Bilimsel Araştırma ve Yayın Teknikleri
        Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
   Öğretmenlik Uygulamaları
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
          Okul Deneyimi II
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
Evrimin Mekanizmaları ve Bilimsel Kanıtları           Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
            Okul Deneyimi I
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
          Toplum ve Çevre
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
                Bilim Tarihi
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
Biyolojide Önemli Konular (Seçmeli II)
       Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
Biyolojide Önemli Kavramlar(Seçmeli I)         Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
Öğretim Teknolojileri ve Biyolojide Materyal Geliştirme             Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
    Özel Öğretim Yöntemleri II
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
    Özel Öğretim Yöntemleri I
Prof.Dr. Nasip DEMİRKUŞ(2012)
           Fen Teknoloji ve Toplum
Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ (OCAK 2012)

Öğrenme Öğretme          FTT , ÖÖYI , ÖÖYII, OTM, BÖKAVBSKON, BT , EV , ÇEV , ODI , ODII , ÖUYG BAYT, BMAT  BİK  FEL
Kuram ve Yaklaşımlar





Fen Teknoloji ve Toplumla İlgili Bazı Beyin Fırtınası-Nadası; Ödev, Soru ve Etkinlikleri (2005, 20062007, 2008, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015)

Din, Siyaset, Devlet, Vahşi ve Doğal Laiklik, Rejim, Demokrasi,Çevre, Bilimsellik, Kavram ve Evrim ile İlgili Sorular Sorunlar ve Çözüm Önerileri

Öğretim Üyesi;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2020
     Vize Ders Notlarınızı İndirin  Vize Soru Tipini İndirin  Final Soru Tipleri
Grup 4.1 ve Grup 4.3



Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlar Dersini Nasıl İşleyeceğiz;

Kaynak I; Öğretimi Planlama ve Değerlendiriş Yazar;Ş.TAN

A-Öğretim Strateji, Yöntem ve Teknikleri Ünitesinin Sunuları S.76-118

Düz Anlatım, Konferans,, Söylev, Demeç, Soru-Cevap, Problem Çözme, Gösterip Yaptırma, Mikro Öğretim,, Tartışma Yöntemi, Sempozyum, Seminer, Panel, Zıt Panel, Forum, Münazara, Beyin Fırtınası, Örnek Olay İnceleme, Sınıf İçi Uygulamalar, Rol Yapma, Drama, Eğitsel Oyunlar, Altı Şapkalı Düşünme Tekniği, Benzetim (simülasyon), Tutor Destekli Öğretim, Bilgisayar Destekli Öğretim, Gezi, Gözlem, Sergi, Görüşme, Ev Ödevi, Proje, Yansıtma, Deney, Ekip Öğretimi, İşbirlikçi Öğretim.
Öğretim Strateji, Yöntem ve Teknikleri Serdar ERDOĞAN & ERHAN KILIÇ S.76-118
Öğretim Strateji, Yöntem ve Teknikleri Ali ÇOBAN AKIN,Enver CANER,Fesih ÖZNUĞAN,Zeki AKSAK,Fatma BOĞA S.76-118

B-Öğretim Modelleri Ünitesinin Sunuları S.59-74

   Carroll'in Okullarda Öğrenme Modeli,Bloom'un Tam Öğrenme Modeli ve Gardner'in Öğretimde Çoklu zekâ Kuramı Nil ERTEKİN S.59-74
   Okullarda Öğrenme Modeli (Carroll'in )
   Tam Öğrenme Modeli (Bloom'un),
   Öğretimde Çoklu zekâ Kuramı (Gardner'in)

Kaynak II;
Eğitimde Program Geliştirme Yazar;Ö.DEMİREL

A-Program Geliştirmenin Kuramsal Temelleri Ünitesinin Sunuları S.17-47
   
Program Geliştirmenin Felsefi Temelleri Mehmet ŞAH S.17-27
   Program Geliştirmenin Psikolojik Temelleri Nevaf ABAY S.28-34
   Bilişsel Alan Kuramları ve Eğitim Programları Harun İRİŞ  S.37-47

B-Öğretim Modelleri Ünitesinin Sunuları S.17-64;
   Eğitim Programı Tasarımı Necati BUĞDAY S.47-57
   
Avrupa'da Yaygın Olan Program Modelleri Cihan SELİMOĞLU  S.57-64

C-Program Geliştirmede Yeni Yönelimler Ünitesinin Sunuları S.206-254
   Çoklu zekâ Kuramı Ali ÇOBAN AKIN S.206-212
   Etkin ve İşbirliğine Dayalı Öğrenme Fesih ÖZNUĞAN S.213-220
   Yaşam Boyu Öğrenme Cemil YAYLAR S.221-225
   Eleştirel Düşünme Tahir BENEK S.226-232
   Yansıtıcı Düşünme S.232-233
   Yapılandırmacılık ve Proje Tabanlı Öğrenme İrfan ERDİN S.233-237
   Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme Abdurrahman İNAN S.240-247
   Kuantum Öğrenme Abdurrahman İNAN S.247-253

Kaynak III;Eğitim Psikolojisi;Gelişim-Öğrenme-Öğretim.Önce Genel Soruları İnceleyiniz; 1, 2
Yazar;
B.Y.YAPRAK
A-Öğrenmenin Doğası Ünitesinin Sunuları S.154-179
   Öğrenmenin Doğası Alev ÜSTÜN S.154-173
   Öğrenmenin Doğası Sadreddin ARSLAN S.154-173
   Öğrenmenin Doğası Gülay ÇENGEL S.154-158
   Öğrenme İle İlgili Kavramlar Abdülkadir UÇAR S.155-165
   Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Ferdi ODABAŞI S.165-173

B-Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar Ünitesinin Sunuları S.182-216
   Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar Mehtap TURAN S.183-210
   Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımlar Sevim ÇİFTÇİ S.183-202
   Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN S.196-206

C-Toplumsal Öğrenme Kuramı Ünitesinin Sunuları S.218-242
   Toplumsal Öğrenme Kuramı Serdar ERDOĞAN S.219-235
   Toplumsal Öğrenme Kuramı İlhan AYDOĞDU S.219-228
   Toplumsal Öğrenme Kuramı Mahmut ÇAVUŞ S.219-223
   Modellerden Öğrenme Enver CANER S.224-235
   Gözlem Yoluyla Öğrenme Süreçleri Ali ÇOBAN AKIN S.232-237

D-Gestalt ve İnsancıl Yaklaşımda Öğenme Ünitesinin Sunuları S.244-274
   Gestalt ve İnsancıl Yaklaşımda Öğenme Erhan KILIÇ S.244-268
   Gestalt Kuramında Öğrenme YILMAZ TORUN S.244-257
   Pragnanz Yasaları Cemil YAYLAR S.251-259
   Yaşam Alanı Lewin ve Gestalt Selma Çelik S.258-268
   İnsancıl Yaklaşımda Öğrenme İrfan ERDİN  S.260-269

E-Bilgiyi İşleme Modeli Öğenme Ünitesinin Sunuları 276-306
   Bilgiyi İşleme Modeli Bedir ERMANOĞLU S.276-287
   Bilişsel Süreçler Ömer Faruk KOCAMAN S.289-299
   
Bilgiyi İşleme Modeli YASEMİN ÖZKUL S.276-283
 
  Bilgiyi İşleme Modeli TAHİR BENEK S.276-286
 
 Bilişsel Süreçler Abdurrahman İNAN  S.289-295
   
Bilişsel Süreçler Özlem CİHANGİR   S.289-299
   
Yürütücü Süreçler/Bilişi Yönetme Veysi YILDIZ S.297-303

1-Zihinsel Yapılanma Kuramı
2-Biyolojik/Canlı ve Sistem Temelli Öğrenme Modeli (Gen, Beyin, Zihin ve Sisteme Dayalı Öğrenme Modeli 0, 1, 2, 3, 4)  (Demirkuş, 2009);
3-E18 Tatbik/Uygulayış ve Öğretme Modeli, Demirkuş 2008
4-Doğal Kavram Kümesi Öğrenme Öğretme Modeli, Demirkuş 2008
5-Filmle Öğrenme Yöntemi
6-Öğrenme Modelleri ve Kuramlarının;Hedefleri, Bilimsel ve Tarihsel  İlişkisi
7-Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde Algıda Değişmezliğin Önemi
8-Öğrenme Öğretme Kuramlarının Uygulandığı Alanlar.

Dersi İzleme ve İşlemede Uygulanacak Yöntem;
  Piyasadaki bilinen temel kaynak kitapların (yaklaşık 7-8 kaynak kitap) hepsindeki; Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımları ile ilgili; model, yöntem, teknik ve stratejiler bir araya tevhit edilerek aralarında ilişki kurulacaktır.

Konuları Fıtratına Uygun Olarak Özgün ve Sıradışı;
1-Günümüzden geçmişe,
2-Basitten karmaşığa, 
3-En iyi bildiğimizden en az bildiklerimize doğru,
4-Konunun fıtratına uygun geçmişten geleceğe veya gelecekten geçmişe doğru konuları işleyeceğiz.

Sonuç; Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlarına karşılık gelen veya onlarla örtüşen;inanç, deneyim, eğitim ve yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarımıza ait; kavram, bilgi, eylem, olgu ve süreçlerle yeni bir model sentez edilecektir.

Kısaca; En İyi Bildiklerimizden Hareketle, Bulunduğumuz Bilim ve Tarih  Koordinatlarından;Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımları Açısından, Konunun Fıtratına Uygun İlerlerken-Hareket Ederken;
1-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Değişmezleri,
2-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Değişkenleri,
3-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Değişenleri,
4-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Geçişkenleri,
5-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Ortak Paydaları,
5-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Özgünlükleri,
7-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Tatbik/Uygulayış Alanları (Hayata ve Konulara Uygulanışı),
8-Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımların Ders ve Konularla Eşleştirmenin;Öncelikleri, Önemi, Mantık ve Kuralları Demirkuş 2008

  Çıkarsayış;Bu 8 maddede ki koşullu bilgiler, yeni teknolojik, biyolojik ve toplumsal gelişmelere ilave edilerek;tüm toplumsal yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarımızdaki;"Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlarına" karşılık gelen veya örtüşen;kavram, bilgi, eylem, olgu ve süreçlerle ilişkilendirilip; edinilen bilgiler ve varılan sonuçlar;bilimsel yöntem ve kurallarla disipline edilerek yeni bir model yaniBiyolojik/Canlı ve Sistem Temelli Öğrenme Modeli (Gen, Beyin, Zihin ve Sisteme Dayalı Öğrenme Modeli 0, 1, 2, 3, 4)  (Demirkuş, 2009);ortaya konmaya çalışılacaktır.

Öğrenme Öğretme Modelleri ve Kuramlarının ortak paydalarını  Kategorize  Eden-Oluşturan Mantık Sistemlerine Dayalı  Makale ve Filmleri İlişkilendirerek İşleyeceğiz ve Edindiklerimize Bağlı Yorumlayacağız. 

2011 Yılında Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımları Dersinde Ülkemiz İçin Vardığım Yargılar, Sonuçlar, Çözümler ve Öneriler;
1-Tüm literatürde yer alan yöntem ve tekniklerin her birini en güzel şekilde temsil eden bir ya da birkaç konu uzman öğretim elemanlarının istişaresiyle belli öğrenci grubuyla ya da drama olarak işlenişi filmle ve/veya animasyonla hazırlanarak eğitim amaçlı bilgisayar ve internet ortamına aktarılışıyla ilgili çalışmalar yapılmalıdır.
-Yerleşim Alanlarına En Yakın Eğitim Fakülteleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri Birlikteliğinde Proje Olarak Hazırlanıp İlgili Kurumlara Sunulmalıdır. Demirkuş 2011

2-Hangi koşullarda, hangi konu/lar, hangi yöntemlerle işlenmesi gerektiği gerekçesiyle her ders konusunun başında verilişi uzman öğretim elemanlarının istişaresiyle sonuca varılarak ders kitaplarına yansıtılmalı ve/veya yazdırılmalıdır.
-Yerleşim Alanlarına En Yakın Eğitim Fakülteleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri Birlikteliğinde Proje Olarak Hazırlanıpİlgili Kurumlara Sunulmalıdır. Demirkuş 2011

3-Yöre olanakları, bölgedeki orta ve yüksek öğretim konularıyla ilişkisel olarak güncelleyerek görsel ve işitsel sunum haline getirilerek ya da filmle ve/veya animasyonlar hazırlanarak eğitim amaçlı bilgisayar ve internet ortamına aktarılmalıdır.
-Yerleşim Alanlarına En Yakın Eğitim Fakülteleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri Birlikteliğinde Proje Olarak Hazırlanıpİlgili Kurumlara Sunulmalıdır. Demirkuş 2011

4-Orta öğretimde işlenen ders uygulayışların, etkinlerin ve deney düzeneklerinin bir kopyası ya da klonları yerleşim alanlarına en yakın Eğitim Fakültelerinin ilgili bölüm ve anabilim dallarına kurularak, eğitim ve pedagojik boyutunu içerecek şekilde yani bu alandaki uzmanlarda görevlendirilerek “Hizmet İçi Öğretim, Öğrenim ve Eğitim Etkinlik, Uygula-Deney Sınıfları” kurulur. İlgili Öğretim elemanları tarafından bu sınıflar hem öğretmen yetiştirilirken hem de yazın hizmet içi eğitim amaçlı olarak yöredeki branş öğretmenlerine hizmet içi eğitimi verilir. Bu bağ diri tutularak böylece yeni yetişen öğretmenlerin fakülte ve orta öğretimdeki işlenen etkinlik ve deneyleri uygulayıştaki uyum sıkıntıları çözümlenmiş olacaktır.
-Yerleşim Alanlarına En Yakın Eğitim Fakülteleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri Birlikteliğinde Proje Olarak Hazırlanıpİlgili Kurumlara Sunulmalıdır. Demirkuş 2011

Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ'UN Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve YYU Eğitim Fakültesi İçin Mutlak Gerekli Gördüğü Bazı Projeler
1-Biyoloji ve Fizik Eğitiminde Fakülte Okul İşbirliği (2008'de DPT'YE Sunulmuştur)
2-Fen Bilimleri Alanları (Biyoloji, Fizik, Kimya, Matematik) Web Sitelerinin Uzaktan Eğitime Hazırlanması (2008'de TÜBİTAK'A Sunulmuştur)
3-YYÜ Görsel ve İşitsel Materyali Araştırma Geliştirme Birimi (2008'de DPT'YE Sunulmuştur)
4-Van Florası Sanal Herbaryumu'nun; Sanal Kitabı, Renkli Flora Kitabı, Web Sitesinin Oluşturulması ve Alt Yapısının Geliştirilmesi (2006'da DPT'YE Sunulmuştur)
5-Fen Bilgisinde Önemli Eğitim Kavramlarla İlgili Somut Materyal Geliştirme (web sitesi) (2006'da DPT'YE Sunulmuştur)
6-YYÜ Van Geofitleri Araştırma ve Tatbik/Uygulayış Bahçesinin Hazırlanması (2005'te YYÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığına Sunulmuştur)
7-Fen Bilgisinde Önemli Kavramlarla İlgili Materyal Geliştirme(Önemli Kavramların Somutlaştırılması) (2004'te YYÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığına Sunulmuştur)
8-Evsel Artık ve Atık Malzemelerin Fen ve Matematik Öğretiminde Kullanımı ( Grafik) (Yayın) (2003'te YYÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığına Sunulmuştur)
9-Bitki Morfolojisi İle İlgili Önemli Kavramlara İlişkin Ders Materyali Geliştirme (2003'te YYÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Başkanlığına Sunulmuştur)

İhtiyaç Yayınlarına Ait Sorular; Her İki Grup(4.1 ve 4.3);
Grup 4.1
ve Grup 4.3'ün Tüm Sorularından Sorumludur. Grup 4.1 ve 4.3 pdf uzantılı.



Derse Devamın Gerekliliği, Mesleğini Kusursuz ve Rahmani Beceriyle Uygulayışın Önemi; Derse niçin devam etmeliyiz? Neden her derse devam zorunluluğu olmamalı? Hangi derse en az kaç saat devam edilmelidir? Ör. Hukuk Fakültesi ve Tıp Fakültesinde derse devam zorunluluğunun yüzdelerinin aynı olamayacağını düşünün. Derse devam eden öğrenci ne anlam taşır ve bize neyi ifade eder?
 -Var olan uygulamalarda Teorik derslerde %70 uygulamalarda %80 devam zorunluluğu vardır.
1-Derse devam öğrencide işini ve görevini yapabilme alışkanlıklarını geliştirir.
2-Öğrencide ders akışını, iş hayatı/yaşamın güncelliğini ve değişimin önemini takip ediş alışkanlığı ve alışık tepkileri (refleksleri) geliştirir.
3-Öğrencinin ne kadar sorumluluk taşıdığının belirteçlerinden ya da göstergelerindendir
4-Mezun olduktan sonra mezuniyet not dizgesi (transkriptle/diplomasıyla) ya da mezuniyet belgesi ile beraber öğrencinin her derse kaç saat devem ettiği, özürlü-özürsüz kaç saat devam etmediği ve kaç saat rapor aldığı belirtilmelidir. Varsa ikinci iş ve özel haller belirtilmelidir.
5-Özürlü ve özürsüz devam durumu öğretmen atamalarında, işe alımlarda başvurulan ya da dikkate alınan belgelerden biri olmalıdır.
6-Devamsızlık sınırının üstünde derse devam ettiği belli saat karşılığında öğrenciye sorumluluk taşıması nedeniyle puan verilmelidir. Devamsızlık hakkını sınırda kullanan öğrenciye derse devam puanı verilmemeli 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.
7-Öğrencinin dersi dinleme ve tartışmalara katılması bedelinde 5-10 kanaat puanı verilmeli, bu eylemlere katılmayan öğrenciye sınavda 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.
Öneri;
- Öğrencinin devamsızlık hakkını tek havuzda toplayarak (16 haftada/20 gün) bir dersten diğerine aktarabilmelidir. Yani devamsızlık hakkını toplu olarak dersler arasında aktararak kullanabilmeli.
- Kız öğrencilerin ayda bir ya da iki gün (istediği günler) özel halleri nedeniyle derse gelmedikleri halde derse geldi gösterilmelidir.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmamalı, ancak özürlü, özürsüz ve özel hallerdeki devamsızlıklar mezuniyet belgesi ve diplomasına işlenmeli, tatbik/uygulayış ve etkinliklere belli bir oran verilmelidir.
- Belki de devam zorunluluğu oranı her derse özgü olmalıdır.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmalı bazı derslerde olmamalıdır.
- Belki de öğretmenin tercihine bırakılmalıdır.
- Bu olasılıklar uzman heyetlerce tartışılmalı gerekçeleriyle yeddi yeminle rapor edilerek uygulamaya konulmalıdır. Gerekirse uygulamalardan sonra gerekçeli raporla ve yeddi yeminle değiştirilmelidir.
- Bu şekilde öğrencinin fıtratı, ahlaki ve sorumluluk taşıma/taşıyış oranları hakkında bilgi edinilmiş olur.

Neden Ahlak ve Meslek Kanadı Birbirini Tamamlar? Neden mesleğimizi ve insancıl ahlakın her ikisini de öğretmek, öğrenmek, bilmek ve doğru uygulamak farzdır? Birinci ikinci ve üçüncü dünya savaşlarıyla bu sorunun ilişkisini izah ediniz. İnsanın bir kanadı meleği/ruh, akıl ve insani vicdanı, bir kanadı hayvanidir/nefis, zekâ ve hayvani vicdandır. Niçin İnsanın Meleği Kanadı (Meleği Akıl, Peygamberi Ruh, Peygamberi Vicdan ve İnsancıl Ahlak Kanadı) ve Hayvani Kanadıyla (zekâ , Nefis, Vahşi Vicdan ve Hayvani Ahlak Kanadı) Her Zaman Rahmani/İnsancıl Adreslerde Bulunuşu Alışık Tepki Haline Getirişi Farzdır? Niçin Derslerinize Çok İyi Çalışmalısınız ve Mesleğinizin Piri Uygulayıcısı Olmalısınız? Niçin Mesleğinin Piri Olan Bir İnsan Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur? Niçin Bir İnsan Peygamber Ahlaklıda Olsa, Mesleğinin Piri Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur?

- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip değilse Rahmani/İnsancıl ahlaklıda olsa hiç şüphesiz ki hastalarını eksik ve sakat tedavi edecektir.
- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip ancak yeterince Rahmani/ insancıl ahlaka sahip değilse hiç şüphesiz ki hastalarına ve insanlığa icabeti liyakatli olmayacaktır. Kişisel egoları ve nefsi için emeğini ve hünerlerini insancıl değerlendiremeyecek ya da kullanmayacaktır. Örneğin, Kapitalist bir düşünce işletim sistemine sahipse parayı veren düdüğünü çalacaktır. Kısaca para için, ceddi için, keyfi için, ırkı için, parti için, örgüt için… Vb nedenle nefsi egolarına (keyfi ve/veya hayvani ya da şeytani istemlerine) dayalı kendini değerlendirecektir. Bu mantığı; zihninizde ve hayatınızdaki tüm meslek ve sanat dallarına güncelleyerek yaşantınızdaki uygulayışlarla mukayeseyi ya da karşılaştırışı muhakeme ediniz.
- Bu iki koşuldan hareketle siz gençler ve öğrenciler mesleğinizin öğrenim ve eğitimin başlangıç aşamasında iken; neden mesleğinizde yeterince bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş marifetine ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip bilincinin farkındalığını kavrayışına; inanış ve iman edişinde oluşunuz çok önemlidir.
- Mesleğinde kusursuz bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip oluş sizin emek ve kazanç atınızdır. “Emek ve Kazanç Atınızın” edepsiz, terbiyesiz, vahşi, hayvani, şeytani ve sakat oluşu bir gün sizi maddi ve manevi perişan edeceğinden emin olunuz!!!


Öğretim, Öğrenim ve Eğitimi tanımlayınız, Süreçlerini ve Programlarını Tarif Ediniz? Örneğin, Öğretim Süreci ve Öğretilen Şeyin Önemi ve Gerekliliği Bilinci, Hayata Doğru, Liyakatli ve Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış;

Öğretim; Hedef kitleye bilgiyi aktarmak için yapılan her şeye öğretim deriz. Örneğin, Öğretmenin sınıftaki tüm davranış ve söylemleri öğretimle ilgilidir. Bir kavramı, konuyu, dersi… Vb her şeyi hedef kitleye öğretmek için gösterilen davranış, gayret ve öğretilen her şey öğretimdir.
Öğretim Süreci; Hedef kitleye öğretim için sunulan her şey ve geçen zamanın toplamını ifade eder. Öğretim için öğretilen her şey + geçen zaman=Öğretim süreci.
Öğretim Programı; Öğretimi gerçekleştirmek için öğreten tarafından hazırlanan programdır.
Öğrenim; Öğretimle bilgi sunulan hedef kitlenin öğrenmek için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyi öğrenimi ifade eder. Örneğin, Öğrencinin öğrenmek amaçlı sınıftaki tüm davranış, tepki ve söylemleri öğrenimle ilgilidir.
Öğrenim Süreci; Hedef kitlenin öğrenim için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyin toplamı ve geçen zaman Öğrenim Sürecini ifade eder.
Öğrenim Programı; Hedef kitle ve öğrencileri derse hazır bulunduruş için hazırlanan programdır.
Öğrenme; Öğretim ve Öğrenimle hedef kitle de oluşan bilinçsel değişimlerin toplamı öğrenmeyi ifade eder.
Öğrenme Süreci; Öğretim ve Öğrenim Süreçlerin toplamı öğrenme sürecini ifade eder.
Eğitim; Öğrenilen şeylerin hayata uygulayışta refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline gelişidir.
Eğitim Süreci; Eğitimin geçekleşmesi için geçen tüm süreçlerin toplamını ifade eder.
Eğitim Programı; Eğitimi hedef kitlede gerçekleştirmek için hazırlanan programdır.
Örneğin, çocuğa elini yıkamayı öğretiriz, elini yıkamayı öğrenmiştir. Aklına bazen geldikçe ellerini yıkıyorsa öğrenme gerçekleşmiş eğitim gerçekleşmemiştir. Tekrar edilen uygulamalarla ellerini yıkamayı inandırmak, İman ettirmek ve refleks haline(alışkanlık/alışık tepki haline) getirilmişse eğitilmiş kabul edilir. Buda yetmez çünkü eğitim hedefine ulaşmamıştır. Eğer çocuk ellerini suyu israf etmeden ya da israf haramdır bilinciyle yıkıyor ve doğru kullanıyorsa eğitim hedefine ulaşmıştır. Bu örnek banyo yapması konusunda eğitilmiş bir kişinin suyu israf ederek banyo yapışı eğitimin hedefine ulaşmadığı anlamına gelir.
Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Eğitimle refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline getirilen davranışların Rahmani/insancıl ahlakla hayata uygulanışıdır. Öğretilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğretilen şeyin hayata doğru, liyakatli, peygamberi, Rahmani ve insancıl ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince verilmişse öğretim tamamlanmıştır.
Ola ki bu günkü dünya eğitim sistemlerinin en büyük eksiği budur. Yani insanların insancıl ahlaklı eğitilemeyişidir. Örneğin, dünyanın gelişmiş ülkeleri bilim ve teknoloji eğitimi açısından çok iyi gelişmişlerdir. Ancak bilim ve teknoloji insancıl ve Rahmani amaç ve adreslerde değil sadece ulusal çıkarları için kullanılmaktadır.
Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Bunun tam tersi, Şeytani, deccalı, kötü, nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.

Pekiştireç;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.

Öğrenilen Şeyin Hayata Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış; Öğrenilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğrenilen şeyin hayata doğru, liyakatli ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince öğrenilmişse ya da öğretilen şey hayata uygulanabilir seviyede öğrenilmişse öğrenim tamamlanmıştır.
Ör. Ellerimizi gerekli zaman ve koşullarda doğru yıkayışı öğrenmenin önemine inanarak hayata uyguladığımız zaman öğrenim/öğrenme gerçekleşmiştir. Eğer bu öğrenim/öğrenme alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmemişse eğitim gerçekleşmemiş sayılır. Eğer bu öğrenim/öğrenme alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmişse eğitim gerçekleşmiş sayılır. Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde; bir kavramın ve/veya bilginin zihindeki karşılığı; fert ve/veya toplumun hayat döngüsünde (dinamik hayatında) hayata güncellenerek uygulanabilir konumda değilse kavram, düşünce yanılgısı ve eksikliğine neden olabilir. Düşünce ve Kavram, atasözü, vecize ve cümle yanılgısı olmayan yegâne kitap Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabıdır. Buna dayanarak (Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabı) bu yargıya varılmıştır.

Eğitim Süreci ve Eğitilen Şeyin Yaşantıya Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış (Meteoroloji tahmin mantığı ile bilimsel değişkenleri, kanunları, değişmezleri ve sabiteleri kullanarak geleceği kısmen görmek mümkündür/tefekkür, düşünsel kurgu ve deneyler); Öğretim ve Öğrenimle verilen ya da öğretilen/öğrenilen şeyin hayata uygulanışı geçerli gerekçesiyle ve bilinciyle kavranarak alışık tepki (refleks), alışkanlık haline gelmişse/getirilmişse ve hayata doğru güncelleniyorsa eğitimi tamamlanmış anlamına gelir.
Ör.Ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi temiz su ve sabunla yıkayışı alışkanlık ya da alışık tepki haline getirmişsek doğru el yıkama eğitimi hedefine ulaşılmış ya da eğitilmiş sayılırız. Ancak peygamber ahlakıyla ilişkisel eğitim tamamlanmamıştır. Bunlara ilave olarak ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi ifrat ve tefrit derecesin de yıkayışın kişiye ve çevresine; israfın, zararın ve haramın bilinci konusunda da eğitimimiz gereklidir. Yani ellerimizi fazla su ve sabunla yıkamak, gerekmediği halde aşırı su ile sık sık ellerimizi yıkamak, fazla su ile abdest almak, kirli su ile ellerimizi yıkamak ya da ellerimizi gerektiği koşullarda yıkamamanın sonuçları, zararları uygulamalı örneklerle öğrenip istendik alışık tepkilerimiz ya da alışkanlıklarımız gelişmişse öğrendiğimiz "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri eğitimi peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel hedefi tamamlanmış demektir. Bu "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri mantığının peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel aşamalarının; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle sunulan her bilgi birimi için uygulanarak verilmelidir. Yani öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin her aşamasında sunulan her bilgi biriminin Rahmani (peygamber ahlaklı) uygulanışı ve tersi (insani/hüsranı, cahili, vahşi, hayvani, şeytani ... Vb) durumların sonuçları açık ve net bir şekilde bir ara da örnekleri ile uygulamalı öğrenciye verilmelidir. Ör. öğretim öğrenim ve eğitimle peygamber ahlaklı; doktor, yüklenici (müteahhit), inşaat mühendisi, mimar mühendislerin depreme dayanıklı; ev, bina, yapı hazırlayışı ile tam tersi ya da kapitalist ahlakı olanların hazırlayacakları ev, bina, yapıları günümüzdeki eğitim sistemlerinin ürünü meslektaşları insanlarla ilişkilendirip hayata güncelleyin. Peygamber ahlaklı ebeveynlerin çocuklarına gelecek hazırlayışı ile tam tersi kapitalist ahlakı olanların çocuklarına hazırlayacakları geleceği günümüzdeki eğitim sistemlerin ürünü insanlarla ilişkilendirip hayata güncelleyin. İnsanların; düşünsel, zihinsel, nesnel, sanal… Vb ürettiklerinin içindeki istenmeyen ya da enkazdan daha istendik ve peygamberi sonuçların alınışı için istendik kurallar ve uygulayışları tefekkür ederek ve geliştirerek hayata güncelleniş insanlık öğretim, öğrenim ve eğitiminin en önemli hedeflerinden bir olmalıdır. Ör. Tüm bildiklerinizi amaçlı bir işletim sistemi olarak eğitimle; Atilla'i, Cengiz Han'ca, Nemrutça, Firavun'ca, Çin'ce Luti'ce, Hudi'ce, Semut'ça, Şovenist'ce, Siyonist'ce… ya da Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlaki işletim sistemi olarak siber robotlarınıza , siber eşlerinize, siber arkadaşlarınıza… çocuklarınıza ya da hükmünüzdekilere yükleyin. Sonuçları karşılaştırıp insanda peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakın vazgeçilmezleri konusunda bazı yargılara varın. Örneğin, yer küresi doğal ve yapay yaşam ortam simülasyonu içinde Siber eşlerinizi sanal ortamda seçip yeterince flört ederek istemlerinize ait döngülerin bilgisayar doküman kaydı bittikten sonra nesnel siber eşinizi sipariş verebilirsiniz. Aynı durumu; değer yargılarınıza uygun siber geyşalarınız, İslam'i ahlaklı Müslüman siber eşleriniz, siber ev hizmetçileriniz, siber bilginleriniz, siber iş arkadaşlarınız, siber danışmanlarınız için… Vb için sipariş verebilirsiniz. Siber bacaklar, kollar, kulaklar… Vb fiber karbon ya da hücrelerinizden klonlanmış yeni organlarınızı sipariş verebilirsiniz.

Önemli Not; Öğretim, öğrenim ve eğitimle sunulan her şey yukarıdaki 3 kategorideki (Rahmani, Şeytani ve Vahşi İnsani/Günümüz eğitimi veya diğer) mantıki çerçevesinde ki kurallara dayalı verilmesi insanlığın basireti açık geleceği için çok önemlidir.

Pekiştireç I;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.

Ders Çıkarış; Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde en az öğretmek kadar öğrendiklerini İnsancıl, Rahmani ve Peygamberi ahlakla uygulamanın önemi tartışmasızdır. Şu ana kadar bilimsel ve deneyimsel öğretilen ve üretilen: bilim, bilgi, teknoloji... Vb şeylerin; vahşi, yanlış, kasti ve kötüye kullanılışın ya da peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel yapılmayan öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimin sonucunu insanlık dünyası çok ağır bedelleri ödemeye gebedir. O zaman öğretim öğrenim ve eğitimle hedef kitleye kavratılan her şeyin hayata; Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin, sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı verilmesi (öğretilmesi öğrenilmesi ve eğitilmesi gereklidir) gerekir. Bu nedenle, insanlığın 21.YY'DA;"VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20. YY'LIN hiç bir şeyine teslim olmadan ve sorumluluğunu üstlenmeden/kabul etmeden önce 21.YY'DA; 19. ve 20. YY'LIN her şeyini gerekçeli kefenleyip kabrine defnetmeyi (ya da ola ki; bu iki asrın her şeyini gerekçeli kefenleyip 21. YY da kabre gömülüşü ve/veya nezarete alınışını müteakiben alternatif istendik (hayırlı) İbrahim'i insan ve kavimlerin yaradılışını Allah (C.C)'HUNDAN dileniş elzemdir.) her yıl kıyamete kadar belli zamanlarda anılıp unutulmamalıdır. İnsanlık yaratılalı beri hiç bu kadar; üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenine ve çevresine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve doğal gaz kaynaklarını yani üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenini eritip gaza çevirip ve insanların toplumsal ilişkilerini kötüye kullanarak; doğayı ve doğal koşulları (hava basılan dünya bedeni depremleri tetikler, fosil ürün gazı basılan dünya seması küresel ısınma, aşırı dengesiz ani yağışları ve selleri tetikler) insanlığın üzerine kışkırtacak ya da tahrik edecek kadar hoyratça ve bedbahtça kullanarak aşağılık cahil (çocuksu) ve/veya belki de kahpe durumuna düşmemiştir. Kaldı ki İnsanlık; 19. ve 20.YY'DA bitkiler kadar bile insanlık ömrünün (insan türünün) sonuna kadar bitmeyen güneş, dalga, rüzgâr, su, çekim… Vb enerji kaynaklarından yararlanmaya teknolojisini yönlendirmeme ya da geliştirmeme bedbahtlığında bulunmuştur. Belki de bu duruma bir daha düşmemek için gerekçesiyle "19. ve 20. YY'LIN ve Öncesi Benzeri Cehaleti ve/veya Vahşilikleri" başlığı altında kıyamete kadar bir ders verilmelidir.
-Kısaca;19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.
-Nefsi cet, soy, ırk, kavim ya da insani kardeşliğinin savunucuları; cet kuyusundaki Nemrutları, Atilla'i, Cengiz Hanları, Karunları, Firavunları, Çinleri, Hitleri… Vb toplumsal ahlak virüsleri ve/veya peygamber ahlakı düşmanları, katilleri, canileri ve kahpeleri etkisiz ya da razı edemez. Akli olan peygamber kardeşliği bu tipleri hemen deşifre eden ve eleyen ilahi/peygamberi ve toplumsal kuralların oto kontrolündedir. Aslında insanlığın yaşamsal döngüleri, yönetim ve eğitim sistemleri Hz. Musa ve Hz. Harun gibi peygamber kardeşliğine dayalı lokomotif ve vagon çekiş omurgasına göre olmalı cet kardeşlikleri istenen özgün veya ortak vagonda yaşatılabilir/yaşayabilir. Peygamber kardeşliğinin lokomotifinin direksiyonunda her zaman peygamberi insan vardır. Hedefi ve sonuçları bellidir. Cet ve insan kardeşliği lokomotifinin direksiyonuna Habil ile Kabil misali bazen iyi insanlar bazen de cet kuyusundaki Nemrutlar, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunlar, Çinler, Hitler, Karunlar, Lutiler, Semudiler… Vb toplumsal ahlak virüsleri ve/veya peygamber ahlakı düşmanları ya da hastaları geçince insanlığın geleceği tehlikeye ve riske girer. Onun için cet kardeşliğinde hedef; evrimseldir, nefsidir, doğal ya da doğaldır, ender olarak peygamberidir. Hatta bu peygamber ahlakı düşmanlarının heykelleri her ülkeye dikilmeli yaptıkları; canilik, zülüm, içtikleri insan kanı, sapıklıkları, 19. Ve 20. YY'IN cehaletiyle birlikte taşlara kazınmalı, filmleri ve ahlak dersleri hazırlanmalı kıyamete kadar her yıl anılmak üzere “İnsanlığın Cehaleti, Sapkınlığı ve Zulmü” Başlığı altında zorunlu ders olarak lise 4. Sınıfta verilmelidir. Genellikle savaşlar; ilmen, fikren ve peygamberi ahlaken kazanıldıkları zaman hak edilmiş olurlar. Peygamberler; toprak kazanmak, devlet, millet, özgür olmak…Vb için değil; onurlu, liyakatli ve gerekli insani; eğitimsel, düşünsel, inançsal ve yaşamsal döngülerin; ilmi, fikri, vicdani, irfanı, imanı ve fiili nefsi müdafaa için savaşmışlardır.

-Bilerek ya da bilmeden düşünsel işletim sistemini; düz, çukur ve tümsek aynalar mantığıyla amacına uygun değerlendiren bir insanın amaçlı mantıki kurgusu gibi kendi hayat enerjisine (yaşam döngüsü enerjisine) yaratıkları, olguları, eylemleri, süreçleri… Vb aynalaştırarak ya da putlaştırarak (ilahlaştırarak) kafasına, nefsine, ceddine, zevklerine ve tiryakiliklerine uyumlu ya da köle direkt veya dolaylı ilah arayanlarla gerçekleri öğrenim/öğrenme pahasına tüm namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve şerefli sıkıntıları göze alıp Allah (C.C) ilahi/peygamberi kurallarına tam teslimiyeti denemekten veya yapısı (fıtratı) oranında kabullenmekten gocunmayan ve korkmayan iki insan arasındaki tercih farkları ve geçişkenliklerin (ikisi arasındaki tercih derece ve çeşitlerinin) tüm insan toplumundaki hemen tüm inançsal tercihleri kapsadığına dikkat ederek ya da farkındalığını kavrayıp hayata; bedensel, düşünsel ve deneyimsel; uygulayarak, konumlayarak ve konumlandırarak; insanların, cahili, kasti, nefsi, alimi ve ilahi/peygamberi mantık sistemlerine dayalı tüm tercihlerin 3 konumdaki disiplinini bir arada anlamaya çalışın.

Pekiştireç II;
Kavramı doğru bilmek, doğru algılamak ama uygulamasını yanlış yapmak ne demektir? Kavramları hayata doğru uygulayış ne demektir? Kavramları hayata yanlış uygulamanın zararları nelerdir? Örneğin vatanı, toprağı sevmek, hoşlanmak, önemine inanmakla, vatanına sadık olmayı ilişkilendirin. Örneğin bir köpeği yatak odasına kadar sevgi, saygı, ilgi, göstermekle bir insana aynı şeyi yapmanın farkındalığını kavrayın. -Evini, arabasını,… Vb eşyayı,
-Hayvanları, bitkileri, … Vb canlı gruplarını,
-Milleti, vatanı, toplumu… Vb insani gruplarını,… Vb
1-Sevmek,
2-Hoşlanmak
3-Önemine inanmak
4-Beğenmek, İlgi Duymak, Takdir Etmek, Merhamet etmek arasındaki yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarının özgünlüklerini, farklarını ve farkındalıklarını liyakatli anlamaya, hayata uygulamaya çalışın. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin. Evrim, Matbaa, Sevmek ve Hoşlanmak kavramları arasında kavram yanılgısı kadar evrim ve matbaa kavramlarının tanım farkındalığını dinde kavrayışta kavram yanılgısı olmuştur. Matbaa ve evrim dine aykırı değildir. Hatta hiç bir şey dine aykırı değildir. Helale ve dine aykırılığın kavram yanılgısını anlayışa/anlamaya çalışın. Yaşantımız, Kendimiz, Toplum, Mesleğimiz ve Çevremizle Kavramları doğru ve net; bilişin, konumlandırışın önemi ve farkındalığını bilmek önemlidir. Bunu tam tersi bilgisizlik ve eksik kavram bilgisinin yol açacağı kavram yanılgısının düşünce ve eylem yanılgısına neden olabileceğini anlayışa/anlamaya çalışın. Bu bilgiler ışığında kavram öğretiminin önemi ve kavram yanılgısının felaketini derslerde öğrencilerimize öğretmeliyiz. Öğretimde algıda değişmezlik (herkes tarafında aynı anlamı uyandırış kuralı) kuralıda önemlidir. Her kavram herkes aynı anlamı çıkartacak şekilde öğretilmelidir. Ya da farklı anlamları da varsa örneklerle verilmelidir.
-Farkındalıklarını kavradıktan sonra liyakatli eşleştirmeye çalışın
Ör. sevginin liyakati hangi yaratıkta, eşYa da, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
Ör. sevginin, hoşlanmanın, beğenmenin, ilgi duymanın ve merhametin liyakati hangi yaratıkta/larda, eşYa da/larda, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
-Yukarıdaki mantıktan hareketle toplumsal bazda kullanılan hemen çoğu kavramlar, kavramisimler, isimleri noktalama işaretleri, harfler, rakamlar ve semboller... Vb bilgilerin; akli gereksinim ürünü değil de, nefsi doğal gereksinimin evrimsel ürünü olarak vahşice (doğal) kullanılmaktadır.
Örneğin, Vatan, Millet, Bayrak, Toprak, Doğa, Ölülerin… Vb tapınmaya, sevgi ve şefkate değil sadakate, dua ve liyakatli davranışa gereksinimleri vardır.
Hayvanlara sevgi ve şefkat değil merhamet ve adalet yeterlidir. Sevgi kadar değerli vakit ve enerjisini insan ve akli yaratıklara sunumu daha liyakatlidir. Toprak, vatan, bayrak sevgi ve şefkat enerjisine tepkisizdirler. Sadakat yeterlidir. Toprak, vatan, bayrak, hayvan, doğaya, bitkilerle… Vb sevgi ve şefkat enerjisine liyakatiyle tepkisizdirler ya da liyakatsiz tepkilidir. Ayna görüntüsü mantığı ile verdiğimiz enerjiyi liyakatsiz ve teslimiyetçi bize yansıtarak bizi düşünsel yanıltırlar ancak ilahi/peygamberi ve insani enerji farklı ve liyakatli hayatidir. Putlara tapanların kendilerine yansıyan enerjisi de ayna görüntüsü teslimiyetçi mantığı ile olduğu için yanıltıcı inanç tiryakiliğini insanda yaratır/mıştır. Ola ki inanç, sevgi ve sevdaya (aşka) dayalı; doğal, vahşi, eşya ve akıllı olmayan yaratık kökenli alınan pozitif enerjiler insanın düşünsel enerji sistemini doğallığa ve vahşiliğe motive edici ya da güdücüdür. Bu durum kafasına, arzuladıklarına, menfaatlerine, nefsine, ceddine, milletine ve tiryakiliklerine uyumlu ilah ve inanç arayanlar ya da gerçek inançlarını bu formatta/kılıkta/şekilde görmek-anlamak-yorumlamak-uygulamak isteyenlerle tam tersine gerçeği öğrenim/öğrenme pahasına hakkıyla sıkıntı ve güçlükleri göze alan insanlar arasındaki farkındalık ve farktır. Batıdaki insanların bilmeden ya da evlerin de, bahçelerinde zevk için besledikleri; bitki, hayvan ya da tarihi süs eşyalarının maliyetini aç ve yoksul insanlar için kullanışını düşünün. Ör. zevk için evde beslenen köpeklerle bir çoban köpeğinin işlevleri ve gördükleri ilgi arasındaki ilişkinin farkındalığını ve liyakatini bir arada düşünüp değerlendirin. Batıdaki öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim esnasında; evde süs için beslenen canlı yaratıklar, evde zevk için bulundurulan pahalı süs ve tarihi eserlerin yüksek maliyetleri yerine güvenilir kurumlarca tanıştıkları; Afrika, Bangladeş, Hindistan… Vb yerlerde internet üzerinde görüşebilecekler gerçek yoksul kardeş bir aile edinip yardım etmenin daha insani olabileceğinin daha doğru olduğu telkin edilirse her halde sonuç bu günkünden farklı olurdu.
-Ola ki yanlış, doğal, doğal ve/veya eksik; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ürünü olan bu günkü çoğu insanlarda ki; bu istenmedik alışkanlık, tiryakilik, davranış… Vb kontrol edebilen doğru/gerçekçi öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sisteminin ürünlerine sahip insan kadar iradeli insan, tersi/leri kadar ise eksik, cahil, vahşi, doğal ve hayvani insanız anlamı çıkar. Bu çıkarsayışı günlük, haftalık, aylık ve yıllık yaşam döngülerinize güncelleyerek; siz ne kadar neyi/neleri kontrol ediyorsunuz, iradenizi kontrol edenleri istişare ederek hakkınızda bazı iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varınız. Bu iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varmadan önce; yalan, iftira, şer, domuz etini yiyiş, şovenistlik, Siyonistlik, radikaller, milliyetçiler, yenilikçiler, cahiller, cahillik, hastalık, virüs, kötü davranış… Vb istenmedik, davranış, yaratık, eylem, bilgi… Vb
A-Bu istenmedik ya da istenmedikler niye vardır?
B-Bu istenmedik ya da istenmediklerin mutlak gerekli olduğu yer/yerler neresi/nerelerdir?
C-Bu istenmedik ya da istenmedikler hiç olmazsa hayat döngüsünde ne/ler eksilir, ne/ler bozulur… Vb ne/ler olur? Sorularının mutlaka doğru ve liyakatli yanıtlarını araştırın sonra istendik/çözümsel iradi amaçlı; yargıya/lara, sonuca/lara varınız ve/veya öğretime, öğrenime, eğitime, ıslahata/lara, terbiyeye ve önleme/lere baş vurunuz. İnsanlığın ve/veya bir kavmin; radikal milliyetçileri (kavimlerin parmak izi), radikal Müslüman'ları (dinin farzlarının sigortası), radikal yenilikçiler (kavimin asra uyum ışıkları) ya da her çeşit gerekli radikalleri rahmani alimler ve bilginlerce, her an asrın değişimlerine ve/veya koşullarına uyumlu bilgilendirilip irşat edilmezse; milliyetçiler şovenizme, inananlar Siyonizm'e, yenilikçiler otistik ve liyakatsiz felsefi görüşlere ve/veya inançlara zarara uğrarlar. Genellikle âlimsiz bir kavim ya da nefsine zülüm eden Müslüman kavimin/lerin rahmani alimleri ve bilginleri menfaatleri gereği radikallerinin arkasına gizlenir ya da onlara teslim olursa bu sonuç ortaya çıkar. Bu nedenle bunların hürriyetlerinden çok doğru adreste örgütlendirilip düşünsel ve toplumsal olarak güncellenişleri daha doğrudur. Âdemi İnsan; Meleği Ruhu, Meleği aklı ve Meleği Vicdanı Kanadıyla (Meleği Güzel Ahlak Kanadı) meleklere kenetlenip güzel ahlak hasletlerini gösterirken, Diğer kanadıyla yani Hayvani Olan Nefsiyle, Hayvani Olan zekâsıyla ve Hayvani Olan Vicdaniyle (Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı) Hayvanlara ve eşyaya kenetlenip vahşi/hayvani ahlak hasletlerini gösterir. Bu kanatlardan Meleği Güzel Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadıyla daha aşağılıklara uçarak çok tehlikeli hilkat garibesi bir zararlı yaratık olur. Bu kanatlardan Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Meleği Güzel Ahlak Kanadıyla daha yukarılara uçarak ruhban/meleğimsi bir yaratık olur. Bu iki kanadın dengesi/balansı hafif ahrete doğru ya da meyilli olarak eğitimle verilmelidir. Dünyası için ahreti, ahreti için dünyasından vazgeçen bizden değildir. Hadis vardır.
Neden İnsanı, çevremizi, kendimizi, mesleğimizi doğru tanımak ve insancıl adreslerde bulunmayı/bulunuşu refleks(alışık tepki) haline getirmek/getiriş farzdır? Doğru Adreste Duruşun 5 Kuralı; Doğru Adreste Duruş İçin Öğretim, Öğrenim Ve Eğitimin Mutlaka Asgari 5 Kuralı; Rahmani İnsancıl ve Peygamberi Adreste Duruşun 5 Kuralı;
1.Kural: Her şeyden önce İnsan olduğunu kabulleniş. Rahmani insan oluş
için dünyada bulunduğunu ve Rahmani doğru adreste duruşun refleksinin (alışık tepkisinin) kesinliğini kabul ediş. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği şeyleri, İnsanlık Ailesi'ni ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği; fıtratı/yapısal, insani, çevresel … Vb her şeyi ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. En azında yaratıkların değişmez kaderleniş kırmızı çizgilerini; örneğin, ölüm, bilmezlik, cehalet, aşkınlık… Vb niyet olarak kabulleniştir. Ayrıca tüm yaratıkları, her fert ve toplumun “Geçmişten Geleceğe Tüm İnsanlık Ailesi Çözmecesinin/Pazılının” gerekli bir parçası/üyesi olarak “İnsanlık Birlikteliği” istemine, arzusuna, azmine ve gayretine razı oluştur.
2.Kural: Kendisini ve çevresini doğru tanıyış. Kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve konumlandırıştır. Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
3.Kural:
Yeterince bilgili oluşu kabulleniş. Kendisini ve çevresini doğru anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir. Yaratıkların her şeyini ve mesleğini; doğru, dürüstçe, Rahmani/İnsancıl anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir.
4.Kural:
İnsancıl adreste duruş. Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakta doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiriştir.
5.Kural:
İnsancıl Uygulayış. Öğrendiklerini Rahmani (peygamberi/insancıl) ahlak çerçevesinde alışık tepki (refleks) olarak hayata uygulayıştır. En Güçlü, Siyasi ve Menfaatperest adreslerde değil de Rahmani, İnsani ve Doğru adreste duruşun en güzel örneği; Allah (C.C)’N yardımıyla, Hz. Muhammed AS’IN çevresinde, zamanındaki krallıklar ve imparatorluklara ekmek peynirle hatta daha zor koşullara Rahmani duruşuyla İslam'iyet’in yayılışını başarmıştır. Bu mantıktan hareketle doğru adreste bulunuşu alışık tepki (refleks) haline getirişin en kestirme yolu Rahmani, insancıl, peygamberi dürüstlük ve/veya peygamberi imanla hayatı yaşamak yeterlidir. Yaratıkların özellikle fert, kavim ve devletlerin; zihinsel, bedensel, düşünsel, amaçsal, menfaatsel... Vb adreslerini doğru tanımlayıp, belirleyip bildikçe onların hakkında daha doğru karar verir ve doğru adreslerde duruş olanağını elde ederiz.-Ola ki herkes her şeyi bilmeyecektir. Cüzi ilme sahipsiniz (Ayet vardır) .Yani en azında her kes bir şeylerin cahilidir.-Herkesin olanakları ölçüsünde; nesnel, iradi, sanal, düşünsel, toplumsal… Vb. kendine özgü özgünlükleri ve tercihleri olacaktır. İnsanın Ahlak Kanadı (Sağ) ve Meslek Kanadıyla (Sol) Eğitimin Hedefine Uçuşunun Amacı; Doğru Adreslerde Bulunuşun 5 Kuralı Uygulanarak Gerçekleşmelidir. Önemli olan amaç kişinin ve toplumun; olanakları, sıhhati, iradesi, bilgisi… Vb. çerçevesinde (insan pazılı/çözmecesi içinde) kendisini/kendilerini (özgün pazılı/çözmece parçası) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ölçülerinde verimli konumlandırışı doğrultusunda öğretim, öğrenim ve eğitimin mutlaka asgari doğru (yukarıdaki 5 koşul çerçevesinde) verilişinden kesin emin oluştur. Fert, toplum, kavim ve tüm insanlık ailesi bazında; sokakta ve tüm toplumsal alanlarda (özel haller hariç); diğer insanları aşırı kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, rencide edici, rahatsız edici, iştahlandırıcı, kışkırtıcı, küçümseyici, tahrik edici, aşırı özendirici, şaşırtıcı eylem, davranış, sohbet, giyim, kuşam… Vb. bulunmaması gerektiğinin öneminin ve farkındalığını gerekçeleriyle öğrencilere kavratmalıyız. Ancak bundan sonra kişinin olanakları ölçüsündeki iradesiyle tercihleri kendisini belirler. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
Sonuç; Doğaya Karşı Doğru Adreste Duruş Ne Demektir? Çevre Bilinci İnsanlarda Geliştirilerek Plastikler, Kâğıt, Şişe-Cam ve Metaller Çöp Değil Bunların Çöp Torbalarına Doldurup En Kısa Yoldan hedefine brakılmalıdır. İnsanlık doğaya ve birbirine karşı doğru adreste durmadığı için doğal ve yapay çevrenin ilkel ve doğal insan sorunu ortaya çıkmıştır. Ola Ki Yaratıklar içinde hayırlı bir kişilik olmak için ola ki bu 5 kuraldan bir tanesine bile uymazsanız doğru adreste duramazsınız. Gerekli olduğumuz için yaratılmışız ve varız. Her insanı insanlık kitabının bir sayfası kabul edin. Kendi sayfanızı ve Yaşadığınız çevredeki kitap sayfalarını doğru tanıyıp bu sayfalar arasında doğru adreste duruşun koşulu irâdemiz çerçevesinde samimi, rahmani, hür ve adil oluştur. Eğer cahiller, caniler, tanımadıklarımız… Vb karşı doğru adreste duruşta başarılı olamıyorsak, ya diyetle yaklaşılmalı ya da cahillerden uzak duruşa gayret edilmelidir. Cahillerden yüz çevir ya da uzak dur diye ayet ve hadis vardır. Bu yaşam boyutunda her insan bir hayvanın sırtındadır. Kendini kontrol edebildiği kadar süvari kişilik, kontrol edemediği kadarda hamal kişiliktir ki buna nefis denir ya da atınızı (nefsinizi) kontrol edebildiğimiz kadar süvarisi kontrol edemediğiniz kadarda hamalıyız. Genlerimizi ne kadar irâdemizle kontrol edebiliyorsak her şeyimizin süvarisi, tersine ise her şeyimizin hamalıyız demektir. Nefsini tanıyan rabbini tanır (Hadis var).
Bir kavmin yenilikçilerini asimile eder bitirirseniz, akabinde milliyetçilerini asimile edişe başlarsanız bu tam mümkün değildir çünkü o kavmin değişmeyen/değişmez parmak izidirler (kavmin özgün kişilik genlerini taşırlar). Ancak yok etmeniz gerekir. Bu seferde evrimsel seçilimde en güçlü savaşkan Nemrut'u, Atillams'i, Cengizhan'i, Firavun'u, Çin'i, Hitler'i… Vb insan ahlakının acımaz kara delikleri ve kavmin asimile edildiğini sandığınız yenilikçileri de ters teperek karşınıza çıkar ki kayıp edişi hak etmiş olursunuz. Her kavmin özgün radikallerinin, milliyetçilerinin, yenilikçilerinin, cahillerinin… Vb dozunda gerekliliğini doğru adreslerde ve doğru kişilikler de yaşatmak elzemdir. Cahillerin, kafirlerin… Vb karakterlerin yok olduğunu düşünün sonuç sosyal döngünün çöktüğünü görürsünüz. Bir anda herkesin her şeyi bildiğini düşünün ya da geleceğiniz hakkında her şeyinizi bildiğinizi düşünün o zaman cehaletin, bilmezliğin, yalanın ve sabrın ilaç olduğu konumların ve zamanların olabileceğini keşfedebilirsiniz. Allah (C.C)’HU hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Önemli olan her şeyi dozunda ve yerinde rahmani biliş, kullanış ve uygulayıştır. Kısaca doğal döngüdeki özgünlüklerin gerekliliği kadar toplumsal, zihinsel, düşünsel ... Vb döngülerdeki özgünlükler gereklidirler. Önemli olan toplumsal yönetim, ahlak ve her türlü ilişkinin kilit ve yönlendirici noktalarında Peygamberi/Rahmani/insancıl ahlaklı +bilgili +liyakatli kişiliklerin; yönetimlerde, eğitimde, sağlıkta ve yargıda sürekli bulunuşunu tam ve net teminat altına alan/garantileyen; seçim sistemleri, yönetim sistemleri, rejimler ve demokrasileri sağlayıştır.

