsizliktir. Ayni zihniyet dine aykırıdır 400 yıl matbaanın bekaret kemerini İslam'iyete reva görüp ya da zaruret ve cehalet bahaneleriyle İslam'iyet'ten gayri Müslim'lerin yaralanışına engel olmuşlardır. Ayni zihniyet bu asır 100 yıldır evrim dine aykırıdır ve 100 yıldır dini siyaset afatından koruyoruz bahanesiyle liyakatsiz laiklik kemendini İslam'iyetin yayılışına vurmuşlardır ya da reva görmüşlerdir. Yaratıkları, Hayatı ve bilimi İslam'iyet'le ilişkilendireceğine tam tersine dini korurum diye dinle 400 yıl dinle matbaanın, 100 yıldır dinle laikliğin, 100 yıldır dinle evrimin ilişkilenip tanışmasına radikal kementler vurmak dini korumak İslam'iyet' hizmet olduğuna inanılır ve güvenilir gibi değildir. Bilim İslam'iyet'te Müslüman'ın (insanın) yitiğidir (hadis vardır). Dini aşamazsınız ya da din aşılmazdır (hadis vardır). Hiçbir şey İslam'iyete aykırı değildir veya hiçbir şey İslamyeti'n dışında değidir. Sözde bazı cahil inanç ehli asırlarca helale aykırı şeyleri;gerçek imana ve dine aykırıdır diye insanlarımızı kavram ve düşünce yanılgısına sokmuşlardır. Önemli olan her şeyi İslam'iyet'teki;helal, haram, mekruh, ifrat, tefritlerin… Vb sınırlarına göre;gerçek eğitimle, insanlarda doğru-liyakatli konumlandırmak ve doğru tepkiler, alışık tepkiler (refleskler) ve davranışlar geliştirtmek/geliştirmektir. 21. Yüz Yılda, bilimi; insanların geçerli, doğru inanç, yapısal, özgün, ortak payda ve kültürel yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmak öğretim, öğrenim ve eğitimin çok önemli farzlarından biri olmalıdır. Demirkuş 2009 Bizim yapacağımız bilim; Müslüman insanın esfeles-safilin çanağındaki yitiğidir(bu anlama yakın Hadis var). Doğayı, İnsanı, Şeytanı, Bilimselliği, Bilimi… Vb her şeyi İslam'iyet'te doğru konumlandırıp ilişkilendirerek; liyakatli öğretim, öğrenim ve eğitimle, insanların Bâtını kalp, düşünce ve zihin sisteminde liyakatli, verimli, ilişkisel ve doğru çimlendirerek yeşerterek, hayatla ilişkilendirilerek ve güncelleyerek severek asimile ettirtip, peygamber ahlakıyla hayata uygulatmak ve güncelletmektir. |
IV. SORU:Kötü ruhlu insan var mıdır?
V.SORU:Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet,adalet ve zaruret(rahmani-insani birliktelik) kavramlarını tarif ediniz ya da
nedir?
VII.SORU: Bilim,
siyaset ve evrimin;avukatlığını, siyasetini, dalkavukluğunu yapmakla, onları yaşamak, yaşatmak, kullanmak, aşmak arsında ne fark
vardır? Evrimi yönlendiren temel yasalar; doğadaki çekim,
sema(etrafında dönme), genişleme ve yaylanma gibi sınırlı sayıda kanun ve
kuralların;toplu/tekli varyasyon etkileriyle işleyen-etkilenen-etkileyen,
doğal döngülerden(dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin)
kaynaklanıyor. İnsandaki mantık mı, yoksa doğadaki diğer yaratıklar
arasındaki toplumsal-döngüsel mantık sistemleri mi daha istendik ve
gelişmiştir?İnsan doğada olmayan, bilgiler ürettiği gibi; doğada, insanın
hayal edemediği yaratıkları üretebiliyor. İnsan bedenen doğanın bir
parçasıdır!! Bu önermeler ışığındaİnsandaki bedensel ve düşünsel araçlar, gerçekten doğada; rastgelenin mi? yoksa AS gelenin mi bir ürünüdür? neden? Öğrenci Yanıtları. tıklayın -İnsan mantığı mı
daha üstündür?
-İstisnalar hariç, olmazsa olmaz kuralına
göre, erkek olmazsa bayan da olmaz.(İnsan Klonlama?)
-Doğa belli düzeneklerle çalışan bir
mantık sistemine sahiptir.
-Bu mantık
doğal yaşam içinde insanın mantık sistemini yozlaştırmaktan yana
etkiler (Evrim).
-Bugün doğa
insanı ne kadar etkiliyor, insan doğayı ne kadar etkiliyor?İnsanların
yüzde kaçı kendini doğadan sıyırıp hür yaşamıştır?
-İnsan mantığı
doğa mantığından daha üstün olmasına rağmen kendini doğadan soyutlayarak
yaşayamaz.