Öğretim, Öğrenim, Eğitim ve Eğitimin Hedefi Nedir? Aralarında Nasıl Bir İlişki Vardır?
1-Öğretim kavramı öğretmekten gelir ve genellikle planlı ve programlı öğretim kast edilir.
-Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin maksatlı bir ön basamağıdır.
-Öğretimsiz öğrenim/öğrenme ve eğitim; ya plansız, ya fıtratı ya doğal ya da saldım bayıra çevre-doğa kayıra eğitimidir.
-Öğretim ve öğrenim/öğrenme birlikte; eğitimin gerçekleşmesi ve eğitimin hedeflerine ulaşılması için mutlak gerekli iki ön basamaktır.

-Öğrenmenin gerçekleşmesi için yapılan her şeye öğretim denir.
-Öğretim öğrenmenin gerçekleşmesiyle tamamlanır.
2-Öğrenim/Öğreniş(Öğrenme);bir şeyi öğretirken/öğretilirken öğrenen kitlenin öğrendiklerini hayata uygulayabilir ve güncelleyebilir durumunda öğrenmiş ise öğrenim/öğrenme gerçekleşmiş demektir. Aslında İslam’ı açıdan öğrenme planlı ve plansız: tüm duyularımızla algıladığımız ve ürettiğimiz şeylerin beynimiz, zihnimiz ve ruhumuzla anlaşılabilir ilişkilendirmesidir. Çünkü insan (Âdem AS) eşyayı ruhu ile tanımıştır. (Bakara suresinin 31-33 ve Secde suresi 9. ayetler)
-Öğretimle, fıtraten bilinen veya herhangi bir şekilde öğrenilen-edinilen-kazanılan bilgilerin hayata kalıcı uygulanışlarının ve davranışların ürünü sonuçları öğrenmedir.
3-Eğitim ise öğrenilenlerin yaşantıya uygulanabilir alışkanlık ve alışık tepki (refleks) davranışları haline getirilmesiyle amacına ulaşmış olur.
-Eğitimin gerçekleşmesi için mutlaka aktarılması veya bilinmesi istenen bilginin; ya önceden bilinmesi, ya genlerinde kayıtlı olması yani yapısal bilmek(fıtraten bilmek) veya mutlaka öğretimle bilginin eğitilmek istenene aktarılması zorunludur.

4-Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. İnsanlık çocuklarına, gençlerine ve yetişkinlerine peygamber ahlakının önemini, kurallarını, kendini ve doğayı tanıma bilgilerini vaktinde hayatın her aşamasıyla ilişkisel örneklerle vermelidir. Allah (C.C) rızası için bir yolda iseniz her şey ilişkisel ve uyumludur( rastgele ve tesadüfi değildir). Bunun tam tersinde ise sanki her şey tesadüfi ve rastgele konum ve algı içindedir.
-Aksi durumda gelişen çocuğun, gencin ve yetişkinin; beyni ve zihni rastgele çevreden abur cubur algıladığı bilgilerle doluşarak; Tarzan'ca-vahşice eğitilmiş doğal-doğal insan olurlar ki 19., 20. ve 21. Yüzyılın ilkel ve vahşi/doğal insanının teknolojisi ve çevre sorunları; deccalı ve doğal öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin ürünüdür. Eğitimde ilk hedef; Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlak çerçevesinde her fert ve topluma her zaman fıtratı oranında doğru ve akıllı konum ve/veya adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmektir. Demirkuş 2012 Sanki her yaratık geçmişten geleceğe yaratıksal çözmece çetelesinin özgün bir çözmece parçası ve özgün bir kör noktaya sahiptir. Önemli olan hedef eğitimle hepsine her şeyi değil; fıtratı, güvenirliği, yapabilirliği ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı oranında bilmesi ve yapması gerekenleri verişin ölçüsünün farkındalığını kavrayış ve uygulayışı hayata güncelleyiştir. Mantıksal, düşünsel, zihinsel ve bedensel; inanç, iman, irfan, medeni …Vb liyakat bütünlük sahibi oluşla bunlardan sadece bir veya birkaçına eksik sahibi oluşu arasındaki insanların farklılığının farkındalığını anlayışa/anlamaya çalışın. Günümüz insanların ve politikacıların tümünün ahlaken ve bilmen otistik eğitilişin sonuçlarıyla ilişkilendirin. Herkes her şeyi bilseydi ya da herkes herkesin niyet ve yaydığı enerji çeşidini doğru okusaydı ne olurdu? Sorusunun yanıtı düşündürücü olmalıdır? Eğitimde kime ne kadar şey öğretmeliyiz sorusunun yanıtı eğitimin hedefini sınırlar. Kuran'ın çerçevesi ve çetelesi içinde bilimin konumu ve yerini eğitimde doğru yeşertiş gereklidir. İslam'iyet'teki bir amaçta ifrat, tefrit ve zındıklıklardan uzak ve/veya bunlara diyet/kontrollü olarak insanların/insanlığın düşünsel toplumsal olarak; birbirine ve çevreye icabetlerinin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak çerçevesinde oluşuna yönelik öğretim, öğrenim/öğrenme, eğitim ve uygulayışı hayata gerçekleştiriştir. Demirkuş 2011


Pekiştireç I ;

1-Öğretim; DNA zincirinin birinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
2-Öğrenim; DNA zincirinin birinci ipliğini tamamlayıcı uygun ikinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
-Birbirini tamamlayan bu iki ipliksi zincirin fermuarlarının karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim/öğrenme tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; tamamlanan iki zincirin uygun koşullarda kendilerini klonlamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla yaratığın vahşi/doğal olan eğitimi tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocuklar da (öğrencide/öğrenicide) bu biyolojik DNA zincir fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.


Dünyada Yürürlükteki Eğitim Sisteminin/lerinin Durumu Konumu ve Liyakati; Var olan eğitim sisteminde İslam'iyetin geçerli ve gerçek; inançsal, kültürel, kavimsel… Vb hemen hiçbir değer yargısı dikkate alınmadan ya da sadece Bâtının deneyimlere dayalı doğal değer yargılarına, dünyevi yönetimsel ve bilimsel değer yargılarına dayalı eğitim sistemleridir. Bu eğitim sisteminde; insanların tüm düşünsel, zihinsel, nesnel, sanal, dijital, kültürel, inançsal … Vb istendik, gerçek değer yargıları ve doğa, doğa ötesine ait bildikleri bilimim Doğal değer yargılarına kodlayarak, zipleyerek ve asimile ettirilerek insanlığı yaşamsal olarak nesnel doğanın ve düşünsel olarak bilimin kefeni içerisine asimile ettirmektedir. Diğer bir deyişle insanlığın bilimi ve doğayı aşan düşünsel ve zihinsel değer yargılarını bilimin, demokrasinin, doğanın ölümlü ve sonlu kefeni içine kodlayarak, zipleyerek, özümseyerek ve körelterek insanlığı zihnen nesnel ve bilimsel doğanın hapishanesi içine sıkıştırmaktadır. 19. ve 20. YY Eğitim sisteminde her bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak otistikleştirilmiştir. Adeta bilimin her parçasına bir bilim insanının her şeyi otistik ve özel bir parça olarak kodlanarak yerleştirilip ya da yetiştirilip ölümlü bilimin bedenine kişilik kazandırılarak bilim ilahlaştırılmaya çalışılmaktadır. Doğrusu bilim ve tüm kâinatlar gelişmiş insanın kalbini aşamaz. Bilim her insanın bir parçası olacağına her bir bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak bilimin bedenine malzeme oluyor. Çözümü de kapitalistler ekonomik sorunlar hallolunca yani insanlığı zenginleştirip besili hayvan gibi besleyerek insanlık sorunlarının halledeceğine bizleri inandırmıştır. Hâlbuki deneyimler göstermiştir ki; ekonomik koşulları çok iyi olduğu halde, aşırı beslenişten kudurup zihinsel doyumsuzluktan bunalıma giren zenginlerin yanında zihnen ve düşünsel olarak rahat, hür olmayan insanlar bu zihinsel- düşünsel sıkışıklıktan, sıkıntıdan sokaklara hürriyet diye dökülüp sorunlar yaratmaktadırlar. Bu nedenledir ki var olan eğitim sisteminin tüm değer yargılarının bilimsel kefeni; dünyevi doğal dinler ve vaadi dolmuş ya da Allah (C.C) tarafında icabet görmeyen semavi dinlerin kefeni ile birebir örtüşmektedir. Ancak tüm doğayı, yaratıkların geleceğini ve geçmişini kuşatarak haşır olacağı son durumu bildiren İslam'iyete aynı ceketi giydirmek insafsızlık belki de insanlık için bedbahtlık olur. Çünkü tüm ölümlü, sonlu yaratıkları ve her şeyi kuşatan İslam, ezeliyet ve ebediyetten gelen hayatın geçici dünyeviliğini, her şeyini kuşatmış ve yine ebediyete yaratıkların nasıl göç edeceğini bildirmiştir. Gün geçtikçe bilim bunu kanıtlamaktadır. Sonuç olarak; bilim ve doğa Müslüman'ların kalbi ve zihni içindeki yitiği olarak keşif edilip İslam'i değer yargılarıyla ilişkisel öğrenilmesi ve bilinmesine yönelik eğitim yapılması daha liyakatlidir. Zaten İslam'iyetin dışında hiçbir din bu kapsamların kefenlerini kuşatamamış ve/veya kuşatamaz Ya da bu alt yapı envanter ve dokümana başka hiçbir din ve bilim sahip değildir. Kısaca tüm yaratıkları, doğayı ve bilimin kefenlerini kuşatarak ilişkisel eğitim verilebilecek yegâne din İslam'dır. Gerçek Eğitim sisteminin amacı; dürüst yaşamanın alternatif tüm çürük ve doğal yaşantılara tercihinin ispatını göstermektir. İnsan gen havuzundaki Rahmani-İnsancıl genlerin hayvani ve şeytani genlere baskınlığını ve kontrolünü kesinleştiren eğitim, yönetim ve yaşam sistemlerine gereksinim vardır. Zenginin fakire sadaka, bilenin bilmeyene bilgi, güçlünün güçsüze himaye, iman edenin imansıza dua ikram ediş borcu vardır.

Öğretmen/Öğreten; Genellikle belli bir sahada uzmanlaşmış; alanındaki bilgileri yaşantısına doğru ve güncel uygulayabilen, öğrencileri öğrenme sürecinde sahasıyla ilgili eğiten, rehberlik eden ve alanında yeterince uygulamalı eğitsel (pedagojik) bilgiye sahip kişidir. Bilgisini Zamanında Güncellemeyen Öğretim Elamanı, Öğrencilerinin Geleceğinden Çalmış Olur (Demirkuş, 2009).
Öğrenci/Öğrenici; Bir konuda ve sahadaki bilgileri öğrenemeye ve uygulamaya hazır, öğrenmek için belli özellikleri, sorumlulukları kabul eden ve taşıyan kişidir (Demirkuş, 2009).



Değer yargısı nedir? Kaç çeşit değer yargısı vardı? Niçin öğretim, öğrenim ve eğitimi değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmamız gerekir?
Canlı yaratıklarda en az değişen veya hiç değişmeyen yargılara değer yargısı denir. Fert, Toplum, Devlet, Kavim… Vb insani oluşumların: yapısal, düşünsel, zihinsel ve mantıksal olarak değişmez veya en az değişen; özgün (*), istendik/kabullendikleri (+), istenmedik/ret ettikleri (-), nötr/tarafsız/yansız/dengedeki/dokunamadıkları (0), geçişken/ değişik karar verdikleri (+,-), değiştirmeye gücünün yetmediği, iradesiyle hükmedemediği /aşılmaz/ aşamadıkları (!), öğrenemediği/anlayamadığı/bilinmeyen/ bilinmez (?)… maddi, manevi, düşünsel, davranışsal, eylemsel, kültürel... genellikle az değişen ya da değişmez dogmalar ve yargılarıdır. Değer yargıları düşünsel ve mantıksal bilinç mimarisinin/tasarımının ya da dizaynın değişmez ve/veya en az değişen yapı taşları ya da yapısal (fıtrati) değerleridir. Değer yargıları, bir sistemin/lerin, yaratığın/yaratıkların geri dönüşümsüz geri değiştirilemez veya zor değiştirilebilir yapı taşları, iskeleti (filtresi/süzgeci) ve nirengi noktaları durumunda olup onun özgünlüğünü belirleyici tercihleri yönlendirici yargılardır. Her değer yargısı dosdoğru değildir ancak en az değişen ve en doğru değer yargıları; İslam dini farzları, ayetleri, sünnetleri, doğal kanunlar, yapay kanunlar ve gerçeklerdir. Her zaman Atasal değer yargıları vecizeler tartışmaya götürebilir bunlara çok yönlü ayar yapılmalıdır. Hadislere ve ayetlere göre var olan sisteme değer yargılarına ayar çekilmelidir. Bilimin değer yargıları yapay ve doğal kanunlardır. Kanunlar üzerinden geçmişten geleceğe yürüyebiliriz.

Kaç Çeşit Değer Yargısı Vardır? Değer yargılarının farklı amaçlı ve köklü bir kategorize edilişe gereksinimi vardır. Buradaki sınıflandırış henüz emekleyiş aşamasındadır.


Bilimsel Değer Yargıları;
Bilimsel değer yargıları, Bilimsel Kurallara ve Bilimsel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Bilimsel Değer Yargıları bilimsel çalışma ile bilimsel olmayan çalışma arasında ki farkı belirler. Bilimsel bilginin; kaynağı, konumu, tarihi, yeri ve kırmızı çizgileri (radikal tanımı) olmazsa bilimsel değeri şüphe götürür. Bilim ve bilimselliğin kurallarına ve yöntemlerine mutlak itaatin gerekliliğini kabulleniştir. Örneğin, Bilgi, Teknoloji Üretişin Bilimin Kurallarına ya da farzlarına dayalı üretiştir.

İnançsal Değer Yargıları; İnançsal değer yargıları , İnançsal Kurallara ve İnançsal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. İnancın farz ve/veya sünnetlerine değişmez mutlak itaati gerekliliği kabulleniştir. Örneğin, İslam'iyetin Farzlarına Dayalı İbadet Ediş.

Yapısal (Fıtrat) Değer Yargıları; Yapısal değer yargıları, Yapısal Kurallara ve Yapısal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın yaradılışı, eğitimi veya herhangi bir nedenle aşamadığı geri dönüşümsüz yapısal (fıtratı)... Vb değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin, Ebucehil gibi fıtratı ve eğitim cahillerin değişmezliğe olan radikal bağlılıkları. Onlara göre her şey onların bildiği doğrulara endekslidir. Peygambere cahillerden (değişmez-bilmezlerden) uzak durulması önerilmiştir. Değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş RA'D (13) 11. ayet.

Kültürel Değer Yargıları;Kültürel değer yargıları , Kültürel Kurallara ve Kültürel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaşadığı toplum ve çevresinden yaratığın aldığı eğitim, işittikleri, gördükleri, alışkanlıkları, anadilleri, örfleri, adetleri, zevkleri... Vb ilgili; yararlı, zararlı ya da yararsız kültürel... Vb değer yargılarıdır.

Kişisel, Özgün ve Özel Değer Yargıları; Kişisel, Özgün ve Özel değer yargıları, Kişisel, Özgün ve Özel Kurallara ve Kişisel, Özgün ve Özel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın bazı şeyleri tüm yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları örgüsünün süzgecinden geçirip kendine özgü değişmez prensipler ve değer yargıları geliştirmesidir ya da bu değer yargıları genlerinde/fıtratında vardır. Ör, istenmedik ifrat ve tefrit değer yargıları: özgün bazı değer yargıları yani değişmez ve az değişen; aşırı ifrat, tefrit, tiryakilikler ve tutkular derecesindeki; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı … Vb dir.

Diğer Değer Yargıları; Diğer değer yargıları , Diğer Kurallara ve Diğer Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir.Yukarıdaki kategorilerin dışındaki diğer değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Ör. fert toplum, kavim, insanlık bazında aşılamayan ya da iç dünyasında çözümsel olarak liyakatli bir yere oturtulmadığı için aşılamayan bazı davranışlar (yavşak davranışlar, sakız çiğneyene derste tahammül edemeyiş), görüntüler (ör tiksindirici görüntüler), bilime liyakatsiz tepki (evrim bilimine liyakatsiz tepki), tabular (ör, böcek yiyen hayvani adama ya da çıplak dolaşmak isteyen hayvani dervişlere liyakatsiz tepki), bedensel hareketler (göbek atan erkeklere liyakatsiz tepki), liyakatsiz tepkiler (ör, cahil yalancılara, cahil köktencilere, cahil yenilikçilere...Vb aşırı tepki), sesleri kapris etmek (Ör, ağız şapırdatana liyakatsiz tepki) … Vb aşılmazlar birer özgün ya da bazı kültürler için aşılmaz veya değiştirilmesi zor değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin,Ebucehil Çözüm; Bu değer yargıların inançsal, toplumsal ve bilimsel eğitimler açısında gerekçeleriyle öğrenicilerin zihinsel dünyasına doğru dozda aşı yapılarak liyakatli tepkiler geliştirilmelidir. Örneğin, evrim teorisinin evrim bilimini bağlayıcı olmadığını yani evrim biliminin gerekliliğini gerekçesiyle anlatırken, evrim teorisine isteyen katılmayabilir. Evrimi kabullenişin dinsizlik olmadığını vurgulayış için, insanların bazıları hayvanlardan evrimleşse bile hayvanları da Allah (C.C) yaratmıştır. Çıplak dolaşma hastalığını ya da tiryakiliklerini hayvanların çıplaklığıyla ilişkilendirmek. Böcek yiyen kişinin tüm böcek yiyenlerle ilişkisel düşünmek… Vb pratik zihinsel çözümler gerekçeleri ve kanıtlarıyla verilerek öğrenicinin zihinsel bağışıklık sistemi liyakatli güçlendirilmelidir.

Dünyadan Dinin Metriksine (Kefenine) Ve Dinin Metriksinden (Kefeninden) Dünyaya Geçiş
İSLAM;Sözlükte “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak; teslim etmek, vermek; barış yapmak” anlamlarındaki silm (selm) kökünden türemiştir.Hazreti Muhammet AS'IN yaydığı ve Kuran’da kuralları bulunan din. Kurandaki tüm bilgilerin bazıları kodlanmış ve ziplenmiş gibidir. Kâinatın zerre nurdan çözülüşü ve / veya unzipleniş mantığı her geçen aşırı koşullara Kuran-ı kerimin doğru yorumlarla unziplenilşiyle paralel homolog ve analogluk vardır. Kökendeş ve kökendeş olmayan benzerlikler vardır. Ola ki Kâinattaki tüm yaratıklarla ilgili bilgiler Kuran-I Kerimde çok cüzi bir yer kaplamaktadır.
İslam Dini tüm ilahi ve yaratıksal ilmi bilgilerin ziplendiği (Kodlandığı) kurallar bütünü gibi gözükmektedir. Ola ki bu asır önemli olan tüm inançsal , beşeri, felsefi, bilimsel , yaşamsal, yaratıksal....Vb tüm bilgilerin Kuranı Kerim İçindeki konumlarını doğru ve liyakatli bir şekilde ilişkisel unziplenişidir ya da kodlarının doğru ve liyakatli çözümlenişi önemlidir. Bu unzipleniş ya da kodların çözümlenişinin Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Daki Değişmezlerle, Bilimselliğin, Felsefenin ve Diğer Alanlardaki (Örneğin, diğer geçici ilahi dinlerdeki değişmezleri) Değişmezler Arasında Doğru İlişkisel Değişmezlerin İstendik Omurgasının Otaya Çıkarılışı Çok Büyük Önem Taşır. Bu doğru eşleştiriş omurgası doğru bir şekilde bittikten sonra unzipleniş ve/veya kodların çözümlerine geçilmelidir. Değişmek istemeyenleri Allah (C.C) değiştirmez (Rad, 13/11). Ola ki değişen koşullarca değişime zorlanarak yönlendirilir.


Bunu Bir Reçete Gibi Okuyabilirsiniz.
1-Orada bir  uzay ve içinde bir dünya var. Üzerinde de insanlar, devletler  ve kavimler  yaşar.
-Bu kâinatta çok şey ya geçici, ya sihir ya illüzyon ya da yalan olup enerji ve tüm yaratıklar kalıcı değil enerji yaşamak için mutlaka hal değişmeye mecbur ve meyillidir.
Bilimsel olarak ta
A-Enerji ilk ilimdeki haline yaradılış önceki haline dönmeye meyillidir.
B-Kâinatta ki kütle çekimi ve özgün çekimleriyle enerji kâinatın iskeletinin tutkalı yani kâinat bedeninde bütünlük oluşturur .
C-Kâinat hala genişleyerek kontrollü büyüyerek potansiyel enerjini ilk yaradılış öncesini tersine bir genişlemektedir.
D-Tümleşik boyut zaman-mekân , eylem, hayat, yaratık ve diğer boyutlar.
E-Kâinattaki 3 dengelenen kuvvetin boyutu (genişleme/gelecek boyutu, kütle/hayatta kalış-bedensel ve ilk haline dönme eğilimi/ilme iniş boyutu) dışındaki diğer kural ve sıra dışı kuvvetler.
2-Yerküresi ve uzay olanakları var.
-Sizden istenen;liyakatli çalışarak bereketli hududlar içinde bu olanaklardan yararlanarak ortaya çıkan pastalardan; fert veya toplumların adil ve liyakatli yararlanma sistemini geliştirmenizdir.
-Kısaca orada besinler- pasta/lar veya olumlu olanaklar var. Herkesin(her ferdin ve ailenin!!) gereksinimleri, fıtratı... Vb oranında liyakati nemalanması gerekir!!
-Pastayı doğal koşulların bereketli hudutları içinde, her ferdin, ailenin … Vb insan unsurunun gereksinimleri, fıtratı, yetenekleri, zekâsı, akli… Vb öğrenmek için sınavlar düşünün-düzenleyin insanları ve çevreyi doğru tanıyın.Her kesi akıllı oluşları, yapabilecekleri, yetenekleri, zekâsı … Vb şeklinde gruplayın ancak fert ve aile bazında herkesi mutlak ve liyakatli gereksinimleri oranında; pastanın üretimine, bereketlendirilmesine ve tüketimine liyakatli konumlandırmaya çalışın.
-Bu paylaşımda hayvanlarda reKâbeti farz olarak, insanlarda diyet ve kısıtlı düşünün.
-İnsanlarda da  zarureti farz olarak, düşünün,
-Mecliste yönetime bedava, hobi olarak çalışmaya talip; akıllı+yetenekli+ zeki ve peygamber ahlaklı insanları düşünün,
-Meslek eğitiminde yeterlik sınavlarını düşünün,  
-Çeşitliliği ve zayıflarını yaşatmanın zaruret(rahmani-insani birliktelik) yemini ve bilincinde paylaşımcı peygamber ahlaklı toplumları eğitimle yetiştirmeyi düşünün,
-Sınavla;peygamber ahlaklı+ hem en yetenekli + en zeki olma özelliklerini taşıyan fertleri tepeye-yönetime getirirken ya da en üstün peygamber ahlaklı, bilgili ve yeteneklisi olunca bu tip insanların tiryakiliği para-Karunizm (kapitalizm) değil toplumu razı etmekten huzur duymak ve zevk almaksa ya da hümanizm olacağı için  yönetime cüzi bir paraya razı edebileceğinizi düşünün.
-En tepedekilerin veya yönetimdekilerin özellikleri sırasıyla;en peygamber ahlaklı, en bilgili, en zeki, en yetenekli... Vb olduğunu düşünün.1, 2, 3, 4, 5 Öğrenci Yanıtları


Mucitler, Büyük Sanatçılar, dâhiler ve Peygamberlerin Bilinç Sistemi Neyin ve Kimin Eseridir? -
Fert, toplum, kavim ve devletin ya da insanların parayı aşan, paradan daha değerli ya da parasız değer yargıları yoksa parayı veren düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu mantıktan ya da çıkarsayıştan hareketle ; fert, topluma, kavime ve devlete ya da insanlara;öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle; bilimi-doğayı aşan, bilim , doğadan, tüm yaratıklardan, ilimden ve bilimden daha değerli ya da onları aşan düşünsel gerçek-hakiki değer yargıları öğretilmemişse, verilmemişse ya da yoksa doğal hayata ve bilime hâkim olanlar onların her türlü düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu iki çıkarsayıştan hareketle; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde mutlaka insanların bilimi, doğayı ve ötesini aşan; gerçek-hakiki ölümsüz iman-i düşünsel değer yargıları geliştirilirse insanlar kalp ve zihinleriyle doğayı, kâinatları, bilimi/leri kuşatarak daha ulvi- yüce düşünebilirler. Değilse doğa ve bilimin hapishanesi, kefeni içinde kul ve köle olarak yaşayışa mecbur olurlar. Bir insanın değer yargılarını ne kuşatıyorsa o insanın onu aşma olasılığı zayıftır. Örneğin bir bilim insanın tüm değer yargıları bilimi aşamıyorsa ya da bir insanın değer yargıları bilimin kefenini aşamıyorsa her şeyi ile bilimin düşünsel hapishanesi içinde bir fert olmayı aşamaz. Bilimi doğa ötesiyle ilişkilendiremez ve bu doğaldır doğa ötesiyle ilgili ölümsüz ve/veya gerçek değer yargılarından mahrumdurlar. Örneğin, peygamberlerin Atasal ve doğal değer yargılarının yerini Allah (C.C) İlahi Hidayetle Kuran'ın değer yargılarıyla ilişkisellik belirler. Buna ilahi/peygamberi değer yargısı denir. Ancak Darwin'in değişim ile ilgili değer yargılarını, Einstein fizik ile ilgili değer yargılarını, büyük ressamların değer yargılarının iskeletini doğal hidayet ve doğal sistemi zihin ve genlerini işgal ederek belirler. İnsanlar düşünsel ve bedensel olarak doğa tarafından işgal edildiğinin farkındalığında değildir. Yani Einstein ve Darwin sistemin bir ürünüdür, peygamber ise ilahi/peygamberi hidayet gücünün bir sonucudur. O zaman doğanın işgal edişine karşı bilinçli eğitim ile önlem alınmalıdır. Hatta televizyon dizileri bile insanları işgal etmektedir. Bunun önüne bilinçli eğitimle geçilmelidir. Kısaca; insanların değer yargılarının iletişim sistemi ya ilahi/peygamberi ya da doğal hidayet ile şekillenir. Örneğin. Gautama Buddha, M.Ö. 563-483 doğal ahlak sofisiydi, Charles Robert Darwin (12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882) otistik doğa ve bilim sofisiydi, hatta birçok saha ve alandaki;19. ve 20. Yüzyılın bilim insanları; belli saha ve alanların otistik-özelleşmiş bilim sofisi ve/veya dehası, kaşifi, mucidi olmayı, siyaset ve demokrasi sisteminin siyasetçileri ve kapitalistleri, komünistleri… Vb tarafından güdülmeyi aşamamışlardır. Yani bilimle siyaset ve yönetim sistemlerinin demokrasi sofilerini (ermişlerini) aşamamış bilim sofileridirler. Hatta belki de siyasi demokrasi ermişleri (sofileri) tarafından dine karşı kullanılmaktadırlar. Yani siyasi ermişler (sofiler) bilimselliğin kefenini aşarak bilim ve dinin uyuşmazlığında bilim sofilerini (ermişlerini) kullanmaktadır. Yani bu otistik bilim sofileri kendi alanların kabuğunu kırıp diğer bilim alanlarıyla ilişkisel düşünerek bilim ortak paydasının havuzuna erişememişlerdir. Bu ortak payda ilişkisel diri bilgiye ve doğa ötesi gerçek değer yargılarına sahip olmadığı için; bilimde vardıkları sonuçları, yargıları ve edindikleri özgün bilimlerini doğa ötesiyle ilişkilendirmemişlerdir. Bu nedenledir ki liyakatsiz; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle insanların tüm değer yargılarını bilimin metriksi içine doğrayıp paketleyip ya da otistikleştirip yerleştirmek insanların hür düşünce de zihinsel ve düşünsel âlemde tefekkür ediş yetenek ve güdülerini köreltir. Eğimdeki otizmi engelleyici olarak Bilim,Teknoloji Mühendislik, Matematik ve Din ilişkisinin bütünlük eğitimi / STEM-R (Science, Technology, Engineering, Mathematics and Religion Education, )geliştiriliyor. İnsan herhangi bir şeye bu 5 ve/veya daha fazla pencereden bir anda ilişkisel, farklı ya da tek tek bakabiliş yeteneğini geliştiren eğitimle kazandığı ve kazanacağı şeyler önemlidir. Kısaca matematiğin ilişkisel havuzunda bilim aracını kullanarak mühendislik icrasıyla teknolojileri üretim ve hayata uygulayışta inançsal değerlerle Dinle) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaki boyutlarla gerekçeli olarak ilişkilendiriş önemidir. http://www.nationalstemcentre.org.uk/what-we-offer/our-objectives Bu nedenledir ki insanların liyakatli ve bilimi, kâinatları aşan İslam'i inançsal değer yargılarını da liyakatsiz öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimle budayıp, doğrayıp zihinsel ve düşünsel tüm mimarisini bilimin içine sıkıştırmaya ve tıkıştırmaya çalışmak çok büyük bir talihsizlik ve bedbahtlıktır. Hâlbuki tam tersine bilimin her şeyini liyakatli inanç değerlerinin içine ilişkisel dizayn ediş daha liyakatlidir. Fert ve toplumların; doğayı, tüm yaratıkları, tüm düşünsellikleri aşan liyakatli değer yargıları(İslam'i inançsal) varsa o insan tüm yaratıklara tapınmaktan uzak ve onları liyakatli kavrayış düşünce sistemleriyle sağlıklı gelişmiş insanlar olarak yaşayabilirler. Örneğin, eş seçiminde, toplumsal ilişkilerde, eğitimde, siyasette… Vb alanlardaki faaliyette hedeflenen sosyal ilişkilerin uzun ömürlü ve sağlıklı olması için; hedef ya da ilişkisel olan fert, toplum, kitlelerin; istendik, istenmedik.. Vb tüm değer yargılarının çok iyi bilinmesi ve istenmediklerden etkilenilmemesi ya da en az etkileniş için alternatif çözümler geliştirilmesi gerekir. Değişmez aşırı ifrat ve tefritleri tiryakilikleri, tutkunlukları aşılmaz istenmedik aşırı alışkanlıkları !!! yani; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı, istenmedik toplumsal ve kişisel tiryakilikler … Vb istenmedik değer yargılarının çözümleniş alternatif listeleri çıkarılıp samimiyetle hedef fert, toplum kitle ya da örneğin, neden eş adayına açıklanması gerektiği ve alternatif çözümleriyle hangi istenmedik değer yargısının çözümsel alternatif ilacı gerekçesiyle sunulmak üzere listelenmiş çözümler yorumlarıyla ve gerekçeleriyle inandırarak samimiyetle yorumlatarak/yorumlatılarak/yorumlayarak eğitilen fert, toplum, öğrenci, öğrenici, kitle ya da örneğin; eş seçimi dersinde sunulmalıdır .Örneğin. eş seçiminde; ifrat ve tefritte ya da aşırı özgün istenmedik ;tutku (adrenalin… Vb), alışkanlıklar belli tanışma döneminden sonra aday eşe samimiyetle söylenmeli tepkiler nişanlılık, gerekirse imam nikâhlı nişanlılık döneminde denenmelidir. Çok konuşkansan ilacın dinletiyi seven, kıskançsan ilacın muhafazakâr ve istendik tutucu eşe, müminsen ilacın mümine eş… Vb mantık çıkartısından hareketle eş seçiminde istendik ve istenmedik değer yargıları arasında tamamlayıcı/birliktelik denkliği aranmalıdır yoksa istendik değer yargıları ile ilerleyen nişanlıkta önceden peşin ve öncelikle itiraf edilmeyen; istenmedik, bilinmeyen...Vb değer yargılarından biri evliliğe kara delik olur. İnsanın fert, toplum, kavim, devlet ya da insanlık bazında iradesiyle baş edemediği istenmedik; duygu, düşünce, niyet, her türlü değer yargıları, istenmedik alışkanlıklar… Vb her türlü iradeyi aşan nefsi alışkanlık ve nefsi değer yargılarının; Islahata, terbiye edişle, diyete, tedaviye ve terapiye gereksinimi vardır. Toplumun kişinin bu istenmediklerinden zarar görmemesi, kendisinin toplumdan zarar görmemesi ya da toplumdan yarar görmesi ve/veya topluma yararlı ve verimli konumlarda bulunması için iradesini aşan istenmediklerini, çok iyi tanıması ve gerekirse yapısal olarak en uygun tedaviye baş vurmalıdır. Kişinin fıtratı ve tedaviyi kabulleniş değer yargılarına bağlı olarak bir veya birkaç yolu denemesi belki daha hayırlıdır. Ör. İslam'da terbiye ve ıslahat için Allah (C.C) teslim olunur. Peygamber ahlakı ve fıtratı yapabilirlik konum ve diyetlerle tedavi edilir. Genetik olarak tıbbi tedavi, diyetler ve/veya eylemsel terapilerde kabullenilebilir. Çıkarsayış; Doğal insanlar, baskın doğal çevrenin mağdur cahil insanlarıdırlar. Örneğin doğal bazı Amerika, Avustralya ve Afrika kavimleri böyledir. İlkel ve Çağdaş insanlar çevresine baskınlığın mağdur insanlarıdır. Örneğin sanayileşmiş bazı batılı kavimler. Her üç durumda aşkın oluşun ürünü ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak yaşantı stilinin mağduriyeti ürünüdürler. Vahşi insanlar; doğal doğa yaslarının ve doğal yaratıksal hemen her şeyin doğal /doğal olarak zihninde tecelli ettiği/ edebileceği ve bu tecelliyi benimseyerek hayata uygulayışı tercih eden insanlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN alimleri Bâtını kalbinde ve zihninde Allah (C.C)'HUN tecelli ettiği Allah (C.C)'HUN insanlarıdır. Edison'un Teknolojik Buluşları, Karl Marks'ın, Leonardo Davinci … Vb dehaların, mucitlerin, kaşiflerin, teknologların, bilim insanları, yazarların… yapıtları nasıl ortaya çıkmıştır? Kişiliklerinin konumları ile ortaya çıkardıkları arasında nasıl bir evrimsel ilişki vardır? Örneğin, Ola ki Davinci dönemi civarı doğal doğanın insanda tecellisinin ürünü olan teknolojinin ve sanatın ortaya çıkışıyla özdeş dönemdir. Ör. Einstein'ın fizikle ilgili düşünsel deneyleri kâinatın göreceli kuramları ve ilgilendiği tüm fizik dünyası yasalarının onunu zihninde tecellisinin ürünüdür. Yani bu deha doğal doğanın ürünü doğal bir kaşif dehadır. Doğa doğal insanın düşüncesine ve bedenine evrimsel olarak baskındır. Ancak peygamberlerin kalbinde ve zihnide Allah (C.C) tecelli ederek ıslah etmiştir. Ola ki ilk ıslah edilen insan ve yaptıklarından sorumlu insanlık Âdem AS'LA başlar. Diğer bazı doğal insanlar halen doğanın tesirinde hayvanların yaptıkları kavga ve gürültü ile hayvani devlet kurmuşlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN icabet ettiği insanlar ve peygamberlere samimi ve/veya net itaat eden ve taklit edenler istisnadır.

Niçin Değer Yargılarına-Dogmalarına Dayalı Dinamik Eğitim Sistemleri Geliştirmeliyiz? Değer Yargılarının; Öğretim, Öğrenim ve Eğitimle İlişkisi Neden Önemlidir? Değer Yargıları, Eşik Bilgileri ve Doğru Empati (Anlamlandırış/Anlam Veriş) Duyuşun, Öğretim Öğrenim Eğitimin Hedefleriyle İlişkisinin Önemi;
Düşünsel Filtre/Süzgeç/Kurallar ve Değer Yargılarıyla Doğru Adreste Duruş İçin Hedef Kitleyi Ve Değer Yargısını Tanıyış Arasındaki İlişkiyi Doğru Kurmak Önemlidir. Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde; fert ve toplumlara bilgi sunulurken hedef kitlenin değer yargıları , eşik bilgileri ve kültürleri çekim alanına; girecek, itecek ve uyumlu; özgün (pay) ve ortak payda (benzerlik) yani algıda değişmezlik ilkelerine dayalı hazırlanmalıdır. Öğretim, öğrenim, eğitim ve yönetimlerde disipline edici kurallar geliştirilirken; fert ve toplumun çok hassas oluğu tüm değer yargıları liyakatli, uyumlu, vicdanlı ve peygamber ahlaklı yönlendirici olarak kullanım ustalığı çok büyük önem taşır. Bu açıdan laiklik özel haller hariç, insanları bildiklerini ve değer yargılarını ilişkilendirişte yalıtkan ve izole edici değil de liyakatli, sosyal ilişkilendirici olursa daha geçerli ve tutarlı olur. Öğretilen ve öğrenilen tüm bilgileri; kabullendiği ve çok iyi bildiği değer yargılarıyla ilişkilendirişi (Kültürel, inançsal, kişisel değer yargıları) alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirip hayat güncelleyip uyguladığı zaman öğrenim tamamlanmış kabul edilir ya da öğrenimin gerçekleyişine işaret ve kanıt kabul edilebilir. Öğrencinin öğretilen ve/veya öğrenilen bilgiyi ilişkilendirecek değer yargısı yok ya da eksikse mutlaka ya yaşatarak veya beş duyuya hitap eden beyinsel kayıt yöntemleriyle yeni değer yargısı kabullendirilmeli ya da var olan değer yargıları kümesi ve/veya tek bir tanesiyle dolaylı yoldan bilgi/bilgiler ilişkilendirilip öğrenciye verilmelidir. İnsanda genellikle bilgilerinin zihindeki karşılıkları değer yargılarıyla ilişkisel gerçekçi ve doğru olarak diri değilse o konuda cahildir ve ola ki genellikle sorumlu değildir. Bilenler sorumludur. Gözü var görmez kulakları var işitmez ayeti belki de bunu vurgular. Bu amacı gerçekleştirmek için hedef kitlenin; lisanının incelikleri, eşik bilgileri, kültürleri ve değer yargıları özgünlük grupları ya da çeşitleri çok iyi bilinmeli ve kusursuz duygudaşlık/eşduyum (empati/eşduyum) duyularak sunum hazırlanmalıdır. En az ana dil-lisan farklılığı kadar değer yargıları farklılığı da sunulan bilgiyi algılamada uyuma gereksinim duyar. Ör. Aynı konuyu: aşağıdaki; din, kültür ve anadili-lisanı, anadilde; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim almayan!!!… Vb farklı hedef kitleye neden farklı sunum hazırlamak zorunda olduğumuzun farkındalığını pekiştirerek kurgulayarak zihinsel uygulayın ve anlayın.
-Hıristiyan dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye
-Hıristiyan dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye göre hazırlayın.

 
     Kısaca ya da sonuç olarak; Özellikle eğitimde pozitif /kabullenilen/istenen değer yargılarına ilişkisel eğitim verilmeli yargısı çok önemlidir. Bunun için öğrenicinin anadiline ve sahip olduğu diğer değer yargıları çok iyi bilinirse verilmek istenen bilgi ya da konular istendik değer yargılarıyla ilişkilendirilerek (ret ettiği değer yargılarına göre ders verilirse filtreleyerek alır !). Yapısal(fıtrat), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ve eşik bilgileri ait olduğu yaratığın; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün; yapısal, beyinsel, düşünsel ve zihinsel yapıtaşları iskeleti, kementleri, geçitleri, düsturları… Vb mantık süzgeci örgüsü ya da mimarisi gibidir. Diğer bir deyişle insanların kişilikleri, öğrenim/öğrenme istemleri ve kabullenişleri değer yargılarının ilişkisel örgü kafesindedir. Fert, toplum, kavim, devlet... Vb insan kendi değer yargılarının kafesi içindedir. İnsanların öğrendiği bilgilerin kalıcı olabilmesi için öğretilen bilgilerin onun değer yargılarıyla bütünleştirici ve ilişkilendirici verilmelidir. Bu şekilde verilmiyorsa öğretilen bilgi dağarcıklarındaki diğer bilgilerden kopuk, hatırlanmakta ve hayata uygulamada tetikleyici değildir. Bir insanın bilimi ya da ilimi yani bildiği her şeyin çözmece (pazıl) çetelesi-çerçevesi onun sahip olduğu bilgi birimlerinin yapıtaşlarından oluşur. Bu yapıtaşları birbirini ne kadar ilişkisel hatırlatıcı konumdaysa o kadar hızlı hatırlanabilir ve hayata güncellenerek uygulanabilir dinamizme sahip olur. Bu açıdan hedef kitlenin değer yargılarıyla ilişkisel anlatılan ya da sunulan her şeyi özümseme olasılığı çok yüksektir. Belki de öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemimiz ülkemizdeki halkların; özgün (*), istendik(+), istenmedik(-), nötr(0), geçişken(+,-), aşılmaz(!), bilinmeyen(?) ve diğer; inançsal, yapısal, kültürel, kişisel... Vb değer yargılarıyla; uyumlu, bütünleşik, güncellenerek ve ilişkisel verilmediği için ülkemizin bereketli peygamber ahlaklı teknolojik-bilimsel orijinaliteleri diriltilmiyor ve dirilmiyor!!!
      İdam sehpasına çıkarılacak; bir kelime, deyim, atasözü, örf, adet, gelenek, bilgi, davranış, yaşam şekli… Vb her şeyin alternatifi çok yönlü düşünülüp bulunduktan sonra eğitimle istenmeyenler tedavül den/uygulanıştan kaldırılır. Örneğin Tükürdüğümüzü yalamayız!?? Yerine “ Yanlış yere tükürdüğümüzün bedelini ödemeye gayret ederiz/hatasız kul olmaz!!!” Demirkuş 2010 Beşer Zulmeder, Kader Adalet Eder??! Beşer bazen zulüm etse de Allah (C.C) her zaman adalet eder. Demirkuş 2010. İstenmedik, yanlış ya da eksik veya çok anlamlı-cinaslı...Vb; örf adet, vecize, deyiş, deyim, cümle ve ata sözleri için istişareli alternatifleri geliştirilerek gerekçeli uygulanıştan kaldırılırlar. Hatta bu mantık ve uygulanış kusursuz bilinç-düşünce mimarisi ve iletişim için; insanlığın tüm yazılı, sözlü, eylemli ve düşünsel her bilgi birimi için hayata güncellenişi gereklidir. Belki de, fert, toplum, kavim, devlet… Vb insanlık bazın da;geri dönüşümsüz değer yargıları insani ya da bilimsel olarak geçerli olsun olmasın var olan öğrenici potansiyeline(hedef kitleye) öğretilmek istenen bilgilerin; istendik-istenmedik tüm değer yargıların ortak payda ve özgünlükleriyle; bütünleşik, uyumlu ve ilişkisel olarak doğru örneklenmiş ve hayata güncellenmiş olarak sunulmalıdır. İstenmedik, bilimselliğe aykırı, geçersiz ve doğal değer yargılarını değiştirmek ya da ıslah etmek için kanunlar çıkartılarak çocuk yaşta öğrenicilere ayrıntılı alternatifleri gerekçeli sunulmalı ve öğretilip hayata uygulanmalıdır. Fert, toplum… Vb her insani bazda verilmek ya da öğretilmek istenen öncelikli acil bilgilerin kısa vade de hedef kitlenin inançsal, kültürel, özgün… Vb istendik ya da istenmedik değer yargılarına uyumlu ve ilişkisel hayata örneklendirilip güncellenerek verilmesi gerekmektedir. Yani Bâtının, kapitalizmin, komünizmin… izm, … istli yabancı-doğal rejimlerin, yönetimlerin ve eğitim sistemlerin istendik ya da istenmedik değer yargılarına ya da yararlı da olsa yabancı ya da farklı değer yargılarına endeksli verilmemelidir. Yani toplumsal etnik alt birimin değer yargısına/yargıları düsturlarına ters olduğu için kısa vade de verilmemelidir. En küçük özgün toplum birimlerinin (benzer ortak dili, kültürü, alışkanlıkları, zevkleri ... Vb paylaşan ailelerin bir üstü toplumsal özgünlükler kümesi ya da insan dokusu) özgün değer yargıları baz alınarak ona uyumlu öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemi/leri geliştirilerek verilmeli. İnsanın etnik azınlığı olmaz; bu doğa, bilim ve ilahi/peygamberi yasalara aykırıdır hem de bölücü ve tahrik edici bir kavramdır. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız (ayet). Dil, din, lisan, kütür azınlıkları çoğunluğa asimile ya da evcilleştirilsin diye değil. Böyle bir durum yaşama gücünü artıran evrimin çeşitlilik yasasına aykırıdır. Yaşadığı toplumdaki; din, dil, lisan, kültür, renk...Vb halk azınlıklarının birimlerindeki (özgün toplumsal birimlerdeki ya da özgün insan dokusundaki) yararsız, verimsiz, zararlı… Vb istenmedik değer yargılarının değişimi için uzun vadede tüm dünyanın o konudaki liyakatli otoritelerin görüşü çerçevesinde kanunlar çıkartılarak alternatifleri gerekçeli sunularak ilk öğretim seviyesinden itibaren öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle verilmelidir.

   
   Biliriz ki tüm canlı yaratıkların kişilikleri genel olarak, yapısal(fıtratı-genetiği-irsi), kültürel, inançsal, eğitimsel… Vb kökenli olarak; kabullendikleri, reddettikleri, tasdik ettikleri… Vb değer yargılarının mantık kafesi, süzgeci ve örgüsü içindedirler. Bu değer yargıları çatısında ki mantık örgüsünün dokusunu; kişinin kabullendiği, ret ettiği veya şüphelendiği;kanunlar, davranışlar, eylemler, süreçler, olaylar, bilgiler, ayetler, vecizeler, atasözleri, özdeyişler… Vb temel mantıksal denklemler oluşturur. Kişinin değer yargıları, mantıksal denklemleri dokusunun arasını öğrendiği, edindiği ya da genetik-fıtratı-irsi yapısında bulunan bilgilerin ilişkisel bilgi birimleri örgüsü doldurur. Liyakatli ve kaliteli öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle kişinin tüm değer yargıları, mantıksal denklemleri ve bilgi örgüsü beyinsel ve zihinsel havuza kaydedilir. Kişi tüm değer yargılarını, mantıksal denklemlerini ve bilgi örgüsünü kültürel olarak öğrendiği anadilindeki kavramlar, kavramisimler, isimler ve sembollerle ifade ederek aynı dili bilenlerle sözel, bedensel, mimik.. Vb ile iletişim kurar. Kişi dilini bilmediği bir toplum içerisinde bu kültürel iletişimde mahrum ve yoksun kaldığı için; yontma taş devri ve öncesi insanların iletişim seviyesine düşer. Onun için bir kültürel dildeki, kavramlar, kavramisimler, isimler ve semboller o kültürel dilin iletişim araçlarıdır. Bu açıdan dünyadaki ve insanlık havuzundaki var olan doğal-vahşi!!! kültürel dil kümeleri arasında öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle verimli ortak payda akli-mantıki!!! lisan ve dil geliştirmek insanlığın en önemli sorunlarından biridir. Fıtratı-yapısal, inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün zihinsel yapıtaşlarını oluşturduğu için verilen öğretim ve eğitimi yaratığın kabullenmesi ya da davranışına yansıması için aktarılmak istenen bilgilerin gerekçeli ve ilişkisel olarak yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla ilişkisel örneklerle verilerek hayata güncellenerek beyinsel, düşünsel ve zihinsel özümsemeyle (asimilasyonla) uygulamada alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmelidir. Değer yargılarına ters verilen ya da değer yargılarıyla ilişkisel verilmeyen; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ürünleri eğitilen kitle tarafından kabullenmekte sıkıntı yaratır ve hedefe ulaştırmaz. Belki de ülkemizde yapılmış ve halen yapılmakta olan devrimler, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimlerin çoğu ülkemiz halklarının yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına uyumlu verilmediği, cebren ve hile ile ya da zorunlu kapitalist ekonomik farzlara bağlı olarak empoze edilip bilgiler beyinsel ve zihinsel olarak sindirilip hayata uygulanabilir alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmediği için istenen seviyede başarılı bir ülke olamadık. Bu duruma çözüm açısından ülkemizde değer yargılarımızın düstur denklemi konumundaki; vecizeler, atasözleri, özdeyişler, ithal edilmiş atasözleri... Vb önemli bir kısmı yanlış, eksik, ters... Vb olduğu için insanlarımızda kavram, düşünce, öğrenim/öğrenme ve iletişim yanılgısına neden olmaktadır. Bu açıdan bunların ivedilikle akÂdemik çevrelerce gözden geçirilip daha bilimsel alternatifleri, eksikleri, geçerlilik sahaları… Vb hakkında ayrıntılı bilimsel çalışmalarla sonuçlandırılıp toplumun yapısal, beyinsel ve zihinsel havuzundaki önemli değer yargılarının yenilenerek toplumsal değer yargıların; yapısal, zihinsel ve beyinsel havuzdaki yerleri daha sağlıklı ve olumlu bir konuma getirilmesi gerekir.
Yorum; Bir fert, toplum, kavim… Vb düşünün; Kuran-ı Kerim Okunur duyar ancak anlamaz (Allah (C.C)'HUN kelamından duyduklarına sağır olmuş) duyduklarına sağır olmuş, Kuran-ı Kerimin harflerine bakar ayetlerin yazısını görür ama anlamaz (Allah (C.C)'HUN yazılı kelamını görür ama kördür) gördüklerine bakar ama kör olmuş ola ki bir hayvanın Kuran-ı Kerimi Dinletiş ve okutuş mesabesine getirilmiş ya da indirilmiş durumdayız. Bu gün ülkemizdeki Kuran-ı Kerim'e icabet bu hale getirilmiş ve diğer ibadetlere yani kurban kesimi, namaz kılınışı, oruç tutuşunda, zekâ t verişinde… Vb dinde hayır görmez konuma düşürülmüş ve dualarımızda icabet bekliyoruz Rabbimizden. Oysa ki, İngilizce, Fransızca, Almanca gibi Kuran-ı Kerim'in Dili'de seçmeli yabancı dil dersi olarak verilse acaba bu cehaletten kurtarır mı bizi! İnsanda genellikle bilgilerinin zihindeki karşılıkları değer yargılarıyla ilişkisel gerçekçi ve doğru olarak diri değilse o konuda cahildir ve ola ki genellikle sorumlu değildir. Bilenler sorumludur. Gözü var görmez kulakları var işitmez ayeti belki de bunu vurgular. Bilim bile insan duyularına ve teknoloji sınırlarına dayalı olarak yarı ya da geçici gerçeklere dayalı olarak geleceğe yol alır.


Fen-Edebiyat ve Eğitim Fakültelerinin Başlıca Görevleri, Amaçları ve Hedefleri Neler Olmalıdır?
-İnsanların; kendilerini, sanal araçlarını, sıfatlarını ve nefislerini liyakatli tanımalarını sağlamak,
-İnsanları;doğa-doğa ötesindeki geçerli, gerekli;nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) bilgilerle fıtratlarına uygun yeterince donatmak
-21.Yüz Yılda bilimi insanların(fert, toplum, kavim... Vb bazında) geçerli, doğru inançsal, yapısal, özgün, kültürel... Vb diğer değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmak öğretim, öğrenim ve eğitimin çok önemli farzlarından biri olmalıdır. Demirkuş 2009
-İnsanlara; doğru öğrendiklerini peygamber ahlakıyla yaşantılarına (hayatına) liyakatli tatbik/uygulayış alışık tepki (refleks) ve alışkanlıkları kazandırmaktır.
-Eğitim fakültelerinin birinci görevi var olan geçerli ve gerekli bilgileri iştahlandırıcı bir dizaynla insanlara sunmak ve gerekirse bilgi üretmektir.
-Fen ve Edebiyat fakültelerinin öncelikli görevi bilgi üretmek ve bilgileri iştahlandırıcı bir dizaynla insanlara sunmaktır.

Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde; Nesnel, Düşünsel, Sanal ve Hesabi (Dijital) Ders Materyali Bilgi Doküman Havuzu Oluşturmanın Basamakları/Aşamaları;
1-Gerekli ve geçerli; tüm nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) kaynaklı bilgilerin doküman havuzunu oluşturmak,
2-Gerekirse bilgi, envanter, materyaller, yöntemler sanal ve nesnel araçlarla donatılmış eğitim mutfağı kullanılarak materyaller geliştirmek,
3-Ders materyallerini; uygun yöntemlerle ve örneklerle ilişkisel eşleştirerek güncel rehber bilgilerle donatmak,
4-Sunulacak gerekli bilgilerin; hedeflerini, dokümanlarını ve olanaklarını uygun eşleştirerek ortaya koymak,
5-Etkili öğretim amacıyla nesnel, düşünsel, sanal ve hesabi (dijital) olanaklar, materyaller ve yöntemlerle ilişkilendirerek beyinleri iştahlandırıcı sanal-nesnel-yarı nesnel; sunu, etkinlik, deney, tatbik/uygulayış, animasyon, film, anlatım, gösteri… Vb;hazırlanır, oluşturulur, düzenlenir veya kurulur.

Eğitim Fakültelerinde Mutlak Verilmesi Gerekli Bazı Dersler ve Gerekçeleri;
1-Öğretim Teknolojileri Materyal Tasarımı ve Geliştirilmesi Dersi
2-Özel Öğretim Yöntemleri I ve II Dersleri
3-Fen Teknoloji ve Toplum İlişkisi Dersi
4-Okul Deneyimi I, Okul Deneyimi II ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersleri
5-Dersleri Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlakla ilişkisel yaşantıya uygulanış "Tefekkür Ediş" dersi konmalıdır. Doğal alfabe, kültür, örf, adet ve geleneklerin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ters ve uyumlu tarafları bilimsel gerçeklere dayalı olarak “Peygamber Ahlakı ve Vahşi/Doğal Ahlak Ürünleri” adlı ders;ilk, orta, yüksek öğretim ve askeri okullara konmalıdır.
A-Kendilerini doğru tanıma ve topluma doğru duygudaş olma(empati/eşduyum duyma), amacına yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
B-Fert ve toplum ya da  insan sıfatlarını, kendi özünü-fıtratını tanımaya yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
C-Yani fert ve toplumların ya da insanların kendilerini eksik ve yanlış tanımalarının, konumlandırışlarının, sıfatlarını liyakatsiz kullanmalarının toplumsal tufanlara neden olduğu yaşanmış örneklerle ve gerekçeleriyle öğretilmelidir. Bu amaca yönelik uygulamalı dersler konmalıdır.
D-Öğrenci/Öğrenici;sıfatlarının kötüye kullanmasının hatasının acısını ya da telafisinin hangi boyutlara varılacağını 19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.
E-Olanaklarını, bilgilerini, beden dillerini, tepkilerini, seslerini … doğru ve liyakatli kullanma–ilişkilendirme alışkanlık ve alışık tepki (refleks)lerini kazanmalarına yönelik uygulamalı beşeri eğitim dersleri konulmalıdır. Bâtının derleme, deneyim, kurgu… Vb şeylerine dayalı mevcut eğitim kitapları bu hedefe ulaşmakta yetersiz kalmaktadır.
F-Evrensel, İlimsel, Bilimsel, Teknolojik, Çağdaş, Peygamberi (Rahmani/İnsancıl)… Vb Doğru ve Liyakatli Düşün, Hayalet, Tefekkür Et. Hükmüne/lerine uygun deneysel –uygulayıcı dersler eğitime konulmalı. Öğrencinin nasıl düşünmesi konusunda önemli simaların düşünsel, nefsi, doğal ve mantıki işletim sistemleri disipline edilerek eksikleri, artıları, yanlışları… Vb bir arada verilmelidir.Sonra tüm düşünsel ve uygulanan mantık -Piyasadaki bilgisayarları kategorize-disipline ederken ya da bilgisayar alırken hangi özelliklerine % kaç öncelikli dikkat edilir?
-Öğrenci Seç ve yerleştir sınavlarında veya eş adayınızı seçerken hangi özelliklerine % kaç öncelikli dikkat edilir?
-Sizce bilgisayar kasası ile insan bedenine % kaç önemsenerek değer verilir?
-Sizce bilgisayar sanal araçları ve iç donanım özellikleri ve işletim sistemi ile insan düşünsel, ahlakı ve zihinsel özellikleri işletim sistemlerine % kaç önemsenerek değer verilir? Allah (C.C) öncelikle kulunun kalbine bakarak değer verir.
-Pekiştireç; eğitim sisteminde ve öğrenci seç yerleştir sisteminde neden insanların sadece zekâsına, eş seçiminde saldım çayıra bedensel çekicilik kayıra ya öncelik verilir? Top modeller size neyi hatırlatır? -Bu konuda eğitim sistemleri insanları köreltiyor mu? Vahşileştiriyor mu? Melekleştiriyor mu?...


Öğretici ve Eğiticilerin Mutlak Görevleri (Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde);
1-İnsan Sanal Araçlarını Öğretmek. İnsanın nesnel, düşünsel, hesabi (dijital), sanal araçlarının (Ruh, Akıl, Vicdan, İman, Nefis, zekâ, Yetenek) özellikleri ve fıtrat-nefis çeşitleri konularını gerekçesiyle öğrencilerimize öğretmek.
2-Kendini Tanımak. Kişilerin(kişisel) insani, özgün ve baskın sıfatlarını mutlak tanımak ve bilmenin gerekliliğini, zorunluluğunu gerekçeleriyle öğretmek ve hayata uygulatmak. Nefsini tanıyan rabbini tanır (ayet vardır)
3-Çevresini Tanımak. Toplumsal, düşünsel ve doğal çevresinde hayır görmenin farzlarından biride onları doğru ve gerçekçi öğrenme olduğunu gerekçeleriyle bilmenin önemi öğretilmelidir. İlim Müslüman'ın yitiğidir (hadis)
4-İnsancıl (Peygamberi) Ahlakı Kabulleniş. Yaşam döngüsünde hayır görmesi için, peygamber ahlakı işletim sistemini kabullenmek ve yüklenmeyi alışık tepki (refleks)-alışkanlık haline getirmeyi gerekçeleriyle öğrencilere öğretmek ve uygulatmak.
5-Mutlak yapması gerekenleri bilmek. Evdeki-ailedeki, okuldaki, iş yerindeki, fertlere karşı sorumlulukları ve mutlak yapması gereken işler ve uyması gereken kurallar gerekçeleriyle ikna edilerek verilmeli ve uygulamalar yaptırılmalıdır.
6-İnsan, eş ve arkadaş dersi verilmeli. Karşı cins, eş ve arkadaş edinme/seçimi kurallarının mutlak prensipleriyle ilgili drama ve gerçek dersler tatbik/uygulayış örnekleriyle gerekçesiyle verilmelidir. Davul dengi dengine çalmalı; kösle trampet, mümine ile sarhoş bir arada liyakatsizdir.
7-Sokaktaki davranış dersi verilmelidir. Sokakta her türlü abur-cubur yenmeyeceğini, her türlü giyim ve davranışta bulunulmayacağını gerekçeleriyle örnek eğitici gerçek hayattan ifrat, tefritlerden kesit filmlerle ve uygulamalarla denemeler yaptırılarak ikna edilerek eğitim verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Sınırsız hürriyet, liyakatsiz radikaller, cehalet, ifrat ve tefrit insanın peygamber ahlakının kara delikleri gibidirler. Demirkuş 2009
İpucu; Resmi, başkalarını tahrik-kışkırtıcı, erotik, çekici, akli, düşündürücü, ilgi çekici, modern, klasik… Vb giyim, tepki, davranış… Vb ne zaman, nerede ve hangi koşullarda hayata uygulanışın gerekliliği mutlaka “Öğretim Öğrenim ve Eğitimde İnsan” konulu derste gerekçeleriyle verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Bundan sonrası kişi ve toplumun iradesi çerçevesindeki tercihi/tercihleri onun ve onların ölçüsünün kalitesini gösterir. Yargısından emin oluruz. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır. Sokakta ifrat, tefrit ve hayvaniliğe kaçan; yemek yemenin, çıplak-erotik giyinmenin, cinsel duygularını sergilemenin hayvaniliğinin gerekçelerini gerçek filmlerle ve uygulamalarla gösterip eğitim verilmeli. Başkalarının maymun iştahlı, nefsi emarelere sahip oluşu, kötü nazar edişleri, insanların yanlış anlaması, insanlara kötü örnek olunması, gereksiz dikkat çekilmesi… Vb gerekçeleriyle verilmeli.

Tüm ahlakı kurallar ve sokak ahlakı kültürleri, argoların kullanım yerleri gerekçeleriyle öğrencilere doğrusu verildikten sonra, tatbik/uygulayış tercihleri öğrencilere ve insanlara bırakılmalıdır.
Özel not;Totaliter önlem değil de (özel haller hariç) sokak ahırları, aşk-sevgi ahırları.. Vb üniversite ve sokaklarda açılmalıdır.

İnsan yaşam döngüsünde ne zaman ve hangi koşullarda ıslah edici, boyun eğdirici, eğitici, öğretici ve örnek olucu konumlarda olmalıdır? İnsanlar eşlerine nasıl davranmalıdır? İnsanın Yaşam Döngüsünde; Islah Edici, Boyun Eğdirici, Eğitici, Terbiye Edici ve Öğreticiliğin Peygamber Ahlakıyla İlişkisi;
Islah Edici, Boyun Eğdirici, Eğitici, Terbiye Edici ve Öğretici Kavramların Farkını ve Farkındalığını Doğru Kavrayış;

1-Peygamberler; modası hiçbir zaman geçmeyen ya da hiç bir zaman demode olmayacak ve insani yaşam döngüsünün mutlak gerekli peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı reçetesinin modelleri olarak öğretici, yaşatıcı, hayata güncelleyici mürşitleri ve eğiticileridirler. Yaşantılarıyla örnek olmuşlardır. Islah edici(boyun eğdirici) değildir.
2-İnsanları, yaratıkları, doğayı... Vb her şeyi eğitici-terbiye edici-Islah edici (boyun eğdirici) olan Allah (C.C).
3-İnsanlarda hayvanların ve doğal-doğal hayatın kısmi ıslah(boyun eğdirici) edicileridirler. Kısmen çocuklarını terbiye ederler. Islah etmezler. İnsanlar hayvanları, çevreyi ve doğayı kısmi (bereketli hudutlarda/peygamber ahlakı çerçevesinde) ıslah (boyun eğdirici) edicidirler. Bu ıslahatı peygamber ahlakı çerçevesinde yapmazlarsa bugünkü gibi çevre sorunları ortaya çıkar.
4-İnsanların: eşlerini, hem cinslerini, çocuklarını veya diğer canlıları; eğitmek, terbiye etmek ve ıslah etmek kavram yanılgısı ve cehaleti nedeniyle günümüzde çok sorun yaşanmaktadır. Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren ve aşkınlıklarınızı hoş gören, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013
A-Eşinizi ıslah edici, terbiye edici ve eğiticisi değilsiniz oda sizin değildir. Her ikisinin de (iki eşinde) sevdiği ve tasdik ettiği değer yargılarına yoğunlanışı önemlidir. Bu amaçla ortak paydayı garanti altına alış için evlilikte her eşinde samimi ve içtenlikle (keyfiyete dayalı değil) veto hakkı olmalıdır.
B-İnsani bir aile olmak için; eşiniz sizin eksik parçanızı tamamlar sizde onun eksik parçasını tamamlarsınız. Erkek ve kadın bir insanın bir birini tamamlayan yarımşar parçaları gibidir tek başına her biri (fert olarak) ne ürer ne de türerler (özel haller hariç). Eşler tamamlayıcıyı zorunlu özgünlükleri nedeniyle reKâbet ve eşitlikte olamazlar.
C-Kadın ve erkek bir fermuarın ya da DNA zincirinin yarımşar parçası gibidir (yarımşar insan) eşitliği değil bütünleştiriciliği daha büyük anlam taşımalıdır. Her birimiz (kadın ve erkek) fert olarak tek başına yarım insan sayılırız. Kadın ve erkeğin geometrik, zihinsel, düşünsel genetik, nitel, nicel…vb eşitlik haklarını (X=Y ???) yani böyle bir eşitliği ( X=Y) sağlayışı gerçekleştiriş kadar abes bir durumdur. Kadın ve erkek aslında pek çok açıdan ve yönden yarımşar insandır. Önemli olan kadın ve erkeğin liyakatli bütünlüğünü, birlikteliğini sağlayış ve kenetleyiş sorunlarını çözüş çok önemlidir. Yani X+Y=1 sağlarken bunların fıtratı ve ahlaki kabulleniş oranlarını 1 e tamamlarken her çiftin birlikteliği için neler yapılışının gerektiği üzerinde duruş daha önemlidir. Nelerin bu konuda dikkate alınışı gereklidir? Neye/nelere hangi kriterlere (ölçütlere) (zihinsel, düşünsel genetik, nitel, nicel… Vb kriterlere (ölçütlere) ait değer yargıları kenetlenişine uyumu çok önemlidir) göre dikkate alınış önemli oluşudur.
D-Bir birinizin eksiğini tamamlayıcı ve idarecisisiniz.
E-Bir birinizle karşılıklı haklarınızı elde etmede reKâbette/reKâbetle değil zaruretten ve gerekliliğin keyfiyetinde (kadın ve erkeğin özgünlüklerinin birbirini tamamlayış ve bir arada yaşayış zaruretinden/gerekliliğinden dolayı) bir aradasınız.
F-Bu bilince dayalı yaşanmış-yaşanan örneklerle, uygulamalarla, etkinliklerle ve  peygamber ahlakıyla öğrenciler eğitilmeli.

Evlenmeden Önce Eş Adaylarının Samimiyetle Birbirine Açıklayışı/Açıklanması Gereken Önemli Konular. (Bunlar önceden açıklanmasa sonrada evliliğin kara delikleri oluyor)
1-Eş adayların bedensel ve zihinsel engelli durumu derecesi varsa bunu önceden belirtişi önemlidir.
2-Bedensel, genetik/irsi ve zihinsel tedavi için sürekli kullandığı ilaçlar ve/veya başka tedavi varsa bunu önceden belirtişi önemlidir.
3-Bedensel ve zihinsel sürekli hastalıkları varsa bunların derecesini ve durumunu samimiyetle belirtilmelidir. Örneğin, şeker hastalığı, kanser, AIDS… Vb
4-Aşılmaz Ya da iradenizle terk edemediğiniz değer yargıları ve/veya tiryakilikleri, inançları (Bu Aşamada Değişmez/Değiştiremediği Günahlarını, Kırmızı, Yeşil, Sarı, Turuncu, Gri ve Beyaz Düşünsel, Toplumsal ve Değersel Çizgilerinizi Açıklayışınız Farzdır), Örnek Aldığı Kimlikleri/idleri (Örnek aldığın kişilikler; peygamberler, dâhiler, mucitler, teoriler, sanatçılar…Vb) , Taptıklarınız/idolleriniz (taptıklarınız, putlarınız) önceden belirtişi önemlidir.
Ör. Aşırı kıskançlık, aileye bağımlılık, sürekli çok konuşkanlık, yalan, sigara koliklik (normal içici değil), alkolik, internet bağımlılığı, eşcinsellik, lezbiyenlik, özgün cins ve tiplere ilgi duyuş… Vb Aşırı (Fazla) samimiyet saygıyı azaltır. Aşırı (Fazla) sevgi nankörlük getirir. Aşırı (Fazla) iyilik suiistimal edilir. Aşırı (Fazla) kıskançlık sosyal dengeyi tahrip eder. Aşırı (Fazla) saygı sosyal dengeyi şaşırtır. Aşırı (Fazla) merhametten maraz doğar. İnsani ilişkilerde çoklar sorunludur. Denge esastır. Liyakatsiz sevgi, saygı, merhamet, siyaset… Vb. sosyal ilişkilerde insani dengeyi bozar.
5-Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren; olumsuzluklarınıza, istenmedik tiryakiliklerinize, eksiklerinize, eksilerinize, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerinize özgünlüklerinize, günahlarınıza, suçlarınıza ve aşkınlıklarınıza (ifrat ve tefritlerinize) saygı çerçevesinde katlanılıyorsa ve/veya hoş görülüyorsa, af ediyorsa ya da paylaşılıyorsa, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013

Kavram nedir? Kavram yanılgısı nedir? Sevmek, hoşlanmak ve beğenmekle ilişkilendiriniz. Bu mantığı bildiğiniz bütün kavram, cümle ve kelimelere genelleyiniz. Hayat Döngümüzde, Sevmek, Hoşlanmak, İlgi Duymak ve Beğenmek Kavramları Arasındaki Ayrıcalık ve Özgünlüğü Bilmeyiş Bizi Kavram, Düşünce, Karar ve Eylem Yanılgılarına Götürür.
Kavram Yanılgısı; Bir kavramın tanımın sınırları ve özgünlüklerinin ait olduğu ya da örtüştüğü karşılığındaki şeyle ve/veya şeylerle insan bilinciyle liyakatli örtüşmemesi ve/veya gerçekleşmemesi kavram yanılgısını ifade eder.
İlgi Duymak; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerinin ilginizi ve dikkatinizi olumlu yönde çekiş halidir.
Beğenmek; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerini beğeniş, tasdik ediş ve kabulleniş ola ki örnek alış ya da örnek oluş halidir.
Takdir Etmek; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerini en üst seviyede takdir ve tasdik ediştir.
Hoşlanmak; Hedefteki yaratığın bazı özgünlük ya da ortak payda şeylerinden keyif ve zevk alış halidir.
Sevmek; Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyorsa ve/veya hoş görülüyorsa ya da paylaşılıyorsa sevgiden bahsedilebilir. Sevginin Derecesi; bir insanın, toplumun ya da yaratığın/ların; tüm aşkınlık ve taşkınlıklarını hoş görüşle doğru orantılıdır. Bir insanın, toplumun ya da yaratığın/ların; “Normal Değer Yargılarından” hoşlanıyor ve buna ilaveten, tüm istendik ve istenmedik aşkın değer yargılarının sonucuna ya da her şeyine katlanabilir ve hoş görebiliyorsanız onu seviyorsunuz ve/veya tahammül ediyorsanız ona sabredebiliyorsunuz sonucunu çıkartabilirsiniz. Bu sonuca ulaşamıyorsanız onu kesin seviyor sayılmazsınız. O zaman sizin ona ilginizin adı sevgi değil; hoşlanmak, beğenmek, ilgi duymak… Vb. başka bir şeydir. Evliliğe karar verirken bu duruma dikkat etmek gerekir. Sevmek ve hoşlanmak kavram yanılgısına düşmemek gerekir. Ne yazık ki bu kavram yanılgısı insanlara pahalıya mal oluyor. Sevgisiz, moralsiz, parasız… Vb siz normal düşünüp yaşayamıyorsanız o zaman siz sevgi, moral, para… Vb. bağımlısısınız sonucu çıkar. Sevgiye, aşka, paraya… Vb. her zaman güvenilmez ya da güvenilmemeli bence. Böyle insanlar size güvenmeli ve bu duyguları sadaka edebilecek kadar eğitimli olmalısınız. Ola ki peygamberler ve İslam âlimleri böyle idiler. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin.
Aşık veya Sevdalı; Sevgisiyle taptığına, bir yaratığa, yaratıklara veya eşyaya iman etmektir. Demirkuş 2016 Sevdiğiniz yaratığın her şeyine pozitif tutkuyla/larla-beğenilerle bağlı ve onun her şeyini her şeyinize endeksli yorumlayarak zevk alıyorsanız ona aşıksınız belirtilerini ifade eder. Davranışlarınızı doğru okuyan ve size göre doğru tepki gösteren ve aşkınlıklarınızı hoş gören, sizden hoşlandığını, sevdiğini itiraf eden kişilik ola ki aradığınız kişilik olmalıdır. Demirkuş 2013

Güzelliğin Tanımı ve Güzelliğin; Sevmek, Hoşlanmak, Beğenmek, İlgi Duymakla İlişkisi: Güzellik; Asıl Güzellik Allah (C.C)’N Nur CC’HU Cemalidir. Öyle bir güzellik ki, yaratıkların ya da her yaratığın tüm boyutlardaki (düşünsel, nesnel, eylemsel, sanal... Vb.) istem ve arzuları anahtar olsa hepsine özgü emsalsiz kilitler yaratıp hepsini icabetine ve cemaline mest ederek kilitleyişe kadir Allah (C.C)’HU cemalidir (Doğrusu Allah (C.C)’HU kendisini tarif ettiği gibidir). Her şeyin bir güzelliği düşünülebilir. Allah (C.C)'HUN Güzelliği dışındaki tüm yaratıksal güzellikler geçici, güdük ve tüm yaratıkları tatmin edişte zavallıdır. Örneğin, güzel insan, güzel kadın, güzel çiçek, güzel ahlak… Vb. Bir insan bir şeyi güzel buluyorsa, onu sever, ondan hoşlanır, ona ilgi duyar ve onu beğenir. Bazen de o güzelliğe âşık olur ya da sevdalanır. Kıyas ve Benzetiş; Neye kime ve hangi şeye icma yapmalıyız. Örneğin Allah(C.C.) un güzelliğine ve isminin taca benzeyen güzelliğine mi? Yoksa yarattıklarının taçlarına ve güzelliğine göre yapmalıyız. Örneğin, çiçekler mi insanların giyim kuşam çeşitliliğine benzer, insanlar mı çiçeklere benzetilmelidir. Aslan gibi adam mı doğru yoksa adam gibi aslan mı doğru ya da hangi koşularda her ikisi de doğrudur. İkimiz Bir Fidanın Güller Açan Dalıyız Mı Doğru Yoksa İkimiz Bir İnsanın Güller Açan Dalıyız Deyişimi Doğrudur? Her fert yarım insandır. Bir kadın+ Bir erkeğin toplamı bir insanı ve/veya tüm temsil eder. Tek başına erkek ve/veya kadın insanlığın yarısını temsil eder. Sonuç: aslolan Allah(C.C.) mı, insanlar mı, hayvan mı ya da eşya mı?



Kader ve İslam; Örneğin, Doğa Yasaları, İnsanın: Doğduğu yer, Kökeni, Anadili, Ten rengi, Ölüm... Vb. tüm yaratıklar için değişmez dogma kader çizgisidir. Değişmez ve dogma kader çizgisi ve tüm çizgilerin tasarrufu Allah (C.C.)'YE aittir. Bunların bazıları yaratıklar tarafından kesin bilinir. Duamız, sadakamız... A, B, C... Vb tercihlerimiz kader çizgisini etkiler. Allah CC'NİN izni ile duanın, sadakanın kabulü ile kader değişebilir/Duanız olmazsa ibadetinizin ne önemi var. Sadaka ömrü uzatır musibet ve belayı defeder. Allah CC'NİN izni ile Peygamberi tercihler selametli kader çizgileriyle geleceğe taşır. Bir hadisenin sebebi ne olursa olsun gerçekleşmişse mutlaka Allah (C.C)'HUN bilgisi dâhilinde tasdiki ve kabulü ile gerçekleşir. Allah (C.C) İstemezse o olay olmaz. Bundan emin olabilirisiniz. Örneğin bir insan isyan etmekten yana gayret ediyor ancak isyana ve sapıklığa sürüklenmesine geçmişteki dua, sadaka, iyilikleri nedeniyle Allah (C.C.) istese onu sapıklığa düşmemesi için ona çözüm ve tedbir ikram edebilir. Bunum tam tersi durumlarda Allah (C.C.) Rahmeti ağır bastığı için dua, sadaka, iyilik yapan yaratık için en hayırlı icabeti Allah (C.C)'HUNDAN beklenir. Samimiyetle hidayet isteyen bir yaratığa (insan veya cin) Allah (C.C.) hidayet vermiyorsa onun için en hayırlısı o dur mutlaka. Çünkü o yaratığın hidayet çizgisi ola ki onun için en hayırlısı olmayabilir. Örneğin, Hidayete erdikten sonra çok yüzlü bir münafığa dönüşmesi varsa, hidayete ermemiş bir cahil olması onun için belki de daha hayırlıdır.


Mucitler, Büyük Sanatçılar, dâhiler ve Peygamberlerin Bilinç Sistemi Neyin ve Kimin Eseridir? -Fert, toplum, kavim ve devletin ya da insanların parayı aşan, paradan daha değerli ya da parasız değer yargıları yoksa parayı veren düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu mantıktan ya da çıkarsayıştan hareketle ; fert, topluma, kavime ve devlete ya da insanlara;öğretim, öğrenim ve eğitimle; bilimi-doğayı aşan, bilim , doğadan, tüm yaratıklardan, ilimden ve bilimden daha değerli ya da onları aşan düşünsel gerçek-hakiki değer yargıları öğretilmemişse, verilmemişse ya da yoksa doğal hayata ve bilime hâkim olanlar onların her türlü düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu iki çıkarsayıştan hareketle; öğretim, öğrenim ve eğitimde mutlaka insanların bilimi, doğayı ve ötesini aşan; gerçek-hakiki ölümsüz iman-i düşünsel değer yargıları geliştirilirse insanlar kalp ve zihinleriyle doğayı, kâinatları, bilimi/leri kuşatarak daha ulvi- yüce düşünebilirler. Değilse doğa ve bilimin hapishanesi, kefeni içinde kul ve köle olarak yaşayışa mecbur olurlar. Bir insanın değer yargılarını ne kuşatıyorsa o insanın onu aşma olasılığı zayıftır. Örneğin bir bilim insanın tüm değer yargıları bilimi aşamıyorsa ya da bir insanın değer yargıları bilimin kefenini aşamıyorsa her şeyi ile bilimin düşünsel hapishanesi içinde bir fert olmayı aşamaz. Bilimi doğa ötesiyle ilişkilendiremez ve bu doğaldır doğa ötesiyle ilgili ölümsüz ve/veya gerçek değer yargılarından mahrumdurlar. Örneğin, peygamberlerin Atasal ve doğal değer yargılarının yerini Allah (C.C) İlahi Hidayetle Kuran'ın değer yargılarıyla ilişkisellik belirler. Buna ilahi/peygamberi değer yargısı denir. Ancak Darwin'in değişim ile ilgili değer yargılarını, Einstein fizik ile ilgili değer yargılarını, büyük ressamların değer yargılarının iskeletini doğal hidayet ve doğal sistemi zihin ve genlerini işgal ederek belirler. İnsanlar düşünsel ve bedensel olarak doğa tarafından işgal edildiğinin farkındalığında değildir. Yani Einstein ve Darwin sistemin bir ürünüdür, peygamber ise ilahi/peygamberi hidayet gücünün bir sonucudur. O zaman doğanın işgal edişine karşı bilinçli eğitim ile önlem alınmalıdır. Hatta televizyon dizileri bile insanları işgal etmektedir. Bunun önüne bilinçli eğitimle geçilmelidir. Kısaca; insanların değer yargılarının iletişim sistemi ya ilahi/peygamberi ya da doğal hidayet ile şekillenir. Örneğin. Gautama Buddha, M.Ö. 563-483 doğal ahlak sofisiydi, Charles Robert Darwin (12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882) otistik doğa ve bilim sofisiydi, hatta birçok saha ve alandaki;19. ve 20. Yüzyılın bilim insanları; belli saha ve alanların otistik-özelleşmiş bilim sofisi ve/veya dehası, kaşifi, mucidi olmayı, siyaset ve demokrasi sisteminin siyasetçileri ve kapitalistleri, komünistleri… Vb tarafından güdülmeyi aşamamışlardır. Yani bilimle siyaset ve yönetim sistemlerinin demokrasi sofilerini (ermişlerini) aşamamış bilim sofileridirler. Hatta belki de siyasi demokrasi ermişleri (sofileri) tarafından dine karşı kullanılmaktadırlar. Yani siyasi ermişler (sofiler) bilimselliğin kefenini aşarak bilim ve dinin uyuşmazlığında bilim sofilerini (ermişlerini) kullanmaktadır. Yani bu otistik bilim sofileri kendi alanların kabuğunu kırıp diğer bilim alanlarıyla ilişkisel düşünerek bilim ortak paydasının havuzuna erişememişlerdir. Bu ortak payda ilişkisel diri bilgiye ve doğa ötesi gerçek değer yargılarına sahip olmadığı için; bilimde vardıkları sonuçları, yargıları ve edindikleri özgün bilimlerini doğa ötesiyle ilişkilendirmemişlerdir. Bu nedenledir ki liyakatsiz; öğretim, öğrenim ve eğitimle insanların tüm değer yargılarını bilimin metriksi içine doğrayıp paketleyip ya da otistikleştirip yerleştirmek insanların hür düşünce de zihinsel ve düşünsel âlemde tefekkür ediş yetenek ve güdülerini köreltir. Eğimdeki otizmi engelleyici olarak Bilim,Teknoloji Mühendislik, Matematik ve Din ilişkisinin bütünlük eğitimi / STEM-R (Science, Technology, Engineering, Mathematics and Religion Education, )geliştiriliyor. İnsan herhangi bir şeye bu 5 ve/veya daha fazla pencereden bir anda ilişkisel, farklı ya da tek tek bakabiliş yeteneğini geliştiren eğitimle kazandığı ve kazanacağı şeyler önemlidir. Kısaca matematiğin ilişkisel havuzunda bilim aracını kullanarak mühendislik icrasıyla teknolojileri üretim ve hayata uygulayışta inançsal değerlerle Dinle) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaki boyutlarla gerekçeli olarak ilişkilendiriş önemidir. http://www.nationalstemcentre.org.uk/what-we-offer/our-objectives Bu nedenledir ki insanların liyakatli ve bilimi, kâinatları aşan İslam'i inançsal değer yargılarını da liyakatsiz öğretim öğrenim ve eğitimle budayıp, doğrayıp zihinsel ve düşünsel tüm mimarisini bilimin içine sıkıştırmaya ve tıkıştırmaya çalışmak çok büyük bir talihsizlik ve bedbahtlıktır. Hâlbuki tam tersine bilimin her şeyini liyakatli inanç değerlerinin içine ilişkisel dizayn ediş daha liyakatlidir. Fert ve toplumların; doğayı, tüm yaratıkları, tüm düşünsellikleri aşan liyakatli değer yargıları(İslam'i inançsal) varsa o insan tüm yaratıklara tapınmaktan uzak ve onları liyakatli kavrayış düşünce sistemleriyle sağlıklı gelişmiş insanlar olarak yaşayabilirler. Örneğin, eş seçiminde, toplumsal ilişkilerde, eğitimde, siyasette… Vb alanlardaki faaliyette hedeflenen sosyal ilişkilerin uzun ömürlü ve sağlıklı olması için; hedef ya da ilişkisel olan fert, toplum, kitlelerin; istendik, istenmedik.. Vb tüm değer yargılarının çok iyi bilinmesi ve istenmediklerden etkilenilmemesi ya da en az etkileniş için alternatif çözümler geliştirilmesi gerekir. Değişmez aşırı ifrat ve tefritleri tiryakilikleri, tutkunlukları aşılmaz istenmedik aşırı alışkanlıkları !!! yani; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı, istenmedik toplumsal ve kişisel tiryakilikler … Vb istenmedik değer yargılarının çözümleniş alternatif listeleri çıkarılıp samimiyetle hedef fert, toplum kitle ya da örneğin, neden eş adayına açıklanması gerektiği ve alternatif çözümleriyle hangi istenmedik değer yargısının çözümsel alternatif ilacı gerekçesiyle sunulmak üzere listelenmiş çözümler yorumlarıyla ve gerekçeleriyle inandırarak samimiyetle yorumlatarak/yorumlatılarak/yorumlayarak eğitilen fert, toplum, öğrenci, öğrenici, kitle ya da örneğin; eş seçimi dersinde sunulmalıdır .Örneğin. eş seçiminde; ifrat ve tefritte ya da aşırı özgün istenmedik ;tutku (adrenalin… Vb), alışkanlıklar belli tanışma döneminden sonra aday eşe samimiyetle söylenmeli tepkiler nişanlılık, gerekirse imam nikâhlı nişanlılık döneminde denenmelidir. Çok konuşkansan ilacın dinletiyi seven, kıskançsan ilacın muhafazakâr ve istendik tutucu eşe, müminsen ilacın mümine eş… Vb mantık çıkartısından hareketle eş seçiminde istendik ve istenmedik değer yargıları arasında tamamlayıcı/birliktelik denkliği aranmalıdır yoksa istendik değer yargıları ile ilerleyen nişanlıkta önceden peşin ve öncelikle itiraf edilmeyen; istenmedik, bilinmeyen...Vb değer yargılarından biri evliliğe kara delik olur. İnsanın fert, toplum, kavim, devlet ya da insanlık bazında iradesiyle baş edemediği istenmedik; duygu, düşünce, niyet, her türlü değer yargıları, istenmedik alışkanlıklar… Vb her türlü iradeyi aşan nefsi alışkanlık ve nefsi değer yargılarının; Islahata, terbiye edişle, diyete, tedaviye ve terapiye gereksinimi vardır. Toplumun kişinin bu istenmediklerinden zarar görmemesi, kendisinin toplumdan zarar görmemesi ya da toplumdan yarar görmesi ve/veya topluma yararlı ve verimli konumlarda bulunması için iradesini aşan istenmediklerini, çok iyi tanıması ve gerekirse yapısal olarak en uygun tedaviye baş vurmalıdır. Kişinin fıtratı ve tedaviyi kabulleniş değer yargılarına bağlı olarak bir veya birkaç yolu denemesi belki daha hayırlıdır. Ör. İslam'da terbiye ve ıslahat için Allah (C.C) teslim olunur. Peygamber ahlakı ve fıtratı yapabilirlik konum ve diyetlerle tedavi edilir. Genetik olarak tıbbi tedavi, diyetler ve/veya eylemsel terapilerde kabullenilebilir. Çıkarsayış; Doğal insanlar, baskın doğal çevrenin mağdur cahil insanlarıdırlar. Örneğin doğal bazı Amerika, Avustralya ve Afrika kavimleri böyledir. İlkel ve Çağdaş insanlar çevresine baskınlığın mağdur insanlarıdır. Örneğin sanayileşmiş bazı batılı kavimler. Her üç durumda aşkın oluşun ürünü ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak yaşantı stilinin mağduriyeti ürünüdürler. Vahşi insanlar; doğal doğa yaslarının ve doğal yaratıksal hemen her şeyin doğal /doğal olarak zihninde tecelli ettiği/ edebileceği ve bu tecelliyi benimseyerek hayata uygulayışı tercih eden insanlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN alimleri Bâtını kalbinde ve zihninde Allah (C.C)'HUN tecelli ettiği Allah (C.C)'HUN insanlarıdır. Edison'un Teknolojik Buluşları, Karl Marks'ın, Leonardo Davinci … Vb dehaların, mucitlerin, kaşiflerin, teknologların, bilim insanları, yazarların… yapıtları nasıl ortaya çıkmıştır? Kişiliklerinin konumları ile ortaya çıkardıkları arasında nasıl bir evrimsel ilişki vardır? Örneğin, Ola ki Davinci dönemi civarı doğal doğanın insanda tecellisinin ürünü olan teknolojinin ve sanatın ortaya çıkışıyla özdeş dönemdir. Ör. Einstein'ın fizikle ilgili düşünsel deneyleri kâinatın göreceli kuramları ve ilgilendiği tüm fizik dünyası yasalarının onunu zihninde tecellisinin ürünüdür. Yani bu deha doğal doğanın ürünü doğal bir kaşif dehadır. Doğa doğal insanın düşüncesine ve bedenine evrimsel olarak baskındır. Ancak peygamberlerin kalbinde ve zihnide Allah (C.C) tecelli ederek ıslah etmiştir. Ola ki ilk ıslah edilen insan ve yaptıklarından sorumlu insanlık Âdem AS'LA başlar. Diğer bazı doğal insanlar halen doğanın tesirinde hayvanların yaptıkları kavga ve gürültü ile hayvani devlet kurmuşlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN icabet ettiği insanlar ve peygamberlere samimi ve/veya net itaat eden ve taklit edenler istisnadır.

Öğretim, Öğrenim ve Eğitimin Asgari Temel ve Esas Amaçları;
1-Asgari sindirim sisteminin besinlerden yararlandığı kadar; Beynimize ve zihnimize giren bilgilerden yararlanmak.
2-En kestirme doğru yol ve yollardan insanları gerçeğe ve gerçeklere iman ettirmek ve uygulatmaktır.
3-Yaratıkların davranışlarını doğru okumak, insanlara doğru empati/eşduyum duymak ve doğru tepkiler-teknolojiler geliştirmektir.
4-Eğitimle, insanların ve hayvanların hangi sanal araçlar ve sıfatların kontrolünde olduğunun: benzerlik, ayrıcalık ve özgünlüğünün; gerçek ve doğru farkındalığını kavramak ve uygulamak/latmaktır.
5-Kendini doğru tanıyıp doğru değerlendiren ve konumlandıran, yararlı sanal-gerçek üretim yapan peygamber ahlaklı nesiller yetiştirmektir.
6-Beyni bilgiyi özümsemeye haz duyacak şekilde eğitmek, düşünürken de bilgi üretmektir (meyve vermektir). Bazı beyinler oruç tutar, bazıları yer, içer düşünür ve üretir.
7-İnsan beynine zamanında mantıklı şeyler yerleştirmezsek, yaşadıkları ortamda bu boşluk abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz... Vb bilgiler doluşur. Buna bağlı olaraktan gerçek bilgi üretemez ve toplumsal açıdan; verimsiz özgün kişilikler ortaya çıkar.
8-Doğal olan bu bereketli hudutlarda: fertten toplumlara;peygamber ahlakının, iletişimin, toplumsal çeşitliliğin önemini-bereketini, birlik-beraberliğin bilincini, zorluklarını ve zorunluluğunu bilimsel verilere dayalı olarak kavratmaktır.
9-
A-Eğitimde pay;fert ve toplumun özgün özellikleri= aktif özgünlüktür.
Çeşitliliğin- Özgünlüğün, Tek Düzeliğin (Monologluğun) Avantajları Ve Dezavantajları (Evrimsel Açıdan); Örneğin, bir bitkinin iletim ve destek sistemindeki hücrelerin-iletim elemanlarının çeşitli oluşunun kazandırdıklarını anlayış için tüm iletim ve destek sistemin tek düze bir çeşit hücre ve iletim elemanlarından oluştuğunu düşünün. Örneğin bir tür içinde ya da aynı bakteri türüne ait çeşitli alt grupların değişik ısı seviyelerine dayanıklı alt türler ya da alt kategorideki taksonlara ait varyasyonlar düşünün; en çok -50, +20 dereceye dayanıklı , en çok -40, +30 dereceye dayanıklı bir grup, en çok -30, +40 dereceye dayanıklı başka bir alt gruptaki tüm bakteriler; +20, -20 dereceye dayanıklı olabileceğini hayal ediniz. Bir anda ortamda ısı +35 dereceye çıkarsa bu ısı dercesine dayanıklı olmayan türler ortadan kalkar ama + 35 derce ısının üzerine dayanıklı olanlar yaşayarak kayıp olan neslin genlerini geleceğe taşır. Bunun tam tersine ısı -35 dereceye düşmüş olsa yine soğuğa dayanaklı ölmeyenler dayanıklı olanlar türün devamını sağlamış olacaklardır. Bu nedenledir ki özel haller hariç yaşamayı başaran çeşitliliğin avantajı; yaratıkların ve türlerin yaşama şanslarını artırırlar. Çeşitliliğin dezavantajı yaratıkların arasındaki uyumu ve iletişimi zorlaştırır. Nesnel ya da bedensel çeşitliliğin yaşama gücünü ve olasılığını artırdığını bilimsel, inançsal olarak biliyoruz Tanışasınız diye sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti)/ayet). Bu mantıktan hareketle değer yargıları (ana dil, inanç, kültür, örf, adet… Vb) açısından çeşitlilik kavimlerin; hoşgörüsünü, zihinsel ve düşünsel yaşam gücü olasılığını artırır. Kısaca nesnel, düşünsel ve zihinsel çeşitlilik;yaşam gücünü artırıcılar olarak bir birini tamamlayan unsurlardır. Birinin eksik olması diğerinin verimli oluşunu olumsuz yönden etkiler. Özel haller hariç; insanın bedenine, düşüncesine ve davranışlarına zarar verecek bazı kavimlerdeki kültürel, inançsal, düşünsel… Vb tabu ya da değer yargıları zararlı çeşitlilikler olup;uluslararası seviyede yeddi yeminle gerekçeleri bilimsel ve inançsal açıdan ortaya konup alternatifleri ile yer değiştirilip öğretim, öğrenim ve eğitimle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bir sınıf ve ders düşünün; her milleten bir öğrenci ve kendi ülkesinin kültür kıyafetiyle (aynı sınıfta farklı kıyafet ve küldürler ait öğrenciler) derse alınmışlar ve ortak bir dilde konuyu öğrenime çalışıyorlar. Bir sınıf ve ders düşünün; hepsi aynı ya da farklı millet veya kavimlerden; ancak tek dil , tek kültür, tek din, tek tip kıyafete... Vb tek tipliğe zorlanmış olarak derse alınmışlar ve zorunlu ortak bir dilde konuyu öğrenime çalışıyorlar. Bu iki sınıfa ders veren hocalar ve öğrencilerin; hoş görü, iletişim, çeşitlilik… Vb açılardan avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırın. Fert, toplum ve kavim bazında Monolog ve tersi olmayı bir arada karşılaştırın. Ola ki Allah (C.C) tüm yaratıkların çeşitliliğinin her şeyini sadece insanda tevhit ettiği için insanı halife kılmış ve tüm insanlığı Müslüman olarak yaratmamıştır. İnsanlığın hepsini Müslüman yaratsaydım öldür tekrar insanı yaratırdım diye ayet vardır. İnsanlığı yaşantılarından verim alışı için İslam'iyet'te Müslümanlığa davet etmiştir. Ayet var. (Monologluğu ret ediş ayeti). Tanışasınız diye sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti). Evrensel olarak insanlıkla kaynaşışın avantajlarına hazırlanışı düşünün. Yaşatıcı aşure mantığı çeşitlilik ile bölücü ve kangrenleştirici bulamaç çeşitliliğin farkındalığını insanlara kavratış çok önemlidir. Bu çok dilliliği, çok kültürlülüğü… Vb; Lazca, Çerkezce, İngilizce, Zazaca, Arapça, Rumca, İbranice, Farsça… Vb anadilde eğitim ve ana dilleri seçmeli ders olarak düşünerek ülkemize tüm dünyadaki çeşitliliğin farkındalığını yakalayış ve anlayış için; içindeki din, dil ve kültür azınlıklarının çeşitliliğini hayata güncelleyişi hatta dünyaya bu dilleri kabul ettiriş çabasını ve gayretini düşünün sonuç vahimse sınıfta söz hakkı ve görüş isteyin. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (Ayet var), İnsanların hepsini Müslüman yaratsaydım öldürür tekrar insanı yaratırdım ya da Dünyada tek tip kavim yaratsaydım insanlığı öldürür tekrar bu günkü gibi çeşitliliği yaratırdım (Ayet var). İpucu; kâinatta gelmiş, geçmiş ve gelecekteki tüm çiçekleri ya da güzellikleri içi, içe ve rastgele döşendiğini düşünün. Sizden istenen: düşünsel ve uygulanışta; bu çiçekleri, güzellikleri ya da düşünsel, nesne, sanal ... Vb olarak aşure mantığı ile iç içe karışmış her şeyi fert ve toplum bazında ya da işin ehli/uzmanları tarafından; Rahmani, peygamberi, insani…Vb peyzajcı, mimar, dekoratör, editör…vb mantığı ile dizayn ederek ya da düzenleyerek uygulayışınızdır. 11. Kuran Suresi/ 7. Ayet O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, (Resulüm!): "Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kâfir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler. Her şeyi bu mantıkla; öğretim, öğrenim, eğitim, yönetim… Vb sahalarda uygulanışını düşünün. Örneğin dünyadaki tüm insanların her şeyinin birbirinin aynı kopya olduğunu düşünün. Bu günkü doğal insan çeşitliliğini düşünün. Muhtariyet nöbetini elinde bulunduran kavimlerin hükmündeki kavimleri kendi kültür ve ırklarına asimile edişi afatını düşünün. İslam'iyetin Abbasi, Emeviler … Vb kavimler döneminde bu özgünlük ve çeşitliği koruyuşunu düşünün. Muhtariyet; hükmündekileri Allah (C.C)'HUN misafir ve emaneti kabul edişle liyakatli hayat bulur. Ancak muhtariyet; hükmündekilerin ceddine, dinine, ırzına, vicdanına, topraklarına… Vb her şeyine ilahlaşmakla da deccalleşilir.
B-Eğtimde Payda;fert ve toplumun ortak özellikleri=ortak aktif özgünlükleri temsil eder.
C-Eğtimde Pay ve payda arasındaki liyakatli hayat çizgisi;özgünlükler arasındaki bilgi-toplumsal ilişki-gen akışı ile nefes alan-hayat bulan liyakatli iletişim çizgisinin önemi-gerekliliği belirgin ve somut örneklerle kavratılması gerekir. Yaşatıcı aşure mantığı çeşitlilik ile bölücü ve kangrenleştirici çeşitliliğin farkındalığını insanlara kavratış çok önemlidir. Özgünlüğümüzü kaybetmeyecek kadar ulusalcı, tüm insanlığa faydalı olabilecek kadar evrensel olmalıyız.
D-Azınlık ve özgünlüğün doğal demokrasideki yeri konusunda kavram, düşünce ve yanlış tepki yanılgısı siyasette uygulanmaktadır.
Hemen her kavimin doğal kültürleri, dilleri, inanç tercihleri, ırkları, deri renkleri… Vb özgünlüklerinden dolayı Dünya'nın hemen her yerinde başka yerli kavimlerin yaşam yerlerinde-yurtlarında sayısal azınlık veya çoğunluk kolonileri şeklinde bulunduğu için;bu konuda yapay ve liyakatsiz olan doğal-doğal demokrasi azınlık insan kavramına insani ve rahmani çözüm üretmek farzdır. Aksi, takdirde eskiden azınlıkların ;padişahlık, şahlık, çarlık, krallık, imparatorluk… Vb yerine çoğunluğu elinde bulunduran toplum, kavim, milletlerin padişahlığına(... Vb kavim, millet padişahlığı), şahlığına (... Vb kavim, millet şahlığı), çarlığına, (... Vb kavim, millet çarlığı) krallığına (... Vb kavim, millet krallığı), imparatorluğunun (... Vb kavim, millet imparatorluğu) asimilasyonu ve hükümranlığına mahkûm yapay dil, din, renk, kültür… Vb özgünlüklerin sayısal azınlıkları mozaiğini doğru değerlendirmek gerekir. Her fert insanlık bedeninin hücresi (insan gen havuzunun hücresi), her halk insanlığın dokusu, her kavim insanlığın uzvu gibi düşünülerek icabet edilmeli. Bu çerçevede dokuları asimile ya da kangren edemezsiniz. Özgünlükleriyle yaşatırsınız.
Nefsi cet kardeşliği fert, toplu, devlet, millet bazında insanı/lığı çok kötü ve istenmeyen radikal farzlara mahkûm eder ve bazı yararlı fıtratları zorlar ya da eritir. Tercihe dayalı akli olan peygamber kardeşliği daha liyakatlidir. Her çeşit insan fıtratına rahat ve liyakatli nefes aldırır. Nefsi cet kardeşliğinin içindeki savunucuları; cet kuyusundaki Nemrutları, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunları, Çinleri, Hitleri… Vb peygamber ahlakı hastalarının, katilleri, canileri ve kahpeleri pasifize ya da razı edemez. Akli olan peygamber kardeşliği bu tipleri hemen deşifre eden, egale eden kurallara sahiptir ve ilahi/peygamberi kontroldedir. Aslında insanlığın yaşamsal döngüleri, yönetim ve eğitim sistemleri peygamber kardeşliğine dayalı lokomotif ve vagon çekiş omurgasına göre olmalı cet kardeşlikleri istenen özgün veya ortak vagonda yaşanabilir. Peygamber kardeşliğinin lokomotifini direksiyonunda peygamber vardır. Hedefi ve sonuçları bellidir.Cet kardeşinin kardeşliğinin lokomotifinin direksiyonuna bazen iyi insanlar bazen de cet kuyusundaki Nemrutlar, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunlar, Çinler, Hitler, Karunlar, Lutiler, Semudiler… Vb peygamber ahlakı düşmanları ya da hastaları geçince insanlığın geleceği tehlikeye ve riske girer. Onun için cet kardeşliğinde hedef; evrimseldir, nefsidir, doğal ya da doğaldır, ender olarak peygamberidir.
10- Bu açıdan:fert veya toplumlardan ;insanlığın paydasını yutmaya çalışan özgünlükler patlar,
11-Bu açıdan: Şovenist, Siyonist siyoşovenist kavim, fert veya toplumlardan, hükmündeki kavimlerini paylarını (özgünlüklerini) eritenler asimile edişe çalışanlar ezilen kavimin yenilmezleriyle karşılaşırlar (Nemrutlar, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunlar, Çinler, Napolyonlar… Vb). Dünyanın diğer pay ve paydalarıyla birlikte Şovenist, Siyonist siyoşovenist kavimin asimile ettiklerini ya kustururlar ya da güvenilmez ve tarihteki güvensizliğini ispatlayan kavimi eritirler ya da yok ederler.
12-Dengedekiler hayat bulur. SANKİ BU DOĞAYA KONMUŞ İLAHİ BİR DOĞA YASASI GİBİDİR. Tanışasınız diye, sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti)(doğal soylara ve kökenlere dayalı kavimler ayırdık ki) (ayet var). Yerine ve önemine göre; birbiriyle bağlantılı olarak, önce evrensel eğitim daha sonra kişisel ve ulusal eğitim yapılmalıdır?. Bazen; evrensel ve ulusal eğitimlerin ilişkisi eş güdümlü verilmeli. Evrensel eğitim ulusal benlik ve kimlikleri asimile etmemeli ya da eritmemeli. Ulusal eğitimlerin çeşitliliği yararlı özgünlüklerin bereketini, peygamber ahlaklı evrensel eğitim insanlık ruhunun ortak paydasının direğini oluşturur. 1, 2,
Dil, din,renk, kültür çeşitliliği ve azınlığı olur. İnsan türünün kavim azınlığı ya da etnik azınlığı olmaz, kavim azınlığı ya da etnik azınlık kavramını kullanmak bölücülüktür veya liyakatsizdir. Çünkü tüm kavimlerin birbiri içinde dil, din, kültür azınlıkları vardır. Yani tüm kavimlerin etnik azınlık kavramını kullanmaktan vazgeçmesi gerekir.Nedense 19. ve 20.Yüz Yılın kurucu canileri; inanç, kültür, dil, lisan-din çeşitliliği veya herhangi biri azınlık tabanlı fert sayısı az olan özgün kavimleri; hükmeden kavimin dil, din, kültür, lisan.. Vb den dikilmiş ceketi giydirilerek ya da yurdundan kovdurularak asimilasyonunu reva görmüştür.Doğal (vahşi) demokrasilerde dil, din, kültür, renk … Vb azınlıkların bekası ve her şeyi hükmeden kavimin dil, din, kültür, lisan.. Vb tarladır ve bu gizli açık toplumsal tufandır. Tarih boyunca yaşadığı halde, bu gün özgünlük ve özgürlüklerin bir arada iç içe yaşaması neden zorlaşmıştır? İlla av-avcı sürü ve asimilasyon muamelesi/lerini mi görmesi/leri gerekir ?Ayni türe ait olmasına rağmen(insan), tarih boyunca, insanlık adına bu utanç verici kavram, kimin ve kimlerin ekmeğine yağ sürmüştür? Irk,dil,kültür,inanç, din... Vb azınlık ve güdük farlılıklardan dolayı, azınlık(etnik) diye nitelendirilmek istenen toplum ve kavimler çeşitliliktir.Çeşitliliğin özgünlüğü;Patojen (öldüren)istisnalar hariç, misafirlik, güç ve berekettir, ör;renk, dil, kültür, mülk göçebeleri, din çeşitliliği olabilir;asimile edilmeden çoğunluğun aşure mantığı ile tevhit edileceğine, nedense, bu asır özgünlükleri evrim yasalarının gereği asimile, teşhir ve tecrit edilmek istenmektedir. Ör, Zenci, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Hıristiyan, Yahudi, ...Vb etnik azınlık değildirler. Aynı türün etnik azınlığı olmaz bu bilime, doğa ve ilahi/peygamberi yasalara ya da dine de aykırıdır. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (ayet var), Yoksa çoğunluklar azınlıkları asimile etsin değil. Kaldı ki çoğunluğun değil, bazılarının yegâne ana dilleri ve yegâne ana vatanlarıdır. Bir insan, fert ya da toplum kendi ana yurdunda sonradan gelme çoğunluğa asimile ettirilerek etnik azınlığa düşe bilir mi? Bu asrın Sakat Demokrasi ve deccalı hilkat garibesi saçmalıktır. Bunlar dil azınlığı, din azınlığı, renk azınlığı, ya da kültür azınlığı durumuna düşürülmüş kavimlerdir. Kaldı ki çoğunlukta olan kavimlerinde başka toplumların ve kavimlerin içinde azınlıklarının olması söz konusu olması da çok doğaldır.
-Var olan ya da halen uygulanan Sakat Demokraside çoğunluğun azınlıklara fark attığı oylarıyla yönetişi bölücülüktür. Vahşi demokrasi ve/veya doğal yaratık beyinleri bile sağ ve sol beyin loplarının birlikteliğinin tümü omur+organların alışık tepki (refleks) iletim ve işletim sistemleriyle bedeni yönetir. Daha doğal demokrasiye bile terfi etmediğimiz ortadadır. Kaldık ki haklı ve doğru azınlıkların ya da dünyadaki en akıllı insanların azınlıktaki haklı ve doğru seslerinin ve görüşlerinin yönetimde hayat buluşuna yönelik hiçbir formül geliştirilmemiştir. Unutulmamalıdır ki çoğunluğun verdiği kararların her koşulda haklı olmayacağı kesindir. Peygamberlerin sadece bir oyu vardı, demokrasi bu kadar değerli olsaydı o zamanda uygulanırdı. İnsan aklının ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak sahip olmanın bir puan bile değer biçilmeyen sadece nefsin işletim sistemi olan zekâya dayalı insanları öne çıkaran bu deccal-i asırda demokrasi malzeme edilerek eskiden bir ailenin (padişahlık, şahlık, imparatorluk, krallık… Vb ) hükmündeki halkların tepesine bu sefer bir milletinin küllü çoğunluk balyozu azınlıkların ve halkların beline bindirdiler. Bunu yapan veto imparatorluğu üyeleri ve aksamları tehlikeyi görünce globalleşme yoluna değişmekte hiç tereddüt etmediler. Ancak değişmekte bilinçsiz, duygusal ve tutucu kavimleri birbirine boğduruyorlar ya da değişim için kendilerine muhtaç kılmışlardır. Çeşitlilikleri özgünlükleriyle-hoş görü içinde barındıran ve barındırmayan /amayan kavimlerin avantaj ve dezavantajlarını karşılaştırınız. İpucu:biyolojik çeşitliliğin, kültürel, zihinsel, beyinsel ve düşünsel çeşitliliği, melezlerin, zengin kültür harmanlanması... Vb güçlülüğünü ya da avantajlarını düşünün.
13-Eğitim sistemlerini kullanarak, fert ve topluma kendisini(nefsini) doğru tanıyıp, dürüst ve namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) konumlandırarak peygamber ahlakı aşılamak ve akıllı yaşamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmektir.
Öğrencilerimize Anabilim Dalımızda Verilen;Özel Öğretim Yöntemleri I-II ve Öğretim Teknoloji Derslerinde; sanal ve gerçek araçların kullanımını, materyal gelişimi öğretilirken: üretici bir zihniyet ve mantıkla; verimli öğretim yöntemleri uygulatılmaktadır.
14-Peygamber Ahlaklı ve doğayı liyakatli kullanma arasındaki gerçek ilişkiyi her ders konusunda somutlaştırmak ve gerekçeleriyle evrenselliğe genellemek.
    Ör.Çevre ve bazı biyoloji derslerinde sağlıklı, üretici çevre bilincini aşılamak ve alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmek amacıyla kampus içinde plastik türevlerini toplayış ve doğayı tanıma etkinlikleri yaptırılmaktadır.
Öğrencilerimize verilen bölüm ve servis derslerin de;öğrencilerin süper egolar(istemler)ının, öz egolar(istemler)ının, idlerinin, idollerinin geleceğe yönelik daha sağlıklı ve gerçekçi mecralara çekilmesi amaçlanmaktadır.
    Ör.Özgünlük, çeşitlilik, benzerlik, ortak payda ve evrenselliğin hudutlarını: pozitif-istendik geliştirici bir anlayışla;devlet, millet ve halk düşmanlığını körükleyen tüm bilimsel, toplumsal ve doğal;süreç ve olguları yorumlarına katarak; Sinerjitik (Kuvvetler ayrılığına dayalı Şer'i ve Hukuki Kurallara Uyumlu Liyakatli Birliktelik) ve kök hücre zihniyetiyle evrensel çözümler üretimine yönelik zihinsel bağışıklık sistemlerinin geliştirilmesi. Diğer bir deyişle ülke ve dünya sorunlarına hür, pozitif yargılayıcı bir anlayış ve yorumla bakarken, her durumda (faktöriyel olarak) çözüm üreten bir zihinsel beden ve kalpte geliştirilmesi hedeflenmektedir.
    Ör. Ülkemiz, çevre ülkeler ve giderek tüm orta doğu halklarının; birlik, beraberlik, çeşitlilik ve özgünlüğüne bütünleşik bir perspektiften bakmak. Bu noktadan hareketle dünyada ki tüm Müsrif-İlkel Teknoloji, Patojen, kültürel, teknolojik üretim ve yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına karşı zihinsel bağışıklık sistemleri geliştirilirken, her durumda (faktöriyel olarak) doğaya, topluma ve geleceğe uyumlu alternatif çözümler üreten bir nesil amaçlanmaktadır. Ör. Sınırlı sevgi ve moral ile yaşamayı başaran (sevgi bağımlısı olmayan) ama çevresine sevgisini sadaka edebilen başat ve cevval bir nesil. Bu anlayışla öğrencilerin yaşadığı ortamda teknolojiyi de liyakatli kullanarak:inanç sistemlerini, nefretini, aptallığını, serseriliğini... Vb tüm (pozitif, negatif ve nötr) özellik ve sıfatlarını insanlık ve doğa yararına;fıtratına uygun, doğru, etkili, verimli biçimde konumlandırarak ve kullanma alışık tepki (refleks)ini alışkanlık haline getirmeleri amaçlanmaktadır. Kısaca; gereksiz;süper istemlere (egolara), egolar(istemler)ına, kimliklerine (idlerine), putlarına (idollerine) kul olmayan, hür ancak zihinsel bedenindeki ve kalbindeki;yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, kimlik (id) ve putları(idolleri); Doğal ve bilimsel kanunlardan daha gerçekçi, doğru eğitimle dizayn edilmiş; liyakatli değişime hazır başat ve cevval bir nesil amaçlanmaktır.