-Doğa bir etki tepki mantığıyla çalışır.
-Değişmeyen enerji boyutunda zaman sıfırdır.
-İnsan bu zaman boyutuna ulaşırsa ebedi olur.Bulunduğumuz durumda insan mantığı doğa
mantığından daha zayıftır.
-Özel eğitim ve
hallerde; insan mantığı doğa mantığını aşabilir ve kâmil insan olur.
-İnsan ve doğa mantığı
karşılaştırılamaz. İkisi birbirini tamamlar.
-İnsan ve
doğadaki zıtlıklar tezatların çelişki dengesinden çok sıfır ve tamamlayıcı
denge olarak düşünülmesi lazım. İdeal olan da budur. Ör : Parayı güç veya
amaç olarak görmenin faklı zihniyetine benzer.
-Akıl peygamber ahlakıyla doğru orantılıdır. Aynı şeyi zekâ için söyleyemeyiz. Akıllı insan, akıllı devlet,
akıllı millet ölümüne kadar hesabını yapar.
-Doğada değişmez veya yavaş değişen
acımasız bir mantık varken insanda değişken bir mantık vardır.
-Diyelim ki
doğadaki mantık dogmadır. İnsan mantığı bu dogma mantığın kurallarına
uygun icabet etmezse çok
büyük zaman kaybeder.
VIII.SORU:Sizce akıllı insan/lar mı kendini ifade etmekten aciz, yoksa diğer insanlar mı onu/ları anlamakta acizdir? MÂdemki akıl en üstün araçtır, neden akıllı insanlar dünyada başat(baskın) değillerdir? -Dünya'da Şok Akıllıları bir araya toplamanın bir yolu bulunamamıştır. XI.SORU:İnsanları bir birine dolu dolu sevdirecek,
yüreklerine ve iç dünyasına sevgiyi doluşturacak sebepleri, davranışları ve
kaynakları nerede nasıl bulacağız?
XII.SORU:Nefsin zekânın, aklın ve ruhun bu sebeplerle (XI.SORU) ne ilgisi
var? XIII.SORU:Pratikteki verilere
bakıldığında sanki insanlar; fert ve aile bazında çocuk, toplumsal
bazda (milletler ve devletler bazında) yarı nefis hastası (akılsız) 1 gibi toplumsal ilişkiler içindedirler. Doğru
mu? Neden? Öğrenci Yanıtları. XVIII.SORU:Hayvanlar zeki olabilir, ama hiçbir zaman akıllı olamazlar, Doğru mu? Neden? Akıllı olmak sadece insana mı özgüdür? XIX.SORU:Doğaya ve Doğa Ötesine kafa yorma arasında ne fark vardır? İnsanlara her birinin ne yararı ne olabilir? Öğrenci Yanıtları XX.SORU: Bilim adamalarının çoğu doğayı deşifre ve anlamaya kafa yorduruluyor, peki doğa ötesine kim kafa yoruyor? Neden?Nasıl? Öğrenci Yanıtları XXI SORU: Sizce sadece süper zeki ama aklı az bir insan ile süper akıllı ama az zeki insanların özellikleri ne olabilir? Öğrenci Yanıtları Doğaya yararları ve zararları bakımından karşılaştırıp tarihteki örneklerle somutlaştırın.? Ör,Akıllı ve az zeki Abdal Yunus EMRE, Akılsız ve zeki, II Ramses XXII SORU:Tarihte kuduz ahlaklı fert ve toplumlara örnek verilebilir mi?
Var mı? Neden?
XXIII SORU:Sizce
depremler, doğal felaketler, trafik kazalarında ölenlerin akıbeti; kaderin cilvesi mi? Tercihin meyvesi mi? Yoksa başka
mı?
XXVI SORU:XXV nolu soruyu
ülkemiz, dünyamız, insanlık veya tüm yaratıklar için genelleyiniz? Neden ?
Nasıl?
XXVII SORU: Devrim nedir niçin yapılır? Devrimler neden yapılır?
Vaktinden erken veya geç yapılan devrimlerin toplumlara etkisi
nelerdir? XXVIIISORU:Sevgi nedir? Kaç Çeşit Sevgi Vardır? Aşırı sevilerek
büyüyen insanlarda hangi zafiyetleri olasıdır? Sevgi hangi koşullarda
dezavantajlıdır.