Kendini
Ve Kişiliğini Tanıyış;

Kendisini- Çevresini Doğru Tanıyış ve Konumlandırış; İnsanın zihinsel, düşünsel, kalpsal (Akıl, Ruh, zekâ, Nefis, Vicdan, İlim) ve bedensel araçlarını; liyakatli ve doğru tanımak, tüm güçlerini bilmek, kullanma becerileri derecesini doğru kavramak, insani-insancıl ve doğal sıfatları, özellikleri, özgünlükleri, araçları… Vb. doğru tanımaktır. Hayata rahmani/insancıl uygulamak ve her şeyini çevresine-çevresini de içi dünyasına Allah (C.C)'HUN rızasına uygun (liyakatli, namuslu ve dürüst) konumlandırışı önemlidir. Bir insanın yapısal olarak sahip olduğu nesnel, sanal, çevresel ve düşünsel araçların hünerlerindeki; istendik-başarılı(+), istenmedik-başarısız(-), dengedeki-nötr(0), geçişken-hercai(+,-), bilinmez, bilmezleri, cehaleti-kör noktaları(?), özgünlükleri(*), baskınlıkları(!)… Vb değerleri/değer yargılarını ve dogmalarını doğru tanıyıp kendini çevresine ve çevresini de iç dünyasına doğru konumlandırarak; çevresinden ve kendisinden azami liyakatli yararlanışı ortaya koymuş olur. Bedensel ve Zihinsel; tüm aşkınlıklarını ve her şeyini yani kendisini olduğu gibi kabullenişe razı olmak gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak.

Neden İnsanı, çevremizi, kendimizi, mesleğimizi doğru tanımak ve insancıl adreslerde bulunmayı/bulunuşu refleks(alışık tepki) haline getirmek/getiriş farzdır? Doğru Adreste Duruşun 5 Kuralı; Doğru Adreste Duruş İçin Öğretim, Öğrenim Ve Eğitimin Mutlaka Asgari 5 Kuralı; Rahmani İnsancıl ve Peygamberi Adreste Duruşun 5 Kuralı;

1.Kural: Her şeyden önce İnsan olduğunu kabulleniş. Rahmani insan oluş
için dünyada bulunduğunu ve Rahmani doğru adreste duruşun refleksinin (alışık tepkisinin) kesinliğini kabul ediş. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği şeyleri, İnsanlık Ailesi'ni ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği; fıtratı/yapısal, insani, çevresel … Vb her şeyi ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. En azında yaratıkların değişmez kaderleniş kırmızı çizgilerini; örneğin, ölüm, bilmezlik, cehalet, aşkınlık… Vb niyet olarak kabulleniştir. Ayrıca tüm yaratıkları, her fert ve toplumun “Geçmişten Geleceğe Tüm İnsanlık Ailesi Çözmecesinin/Pazılının” gerekli bir parçası/üyesi olarak “İnsanlık Birlikteliği” istemine, arzusuna, azmine ve gayretine razı oluştur.
2.Kural: Kendisini ve çevresini doğru tanıyış. Kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve konumlandırıştır. Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
3.Kural:
Yeterince bilgili oluşu kabulleniş. Kendisini ve çevresini doğru anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir. Yaratıkların her şeyini ve mesleğini; doğru, dürüstçe, Rahmani/İnsancıl anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir.
4.Kural:
Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakta doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir. 5.Kural: İnsancıl Uygulayış. Öğrendiklerini Rahmani (peygamberi/insancıl) ahlak çerçevesinde alışık tepki (refleks) olarak hayata uygulayıştır. En Güçlü, Siyasi ve Menfaatperest adreslerde değil de Rahmani, İnsani ve Doğru adreste duruşun en güzel örneği; Allah (C.C)’N yardımıyla, Hz. Muhammed AS’IN çevresinde, zamanındaki krallıklar ve imparatorluklara ekmek peynirle hatta daha zor koşullara Rahmani duruşuyla İslam'iyet’in yayılışını başarmıştır. Bu mantıktan hareketle doğru adreste bulunuşu alışık tepki (refleks) haline getirişin en kestirme yolu Rahmani, insancıl, peygamberi dürüstlük ve/veya peygamberi imanla hayatı yaşamak yeterlidir. Yaratıkların özellikle fert, kavim ve devletlerin; zihinsel, bedensel, düşünsel, amaçsal, menfaatsel... Vb adreslerini doğru tanımlayıp, belirleyip bildikçe onların hakkında daha doğru karar verir ve doğru adreslerde duruş olanağını elde ederiz.-Ola ki herkes her şeyi bilmeyecektir. Cüzi ilme sahipsiniz (Ayet vardır) .Yani en azında her kes bir şeylerin cahilidir.-Herkesin olanakları ölçüsünde; nesnel, iradi, sanal, düşünsel, toplumsal… Vb. kendine özgü özgünlükleri ve tercihleri olacaktır. İnsanın Ahlak Kanadı (Sağ) ve Meslek Kanadıyla (Sol) Eğitimin Hedefine Uçuşunun Amacı; Doğru Adreslerde Bulunuşun 5 Kuralı Uygulanarak Gerçekleşmelidir. Önemli olan amaç kişinin ve toplumun; olanakları, sıhhati, iradesi, bilgisi… Vb. çerçevesinde (insan pazılı/çözmecesi içinde) kendisini/kendilerini (özgün pazılı/çözmece parçası) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ölçülerinde verimli konumlandırışı doğrultusunda öğretim, öğrenim ve eğitimin mutlaka asgari doğru (yukarıdaki 5 koşul çerçevesinde) verilişinden kesin emin oluştur. Fert, toplum, kavim ve tüm insanlık ailesi bazında; sokakta ve tüm toplumsal alanlarda (özel haller hariç); diğer insanları aşırı kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, rencide edici, rahatsız edici, iştahlandırıcı, kışkırtıcı, küçümseyici, tahrik edici, aşırı özendirici, şaşırtıcı eylem, davranış, sohbet, giyim, kuşam… Vb. bulunmaması gerektiğinin öneminin ve farkındalığını gerekçeleriyle öğrencilere kavratmalıyız. Ancak bundan sonra kişinin olanakları ölçüsündeki iradesiyle tercihleri kendisini belirler. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
Sonuç; Doğaya Karşı Doğru Adreste Duruş Ne Demektir? Çevre Bilinci İnsanlarda Geliştirilerek Plastikler, Kâğıt, Şişe-Cam ve Metaller Çöp Değil Bunların Çöp Torbalarına Doldurup En Kısa Yoldan hedefine brakılmalıdır. İnsanlık doğaya ve birbirine karşı doğru adreste durmadığı için doğal ve yapay çevrenin ilkel ve doğal insan sorunu ortaya çıkmıştır. Ola Ki Yaratıklar içinde hayırlı bir kişilik olmak için ola ki bu 5 kuraldan bir tanesine bile uymazsanız doğru adreste duramazsınız. Gerekli olduğumuz için yaratılmışız ve varız. Her insanı insanlık kitabının bir sayfası kabul edin. Kendi sayfanızı ve Yaşadığınız çevredeki kitap sayfalarını doğru tanıyıp bu sayfalar arasında doğru adreste duruşun koşulu irâdemiz çerçevesinde samimi, rahmani, hür ve adil oluştur. Eğer cahiller, caniler, tanımadıklarımız… Vb karşı doğru adreste duruşta başarılı olamıyorsak, ya diyetle yaklaşılmalı ya da cahillerden uzak duruşa gayret edilmelidir. Cahillerden yüz çevir ya da uzak dur diye ayet ve hadis vardır. Bu yaşam boyutunda her insan bir hayvanın sırtındadır. Kendini kontrol edebildiği kadar süvari kişilik, kontrol edemediği kadarda hamal kişiliktir ki buna nefis denir ya da atınızı (nefsinizi) kontrol edebildiğimiz kadar süvarisi kontrol edemediğiniz kadarda hamalıyız. Genlerimizi ne kadar irâdemizle kontrol edebiliyorsak her şeyimizin süvarisi, tersine ise her şeyimizin hamalıyız demektir. Nefsini tanıyan rabbini tanır (Hadis var).

Çıkarsayış;Ruhun ve Aklın kontrolündeki iradesine emanet insanla, nefsin ve zekâsının kontrolündeki iradesine emanet insanlar arasındaki farkları düşünün. Hayvanların hepsi;nefsinin (beyninin), alışık tepkilerinin (reflekslerinin), bedensel zekânın, gen zekâsının ve içinde yaşadığı çevrenin sistem zekâsının kontrolündedir.

Etkili Öğrenim/Öğreniş(Öğrenme);Etkili öğrenmede amaç bilgileri çok uzun bir süre unutmamak üzere ediniş ve hayata bilinçli uygulayabiliş veya aktarıştır. Etkili öğrenim/öğreniş için öğretmenin veya sunucunun aktaracağı bilginin öğrencinin seviyesi  dikkate alınarak aktif hale getirerek mümkünse 5 duyuya ve daha fazla duyguya hitap edecek şekilde yaşatarak, deney yaparak etkili yöntem ve yöntemlerle bilgiyi aktarmak gerekir. BİLGİYİ ÖĞRENCİNİN ÜRÜNÜ HALİNE GETİRMEK İÇİN GAYRET EDİLİR. Bir konu veya bilgiyi aktarmada; hangi yöntem ve yöntemlerin uygulanacağını genellikle olanaklar belirler. Olanaklarımıza göre yöntem seçiminin çok dikkatli yapılması gerekir. Etkili öğrenmenin diğer bir niteliği de  edinilen bilgi ve becerilerin hayatta kullanılması ve hayata geçirilmesidir. Buna transfer (bilgi aktarımı) denir.

Etkili Öğrenişte Hedef: Öğrenen fert veya kitlenin  öğretilen şeye ilgisini artırmak  bunu takiben bilgiyi en uygun yöntem ve yöntemlerle aktarıp kalıcı olarak hayata uygulayışını sağlamaktır.  Etkili öğrenme bir şeyi iştahla öğrenmek ve algılamadır. Öğrenciyi öğrenmeye iştahlandıralım. Konuyu en uygun yöntem ya da yöntemleri seçmektir. Öğrenci buna hazır değilse bu bir işkencedir. Etkili öğrenim/öğreniş için önce zemin hazırlanmalı. Öğrenme yeme içme gibi bir ihtiyaçtır. En az etkili öğrenme koşulları kadar zeminde hazırlanmalıdır. Öğrencilerimizi etkili öğrenmek için hazırlamalıyız.
Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde Hazır Bulunuşluk: Fert ve toplumların, bedenen ve zihnen herhangi bir bilgiye en verimli şekilde;  öğrenmeye-kavuşmaya hazır olmasıdır.  Fert veya toplumların sunulacak bilgiye ; bedenen ve zihnen en verimli şekilde öğrenmeye  hazır olmasıdır.

Öğretimde; Konu, Olanak, Yöntem, Zamanı, mekân Ve Güncelleyişi Doğru Eşleştirişi ve İlişkilendirişin Aşamaları (Basamakları);
Eldeki Olanakları Verimli Kullanımın Aşamaları;
1-Konuyla İlgili Olanaklar Listelenir;
a)Doğal olanaklar (Çevredeki göl, orman vs.),
b)Yapay olanaklar (Çevredeki fabrika, sanayi vs.),
c)Okul olanakları  (Ders araç-gereçleri) ,
d)Özel olanaklar  (Evden oyuncak gibi materyaller) ,
e)Sanal Olanaklar (İnternet, intranet, ekstranet... Vb),  
f)Medya olanakları,

2-Olanakları, konuyu ve tüm yöntemleri yeterince doğru ve ilişkisel tanı aşaması,
3-
Olanaklar ölçüsünde uygulanabilecek en etkili yöntemler serisini/lerini ortaya çıkar aşaması,
4-Dersin ve konunun özelliği ile en doğru örtüşen yöntemleri eşleştir aşaması,
5-Öğrencilerin; özgün ve ortak payda değer yargılarını, sayısını, zamanını, mekân ını ve olanaklarını konu ve yöntemlerle doğru eşleştir aşaması,
6-Öğretilenleri hayata doğru güncelleyiş ve uygulayış için;tatbik/uygulayış, etkinlik, deney düzeneği… Vb düzenle aşaması.

Anlatım Yönteminin Temel Basamakları (Aşamaları/Yolları)
1-Konunun önemini vurgulayış aşaması/basamağı;Öğrencinin öğrendiğiyle ne kazandıracağını, aksi halde kaybını bilmesi önemlidir.(konunun önemine inandırmak ).
2-Öğrenciyi konuya angaje edip beyindeki ve zihindeki eşik bilgilerini harekete geçirmek aşaması/basamağı;verilmek istenen bilgiye motive eden Beyin Fırtınası soruları sorulur.
3-Gerektiğinde öğrencinin dikkatini çekme aşaması/basamağı;eylem, yüz hatları, mimikler, dinamik - etkileyici hitap ve davranışların yapılması.
4-Gerektiğinde öğrenciyi aktif hale getir aşaması/basamağı; Örneğin, deney, gözlem, gösteri(demonstrasyon), slayt, tiyatro ve film verilebilir.(Tarihi yaşatmak için, o olayı en iyi bütünleyen tiyatro ve filmler verilebilir.
5-Uyarılan beyin ve zihne gereksinim duyduğu ya da susadığı yanıtların tohum bilgileri ile doyum aşaması/basamağı;Beyin Nadası Soru ve Önermeleri öğrenciye sunulur.
6-Birden fazla duyuya, duyguya hitap ediş aşaması/basamağı;(Konu özelliğine göre öncelik sırası ve zamanı iyi ayarlamak)
7-Konunun hayata güncellenişi-örnekleriyle vurgulayış aşaması/basamağı/
8-Sık sık tekrar ediş aşaması/basamağı;
9-Diğerler

Düşüncenin Nefes Alması (ders içi  dağılan dikkati toplamak ve zihni dinlendirip aktive etmek) 2-5 dakika
0.Ders ortasında sınıfa 2-4 dakika herkes serbest konuşabilir. O arada sınıfı gözlemleyerek öğrencileri tanır, tahtaya yazı yazar, tablo ve ek işleriniz yaparsınız.(sıkı disiplin ve kural uygulanıyorsa belki de bu nefes aldırılmalı)
1.Mümkünse konuyla ilgili  veya ortak payda SÖZEL ikram  (şiir, fıkra, skeç,atasözü, vecize, türkü, şarkı... )  hoca, öğrenci sunar.
2. İŞİTSEL ; şiir, fıkra, skeç,atasözü, vecize, türkü, şarkı...  hoca ve öğrenci sunar.
3. GÖRSEL ve İŞİTSEL; film sunu,animasyon, show,klip-film fragmanları, şiir, fıkra, skeç,atasözü, vecize, türkü, şarkı... hoca, öğrenci veya multimedya araçları sunar.
4. Diğerleri

Önce Oku:Gezi, Gözlem, Doğa, Ağaç, Ot, Çalı, Şelale, Nehir, Sazan Balığı, Tor ve Olta ile Balık Avlamak, Asma Köprü, Su Sesi, Şelaleyi Doğru Gözlem Konumu-Yerini Belirlemek, Van Mangal Sefası... Vb
Kavramları öğrencilere kavratmak için Muradiye Şelalesi'ne bir gezi planlanmış ve balık avlayan bir balıkçı ile sözlenilmiştir.
Önemli Not;Gezi kurallarına uygun olarak öğretmenler; gerekli izinleri, ön gezileri, sağlık araçlarını, öğrenci gereksinimlerini ve acil yardım telefon ve önlemleri almışlardır.
Gezi Öncesi veya Konunun İşlenişi Öncesi Yapılması Gerekenler
1-Muradiye şelalesine önceden gidilerek alanın resimleri çekilir
2-Videosu Çekilir
3-Alanda yaşayanlardan, gözlemlerden ve medya kaynaklarından ve internetten bilgi edinilir.
4-Öğrenciler gezi öncesi alanda karşılaşacağı ve görecekleri konusundaki kavramlar konusunda sınıfta bilgilendirilip beyinleri uyarılır.
5-Bu kavramlarla ilgili olarak öğrencilerin seviyelerine ve kelime dağarcıklarına uygun olarak sınıfta sorular sorularak beyinleri uyarılır.
6-Gezi esnasında uymaları gereken kurallarla ilgili bilgileri pekiştirilir.
7-Gezi yerine yolculuk esnasında çevre ve uğranılan yerle ilgili bilgilendirilme

Gezi Sonrası (Dönüşte ) veya Konunun İşlenmesi Sonrası Yapılması Gerekenler
1-Dönüşte öğrenilen kavramlarla ilgili gerçek tanımlar verilir(işitsel ve algısal zekâ).
2-Gezi öncesi alanda çekilmiş resimlerle ilgili kavramların gerçek tanımlarını içeren slaytlar izletilir.(görsel ve algısal zekâ)
3-Alanda çekilen videolar izletilir.Dönüşte sırasıyla; Gezi, Gözlem, Doğa, Ağaç, Ot, Çalı, Şelale, Nehir, Sazan Balığı, Tor ve Olta ile Balık Avlamak, Asma Köprü, Su Sesi, Şelaleyi Doğru Gözlem Konumu-Yerini Belirlemek, Van Mangal Sefası... Vb kavramları yaşatarak ve öğrenciye sindirerek öğretmek.(görsel, işitsel, ilişkisel ve algısal zekâ) Yaşayarak öğrenme.
4-Dönüş yolculuğunda esnasında çevre ve uğranılan yerle ilgili bilgilendirilme.(Ek bilgi)
5-Edinilen bilgiler hayatla güncellenir. Şelalenin/lerin yaşam döngümüzdeki ve bulunduğu alandaki yeri ve önemi ile ilişkilendirilerek bilgi verilir. Şelaleler olmazsa doğal döngülerin ve bizim ne kaybımız olur?
6-Edinilen bilgiler peygamber ahlakıyla güncellenir
-Şelale cahil(kendin bilmez) insanların elinde olsa nasıl bir yer olurdu veya nasıl işletilirdi?
-Şelale akıllı insanların elinde olsa nasıl bir yer olurdu veya nasıl işletilirdi?
-Şelale kapitalist(sermayeci) ve çok zeki(akıllı değil) insanların elinde olsaydı nasıl olurdu veya nasıl işletilirdi?
-Şelale doğada insan olmadan önce nasıl olurdu?
-Sizce Muradiye Şelalesi şuan hangi insan tipi-karakteri idaresinde olduğunu gösteriyor veya tarif ediyor?
-Dünyada başka şelaleler, nehirler, balıklar, ağaç, çalı, ot… Vb çeşitleri var mıdır? Örneklerini yazınız.
İpucu;
-Doğal, İlkel ve Cahil insanların çevre ve şelaleye doğru empati/eşduyum duymadıkları için liyakatsiz kullanabileceklerini düşünün
-Akıllı ve Gelişmiş insanlar çevreyi ve şelaleyi doğru ve temiz kullanan insanlardır. Ör. Peygamberler, alimler, çevreci bilinçli evrensel insanları düşünün
-Sadece kapitalist zihniyette insanlar çevreyi ve şelaleyi daha fazla para kazanmak için çevre kirliliği ve insan sıhhatini dikkate almadan daha çok para kazanmak için insanların zevk ve tiryakilikleri motive-tahrik edici her türlü ortamlar yaratmak için ne gerekirse onu yapabileceklerini düşünün. Yani para kazanmak için her türlü düdüğü çalan ve çaldıran zihniyette insanlar.
-Çevreye icabetlerine göre canlı yaratıkları kategorize edelim.
-Doğal (vahşi) alan olarak şelalenin baskın;ağaç, çalı, çırpı, ot, hayvanlar... Vb vahşeti içinde düşünün.

7-Gezi ile ilgili ödev verme;Etkileşimli ödev verilir.Öğrenmenin pekiştirilmesi için ödev verilir(internetten ülkemiz dünyada nerelerde hangi şelaleler vardır? En büyük olanların özgünlükleri. Van Muradiye şelalesinin özgünlüğünü yazınız.Sınıfta aynı kavramları sorma, pekiştirme ve değerlendirme.



Bilgiyi Aktarırken Öğretim Elemanın Bilmesi Gerekenler;
1- Olanaklarını çok iyi bilmek,
2- Öğretim Yöntemlerini çok iyi bilmek,
3- Hedef Kitlenin değer yargılarını, bilgi seviyesini ve konuyla ile ilgili eşik bilgilerini çok iyi bilmek,
4- Aktarılan bilgide kavram ve düşünce yanılgısına düşmemek. Yani Algıda değişmezlik ilkelerine uymak. Öğretilen şeylerin (her şeyin) herkeste benzer ya da aynı algıyı uyandırması gerekir.
5- Fırsat eşitliği için ders notlarının; yazımsal, görsel, işitsel, görsel+ işitsel+yazımsal (video), muhakeme zekâ tiplerinin her birine uyumlu internete ve CD-DVD olarak hazırlanıp öğrencilere önceden verilmelidir. Demirkuş 2013

E18 de Öğretim, Öğrenim ve Eğitimin Gerçek Aşamaları/Basamakları-Gerçek Öğretim Aşamaları/Basamakları; (Önce yukarda ki parçayı dikkatlice okuyunuz)
1-Öğrenci Seviyesine Uygun Eşik Bilgiyle Konuyu Sunuş Aşaması/Basamağı; Eğitilen kitlenin zihinsel ve beyinsel seviyesinde var olan eşik bilgileri harekete geçirilerek konular öğretilmelidir. Öğrenci dağarcığındaki-zihnindeki kelime ve kavramlarla konuyu izah etmek. Örneğin, Okulöncesi, Anaokulu, İlköğretim ve Ortaöğretim Öğrencilerin eşik bilgileri üniversite seviyesindeki bazı dersleri anlayışa yetersiz kalır.
2-Olanakları Doğru Değerlendir Aşaması/Basamağı; Var olan tüm olanakların özelliklerini, otak paydalarını ve özgünlüklerini listeleyerek; amaca uygun konumlandırıp değerlendirmek.
3-Olanakları ve Konuları Doğru İlişkilendir Aşaması/Basamağı; Konuları ve yöntemleri; olanaklarla doğru ve liyakatli eşleştirip ilişkilendirerek;tatbik/uygulayış, etkinlik, gezi ve deneyler düzenlemek.
4-Öğrenci Kazanımlarını Örneklerle Açık ve Net Vurgula Aşaması/Basamağı; Dersi net öğrenen ve hayatına doğru uygulayan öğrencinin kazanımları net ve açık bir şekilde örnekle izah edilerek öğrenişin gerekliliğine iman ettirilmelidir.
5-Konuyla İlgili Beyinsel ve Zihinsel Bölgeyi Uyandır Aşaması/Basamağı;Öğretilmek istenen konuyla ilgili öğrencinin beyninde ve zihnindeki kavram ve bilgi kümesini harekete geçirişe yönelik beyin fırtınası-nadası soru, etkinlik, tartış... Vb ile öğrenciyi aktive et.

6-Bilgileri Hayata Doğru Güncelle Aşaması/Basamağı; Konuları, yöntemleri ve olanakları;insanların hayat döngüsündeki ve doğadaki yerel veya ülkesel, evrensel öncelikli ; örnekler, uygulamalar, olaylar, yaratıklar… Vb güncellemek. Örneğin balık kavramını Trabzon'da Hamsi İle Van’da İnci Kefaliyle bilgilerini yöreye özgü doğru güncelleniş. Örneğin Bakteri, Virüs … Vb ile ilgili yeni gelişmeleri ders notlarına ve zihnine doğru güncelleyiş.
7-Bilgileri Hayata Doğru Uygula Aşaması/Basamağı; Öğrenilenleri içselleştirerek, kişiselleştirerek ve özümseyerek veya zihinsel olarak sindirerek hayata doğru genelleyiş ve uygulayıştır. Örneğin, edindiği Photoshop (Grafik Ve Resim Düzenleyiş Editörü), Dreamviewer (Web Sayfası Editörü) ve Ulead Media (Video Düzenleyiş Editörü)… Vb sanal araç bilgilerini iş hayatında kötü amaçlı değil de verimli ve insancıl amaçlı kullanışın daha karlı ve doğru olduğuna inanarak alışık tepkiler getiriştir.
8-Bilgileri Bilerek Ya Da Bilmeden Kötüye Kullanışın Kendisine, Çevreye ve İnsanlığa Zarar Verişin Önemini Kavrayış Aşaması/Basamağı; Edinilen bilgilerin kötüye kullanılarak zarar vermesi halinde verilen zararın boyutları ve zararın; gidere bilirlik (onarılabilirlik) ve/veya geri dönüşümsüzlük oranı hesaba katılarak fert ve topluma bilgi verilişi çok önemlidir. Eğer geri dönüşümsüz zarar veriyorsa bilgi herkese verilmemeli ve mutlak zaruri hallerde öğretilmelidir. Ör. 19. ve 20. YY’DA I., II, ve III. Dünya savaşlarında insancıl ahlaktan yoksun insanların teknolojik bilgileri kötüye kullanarak dünyada vardıkları sonuçlar önemlidir. Ya da kapitalistçe çevreyi hoyratça kullanışın yer küresinin bedenini emerek ve kemirerek havaya üflenen gazlarla küresel ısınmaya ve doğal afetlere insanlığı ve Yeryüzü yaratıklarını sürükleyişin önemini vurgulayış... Vb bilgiler.
9-Bilgilerin Peygamber Ahlakı Aşaması/Basamağı; Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde asıl olan insanda peygamber ahlakı hasletleri geliştirilmedikçe insan doğadaki en tehlikeli ve zararlı yaratık olarak ortaya çıkar.
-Bu amaçtan hareketle öğretilmek istenen çoğu şeyin peygamber ahlakı boyutları ve konumlarının sorumlulukları örneklerle ve tersiyle ilişkisel olarak hayata-yaşantıya güncellenmeli.
-Yani peygamber ahlaklı insanlar ve toplumlarda bu konunun hayat bulması ve uygulamaya konulması ile
-Vahşi ahlaklı insanlarda veya toplumlarda hayat bulması ve uygulamaya konulması arasındaki farkların-sonuçların net ortaya konulması gerekir.
-Akıllı ve zeki insanla sadece süper zeki insanların konuyu hayata uygulamalarının sonuçları güncellenmeli ve sonuçları net belirlenmelidir.
-Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde en az öğretmek kadar öğrendiklerini İnsancıl, Rahmani ve Peygamberi ahlakla uygulamanın önemi tartışmasızdır. Şu ana kadar bilimsel ve deneyimsel öğretilen ve üretilen: bilim, bilgi, teknoloji... Vb şeylerin; vahşi, yanlış, kasti ve kötüye kullanılışın ya da peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel yapılmayan öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimin sonucunu insanlık dünyası çok ağır bedelleri ödemeye gebedir. O zaman öğretim öğrenim ve eğitimle hedef kitleye kavratılan her şeyin hayata; Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin, sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı verilmesi (öğretilmesi öğrenilmesi ve eğitilmesi gereklidir) gerekir. Bu nedenle, insanlığın 21.YY'DA;"VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20. YY'LIN hiç bir şeyine teslim olmadan ve sorumluluğunu üstlenmeden/kabul etmeden önce 21.YY'DA; 19. ve 20. YY'LIN her şeyini gerekçeli kefenleyip kabrine defnetmeyi (ya da ola ki; bu iki asrın her şeyini gerekçeli kefenleyip 21. YY da kabre gömülüşü ve/veya nezarete alınışını müteakiben alternatif istendik (hayırlı) İbrahim'i insan ve kavimlerin yaradılışını Allah (C.C)'HUNDAN dileniş elzemdir.) her yıl kıyamete kadar belli zamanlarda anılıp unutulmamalıdır. İnsanlık yaratılalı beri hiç bu kadar; üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenine ve çevresine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve doğal gaz kaynaklarını yani üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenini eritip gaza çevirip ve insanların toplumsal ilişkilerini kötüye kullanarak; doğayı ve doğal koşulları (hava basılan dünya bedeni depremleri tetikler, fosil ürün gazı basılan dünya seması küresel ısınma, aşırı dengesiz ani yağışları ve selleri tetikler) insanlığın üzerine kışkırtacak ya da tahrik edecek kadar hoyratça ve bedbahtça kullanarak aşağılık cahil (çocuksu) ve/veya belki de kahpe durumuna düşmemiştir. Kaldı ki İnsanlık; 19. ve 20.YY'DA bitkiler kadar bile insanlık ömrünün (insan türünün) sonuna kadar bitmeyen güneş, dalga, rüzgâr, su, çekim… Vb enerji kaynaklarından yararlanmaya teknolojisini yönlendirmeme ya da geliştirmeme bedbahtlığında bulunmuştur. Belki de bu duruma bir daha düşmemek için gerekçesiyle "19. ve 20. YY'LIN ve Öncesi Benzeri Cehaleti ve/veya Vahşilikleri" başlığı altında kıyamete kadar bir ders verilmelidir.
-Kısaca;19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.

Sonuç Olarak;Bilimsellikle doğadaki tüm özgün enerji halleri, eylemler, yaratıklar, yaratıklar arasındaki ilişkiler ve bağlantıların mantık sistemlerini; öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimle insanlarımıza lise seviyesi bitimine kadar liyakatli öğretmek zorundayız.
- Öğrenciye aldığı her dersi ve öğrendiği her bilgi biriminin ya da bilgi kümesinin her aşamasını: Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) ahlakla hayata güncellenişinin ilişkiselliğine dayalı; kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı “Tefekkür Dersi” ve “İnsan, âlemler ve Evrenlerin İlişkisi Dersi” verilmelidir. Ya da lise 4. yılda her dersin Rahmani, Hayvani/Cahili ve Şeytani/deccalı hayata güncellenişinin ilişkiselliği üzerine yani Kâbe'nin ahlakı geçmişi ile; Nemrut'un taştan harabeleri, Firavun'un taştan harabeleri uğruna yaptıkları, Çin ve Atilla'i, Cengiz Han'ın…Vb yıkımlarının, zulümlerini Vahşilikleri ve 19.YY-20.YY teknolojinin cahili ahlakla kullanışın küresel, toplumsal ve evrensel sonuçları uygulanabilir ve tartışılabilir "Tefekkür Dersleri" verilmedir. Öğrencilere;Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) ahlak kavramların ne anlam taşıdıklarını ve yaşam döngüsündeki gerçekte uygulanmış ve uygulanan örneklerle özgünlüklerini ve ilişkiselliklerini öğrettikten sonra öğrenilen her şeyin bu ahlakı özgünlüklerin her birsi ya da kümesine dayalı uygulanışların yaratıklara getiri ve götürülerinin sonuçları somut örneklerle kavratılıp Rahmani ve peygamberi uygulanışın gerekliliğine iman ettirilerek alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmelidir.
Örneğin, bulunduğunuz mekândaki her şeyin;
1-Sadece renklerine bakarak anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz.(Renk Bilim)
2-Sadece yapay geometrik şekillere benzeterek anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz. (Yapay Geometrik Bilim)
3-Sadece doğadaki özgün doğal şekillerini anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz. (Yaratık Biçim Bilimi, Doğal, Yapay, Sanal ve Öklid Geometrileri Bilimi/Nesnel Matematik)
4-Sadece ne işe yaradıkları (işlevleri) açısından anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz.(İşlev Bilim)
5-Hepsini oluşturan element ve atom altı parçacıkları bakımından anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz. Ya da elementsel ortak paydalarını bulmak için hepsini dış ortama kapalı gerçek ya da sanal mekanda yakın sonuçları karşılaştırın. (Kimya)
6-Davranışları, eylemleri ve eylemsizlikleri bakımından(eylemli yaratıklar) anlamlandırın, gruplandırın… Vb özgünlüklerini ve ortak paydalarını ilişkilendirin ve vardığınız sonuçları not ediniz.(Psikoloji)
7- Her yaratığı bir yaratık (11) (Ör. Bir harfi, bir bilgi birimini, bir elementi, bir atom altı parçacığı, hayvan, bitki, galaksi, kâinat, hayal… Vb) küme elemanı kabul ediniz. O yaratığın yani küme elemanının yaşadığı ve ömrünce ulaşıp geri döndüğü/dolandığı veya kısmi sabit durduğu mekân ın kabuğunu ve her yerini (00) kümenin sınırı kabul edin. Şimdi tüm bilgi birimleri, hayalleri, harfleri düşünülen şeyleri, yaratık, eylem… Vb birim/birimlerini ve özgünlüklerine “küme elamanı” ve mutlak bir “küme sınırı” (mekân ı) içinde düşünerek tüme varıma gidin. İstisnai durumlar hariç; her küme ve küme elemanı mutlaka bir üst kümenin alt elemanıdır. Örneğin kampustaki nesnel bir ağaç kampustaki tüm ağaçların bir küme elemanı iken, tüm kâinattaki ağaçlarının da nesnel bir küme elemanıdır. Bir hidrojen atomu ait olduğu su molekülünün küme elemanı, içinde bulunduğu bir su damlasının küme elamanı… kâinatın % 74 hidrojen atomlarından oluşmuş ki kâinatın hidrojen kümesinin bir elemanı olarak kabul edilebilir. (Nesnel Küme Matematiği)
.
.
.
.
… Vb bu mantığı;bilgi birimine, bilgi birimlerine, sistemler alt bilim dallarına, bilim dalı yapı taşlarına uygulayarak o bilgi birimi, kümesi, konusu, dersi, bilim dalı… Vb hakkında ki “Tefekkür Dersi” ve “İnsan, âlemler ve Evrenlerin İlişkisi Dersi”ni işleyin.
Doğa ve ötesindeki tüm bilgileri doğal işletim sistemi olarak insanlara yükleyerek geçmişteki, yaşanan ve gelecekteki asırlara ait; değişmez, değişken ve diğer bilgileri hayatına doğru güncelleyerek kendini namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve akıllıca konumlandırmasını ispatlayarak ve inandırarak alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmek. Yani cebine, nefsine, ceddine, keyfine … Vb önceliğine göre değil tüm insanlığın liyakatine yakışır konumlandırmayı (Allah (C.C) rızası Bunu başarmanın ön koşulu; mesabesinde konumlandırmayı) alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmek. -Kendisini ve çevresini doğru tanımak, -Kendisini çevresine ve çevresini de zihnine doğru, namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), dürüst ve liyakatli konumlandırması gerekir.
-Geçmişin (tarihin), geleceğin ve asrın arasındaki değişmez benzerliklerin geçit taşlarına basarak değişkenleri ve değişenleri analiz ederek geçmişten geleceğe olan her şeyi asrımıza ve yaşam döngülerimize peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı güncelleyerek ve uygulayarak yaşamak olasıdır.
-Bu mantığı yürüterek değişimi kabullenerek kendilerini asrına/asırlara güncellemeyen ve/veya güncelleyemeyen yaratıklar ya da değişmek istemeyenler (değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş/Rad, 13/11) asrın ve geçmişin bodrumunda geleceğe doğru değişenlerin yığını altında tarla olup gitmeye, zihinsel, düşünsel ya da sanal olarak fosilleşmeye mecburdur.
-Geçmiş geleceğin bodrum katında, asır orta katındadır, geleceğe yöneldikçe geçmiş ve asırlar fosilleşir. Demirkuş. 2010
 


Bedensel ve Zihinsel Gerçek Eğitimde Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlakın Önemi;
Bedensel ve Zihinsel Gerçek Eğitimde;İnsancıl ve İnsansı (Güzel) Ahlakın Konumu ve Önemi;
-Bedensel ve Zihinsel Gerçek Eğitimdeki Amaç; Gerçek Eğitim sisteminin amacı; dürüst yaşamanın alternatif tüm çürük ve doğal yaşantılara tercihinin ispatını göstermektir. İnsan gen havuzundaki Rahmani-İnsancıl genlerin hayvani ve şeytani genlere baskınlığını ve kontrolünü kesinleştiren eğitim, yönetim ve yaşam sistemlerine gereksinim vardır. Zenginin fakire sadaka, bilenin bilmeyene bilgi, güçlünün güçsüze himaye, iman edenin imansıza dua ikram ediş borcu vardır. Gerçek Eğitimle Dünya’nın hepsini (insanlığın hepsini) cebren ve hileyle Siyonist’çe Müslümanlaştırış (İnsanlığın hepsini Müslüman yaratsaydım öldürür tekrar insanı yaratırdı/Ayet Var), Hıristiyanlaştırış, Yahudileştiriş… Vb değil. Amaç insanlığın selameti için; yönetim ve idari makamlarında dürüst ve insancıl ahlaklı insanların sürekli bulunuşunu sağlarken istendik insancıl ahlaklı insan sayısını çoğaltıştır (insanlığın yönetim ve idaresini zalim, Siyonist, Şovenist, Siyoşoven, edepsiz ve ahlaksızlara devretmemektir)
-
Etoloji hayvanların, Etopsikoloji ise (sadece psikoloji deyiş eksiktir çünkü insanlar bazı davranışlarıyla hayvandan aşağılık olabiliyor) insanların davranışını inceleyen bilimdir. İnsanların ahlaki ölçüleri ne kadar hayvani-nefsani-nefsi (etolojik), ne kadar ruhsal-meleği (psikolojik) oluşu onların  evcil beyinleri hakkında bize bilgi verir. Kısaca ; ilkel ve gelişmiş; fert ve toplumların davranışları ne kadar hayvanlara benzerlik gösteriyorsa o kadar ilkel ve  negatif evrensel ahlak ölçülerine yaklaşmış  demektir. Öğretimin, öğrenim ve eğitimin ilk basamağı olduğu, üçünün  birbirini tamamladığı kesindir.Bayanlar arası boks maçı yaptırıp zevk ve keyifle izleten zihniyet.Spor adı altında insanlara canı pahasına hayvanları bile sollayacak hareketler yaptırmaktan zevk alan zihniyete bir isim koymak gerek(mazoşist). Bir insan, davranışları itibariyle hayvanları ve peygamberleri ne kadar çok taklit ediyorsa, hayvanlara ya da peygamberlere bir o kadar yakındır. Ahlakı da taklit ettiklerine benzeşir. Bunun tam tersi ise insanın, hayata daha yakın eğitimli kâmil insan olduğunu gösterir.
  
 
İnsanlardaki cimrilik, egoistlik, siyonizm, şovenizm, kibir, haset,... Vb. KİŞİSEL VE TOPLUMSAL ahlaki değerlerin fertten toplumlara doğru; tarihteki acı örnekleri kavratmak gerekir. Örneğin, birlik ve beraberlik önemi için, tek bir ailenin kâinattaki çaresizliği, özgünlüğü  çeşitliliğin ve varyasyonun gerekliliğinin gerçeği kavratılmalı. Cimrilik, Karun misali malın olsa da çıkacak bir canın vardır. Tarihte;Çin,Firavun, Nemrut,Amerika Yerlilerinin katilleri,Lut Kavmi, Atilla'i, Cengiz Han'ın ve Müsrif-İlkel Teknoloji, Patojen (öldüren)Teknoloji (Silah Teknolojisi)şahinlerinin;yanlış hesapları Bağdat'tan dönmüştür.. Vb  ahlak hastalarının, insanlığa pahalıya mal oluşu kadar,  bunlara yanlış tepkilerde belki daha pahalıya olmuştur. Eğitimde bu hazineyi çok  iyi kullanmalıyız. Doğadaki biyolojik döngü gibi toplumlardaki toplumsal döngünün kırılmaması gerekir. 
İstisnalar hariç (insan), hiçbir biyolojik çeşitliliğin veya varyasyonun diğerine üstünlüğü yoktur. 1 Sanki; Doğal ve Toplumsal döngüdeki her çeşit; doğadaki yaratık alfabesinin özgün bir harfi gibidir. Toplum olarak amacımız şu olmalıdır; Yaratıkların bu ilişkiden zarar görmemesi için en iyi en kusursuz, ya da en az zarar veren ilişkiyi nasıl kuracağız. Kısaca doğadaki  döngülere (dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) zarar vermeden bu  verimli ilişki denklemini nasıl kurmalıyız. Mevcut durumdaki ilişki nelere zarar vermiş, veriyor ve verecek. Bu teşhis  mutlaka doğru yapılmalıdır. Doğadaki bereketli hudutlar içinde yaşamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiren insan tipini ortaya çıkarmak için peygamber ahlakı prensiplerine sahip insanlar yetiştiren eğitim sistemleri geliştirmemizin mutlak gerekliliğinin farkındalığını acilen-gecikmeden kavramamız gerekir.
Demek ki. fen, teknoloji, toplumu arasındaki ilişkiyi  ayrıntılarına kadar doğru teşhis etmeliyiz.  Geçmişteki  zararlı fanatik kaynaklardan çok iyi ders alınmalı ve yararlanmamız gerekir.
-Kısaca;19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır. O zaman bu üç kavram (fen, teknoloji ve toplum) arasındaki doğru denklemin  ilişkilendirilmesi teşhis doğruluğuna  bağlıdır. İnsan genetik açıdan bugün doğal genlerinin açılım ürünleridir, yani insan genlerine henüz hayvanlar kadar müdahale edilmemiştir.  İnsan genlerinin % 99 maymunlarla örtüşür ve  %1!?si insanı insan yapan özgün genlerdir.20 yy da. hayvanlarda başlatılan genlerle oynama (1) ve yapay tohumlamanın insanlara uygulanması nükleer silahtan daha tehlikeli bir uğraştır. Güzel-dürüst insanlar yetiştirmesek, kontrolden çıkan bu çalışmaların sonucu gerçek ve sanal dünyamızda felaket depremlerinden-kasırgalarından daha zararlı etki yapar. İnsanlar doğayı ve gerçekleri gelecekte yaşayarak öğreneceklerdir. Genel eğitim içerisine; inanç, fen, teknoloji,toplumsal bilimler vb. girer. Bu gün insan potansiyeli doğal genetik yapısının rotasındadır.  İnsan  genleri üzerine yapılacak ıslahatta hayvanlarında edinilen neticeler önemlidir. Çünkü gerek verimli ırklar gerekse hayvanat bahçesindeki hayvanlar belli bir aşamadan sonra doğal hayata uyumları geri dönüşümsüzlüğe ulaşır. New York  İkiz kulelerinin acısının bedeli; güçlünün sesini, öcünü ve haklılığını fazlasıyla  kabul ettirtmenin  paha biçilmez göstergesidir. Hedefte,uykuda bir bebek olsa bile!


ÖĞRENME ÖĞRETME KURAMLAR İLGİLİ ÖNEMLİ BAZI KAVRAMLAR VE MANTIK SİSTEMLERİ ÖRGÜSÜ

Kavramlar, İsimler, Kavram-isimler, Deyimler, Cümlecikler, Bağlaçlar ve Noktalama İşaretlerinin İletişim ve Arzusunu İfade Arasındaki İlişkinin Önemi/Bilgilerimizi İletişim ve Zihnimize-Beynimize Kayıt Amaçlı Kullanım Araçları
-İletişim ve Eğitim Amaçlı; düşüncelerimizi, duygularımızı, istemlerimizi… Vb tüm bilgilerimizi ifade için; kavram, isim, kavramisim, görüntü, resim, ses, eylem, ses-eylem  işaret, davranışlarımızı… Vb kullanırız. 
-Ancak yazılı ve konuş (lisan) pratiği iletişiminde hemen tüm bilgilerimizi ifade için;kavram, isim, kavramisim, deyim ve cümleciklerin örgüsünü kullanmak zorundayız.
-Bilgilerimizi ifade için kullandığımız ilave iletişim argümanları yani görüntü, resim, işaret, davranışlar, yaratık, zaman, olay, eylem, süreç, olguları da ifade etmek için yine mutlaka; kavram, isim, kavramisim, deyim ve cümlecikleri örgünsündeki karşılıklarının olması gerekir ki  pratik iletişimde kullanalım.
-Kavramlar, isimler ve kavramisimleri zihninde silinmiş olan insanlar kendisini nasıl ifade edebilirler.
-Kavramsız insanın zihinsel, beyinsel ve tatbik/uygulayış boyutları arasındaki iletişim kopar veya zorlaşır.
-Hayvanlar, çocuklar, dilsizler, sağırlar ve kör insanların kavramsız oluşlarının iletişimsizlikteki sıkıntılı yaşantısını düşünün.


Kavram; Doğadaki olayları, süreçleri, olguları ve yaratıkları gözlemleyerek bunlar arasındaki benzerlik, ayrıcalık, geçişken özellikleri; tecrübe ve deneyler yaparak bu özelliklere dayalı genellemeler yaparız. Konuşma dilimizde ve lisanımızda kullanmak üzere beynimiz ve zihnimiz de alfabe harfleriyle, sembollerle, resimlerle, şekillerle... ve/veya sesle kodladığımız bu genellemelere biz kavram deriz. Örneğin, kütle-hacim maddenin özelliklerini ifade eden kavramlardır. Genellemelerimize verdiğimiz adlara bilimde kavram deriz.
-Kavramları gerçek dünyada ya da düşünsel âlemdeki hallerine ve eylemlerine göre şöyle disipline edebilir ya da sınıflandırabiliriz; nesnel, düşünsel ve yarı nesnel kökenli kavramlar ya da eylemsel/dinamik, yarı eylemsel/yarı dinamik ve durağan olarak gruplandırabiliriz. Örneğin, akıl dinamik düşünsel bir kavramdır. Elma durağan nesnel bir kavramdır. İnsan yarı nesnel ya da yarı düşünsel bir yaratıktır. Bilgisayar yarı nesnel ya da yarı sanal bir yapay yaratıktır. Demirkuş 2010
-Kavramlar beynimize ve zihnimize kodlanmış, yazımsal, sözel, davranışsal… Vb iletişim araçlarımızdır. Kavramlarımız olmazsa bilgileri etkili bir biçimde anlayamayız ve kullanamayız (dilsizler gibi oluruz).
-Yaratıkların,süreçlerin, olgu ve olayların;benzerlik ayrıcalık ve geçiş karakterlerine göre çeşitli şekillerde sınıflandırılarak genellemelere vardıktan sonra bir veya birden fazla isim altında toplanır ki biz buna kavram deriz. Örneğin, enerji, ışık.
-Bir kavramın özgün özelliklerinin sınırı ne kadar iyi çizilmişse o kadar iyi anlaşılır. Örneğin; Sevgi, hoşlanmak, beğenmek, ilgi duymak… Vb kavramların özgün parmak izi tanım ve sınırlarını bilmesek hayatımızda çok büyük düşünsel, eylemsel yanılgı ve yanılgılara düşeriz.
-Bir kavramı en mükemmel temsil eden model, şekil ve yöntem seçilmelidir.
-Kavram gruplarında yer alan kavramlar en güzel şekilde temsil edilmelidir.
-Bir armudu veya elmayı şekille göstermek ayrıdır.
-Cisim olarak göstermek ayrıdır.
-Bazı kavramlar sübjektiftir.
-Birkaç kriterle yaşatarak öğretebiliriz.
Kavram: doğa ve ötesindeki; olgu, olay yaratık ve herhangi bir şeyi anlam bütünlüğü açısından temsil eden kodlanışın ifade şeklidir. Ör. Sıcaklık,
-Bazı kavramların isim yüzleri vardır bunlara kavramisim denir. Ör,çiçek (hem isim hem kavram)
-Bazı isimlerin kavram yüzleri yoktur (kavram olamazlar).Ör. Ahmet

-Tüm olanaklarımızı verimli kullanarak, her konuya özgü en doğru öğretim yöntemlerinin, kavramların, kavramisimlerin, isimlerin hayata güncelle kombinezonunu/larını (dizaynlarını, düzenlenmesini) kurmayı-uygulamayı düşünsel alışık tepki (refleks)-tepki haline getirmeyi öğrencilerimize kavratmak ve alışkanlığını geliştirmektir.
-Bu düşünsel alışık tepki (refleks)-tepki mantık sistemi ve muhakeme gücünü kazandırmak için, öncelikle;bilgilerin zihnimize kabulleniş, depolanış ve kullanım çeşitlerini bilmek önemlidir. 
-Bu konuda var olan temel yöntemlerle ilgili bilgileri doğru edinmek ve öğrenmek gerekir.
-Bilgileri edinmek ve hayatla ilişkilendirmek için, yeterince eşik bilgilere sahip olmanın yanında;sanal ve gerçek dünyasında asrın dogmalarını güvenle aşarak hür ortamda düşünüp düşüncelerini açıklaması daha elzemdir. 
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.
Yerleşim yerlerinin aralarındaki iletişimin insanlık için önemi ne ise; kavramların kavram araçlarıyla doğru konumlandırılarak öğretilmesi ve zihnimizde doğru konumlandırılmaları bundan daha önemlidir. (Demirkuş 2005).  

Kavramların, Kavramisimlerin ve İsimlerin Öğrenişe Olumlu Etkileri;

-Kavram Biliminin İşlevleri/Kavram Biliminin Öğretimdeki Önemi ve İstendik Etkileri;
1-Kavramlar bilimin yapı taşlarıdır. Kavramları inceleyen bilim dalına kavram bilimi denir. Kavramları inceleyen bilim dalına kavram bilimi denir. Kısmen İngilizcedeki karşılığı; Semasiology;The science of meanings or sense development (of words); the explanation of the development and changes of the meanings of words). Kelimelerin anlamları, hissini, duyusunu, gelişme ve değişmelerin nedenleriyele açıklanması. Semantics; Anlambilim. Demirkuş 2011
2-Kavramlar basit anlaşılabilir sadelikte olmaları öğrenişi (öğrenmeyi) olumlu etkiler.
3- Kavramlar basit anlaşılabilir sadelikte olmaları öğrenilmesi, öğretilmesi ve kullanılması kolaydır.
4-Kavramlar basit anlaşılabilir sadelikte olmaları nedeniyle;genellikle öğrenciler arasındaki fıtrati ve diğer bireysel-grupsal farklılıkların ortak paydasına hitap eder.
5-Kavramlar: koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, tablosu veya döngüleri (çarkları) verildiğinde etkili öğrenimi artırır ve doğru bilgiyi hatırlayışı tetikleyici etki gösterir.
6-Kavramlarla; koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, kavram tablosu ve kavram döngüleri (çarkları) oluşturmak öğrenci merkezli ve öğrencinin aktif olduğu yöntemlerdir.
7-Öğrenciyle öğretmen koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, kavram tablosu ve kavram döngüleri (çarkları) öğretmen öğrenci etkileşimini olumlu teşvik eder.
8-Koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, kavram tablosu ve kavram döngüleri (çarkları) oluşturmak; bilgileri bir sistem bütünlüğü ve bedeni içinde anlamlandırır.
9-Bir kavramın öğrenilmesi öğrenciyi diğer koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, kavram tablosu ve kavram döngüleri (çarkları) kullanışa yöneltecektir.
10-Kavramlar basit anlaşılabilir sadelikte olmaları nedeniyle; koşullu, serbest, ilişkisel kavram kümesi, kavram tablosu ve kavram döngüleri (çarkları) halinde ilişkisel verildiğinde; tümevarım-tümdengelim ya da analiz ve sentezi bir arada düşünmeyi kolaylaştır.