XXXII SORU:Parti(azınlık) Demokrasisi ilahi/peygamberi bir rejim midir? Daha iyisi düşünülemez mi? Hayvanların yönetim sistemlerinde ve lider-yönetim kadrosu seçiminde; parti(azınlık) demokrasisi benzeri bir sistem var mi? Daha mükemmeli olabilir mi? Churchill, Sir Winston (Leonard Spencer) 1874-1965;parti(azınlık) demokrasisi nasıl bir rejimdir diye sorulduğunda, kral ve kraliçeyi düşünerek; şimdiye kadar zaman zaman denenen en berbat ve kötü rejimlerden biridir der, sonra dökülen basının suratına bakarak şaka şaka söyledim der. Roma ahlakının; doğayı yağmacı, jurnalist, siyasi, düşünsel ve/veya nesnel sadist, doyumsuz zevki; köşe başlarında bir birini düzen-dizen, hayvanlara insanları parçalatan, vur patlasın çal oynasın insan zihniyetinin ve ahlakının türediği dönemidir. Bu gün insanı insana yarıştırıp-Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet ettirip parçalatan zihniyet, yarın kapitalist zihniyetin menfaat farzlarına göre globalleştirerek roma ahlakının tevhidini rayına oturtabilir.1 Öğrenci Yanıtları b-E ğer Bilim veİlim Mürşit ise; Her Şey Doğa ve Evrim Kurallarının Ürünüdür? Soru Önermesi Doğru mudur? Neden? c-İçerdiği Element- Atom-Bileşik, Sistemler, Sanal Araç-gerçek (sanal, soyut ve somut) Araç ve Doğal-Yapay Koşullara Uyum Açısından; Yarı Biyonik Bir bayan-Erkek, Doğal-Evrensel-Gelişmiş, Bir bayanın-Erkeğin Liyakatini(yakışırlık) Elinden Alabilir mi? Neden? Sizce tera bilgisayarlar globalde insanı aşabilir mi? d-Fıtraten; Ulvi, Asil Duygulardan, Peygamber ahlakından Hoşlanmayan ve Bunların Tersini Uygulamaya Meyilli İnsanlar/Toplumlar Günah Keçisi midir? Neden? f-İnsan kendi kendini dost doğru veya yap yanlış şeylere iman ettirmeye kadir mi? Sonradan bunu telafi çin ne/ler gerekir sizce? g-Acaba, duygu ve düşünceler aklımıza nereden, nasıl geliyor? Doğada;sürekli, kesikli, eskilerin-hayvanların ürettiği veya kendi ürettiğimiz duygu ve düşünceler olabilir mi? neden? Öğrenci Yanıtları mi? Bu konuda daha çok söz sahibi olabilir sizce? Ne olursa olsun sonuçlar teorilerden daha önemli ise? İpucu;Belki de insani açıdan üretilen çok az şey üreteninden üstündür. Hukukun üstünlüğü değil, kurallarına itaatin değeri ve önemi üstünlük kavramı ile karıştırılmamalıdır (kavram yanılgısına dikkat ediniz). Bilim ve İlim insandan üstün olabilir mi ? Hukukun, uygulamasını ve üstünlüğüne yemini düşünün!! XXXVII SORU:Dünyada;pozitif bilim ve bilim bilgini (bilim insanı?!) siyasi emmeler için kullanılıyor? Soru Önermesi mi? Yoksa Tersi mi Doğrudur? neden?Öğrenci Yanıtları XXXVIII SORU:Canlı yaratıkların yaşamadığı bir gezegende besin üretmek mümkün mü? 1, 2 XXXIX SORU: Bilimsellik,drama, samimiyet, iki yüzlülük kavramların özgün ve ortak özellikleri nelerdir? Bu kavramlar arasında peygamber ahlakının yerini belirleyiniz. Öğrenci Yanıtları XLIX SORU:Hayvanlar zeki olabilir, ama hiçbir zaman akıllı olamazlar, Doğru mu? Neden? Akıllı olmak sadece insana mı özgüdür? Veto nedir? Bu nimetten kim aslan payını nasıl alır? Ya da niçin ender kullanılır? Hangi ülkelere bu yetkiyi ne zaman- ne amaçla verilmiştir? XLI SORU:Neden dünyanın birleşmiş milletleri varda, birleşmiş dünya devletleri yoktur? Bilerek oluşan bir olgumudur? Dünyanın veya Asya'nın Birleşmiş devletleri/milletleri kurumu hangi kıtaya ve ne zaman-nereye/de kurulmalı-kurulabilir mi sizce? Veto hakkı kime/lere verilmeli? Öğrenci Yanıtları