A-Bildiklerimizi lisanımıza devşirmenin yapı taşları(veri tabanları ) olan kavramları, kavramisimleri, isimleri noktalama işaretleri, harfleri, rakamları ve sembolleri hayatımızda doğru ve liyakatli kullanmayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiren öğretim, öğrenim ve eğitim sistemleri geliştirmek ne demektir? Havers Kanalı-Sistemi Size Neyi Çağrıştırır? Uzun Kemik Kanalı Kan-Damar Kanalı/Sistemi Size Neyi Çağrıştırır? (Havers Kanalı/sistemi=Uzun Kemik Kanalı Kan-Damar Kanalı/Sistemi)
B-Kavramları, isimleri ve kavramisimleri; zihinsel fıtrat(yapı) özgünlüklerine(çeşitlerine) ve zihinde ilişkisel Kavram Kümesi -kavram örgütleme yapılarına uyumlu doğal ve yapay kavram kümeleri şeklinde örgütleyip liyakatli ve doğru öğreterek hayata uygulatmak ne demektir?
C-Doğal insanların, ilkel insanların, gelişmiş insanların ve evrensel insanların zihin havuzundaki zihinsel kavram örgütlenmesi- İlişkisel Kavram Kümesi ilişkisinin ayrıcalık ve özgünlüklerin farkındalığını anlamaya çalışın. Hangisinde vahşi, hangisinde cahil, hangisinde akli, hangisinde evrensel zihinsel kavram örgütü-ağı ve yapısı vardır?
İpucu;Çözüm:Eğitimle fıtratı değişmeyse müsait insanlarda evrensel dürüst olmayı, namuslu olmayı, vicdanlı, bilgili olmayı… Vb. insancıl ahlaki argümanlarını (kanıtlarını) refleks haline getirmek, inandırmak ve iman ettirmekle,
Kavramı doğru bilmek, doğru algılamak ama uygulamasını yanlış yapmak ne demektir? Kavramları hayata doğru uygulayış ne demektir? Kavramları hayata yanlış uygulamanın zararları nelerdir? Örneğin vatanı, toprağı sevmek, hoşlanmak, önemine inanmakla, vatanına sadık olmayı ilişkilendirin. Örneğin bir köpeği yatak odasına kadar sevgi, saygı, ilgi, göstermekle bir insana aynı şeyi yapmanın farkındalığını kavrayın. -Evini, arabasını,… Vb eşyayı,
-Hayvanları, bitkileri, … Vb canlı gruplarını,
-Milleti, vatanı, toplumu… Vb insani gruplarını,… Vb
1-Sevmek,
2-Hoşlanmak
3-Önemine inanmak
4-Beğenmek, İlgi Duymak, Takdir Etmek, Merhamet etmek arasındaki yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarının özgünlüklerini, farklarını ve farkındalıklarını liyakatli anlamaya, hayata uygulamaya çalışın. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin. Evrim, Matbaa, Sevmek ve Hoşlanmak kavramları arasında kavram yanılgısı kadar evrim ve matbaa kavramlarının tanım farkındalığını dinde kavrayışta kavram yanılgısı olmuştur. Matbaa ve evrim dine aykırı değildir. Hatta hiç bir şey dine aykırı değildir. Helale ve dine aykırılığın kavram yanılgısını anlayışa/anlamaya çalışın. Yaşantımız, Kendimiz, Toplum, Mesleğimiz ve Çevremizle Kavramları doğru ve net; bilişin, konumlandırışın önemi ve farkındalığını bilmek önemlidir. Bunu tam tersi bilgisizlik ve eksik kavram bilgisinin yol açacağı kavram yanılgısının düşünce ve eylem yanılgısına neden olabileceğini anlayışa/anlamaya çalışın. Bu bilgiler ışığında kavram öğretiminin önemi ve kavram yanılgısının felaketini derslerde öğrencilerimize öğretmeliyiz. Öğretimde algıda değişmezlik (herkes tarafında aynı anlamı uyandırış kuralı) kuralıda önemlidir. Her kavram herkes aynı anlamı çıkartacak şekilde öğretilmelidir. Ya da farklı anlamları da varsa örneklerle verilmelidir.
-Farkındalıklarını kavradıktan sonra liyakatli eşleştirmeye çalışın
Ör. sevginin liyakati hangi yaratıkta, eşYa da, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
Ör. sevginin, hoşlanmanın, beğenmenin, ilgi duymanın ve merhametin liyakati hangi yaratıkta/larda, eşYa da/larda, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
-Yukarıdaki mantıktan hareketle toplumsal bazda kullanılan hemen çoğu kavramlar, kavramisimler, isimleri noktalama işaretleri, harfler, rakamlar ve semboller; akli gereksinim ürünü değil de, nefsi doğal gereksinimin evrimsel ürünü olarak vahşice (doğal) kullanılmakta olduğundan emin olun. Çok azı bilinçli ve liyakatli kullanılmaktadır. O zaman tüm kavramları, kavramisimleri, isimleri noktalama işaretleri, harfleri, rakamları ve sembolleri hangi sahalarda daha liyakatli kullanmamız gerektiği konusunda Evrensel Alfabe, dil ve lisanımızın veri tabanını oluşturan kavram, isim ve kavramisimler konusunda yapacak çok önemli işlerimiz var demektir. Çok ilginçtir ki; insanlık, çeşitli canlı ve cansız yaratıkları ıslah ederek evcilleştirmeyi başardı, ancak en önemli toplumsal iletişim aracı olan kavimlerin özgün; alfabe, dil ve lisanlarını; bilimsel, mantıksal ve akli prensiplere dayalı ıslah edici kayda değer örnek akÂdemik ve bilimsel hemen hiçbir çalışma yapamadı. Toplumsal iletişim açısında insanlığın mantık ve akli iletişim basiretlerini bağlamayan, köreltmeyen ya da vahşileştirmeyen tam tersine akışkanlık getiren peygamberi, akli ve mantıki ortak bir dil, lisan ve alfabe geliştirmeyi başaramadık. Uzaya açılmadan önce insanlığın buna acilen gereksinimi vardır. Geçmişte dünyaya hâkimiyetini kuran kavimlerin dil ve lisanları bu gün etkinliğini kayıp etmiştir. Bu günkü hâkim kavimlerinde; alfabeleri, dilleri ve lisanları aynı akıbete gideceklerinden şüphem yoktur. Onun için hiçbir kavimin vahşi-doğal; alfabe, lisan ve diline taraf olmadan, modası geçmeyen insanlığın ortak payda peygamberi, dili, lisanı ve alfabesini; akÂdemik, bilimsel ve uygulamalı çalışmalarla geliştirmeliyiz. Ör, yaban-doğal elmaları, yaban armutları, yaban inekleri, yabani atları, doğal toprağı, doğal çölleri... Vb yaratıkları ıslah edebildik ve evcilleştirdik. Ancak doğal dil, lisan ve alfabelerimizi ıslah edemedik ve evcilleştiremedik yani akli ve mantıki olarak eleştirel düzenlemedik. Bu nedenle Yeryüzü kültür alfabelerinin hepsi Doğal zekâların, deneyimlerin ve denemelerin evrimsel ürünüdür. Akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ıslah edilmesi ve geliştirilmesi gerekir ki insan beyni, zihni ve kalbi insani iletişimde en az kusurlu kemale ersin. Bu amaçla insanların beyin, zihin ve kalp havuzundaki bilgilerin;görsel, işitsel, eylemsel, davranışsal, tatsal, bilişsel… Vb kodları günlük hayatta iletişim de kullanılan alfabe ve lisanın; harf, sembol, kelime, kavram ve kodlarından, daha sade ve daha çok benzerdir. Örneğin,kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin tüm insanların ( bazı engelliler ve bazı istisnalar hariç) zihnindeki bilişsel, eylemsel, görsel, tatsal, kokusal, davranışsal... Vb kodları hemen hemen aynı dır. Ama kültür dillerinde kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin her kavimdeki isimlerin/kavramların ya da kavramisimlerini zihin havuzundaki kavramsal kodlanışı farklı olduğu için iletişimi vahşi, doğal ve zor olmaktadır. O zaman çözüm olarak;"Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusu" Kuralına uygun olarak kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerinin zihinsel bilgi biriminin ifadesine ve konumuna en uygun kavramlarla iletişim, öğretim, öğrenim ve eğitimle ortaya çıkarırsak her kes kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerini daha rahat anlar, günlük hayatta ve iletişimde kullanır. Bunu tüm kavimlerin (insanların) beyinleri, zihinsel havuzları ve batini kalplerindekileri de kodlanmış kültürel isimler, kavramlar/kavramisimler hepsi için düşünüp günlük hayatta hepsini kırmızı elma mantığı ve örneği gibi uygularsak insanlığın akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı ortak iletişim alfabesi ortaya çıkmış olur. Tüm kavimlere ait yazımsal ve konuşsal ya da hem konuşsal hem de yazımsal:alfabelerinin, lisanların ve dillerinin; Âdemin dilinde vardıkları ortak payda ve özgün;işitsel, yazımsal, görsel, dokunsal, tatsal, hissel … Vb özellikleri bilgisayar ortamında kökenlerine/köklerine, hecelerine/ ses parçalarına kadar sadeleştirilerek yeniden matematiksel iletişim ve alfabe mantığıyla ya da kozmik (evrensel) ötesi atom altı parçacıkların çeşidinin her birini kozmik alfabe kabul ederek oluşturulan yani kuantum alfabesi sade iletişim mantığıyla veya her yaratığı matematiksel küme elemanı kabul ederek ve her şeyi, tüm bilimleri-tüm kâinat ve yaratıkları bu kozmik matematiksel kümeler denizi içinde yüzen elemanları temsil eden “Kozmobiyomatematik, Evrensel, Uzay canlı matematik... Vb (Simetri, Kuantum, Standart, Sicim-İp-Halka, Paralel Evrenler, Şişme, Evrim...Vb her şeyin kuramlarına uyumlu)” alfabe mantığıyla; ilişkisel, organize, disipline ve kategorize edilerek hayata uygulanabilir. Demirkuş 2010. Çözüm;Tüm sorun kültürel dillerde iletişim amaçlı kullandığımız; hece, ses, vurgu, kavram, isim ve kavramisimleri; şekilsel (analog), kökensel (homolog), özgün, sesteş, anlamdaş, değişken ve geçişken benzerlik tabanlarına göre mantıki kurgularını bilgisayarda düzenleyerek; matematiksel iletişim sembollerindeki gibi en doğru algılanabilir şekil de zihnimizde ki bilgilerle ( bilgi birimleriyle) ve çevremizde ki her şeyle algıda değişmezlik ve algıda özgünlük ilkelerine dayalı ilişkilendirmektir. Kavmin azınlığı ve çoğunluğu olmaz herkesin ve grubun fert bile olsa ya da vahşide olsa alfabesi, dili ve lisanı aslidir hiçbir bahane ile diğerlerine asimile ettirilemez. Tüm kavimlerin ana dil, lisan, alfabe için geliştirilen çözümler akli, mantıki ve bilimsel tevhit edilerek insanlığın tek dil, tek lisan ve tek alfabesine kaynak oluşturacak şekilde;bilimsel, akÂdemik çalışmaların yapılması gerekir. Tüm Kavimlerin Özgün Ana Dilindeki; Alfabe, Dil ve Lisanlarını Islah İçin Çözüm; Peygamber ahlaklı insanları yetiştirmedikçe ve dilimiz/dillerimiz; algıda değişmezlik ilkesine olanaklarımız ölçüsünde değiştirmedikçe ya da yaklaştırmadıkça yani peygamberi özellikler sahip insanları yetiştirip doğru adreslerde görevlendirmedikçe, var olan ve gün geçtikçe genişleyen ve büyüyen yarı doğal kültür, alfabe ve dilleri akli ve mantıki ıslah etmedikçe doğaya uyum, küreselleşme sıkıntısı ve adaletsizliği çeken özgün kavimler olarak kalmaya mahkûmuz. İnsanların zihninde ve bilinç altında yer alan bilgilerin benzerliği ve algıda değişmezlik oranı;iletişimde kullanılan yarı doğal ve yarı doğal kültür dillerindeki kavramsal ifade ediliş havuzundaki çeşitlilik ve özgünlülük kaoslarından daha yüksektir. Doğal insanların ya da Âdem AS öncesi ve/veya sonrası insansıların; (ruhsuz, akılsız, insani ilimsiz, eşyayı liyakatli tanımaz yani doğal-nesnel-düşünsel-zihinsel döngü düzenlerinin cahili ve doğal vicdanlı) yaşam döngülerindeki çevresel koşulların tehlikesi, paylaşım duygularının gelişmesi ya da paylaşım zorunlulukları dilsel iletişim ve dilin evrimleşmesi olumlu yönden güdülenmiş olabilir. Algılanarak kabul gören bilgilerin zihinde kategorize edilerek kodlanışı tüm insanlık zihin havuzunda çok benzerdir. Bilgi birimlerinin, kümesinin, kümelerinin ortak paydası geniş, özgünlükleri ve farklılıkları azdır ya da algıda değişmezlik–algıda benzerlik ilkelerine daha uygundur. Ancak zihindeki bilgi birimlerinin farklı kültür dillerinde farklı kavramlarla kodlanışı, ifade edilişi ya da uygulanışı iletişimde Doğal bir iletişim kaosu/karışıklığı/kargaşayı ya da hercümerci oluşturmaktadır. Örneğin kırmızı elmanın bilgi birimi olarak tüm insanlık zihin havuzundaki kodlanışı çok benzer ancak kavram olarak kodlanışı çok çeşitli ve vahşidir. Bu kargaşanın ıslahı en az çevremizde ıslah ettiğimiz ya da evcilleştirdiğimiz hayvanlar ve bitkiler kadar önemlidir. Kırmızı elma mantık kurgusundan (Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusundan) hareketle zihinsel olarak insanlığın ortak payda ve benzerlik olgusundaki kavramlardan hareketle algıda değişmezlik ilkesi ve zihinsel kavram havuzları arasındaki deşifreyi doğru ve mantıklı yapmak gerekmektedir. Islahat yapılırken; şuan ya da bu güne kadar zihnimiz ve çevremizi bu yarı doğal mantığa uydurarak yaşıyoruz. Bu yarı doğal dil kargaşasını; insanlığın bilgileri zihinsel kodlanış ortak payda mantığı ve algıda değişmezlik kurallarına uygun–uyumlu; akli, mantıki, bilimsel, deneyimsel, uygulamalı ve akÂdemik disiplinlere dayalı olarak öğretim, öğrenim ve eğitimle ıslah etmemiz gerekir. Bu mantık kurgusundan hareketle kavimlerin özgün dillerinde ve insanlık ortak payda dilinin ortaya çıkışında zihinsel kodlanış mantığıyla en çok örtüşen, benzeşen mantık kurgularıyla ve aynı zamanda matematiksel iletişim mantık kurgusuna uygun yeni dil ve alfabeler geliştirilmelidir. Zihnimizdeki kodlanmış bilgilerin ya da bilgi birimlerinin (kavramların değil);görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel ve diğer duyusal/duyuşsal özelliklerine göre; ilişkisel konumlanış, disipline ediliş ve etkileniş mantık kurgusunun deşifre edilişi çok önemli gözükmektedir. Ortak payda bilgileri Âdemin dili katmanını oluşturur bunlar genellikle nesnel yaratıkların görsel, şekilsel ve eylemsel bilgi birimleri katmanıdır. Özgünlükler ve ayrıcalıkların en çok olduğu kavramlar düşünsel (soyut) kavramlar ve ayrıntılı bilgi birimlerine yönelik bilgi birimleri katmanıdır. AkÂdemik seviyede; dildeki her kelime, bağlaç, kavram, deyim atasözü, vecize, sözleri hatta ithal edilmiş yazılı ve sözlü atasözü her şey akÂdemik disiplin ve sistematik mantık çerçevesinde dil, edebiyat, fen… Vb tüm dallarda kulanım üzerine bölümlerinde ulusal ve uluslararası seviyede;halka açık internet ortamı dâhil, akÂdemik çalışmalarla, toplu anket ve tartışmalarla farklı akli, mantıki, basireti açıcı... Vb alternatifleri gerekçeleriyle ortaya konmalıdır. Aslında insanların zihnindeki bilgi birimlerinin çoğu benzer ve çevredeki olay, olgu, süreç… Vb ile aynıdır ya da benzerdir. Duyuşsal (görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal ve hissel duyularımızla) olarak zihnimize girip kayıt olan bilgi birimleri çevredekilerle benzer ve tüm insanlıkta ortak payda benzer zihinsel doku katmanıdır. İnsanlığın ortak, lisan, dil ve alfabenin esas bilgi birimi kaynağı bu dokudur. Düşünsel olarak zihnimizde ürettiğimiz düşünsel bilgilerimizde zihnimize kayıt olur. Ör. unutulmayan bir rüya ya da düşünsel kurgularımızdan unutmadıklarımız. Zihinsel havuzumuzun içinde yer alan; nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar; zihinsel ürettiğimiz ya da duyuşsal edindiğimiz ve bellediğimiz bilgi birimlerinin;geçmiş, gelecek ve güncel deposu ya da hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir. Zihindeki doğal kayıtlar hemen tüm insanlarda aynıdır. İletişim kültür alfabelerinin; yazımsal, işaretsel, eylemsel ve konuşsal çeşitliliği ve/veya sadece konuşsallık çeşitliliği, insanlıkta hoş görüyü artırırken ortak payda iletişimini zorlaştırır. Beyin sanki zihinsel bilgi birimleri deposunun hatırlayıcı biyolojik bağlantılar ve biyolojik hatırlama moleküllerin adeta nesnel çekirdeği gibidir. Bilgi hatırlandığı an bazen geçmişte ki mekandan çağrılır ya da o mekanda algısal tecelli (algısal ışınlama) olur ve hatırlanır. Kuranı Kerim ve Allah (C.C) gönderdiği; kitap ve sayfalarında kullanılan; yazılı dil, mantık, ilişki, peygamberi konuşma ve okuma (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil) akışkanlığı dışındaki tüm gelmiş geçmiş; alfabe, lisan ve dillerin insanlığın mantıki ve akli iletişim basiretlerini vahşileştirici ve köreltici etkilerini kanıtlamak zor değildir.
Ör. peygamberin ve eşlerinin itlere ve evcil diğer hayvanlara icabeti ile asrımızın insanlarının icabeti arasındaki farkındalığı anlamaya çalışın.
Ör. bir ite sadece merhamet etmek, hem sevmek hem de merhamet etmek ve samimiyetle hep sevip duygularının başköşesine oturtmak arasındaki liyakat ve farkındalığı anlamaya çalışın.
-Aynı şeyi bir insan yavrusu için düşünün. Tüm yaratıklara veya her şeyi sevmeye, saygı duymaya, tapmaya… Vb icabet etmeye insanın zamanı, gücü, olanakları, yetmeyeceğini ve çevremize liyakatli icabetin farz olabileceği anlamaya çalışın.
-Zaman isteyen, ilgi isteyen bu ayrıcalığı tüm kavram, isim ve kavramisimler için düşünerek eğitim sistemindeki vahşeti(doğallığı) görmeye çalışın.
-Yani bir insanın; günlük ve yıllık hayat döngüsünde bitmez tükenmez sanılan hayatının bilinçli olarak; kavramsal, isimsel, kavramisimsel, eylemsel ve düşünsel olarak neyi nereye ne kadarını harcaması gerektiği konusu ciddi bir şekilde düşünülmeli ve hesaplanmalıdır.
-Ya da liyakatli öğretim, öğrenim ve eğitimle bu istendik peygamber ahlakı alışık tepki (refleks) ve alışkanlıkları öğrencilerimizde geliştirmeliyiz.

Eğitim;Bilerek ve/veya bilmeden yaratıklarda; kalıtsal, öğretim ve öğrenimle kazanılan/edinilen bilgilerin; hayata insancıl/Rahmani uygulanabilir bilinçli alışık tepkiler haline getirilişine ve gelişine eğitim denir. Akıllı yaratıklara, nefsini, çevresini ve tüm nesnel, sanal, düşünsel araçlarını doğru tanıtıp, toplum ve çevre içerisinde; kendilerini liyakatli, namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve dürüst konumlandırışları, toplum ve çevreyide kendi zihninde (iç dünyasında) doğru, liyakatli ve namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) konumlandırarak gerektiğinin mutlak üstünlük ve liyakatin bilincini bilimsel verilere dayalı olarak kavratmak, öğretilenleri-öğrenilenleri düşünce ve davranışlarında alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmektir. Herkesin her şeyi bilmesi amaçlı değil de, her ferdin topluma ve tüm yaratıkları yararlı ve hayırlı olacak kadar bilgilendirilişi ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak sahibi oluşu kadar öğretimi, öğrenimi ve eğitimini veriş daha uygundur. Örneğin cani karakterli kişiliklerin bazı mesleklerde olmaması ve bazı şeyleri mutlaka bilmemesi gerektiği çıkarsayışından hareketle her kese her bilgi ve fırsat verilmemelidir. Fırsat eşitliğinden çok liyakatli fırsat verilişi üzerinden duruluş önemlidir. Bu sonuç insanlığın kabullenişinde zorunlu ve acı bir gerçektir. Hatta medya haberleri ve bilgileri de bu mantığın süzgecinden geçirilerek ortak payda merceğinden verilişi önemlidir.(Demirkuş 2008)
Çocuklarımızı ve öğrencilerimizi zamanında liyakatli eğitimle gerçek bilgilerle donatmazsak; onun yerine abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz... Vb bilgiler doluşur ve geleceğimiz tehlike altına girer. Toplumsal olarak geri ve cahil kalmanın bir sebebi de budur. Bizler çocuklarımızın; düşünsel, tefekkürsel, feyzi, miras-i…Vb geleceği onlarda bizim geçmişimizdir. Onları liyakatli, eğitmek farzdır. Onlar liyakatli eğitim sonrası istedikleri ve tercih ettikleri geleceklerini yaşarlar ve içinde yaşatırlar. Ölümden sonra, çocuklarımızın içine dönecek geleceğimiz olamaz (gerçek mekân ımız ahretimizdir) böyle bir düşünüş Belki de şeytani ve/veya cahilidir.
Gerçek eğitimle;zihinsel bedende ve kalpte ; kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, inanç değerleri, süper ve özgün egolar(özgün istemler), gerçekler, doğa yasaları doğru konumlandırılmazsa sonuçta yanlış eksik ve sakat;mantık, düşünce, kavram… Vb yanılgısına sahip kişilikler toplumda ortaya çıkar. Doğru zamanda kendisini çevresine doğru konumlandırışın ön koşulu; kendisini ve çevresini yeterince doğru tanıyıp kendisini Allah (C.C) rızası için namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), liyakatli ve dürüstçe konumlandırmaktan geçer.
Öğretim, öğrenim ve eğitimde de, olanaklarımız ölçüsünde:doğru kaynaktan/lardan, doğru bilgiyi-konuyu, doğru zamanda, doğru konumda-yerde, doğru yöntemle/lerle, doğru kişiye/ kişilere, öğrencinin güvenini kazanarak ve dersin önemini vurgulayarak; doğru pekiştirip ve hayatla doğru güncelleyerek sunmalıyız. Demirkuş, 2008

Eğitim;insana, doğayı-ötesini, nefsini, tüm nesnel ve sanal araçlarını doğru tanıtıp, toplum içerisinde; kendilerini liyakatli, namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve dürüst konumlandırışları gerektiğinin mutlak üstünlük ve liyakatin bilincini bilimsel verilere dayalı olarak kavratmak, öğretilenleri-öğrenilenleri düşünce ve davranışlarında alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmektir. Herkesin her şeyi bilmesi amaçlı değil de, her ferdin topluma ve tüm yaratıkları yararlı ve hayırlı olacak kadar bilgilendirilişi ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak sahibi oluşu kadar öğretimi, öğrenimi ve eğitimini veriş daha uygundur. Örneğin cani karakterli kişiliklerin bazı mesleklerde olmaması ve bazı şeyleri mutlaka bilmemesi gerektiği çıkarsayışından hareketle her kese her bilgi ve fırsat verilmemelidir. Fırsat eşitliğinden çok liyakatli fırsat verilişi üzerinden duruluş önemlidir. Bu sonuç insanlığın kabullenişinde zorunlu ve acı bir gerçektir. Hatta medya haberleri ve bilgileri de bu mantığın süzgecinden geçirilerek ortak payda merceğinden verilişi önemlidir.

Eğitim:Fert ve Toplumda, istendik ( pozitif, negatif veya nötr) insancıl/Rahmani davranışların ve alışık tepkilerin ortaya çıkması ve benimsenmesi için yapılan her türlü faaliyettir. Diğer bir deyişle; canlı yaratıklara istendik düşünsel-bedensel insancıl/Rahmani davranışları kazandırmak için; yapılan iş ve verilen her türlü emektir. Daha genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
Fert ve topluma/lara; peygamber ahlakı normlarını kavratmak-güncelletmek için; gerçeği/leri zamanın da doğru mayalamak veya mayalatmak için, yapılan her şeydir.
Veya İnsana;hayatında yapısı (fıtratı) oranında uygulayabileceği kadar; hakikatin ve peygamber ahlakının mayasını zamanında-yeterince doğru çalmaktır. (Demirkuş 2006)
Bazen eğitimle mutlak gerekli hedeflere ulaşmak için;toplumun değişime müsait olmadığı ya da fıtratının zorlandığı konular da diyet-özel bağışıklık sistemini geliştirmek çok önemlidir. Yani bir konuyu gerekliliğini anlamak için topluca geçici günaha davetin komikliği-gerekliliği. (Demirkuş 2007) .


Öğretim:Öğretmek kavramından kaynaklandığı için, hedefe aktarılmak istenen bilgiyi kusursuz öğretmektir.
Öğretim:Doğada ve ötesinde var olan bilgileri (yaratıklar, olaylar, olgular, sistemler, kanunlar, kavramlar v.b) anlaşılabilir hale getirmek amacıyla çeşitli yöntem, araç-gereç ve teknikler kullanılarak  fert ve topluma planlı ve programlı bilgi aktarma sürecidir .

Öğrenme:Amaçlı veya amaçsız edinilen bilgilerin canlı yaratıklarda; kalıcı ve hayatta bilinçli uygulanabilir hale gelmesidir. Alışık tepki/refleks (otomatikleşir) haline gelirse adı "Eğitim", peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı uygulanış alışık tepki/refleksli olursa adı "Eğitimin Hedefi" olur.
İnsan; kullanmadığı ve kullanamadığı bilgisinin hamalı, yanlış kullandığının;ya cahili ya da hainidir veya insan genellikle sahip olduğu bilginin; ya bilmezi, ya cahili, ya alimi, ya sakatı ya da hamalıdır!! (Demirkuş 2006).
Öğrenme:Öğrenilen ve öğretilen bilgilerin, bedensel, zihinse, düşünsel… Vb eylemler olarak hayata güncellenişi ve uygulanabilir hale gelmesi demektir.

Pekiştireç I ;
1-Öğretim; DNA zincirinin birinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
2-Öğrenim; DNA zincirinin birinci ipliğini tamamlayıcı uygun ikinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
-Birbirini tamamlayan bu iki ipliksi zincirin fermuarlarının karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; tamamlanan iki zincirin uygun koşullarda kendilerini klonlamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla yaratığın vahşi/doğal olan eğitimi tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocuklar da (öğrencide/öğrenicide) bu biyolojik DNA zincir fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.

Pekiştireç II;
1-Öğretim; pantolon fermuar zincirinin dişli birinci kanadının/parçasının üretimidir,
2-Öğrenim; pantolon fermuar zincirinin dişli tamamlayıcı ikinci ya da diğer kanadının/parçasının üretimidir,
-Birbirini tamamlayan bu iki parça fermuar zinciri dişlerinin karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; öğrencinin/öğrenicinin fermuarı açıp kapamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocukların (öğrencinin/öğrenicinin); pantolon fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlar için kullanışın ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.

Dünyada Yürürlükteki Eğitim Sisteminin/lerinin Durumu Konumu ve Liyakati; Var olan eğitim sisteminde İslam'iyetin geçerli ve gerçek; inançsal, kültürel, kavimsel… Vb hemen hiçbir değer yargısı dikkate alınmadan ya da sadece Bâtının deneyimlere dayalı doğal değer yargılarına, dünyevi yönetimsel ve bilimsel değer yargılarına dayalı eğitim sistemleridir. Bu eğitim sisteminde; insanların tüm düşünsel, zihinsel, nesnel, sanal, dijital, kültürel, inançsal … Vb istendik, gerçek değer yargıları ve doğa, doğa ötesine ait bildikleri bilimim Doğal değer yargılarına kodlayarak, zipleyerek ve asimile ettirilerek insanlığı yaşamsal olarak nesnel doğanın ve düşünsel olarak bilimin kefeni içerisine asimile ettirmektedir. Diğer bir deyişle insanlığın bilimi ve doğayı aşan düşünsel ve zihinsel değer yargılarını bilimin, demokrasinin, doğanın ölümlü ve sonlu kefeni içine kodlayarak, zipleyerek, özümseyerek ve körelterek insanlığı zihnen nesnel ve bilimsel doğanın hapishanesi içine sıkıştırmaktadır. 19. ve 20. YY Eğitim sisteminde her bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak otistikleştirilmiştir. Adeta bilimin her parçasına bir bilim insanının her şeyi otistik ve özel bir parça olarak kodlanarak yerleştirilip ya da yetiştirilip ölümlü bilimin bedenine kişilik kazandırılarak bilim ilahlaştırılmaya çalışılmaktadır. Doğrusu bilim ve tüm kâinatlar gelişmiş insanın kalbini aşamaz. Bilim her insanın bir parçası olacağına her bir bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak bilimin bedenine malzeme oluyor. Çözümü de kapitalistler ekonomik sorunlar hallolunca yani insanlığı zenginleştirip besili hayvan gibi besleyerek insanlık sorunlarının halledeceğine bizleri inandırmıştır. Hâlbuki deneyimler göstermiştir ki; ekonomik koşulları çok iyi olduğu halde, aşırı beslenişten kudurup zihinsel doyumsuzluktan bunalıma giren zenginlerin yanında zihnen ve düşünsel olarak rahat, hür olmayan insanlar bu zihinsel- düşünsel sıkışıklıktan, sıkıntıdan sokaklara hürriyet diye dökülüp sorunlar yaratmaktadırlar. Bu nedenledir ki var olan eğitim sisteminin tüm değer yargılarının bilimsel kefeni; dünyevi doğal dinler ve vaadi dolmuş ya da Allah (C.C) tarafında icabet görmeyen semavi dinlerin kefeni ile birebir örtüşmektedir. Ancak tüm doğayı, yaratıkların geleceğini ve geçmişini kuşatarak haşır olacağı son durumu bildiren İslam'iyete aynı ceketi giydirmek insafsızlık belki de insanlık için bedbahtlık olur. Çünkü tüm ölümlü, sonlu yaratıkları ve her şeyi kuşatan İslam, ezeliyet ve ebediyetten gelen hayatın geçici dünyeviliğini, her şeyini kuşatmış ve yine ebediyete yaratıkların nasıl göç edeceğini bildirmiştir. Gün geçtikçe bilim bunu kanıtlamaktadır. Sonuç olarak; bilim ve doğa Müslüman'ların kalbi ve zihni içindeki yitiği olarak keşif edilip İslam'i değer yargılarıyla ilişkisel öğrenilmesi ve bilinmesine yönelik eğitim yapılması daha liyakatlidir. Zaten İslam'iyetin dışında hiçbir din bu kapsamların kefenlerini kuşatamamış ve/veya kuşatamaz Ya da bu alt yapı envanter ve dokümana başka hiçbir din ve bilim sahip değildir. Kısaca tüm yaratıkları, doğayı ve bilimin kefenlerini kuşatarak ilişkisel eğitim verilebilecek yegâne din İslam'dır. Gerçek Eğitim sisteminin amacı; dürüst yaşamanın alternatif tüm çürük ve doğal yaşantılara tercihinin ispatını göstermektir. İnsan gen havuzundaki Rahmani-İnsancıl genlerin hayvani ve şeytani genlere baskınlığını ve kontrolünü kesinleştiren eğitim, yönetim ve yaşam sistemlerine gereksinim vardır. Zenginin fakire sadaka, bilenin bilmeyene bilgi, güçlünün güçsüze himaye, iman edenin imansıza dua ikram ediş borcu vardır.

Medya Nedir? Terbiye Nedir? Ahlak Nedir? Güzel Ahlak Nedir?Medya Nedir? Terbiye Nedir? Ahlak Nedir? Güzel Ahlak Nedir?

Medya Nedir ve Kimdir? Toplumsal İletişimde Medyanın Yeri ve Önemi; Aslında medya ortamında geliştirilen; gazete, haber, film… Vb her medyatik şey “Öğretim Teknolojiler Ve Materyal Geliştir/Geliştirme” dersiyle örtüşen üretimler olarak kabul edilebilir. Toplumsal İletişim açısından toplumun bütün duyularını temsil eden ve toplumu bilgilendiren kitle ve araçlarıdır. İçerden ve dışarıdan duyularla veya herhangi bir şekilde aldığı bilgileri; fert, toplum… Vb  beynine (beyinlerine), zihnine ve düşünsel havuzuna olduğu gibi yansıtan dürüst iletişim mekanizmasıdır. Örneğin, muhabirler, gazeteler, televizyon kanalları... Vb medya ile ilgili araç ve kişiliklerdir.
-Bir insan bedenini düşünün, sekiz (beş nesnel duyu + sezgi, his, düşünsel... Vb zihinsel duyular) duyu ile, hislerle, uykuda ve rüya ile, düşünerek  veya herhangi bir şekilde  aldığı bilgileri olduğundan farklı iletirse beyni yanıltır.
-Hemen her türlü; pisliği, bölücülüğü, edepsizliği ve liyakatsizliği özgür habercilik diye toplumun televizyon-gazete menüsüne servis eden liyakatsiz medya düşünün. Herkesin her şeyi bilmesi amaçlı değil de, her ferdin topluma ve tüm yaratıkları yararlı ve hayırlı olacak kadar bilgilendirilişi ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak sahibi oluşu kadar öğretimi, öğrenimi ve eğitimini veriş daha uygundur. Örneğin cani karakterli kişiliklerin bazı mesleklerde olmaması ve bazı şeyleri mutlaka bilmemesi gerektiği çıkarsayışından hareketle her kese her bilgi ve fırsat verilmemelidir. Fırsat eşitliğinden çok liyakatli fırsat verilişi üzerinden duruluş önemlidir. Bu sonuç insanlığın kabullenişinde zorunlu ve acı bir gerçektir. Hatta medya haberleri ve bilgileri de bu mantığın süzgecinden geçirilerek ortak payda merceğinden verilişi önemlidir.
-Alınan yanlış ve eksik bilgilere bağlı olarak yanlış karar ve sonuçlara varılır. 
-Toplumsal bazda medya camiasının görevinin adil ve dürüst olmasının değeri, bilimsel çalışmalardan daha önemli olduğu kendiliğinden idrak edilir.
-Toplumsal güvenceleri sağlanıp, belli peygamber ahlakı, paylaşım, özveri, adil ve cesaret seviyesi bilinci ve alışık tepki (refleks)lerine sahip kişiliklerden seçilmesine özen gösterilmelidir.
-Acil yayınlar dışında her medya yayınının mutlaka ehlince bilimsel makalelerden daha ciddi incelendikten sonra yayına koyulmalıdır(medya otokontrol).
-Giyim ve kuşamlarıyla veya hayat döngüleriyle  topluma örnek olma sorumluluğu ve bilincinde olmalılar. Resmi, başkalarını tahrik-kışkırtıcı, erotik, çekici, akli, düşündürücü, ilgi çekici, modern, klasik… Vb giyim, tepki, davranış… Vb ne zaman, nerede ve hangi koşullarda hayata uygulanışın gerekliliği mutlaka “Öğretim Öğrenim ve Eğitimde İnsan” konulu derste gerekçeleriyle verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Bundan sonrası kişi ve toplumun iradesi çerçevesindeki tercihi/tercihleri onun ve onların ölçüsünün kalitesini gösterir. Yargısından emin oluruz. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
-Otokontrolü aşarak yanlış, eksik, yanıltıcı ve taraflı.. Vb  yayın yapanlara (toplumsal-toplumsal münafıklık-çok yüzlülük suçundan) yargının hükümleri açık ve net belirlenmeli ve toplumsal yüz kızartıcı suç sayılmalıdır.
-Gerekirse oy hakkından ve medya mensubu olmaktan, İnsan Temsilcisi olmaktan  men edilip topluma uzun süre deklere edilmeli. Kurumlara giriş sınavlarına da, koşullarında, evlik cüzdanını…. Vb alanlar da kişinin özgün tercihine dayalı alanları belirleyerek ya da sınırlarını tanımlayarak gizli izlenmeye, dinlenmeye müsaadesi vermesi ve gizli çekilen bilgelere dayalı yargılanmayı kabul edip etmeyeceği olgun insan olarak sınırlarını devlete ve çalıştığı kuruma bildirmelidir. Bu tercihlerin kamuya açık olması oranı o kişinin hakkında puanlama olarak dikkate alınmalıdır.



-Terbiye; İnsanların; İslam ve Dini Ahlaki Kurallara iman ederek ya da ettirilerek istendik peygamberi davranışlarını kendilerinde geliştirişlerine terbiye denir. Ola ki Terbiye bir insanın, ferdin toplumun ya da kavmin: istenmedik; değer yargılarını, alışık tepkilerini, tiryakiliklerini, alışkanlıklarını, eksiklerini, irade zafiyetlerini… Vb tedavi ya da güçlendirmek için yaşam döngüsüne uyguladıkları disiplinler ve farzlarla ilgili her şeye terbiye denir. İnsan bedeninde ve zihninde peygamber ahlakı ve hasleti alışkanlık değerlerini  alışık tepki (refleks) olarak ortaya çıkarmak üzere; edepli-insani-İslam'i ölçüler çerçevesinde uygulanan peygamberi disiplinler ve yapılan her şeydir. Allah (C.C) terbiye ettiği alimler ve peygamberlerin ahlakı ve terbiyesi ölçü alındığında; toplum dikkatle analiz edildiği zaman ; insanların çoğu yanlış, eksik, doğal …Vb öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim zayiatı olduğunu fark edebilirsiniz.
Ör, İslam'iyet'te; günlük farzlar (namaz, abdest), yıllık farzlar; hac, zekât, 30 günlük oruçları dışında; Fıtratı oranın da (bünyenin kaldırabileceği kadar) haftalık, aylık ve 3 ayların sünnet oruçlarını tutmak... Vb.
İslam'iyetin dışındaki; keşişlerin, uzak doğu ve Hint fakirlerinin bedeni terbiye etmek için, riyazetle bedenlerine yaptıkları eza ve cefalar gayri insanidir.
       Gerekirse öğrencilerimize ve çocuklarımıza sıra dışı olayları; kontrollü aşı dozunda yaşatarak, drama yaptırmak. Aşılanmak istenen olay ve süreçleri; tiyatrolaştırarak, sinemalaştırarak önceden “zihinsel, bedensel, eylemsel, düşünsel aşı” maksatlı ve dozda !!! planlı hazırlanmışlıklara katarak çok amaçlı (maddi ve manevi) yararlı sosyal bağışıklık sistemleri ve alışık tepki (refleks)lerini geliştirmektir.
        Kısaca, piyasadaki, batıdan, dünyanın herhangi bir yerinden gelen; abur-cubur çöplük ahlakı toplumsal ve teknolojik ürünlerden, eksik veya yanlış terbiye eğitimi alan kişilerin zarar görmemesi için bu abur ve cubur çöplük ahlakı ürünlerin zayıflatılmışları veya öldürülmüşleri planlı hazırlanarak kişi fıtrat, yaşının kaldırabileceği ve etkili olabileceği dozda peygamber ahlakı değerlerle alternatifli ilişkilendirilerek verilmelidir.
- İslam'iyet'te Bedensel, Davranışsal ve Düşünsel Terbiye; Eğitim ve Manevi Arınışın Kısası; Canlılar âleminde; güçlüler ve başatlar; genellikle bedensel, davranışsal ve yaşam şekli olarak taklit edilerek başat olmanın doruğuna ulaşılır. İnsanlar peygamberin getirdiği farzları ve sünnetleri, davranışları samimiyet ve ihlasla; taklit edilerek, peygamberce yaşantının her şeyini inancı çerçevesinde olanakları ölçüsünde peygamberce konumlandırarak her nefesine uygulayarak, kodlayarak ve diri yaşam dönüsüne ilişkisel güncelleyerek başat ve verimli yaşarlar.
- Neden Abdestle ve Namazla 5 Vakit El, Ayak ve Başının Bakımı Ve Namaz Eylemiyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl)n Taklidini Yapılır? Bedenin nesnel ve düşünsel temizliğinin farkındalığını iradesine itaatlerini pekiştirerek kavramaya ve manevi olarak hayrının üzerine diri yaşam döngüsüyle ilişkisel güncelleyerek her geçen gün onların gerekliliği ve yeni hikmetlerini akıl etmeye çalışıp tefekkür etmektir (peygamberi ahlaklı olmaya uyum sağlamaktır). Bir bilgisayarın donanımını ve işletim sistemini güncellemesinin önemi ve değeri, bir insanın abdest ve namaz ibadetinin belki de sonsuzda biri kadarına örnek olabilir veya anlam ve önemini andırmaktır. Namaz ve abdest ibadeti bir yönü de geçmişten geleceğe o insanı aynı eylemi yapan, yapmış (peygamberler, melekler, insanlar... Vb yaratıklar) ve yapacak kişilerin feyizleriyle ilişkisel kılar ve yaşantısından hayır gördürür.
-zekâtın Bir Yönü de; Bilgisayarlar arasında ki internet, intranet ve extranetteki dosya paylaşımının önemi belki de ancak zekâtın paylaşım önemine sonsuzda bir örnek olabilir. zekâtın Bir Yönü de insanlarda paylaşım; duygusu, huzurunu, hazzını, keyfini, cömertliğini, maneviyatını… Vb geliştirir.
-Orucun Bir Yönü de; İnsanları açlık hissetmeden melekler gibi yemeden içmeden gün boyunca yaşamalarını ruhlarıyla tümleşik devam ettirme mucizesini yaşatır. Açlık hissettikleri zaman fakirlerin, yoksulların ve açlık çekenlerin hallerine doğru duygudaşlığı(empati/eşduyum duyuşu) yaşayarak öğrenir ve kavrar. İfrata ve oruç aKâbe'nde; insanda yaşama sevinci, yokluğa doğru empati/eşduyum duyuşu, şükredişi, sabırlı olmayı, çok yemenin afatı-zararını anlayışı… Vb geliştirir.
-Hacın Bir yönü de; İnsanlar da toplu bir arada yaşayarak maddi ve manevi duygularının peygamberlerinin yaşadığının duygusal paylaşımı hazzının farkındalığını ve ölümsüzlüğün gerçek oluşunu yaşayarak öğrenirler.
-Kelimeyi Şahadeti Zikir ve İhlasla Tasdikin Bir Yönü de; İnsanlarda bir kelimenin ve deyimin bazen ne kadar eşsiz önem taşıdığının farkındalığını kavratır. Allah (C.C) neden tenzih ediş ve zikrin gerekliliğini insana kavratır. Bir cümleyi samimiyetle zikir edişin insana ebedi istendik, emsalsiz hayatı kazandırdığının; eşsiz biricik ve yegâne örneğidir.
-Rahmani Zikrin Bir Yönü de; İnsanın atom altı parçacıklardan âlemler ve âlemler üstü yaratıklarla transa geçerek ve seremoni, çüş hazzını tadarak manevi arınış ve şükrü artırır. Tiryakiliği insani dünyada çalışma tembelliğine itebilir. Sonuç insanın istendik kurgusal arınışı, düşünceyi geliştirerek istenmeyen, kötü, zararlı ancak işlenmiş amellere, fikirlere ve enerjilere karşı kalpsal ve zihinsel bağışıklık sistemini geliştirir ve geleceğini istendik dualarıyla garantiler.
-Tefekkür ve Fikir Etmenin Bir Yönü de; İnsanın edindiği bilgilerle düşünsel, zihinsel ve kalpsal dünyasını; Rahmani ve peygamberi kurgulayarak yaratıkların ve özünün hayırlı ya da istendik geleceği ve geçmişi için amel işleyerek icrası ya da hayata uygulanışı için Allah (C.C) dileyişi geliştirir. Sonuç olarak insanda istendik kurgusal düşünceyi geliştirerek istenmeyen, kötü, zararlı ancak işlenmiş amellere, fikirlere ve enerjilere karşı kalpsal ve zihinsel bağışıklık sistemini geliştirir ve geleceğini istendik dualarıyla garantiler.
       İslam'iyet'te nefis terbiyesi adı altında büyüklerimizin (Hz.Gazali, Hz.Geylani, Hz. Hacı Bayram Veli ve Hacı Bektaşi Veli Hazretleri gibi) kendi nefislerine uyguladıklarını çocukların-gençlerin ve büyüklerin nefislerinin kaldırabileceği dozda öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde uygulamak olasıdır. Örneğin, fakirliği ve yokluğu doğru algılamak, doğru duygudaşlık duymak için oruç çok güzel bir örnektir. Bunu çocuklara-gençlere uygularken belli bir süre (gün-ay eğitilenin fıtratının kaldırabileceği kadar dozda) yoksullar ve fakir ailelerle yaşamayı zorunlu hale getirmektir.Örneğin, Allah (C.C) dinleri göndermeseydi yeryüzünde geçmişte (Budizm, Hinduizm, Astekler, Mayalar,1, 2, İnkalar, Dinleri… Vb) ve günümüzdeki vahşi; kutsiyet, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, örfler, doğal dinler, inanç, kültür değerlerinin ifrat ve tefrit terbiyelerin yaygın olması hudutları toplumsal tufanlara neden olurdu.
-Hayırlı-İstendik Mukadderat Çizgisini Dileyiş; Müslüman her işe, ana… Vb her şeye besmele ile başlamayı alışık tepki ya da alışkanlık haline getirmenin o şeyin sonuna kadar mukadderatını; şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb istenmedik hayırsız ya da kötü mukadderat çizgileri içinde biri değil de; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb mukadderat çizgilerden en hayırlısını dileğiyle/dilediğiyle örtüşünün ilişkisel bilincindedir.

Yaratık: Varlıklar ilim âleminde yaşamaya hak kazandıkları veya takdir edildikleri hayatı buldukları an yaratık (yaşayan varlık) olamaya hak kazanırlar. Değilse ilmin içinde varlık olarak hayat verilmeyi bekler. Özgün enerji hali veya doğa ve doğa ötesinde çeşitli enerji halleri şeklinde özgünlükleri ile temsil edilen kişiliklerdir. Yaratığın kişiliği, enerjinin ise halleri vardır.
Allah (C.C) ilminde yaratılacak, yaratılmış, yaratılan veya tüm diğer yaratıklar ilmen her şey varlık olarak vardır ve bulunur yani hayat verilmemiş varlık olarak her şey bulunur. Ancak bazı varlıkları zamanı gelince yaratık olarak takdir eder ve yaratık olarak hayat verir. Yaratılan ya da hayat verilen bu varlıklara yaratık denir. Özgün enerji hali/leri veya doğa ve hayvani-meleği doğa ötesinde çeşitli enerji halleri şeklinde özgünlükleri ile temsil edilen kişiliklerdir. Yaratığın hem enerji döngü hali/halleri hem de kişiliği, enerjinin ise halleri vardır. Allah (C.C) bazı yaratıkları ömürleri bitimin de ebedileştirilen (ölümsüzleştirirken) bazılarını eski ilim makamına gönderir ve yaratılmayı beklerler.


Gerçekler/Hakikatler Nedir? Kavram Yanılgısına Düşmemek İçin Gerçek ve Hakikatin Özgünlüklerini Bilmek Gerekir; Hakikat; Dünyevi, Uhrevi, İlahi ve İlimsel Olan Ezeli ve Ebedi Gerçeklerin Toplamıdır. Gerçek daha çok, Kişisel, dünyevi ve bilimsel değişmezler ve az değişenlerin toplamını ifade eder. Gerçekleri sadece madde kökenli kabul eden kişilikler (edenler) materyalistlerdir. Gerçekleri sadece ruh kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ruhbanlardır. Gerçekleri sadece doğa tabanlı kökenli kabul eden kişilikler (edenler) bilim insanlarıdır. Gerçekleri sadece ateş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Zerdüştlerdir. Gerçekleri sadece güneş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Yezidilerdir. Gerçekleri sadece hiçbir şey kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ateistlerdir… Vb çoğu doğa kökenli id, idol ve/veya putlardır. O zaman; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle gerçek düşünce sistemimizi hangi gerçeklere yapılandıracağız ya da oluşturacağız. Ebedi, Geçici, Dünyevi, Milli, Milliyetçi, Radikal, Doğal, Vahşi, Hayvani, Bilimsel, ... Vb Düşünsel/Düşünce Sistemleri Kitlelere ve İnsanlığa Kazandırış ve Yükleyişle İlgili Eğitimi Doğru Değerlendiriş Çok Önemlidir. Ola ki şu sorular sorulabilir; tüm yaratıklar, yaşadığımız kâinatlar ve her şey; Kim? ve/veya Nere Kökenlidir? Sorularının yanıtı gerçeklerin adresine bizi yaklaştırır. İslam'iyet'te ve Allah (C.C) gönderdiği tüm kitaplarda; her şey Allah (C.C) nurundan yaratılmış ve sonra her şey ona (Allah (C.C)'HUNA) döndürülecektir ve yönelecektir. Yani tüm yaratıkların gerçekleri göreceli (izafi) ve geçici gerçeklerdir. Ancak Allah (C.C) istedikleri ebedi gerçek olacaklardır ve hayat bulacaklardır. Gerçekler; dünyevi en az değişen veya değişmeyen; yaratık, olay, süreç, zaman, olgu ve kurallar bütünüdür. Bu nesnel kâinatta sınırlı gerçekler veya geçicilik vardır. Değişim miktarı ihmal edilebilecek kadar minimum düzeyde olan veya hiç değişmeyen yaratık, olay, süreç, zaman, olgu ve kurallar bütünüdür. Kısaca; en az değişen veya hiç değişmeyen kavramlara gerçek denir ve dünyevi her şey geçici gerçek ya da güdük gerçeklerdir.. Gerçek yalanın tersidir. Karşılığı yalan/yanlış/eksik olmayan çok şey; ya güdük veya kalıcı-ebedi gerçektir. Hayatta, izafi, değişmez, az değişen ve güdük gerçekler vardır. Örneğin, ölüm, karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur ve Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve bizim görsel algıladığımız nesnel evren ise kâinatın sadece % 5 ini oluşturur ve sonuç itibariyle değişmez geçici gerçektir. Olaki çoğu doğa kanunları az değişen geçici gerçeklerdir.
Yorum;İlimde Varlıklar âleminde yer küresi ve kâinattaki tüm yaratıkların potansiyel enerjisine ve özgünlüklerini özünde bulunduran ve her şeyin yapışık olduğu (Yer ve gök yapışıktı biz onların arasını açtık/Enbiya 21. Sure 30. Ayet/ Fusslet 41. Ayet 11. Ayet); ilk matematik nokta, ilk zerre, ilk sıfır, ilk küme, ilk mekân ın bulunduğu ilk koordinatlarda ve ilk boyutlarda belki de boyutsuzluklar da ya da sonsuz boyutlar da veya hepsinin ortak paydası boyutlar da (1032-39 derecede erimiş haldeki kâinatın her şeyini içeren nokta, kâinatsız ilk uzaysal mekana ve oluşan ilk kâinata /yaradılışın ilk saliseden kısa sürede ol emrine icabetine verdiği tepki anı ve oluşum hali) Karanlık enerji ( kâinatın mekân ını genişleten enerji) harekete geçti ve karanlık madde (yaratıkları kümelendirici bir arada tutan ve tutkal görevi gören enerji) tepki olarak otaya çıktı. 2 gücün (karanlık enerji ve karanlık maddenin) dengesi 5–6 milyar yıl dengede gitti (kâinatı; genişleten karanlık enerji ve kâinattaki yaratıkların kütlesini bir arada tutan karanlık madde enerjisi) ve akabinde genişletici enerji gücü (karanlık enerji) hâkimiyeti aldı ve kâinatı genişleyiş gücü bir arada tutuş gücünü aştı. kâinatı 6 (her gün yaklaşık bir milyar yıla intisap emektedir.) günde yaratık ve göğü Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet. Bu arada ebedi hız (zamanın sıfıra yaklaştığı hal) sonsuz hıza, sonsuz hızlarda ışık hızına… Vb gittikçe durma noktasına yaklaşan hızlarda hareket eden yaratıklar yaratıldı) .
            Bir anda var olan kâinatın en düşük hızlarıyla ışık hızına ondan sonsuz hızlara ve ebedi hızlara doğru yol alırken diğer taraftan -273 dereceden 1032-39 dereceye doğru ısınarak eriyerek küçüldüğünü düşünelim! Bu şu anlamı taşır; kâinat başlangıçtan bu güne dek unziplendiğinin (kodlanarak açıldığı ve genişlediği koşullarının) tam tersine, başa doğru yani gelişinin tam tersine uyumlu ziplenerek küçülüp erimeye başladığının kurgulayışıdır. O zaman yer ve gökler yaratılmadan sıfır yaşındayken; karanlık enerji ve karanlık madde tarafından zıt yönden çekilmeye başlandı ve 380 yıl bu zıt yönlü kuvvetlerin etkisi arasında bugünkü kâinatın bebeklik hali ortaya çıktı 380 yıl sonra kozmik patlamalar başladı. Bu günkü evren hala bu iki güç arasındaki yaklaşık % 5 lik evrendir. Karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur. Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve kütle çekiminden sorumlu madde olarak bilinir. Bizim algıladığımız Kâinat tüm kâinatın sadece %4'üdür. Yer Gök yapışıktı ikisinin arasın biz açtık (Ayet var). Göğü Yer Gök yapışıktı ikisinin arasını biz açtık/Enbiya 21. Sure 30. Ayet, Fussilet 41. Sure 11 Ayet. Göğü Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet. Her şey aslen Allah (C.C)’HU zerre nurundan kökenlenmiştir ya da yaratılmıştır. Yani tek kökenlidir. Evrimde tüm yaratıkların aslen tek kökenden kökenlendiğini savunur. Her ikisinde de canlıların hayatı suda başlar. Arşı suyun üstündeyken hanginizin daha güzel amel işlediğini denemek için Kâinatı yarattı. Canlıları sudan çift çift yaratmıştır Ayetleri vardır.
            Ola ki insan beyninin yaydığı düşünsel ve tefekkür enerjisi, bedensel termal enerji…vb enerjiler 1032-39 dereceden daha düşük derecelere  yaklaşsa bile eritmiş olmalıydı. Bu ısınışın insan beynine yansıyışı insanın beynini yağ kazanında haşlanmış gibi his etmiş olmalıydı!  O zaman insanın düşünsel enerjisi ve daha hızlı yayılan enerjileri bu yüksek ısılara (1032-39 derece) karşı koruyan ya da uzak tutan bir güç ve kalkan enerji ve mekân ı olması gerekir. İnsan düşüncesini, hafızasını, kalbini ve yaydığı hayat enerjiyi koruyan hafıza meleklerine ait hadis vardır. Hatta kâinatı ve yaydığı enerjiyi taşıyan İsrafil AS adlı meleğe ait hadis vardır.

-Belki de doğadaki her kanun sonlu ve geçici bir gerçektir, ama her gerçek bir kanun değildir.
-Bilim geçici, ilim ise ebedi gerçeğe örnektir.

-Belki de en az değişen veya hiç değişmeyen şeylere sonlu-geçici gerçek denir.
-Karşılığı yalan olmayan geçici şeyler sonlu gerçektir.Örneğin, güneş dün doğdu ve battı sonlu-sihirli-geçici. Ölüm sonlu gerçek. Bu gerçek bugün tarih oldu.
-Doğum ve ölüm sonlu-geçici gerçeğe örnektir.
-Gerçek ve Hakikat Kavramları; ebediyet, doğruluk, kalıcılık ve kesinlik kavramlarıyla örtüşür.
-Bilimsel olaraktan kâinattaki tüm yaratıklar ve enerji halleri ebedi gerçek halden ve boyuttan, geçici hallere ve boyutlara (geçici gerçeklere) indirilmiş tüm yaratıklar ve enerji halleri ilk orijinine dönecektir.
-Her şey, kâinat öncesi ebedi mutlak gerçeklerden günümüze inkişaf ettiği geçici gerçeklerdir.
-Maddenin de kâinat öncesi mutlak gerçeklerden kökenlendiği bir gerçektir.
-O zaman insan düşünce, yönetim ve eğitim sistemleri madde ötesi kökenli gerçekler üzerinden günümüze doğru gerçekçi inşa ederek geleceğe yönelmesi son derece önemidir.
-Zaten var olan nesnel kâinat üzerine bilincimizi inşa etmemiz geçici ve ölümlü bilim üzerine inşa edilen düşünce sistemi doğa ötesi anti madde ve orijinimizdeki gerçeklere doğru empati/eşduyum duymamıza önemli bir engel ve insani düşüncenin fıtratına terstir.

-Tam tersi orijinden günümüze düşünce sistemimizi inşa etmek daha gerçekçi ve geleceğe yönelmesi verimlidir. Önermelerinin bu asır ki eğitim, yönetim ve insan düşünce sistemlerini inşa edilişinin bilimsel yetersizlikleri açısından eleştiriniz.
-Doğa ve bilim; doğa öncesi ilim ve hakikatlerin geçici meyvesi olup, geldiği yere döneceğinden emin olun.
-O zaman eğitim ve düşünce sistemimizi nesnellikten daha somut ve gerçek olan doğa öncesi gerçeklere dayalı ve temelli inşa etmeliyiz.
-Ebediyetten, gerçekten, haktan (Allah (C.C)'HUNDAN) geçici kâinattaki hayata geldik çok şey tekrar Allah (C.C) dönecektir.


Süreç ve Olgu ; Bir eylemin veya eylemlerin, kısaca herhangi bir şeyin zamana bağlı olarak başlangıçtan sona (geleceğe) doğru, giderken bu zaman dilimi içerisinde ki ilişkili olduğu bütün olaylar (zaman dilimi + eylem ya da eylemler) ve denklemlerin tümüne süreç denir.Ör,İnsan yeryüzünden uzaya,çimlenme-doğum-yayılma sürecine girmiştir.
Olgu:süreç+mekân , Ör. Güneşin Batıda Batması bir olgudur.

BİLİM NEDİR? Doğadaki pozitif öncelikli (nesnel) bilgilere dayalı tüm bilim dallarındaki toplam bilgi ve uygulamaları içeren en kapsamlı kavramlardan biridir. Bilim, daha çok nesnel verilere dayalı olarak gelişip ilime doğru emekler. Bilim hayatın başlamasıyla insanın ve bazı yaratıkların çevresindeki, iç dünyasındaki… Vb edindiği bilgiler bütününe verilen addır. Büyük Kıyametle ölüme mahkûmdur. Daha çok öğretim teknoloji, deney ve deneyim kavramlarıyla ilişkilidir. Bilim yaratıkları, olguları, olayları ve süreçleri tanımak için bir araçtır. Bilim ilimin metriksindedir. Geçmişteki, günümüzdeki ve gelecekteki tüm bilim çatısının çözmecesini (pazılını) ilim içerisinde ya da şemsiyesinde değerlendirirsek bu çözmecenin alt birimleri/parçaları ya da veri tabanı bilgi birimlerdir. Geçmişten geleceğe bu çözmecenin alt birimleri; değişmez, değişen, değişken ve diğerleri şeklinde gruplandırılarak ya da disipline edilerek “Bilimin Evrimi” dersi çerçevesinde incelenebilir. Bilimin Tarihi ya da Bilimin Evrimi olur ilmin tarihi ya da evrimi olmaz!! Bilim ölümlü olduğu için bilimde mutlak gerçek yoktur, ilim ölümsüz olduğu için ilimde mutlak gerçekler vardır. Bilim, ilimin yaratıklarda yeşeren ölümlü-sonlu bilgi örüntüsü boyutudur. Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim ve İlim Alimi, Bilim Bilgini, Bilirkişi, Bilen Zat kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir. Bilgi ise, bilimin veri tabanıdır. Bilim ölüm ötesine henüz genç ve kördür. Yaratıkların ölümünden sonra ömürleri boyunca yaydıkları enerji ve hayat döngülerin akıbeti ve sonraki geleceği için hiçbir şey söyleyemez. İlim tüm sonuçları bildirmiştir.


Bilgi Nedir? Bilim Nedir? İlim Nedir? Varlık Nedir? Yaratık Nedir? Sonsuz Nedir? Ebediyet Nedir?

Bilgi Nedir? Genel anlamda bilgi; Her şeyin; resim, şekil, talimat, görüntü, davranış, eylem, sembol... Vb olarak zihnimizde, genlerimizde, düşüncemizde, medya ortamlarında ... Vb ortamlarda kodlanmış verilerdir. Varlıklar ve Yaratıklarla İlgili; ses, resim, görüntü, yazı, cümle, kavram, isim, kavramisim, eylem, sembol... Vb kodlanmış her şeye bilgi denir. Nerde Varlık ve Yaratık varsa orda mutlaka bilgi var demektir. Bilgi ve enerjinin olmadığı bir ortam düşünülemez. Doğadaki sübjektif-objektif yaratık(nesnel), olay, süreç ve olgularla ilgili genellikle duyularımızla  zihnimize özümsenen, alınan, giren ya da genlerimizde var olan(fitrati-yapısal bilgi) veya  zihinsel operasyonla  ürettiğimiz  ürünlerin  zihnimizde bıraktığı; dinamik anlamlı  imaj, görüntü, ses, kavramsal ve ilişkisel...Vb bilgi birimleri ya da kalıntılarıdır. Bilinçli veya bilinçsiz edindiğimiz bilgileri zihnimize-belleğimize yerleştirip, gerekirse bu bilgileri kullanarak yeni bilgiler üretiriz. Kısaca bilgi; duyuşsal olarak maksatlı ya da maksatsız edinilen ya da zihinsel olarak üretilen; bilinçli ve bilinçsiz beynimize ve zihnimizde kodladığımız; anlamlı  imaj, görüntü, kavram, ilişkisel ...Vb bilgi birimleri ya da veri halleridir.
Bilgi, bilimin havuzu içinde yer alır. İşlenmesi ve hayata uygulanması için bilim gereklidir.
Bir bakıma bilgilerimiz sahip olduğumuz bilimin veri tabanlarını teşkil ederler.
Dağarcığımızdaki bilgilerimizi yazılı dil ve lisanla ifade ederken; kavram, isim, kavramisim, resim, üç boyutlu cisim, davranış, ima … Vb şekilde ifade ederiz.
Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim-İlim bilirkişisi, alimi kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir.

Bilgi; Zihinlerde, organlarda, medya ortamında ve doğada; kavram, resim, şekil, imaj, ses, görüntü … Vb şeklinde kodlanmış insan zihninde üretilen ya da doğal ve sanal kaynaklı yaratık, olay olgu, süreç… Vb şeylerin karşılığı olan enerji halleridir. Genel anlamda bilgi; Her şeyin; resim, şekil, talimat, görüntü, davranış, eylem, sembol... Vb olarak zihnimizde, genlerimizde, düşüncemizde, medya ortamlarında ... Vb ortamlarda kodlanmış verilerdir. Varlıklar ve Yaratıklarla İlgili; ses, resim, görüntü, yazı, cümle, kavram, isim, kavramisim, eylem, sembol... Vb kodlanmış her şeye bilgi denir. Nerde Varlık ve Yaratık varsa orda mutlaka bilgi var demektir. Bilgi ve enerjinin olmadığı bir ortam düşünülemez. Doğadaki, sübjektif-objektif(nesnel) canlı-diri yaratıklar dünyaya geldiklerinde genlerinde yapısal olarak kısmen var olan buna ilaveten, süreç, olay olgular... Vb şekil de zihinsel asimile(özümsenen) olunan veya rüya ile, trans ile, düşünerek, zihinsel operasyonla üretilen ürünlerin zihinsel(düşünsel kayıt), beyinsel(organik kayıt) havuzda diğer bilinenlerle ilişkisel kayıt edilen; ses, görüntü, imaj, sembolik kod, eylem, ... Vb dinamik kalıntılardır. Bilgi zeki yaratıkların çevreye uyum ya da yaşamak amacıyla bazen canlıların genlerindeki yapısal değişiklikler sonucu genetik yapılarına ya da sistemlerine kayıt edilir. Ör, Yerküresi bedenine insanların liyakatsiz etkisine, yer küresi yeni koşullara uyum için; kendisini ve iklimsel rejimini yeniden düzenleyerek depremler, aşırı yağışlar ve küresel ısınma ile tepkisel uyum gösterdi. Örneğin. bakterilerin antibiyotiklere karşı genetik direnç geliştirişi. Canlı, cansız ya da yarı canlı yaratık sistemleri; değişen çevre koşullarına ya da çevreye uyuma zorlandığında sistemin ilk yapısında değişiklik yaparak yeni kombinezon bilgileri içeren ya da sahip sistem olur. Ör. bir ekosistemin küresel ısınma sonucu oluşan yeni çevresel koşullara yapısal değişimle tepki göstermesi.
İnsan
ruhunda ise doğa ve hayvani-meleği doğa ötesindeki öğrenebileceği ya da gereksinim duyduğu hemen her şeyin ilim olarak meleği(kusursuz) yeterince karşılığı vardır. Ruh Allah (C.C) emaneti olduğu için hemen her şeyin özünü içeren ve sadece akıl işletim sistemi verilen yaratıklara üflenmiş olup bu yaratıkların hayvanlardan ve cansızlardan farklı olarak akıllı yaratıkların nefsini (Kendisini) ve Rabbini(Allah (C.C)'Yİ)tanımasına yardımcı olur. Ola ki ilkel, doğal, cahil ve doğal insansılarda (Âdem AS öncesi ve sonrası bazı cahil insanlarda) Ruh yoktur. Bu nedenle Allah (C.C)'Yİ ve kendilerini tanımazlar. Ola ki onun için cahillerde uzak durun diye ayet ve hadisler vardır.

Bilgi; bilimin (nesnel + sanal+düşünsel+dijital/hesabi insani bilim) ilimin (tüm bilinmeyen bilimler, nesnel + sanal + düşünse + ilahi ... bilim)... Vb beynimizdeki ve zihnimizdeki farkında olduğumuz ve olmadığımız bilgi birim alt birimleri ya da veri tabanı olan birim (görsel, işitsel, görsel+işitsel, hissel, duyuşsal... Vb) enerji hallerinin karşılığı gibidir. Bilginin karşılığı genellikle doğada, doğa ötesinde, düşünce dünyasında ve bilinmeyen âlemlerdedir. Bizim bahsettiğimiz bilginin yeri ve mekânı; zihinler, beyinler, bedenler, doğal yaratıklar, yapay yaratıklar, medya ortamları, sanal ortamlar (sanal zeki programlar), literatür, nesnel zeki ortamlarda (robotlar, bilgisayarlar); sembol, harf, kavram, ses, görüntü, resim… Vb şekilde kodlanmış bilgiden bahsedilir.
*Hayata doğru uyguladığımız bilgilerin âlimiyiz. Hayata yanlış uyguladığımız bilgilerin gafiliyiz. Hayatta bilmediğimiz bilgilerin cahiliyiz. Hayatta bilip uygulamadığımız bilgilerin hamalıyız. Hayata kasti yanlış uyguladığımız bilgilerin hainiyiz.. Demirkuş 2019
*Çocuklarımızı ve öğrencilerimizi; zamanında gerçek bilgilerle donatmazsak, onun yerine çocuklarımızın zihinleri abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz... Vb bilgiler doluşur. 8
*Toplumsal olarak geri kalmanın bir sebebi de budur.
*Öğrencilerimizi sıfırdan, üniversiteyi bitirinceye kadar sadece fen ve toplumsal bilimlerle ilgili bilgilerle donatmak yeterli değildir. Peygamber Ahlakı yönünde eğitici bilgi ve uygulamalardan (eğitimden) yoksun bırakmak geleceğimiz için büyük bir risk ifade eder.

Bilginin Temel Kaynakları; Bilgi Kaynaklarını Sınıflandırın;
Hangi Kaynaklardan Bilgi Edinilir?

1-Çevresel Kaynaklı Bilgiler; Çevremizden maksatlı ve maksatsız edindiğimiz bilgiler. Doğal çevre ve öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle edinilen bilgiler.
2-Düşünsel Kaynaklı Bilgiler; Uyanık halde iken düşünsel sentezle hayal ederek, kurgularak… Vb şekilde iç dünyasında bilgi üretip beyine ve zihnine kaydetmek.
3-Atasal Gen Kaynaklı Yapısal (Fıtrati) Bilgiler; Atasal olarak genlerimizde var olan ya da ceddimizden bize aktarılan yapısal (fıtrat) bilgiler.
4-Yaratık Kaynaklı Bilgiler; Cahili, Hayvani, Şeytani, İnsani... Vb yaratıklar tarafından diğer yaratıklara bahşedilen ya da kasti nüfuz edilen yaratıksal öğreti ve feyiz bilgileri.
5-İlahi Kaynaklı Bilgiler; Peygamberlere vah edilen vahi kaynaklı bilgiler. Ör. Allah (C.C) Gönderdiği kitaplar ve onlarla ilgili peygamberlerin hadisleri… Vb Hayır ve şer Allah (C.C)'HUNDANDİR. Bu nedenle tüm bilgiler özünde ilahi kaynaklıdır.
6-Rahmani Kaynaklı Bilgiler; Rahmani feyizle bahşedilen bilgiler. Allah (C.C) tarafından alimlerin, peygamberlerin kalbine verilen ledünni ilimler.
7-Rüya Kaynaklı Bilgiler; Gerçek hayatımıza tesir edecek ve unutulmayacak derecede önemli rüyalar.
8-Trans Kaynaklı Bilgiler; Herhangi bir şey hakkında bilgi edinmek için uyku ile uyanıklık halı arasında dikkatini; bayılmadan, dağıtmadan uyutmadan konuya yoğunlaşıp istihare ederek iç âlemlerden bilgi toplamak ya da edinmek.
9-Diğer kaynaklı bilgiler.

Bilimin İnsandaki En Önemli Meyvesi: Bilimin insandaki en önemli meyvesi; çevreye ve doğaya kısmen hâkimiyeti sağlayan fen, teknoloji ve iletişimdir. Ancak güzel ahlak olmadan bu meyveyle insanlık en aşağılık yaratık seviyesine ve postuna bürünür. İnsanın bilim aracını ve teknolojik araçlarla ürettiği; sanal, hesabi (dijital), düşünsel ve nesnel; teknoloji, bilgi, kültür... Vb. kullanarak benimsediği yaşama biçimi ve ürettikleriyle doğadaki çok şeyi öğrenip, kendi arzularına göre işleyip devşirmesidir. Bilimin Meyvesi Olan Teknoloji İle; İnsanlar eşyayı ve gayri insani yaratıkları köleleştirir ve iletişimi kolaylaştırışıdır. Bilim, teknoloji ve ekonomi ne kadar gelişirse gelişsin buna paralel olarak "İnsanlık İnsancıl (Rahmani) Ahlakla Taçlandırılmadıkça", insanlığın hayvandan daha aşağılık doğal bir konuma geleceğinden emin olabilirsiniz. Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim (hadis vardır).

İLİM NEDİR? Bilime ilave olarak; ahlakı, doğa ötesi ve tasavvufu içeren, tüm bilgi ve uygulamaların hayatla gerçek ilişki ve tanımlarıyla şekillenen en kapsamlı kavramdır. İlim daha çok eğitim kavramı ile ilgili olup, beşeri merkezli olarak bilime ulaşır. İlim; Allah (C.C) Âlim sıfatına tabi olup tüm yaratıkların ezeli, yaşayan ve ebedi aşamadığı ve hayat bulduğu ölüp ve diriltildiği tüm bilgilerin en kusursuz, verimli ve israfsız konumlandığı bilgi bütünlüğünü, ilişkiselliğini ve birlikteliğini içerir. İlim bilinen ve bilinmeyen tüm bilimleri de içerir. İlim hakikatleri ve ebedi gerçekleri içeren bir araçtır. Bilim ise ölümlü, sonlu ve geçici gerçekleri içeren bir araçtır.     Bilim ve ilim; tüm yaratıkları, olguları, olayları, süreçleri, ilişkileri ve enerji hallerini tanımak için bir araçtır, bilgi ise veri tabanıdır. Bilimi ve ilimi bilgilerimizle işletip, hayata uygularız.
İlim, bilime ilave olarak ahlaki - hayvani-meleği doğa ötesi ve  tasavvufu  içeren  en geniş bilgi havuzunu temsil eden kavramdır. Bilim; Tüm Bilim Dallarını Kapsayan-İçeren Geniş Kavramdır. Bilimin veri tabanı bilgi birimleridir. Biyoloji merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Biyoloji Bilim Dalı Ortaya Çıkar. Evrim merkezli bilgi veritabanı birimlerinin örüntüsünde Evrim Bilim Dalı Ortaya Çıkar ya da oluşur… Vb Tüm Bilim dallarına bu mantık genellenebilir. Zeki yaratıkların çevresine uyum, gelişim, çevresini ve kendilerini; konumlandırış, tanıyış ve kullanış aracıdır. Bilgi ise bilim ve ilimin veri tabanıdır. Bilim yaratıkların geçici enerji yaşam döngüsünde deneyim, öğretim, öğrenim ve eğitime dayalı ortaya çıkardıkları ilim versiyonu ürünüdür. İlim, ezeli, ebedi ve Baki olan Allah (C.C) Âlim Sıfatına tabiidir ve ölümsüzdür. Aslında bilimin kökeni de ilimdir. Sanki bilim doğa kökenli canlı ve yarı canlı yaratıklar tarafından eşyayı ve tüm yaratıkları tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel dikitlerini temsil eden bilgi tabanlı zekâ ve düşünsel işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. İlim ise ilahi/peygamberi kökenli olup, eşyayı, tüm yaratıkları ve kendini tanıyış, kullanış, amaçlı konumlanış... Vb düşünsel sarkıtları temsil eden bilgi tabanlı düşünsel Akıl işletim sistemi önceliği ile çalışan bir araçtır. Yaratıkların genetik, fıtratı, deneyimleri ve ilahi/peygamberi kökenli ölümlü ve geçici hayata uygulanan ilim versiyonuna bilim deniyor. Bilim ve ilim mürşit olamaz ancak araçtırlar. Ör. Peygamberler; Peygamber Ahlakı Mürşididirler. Ünlü bilim uzmanları; sahalarının mürşididirler. İnsanlarda bilim ve doğa insanı değil Allah (C.C) insanıdırlar. Onun için ilim daha çok beşeri merkezli olarak, bilime ulaşır. Bilim-İlim İnsanı, Bilim-İlim Adamı, Bilim-İlim Kadını Kavramları bazı insanlar için yanlış ve liyakatsizdir. Bilim Uzmanı, Bilim Eksperi, Bilim-İlim Ustası, Bilim ve İlim Alimi, Bilim Bilgini, Bilirkişi, Bilen Zat kavramları bazı insanlar için daha liyakatlidir. Bilim; ilimin yaratıklardaki; irsi ve/veya sonradan öğrenilen ya da üretilen hayatla ilgili ölümlü-sonlu örüntüsü-örgüsü gibidir. Bilgi ise, bilimin veri tabanıdır. Bilim ölüm ötesine henüz genç ve kördür. Yaratıkların ölümünden sonra ömürleri boyunca yaydıkları enerji ve hayat döngülerin akıbeti ve sonraki geleceği için hiçbir şey söyleyemez. İlim tüm sonuçları bildirmiştir.


İlim; içinde, sonsuzluk, ebediyet ve tüm bilim döngüleri, bilinen-bilinecek-bilinmeyecek ve var olması gereken; tüm zamanları, olayları, süreçleri, olguları, eylemleri, bilgileri, yaratıkları… Vb her şeyi liyakatli, israfsız güçte ve konumda/larda... Vb bulunduran ve bilinen; hiçbir tercih ve  kader çizgisinin aşmadığı-aşamayacağı sahipsiz olmayan çoğu şeyin en büyük havuzudur. Yer/ler ve gök/ler yapışıktı biz onu/ları açtık (Ayet var)Başlangıçta yer ve gökler yapışıktı(ilmen yer ve göklerin çok yönlü yapışık olduğunu düşünün). Biz onları açtık sonra isteseniz de istemeseniz de bir araya gelin dedik/Enbiya 21. Suresi 30.Ayet Fussilet 41. Suresi 11. Ayet. Hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet.

İlmin İnsandaki En Önemli Meyvesi: İlmin yaratıklardaki en önemli meyvesi güzel ahlaktır. Gerçek Güzel Allah (C.C)’N Nur (C.C) Cemalidir. Güzel ahlakta Allah (C.C)’NA aittir. Bu ahlakın insandaki en iyi tecellisi peygamber ahlakıdır. Ben Güzel ahlakı tamamlamak üzere geldim. Hadis Vardır. Ruhuna, aklına, vicdanına ve ilahi imanına endeksli ilahi-aklı kuralları benimsediği yaşama biçimi ve ürettikleriyle, çevresi, zihni ve doğa ötesini/de yaşarken öğrendiklerini davranış ve eylemlerine; peygamber ahlakıyla işleyip, devşirmek ve yansıtmaktır.

İlim Ve Bilimim Meyvesinin Sonucu(Bir Arada Değerlendirişi); İlimin İnsandaki meyvesi Güzel Ahlak, Bilimin İnsandaki Meyvesi Fen ve Teknolojidir.Tüm Bilimler ve İlimler Allah CC’HUN Âlim CC’HU sıfatına tabi ve kaimdir. Allah CC’HUN İlim, Bilim ve İcraat döngülerinde israf, yanlış ve hata yoktur. Allah CC’HUN takdirlerinde hep marifet ve hakkıyla liyakat vardır. Fen ve Teknolojisiz yaşadığımız asırlarda haksız yere katledilen ve hastalıklarda ölen toplam İnsan oranı, teknolojiyle yok ettiğimiz insan oranıyla kıyaslanamayacak kadar düşüktür. O halde güzel ahlakın hâkim olmadığı insan toplumlarının “Teknolojisi ilerleyişiyle insanlığın gittikçe daha aşağılık yaratık oluşa doğru gidiş arasında doğru orantı olabileceğinden emin olabilirsiniz. Demirkuş 2013. Bilime, Teknolojiye, Fen Ağacına... Vb her şeye Güzel Ahlak Aşısı Yapılmadıkça, Teknoloji Geliştikçe İnsanı daha da ya da En Aşağılık Bir Yaratık Konumuna Sürükleyeceğinden Emin Olun. Tüm İnsanlarınEkonomik Sorunlarını Çözseniz de Bu Sefer Çok Varlıktan Ve Obeziteden Kuduran Bazıları Birbirini Yer. Çözüm; Eğitimle fıtratı değişmeyse müsait insanlarda evrensel dürüst olmayı, namuslu olmayı, vicdanlı, bilgili olmayı… Vb. insancıl ahlaki argümanlarını (kanıtlarını) refleks haline getirmek, inandırmak ve iman ettirmektir. Sonrada Yönetim sistemimizi bu eğitilmiş bilgili insanlara emanet etmektir. İlimi doğa ve doğa ötesine ait her şeyi anlama ve keşfetme aracıdır. Bilim ise doğadaki yaratık, olay, olgu, süreç… Vb.doğadaki her şeyi anlama ve öğrenme aracıdır. İlmi ezel ve ebedi olarak değişmez ve ölümsüzdür. Bilim ise sürekli değişir büyük kıyametle oradan kalkar(ölür).


Doğa Ötesi İlim; ilim havuzundaki doğa ötesi her şeyin ilmine denir. Madde ötesi ve anti (melek, cin... Vb) madde tabanlı sistem, araç ve birimlerle hayat bulmuş yaratıkları inceleyen ilime Doğa Ötesi İlim denir. Ör, tasavvuf, Hz Muhammed'in miraca çıkışı ilmi, akıl, zekâ, ruh, sanal nefisler… Vb inceleyen ilim doğa ötesidir.

İlim Havuzu İçinde Tüm Bilimlerin; Liyakatli Konumlandırılışı, İlişkilendirilişi Önemli ve Gerekli Bir Disiplindir.

Ola ki Matematik ve Bilim kavramlarının tanımları arasında kavram yanılgısı ve eksikliği vardır. Belki de Matematik Biliminin Ortak Paydasını, Diğer Bilim Dalları Payları İfade Eder. Paylar ve Paydanın Toplamı Birlikteliği Bilimi İfade eder. Paylar ve Paydanın Toplamı Birlikteliği Bilimi İfade eder. Sanki Matematik Bilimin Ortak Payda Ana Yüzü, Diğer Bilim Dalları Bilimim Özgün Payları ara Yüzü Gibidir. Aslında Matematik; Tüm Bilimin kümelerle, sembollerle, rakamlarla ve denklemlerle ifade edilişinin ana yüzüdür (Kümesel, sembolsel, rakamsal ve denklemsel). Yani Bilimin, denklemsel, sembolsel, kümesel, şekilsel ve rakamsal ifade edilişi şekline kısaca Matematik Bilimi denir. Ola ki Matematik bilimin bir alt bilim dalı değil de bilimin farklı ifade ediliş ara-ana yüzüdür. Bu mantıktan ve muhakemeden çıkarsayışla; Matematiğin dışındaki diğer bilim dalları toplamı ise kültürel alfabelerin sözel, yazımsal, eylemsel… Vb şekilde ifade edilen tüm alt bilim dallarının toplamını ifade eder ara yüzü konumda gözükmektedir. Buna bilimin kültürel ara yüzünü ifade şeklide denebilir. Ola ki Evrim ise gerek Kültürel Bilim ve gerekse matematiksel Bilim ara yüzleri içindeki kalıcı değişimlerin arasındaki gerçek bilimsel hayat hikâyelerinin ilişkisini tevhit eden Bilimin Değişim Ara Yüzünü İfade Eder. Yani Gerçek/Yarı Gerçek Bilimin Şimdilik Üç Ara Yüzü ya da Alt Kategorisi Vardır. 1- Kültürel Alfabetik Ara Yüzü (Sosyal, Kültür ve Doğa Bilimi). 2-Değişim Ara Yüzü (Evrim Bilimi). 3-Rakamsal-Kümesel Ara Yüzü (Matematik Bilimi)…Vb Örneğin ilerde Kuantum Bilimi, Düşünsel Bilim, Sanal Bilim Kategorileri de Gerçek/Yarı Gerçek Bilimin Bir Alt Disipline Kategorisi Kabul Edilebilir..

İlim havuzunda, tüm enerji halleri ve yaratıkların (düşünsel, dijital, sanal, nesnel, yarı sanal... Vb) yapısı ve gerçek ilişkilerin sembollerle, rakamlarla, denklemlerle ve kümelerle ifadesi belki de Matematiktir.

Matematik külli ilmin içindedir. Belki de her yaratığın, hayat döngüsünde, en azında bir konumunda mutlaka bir matematik konum ve hayat denklemi vardır.
Yaratıkların, olayların, süreçlerin... Vb yapısı ve aralarındaki ilişkilerin sembollerle, rakamlarla, denklemlerle ve kümelerle ifade eden bilime Matematik denir.
Matematik (Evrensel, Doğal, Düşünsel, Hesabi... Vb Matematik); ölümsüz olan ilimin ölümlü ve öğrenmek-kullanmak için yaratıkların bir aracı olan bilimdeki hayatın varlığı ve/veya bilimi yaşatan kalbi gibidir. Onsuz bilim yaşayamaz. Bilimi bir beden kabul edersek matematik onun kalbi, canı ve hayatıdır. Belki de ya da Ola ki Matematik yaratıksal her şeyin matematik sembollerle birimsel ve sayımsal ilişkilerlinin denklemsel ifadesidir. İstatistik genellikle uygulanabilir matematiğin ampirik (deneysel) bilgilerin ilişkisini ifade eden ve içeren bilim dalıdır.
İlim havuzunda; madde (elementlerden), anti madde tabanlı birimlerdeki özgün ve mantıklı matematiksel denklem kümelerine dayalı enerji hallerinde hayat bulmuş;sanal, nesnel ve yarı sanal kişiliklere yaratık denir.




BATINI KALP HAVUZU/YARATIK YAŞAM-HAYAT HAVUZU;İlk kalp atışından ölüme kadar,ışık hızından daha hızlı düşünen beyin ivmesiyle genişleyen ve içerisinde; akıl, ruh, nesnel-sanal nefislerimiz, zekâ, muhakeme, mantık, zihinsel beden havuzunu (hafıza havuzunu), nesnel beden havuzunu, düşünsel havuzu… Vb sanal-nesnel araçlarımızı içeren kapasitedeki bâtıni/düşünsel/sanal kalp aracımızdır.
-Bâtını Kalp Havuzu; İnsanın doğumundan ölümüne kadar ürettiği nesnel, düşünsel, yarı düşünsel… Vb tüm hayatın ve her şeyinin içinde yer aldığı kâinattan/lardan ve âlemlerden daha büyük düşünsel+zihinsel+bedensel...Vb hayat havuzudur. Kâinatın/ların büyüklüğü yanında nesnel bedenimizin büyüklüğü ihmal edilebilir küçüklüktedir. Kâinatların (nesnel, düşünsel, sanal, hesabi, değişik enerji hallerine ait kâinatlar… Vb kâinatların) büyüklüğünün toplamı ya da tüm yaratıklarının toplam büyüklüğü Bâtını kalp havuzunun büyüklüğü yanında ihmal edilebilir küçüklüktedir. Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım (Hadis var). Allah (C.C)’N Ezeli, Ebedi ve Baki Olan Hay CC’HU Hayat sıfatı yanında da, Bâtını Kalbin Büyüklüğü, geçici ve hiç ya da yok sayılabilecek kadar küçüktür. Nesnel Bedenimiz ve zihinsel havuzumuz kalbimizin nesnel ve düşünsel çekirdeği gibidir. Beynimizde zihinsel havuzumuzun nesnel bellek çekirdeği gibidir.
-Her kalp (Hayat havuzu) bir yolculuk istasyonun peronu gibidir. Yaşamsal döngüde, bu istasyondaki deneme amaçlı geçici; etkinlikler, olaylar, olgular, süreçler… Vb her şeydir. Zamanı- saati geldi mi her kes kendisine gönderilen bilet çeşidine itiraz edemeden dünyada yaşayarak ebediyete gönderdikleri (amelleri içine) göç eder. Yani dünyada bedensel, düşünsel ve işlediği diğer tüm hayat parçaları içine(yaptığı etkinlikler, düşündükleri, katıldığı olaylar, olgular, süreçler… Vb için yolcuğuna çıkar) geri dönmemek üzere göç eder.
-Zihinsel Havuz (Zihinsel Beden/Kapasitesi);Beyinsel olarak algıladığımız ve algılamadığımız ya da algılayamadığımız tüm bilgilerin depolandığı ve zihinsel araçların işletildiği havuzdur. Zihinsel havuz, Kalp havuzu içinde yer alır. Zihinsel havuzumuzun büyüklüğü ola ki yaratıkların ya da tüm kâinatların büyüklüğü civarındadır. Bu hafızayı ya da zihinsel havuzu hafıza meleklerinin koruduğuna ve taşıdığına dair hadis vardır. Zihinsel havuzumuzun birinci derecede nesnel çekirdeği beyin ikinci derecede diğer omur sistemimiz ve ola ki ileri derece de gelişmiş insanlarda (peygamberler, alimlerde… Vb) tüm bedendir. Beyinizin büyüklüğü zihinsel havuzumuzun büyüklüğü yanında ihmal edilebilir küçüklüktedir. Zihinsel havuzumuz sanki beynimize kodlanan bilgilerle birlikte farkında olamadan duyularımız, rüyalarımız, düşünsel dünyamız… Vb kaynaklarda alınan tüm bilgilerin yaşadığı boyuttaki nesnel, sanal, düşünsel… Vb her türlü çevreyi geçmişin, asrın ve geleceğin hayat havuzunda (Bâtıni kalp havuzunda) veri kayıt deposu olarak kullanarak kayıt etmektedir. Beyinde kodlananlar hatırlanırken ışıktan daha hızlı bir zamanda tetiklenerek çağrılır veya gerekirse bilinç geçici klonlanarak o boyutta (bilginin kayıt edildiği tarihi mekân , zaman, eylem boyutunda) düşünsel tecelli ederek/taklit ederek görevini tamamlar. Beyine kodlanmayan bilgiler ola ki genellikle rüya ile ya da içgüdüsel çevresel hatırlayıcı /hatırlatıcı, tetikleyici bilginin/bilgilerin kümesi eşgüdümünde hatırlanır. Ola ki;rüyalarımızın çoğu beynimize kodlanmayan ve zihinsel havuzumuzdaki/deposundaki bilinç dışı devasa bilgi yığını kuşatmasında gerçekleştiği için güncel yaşantımızla rüyalarımız arasında ilişki kurmakta sıkıntı çekilmektedir. Peygamberler ve gelişmiş insanların trans, rüya ve gerçek hayat döngülerindeki tüm yaratık, olay, olgu, süreç… Vb her şeyin ilişkisinde pek bir kopukluk olmaması beklenir.En azında peygamber efendimizin özellikle ayetlerle ilgili ve bazı büyük Ashabı kiramın hemen tüm rüyaları günlük yaşantılarından daha net, berrak ve bilinçli yaşadıkları kuvvetle olasıdır. Çünkü Allah (C.C) tarafından tamamen nefsi kontrol altına alınan ve eğitilen bu zatların duyuşsal ve zihinsel üretilen bilgilerinin tümü kontrollü içeri alınıp beyinsel ve kalpsal kayıt alışık tepki haline gelmiştir. Ben uyurum kalbim uyumaz (Hadis var). Ola ki;Hayvani insanların ve hayvanların beynin % 1?-10 dan az verimli çalıştığı için beyine kodlanan bilgi %1 den az olsa gerek bu tip yaratıkların zihnindeki bilinçsiz bilgi oranı %99 dan fazla olduğu için rüyaların hayatla ilişkisi %99 kopuktur. Peygamberlerde, Rahmani Alimlerde ve gelişmiş insanda durum tam tersinedir.
-Zihinsel beden(havuz), bâtıni/düşünsel/sanal kalp havuzunun sanal bir aracıdır ve tüm nesnel ve sanal kâinattan büyüktür. İnsan zihinsel havuzda sorunlarına-problemlerine çözümler üreterek, doğaya uyum sağlamakta güçlük çekmez.

-Gerçek eğitimle;zihinsel bedende; kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, inanç değerleri, süper ve özgün egolar(özgün istemler), gerçekler, doğa yasaları doğru konumlandırılmazsa sonuçta yanlış eksik ve sakat;mantık, düşünce, kavram… Vb yanılgısına sahip kişilikler toplumda ortaya çıkar. İnsanlar duyularıyla (sekiz duyusuyla) aldığı besinlerin bir kısmını nesnel ve zihinsel bedenine katar. Sindirilmeyen diğerleri beyinsel bellek dışındaki döngülerde yani zihinde (zihinsel depoda) yaşmaya devam eder. Bilerek ya da bilmeden;sekiz (beş nesnel duyu + sezgi, his, düşünsel... Vb zihinsel duyular) duyumuzla ve duygularımızla hazır aldığımız veya zihnimizde ürettiğimiz bilgilerle zihinsel bedenimiz beslenir; geçici beyin ön belleğine alınır ve beyinde biyolojik kayıt (nöral çimlenme, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri...Vb ) ve zihinde de zihinsel kayıt olarak alınır. Bu bilgiler daha sonra zihinsel sindirim mekanizmalarıyla (kısmen zihinsel yapılanma kuramı) diğer bilgilerle ilişkilendirilerek zihinsel havuzumuzun bedenine katılır. İlişkilenen bilgiler kalıcı bellekte diğerleriyle bağlantı yaparak/yapılarak ya da özgün olarak asimile olur. Sindirilemeyenler yeniden düzenleme ile; ya yeniden kabullenilir ya askıya alınır ya unutulur (beyinde kaydı olmayan ancak zihinde kaydı olan bilgiler olup yok olmaz/ beyinsel bellekten kopuk zihinsel kayıttır) ya da uykuda; rüya,sayıklama veya eylemle etkisi deşarj edilir. Alınan bu zihinsel besinlerle (bilgilerle) beslenen zihin bedenimiz; ışık hızından daha hızlı düşünen beyin ve zihinsel sanal araçlarımız bu hızla büyüyerek nesnel kâinatı aşarak kendinden daha büyük zihinsel bedenlerin düşünsel özgün kâinat ve âlemler sınırına ve frekanslarına ulaşır. Bu yol alışın rotası ve yönü; akli kurallara göre olursa gelişmiş insan zihin metrikslerine ulaşılır (Peygamber Ahlaklı). Aksine diğer olasılıkta olanlar (münafıklar, radikaller, Siyonistler, şovenistler, cahiller, kapitalistler, radikal ateistler... Vb) hilkat garibesi tercihleriyle hayvanların zihinsel-düşünsel metriksileriyle kenetlenerek primitif insan zihin tipi ortaya çıkar (Kuduz Ahlak). İstisnalar hariç bu insan tipinde zihin, bedenle uyur bedenle uyandığı için çocuk gibidirler ancak şeytani ve münafık alimler uyanıktırlar. Genellikle beyninin %0.1?-10'u çalışır . Evrensel insanların kısmen, gelişmiş insanların zihni kalp gibi hiç uyumaz ve uykuda bile beyinlerinin zihin ayağı diridir. Bu insanların;beyni, zihni ve kalbi tam kapasite ile çalışır.Doğal insanların zihinleri uyanık ya da uyurda olsa doğa ile kenetlenmiştir (vahşi-doğal Ahlakı).Normal insanların zihin ve bedensel uyanıklık ve beynini çalıştırma oranı bakımından melez ve hercai bir konum gösterir(Hercai Ahlak).Filmi izleyin.

-Beyin ve genlerimiz hücresel çimlenme(fiziksel kodlama), üretilen biyolojik organik öğrenim/öğrenme kodlarımız, kavramsal kodlarımız ve hatırlama belleğimiz(anlamsal kodlama) olan beynimiz adeta zihinsel havuzumuzun hemen öğrenilen bilgilerin (bilincinde olunan) tüm dinamik kodlanmış bilgi birimlerini taşıyan nesnel zihin çekirdeği gibi davranır. 1, 2, 3
-Kısaca biz zaten zihin havuzumuzun içinde olduğumuz için öğrenme esnasında sekiz (5+sezgisel, hissel, düşünsel duyularımız) duyumuzla alınan (zihne sindirilen/yenilen) bilgiler, düşünsel üretilen bilgiler… Vb bize ulaşan bilgiler sadece ilgili genlerimize kayıt, beyin hücrelerinin fiziksel dallanmalarıyla, özgün biyolojik öğrenim/öğrenme molekülü üretimi ile hatırlama belleğimize kodlanış yapılmaktadır.
-Deneyim ve uygulamalarımız göstermiştir ki etkili öğrenmede sekiz duyumuz ve yaşayarak öğretimin kalıcı olmasının nedeni sekiz duyuya ve fazlasına dayalı beyinde kodlamanın gerçekleşmenin mutlak karşılığı vardır. Zamanla bunlar ortaya konup çözüldükçe öğrenim/öğrenme ile ilgili bilgilerimiz bereketlenecektir.
-Zihinsel havuzumuz, isteğimiz dışında da sürekli içerdiği ortamı dinamik ve zinde ortamdaki her şeyi olduğu gibi diri olarak soğurup çok yönlü klonlayarak-kodlayarak tazelikle farklı enerji hallerinde kayıt eder. Muhtemelen bu kayıt büyük kıyamete kadar silinmez. Ola ki hiç silinmeyecektir!
-Genellikle sadece duyularımızla bilinçli algıladığımız (farkındalığında olduğumuz) ya da kayda değer olan bilgileri zihnimizle dinamik endeksli çalışan beynimize yani uzun süreli belleğimize; nesnel/fiziksel, organik, kavramsal ve algısal olarak kodlarız. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenim/öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir.
-Bir kısım bilgiyi de hayal ederek, trans halinde, düşünerek, uykuda ve rüyalarla zihin havuzumuzdan beynimize kodlayarak (nesnel/fiziksel kod, organik kod, kavramsal ve algısal kod… Vb) öğrenir ve bilgi havuzu kodumuzu zenginleştiririz.
-Bu gün beyinsel veya bedensel bilgilerimizin ya da beyinsel-bedensel bilgi sistemlerini programlarını dinamiklerini makineler aracılığı ile bilgisayara programlamak mümkündür.
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.
-Nesnel, düşünsel ve sanal kâinat sanki insan bilinç sistemlerinin ve zihinsel havuzun uzun vadeli nesnel, düşünsel ve sanal hard diski (bilgi depo diski) gibidir.
-Bu hard diske yüklenen bilgiler hatırlanırken veya çağrılırken bu devasa zihinsel havuzun (zihinsel bedenin) hemen tüm öğrenilen-bellenen bilgilerin beyinde kodlanmış (bellenmiş) dinamik bilgi birimleri ışık hızından daha hızlı bir şekil de duyularla hatırlanabilir-algılanabilir hele gelir.
-Nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar(doğal) insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer düşünsel ve sanal araçlarını içerir) bir parçasıdır.“Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” ve Zihinsel havuzu (Hafızayı) hafıza meleklerinin taşıdığına dair hadisler vardır.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalbindeki zihnin nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da düşünsel-sanal-nesnel zihinsel hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.
-İnsan bedenen kâinatın bir parçasıdır. İnsanın tüm boyutları kâinatın bir parçası değil kâinat insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçası kabul edilmesi belki daha mantıklıdır. Belki de insan nesnel olarak doğanın, doğada nesnel olarak insanın düşünsel-Bâtıni kalbinin bir parçasıdır veya insan bedenen nesnel ve sanal kâinatın(doğal) bir parçası, nesnel ve sanal kâinat ise insan kalbinin bir parçasıdır.1, 2, 3, 4, 5
- kâinatta bilinen, bilinmeyen boyutlar ve çok şey ya da tüm bu boyutlar veya her şey Allah (C.C) ilminin içindedir hiç bir şey onun ilminin dışında değildir. İlim içindeki ebedi boyutlar içinde yaratılmıştır.
-Allah (C.C) mahlûkattan(yaratıklarından) münezzehtir. Allah (C.C) insana şah damarından daha yakındır (Ayet var)
Hız Boyutu; Yaratığın;birim zamandaki eylemiyle;konum, mekân . boyut... Vb değiştirme-yönsel (mekân , zaman… Vb boyut değiştirmenin) ifade şeklidir. Var olan hız tanımı; birim zamanda alınan yol kâinatta her zaman ve koşulunda geçersizliği yakın zamanda kanıtlanabilirliği olasıdır. Hızla ilgili var olan formüllerin sonsuzlar ve sıfırlarla ifadesi bu konudaki hız tanımının yetersizliğine kanıt gösterilebilir. Hız çok sayıda boyutun tutkalı gibidir. Hız Tutkalı Sonsuzu Aşıp Ebedi Hıza Yaklaşırken, Zaman Sıfıra Yaklaşır ve İçinde Geçtiği Ya da İçerdiği Tüm Sonsuzların Kümeside Ölüm Sınırından Ebediyete Çimlenişe Başlar. Ebedi hızla sonsuz hız arasındaki çizgi ölümdür. Yani ebediyete Yaklaşır. Hız arttıkça içinde geçtiği ve etki alanındaki boyutlar kaynaşır/kaynaştırır. Kâinatlardaki (nesnel, anti nesnel, sanal, düşünsel… Vb) hızlanışın akıbeti ola ki bu olacaktır. Yani kütle çekim boyutlarının birleşimi, kaynaşımı, çeşitliliği ve çok miktarda enerji hallerinin hal değiştirip varlık âlemindeki orijinine dönüşü olacaktır. Işık hızından daha hızlı olan düşünsel boyut içindeki hızlanışın bağıntılarının sonuçları yani düşünsel hız bağıntı ve ilişkileri araştırılması çok zevkli konu olacaktır ya da konudur. Ola ki Kütlesizlik olamaz her yaratığın bir kütlesi vardır; bazı yaratıklar ölçülebilir kütle sahibi, bazıları anti kütle, bazıları göreceli denge kütlesine sahiptir. Ör. bazı uzay boşlukları mekanları, çekim alanı ola ki ışık … Vb kültleri bir birini devamı veya yakındır. Yani en azında hareketli kütle konumunda bahsedilmelidir. Kütlesiz yaratık düşünmek belki de saçmalıktalar.
Allah (C.C) ebediyet boyutlarında ki ilimi içinde zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları ilk yaradılış anında ebedi hızı yavaşlatarak farklı geçici hızlar yaratmıştır.
mekân Boyutu;Klasik mekân tanımı; en-boy-yükseklik-bileşke… Vb fazla boyutu içinde barındırış özelliğine sahip tanımlı alan olarak bilinir. İlk mekân; nesnel, anti nesnel… Vb kâinatların ilk yaradılışında yerler, göklerin, aradakilerin… Vb varlıklar âlemindeki kaynaşık ve yapışık boyuttan yaratık boyutlarına doğru değişimi için; kâinatların gittikçe hızlanış ve genişleme için uygulanan güçle ilk oluşan çekim güçlerinin ve kuvvetlerinin çekim alanı/alanları ilk mekân -mekanlardır. Belki de en küçük geçici mekân/İlk küme/küme sınırı-mekân -sıfırı/Ola ki ilk uzaydır. Ancak bu ilk uzay (ilk mekân ) saliseden sonsuz küçük bir anda ışık hızından daha hızlı sonsuz bir hızla Arşın altındaki suyu yutarak (İçin de İlk Kâinatın yaratıldığı Arşın altındaki ilk su deryası) Arşa ulaşacak şekil de hala genişlemektedir. Kâinat yaratılmadan önce Arş suyun üstündeydi. Arşın altındaki suyun içinde Kâinat yaratıldı. Ola ki Kâinatın içinde yer aldığı uzay mekân ı hala arşı suyunu yutarak sonsuz hızla genişlemektedir. Ola ki Kâinattaki su çeşitlerinden birisinin kökeni de arştan Kâinatın uzay mekân ına sızan-indirilen su olması gerekir. Bu ilk mekana doluşan; atom altı parçacık ve çeşitli enerji hallerinin alt birimleri de ilk yaratıklar ve ilk küme elemanlarıdırlar. Matematiksel ve yapısal olarak mekân bir yaratıktır. Ola ki ilk yaratıklar ilk mekânlardır. Bu gün bilinen en büyük mekân Kâinatın ilk yaratıldığı andaki en dış kısmının hala hızla genişlediği (kıyamete kadar genişleyecek/göğü hala göğü genişletmekteyiz/Zariyat 51. Sure 47. Ayet) mekandır ve en büyük nesnel mekân kâinatı kuşatan kozmik ağ kümesi mekân ıdır. Hidrojen atomu çekirdeğinin mekân ı; yörüngesi ve içindeki çekim alanı kabul edilebilir. mekân ın yaratıklardaki karşılığı aktivite gösterdiği, etkilendiği, etkilediği alanın dış sınırlarıyla tanımlanır. Kâinat Yaratılmadan Önce Arşın Altındaki Bahsedilen Suyun İçinde Yaratılan İlk Uzay ilk mekandır. Nesnel, anti nesnel… vb Kâinatların ilk yaradılışında yerler, göklerin, aradakilerin… vb varlıklar âlemindeki kaynaşık ve yapışık boyuttan ilk (Kâinatların ve her şeyin sonuz-ebedi güçle yapışık olduğu zerre ve matematiksel ilk zerre nokta yaratık) yaratık boyutlarına doğru değişimi için; Kâinatların gittikçe hızlanış ve genişleme için uygulanan güçle ilk oluşan çekim güçlerinin ve kuvvetlerinin çekim alanı/alanları ilk mekân -mekanlardır. Belki de en ilk ve en küçük mekânlardır. Bu ilk mekâna doluşan (suyu gökte indirdik diye ayet var); Arşın Suyu (Kâinatın içinde yaratıldığı Kâinat öncesi su), atom altı parçacık ve çeşitli enerji hallerinin alt birimleri de ilk yaratıklar ve ilk küme elemanlarıdırlar.
Allah (C.C) ilmi içindeki her şeyin birbirine bitişik ve yapışık var olduğu ebedi boyutlardaki varlıklar âleminden zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları yaratırken;ebedi hızı, ebedi mekân ı ve ebedi zamanı, ebedi eylemler... Vb yavaşlatarak kâinatlarda dengeli/dengeleyici ; zıt yön-konum-zaman-mekân … Vb geçici boyutları yaratmıştır.
-İlk Mekansal Küme Sınırını İfade Eden İlk Sıfır ( İlk küme/küme sınırı-mekân -sıfır/Ola ki ilk uzay)=00; tüm sonsuzlar, geçmiş, gelecek, yaratık, tefekkür (özel haller hariç) …Vb hiçbir olay, olgu, süreç, eylem, yaratıklar, zaman, sonsuzlar, hızlar… Vb hiçbir şeyi, İlk Mekansal Küme Sınırını Sıfırını (ilk mekân ı-ilk küme sınırını-ilk sıfır) ve İlk Zamanı aşamayacaktır. İstisna hariç hiçbir şey mekansız-kümesiz-sıfırsız ve zamansız düşünülemez. İstisna hariç her şey ilk mekân -ilk küme-sıfır ve ilk zaman içindedir. İstisna hariç her şey en az bir ve/veya birden çok mekân içindedir.
-Belki de çok az sayıdaki istisnalar ve özel haller hariç:
a-Her şey en azından yaşamsal olarak mutlaka bir mekân ın içinde matematiksel olarak bir küme sınırı içinde rakamsal olarak bir mekân sıfırı içindedir.
b-Düşünsel, nesnel, zihinsel, sanal, nesnel, eylemsel…vb tabanlı her şey ; yaşamsal döngülerde (yaşamsal matematikteki) ilk mekân ın içinde, matematiksel olarak ilk küme sınırı içinde matematiksel alfabe olarak ilk sıfırın içinde yer alır Ya da bunları aşamazlar.
Bu mantıktan çıkarsayıştan hareketle olabildiğince en azında doğadaki her şeyin; yaşamsal matematikteki (yaşamsal döngüdeki) karşılığı, kümesel matematikteki karşılığı ve matematiksel alfabedeki (rakam, sayı ya da matematiksel kavramdaki) karşılıkları liyakatli ve doğru konumlandırılırsa tüm matematik çeşitleri (nesnel, doğal, yapay, yarı doğal, nitel, nicel, eylemsel, ilişkisel...Vb "Doğal ve Evrensel Matematik" alt çeşitleri) arasındaki fermuarların ilişkisel dişleri doğru örtüşür.


Eylem Boyutu;Canlı, Cansız ve diğer tüm yaratıkların iradeleri denetiminde/kontrolünde veya iradeleri dışında ürettikleri tüm eylemlerin özgün ve genel boyutlarıdır. Büyük kıyamet sonrasında yaradılışla ebedi hıza ulaşıldığında tüm eylem boyutları birleşerek ebedi eylem boyutunda yer alacaklardır.
Düşünsel Boyut (Hafıza Boyutu);Kendilerine Akıl, ruh ve vicdan emanet edilen tercih sahibi yaratıkların düşünsel âleminde ürettiği sonsuz hızdaki (zikirullah için ebedi hızdaki?) tefekkür-düşünce ürünü düşünsel enerji-düşünsel eylem halleridir. Hafıza meleklerince ayakta tutulduğuna dair hadis vardır.
Batini Kalp Boyutu;Zahiri ve batini kâinattan daha büyük tüm yaratılmış ve hayat bulmuş yaratıkların aşamadığı ve içinde haşır olduğu en büyük kapasite ve havuzdur. Yere göğe sığmadın kulumun kalbine sığdım/Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Hz. Muhammed AS'IN Kalbine İndirilişiyle ilişkilendirişe çalışın (hadis var). Allah (C.C) insanda tecelli ettiği geçici mekandır.
Hz. Muhammed AS'IN Bâtıni kalbini temizleyip kuran ilmini ve peygamber ahlakını yükleyen Allah (C.C) ona oku emrini vermiş ve onu eğitmiştir. Takiben Hz. Muhammed AS kalbindekileri peygamber ahlakı hasletleri ve Hz. Kuran bilgilerinin tümünü hayatına uygulayarak, mantığına, bilincine ve davranışlarına mekanize ederek alışık tepki ve zamanla alışkanlık haline getirmiştir (gelmiştir).Peygamber ahlakı hasletlerini kazanmak ve yaşantısından hayır görmek için insanlara da Hz. Muhammed AS'IN davranış ve eylemleri örnek gösterilmiştir.
Zaman Boyutu;Zaman bir yaratıktır ve ebedi hayatın parçalanmış geçici boyutlu kâinatlarda genellikle!!! hıza bağlı olarak değişir. Sanki zaman ömrün ve geçici hayatın ölçüt boyutudur. Yaratık olmanın vasfı olan bir boyuttur. Zamanın varlığı tüm yaratıklara yapışık olarak yaşar. Yaratık ebedileşse bile zamanın girdabından kurtulamaz. Zaman diğer boyutlar gibi hıza bağlı olarak değişir ve yaratıklar açısından ebedi hızda yok edilemez ancak sıfıra yaklaşır. Zaman Boyutu; aklı, ruhu olan yaratıklar ve diğer bazı yaratıklar da uykuda ve uyanıkken farklı algılanabilen, hıza bağlı olarak uzayıp kısalabilen hatta ebedi hızla (Allah (C.C) izni ile) ölümsüzlüğe (ebediyete) kavuşabilen bir yaratıktır.
Allah (C.C) ebediyet boyutlarında ki ilimi içinde zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları ilk yaradılış anında ebedi hızı yavaşlatarak farklı geçici hızlar yaratmıştır. Bunun sonucunda ebediyetten geçici zaman parçaları, ebedi mekandan geçici mekanlar, ebedi eylemlerden geçici eylemler yaratmış ve bunlardan bu günkü var olan kâinatlar ve yaratıklar sistemini yaratmıştır. Sonra sistemin içinde değişen koşullara uyum sağlayan yaratıkların yaşamasına olanak sağlayacak şekilde türeme ile veya değişik şekilde yaradılış yasaları ve kurallarını; yaratıkların ve sistemlerin yaşam döngülerinde alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmiştir. Her zaman parçası bir boyut birimidir. Ebedi hıza ulaşılınca tüm boyutlar birleşerek ve genleşerek doyuma ulaşmış ebediyete ulaşır. Bâtıni kâinatın 1 zaman biriminin zahiri kâinatın 50 bin katıdır, Yerler ve Gökler yapışıktı onları biz açtık, Allah (C.C) her şeyi nurundan yarattı, Onun (Allah (C.C)) her şeye gücü yeter ve her şeye kadirdir. Allah yerlerin ve göklerin nurudur. Ayetler var.
Zaman Baki (Ezeli ve Ebedi… olan) Allah (C.C)'HUN yaratıklara geleceğe doğru ya da yönde verdiği geçici hayatın birimsel ifadesidir. Zaman yaratığın/ların geri dönüşümsüz hal değiştirişine kadarki çevreyi etkilediği ve ondan etkilendiği ve/veya ürettiği hayat ölçeği denebilir. Yaratıklar ebedi yaşantıya katılışla (ebedi hıza ulaşan yaşantı ve/veya hayatlarıyla) zamanı ölçülemeyecek derecede asgariye ya da minimuma indirgeyecektir. Kaç nefes almış ve vermişseniz, bu nefes ve kalp atışlarıyla kaç birim görüntü ve veya/ve ne kadar hayat çevrenize enjekte edip ve/veya enjekte almış ve üreterek yaymışsanız… toplamı geçici hayat sıfatınızı uzunluk ölçüsüdür. Ola ki; Kâinatın hızlandığı dış kabuğunda sonsuz hızdan ebedi hiza doğru bir hızda ortam mevcuttur. Bu ebedi hıza yaklaşan Kâinattaki nesnel, düşünsel, sanal..vb enerji halleri olaylar olgular zamanın erimesi nedeniyle sonsuz ve ebedi arası bir mekanda Kâinattaki tüm yaratıksal buharlaşan hayatsal enerji birikmektedir. Bu mantıktan hareketle tüm yaratıkların hayat sıfatlarının uzunlukların doğum-ölüm ya da ortaya çıkış ve geri dönüşümsüz hal değiştiriş arasındaki toplam hayat kümesi o yaratığın ömürsel uzunluğu ve/veya eylemsel yaşantı kümesidir.

ZİHİNSEL  YAPILANMA  KURAMI;Çocuklarımızı ve öğrencilerimizi zamanında liyakatli eğitimle gerçek bilgilerle donatmazsak; onun yerine abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz... Vb bilgiler doluşur ve geleceğimiz tehlike altına girer. Toplumsal olarak geri kalmanın bir sebebi de budur.Bizler çocuklarımızın; düşünsel, tefekkürsel, feyzi, miras-i…Vb geleceği onlarda bizim geçmişimizdir. Onları liyakatli, eğitmek farzdır. Onlar liyakatli eğitim sonrası istedikleri ve tercih ettikleri geleceklerini yaşarlar ve içinde yaşatırlar. Ölümden sonra, çocuklarımızın içine dönecek geleceğimiz olamaz (gerçek mekân ımız ahretimizdir) böyle bir düşünüş Belki de şeytani ve/veya cahilidir.
Gerçek eğitimle;zihinsel bedende ve kalpte ; kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, inanç değerleri, süper ve özgün egolar(özgün istemler), gerçekler, doğa yasaları doğru konumlandırılmazsa sonuçta yanlış eksik ve sakat;mantık, düşünce, kavram… Vb yanılgısına sahip kişilikler toplumda ortaya çıkar
    Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde de, olanaklarımız ölçüsünde:doğru kaynaktan/lardan, doğru bilgiyi-konuyu, doğru zamanda, doğru konumda-yerde, doğru yöntemle/lerle, doğru kişiye/ kişilere, öğrencinin güvenini kazanarak ve dersin önemini vurgulayarak; doğru pekiştirip ve hayatla doğru güncelleyerek sunmalıyız. Demirkuş, 2008
 Hassas;toplum, halk, devlet, kurum, kuruluş ve insanların beklenmedik olaylara karşı zihinsel olarak hazırlıklı olması için,  kendisini bu olaya/lara karşı hazırlaması gerekir veya hazırlanması gerekir (zihinsel aşı) aksi takdirde zihinsel kabullenmedeki zorluklar nedeniyle; kendilerinden verim almaları azalır veya zihinsel sorunlar ortaya çıkabilir.filmi izleyin,  filmi izleyin
İnsan dışarıdan herhangi bir bilgi almaksızın  mevcut bilgi ve zihinsel  yapısını kullanarak, orijinal  ve özgün bilgiler (doğada olmayan veya olan) üreterek kendisini ve çevresini etkileme özelliğine sahip bir yaratıktır.
    Mideye inen bir lokmanın sindirim sistemi kuralları ile bedene katılımı veya dışkı olma mantığı gibi; bedensel ve sanal duyularla zihne bilgiler;zihinsel yapılanma kuramına göre şekillenir. Yani diğer bilgi ve kavramlarla ilişkilenir. İlişkilenmeyenler uykuda-rüya da revize olur. Kısaca, öğrencilerimizin isteyerek, istemeyerek ve eğitimle duyularıyla zihnine giren bilgileri, zihnindeki diğer bilgilerle nasıl verimli ilişkilendirebiliriz.
    Zihnimize giren bilgilerin zihinsel dengemizi pozitif etkileyecek şekilde, zihinsel bağışıklık sistemimizi geliştirmeliyiz. Ör.sokakta-derste çıplak birini gördüğümüzde bunu zihnimizde nereye sığdıracağımızı, diğer bilgilerle nasıl ilişkilendireceğimizi bilemeyiz. Ör.Leopar adam: zihinsel işletim sistemi(ahlak sistemi-yapısal/fıtratı, inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları) leopar sanal dünyasıyla kenetlenmiş ve leopar olmak istiyor ve toplum içerisinde leopar dövmeli çıplak vücutla dolaşma özgürlük hakkını kullanmak istiyor.
Yani biz derste leopar beneklerini-dövmelerini yaptıran çıplak bir öğrenci gördüğümüz zaman onu eşleştirecek-eleştirecek alt yapıya-eşik bilgilere sahip değilsek haftalarca bir yere sığdıramayız. Böyle bir insanın davranışını diğer bilgilerimizle ilişkilendirmekte sıkıntı çekebiliriz. Ör.önemli-sevilen kişilerin ölümü, aşık olmak, yaşlanma, adet görme, menopoza girmek, ölüm, sevinç… Vb dengesizlik yapar.
 Öğrencinin bu bilgiyi sıkıntısız zihnine doğru yapılandırması-yerleştirmesi veya sığdırabilmesi için alt envanterleri, eşik bilgisi ve zihinsel bağışıklık mantık sistemlerinin; uyanık ve hazır olması gerekir. Bu amaçla gerekirse gerçek hayatta, sanal ortamda, drama, zihnimizde yapay sevda (aşk) ya da ölmeyi düşünmek, yaşamak, yaşlanmayı düşünmek ve önlem geliştirmek … Vb yöntemlerle ortamlar ve olaylar öğrencilere yaşatılmalıdır. Sokak ortasında leopar adamı, böcek yiyen adamı.. Vb yabancı kaynaklı: istenmedik ya da zararlı;davranış, eylem, üretim, tüketim...Vb kirliliğini tanımak ve pozitif zihinsel çözümler üretecek uygulamalar ve dersler açmak gerekir veya ah keşke benim olsaydı denilen bir şey ve beklenmedik ölümler dengesizlik yapar. Biz bunu/ları tolare edemezsek bunlar zihninizi uzun süre kendine tolare eder.
Zihinsel Bağışıklık sistemini sıhhatli bir şekilde uygulamaya koymalıyız. Bazen çocukların/öğrencilerimizin/öğrenicilerimizin maksatlı olarak aşılanacak kadar hata yapmasına müsaade etmeliyiz. Steril Zihinsel yapıyla çocuk/öğrenci yetiştirirsek ileriki hayatta karşılaşacağı büyük dozlar zihinsel dengesizlik etmenleri çocuğun dengesini bozar.Filmi izleyin.
Bu amaçla;öğrenciyle önce beyin fırtınası ve nadası soru ve etkinlikleri yapıyoruz.