XLIX SORU:Makam, mevkii, rütbe,hukuk.. Vb olgular:yaşantıda, eğitimde ve öğretimde… Vb;hangi koşullarda taşınır/kullanılır/kayıtsız kalınır.Öğrenci Yanıtları L SORU:Toplumlar;hangi koşullarda, zeki piramidin tepesin de, tabanında veya her iki koşulda yönetilir? Örneklenebilir mi? İpucu;.1,2, 3, LII SORU: Bilim mi, parti siyaseti mi, Din mi;bu gün insanı kullanıyor, yoksa insan mı bunları kullanıyor? neden? nasıl? örneklendiriniz.Öğrenci Yanıtları LIII SORU:Parti Siyasetini, Pozitif Bilimin Kucağında, Pozitif Bilim Siyaseti (Kök hücre siyaseti) Olarak Evrimleştirip Evrenselleştirmek Olanaklımı-Gereklimi? Neden? Öğrenci Yanıtları LIV SORU:Zihinsel sindirim var mı ? Varsa Zihnimiz ne yiyip yaşıyor? Zihinsel homeostasis (zihinsel iç denge ) nasıl sağlanıyor?Örneklendiriniz? Sindirim önce bedensel 5 duyu ile başlar (sırasıyla:göz-burun-dokunma-kulak ve tad);sonra ağızla mekanik sindirim devam eder soru-önermesi doğrumudur? Bu günkü insanlarda hangi sindirim daha mükemmel gelişmiştir?Öğrenci Yanıtları LV SORU:Süper Bilgisayarla Oynanırsa Satrançta:dost doğru ilk 5 hamlede kaç doğru açılış kombinezonu vardır? Buna dayanarak;beyaz hep doğru oynarsa, siyahta hep doğru cevap verirse kaç oyun kombinezonu var? Neticeler ne olur?1 Öğrenci Yanıtları Filmi izleyin LVI SORU:Kontrolsüz güç ve sınırsız hürriyet kanserleşmiş beden gibidir? Doğru mu Neden? Öğrenci Yanıtları LVII SORU:Antagonist ve sinerjik kavramları nedir? Devletlerin hayırlı bekası ve halklara/milletlere hizmet için varlığına paha biçilmez parti(azınlık) demokrasisi – çok yüzlü parti siyasetinin araçları olan partilerin ilişkileri; bu gün insanlığa Antagonist mi yoksa sinerjik hizmet mi veriyor neden? Öğrenci Yanıtları LVIII SORU:Sizce çok yüzlü parti siyasetiyle;doğru-yalan–yanlış haber üreten, sınırsız hürriyete sahip basının patronları ve çalışanlarının insanlığa katkıları ne olabilir ? Yoksa yönetim sistemlerini bunlar mı yönlendiriyor? Öğrenci Yanıtları LIX SORU:Dünyanın ilk akılllı insanı kimdir? Dünyanın ilk zeki insanı kimdir? Öğrenci Yanıtları LX SORU:Tüm insanların genlerini rahmindeki tek yumurtada taşıyan ilk bayan kimdir? Öğrenci Yanıtları LXISORU:Dünyadaki insanların ilk annesi kimdi? Öğrenci Yanıtları LXIISORU:Tüm insanların Ontogenetik Açıdan;Ana rahmindeki Ortalama Doğal Ömrü yaklaşık 9 ay, Dünya Ana Rahmindeki (Doğal İnsan Gen Havuzu) Doğal Ömrü Yaklaşık 90 Yıl? Uzaya Çimlenip, Uzaydaki (Doğal Beden Havuzundaki) Ömrü Yaklaşık 9'un katları şeklinde olabilir mi?Öğrenci Yanıtları İnsan genom projesi sonucunda; toplam insan gen havuzundaki gen sayısı belirlenmiş durumda? Uzayda tüm olası gen kombinezonlarının, insan bedeninde/lerinde belli bir zaman diliminde toplu hayat bulması mümkün mü? neden? Acaba bu koşulda uzayda her insan çiftine bir gezegen düşer mi? LXIII SORU:İnsanlar birkaç milyar yıl sonra uzaya yayılınca; bu dünyadaki olay ve olguların tamamen unutulması, masallaşması mümkün mü? Sizce Dünyada her ne olursa olsun, savaşın ve askerlerin kesinlikle uzak tutulması gereken 1 ve 2 yer var mı neden? Bu düşünce, savaşsız bir dünya geleceği için ilk adım olabilir mi?İpucu;20.Yüz yılın sıcak ve soğuk cehalet savaşlarıyla ilişkilendirmeye çalışın. Öğrenci Yanıtları LXIV SORU:Akıllı insanlardan yararlanmaya çalışılırken;her yaptığını anlamaya yapmaya çalışmak-anlam vermek mi gerekir? Yoksa özgünlüğümüze gerekli olan kazanımları edinmek mi gerekir? Sizce onlardan nasıl yaralanılabilir? Öğrenci Yanıtları LXV SORU:Devlet, Millet, Demokrasi, Parti,İnsan, Fıtrat,İktidar, Erg, Mevkii, Makam,Gebe Olma, Sorumluluk, Adalet, Liyakat(yakışırlık), Hakikat, gerçek (sanal, soyut ve somut), Güç, Rejim ve Yönetim Kavramlarını/danİçeren/ Oluşan, Güncel- Doğru-Haklı 3 paragraflık bir yazı yazınız. Öğrenci Yanıtları |