Zihne Giren Bilgiler Nasıl Şekillenir? Zihinsel Yapılanış Kuramında;Bilginin Zihinsel Sindirimi (Kabullenişi) veya Ret Edilişin Aşamaları (Zihinsel Yapılanma Kuramının Ana Çizgileri Şunlardır);
Gerçek eğitimle;zihinsel bedende ve kalpte; kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, inanç değerleri, süper ve özgün egolar(özgün istemler), gerçekler, doğa yasaları doğru konumlandırılmazsa sonuçta yanlış eksik ve sakat;mantık, düşünce, kavram… Vb yanılgısına sahip kişilikler toplumda ortaya çıkar.
1Dışarıdan edinilen bilgi önceki bilgilerle çelişmiyorsa zihindeki düzende belli bir sınıfa giriyorsa belleğe mal edilir, buna öğreniş (öğrenme) süreci denir.
2Dışarıdan edinilen bilgi sınıflamaya girmiyorsa zihinde dengesizliğe yol açar. Böyle bir durumda zihin yeniden yapılanma ve ayarlanma sürecine girer, buna zihinsel yapılanış süreci denir. Ön bilgilerle zihinsel yapılanma bu problemi çözmeye çalışır (Biyolojik açıdan vücudun içerisine tanıdık veya yabancı bir maddenin girmesine benzer.Yabancı ise vücuttaki savunma ve bağışıklık sisteminin tepkisi uyanır). Örneğin, çok sevilen bir insanın ölümü. Bu tip durumlarda zihinde dengesizlik yapar. Zihin; bu dengesizliği tolere etmezse (kabullenmezse, bir yere yerleştirmezse veya diğer bilgilerle uyumlu-kabullenir hale getirmezse) zihinsel dengesizlik ve bunalımla neticelenebilir.. Daha da ileri giderse bunun faturasını çok ağır öder. İnsanlar yaşantıları boyuncu zaten istese de istemese de, her zaman yeni bilgiler edindiği için bilgi özümleme ve kendi kendini ayarlama süreci ile zihinde yeni yapılanma süreci sürer gider. Verimli bir toplum olmak için;eğitimde zihinsel bağışıklık sisteminin geliştirilmesine önem verilmelidir (Demirkuş 2004).
   Zihinsel Bağışıklık;Küçük, orta yaşta çocukların ve öğrencilerin doğal Çevreye (Nesnel ve zihinsel Yaşam dönüsü) ve Sanal Çevreye(İnternet sokakları ve her yerleri) karşı zihinsel bağışıklık sistemlerinin geliştirişine yönelik zihinsel aşı niteliğinde Öğretim, Öğrenim ve Eğitim verilişi önemlidir. Ortaya çıkan yeni kültür ve ahlak hastalıkları nedeniyle, en az nesnel beden kadar zihinsel bedeninde ve kalbinde bağışıklık sistemine gereksinimi vardır. Fert ve Toplumların, zihinsel alt yapı, eşik bilgi ve kapasite yönünde hazır olmadığı;olay, olgu, kültür, davranış, bilgi... Vb her şeye karşı ufak dozlarla kendisini aşılayıp hazırlaması ve çözümlerle önceden donatmasıdır. Ör, Özgünlüğümüzün zarar görmemesi için, Bâtının yaklaşan kültür normlarına karşı zihinsel bağışıklık eğitimine gereksinimimiz vardır. filmi izleyin, filmi izleyin
    Bu ilginç, istenmeyen veya kötü insani davranışlar, ufak dozlarda öğrencilere aşılanarak (yaşatılarak, filmlerle, dramalarla... Vb) gerekçesi; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi ve uygulanışı ve tam tersi şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenciye kusursuz kavratılır. Amaç öğrencilerin veya çocukların zihinsel bağışıklık sistemini güçlendirmek üzere, bu istenmeyen insan davranışlarını;etolojik (hayvani-vahşi) davranışlarla ilişkilendirip;doğal ve istenmeyen davranışların, zihindeki kıblesini ve uygulamaya etkisi, doğru davranışlara (peygamber ahlakı davranışlarına) tevhit etmeyi ve ilişkilendirmeyi alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeyi başarmaktır.
      Kısaca, piyasadaki, batıdan, dünyanın herhangi bir yerinden gelen; abur-cubur çöplük ahlakı toplumsal ve teknolojik ürünlerden, eksik veya yanlış terbiye eğitimi alan kişilerin zarar görmemesi için bu abur ve cubur çöplük ahlakı ürünlerin zayıflatılmışları veya öldürülmüşleri planlı hazırlanarak kişi fıtrat, yaşının kaldırabileceği ve etkili olabileceği dozda peygamber ahlakı değerlerle alternatifli ilişkilendirilerek verilmelidir.
      Eğitim amaçlı zihinsel aşı ders, toplantı, etkinlik, uygulamaları … Vb verilirken; ifrat, tefrit, zındıklık… Vb günaha, suça zihinsel alt yapıyı tahrip-tahrik edici… Vb liyakatsizlere kaçmadan; bereketli, verimli, normal, istendik...Vb sınırlar içinde hazırlanmalı ve heyetlerce-uzmanlarca yeminli kontrollerden sonra uygulamaya geçilmelidir. Ör.içki içilmeden de içkinin uygulamadaki (meyhane… Vb) bedensel, toplumsal ve kişisel zararlarının sonuçları;filmlerle, uygulamalardan çekilmiş acı-ders verici sonuçlar… Vb şeklinde liyakatli ders alıcı dozları tatbik/uygulayış alanlarında verilebilir.
     Zihinsel bağışıklık sistemi geliştirmek için mutlaka o günahın işlenmesi gerekmez. Örneğin gazino ve pavyonu hiç görmeyen bir kişinin oralara doğru empati/eşduyum duyma olasılığı çok zayıftır.Ancak bir filmle edepli ve terbiyeli kurallar çerçevesin de zihinsel aşı amacı ile bu kavramların; bu yerleri ziyaret etmek istemeyen kişilerin zihnindeki anlam ve işlevleri doğru konumlandırılabilir.
      
3-İnsan dışarıdan herhangi bir bilgi almaksızın mevcut bilgi ve zihinsel yapı ile kendi kendini zorlayarak sorular üreterek ve çözerek yeni bilgiler üretebilir.Hatta yeni yöntemler üretebilir. İşte özgün bilgi üretebilmek özgün yöntem bulmak gibi sentezcilik böyle bir olaydır.
Beyin bilgiyi asimle (özümser) eder 1,2,3.
Eğitimdeki amacımız; beyni bilgiyi özümsemeye haz duyacak şekilde eğitmek, düşünürken de bilgi üretmektir (meyve vermektir).Bazı beyinler oruç tutar, bazıları yer, içer düşünür ve üretir. İnsan beynine zamanında mantıklı şeyler yerleştirmezsek, yaşadıkları ortamda bu boşluk abur cubur, hurafe, vahşi, doğal, cahili, şeytani, iblisi, gereksiz, eksik, yanlış, liyakatsiz...Vb bilgilerle doluşur. Buna bağlı olaraktan gerçek bilgi üretemez ve toplumsal açıdan; verimsiz özgün kişilikler ortaya çıkar.


Edinilen Bilgilerin Zihinde Yapılanış Süreçleri;
1-Giren Bilgi Diğer Bilgilerle İlişkilendirilir (örtüşür)
İlişkilendiriş Süreci.
2-Giren Bilgi Kabullenilir (çakışır) (ilişkilendirilmeden,olduğu gibi kabullenilir)
Kabulleniş Süreci.
3-Giren Bilgi Kabullenilmez (Çelişir)(uzun sure çözümlenmese insanda zihinsel dengesizlik yapar)
Ret Ediş Süreci.
4-
Giren Bilgi Hatırda Tutulur (Askıya alma=Hatırda tutma)
Hatırda Tutuş Süreci.
5-Unutulur Unutuş Süreci.

Askıya Alma (Hatırda Tutuş) Süreci:Çevreden veya içten gelen bir durumla hemen hatırlama ile örtüşebilir.
1-Unutulur (hatırlanabilir);Bu bilgilerin zihindeki kalıntı kod, imaj, eylem... Vb gerçek bilgiyi çağrıştırmaya hazır bekler. Çağrıştırıcı algınınca gerçek bilgi hatırlanır.
2-Bilinmeyen, hatırlanamaz veya hatırlanmaz (zihinde kaydı var, bellekte-beyinde kaydı silinmiş ya yoktur veya hatırlatıcı molekülü arızalı veya çalışmıyor).)
3-Zihinle Uyum İçin Yeniden Yapılanıp Yerleşir
4-Uykuda, RüYa da veya Bilemediğimiz Durumlarda Revize olur.

Öğrenişin Tam ve Net Gerçekleşmemesinin Bazı Nedenleri (Yeterince Çalışıldığı Halde);
Yeterince Çalışıldığı Halde Tam Öğrenim Neden Gerçekleşmez?
Yeterince Çalışıldığı Halde Başarısız Oluşun Nedenleri?

 1-Zihinsel bağışıklık sistemi zayıftır.
 2-İlişkilendireceği alt yapı (eşik) bilgisine sahip olmamasındandır.
 3-Yeterince zeki olamaması
 4-Verilen bilginin, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına,süper egolarına, kimlik (id) ve putlarına (idollerine) ters olması
 5-Hasta olması
 6-Bilgiyi sunmada ve aktarmada kullanılan yöntemler dizini eksik veya yanlış(algıda değişmezlik prensibine aykırılık)
 7-Sunulan bilgi eksik veya yanlış
 8-Öğretilen bilgi öğrenenin fıtratı öğrenmeye müsait değil, fıtratına ters veya fıtrat(yapısı) farzlarına aykırı
 9-Öğrenme koşullarının uygun olmayışı
10-Diğer nedenler

 bâtıni/Düşünsel/Sanal Kalp; ilk kalp atışından ölüme kadar(kalbin durması),ışık hızından daha hızlı düşünen beyin ivmesiyle genişleyen ve içerisinde;Akıl, Ruh, zekâ, Mantık, Hafıza-Zihinsel Beden, Düşünce, Fikir, Nefis, Muhakeme, Özgünlük, Haset, Kibir, Gadap, Ucup, Kıskançlık, Sevgi, Merhamet, Kahhar…) insan sıfatları ve davranışları… Vb sanal-nesnel araçlarımızı(nesnel bedenimiz) içeren sanal kalp kapasitesidir veya bâtıni/düşünsel/sanal kalp havuzundur. İnsan zihinsel havuzda sorunlarına-problemlerine çözümler üreterek, doğaya uyum sağlamakta güçlük çekmez. “Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” hadis.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalp havuzunda/hayat havuzunda yer alan;biyolojik hatırlama kodları beyin çekirdeğinde/sinir yumağında bulunan zihinsel havuzun nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da sanal-nesnel zihinsel havuzun hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.

Öğrenci Sınavda Bazı Sorulara Neden Doğru Yanıt Veremez? Sınavda Sorulara Doğru Yanıt Vermemesinin Nedenleri?
Demirkuş 2009

 1-Dikkatsizlik,
 2-Yanlış Mantık ve Muhakeme Yürütmek ile İlişkilendirme
 3-Eksik İlişkilendirme
 4-Unutmak
 5-Bilgi Eksikliği,
 6-İşlem Hatası,
 7-Acelecilik,
 8-Zamana Sıkışma,
 9-Yorgunluk
10-Hastalık
11-Eksik, Karışık Ya da Yanlış Anımsayış veya Kavram Yanılgısı İçinde oluş,
12-Soru Yanlış veya Eksik Sorulmuştur.
13-Bilgi Kaynağındaki eksik veya yanlışlıklar,
14-Öğrencinin bazı konulardaki veya tüm konulardaki;algısal, bilinçsel, kavramsal ya da düşünsel kör noktalara sahip olması.

Çözüm ve Öneri; Özellikle çok başarılı öğrencilerin geçmişte yanıtlayamadığı soruların derlenip neden kaynaklandığını her sorunun branş hocası tarafından keşif edilmesi gerekir. Bu neden araştırılırken aynı ve farklı branş hocalarıyla istişare edilerek her soru için; bilgi yetersizliği, bilgi eksiği, dikkat eksiği, uçarak okumada kör nokta geçişi, sorunun eksik ve/veya yanlış veya yetersiz soruluşu… Vb bir veya birkaç yargıya varılır. Sonuçta tedavi amaçlı olarak, bilgi tamamlanışı tekrarı, ayni tip-çeşit soruların varyasyonları branş-dal hocaları, öğrencinin kendisi ve arkadaşları tarafından hazırlatılarak yanıtlanamayan sorulardan derlenen ve zihinsel bağışıklık sistemini geliştirici sınavlar yapılarak bu eksik tamamlanabilir. Demirkuş 2011
Aslın da özel kurumlar, idareler ve/veya öğrencilerin kendileri tarafından her öğrencinin öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ömrü boyunca (öğrenim/öğrenme hayatı boyunca) yanıtlayamadıkları soruların bir arşivinin tutuluşu insanlığın geleceği için çok önemlidir. Hatta öğrenciler mezun olmadan önce ya da her yılsonu dönem mezuniyet sınavı olarak yukarıdaki mantık çerçevesinde bu arşivlerindeki soruların arasından ve/veya benzerlerinin hepsinden oluşmuş eksiğini tamamla sınavından belli bir puan aldıktan sonra mezun edilmelidir.

Özel Not;
Bu bilgiler her öğrencinin yanıtlayamadığı sorular açısından eksiğini tamamlamasına, kendini daha net ve doğru değerlendirmesine ya da tanımasına yardımcı olması bakımında çok önem taşımaktadır.

Yanıtlanamayan Sorular Geriye Dönük Nasıl Öğrenilmeli?
Sorunun Neden Yanıtlanamadığını Doğru Teşhis Ettikten Sonra Öğrenci Eksiğini Nasıl Araştırmalı ve Tamamlamalı?
Sorulara Yanlış ve/veya Eksik Yanıtlanışının Nedenleri ve Çözümleri; Demirkuş 2013

1-Kavram Eksikliği/Kavram Yanılgısı/Kavramların özgünlüklerini karıştırmak, yanlış-eksik benzeşimle hatırlamak.
Ör.Işığı; Yansıtıcı-yansıtan, Yalıtıcı-yalıtan, Engelleyici-engelleyen ve Soğurucu(emici)-emen(soğuran) kavramların özgünlüklerinin sınırlarını çok iyi bilmek gerekir..
2-Bilgi Eksikliği/Bilgi eksiği nedeniyle ise
-Öğrenciye ilgili konunun özeti çıkarılır.
-Konun özeti çıkarılırken konuyla ilgili test,boşluk ve/veya klasik konunun fıtratına uygun sorular hazırlatılır.
-Eksik bilgileri pekiştirme ve geriye ketleme ile olanaklar ölçüsünde uygulamalı örneklerle öğretilir.
3-Dikkat Eksikliği/Dikkatsizlikten yanıtlanamamışsa; dikkatsizliğe neden olan etmenin/etmenlerin pekiştirilerek ve aynı soru mantığına benzer ancak teknik ve anlatım olarak farklı soru çeşitleri öğrenciye ürettirilerek bu konudaki mantık kurgusuna ve dikkati yoğunlaştırmaya yönelik ya da dikkat ayağını gerekli bilgi döngüsüne bastırarak pekiştireç sorular hazırlatılabilir. Bu durum genellikle ve özellikle beyinsel ve zihinsel;akıl ve zekâ yolaklarının ve patikalarının kavşaklarındaki örtüşen cinaslı geçişlerden kaynaklanır. Beyinsel ve zihinsel cinaslı otomatik dikkat kayış ya da uçuşudur. Otomatik kayışın gerçekleştiği cinaslı bölgenin özgünlüklerini ayırt edici pekiştireçlerle beyin yaşatılarak eğitilirse sorun çoğunlukla çözülür.
4- Muhakeme Eksikliği/Yanlış ve eksik muhakeme yürütmeden dolayı ise yine aynı soru mantığına benzer soru çeşitleri öğrenciye ürettirilerek bu konudaki mantık kurgusuna ve dikkati yoğunlaştırmaya yönelik pekiştireçler ve alışık tepkiler geliştiren ödevler verilir. Aynı mantık üzerine, çok sayıda farklı soru türeterek/üreterek, o mantığı düşünerek muhakeme edişten refleks(alışık tepki) haline getirmiş oluruz. Bu mantığa dayalı soru geldiğinde düşünmeden çözümünü refleks(alışık tepki) olarak verip zaman kazanmış oluruz.Artık bu tip soruların içindeki mantık size gülümser ve zaman kazandırır. Demirkuş 2013
5-Konulara nasıl çalışması ve öğrenmesi gerektiği gerekçeli ve net bir şekilde verilemelidir.
A-Ezber isteyen formül, bağıntı, sabite, isim, kavram ve kavramisimleri veya diğer öğrenilemeyenleri;
B-Mantıklı kodlayarak; pekiştireçler, tekrarlar ve geriye ketleme ile öğrenme
C-Hayata mantıklı güncelleyerek; pekiştireçler, tekrarlar ve geriye ketleme ile öğrenme
D-Diğer iyi bildiği yakın formül, bağıntı, sabite, isim, kavram ve kavramisimleri ile şekilsel ve mantıksal anlamlı ilişkilendirerek;pekiştireçler, tekrarlar ve geriye ketleme ile öğrenme
E-En azından bazı konuların önem derecesi gerekçeleriyle öğrencilere verilmelidir.


İNSAN, IRK, DEVLET, MİLLET VE KAVİM KAVRAMLARININ  DOĞAL İLİŞKİSİ
1-
Beşeri Devletler yapaydır ve geçicidir. Yönettiği kavimlerden gücünü aldığı için milletten/lerden güçlü olmak zorundadır. Devletler kavimlerin beyni gibidir.
2-Kavimler, insanlık bedeninin mutlak olması gereken değişik doku-sistemleri gibidir.
3-Kavimler ırk açısından doğal, kültür bakımından yapaydırlar ve daha süreklidir.
4-Çoğunlukla; fert ve topluluklar, bir ırka, kavime- millete ve devlete tabidir. 
5-Bütün Kavimler, insana tabidir.
6-Irklar Doğal varyasyonlardır.
"Sağduyulu Evrensel İnsan Devleti"ne ulaşmanın yolu partiden/lerden, millete, milletten halka, halktan halklara halklardan insan devletine doğru doğal ve yapay inkişafla yol almaktır. İslam Devleti yegâne idare edicisi, yöneticisi ve yürütücüsü Allah (C.C) olan, yaradılıştan kıyametin kopuşuna ve ebedi hayata kadarki dünyevi, uhrevi (ahraet) tüm yaratıkların (canlı, cansız ve diğer yaratıkların) haşır olacağı Kuran-i ve İlahi bir sistemdir. İnsan devleti dünyevi ve beşeri ağırlıklıdır.

İslam Gemisi>İnsan Gemisi>Ümmet Gemisi>Milletler Gemisi>Dil, Din, Kültür... Vb Azınlığı (Etniği) Kavimler Gemisi>Millet Gemisi>Etnik Kavim Gemisi (Kapasite ve Güç Bakımından)
İslam Devleti>İnsan Devleti (Tür-Populasyon bakımından)>Birleşmiş Dünya Devletleri>Birleşmiş Dünya Milletleri>Birleşmiş Ümmet Devletleri (Kapasite, Yönetim ve Güç Bakımından)

Kültürel çeşitlilik zihinsel hoş görüyü ve bu nedenle yaratığın yaşama şansını artırır.Toplumsal, kültürülel ve genetik çeşitliliğin (Genetik yönden insanların;özgünlüklere ve kavimlere ayrılması =açılan ve daralan evrim=Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye/ayet var) 1 insandaki en önemli avantajı;düşünsel ve zihinsel hoş görüyü, bedensel olarakta; hastalık, doğal, toplumsal, kültürel, teknolojik... Vb felaketlere karşı dirençli  ve zihinsel yönden güçlü, geniş hoşgörülü ve dengeli fert-toplumların ortaya çıkmasını sağlamasıdır. Çeşitliliğin insandaki en önemli dezavantajı  iletişimi zorlaştırmasıdır. Çeşitliliğin ve İletişimsizliğin evrimsel avantajı(izolasyon);özgünlükleri motive etmesidir.
-Belki de insan halifeliği ve fıtratı gereği tüm yaratıkları aşkın ve kuşatıcı sıra dışılıkları olmak zorundadır.
-Sanki kavimler ve ümmetler insan çözmecesinin (pazılının) dinamik parçaları, fertlerde ait olduğu parçanın dinamik dokuları gibidirler. İnsan şeytan değildir. Yeryüzü Doğal insanları ve/veya insansıların (vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) dağa, taşa, doğaya bilime, ilime…Vb bir sürü şeye tapışı onun doğal imanının tecellisinden beri vardır. Ancak Âdem AS'LA kemale erdirilmişti. Tüm doğal insanlar ve bu günkü onların devamı olanlar Hz. İbrahim AS'IN Ay'a, Güneş'e, Doğaya,… Vb doğal tapışının ve doğal imanın yani ontogenik (özgün-ferdi hayat döngüsü) doğal döngünün Allah (C.C) tarafından ıslahatla kendine yönelişinin insanın filogenetik iman edişi çok benzerdir. İnsan iblisin (Azazil-İbn-İ menazilin) Ahlak işletim sistemini ve eylemlerini hayata uyguladıkları zaman şeytana benzemiş ya da uymuş olurlar. Şeytan Müslüman'a musallat ancak her türlü yani tüm insanlığın düşmanı yaratıktır sebebi de kendisinden halifeliğin alınıp insan verilişidir. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (Ayet var).
İstisnalar hariç (insan), hiçbir biyolojik çeşitliliğin veya varyasyonun diğerine üstünlüğü yoktur.  Sanki;Doğal ve Toplumsal döngüdeki her çeşit; doğadaki yaratık alfabesinin özgün bir harfi gibidir.
İnsan için aynı türün azınlığı olamaz olsa olsa dil, kültür, din… Vb azınlığı olur. Etnik azınlık kavramı bölücülüğü tahrik eder.
    İnsan söz konusu ise;aynı türün azınlığı olamaz, varyasyonları, dil, kültür, din... Vb azınlığı olur. Aynı türün içindeki farklılıkları, varyasyonları Patojen (öldürücü) istisnaları hariç ;çeşitlilik ve bereket yerine azınlık görmek, yorumlamak;dine, bilime ve doğanın tabiatlarına aykırıdır. Önermesi doğru mu neden?
İpucu I;
A-Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız (İbrahim AS Milletinde ya da İbrahim AS Milleti olarak) diye (ayet var) hariç diğer kavimleri asimile ederek kökene dayalı kavim düşünmek ve yaratmak;siyonitslik, saçmalık, mantıksızlık ve liyakatsizliktir. Dinsel ve Bilimsel olarak aynı türe ait bireylerin farklı kökeni olmaz; kültür, dil... Vb doğal kökeni olur.
B-Kültürdaşlığa, dildaşlığa, ırkdaşlığa, renge, yöreye... Vb dayalı kavim kavramı; doğal, doğal ve nefsanidir. İnsani değilidir. Doğadaki tüm hayvanların kökendeşliği böyledir. Ancak söz konusu olan insan ise farklı kültür, dil, ırk, renk, yöresel kökenlilerden benzer tercih, istem... Vb düşünce birliğine dayalı kavim kavramı daha liyakatlidir.Habil ile Kabili ayni kavme koyamazsınız, koysanız liyakatsizlik yapmış olusunuz. Tercihdaşlar ve fıtratdaşların aynı kavimde olması daha liyakatlidir.
C-İstemlere, arzulara ve tercihlere dayalı birlikteliğe ait kavim düşünmek daha doğru ve liyakatlidir.
D-Kavim ve kökendeşliği özdeşleştirmek liyakatsizliktir .
E-Sanal-nesnel toplumsal ve nefsi kökene dayalı; inanç, kavim ve devlet/leri doğal, doğal ve nefsidir. Tercihe dayalı;inanç, kavim ve devletler daha mantıklı, akli ve insanidir.
F-Bir insanın kavmini tercihleri belirler ait olduğu köken kavimi ve ceddi değil.
G-Kökene dayalı devlet, millet, halk, toplum kavramı doğal ve bölücüdür, tercihlere dayalı devlet, millet, halk, toplum kavramları daha yapıcı ve akılcıdır.
H-Devlet/ler millet yaratmaya kadir değillerdir. Bu girişimleri geçmişin soydaşlarının-dindaşlarının kara delikleri ve geleceğin baskın-uyumlu kavimlerine çekinik oluşu nedeniyle ya şovenizme ya Siyonizm'e ya da kaosa… Vb kaymaya mahkûmdur. Bu yaşanmış deneyimlerin kesin bir hükmüdür. Islah edilmiş kavim(Millet), dil, lisan… Vb yaratmak Allah (C.C) aittir. Doğada yegâne doğal olmayan ve ıslah edilerek yaratılanlar; Allah (C.C) gönderdiği sayfalar, kitapların dili ve peygamber ahlaklı yegâne örnek millet ise İbrahim AS'IN Milleti'dir. Tüm diğer diller, lisanlar, kavimler… Vb doğal ve yari doğal olarak doğal sistemde takdir edilen türemeye dayalı yaratmanın ürünüdürler. Yarı doğal ve tam doğal kavimlerde ilahi/peygamberi kurallara ve peygamber ahlakına dayalı olarak İbrahim AS'IN milletine davet edilmiştir. Bunun dışın da hükmündeki ve hükmü dışındaki kavimleri kendi kavmine/lerine asimile etmek ya da özendirmek; Allah (C.C) hükmüne ters, nefsani, şeytani ve deccalidir ya da tamamen liyakatsizdir.Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (ayet var). Demirkuş 2010.
A, B, C, D, E, F, G ve H Önermelerinin ya geçersizliğini ve liyakatsizliğini kanıtlayınız ya da gerekçeli ret ediniz.
İpucu; 1-Tarihteki realitelere, kültür, dil, ırk, renk. yöreye... Vb dayalı kökendeşlikten kavimlere geçişi  düşünün. doğal kökendeşlik(şovenizm) ve dindaşlığın (siyonizm) yanılgısını aşmamanın acısının ve bedelinin; biyolojik,  genetik(yakın akraba  evliliği)  ve toplumsal yönden başarısızlığından emin olabilirsiniz.
2-Yakın akraba evliliği kadar yakın akraba siyaseti, devleti, milleti… Vb insanda çoğu şeyin bu yakınlığı sakattır.Yakın akrabalığa dayalı;evlilik, siyaset, devlet, millet… Vb bilimsel olarak sakat sonuçlarından emin olunuz.
3-Her şeyi kendisinin ve ceddinin menfaatine endeksli tatbik/uygulayış veya düşünme hastalığı toplumsal tufanların bilimsel, nesnel ve sanal felaketlerindendir.
4-Nedeni;bu konumlarda (yakın akrabalığa dayalı) biyolojik ve toplumsal olarak kavimlerin çevreye icabetlerinde katlamalı zayıf ve çekinik özellikleri ya da yakın akrabalığa dayalı;evlilik, siyaset, devlet, millet… Vb örtüşen katlamalı zafiyetleri /kör noktaları/bilincin kara delikleri her türlü afetlere ve tufanlara karşı korumasızdır. Yani çeşitlilik yakın akraba kavimciliğin (şovenizmin-siyonizmin) katlamalı zayıf özelliklerinin veya yakın akarabalığın ileri birliktelik zayıflığının kalkanı gibidir.
5-Allah (C.C) kavimlere icabetini düşünün. Sizi kavimlere  ayırdık ki (doğal soylara ve kökenlere dayalı kavimler ayırdık ki) yani sizi doğal kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (insani tercih ve tevhidi ayet var).
İpucu II;
asimilasyon, bölücü ve parçalayıcı muamelesi/leri çeşitliliği ve bereketi yok eder güçlenmemizi engeller. Neden yaşatılması gerektiğini düşünün. Yok edelim, asmile edelim hepsini ne olur? Yanlış ve eksik globalleşmenin koşulları bu yasaya göre konmazsa insanlık ne kayıp eder? 1, 2, 3, 4.Öğrenci Yanıtları

Çeşitliliğin;önemini, gerekliliğini, ilahi/peygamberi ve insani kanun olarak zorunluluğunun farkındalığını kavramayan ve samimiyetle ders olarak eğitime sokmayan ;fert, toplum, devlet, milletin akıbeti;ya Kapitalizmle, Siyonizm'le (toplumsal lösemi) ya da Şovenizmle (toplumsal kangrenle)... Vb ...izm veya ...istle yaratıkları insanlıktan budanıp gider. Demirkuş, 2008
Tanışasınız diye, sizi kavimlere ayırdım (insanın yaradılışında çeşitliliği benimseyiş ayeti)(Allah C.C.). İnsanın sanal dünyasının huzuru ahlakına ve davranışına da yansır. İnsanın toplumsal döngüsünde; kavimler arasındaki çeşitliliğin önemi;Yellowstone gri kurtlarının gerçek hikayesinden daha çok şey ifade etmelidir(Film İzle). Terörün en büyük nedenlerinden birisi budur.
    

 İNASANDA; BİYOLOJİK, SOSYOLOJİK, BEDENSEL, ZİHİNSEL VE DÜŞÜNSEL DÖNGÜLERİN  GÜCÜ- KAPASİTESİNİN  ÖNEMİ   
İnsan özgün özellikleri bakımında doğa ve hayvani-meleği doğa ötesini aşmaya aday tek yaratıktır. İnsan; genel olarak düşünsel, zihinsel, sanal ve ruhsal olarak doğaya baskın ancak çevreye hâkimiyet açısından doğaya çekinik bir yaratıktır.
İnsan: biyolojik, toplumsal, bedensel, zihinsel, düşünsel  gücü- kapasitesi itibarı ile yaşama tarzındaki  tercihleriyle; ne kadar çok nefsiyle(kendisiyle) özdeşleşirse doğadaki yaratıklarla uyumsuz ve zararlı; tam tersine aklı-meleği  tercihleriyle doğaya  uyumlu ve yararlı bir yaratık olarak değer kazanır. İnsanda, ilkel (hayvani, nefsani),  ileri (aklı)  ve geçişken özellikler  vardır. Evrensel insan; bu özelliklerinin tümünü etkili bir biçimde istendik yönde kullanabilen ve uygulayabilendir. Bunun tersine özellikleri bakımından  güdük insan kategorisine girer. 
     İnsan;biyolojik, toplumsal, bedensel, zihinsel, düşünsel… yönden;doğadaki döngülere (dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin)uyumlu yaşamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiren; istendik fert ve toplumlar yetiştirmezse filogenetik ömrü kısalmış olur.
     
İnsan filogenetik olarak, doğada parazit bir yaratık olmanın tersini başarmak veya uzay-bilgi çağında filogenetik kâmil insan olmayı başarmak zorundadır. İnsanın Sanal Araçları, İşleyiş ve ürünleri: Zihin ve Kalp kapasitesi içindeki;Akıl, zekâ, Mantık, Ahlak, İlim, Bilim, Nefis, Ruh, Muhakeme, Fikir, Düşünce… Vb
Bu günkü bilimsel bilgiler, insanın kadavra ve deneme yanılma veya hayvanlardan devşirtilen güdük etolojik-psikolojik-toplumsal bilgilerden ibarettir.

İnsanın değeri;iradesi, bilgisi, olanakları ve fıtratı ölçüsünde!!!; aklı tercihleri yapmak, arzulamak  ve uygulamakla doğru orantılıdır.Bu nedenledir ki İnsan! doğadaki olmazsa olmaz kurallarla (dogma kanunlar) uyumlu yaşamak zorundadır.

İNSAN;En küçük birimi verimli bir erkek ve bir bayandan oluşan (X Bayan=Y Erkek Değildir, X+Y=1 insandır. İkimiz bir insanın güller açan dalıyız) Işık hızından daha hızlı düşünebilen, akıl -ruh gibi hayvani-meleği doğa ötesini aşan zihinsel araçlar ve özgün nesnel bir bedene sahip yaratıktır. Sanki; nesnel geçmişi ile vahşi, doğal ve evrimsel (Demir-Cilali ve Yontma Taş devirleri) günümüz doğal kavimler (Eskimolar, Pigmeler, Avustralya yerlileri, Amazon yerlileri ve diğer yamyam ve Doğal Afrika ve diğer kıtalardaki doğal kavimler) bu  günü ile  yarı evcilleşmiş (yarı doğal) ve evcilleşmiş ya da doğaya zararlı ilkel kavimlerden oluşmuş bir türdür. İnsan kavramı bir yönü (nefsiyle ve zekâsıyla)  ile hayvansal karakterlerle kenetlenmekte (%99 Film izleyin genleri maymunlarla aynı ), diğer yönü yani düşünsel (ruhu, vicdani ve aklı; %1'lik ? genler insanın özgün evrensel sıfatlarına ait genlerdir) ile tam tersine güzel ahlak hasletlerine sahip meleği bir yaratıktır. -Gelişmiş Âdemi insanı primatlardan ayıran özellikler ve özgünlükleri;ruh, akıl, vicdan, namus, gelişmiş yazılı ve sözlü lisanı, net dik yürüyüşü, ışıktan hızlı düşünen beyni ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı olması… Vb
-Âdem AS öncesi tüm insan nefisleri (İnsanımsılar;Yontma Taş Devri, Cilalı Taş Devri, Demir Devri, Tunç Devri, Astekler, Mayalar, İnknalar, Eskimolor, Aborcinler, Kızıl Derililer, Amazon Yerlileri, Bazı Afrika Doğal kavimleri… Vb), günümüz insanında buluğ yaşına kadar olanlar çocuklar ve yaşayan bazı büyük cahil insanlar bilmez oldukları için yaptıklarından sorumlu değillerdir.
-İnsan dünyaya gelişinden kişiliği olgunlaşana kadar cahil ve doğaldır. Dinde cahillerden uzak durun tavsiyesi, birazda bu durumla ilişkilidir.
-Sanki insan tüm yaratıkların nesnel, düşünsel, sanal, zihinsel ve dijital çözmecelerinin (pazılarının) ortak paydasıdır. Her yaratık onun çözmecesinin (pazılının) kişilik kazanmış ve hayat bulmuş birer elemanı gibidir. Ör. kâinat insanın/lığın kalbinin yanında ihmal edilebilir nesnel bir yaratık gibidir. İnsanlığın kalbide Allah (C.C) Hayat sıfatı içerisinde geçici hayat bulmuştur. Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım (Hadis var). Allah (C.C)’N Ezeli, Ebedi ve Baki Olan Hay CC’HU Hayat sıfatı yanında da, Bâtını Kalbin Büyüklüğü, geçici ve hiç ya da yok sayılabilecek kadar küçüktür.
-Belki de insan halifeliği ve fıtratı gereği tüm yaratıkları aşkın ve kuşatıcı sıra dışılıkları olmak zorundadır.
-Sanki kavimler ve ümmetler insan çözmecesinin (pazılının) dinamik parçaları, fertlerde ait olduğu parçanın dinamik dokuları gibidirler. İnsan şeytan değildir. Yeryüzü Doğal insanları ve/veya insansıların (vahşi/doğal insanlar/İnsan Suresi/76 sure/ 1.Ayet) dağa, taşa, doğaya bilime, ilime…Vb bir sürü şeye tapışı onun doğal imanının tecellisinden beri vardır. Ancak Âdem AS'LA kemale erdirilmişti. Tüm doğal insanlar ve bu günkü onların devamı olanlar Hz. İbrahim AS'IN Ay'a, Güneş'e, Doğaya,… Vb doğal tapışının ve doğal imanın yani ontogenik (özgün-ferdi hayat döngüsü) doğal döngünün Allah (C.C) tarafından ıslahatla kendine yönelişinin insanın filogenetik iman edişi çok benzerdir. İnsan iblisin (Azazil-İbn-İ menazilin) Ahlak işletim sistemini ve eylemlerini hayata uyguladıkları zaman şeytana benzemiş ya da uymuş olurlar. Şeytan Müslüman'a musallat ancak her türlü yani tüm insanlığın düşmanı yaratıktır sebebi de kendisinden halifeliğin alınıp insan verilişidir. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye (Ayet var).
-Olgunluk aşamasına doğru kişilik gelişir ve özel olarak akıllı eğitilmezse cahil kalır.
-Yani aklını ve ruhunu harekete geçirecek akıllı eğitim verilmezse bu asır ki bazı insanlar gibi modern bir tarzan olur.

-Nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar insanın zihinsel bedeninin-kalbinin bir parçasıdır.“Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” hadis. İnsan bedenen kâinatın bir parçasıdır.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalbindeki zihnin nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da düşünsel-sanal-nesnel zihinsel hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.
-İnsan bedenen kâinatın bir parçasıdır.
-İnsanın tüm boyutları kâinatın bir parçası değil kâinat insanın sanal araçlarından kalbinin ve insanlığın bir parçası kabul edilmesi belki daha mantıklıdır.
-Belki de insan nesnel olarak doğanın, doğada nesnel olarak insanın düşünsel-Bâtıni kalbinin bir parçasıdır veya insan bedenen nesnel ve sanal kâinatın(doğal) bir parçası, nesnel ve sanal kâinat ise insan kalbinin-zihinsel bedeninin bir parçasıdır.1, 2, 3, 4, 5
- kâinatta bilinen, bilinmeyen boyutlar ve çok şey ya da tüm bu boyutlar veya her şey Allah (C.C) ilminin içindedir hiç bir şey onun ilminin dışında değildir. İlim içindeki ebedi boyutlar içinde yaratılmıştır.
-Allah (C.C) mahlûkattan(yaratıklarından) münezzehtir. Allah (C.C) insana şah damarından daha yakındır (Ayet var)
Allah (C.C) ebediyet boyutlarında ki ilimi içinde zerre nurdan nesnel, batini, sanal, düşünsel… Vb kâinatları ve tüm yaratıkları ilk yaradılış anında ebedi hızı yavaşlatarak farklı geçici hızlar yaratmıştır. Bunun sonucunda ebediyetten geçici zaman parçaları, ebedi mekandan geçici mekanlar, ebedi eylemlerden geçici eylemler yaratmış ve bunlardan bu günkü var olan kâinatlar ve yaratıklar sistemini yaratmıştır. Sonra sistemin içinde değişen koşullara uyum sağlayan yaratıkların yaşamasına olanak sağlayacak şekilde türeme ile veya değişik şekilde yaradılış yasaları ve kurallarını; yaratıkların ve sistemlerin yaşam döngülerinde alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmiştir. Her zaman parçası bir boyut birimidir. Ebedi hıza ulaşılınca tüm boyutlar birleşerek ve genleşerek doyuma ulaşmış ebediyete ulaşır. Bâtıni kâinatın 1 zaman biriminin zahiri kâinatın 50 bin katıdır, Yerler ve Gökler yapışıktı onları biz açtık, Allah (C.C) her şeyi nurundan yarattı, Onun (Allah (C.C)) her şeye gücü yeter ve her şeye kadirdir. Allah yerlerin ve göklerin nurudur. Ayetler var.
Zahiri Doğal (vahşi) kâinattaki kanunlarla kâinatın sıfatlarına bakıldığında kâinattaki pek çok sıfat ve kanunların nesnel ve sanal yaratıkların üzerinde görmek mümkündür. Ancak kâinatta olamayan sıfatlardan bazıları insanda vardır. Yani insanda var olan kâinat ve içindeki nesnel yaratıklarda olmayan bazı özgünlükle vardır.
İnsanlara Allah (C.C) tarafında verilen ruh, akıl, vicdan, namus, gelişmiş yazılı ve sözlü lisanı, net dik yürüyüşü, ışıktan hızlı düşünen beyni ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı hasletleri kâinatta ve diğer hiçbir nesnel yaratıkta yoktur. Peygamber ahlakı ve düşünsel olarak kâinatı aşabilme özelliği nesnel yaratıklarda sadece insanda vardır.
Batini ve zahiri kâinatta akıl, vicdan...Vb meleklerde ve cinlerde var olduğu bildirilmiştir. (ayet ve hadis vardır)
kâinatın doğal ahlak ürünü olan insanlardaki Doğal (vahşi); kutsiyet, inanç, örf, adet, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, idler, idoller (putlar)… Vb tabular Yeryüzü geçmişinde ve günümüzde vardır.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalp havuzunda/hayat havuzunda yer alan;biyolojik hatırlama kodları beyin çekirdeğinde/sinir yumağında bulunan zihinsel havuzun nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da sanal-nesnel zihinsel havuzun hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.
Işıktan daha hızlı düşünen insan; bedenen ve zihnen olgunlaşıp, en azında ışık hızında verimli ve pozitif şeyler üretmeye başlayınca geçmiş negatiflerini telafi edebilir: Filmi izleyin.
İnsan;En küçük birimi verimli  bir erkek ve verimli bir dişiden oluşan; Işık hızından daha hızlı düşünebilen zihinsel olarak doğayı aşabilen, yüksek iletişim yeteneklerine,  en kötü - en iyi karakterlere sahip, yaşadığı çevreyi, doğayı önemli derece de etkileyen ve ondan etkilenen, zihnen bedenen ve kapasite bakımından  en gelişmiş yaratık olarak biliniyor. 
Evrim teorisine göre: İnsan;nesnel kökenli
Homo sapiens sapiens  türüne ait yeryüzündeki tüm insan fertlerini içeren kapsamlı bir kavramdır. İnsanlar; genetik yapılarının yatkınlığına ilaveten, eğitim ve yetiştiği çevrenin ürünüdür.
Evrensel İnsan:bedeniyle dik yürüyebilen, zekâsı-nefsiyle doğayı, aklı ve ruhu ile hayvani-meleği doğa ötesini kavramaya çalışan ve tercihlere dayalı yaşayabilen- bilinen en gelişmiş yaratık olarak bilinir.
    -Hiçbir yaratığın halifeliği kabul etmek istemediği halde insanın Allah (C.C) önerdiği halifeliğe hemen talip oluş cehaleti ve aceleciliği ilginçtir (Ayet vardır). Âdem AS öncesi tapınan ve/veya inanan insansıların tümü, Âdem AS sonrası insanların bir kısmı (Âdem AS öncesi insanların/onların devamı gibi) sanki tüm yaratıkları anlamak için taparak yaklaşmış ve yaklaşıyor (Vahşi /Doğal İnanç). Sanki insan en aşağılık yaratık özelliklerinden en şerefli yaratığa kadar her türlü özelliği özünde bulunmakla tüm yaratıkları kuşatan ve tevhit eden özelliğiyle halifeliğini de her sahada ifade ediyor. Doğaldır ki insan bu yönü ve eylemleriyle; Şeytanları, Cinleri, Melekleri, Doğayı… Vb tüm yaratıkları kuşatması çok doğal ve gerekli gözükmektedir. Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz: “Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.” (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11) buyurmuştur. Sanki Allah CC'HUN muradı insan, daveti İslamdır. Bu açılardan insanların farklılıklarını ( kâinatın en +, en 0 ve en- ...enlerini temsil eden ve kuşatan halife yaratıktır), ifrat ve tefritlerini, sıradışılıklarını, özel hallerini; doğru okumak , doğru empati/eşduyum duymak, doğru anlamak ve doğru değerlendiriş çok önemlidir. Sanki insan şeytanın tüm sapıklık ve hilkat garibesi arzu ve istemlerini ve/veya onları aşacak şekilde çok yönlü ve kapasiteli yaratılmış bir yaratık gibi görünmektedir. Şeytan hiçbir zaman insanı ve insanlığı aşamayacaktır. Ateşin ilahlık arzusunu Zerdüştlerin kalbinde, Güneşin ilahlığa ilgi duyuşunu Yezitlerin Kabinde…. Vb tapan insanların kalbinde ya da taptıklarının Allah (C.C) ilahlığına sadakatinin delillerini insanların kalbinde keşif etmek ve/veya tüm yaratıkları insanda doğru okumak önemli bir yargı ve keşif olmalıdır. İnsanın özgünlüğünü doğru tanımak ve tüm yaratıkları insanda okumak, görmek, tanımak insanlığın geleceği için önemli bir yargı olmalıdır. Allah (C.C)'HUNDAN insana af diliyorum. Bu bir temenni kurgusudur tabii. Belki de insanın halife oluşunun gereği olarak;her ahlak seviyesinde ve her türlü ifrat - tefriti makamlarda temsil edilmesi gerektiği için; Nemrut, Firavun , Atilla'i, Cengiz Han, Çin, Hitler, Karun, Lut AS kavmi, Hud AS kavmi, Semud Kavmi, Nuh AS Kavmi, Deccal…Vb nefislere (yaratıklara) yaşama ve yaratıklara tapışının tercihi yaşatılıyor ve hayat hakkı veriliyor. Bunu anlayışta sıkıntı çekmekteyiz. Bu konuda;insan alimleri, din alimleri ve bilim alimlerini peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ortak paydasında tek insanda tevhidini dileriz. Böylesi insanın Allah (C.C) tapışını ve peygamber ahlakıyla tevhidini Allah (C.C)'HUNDAN dilerim. Belki Müslüman'lar o zaman rahat edeceklerdir. Bu açıdan her türlü insanın insanlığın yaradılış gereği ve amacı nedeniyle neden yaşatıldığına doğru empati/eşduyum duyulup yaşam hakkına ihtiyatlı yaklaşmalıyız. Ancak insanların yönetim hakkını sürekli ifrat ve tefritlere değil en akıllı ve rahmanilerine teslim etmek en doğru tercihtir.


İnsanlar Doğuştan
-Nefisleri ve zekâsı itibari ile hayvanlar, bitkiler... Vb nesnel yaratıktırlar.
-Ruhu ve Aklı itibari ile melektirler.
-Kişiliği itibariyle başlangıçta cahildirler.
-Sonradan kişiliklerini kazanırlar. Yani günümüz insanı buluğ çağından ontogenik olarak 12-15 yaş arasında kişiliğini kazanır (tamamlar). Filogenetik olarak olgun insan Âdem AS'LA başlar, Âdem AS öncesi ve sonrası insansılar ya da insan nefsi olanlar (İnsanımsılar;Yontma Taş Devri, Cilalı Taş Devri, Demir Devri, Tunç Devri, Astekler, Mayalar, İnknalar, Eskimolor, Aborcinler, Kızıl Derililer, Amazon Yerlileri, Bazı Afrika Doğal kavimleri… Vb) çocuksu cahil kabul edilirler geçersiz ve mazlumdurlar. Bunları filogenetik yaşları 9-12 arasına denktir. İnsanlığın ahlaki olarak bugünkü Filogenetik yaşı 14-18 yaşa denk gözükmektedir. Yani insanlık toplu (Filogenetik) ahlaki olarak henüz delikanlılık yaşındadır. Henüz olgunluğa ermemiştir. Bu hesaba (tarihsel filogenetik hesaba) göre insanın ahlaken filogenetik olarak olgunluğa ermesine daha yaklaşık 12000-15000 yıl vardır.
-Olanakları ve irade ölçüleri oranında tercihleri itibariyle kalitelerini ve gelecekte varacakları hedefi ya da yeri ifade ederler ve belirlerler.
-Dünyadaki uğraşlarında sadece doğa ve maddeyle ilgilenirseler(sadece nefsi gelişir) hayvanlaşırlar. Demirkuş 2008

İNANIŞ VE Allah (C.C) 'YE TAPIŞLARINA GÖRE İNSANLARI KABA SINIFLANDIRIŞ
I-Vahşi İnsan (Doğal İnsan/Cahil İnsan); Bilinçsel olarak Allah (C.C) tanımayan (sahibini tanımayan) ya da inanış gereksinimi duymayan; ruhsuz, akılsız, ilahi imansız, doğal vicdanlı ve Allah (C.C)'HUNDAN başka şeylere tapan (cahil-doğal şirk sahibi) Âdem AS öncesi ve sonrası doğal imanlı insanlar.

II-Evcil İnsanlar/Yarı Vahşi İnsanlar; Bilinçli ve/veya bilinçsiz sahibini (Allah (C.C)'Yİ) tanıyan ya da kabul eden doğal insanlar arasında peygamberi hasletlerle tefekkür eden ya da onları taklit eden; ruhani (meleği), akıllı ve insani vicdanlı oluşa gayret eden Âdem AS sonrası insanlardır.  

III-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Âlim İnsanlar; Allah (C.C)'HUN ilim verdiği ve/veya kalbinde tecelli ettiği en akıllı insanlardır. Peygamberler ve İslam'i âlimler olan insanlardır.

IV-Diğerleri; Yukarıdaki üç kategori dışında kalan insanların hepsi. Örneğin, İnsanlığın halen toplu en fazla kemale ermesi/erişi Hz. Mehdi ile ilgili hadislerin ilişkisi önemlidir. Allah (C.C)'HUN fert ve kavim bazında insanlara verdiği artıları maksimum adil ve rahmani paylaşılış bilinci gelişince insanlık kemale ermiş sayılacaktır. Demirkuş 2013 Bu toplu kemale eriyiş zirvesinde sonra insanlığın çetin bir ahlak sınavı bekleneceğinden bahsedilir (hadislerde) yani Yecüc ve Mecüc denen azgın kavimin türeyişi.

Doğadaki Çok Şeyi İnsanda Bir Reçete Gibi Okuyabilirsiniz
I-İnsan, nefsi itibariyle doğanın nüvesinin (çekirdeğinin) hemen her şeyini üzerinde taşır. zekâ işletim sistemi ile doğaya ve nefsine arif olmaya çalışır.

A-İnsan ruhu ve aklı itibarıyla doğa ve doğa ötesini kuşatan meleklerin bir parçasıdır.
B-Âdem Öncesi Doğal ve Âdem Sonrası Yapay İlkel insanlar düşünsel bedeni ve kalbi ile doğayı-evreni kuşatan hayvanların bir parçasıdır. Gelişmiş insanlar düşünsel bedeni (zihinsel bedeni) ve kalbi ile doğayı-evreni aşan meleklerin bir parçasıdır.
C-İnsan nesnel bedeni ile nesnel yaratıkların ve sistem zekâlarının bir parçası ve üyesidir.
D-İnsan kimyasal olarak cansızların ve kimyasal sistem zekâlarının bir parçası ve üyesidir.
E-İnsan nesnel bedenin fiziksel parçacıklar itibarıyla yani atom ve atom altı fiziki parçacıklar, plazma boncukları… Vb ile evrenin ve sistem zekâlarının bir parçası ve üyesidir.
F-İnsan Bâtıni kalbi ile kâinatı aşmıştır yani kâinat insanın sanal kalbinin bir parçasıdır. İnsanda nesnel(bedenen) ve sanal nefsi itibari ile kâinatın bir parçasıdır.
Kısaca insan, atomik olarak evrenin ve evrensel sistem zekâlarının bir parçası ve üyesidir. Atomlarımız itibarıyla evrensel bir bendimiz var çünkü pek çok atomumuz dünyanın dışındaki kozmosa aittir

II-İnsan, ruhu itibariyle çoğu şeyin nüvesinin ilmini üzerinde taşır. Akıl işletim sistemi ile her şeye (doğa ve hayvani-meleği doğa ötesine) arif olmaya çalışır.

III-Doğa ve hayvani-meleği doğa ötesinde çok şey ilmin cüzi bir parçasıdır. O çoğu şeyin alimidir (ayet var). İnsan cüzi bir ilme sahip yaratıktır, güzel ve zayıf yaratılmıştır (ayetler var). Başta yer ve gök yapışıktı (ilmen yer ve göklerin çok yönlü yapışık olduğunu düşünün) biz onları bir birinden ayırdık. Her şeyi nurumdan yarattım. (ayet var)

Önemli not;Nesnel ve sanal kâinatlar(doğal) insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçasıdır. “Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” hadis.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalbindeki zihnin nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da düşünsel-sanal-nesnel zihinsel hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir.
-İnsan bedenen kâinatın bir parçasıdır. İnsanın tüm boyutları kâinatın bir parçası değil kâinat insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçası kabul edilmesi belki daha mantıklıdır. Belki de insan nesnel olarak doğanın, doğada nesnel olarak insanın düşünsel-Bâtıni kalbinin bir parçasıdır veya insan bedenen nesnel ve sanal kâinatın(doğal) bir parçası, nesnel ve sanal kâinat ise insan kalbinin bir parçasıdır.1, 2, 3, 4, 5

İNSANLARIN DOĞAL VE SOSYAL DÖNGÜLERE KATKI PAYLARINA GÖRE KATEGORİZE EDİLMESİ VE GRUPLANMASI (İnsan Toplum ve Devlet Kategorileri)

İnsan Kimdir? İnsan Şiirim

   
I-İlkel (akli primitif) İnsan/toplum/devlet,
  II-Doğal İnsan/toplum/devlet 
 
III-Çağdaş(asri) İnsan/toplum/devlet
 
IV-Normal İnsan/toplum/devlet
 
 V-Evrensel İnsan/toplum/devlet
 VI-Gelişmiş İnsan//toplum/devlet
VII-Diğer İnsan/toplum/devlet  

İnsanlar Fıtratlarına Göre;
A-Kasti ve Çocuksu Cahiller
B-Milliyetçiler (Kavimlerin Parmak İzi ve Özgünlükleri)
C-Köktenciler (Radikaller)
D-Yenilikçiler
E-Yarı Robotik İnsanlar; bedensel organları ve yapıları robotlarla düzenlemiş yarı meka ya da roboinsanlar. Bilinci insan olanlardır.
F-Yapay Gen İnsanları; Genleri deforme edilmiş ya da mükemmelleştirilmiş yani uyum ve farklı amaçlar için genleriyle oynanmış insanlar.
G-Diğerleri; Ör, Eşya ve yapay zekâ ya da hayvani bilinçli… Vb insanlar

-Bu fıtratlara ait gruplar, liyakatli Rahmani alimlerce eğitilmezse, bunların yeniliklerini tatmin edici gereksinimlerine ve kavimsel Ya da dinsel endişelerini giderici geleceklerine yönelik miras Rahmani bilgiler hazırlanmazsa bulundukları konumdan geçmişin köhne ve doğal ve/veya geleceğin vahşi/doğal; sapkın, Siyonist, şovenist, siyoşovenist, radikal dindar, liyakatsiz yenilikçi ya da aydın görüşlere tabi fertler olmaya mecbur kalırlar.
-İnsanlığın geleceği; ifrat ve tefridi yönetim ve radikallerin elinde risk ve tehlike altına girer. İslam'i açıdan önemli geleceklerin gençlerimize hazırlanışı gereklidir. Çünkü var olan bilim ve teknoloji konjonktürleri insanlığın; yenilikçilerini, tabucularını ve cahillerini gelecekte kaldıramayacağı bir Android (insansı robot) ve/veya Siber insan/robotsu insan (Cyborg) ile gerçek insan çatışmasını senaryoları günümüzde sergilenmektedir. Doğaldır ki yaradılış gayeleri arasında halife oluşu nedeniyle kâinatın en şerefli ve tam tersi karakterlerin yaratılışlarının gerekliliği gereği konumda insan olacaktır. Ancak kâinatın geleceği ile birlikte insanlar yaşantısının tevhidine yönelik birlikteliğinin fıtratı çeşitliliğinin parçalanmayışı ve liyakatli tevhidi için kavim bazındaki yaşantının önceliği ve özgünlüğü ikinci plana iterek ya da gerekirse terk edip ileriye yönelik ( kâinata açılıma yönelik) insani ortak paydaya yönelik ilimler, senaryolar üretilip; gerçek ve doğal insanın ya da insanlığın geleceği garanti altına alınmalıdır. Örneğin,çocuk sahibi oluşu konusunda her ferde bir çocuk ve fazla gereksinim için kura çekilir. İnsanlığın uzaya açılımı konusunda mümkünse en büyük genetik çeşitliliğe sahip gen havuzuna, yüksek insan popülâsyonuna, gerçek ortak iletişim dil ve alfabeye gereksinimi vardır.


İnsan, Doğa, Akıl, Ruh, zekâ, Yetenek, Nefis ve Öğrenme İlişkisi;
Doğa ve hayvani-meleği doğa ötesi çevre içinde yer alan insanın;nesnel ve sanal (zihinsel) bedenlerinde yer alan nesnel ve sanal araçları içinde;nefis-zekâ, akıl- ruh öğrenim/öğrenme ile çok yakinen ilgilidir.
A-zekânın Bedendeki Ayakları Genler ve Beyindir. zekâ insanın nefisinin ve doğanın bileşenlerini öğrenim/öğrenme düşünse/sanal aracıdır.
zekâ,nefsin, nesnel ve sanal bedeninde doğayı öğrenmenin işletim sisteminin ara yüzü gibi işlev görür. zekâ ve nefis insanları nesnel ve sanal olarak doğal doğal âleme doğru arif eder ve yol aldırır.

Yaratığın iç ve dış dünyasında ki şeyleri, zihnen hızlı ve doğru algılayış, doğru algıladıklarını zihnen doğru ve hızlı sonuçlandırış özelliğidir. zekâ nefsin işletim sistemidir. tüm canlı yaratıklarda, sanal araçlarda ve robotlarda vardır. Bazen bir yaratık çok zeki ama yeteneksiz olabilir. Yaratıklardaki meyveleri;çevreye uyum, değişim ve sistemde kararlı durağan ve dinamik dengelerde durma, doğru-hızlı algılama ve düşünsel-uyumsal-nesnel neticelendirmeye yönelik sürekli içinde bulunduğu nefse (doğaya) çözmece merakı ve önceliğiyle ilgi duyan yaratıktaki düşünsel/sanal işletim sistemidir. Tüm yaratıklarda tek başına iş gördüğünde;Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlakı değerlere alışık tepkisi /leri;vahşi, doğal, kör ya da eksik olan çevreye uyum ve yetenekle ilgili araç olduğu için, bu günkü ÖSYM sınavında sadece zekâ öncelikli öğrenci kategorize etmek toplumsal bir afat olarak kabul edilebilir. Akli değerler dikkate alınmadan senelerce hayvani eğitim sistemiyle bu ilkel insan tipi öne çıkartılarak insanlığı ve çevreyi vahşice/doğalca ya da hayvanca yönlendirerek bugünkü çevre sorunlarıyla yüz yüze getirmiştir.

B-Yetenek; Canlı yaratığın zihinsel, davranışsal ve bedensel olarak yaratıcı, hünerli ve becerikli oluşa üstün yatkınlığını ifade eder. Yetenek genellikle bazı insanlarda daha çok gelişmiştir. Bazen bir yaratık çok yetenekli ama normal zekâlı olabilir. Sanatçıların çoğu yetenekli kişiliklerdir. Canlı yaratığın; genlerindeki, yaşam döngüsündeki, ait olduğu sistemindeki... Vb çevreye uyum derecesi ve becerisidir. Yapay veya doğal bir yaratığın, düşünsel, zihinsel, bedensel, yapısal… Vb yönleriyle yapabilecekleri, becerebilecekleri, başarabilecekleri, irade edebilecekleri… Vb kadir olduğu vasıflarını ifade eder. Yetenek zekâ ve akılla ilişkisel bir nesnel, sanal ve düşünsel beceri ara işletim sistemi gibidir.
Yetenek; Çevresel değişimlere karşı yaratığın; sistemsel, davranışsal, nesnel... Vb tabanlı yapısal (fıtratı) uyum derecesini ifade eder. Yaratığın çevresine yüksek derecede sistemsel, davranışsal, bedensel... Vb uyumu ve yaratıcı oluş derecesiyle doğru orantılıdır.
zekâ; Yaratığın iç ve dış dünyasında ki şeyleri, zihnen hızlı ve doğru algılayış, doğru algıladıklarını zihnen doğru ve hızlı sonuçlandırış özelliğidir. zekâ nefsin işletim sistemidir. tüm canlı yaratıklarda, sanal araçlarda ve robotlarda vardır. Bazen bir yaratık çok zeki ama yeteneksiz olabilir. Düşünsel, sanal ve nesnel tabanlı olarak yaratıkların doğaya ve tüm sistemlere doğru-hızlı empati/eşduyum duyuş, doğru-hızlı eşleniş, doğru-gerçek-hızlı algılayış, doğru-hızlı zihinsel sonuçlandırışla doğru orantılıdır. Örneğin; Çok zeki bir insan pek çok sahada beceriksiz ve yeteneksiz olabilir. Tam tersine normal zeki olan bir insan çok sahada yetenekli ve becerikli olabilir. Bu gün var olan öğretim sisteminde; zekâ ve yetenek kavramları, Eğitim, öğretim ve öğrenim kavramları sonuçlandırış ve doğru kestirişi ifade eden performansıdır. Bu asır zekâ ve yetenek konusunda büyük kavram yanılgısı vardır. Yani bu kavramların sınırları ve özgünlüklerinin tanımı bulamaç ya da belirsizdir. Bu ders notunda bu kavramların özgün tanımları, sınırlar ve ortak payda ilişkileri açıklanmıştır.
Yetenek ve zekânın Ayrıcı Özgünlükleri:Yetenek yaratığın; nesnel, düşünsel, sanal, dijital (hesabi)… Vb yapısal becerilerini ve uyum derecesini ifade eder. zekâ yaratığın doğayı ve içindekileri; hızlı algılayabilme, hızlı sonuçlandırabilme ve hızlı uyum sağlamaya yatkınlığıyla doğru orantılıdır. zekâ ve yetenek işlevleri yakın ilişkisel olduğu için iki kavram içi içe anılır.
-Sanki bir insanın; düşünsel/düşünce mimarisi, düşünsel işletim sitemi/leri, mantık sistemi ve genetik tasarımına ilaveten bedeninde ki her element, her atom, her atom altı parçacıkların ve her enerji halinin/lerinin geçmişteki özgün hayat hikayesinin/lerinin (bilim ve yaratıkların düşünsel-nesnel yaşam filogensinin/lerinin ya da bilim ve yaratıkların matematiksel evrim örgüsünün/lerinin ilişkisel birliktelik fermuar dişlerinin doğru-düzgün örtüşümünü /kapanışını ifade eder. Kısaca her atom ve atom altı hatta her kuantumun/yaratığın gerçek bir hayat hikayesi vardır.) özgün kâinattaki/lardaki ve ötesindeki/lerindeki; düşünsel, mantıksal, atom altı ve atom üstü nesnel…Vb tüm enerji halleri sistemlerine: doğru empati/eşduyum duyuş derecesi/duygudaşlık derecesi, benzeşim; yatkınlığı, gücü ve performansı yetenek ve zekâsıyla doğru orantılıdır.
-Ola ki çok çok özel hal/ler hariç kâinatta hiç bir şey öteki olmaz yani her şey kendine/zatına özgüdür. Bir birine en çok benzeyen şeylerden bahsedilebilir. Demirkuş 2011. Örneğin; Çok zeki bir insan pek çok sahada beceriksiz ve yeteneksiz olabilir. Tam tersine normal zeki olan bir insan çok sahada yetenekli ve becerikli olabilir. Bu gün var olan öğretim sisteminde; zekâ ve yetenek kavramları, Eğitim, öğretim ve öğrenim kavramları sonuçlandırış ve doğru kestirişi ifade eden performansıdır. Bu asır zekâ ve yetenek konusunda büyük kavram yanılgısı vardır. Yani bu kavramların sınırları ve özgünlüklerinin tanımı bulamaç ya da belirsizdir. Bu ders notunda bu kavramların özgün tanımları, sınırlar ve ortak payda ilişkileri açıklanmıştır.

C-NEFİS NEDİR?İnsanın; hayvani bedeni, gayri ahlaki, sıra dışı istenen ve istenmeyen; irâdemizle kontrol ettiğimiz ve edemediğimiz dünyevi tüm tercih-davranış-duygu ve düşüncelerinin toplamına nefis denir.Kısaca;Gücümüz, irâdemiz, tercihlerimiz ve eylemlerimizle, baş ettiğimiz ve baş edemediğimiz gayri akli ve gayri ahlaki her; davranış, tiryakilik, eylem, hayvan, fert, devlet, kurum kuruluş... Vb her şey; bu istenmeyen konum itibarıyla nefsimiz mesabesindedir.
-Ola ki yanlış, doğal, doğal ve/veya eksik; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ürünü olan bu günkü çoğu insanlarda ki; bu istenmedik alışkanlık, tiryakilik, davranış… Vb kontrol edebilen doğru/gerçekçi öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sisteminin ürünlerine sahip insan kadar iradeli insan, tersi/leri kadar ise eksik, cahil, vahşi, doğal ve hayvani insanız anlamı çıkar. Bu çıkarsayışı günlük, haftalık, aylık ve yıllık yaşam döngülerinize güncelleyerek; siz ne kadar neyi/neleri kontrol ediyorsunuz, iradenizi kontrol edenleri istişare ederek hakkınızda bazı iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varınız. Bu iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varmadan önce; yalan, iftira, şer, domuz etini yiyiş, şovenistlik, Siyonistlik, radikaller, milliyetçiler, yenilikçiler, cahiller, cahillik, hastalık, virüs, kötü davranış… Vb istenmedik, davranış, yaratık, eylem, bilgi… Vb
A-Bu istenmedik ya da istenmedikler niye vardır?
B-Bu istenmedik ya da istenmediklerin mutlak gerekli olduğu yer/yerler neresi/nerelerdir?
C-Bu istenmedik ya da istenmedikler hiç olmazsa hayat döngüsünde ne/ler eksilir, ne/ler bozulur… Vb ne/ler olur?
Sorularının mutlaka doğru ve liyakatli yanıtlarını araştırın sonra istendik/çözümsel iradi amaçlı; yargıya/lara, sonuca/lara varınız ve/veya öğretime, öğrenime, eğitime, ıslahata/lara, terbiyeye ve önleme/lere baş vurunuz. İnsanlığın ve/veya bir kavmin; radikal milliyetçileri (kavimlerin parmak izi), radikal Müslüman'ları (dinin farzlarının sigortası), radikal yenilikçiler (kavimin asra uyum ışıkları) ya da her çeşit gerekli radikalleri rahmani alimler ve bilginlerce, her an asrın değişimlerine ve/veya koşullarına uyumlu bilgilendirilip irşat edilmezse; milliyetçiler şovenizme, inananlar Siyonizm'e, yenilikçiler otistik ve liyakatsiz felsefi görüşlere ve/veya inançlara zarara uğrarlar. Genellikle âlimsiz bir kavim ya da nefsine zülüm eden Müslüman kavimin/lerin rahmani alimleri ve bilginleri menfaatleri gereği radikallerinin arkasına gizlenir ya da onlara teslim olursa bu sonuç ortaya çıkar. Bu nedenle bunların hürriyetlerinden çok doğru adreste örgütlendirilip düşünsel ve toplumsal olarak güncellenişleri daha doğrudur. Âdemi İnsan; Meleği Ruhu, Meleği aklı ve Meleği Vicdanı Kanadıyla (Meleği Güzel Ahlak Kanadı) meleklere kenetlenip güzel ahlak hasletlerini gösterirken, Diğer kanadıyla yani Hayvani Olan Nefsiyle, Hayvani Olan zekâsıyla ve Hayvani Olan Vicdaniyle (Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı) Hayvanlara ve eşyaya kenetlenip vahşi/hayvani ahlak hasletlerini gösterir. Bu kanatlardan Meleği Güzel Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadıyla daha aşağılıklara uçarak çok tehlikeli hilkat garibesi bir zararlı yaratık olur. Bu kanatlardan Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Meleği Güzel Ahlak Kanadıyla daha yukarılara uçarak ruhban/meleğimsi bir yaratık olur. Bu iki kanadın dengesi/balansı hafif ahrete doğru ya da meyilli olarak eğitimle verilmelidir. Dünyası için ahreti, ahreti için dünyasından vazgeçen bizden değildir. Hadis vardır.
Neden İnsanı, çevremizi, kendimizi, mesleğimizi doğru tanımak ve insancıl adreslerde bulunmayı/bulunuşu refleks(alışık tepki) haline getirmek/getiriş farzdır? Doğru Adreste Duruşun 5 Kuralı;
1.Kural: Her şeyden önce İnsan olduğunu kabulleniş. Rahmani insan oluş
için dünyada bulunduğunu ve Rahmani doğru adreste duruşun refleksinin (alışık tepkisinin) kesinliğini kabul ediş. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği şeyleri, İnsanlık Ailesi'ni ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. Değiştirmeyeceği ve/veya Değiştiremeyeceği; fıtratı/yapısal, insani, çevresel … Vb her şeyi ve kendisini olduğu gibi kabullenişe razı oluş gerekirse peygamberi ve insancıl değişime/lere talip olmak. En azında yaratıkların değişmez kaderleniş kırmızı çizgilerini; örneğin, ölüm, bilmezlik, cehalet, aşkınlık… Vb niyet olarak kabulleniştir. Ayrıca tüm yaratıkları, her fert ve toplumun “Geçmişten Geleceğe Tüm İnsanlık Ailesi Çözmecesinin/Pazılının” gerekli bir parçası/üyesi olarak “İnsanlık Birlikteliği” istemine, arzusuna, azmine ve gayretine razı oluştur.
2.Kural: Kendisini ve çevresini doğru tanıyış. Kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve konumlandırıştır. Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
3.Kural:
Yeterince bilgili oluşu kabulleniş. Kendisini ve çevresini doğru anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir. Yaratıkların her şeyini ve mesleğini; doğru, dürüstçe, Rahmani/İnsancıl anlamlandırış ve uygulayış için yeterince bilgili ve beceri sahibi oluşu koşulsuz kabulleniştir.
4.Kural: İnsancıl adreste duruş. Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakta doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getiriştir.
5.Kural:
İnsancıl Uygulayış. Öğrendiklerini Rahmani (peygamberi/insancıl) ahlak çerçevesinde alışık tepki (refleks) olarak hayata uygulayıştır. En Güçlü, Siyasi ve Menfaatperest adreslerde değil de Rahmani, İnsani ve Doğru adreste duruşun en güzel örneği; Allah (C.C)’N yardımıyla, Hz. Muhammed AS’IN çevresinde, zamanındaki krallıklar ve imparatorluklara ekmek peynirle hatta daha zor koşullara Rahmani duruşuyla İslam'iyet’in yayılışını başarmıştır. Bu mantıktan hareketle doğru adreste bulunuşu alışık tepki (refleks) haline getirişin en kestirme yolu Rahmani, insancıl, peygamberi dürüstlük ve/veya peygamberi imanla hayatı yaşamak yeterlidir. Yaratıkların özellikle fert, kavim ve devletlerin; zihinsel, bedensel, düşünsel, amaçsal, menfaatsel... Vb adreslerini doğru tanımlayıp, belirleyip bildikçe onların hakkında daha doğru karar verir ve doğru adreslerde duruş olanağını elde ederiz.-Ola ki herkes her şeyi bilmeyecektir. Cüzi ilme sahipsiniz (Ayet vardır) .Yani en azında her kes bir şeylerin cahilidir.-Herkesin olanakları ölçüsünde; nesnel, iradi, sanal, düşünsel, toplumsal… Vb. kendine özgü özgünlükleri ve tercihleri olacaktır. İnsanın Ahlak Kanadı (Sağ) ve Meslek Kanadıyla (Sol) Eğitimin Hedefine Uçuşunun Amacı; Doğru Adreslerde Bulunuşun 5 Kuralı Uygulanarak Gerçekleşmelidir. Önemli olan amaç kişinin ve toplumun; olanakları, sıhhati, iradesi, bilgisi… Vb. çerçevesinde (insan pazılı/çözmecesi içinde) kendisini/kendilerini (özgün pazılı/çözmece parçası) peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ölçülerinde verimli konumlandırışı doğrultusunda öğretim, öğrenim ve eğitimin mutlaka asgari doğru (yukarıdaki 5 koşul çerçevesinde) verilişinden kesin emin oluştur. Fert, toplum, kavim ve tüm insanlık ailesi bazında; sokakta ve tüm toplumsal alanlarda (özel haller hariç); diğer insanları aşırı kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, rencide edici, rahatsız edici, iştahlandırıcı, kışkırtıcı, küçümseyici, tahrik edici, aşırı özendirici, şaşırtıcı eylem, davranış, sohbet, giyim, kuşam… Vb. bulunmaması gerektiğinin öneminin ve farkındalığını gerekçeleriyle öğrencilere kavratmalıyız. Ancak bundan sonra kişinin olanakları ölçüsündeki iradesiyle tercihleri kendisini belirler. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
Sonuç; Doğaya Karşı Doğru Adreste Duruş Ne Demektir? Çevre Bilinci İnsanlarda Geliştirilerek Plastikler, Kâğıt, Şişe-Cam ve Metaller Çöp Değil Bunların Çöp Torbalarına Doldurup En Kısa Yoldan hedefine brakılmalıdır. İnsanlık doğaya ve birbirine karşı doğru adreste durmadığı için doğal ve yapay çevrenin ilkel ve doğal insan sorunu ortaya çıkmıştır. Ola Ki Yaratıklar içinde hayırlı bir kişilik olmak için ola ki bu 5 kuraldan bir tanesine bile uymazsanız doğru adreste duramazsınız. Gerekli olduğumuz için yaratılmışız ve varız. Her insanı insanlık kitabının bir sayfası kabul edin. Kendi sayfanızı ve Yaşadığınız çevredeki kitap sayfalarını doğru tanıyıp bu sayfalar arasında doğru adreste duruşun koşulu irâdemiz çerçevesinde samimi, rahmani, hür ve adil oluştur. Eğer cahiller, caniler, tanımadıklarımız… Vb karşı doğru adreste duruşta başarılı olamıyorsak, ya diyetle yaklaşılmalı ya da cahillerden uzak duruşa gayret edilmelidir. Cahillerden yüz çevir ya da uzak dur diye ayet ve hadis vardır. Bu yaşam boyutunda her insan bir hayvanın sırtındadır. Kendini kontrol edebildiği kadar süvari kişilik, kontrol edemediği kadarda hamal kişiliktir ki buna nefis denir ya da atınızı (nefsinizi) kontrol edebildiğimiz kadar süvarisi kontrol edemediğiniz kadarda hamalıyız. Genlerimizi ne kadar irâdemizle kontrol edebiliyorsak her şeyimizin süvarisi, tersine ise her şeyimizin hamalıyız demektir. Nefsini tanıyan rabbini tanır (Hadis var).
Bir kavmin yenilikçilerini asimile eder bitirirseniz, akabinde milliyetçilerini asimile edişe başlarsanız bu tam mümkün değildir çünkü o kavmin değişmeyen/değişmez parmak izidirler (kavmin özgün kişilik genlerini taşırlar). Ancak yok etmeniz gerekir. Bu seferde evrimsel seçilimde en güçlü savaşkan Nemrut'u, Atillams'i, Cengizhan'i, Firavun'u, Çin'i, Hitler'i… Vb insan ahlakının acımaz kara delikleri ve kavmin asimile edildiğini sandığınız yenilikçileri de ters teperek karşınıza çıkar ki kayıp edişi hak etmiş olursunuz. Her kavmin özgün radikallerinin, milliyetçilerinin, yenilikçilerinin, cahillerinin… Vb dozunda gerekliliğini doğru adreslerde ve doğru kişilikler de yaşatmak elzemdir. Cahillerin, kafirlerin… Vb karakterlerin yok olduğunu düşünün sonuç sosyal döngünün çöktüğünü görürsünüz. Bir anda herkesin her şeyi bildiğini düşünün ya da geleceğiniz hakkında her şeyinizi bildiğinizi düşünün o zaman cehaletin, bilmezliğin, yalanın ve sabrın ilaç olduğu konumların ve zamanların olabileceğini keşfedebilirsiniz. Allah (C.C)’HU hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Önemli olan her şeyi dozunda ve yerinde rahmani biliş, kullanış ve uygulayıştır. Kısaca doğal döngüdeki özgünlüklerin gerekliliği kadar toplumsal, zihinsel, düşünsel ... Vb döngülerdeki özgünlükler gereklidirler. Önemli olan toplumsal yönetim, ahlak ve her türlü ilişkinin kilit ve yönlendirici noktalarında Peygamberi/Rahmani/insancıl ahlaklı +bilgili +liyakatli kişiliklerin; yönetimlerde, eğitimde, sağlıkta ve yargıda sürekli bulunuşunu tam ve net teminat altına alan/garantileyen; seçim sistemleri, yönetim sistemleri, rejimler ve demokrasileri sağlayıştır. Ör,sigara içmek, aşırı lezzetli yemek, içmek veya içkinin lezzetine doyumsuzluk yani bırakamamak (zayıf irade) da bedenimiz nefsimizdir. Mantık ve irâdemizin; aşkın, sevilmenin, pohpohlanmanın, kumarın, aşırı adrenalinin, lezzetli yemeğe doyumsuzluğuna (şişmanlık-aşırı kilo) tiryakiliğine... Vb karşı aciz düşmesi nefsimizdendir. Küresel ısınma sorununa karşı önlem ve çözümlere katılmayanların bu süreçteki kişilik konumları nefsimiz mesabesindedir. İrÂdemiz, yeteneklerimiz ve gücümüzle kesinlikle başaramadığımız veya başarmayacağımızdan emin olduğumuz olayların, süreçlerin, sorunların ve problemlerin çözümü konusunda;İbadetlerimizi olanaklarımız ve fıtratımız (yapımız) ölçüsünde kusursuz icra eder, samimiyetle hayatımıza uygular, peygamber teslimiyeti ile kişilik ve irâdemizin IP numarasını geri istememek ya da Allah (C.C) terk etmemek koşulu ile Allah (C.C).'HUNA teslim oluruz (Allah (C.C) ipine sarılın, dinden çıkılmaz çıkanlar mürtet olur ayet var) ya da kişiliğimizin tüm boyutlarını teslim ederiz ve Rabbimizden dileklerimiz için yardım istemek üzere dua ederiz. Sonuçta; doğru-yararlı tepkiler, davranışlar, çözüme yönelik denklemlerin, konumların kombinezonları ortaya çıkınca veya çözülünce de, duamız kabul oldu deriz. Nefsini tanıyan rabbini tanır (ayet/hadis!). İnsandaki bu kişiliğin konumu ve etkisi ayrıcalık gösterir. İnsanın genetik yapısı-yatkınlığı ve çevrenin; nefsi kişiliğinin (sanal-zekâ-bedensel kişilik) gelişimine etkisi, çok büyüktür.


D-RUH NEDİR? Allah.CC. tarafından sadece insana üflenmiş evrensel, insani, şeytani, deccalı, hayvani, meleği doğa ötesi hemen her şeyin özünü içeren ilahi/peygamberi kökenli meleği kişiliktir. Akıl bu nüveyle etkileşimli çalışır. Allah CC’HU Âdem AS'A Ruhundan üfledikten sonra Melekler gidin Âdem AS eşyanın adını sorun demiştir. Âdem AS kendisine sorulan eşyanın isimlerini bilmiştir. Bu cümleden olmak üzere biz insanlara da Allah CC’HU Ruh vermiştir. Biz de eşyayı Ruhumuzla tanırız. Beş duyumuzla algıladığımız ve zihinsel operasyonla beynimizde-zihnimizde ürettiğimiz bilgileri aklımız, zekâmız ve vicdanımızla ruhumuza iletiriz. Ruhumuzda eşleşen bilgiler zihnimize ve beynimize yansır. Yansıyan bilgiler algılanır hale gelir (Güneşten gelen ışığın Ay’a çarpıp bize beyaz ışık olarak yansıması gibidir) . Allah CC’HU Âdem AS'A Ruhundan üfledikten sonra Melekler gidin Âdem AS eşyanın adını sorun demiştir. Âdem AS kendisine sorulan eşyanın isimlerini bilmiştir. Bu cümleden olmak üzere biz insanlara da Allah CC’HU Ruh vermiştir. Biz de eşyayı Ruhumuzla tanırız. Beş duyumuzla algıladığımız ve zihinsel operasyonla beynimizde-zihnimizde ürettiğimiz bilgileri aklımız, zekâmız ve vicdanımızla ruhumuza iletiriz. Ruhumuzda eşleşen bilgiler zihnimize ve beynimize yansır. Yansıyan bilgiler algılanır hale gelir (Güneşten gelen ışığın Ay’a çarpıp bize beyaz ışık olarak yansıması gibidir) . Sadece akıllı yaratıklarda var. Maddi ve manevi anlamda çoğu şeyin en değerli nüvesi olması hasebiyle akılla birlikte insanı evrenselleştirir. İnsandaki, nefis tanımının tersi (meleği) sanal insani-meleği kişiliğidir (1)aklı tercihlerle örtüşür, Allah CC'HU;İnsana ruhumdan üfledim der. Fıtrat itibarıyla meleği doğa ötesine bağlıdır. İnsandaki melek gibidir. İnsan ruhu bedensel ve bâtıni/düşünsel/sanal kalp le çalışır ruhsal bilinci uyumaz. Ben uyurum(nefsim uyur) kalbim uyumaz (hadis vardır).
En net, sade, güzel ve doyurucu tanımı İslam'iyet'te geçer, köken itibarıyla ilahi/peygamberi kabul edilir. Sanki uçak için kara kutu ne anlam ifade ediyorsa, bedenimiz içinde ruh onu ifade ediyor gibidir. İnsan ölünce de ruhunu Azrail A.S. (Ruhu teslim alan melek/ölüm meleği) alır Allah C.C.'HUNE götürür.
Her insanda akıl sahibi bir melek (ruh) vardır. İnsan ölünce Allah emanetini (ruhu/meleği ve aklı) alır. Kalan her şeyle ve yaptıklarıyla insan belli bir vakte kadar baş başa kalır.


Ruh kıyamete kadar ölmez ve hastalanmaz meleği kişiliktir. İnsanın sanal dünyasındaki ruhsal-meleği (psikolojik ve psikiyatrlık bozuklukları ruh ve akılla değil nefis, zekâ ve bedenle ilgilidir. Bu hastalıkların hemen hepsini hayvanlarda da görmek mümkündür. Evrensel bir insanda:canlı beden ve nefis, içgüdü, deneyim, alışık tepki (refleks), zekâ... Vb doğal sanal araçlarına ilave olarak, ilahi/peygamberi kaynaklı ruh ve akıl özgün sanal araçlarının varlığı kabul edilir. İnsanda hem can hem de ruh vardır. Hayvanların ruhu yoktur, bedensel canı var. Hayvanlar tamamen canlı beden ve nefis, içgüdü, deneyim, alışık tepki (refleks), zekâ... Ola ki Âdem AS öncesi insansılar (Allah (C.C)'HUNDAN başka şeylere tapan vahşi/doğal insanlar) vb sanal-düşünsel araçlardan ibarettir. Âdem AS’A Yaratırken Ruhundan üflemiş, vicdan ve Akıl vermiştir. Allah (C.C)’HU Âdem’e sorun eşyayı tanıyacaktır diye melekler nida etmiştir. Ola ki! Allah (C.C)’HU HZ. Âdem AS sonrası tüm insanlara ve insansılara ruh vermiştir ya da Ruhundan üflemiştir. Âdeme ruhumdan üfledim eşyayı sorun bilecek diye İslam kaynaklarından bildirilmiştir. İnsanlar İslam fıtratı üzerine dünyaya gelirler diye hadis vardır. Bu hüneriyle Âdem AS’IN Eşyayı tanıdığına Melekler şahit olmuştur. Dolayısıyla Ruh bir yönüyle Allah (C.C) ve eşyayı tanıyış ve ayırt ediş aracıdır da. Cebrail AS’IN Meryem Annemize üfleyişi ve İsa AS'IN Dünya’ya gelişi gerçeği meleklerin genetik yapıya tesiri konusunda tartışmasız ve çok çok düşündürücü bir delilidir. Allah (C.C)’N izniyle Âdem AS sonrası İnsanımsıların değişimine ve yaradılışına meleklerin tesirini bize kanıtlar. Âdemi insanlar akıl, ruh ve vicdan verildiği için eşyayı ve Allah (C.C) ayırt edebiliyor. Ola ki Akıl, Ruh ve vicdan güdüğü bazı cahil insanlar hala Âdem AS öncesi insansıların ta kendileri gibi manüel (bağlantısız) Bâtını kalbe ve bilince sahiptirler.

Özel Not; Ola ki Âdem AS öncesi insansılar (Allah (C.C)'HUNDAN başka şeylere tapan insansılar yani bilmeden Âdem AS öncesi cahil şirke giden insansı yaratıklar/bu asırda bu insanlara-insansılara rastlamak mümkündür), bu günkü inanç cahilleri, hayvanlar...Vb yaratıklarda hayvani (vahşi) ruh, hayvani akıl ve hayvani vicdanda bahsediş daha doğru gözükmektedir.


E-Akıl, Her Şeyin Nüvesini Taşıyan Ruhun İşletim Sistemi (Düşünsel/Nesnel/Kültürel... Vb Dinamik Değer Yargılarının Mimarisi) Gibidir. İnsandaki meyveleri;peygamber ahlakı, paylaşma, zayıflarına insancıl (reKâbete girmeyen), doğa ve hayvani-meleği doğa ötesine ve öncelikle ilahi/peygamberi şeylere çözmece merakıyla ilgi duyan hikmetlere sahip … Vb olan ilahi/peygamberi kökenli Ruhun işletim sistemi düşünsel/sanal araçtır. Sadece akıllı yaratıklara özgüdür. Bitkilerde, hayvanlarda,... sistemlerde … Vb bulunmaz.Sadece akıllı insan ruhuna, vicdanına ve namusuna endeksli düşünebilen insan demektir. Akıllı insanlarda bilmediklerinin cahili edepli insanlardır. Sadece zeki insan nefse endeksli düşünebilen insan demektir.

F-Vicdan; Allah (C.C) tarafından tüm akıllı yaratıklara verilmiş, meleği bir kalp ibresidir. Ola ki vicdan; dürüstlük, gayret ve samimiyetin Rahmani ibresidir. Akılsız yaratıklarda ya yok ya doğal veya güdüktür.
Vicdan;akıllı yaratıkların herhangi bir şey hakkında; akıl, zekâ, nefis, kişilik, ortam, bilgi dağarcığı… Vb tüm olanaklardan süzülmüş, arınmış ya da arındırılmış sonuçların arasında verilecek en Rahmani/meleği tercih ve tercih serisini gösteren gerçek kişilikle düşünülerek karar verilen Bâtını kalp ibresi tercihidir.
-Akli selim haldeki (sinirli, asabi, düşünsel-bedensel hastalıklı… Vb sıra dışı halde olmayan) olgun akıllı bir yaratığın düşünsel-Bâtını kalbinin ibresinin gösterdiği ve rahat ettiği karardır.
-Bir konuda karar vermekte sıkıntı çekiyorsanız kalbinizin rahat ettiğini yapın.(hadis var)
-Aklımız, zekâmız, ruhumuz nefsimiz ve tüm olanaklarımızı kullanarak bilmekte ve karar vermekte sıkıntı, titreklik ve karasızlık çektiğimiz herhangi bir konuda vicdanımızın (Bâtını kalp ibremizin gösterdiği) sesini dinleriz.
-Sorumlu gerçek kişiliğe; vicdanın sesini dinlemediğinin bilincinde olduğu ve vicdanının sesini bildirerek ihlal ettiği kayda geçer. Akıllı kişi bunun bilincindedir.
-Ömür boyu verdiği; doğru-yanlış, günah-sevap ya da nötr-geçişken… Vb kararlarda bu meleği kalp ibresi kararına bilerek uymayan kişinin hanesine kalp ve bilincine bu yanlışlarının kayıt edildiğinden ya da yazıldığına dair şuana kadar hiçbir akıllı yaratık ciddi olarak yazılı ve sözlü itiraz etmemiştir. İtiraz eden olgun insanlarında aklından??, nefsinden, zekâsından, kastiliklerinden, anormalliklerinden ya da deliliğinde şüphe edile bilir ya da şüphelenmek farzdır.

İman nedir?
Bir yaratığın inandığı ve tasdik ettiği tüm yargıların ortak paydasıdır. Fert ve toplumların inandığı tüm doğruların kıblesidir.

Tefekkür ve Amel İşleyiş Nedir?
Allah (C.C)’HU; Arşı suyun üstündeyken hanginizin daha güzel ve doğru amel işleyeceğinizi ya da tefekkür edeceğiniz deneyiş için Kâinatı yarattı (ayet vardır)
Tefekkür ve Amel İşleyiş: Genellikle sağlıklı ve olgun bir insanın kalbinde, düşüncesinde zihninde ve iç dünyasın da; tüm bildiklerine dayalı olarak hür iradesi ve hür vicdanına dayalı olarak; tüm yaratıklara ve her şeye karşı; çözümlerini, dileklerini, dualarını, düşüncelerini, temennilerini ve arzularını kurgulayış ve/veya hayata uygulayıştır. Örneğin; bir kişi her yaratığa selam verişteki tek selam kelimesini; tüm geçmişte verilmiş, halen verilen ve gelecekteki verilecek selamların toplamına denk düşünüş ve varsayış bir tefekkür ve amel işleyiştir. Bu demektir ki bu kişini her selam veriş değeri amelinde ve tefekküründe tüm selamların toplamına denk kabul edilmiş ve varsayılmış olarak Allah (C.C)’N huzuruna çıkacak. Örneğin; Kişinin ya da kavimin; kendi iç dünyasında kendisini İnsanlık ailesinin en asil, en Müslüman ve yeryüzünde Allah (C.C)’N hayra yönelttiği kavimlere hissedar kabul kabullenişi ve yeryüzündeki fert ve kavimlere bu düşünceyle yaklaşımı bir tefekkür ve amel işleyiştir.

KİŞİLİK KİMDİR? Bir ben var ki bende benden içeru (Hz. Yunus EMRE);uyanıkken hisseden, uyurken rüya gören. Bedensel ve zihinsel araçların; gücünü, yeteneklerini bilen ve bilincinde olan. Her şeyi değerlendirirken;iradesini tarafsız kullanarak tercihleri tasdik edip icrasına karar veren:sorumlu:sanal gerçek; öz, ene, kişilik veya benliktir.
Normal İnsanın Kişilik Boyutları ve Kişilik Enerji Halleri : Normal bir insanda, doğadaki bilinen 7 boyuta ilave olarak, minimum 5 boyutu daha var;
A-Sanal/Düşünsel(Zihinsel-Sanal - Düşünsel Hayvani) Şeytani Nefsi Kişilik Boyutu ;(Nefsi Sanal/Düşünsel/Zihinsel Bedenimiz-Cinler âlemi İle İlgili Kişiliğimizdir):zekâ işletim sistemi ile çalışıp, doğayı asimile eden ve çıkarsamalar yapan nefsin; doğaya meyilli yayılan-yayılmış doğal sanal enerji boyutudur. Bu kişilik, doğaya ve madde âlemine meyilli olup;hayvanlara ve tüm doğadaki nefsi yaratıklarla empati/eşduyum (halden/halini anlama, halini yaşama)duyan, özdeşleşen ve kenetlenen   zihinsel-sanal nefsani enerji boyutundaki özgün kişiliğidir. Kısaca insanın;ısı veya ateş halindeki enerji boyutunun sanal-zihinsel kişiliğidir.Sanal ya da Cinler âlemi Boyutundaki Kişiliğimizdir.

B-Nesnel (Bedensel Hayvani) Nefsi Kişilik Boyutu: Beyindeki organik tabanlı işletim sistemi ile madde tabanlı çalışan, vücudumuzdur.1, 2, 3, 4. İnsanın Toprak-Madde Boyutudur. Doğaya-Hayvanlara -Nefse bağımlı ve eğilimlidir. Yemeye içmeye, meyilli; canımızı, ruhumuzu... Vb nesnel ve sanal araçlarımızı taşıyan bedensel kökenli Materyalist-Ateist Nesnel Kişiliğimizdir.

C-Zeki ve Yeteneği Kişilik Boyutu (Sanal ve Bedensel Nefsi doğal kişiliklerimizin doğal işletim sistemi merkezli kişiliğimizdir);zekâ işletim sistemine ve yapısal-düşünsel becerilerimize dayalı kişiliğimizdir. Bugünkü ÖSYM sınavında muhatap olunan kişiliktir ve hayvanidir.

D-Ruhsal Kişilik Boyutu : Meleği doğa ötesine ve akli kurallara meyilli; meleği-saf-abdal kişilik boyutudur. Ruhban Kişiliğimizdir. Ruh, kişilik olarak Allah (C.C) bizdeki en değerli emaneti ve elçisidir. İbadetlerimizle aklımızı kullanarak ruhsal kişiliğimizin külliyatındaki hakikatlere ve gerçekler arif oluruz.

E-Akli Kişilik Boyutu:bedensel ve zihinsel;gerçek araçlarını, sanal araçlarını, yeteneklerini, nefsi-ruhsal kişiliklerini, zekâlarını kullanarak namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve dürüst karar veren, ruha, doğaya ve hayvani-meleği doğa ötesine, dengeli-meyilli Akıllı Kişiliğimizdir.

F-Vicdani Kişilik Boyutu: Akıllı yaratıkların herhangi bir şey hakkında; akıl, zekâ, nefis, kişilik, ortam, bilgi dağarcığı… Vb tüm olanaklardan süzülmüş, arınmış ya da arındırılmış sonuçların arasında verilecek en Rahmani/meleği kalp ibresi kararını tercih eden kişiliktir.
Vicdan; Allah (C.C) tarafından tüm akıllı yaratıklara verilmiş, meleği bir kalp ibresidir. Ola ki vicdan; dürüstlük, gayret ve samimiyetin Rahmani ibresidir. Akılsız yaratıklarda ya yok ya doğal veya güdüktür.

-Sorumlu gerçek kişiliğe; vicdanın sesini dinlemediğinin bilincinde olduğu ve vicdanının sesini bildirerek ihlal ettiği kayda geçer. Akıllı kişi bunun bilincindedir.
-Ömür boyu verdiği; doğru-yanlış, günah-sevap ya da nötr-geçişken… Vb kararlarda bu meleği kalp ibresi kararına bilerek uymayan kişinin hanesine kalp ve bilincine bu yanlışlarının kayıt edildiğinden ya da yazıldığına dair şuana kadar hiçbir akıllı yaratık ciddi olarak yazılı ve sözlü itiraz etmemiştir. İtiraz eden olgun insanlarında aklından??, nefsinden, zekâsından, kastiliklerinden, anormalliklerinden ya da deliliğinde şüphe edile bilir ya da şüphelenmek farzdır.

Özel Not;Kuran-ı Kerim;yaratıkların, olayların, süreçlerin, olguların....ve İnsanın değişik enerji hallerine ve boyutlarına hitap ettiği için bazen kitabın bazı ayetlerini anlamakta sıkıntı çekilir. 18000 âlemin enerji haline hitaben yazıldığı rivayet edilir. Kıtab-ı Kerim'i doğru anlamak için insanın sanal ve tüm enerji - kişilik boyutlarını iyi bilmesi, yaratıklara-olgulara... Vb süreçlere doğru empati/eşduyum duyması-yaşaması gerekir.

G-Gerçek Kişilik(Özgün ve Sorumlu);Bir ben var ki bende benden içeru;rüya gören, bilincinin farkında olan, tüm kişilik boyutlarını; iradesi dâhilinde kullanarak; aldığı sonuçlara göre, yaptığı tercihlerden, sorumlu özümüz, enemiz, kendimiz veya Gerçek Kişiliğimizdir. Ola ki kâinatta her yaratık; yaratık çözmecesinin bir parçası, insan olarak tercihlerinizle siz olmasanız sistemde/ kâinatta ne eksiliyor ve ne artıyorsa ola ki sizin değeriniz o dur. Demirkuş 2011
-Gerçekleri sadece madde kökenli kabul eden kişilikler (edenler) materyalistlerdir. Gerçekleri sadece ruh kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ruhbanlardır. Gerçekleri sadece doğa tabanlı kökenli kabul eden kişilikler (edenler) bilim insanlarıdır. Gerçekleri sadece ateş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Zerdüştlerdir. Gerçekleri sadece güneş kökenli kabul eden kişilikler (edenler) Yezidilerdir. Gerçekleri sadece hiçbir şey kökenli kabul eden kişilikler (edenler) ateistlerdir… Vb çoğu doğa kökenli id, idol ve/veya putlardır. O zaman; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle gerçek düşünce sistemimizi hangi gerçeklere yapılandıracağız ya da oluşturacağız. Ebedi, Geçici, Dünyevi, Milli, Milliyetçi, Radikal, Doğal, Vahşi, Hayvani, Bilimsel, ... Vb Düşünsel/Düşünce Sistemleri Kitlelere ve İnsanlığa Kazandırış ve Yükleyişle İlgili Eğitimi Doğru Değerlendiriş Çok Önemlidir. Ola ki şu sorular sorulabilir; tüm yaratıklar, yaşadığımız kâinatlar ve her şey; Kim? ve/veya Nere Kökenlidir? Sorularının yanıtı gerçeklerin adresine bizi yaklaştırır.
İslam'iyet'te ve Allah (C.C) gönderdiği tüm kitaplarda; her şey Allah (C.C) nurundan yaratılmış ve sonra her şey ona (Allah (C.C)'HUNA) döndürülecektir ve yönelecektir. Yani tüm yaratıkların gerçekleri göreceli (izafi) ve geçici gerçeklerdir. Ancak Allah (C.C) istedikleri ebedi gerçek olacaklardır ve hayat bulacaklardır.
-Bir insan iradesi ve olanakları ölçüsünde; Ruhu ve aklı ile meleği, zekâsı ve nefsi ile hayvani, vicdani ve tüm kişilikleriyle Rahmani karar verir. İradesi çerçevesinde sadece nefsi, ceddi, hayvani… Vb şahsi menfaatleri ve arzuları için verdiği karalar şeytanidir.
Tüm insanlığı bir beden kabul et, bazılarının kişilikleri, beyinde (vahşi/doğal insani kişilik), bazılarınınki kalpte (peygamberi insan kişiliği), bazılarınınki cinsellikte-şehvette (hayat insanları kişiliği), bazıların ki hercai, bazılarınınki ruhu ile bütünleşmiştir (ruhban) … Vb tüm insanların kişilikleri toplamı ve dağılımı bir insan bedenini oluşturup adı da insan kişiliği bedenidir. Benli Kâinat sistemi-Bensiz kâinat sitemi=farkım ile Baktığım Miraslı Kâinat-Bıraktığım Mirasız Kâinat=Farkım benim kişiliğim, kim olduğum ve tüm mirasımın ifadesidir. Demirkuş 2012 Tüm insanlık için bu farkın en istendik oluşunu dilemek gerekir.
İnsan;
-Ruhu ve Aklı itibarıyla meleği olduğu için güzeldir.
-Nefsi ve zekâsı itibarıyla hayvani olduğu için cahil, nankör ve zulümkardır.
-Tercihleri itibarıyla kendini yani gerçek kişiliğini tarif edendir. Demirkuş 2011


-İnsan Kişiliği/leri; bu 4 temel sanal ve nesnel araçla (nefis-zekâ, akıl- ruh) öğrendiklerinin hayata uygulayışında, iradesinin gücü oranında tercihleriyle yaşamaya gayret eder. Kişilik çocukluktan itibaren gelişmeye başlar. Yaş ilerledikçe olgunlaşır ve gelişir. Buluğ çağında sorumluluk taşıtılır ve yaptığı tercihlerden sorumlu öz egomuzdur.
Çeşitli kişilik boyutları vardır.  
İnsanlığın filogenetik seviyede (tür olarak) sorumlu kişiliği: Kendisine hiçbir primatta bulunmayan; akıl, ruh, vicdan, namus, peygamber ahlakı, olgun kişilik… Vb düşünsel araçlar verilen Âdem AS'LA başlar. Bugün çocuklar buluğ çağından (12-15 yaş) itibaren gelişmiş kişilik kabul edilir.

 
 


Teknik, Yöntem, Strateji ve Model Kavramlarının Özgünlükleri;
Örneğin, Öğretim de uçuş teknikleri dersi nasıl verilebilir uygulayışına bakalım;
1-Anlatım Yöntemine ilave olarak Simülatör (Benzerlik) Aracıyla Uçuş uygulayışı tekniği verilebilir.
2-Anlatım Yöntemine ilave olarak Sanal Ortamda Simülasyon (Benzetim) Uçuş uygulayışı tekniği verilebilir.
3-Anlatım Yöntemine ilave olarak Planörle (Rehber Hoca Nezaretinde) Uçuş uygulayışı tekniği verilebilir.
4-Anlatım Yöntemine ilave olarak Eğitim Uçaklarıyla (Rehber Hoca Nezaretinde) Uçuş uygulayışı tekniği verilebilir… Vb teknikler.

-Anlatım Yöntemine ilave olarak bu 4 uçuş uygulayış tekniği ve diğer uçuş tekniklerinin toplamı Uçuş Yöntemi/leri Kavramını oluşturur.
-Tüm uçuş yöntemlerinin toplamı Uçuş Stratejisi/leri Kavramını verir.
-Tüm uçuş stratejilerinin toplamı Uçuş Modeli/leri Kavramını verir..

Örneğin,
-Kanserle Mücadele Teknikleri Toplamı Kanserle Mücadele Yöntemini/lerini Ortaya Çıkarır.
-Kanserle Mücadele Yöntemleri Toplamı Kanserle Mücadele Stratejisini/lerini Ortaya Çıkarır.
-Kanserle Mücadele Stratejileri Toplamı Kanserle Mücadele Modelini/lerini Ortaya Çıkarır.

Teknik ve Teknik Çeşitleri Nelerdir? Bilimsel araştırmalar yapılırken, stratejiler ve projeler hazırlanırken; amaç/lara, hedefe/lere ve sonuca/lara sağlıklı ve verimli ulaşmak için; uygulanan bilimsel yöntem ve stratejiler içinde araştırmanın çeşitli aşamalarında araştırmanın yapısına uygun uygulanan ve izlenen alt veya uç yöntem yollarıdır. Örneğin, anlatım yöntemini verimli kılmak için, içerisinde soru cevap tekniği uygulanır.
-Araştırma teknikleri, yapılan araştırmanın ruhuna ve çeşidine göre değişir. Çok sayıda tekniği vardır veya araştırmanın amacına ulaşmak için yeni teknikler geliştirilebilir.
-Önemli olan bu teknikleri doğru yer, konum, zaman ve aşamalarda uygulamaktır. Örneğin, bir araştırmada, bağışıklık sistemimizi yanıltarak vücudumuza sızarak hastalık yapan çeşitli mikroplara karşı aşı geliştirmek için, mikrobun hücresinin bağışıklık sistemimiz tarafından algılanacak şekilde yalancı ayaklar monte dilecek bir uygulamadan sonra bağışıklık sistemine tanıtma tekniği bazı araştırıcılar tarafından geliştirilmiştir. Yöntem bir ana yol ise teknikler bu ana yollardan ayrılan toprak ve patika yollardır. Ana damar yöntem, yan ve kılcal damarlar tekniği ifade eder. Filmi izleyin

Yöntem (Metot) Nedir? Amaca veya hedefe en kısa ve verimli ulaşmak için izlenen en kestirme (verimli) yollardır. Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde hedefe ulaşmak için; bilinçli ve/veya bilinçsiz izlenen her yola ve tekniklere yöntem denir. Demirkuş 2011
Her yöntemin ve tekniğin en az bir uygulanabilir alanı vardır. Amaca hedefe ulaşmak için izlen yol ve yolaklardır. Bu nedenledir ki yöntemler ve teknikler dersi verilirken her yöntemin ve tekniğin en az bir uygulayış alanı gerekçeleriyle öğrenciye verilmeli ve uygulatılmalıdır. Demirkuş 2013

Bilimsel Strateji Nedir? Çok yönlü bilimsel çalışmalarda veya aynı gruptaki bilimsel çalışmalar arasındaki ortak payda, özgün ve varyasyon veri tabanlarına dayalı çoklu disiplin mantıkla teorik ve uygulamalı sonuçlar elde etmek için izlenen çok yönlü sevk, idare ve yöntemlerin planlı ve programlı bütünlüğü ya da birlikteliğidir.
-Örneğin, Bir bilimsel araştırma stratejisi denildiğinde, o konuda hedefe ulaşmak için izlenen tüm bilimsel yöntem, teknik, yan yolların sırasıyla oluşturduğu dizayn ve dizin kast edilmektedir.
-Örneğin bir konudaki öğretim stratejisi  denildiğinde, o konuda hedefe ulaşmak için izlenen tüm yöntem, teknik, yan yolların sırsıyla oluşturduğu dizayn ve dizin kümesi, Öbeği/Kümesi kast edilmektedir.

Model Nedir? Genellikle uzmanlarınca beğenilen, kabul gören amaca ulaştıran özgün özellikleri ve koşulları taşıyan nesnel, sanal, düşünsel, zihinsel, kavramsal, toplumsal veya döngüsel;olay, olgu, süreç, yaratık, kurallar… Vb alt birimlerini temsil eden ortak payda bütünlük birimine/lerine verilen kavramisimdir.
-Genellikle modeller doğal sistemleri taklit ederek veya edilerek ortaya atılır. Örneğin aerodinamik mekanizmasını anlamak ve kağıttan uçak yapmak modeli sinektir. Bu basit örnekten minik model uçaklara kadar örnekler çoğaltılır. Bu olay genellikle yaratıkları daha iyi kavramak ve anlamak için ileri sürülür.
-Örneğin; Belli alanlarda çok başarılı sonuçlar veren eğitim modelleri vardır.
-Genellikle modeller doğal sistemleri taklit ederek veya edilerek ortaya atılır. Örneğin aerodinamik mekanizmasını anlamak ve kağıttan uçak yapmak modeli sinektir. Bu basit örnekten minik model uçaklara kadar örnekler çoğaltılır. Bu olaya genellikleri, yaratıkları daha iyi kavramak ve anlamak için ileri sürülür.
Örneğin, Hz. Muhammed AS Peygamber, Rahmanı ve İnsancıl Ahlak Modelidir. Aerodinamik mekanizmayı anlamak için kağıttan uçak yapmak bu modele bir örnektir. Bu basit örnekten minik model uçaklara kadar örnekler çoğaltılabilir. Doğal hayatta gözlemlediğimiz bir çok olay ve yaratığı anlamak ve tanımak için özgün özelliklerini taşıyan somut kavramsal modeller oluşturulur. Çocuklarda modeller kendisini temsil eder, gerçeği değil. Çocuklara gösterdiğimiz modeli onlar gerçek sanır, fakat biz modelin taklit olduğunu biliriz.

-Peygamberler istendik peygamber ahlakının mürşitleri ve modelleridirler.

Öğretim, Öğrenim Kuramı ve Modelleri Nedir;
Öğretimde, öğrenimde ve eğitimde;bilinmeyene, az bilinen konular hakkında belli amaca/lara ulaşmak için; çeşitli bilimsel araştırmalar, deneyimler, uygulanışlarla derlenen bilgilerin;yöntemlerle, tekniklerle, eylemlerle ve yeni uygulanışlarla çoklu disiplin mantıklarıyla çözüm amaçlı geliştirilen dinamik ve uygulamalı stratejiler ürününe ya da topluluğuna “Öğretim ve Öğrenim Kuram” ve Modelleri denir.


ÖĞRETİM MODELLERİ;
Öğretime ve öğrenime yönelik; uygulanan yöntemler, teknikler, yapılan etkinlikler,  uygulamalar… Vb eylemlerinde, öğretmenlerin öğrencilere karşı neden ve nasıl davranmalarının gerektiğini gerekçeleriyle  bu davranışlarının öğrencileri/öğreniciler nasıl etkileyeceğine yönelik model ve kuramlardır.
Başlıca Öğretim Modelleri;
  I-Programlı Öğrenme
 II-Bilgisayara Destekli Öğretim
III-Bireyselleştirilmiş Öğretim Sistemi

IV-Temel Öğrenme Modeli (Glaser'in)
V-Buluş Yoluyla Öğrenme Modeli(Bruner'in)

Bu model iki ana tema içerisinde değerlendirilir.

1-Zihin gücü ve edindiği bilgilerin artmasına bağlı olarak; kişinin buluş, deneme, doğal... Vb yollar ile kazandığı tüm zihinsel beceri,zihnini kullanma bilgi ve yöntemlerdir.
2-Çocuğun dünyayı algılaması esnasında geliştirdiği temsili tasarım sistemlerini evreleri.
A-Eylemsel Temsil;Sözel, ikonik ve imgesel olarak ifade edilemeyen ve ifade edilmesinde sıkıntı çekilen ancak zorunlu olarak eylemsel olarak ifade edilen temsillerdir.Ör,piyanist piyano çalarken, hangi parmağını öncelikle basacağını adım söyleyemez, alışık tepki (refleks) olarak uygun şekilde çalar. Çocuklar evdeki eşya ve odaların yönlerini pek güzel tarif edemedikleri halde eylemde çok kolay oralara ulaşır.
B-Sembolik Temsil;Anlamayı temsil etmek için sembolleri kullanmasıdır. Ör,matematiksel semboller, müzik notaları, lisan alfabeleri gibi.
C-İkonik Temsil;Anlamayı temsil için kullanılan imgelerdir. Ör,Ateşi alev olarak, yolu çizgi ve harita olarak imgelemsi.

Temsili Evrelerin Sırası;

Bruner'a göre; zihinsel gelişimde;eylemsel, ikonik ve sembolik sıra izlenir ancak öğrenmede bu sıralama zorunluluğu yoktur.
Buluş Yoluyla Öğrenmede Öğretim Süreci
Kuramın Birinci Öğesi;Öğrencinin öğrenmeye hazır bulunuşluğunu sağlayacak yaşantı koşulları hazırlanmalıdır.
Bunun iki öğesi vardır.
1-Öğrencinin keşfetme isteklerini harekete geçirmek.

2-Öğrenme süreci içinde bulunan öğrenciler desteklenmelidir. Öğretmenin doğru kavuzluğu, yönlendirici etkinlik ve uygulayışları yardımıyla öğrenciye zaman kazandırılmalıdır.

VI-Etkili Öğreniş Modeli (Salvin'in)
VII-Okullarda Öğrenme Modeli (Carroll'un)

A-Yetenek
: Bu modelde, öğrencide öğrenmenin tam gerçekleşmesi için, gerekli zaman olarak tanımlanmıştır.
     Bu gün uygulamadaki sınavlarla oluşturulan sınıflarda;öğrenim/öğrenme ile  yetenek arasında 0.70  bir korelasyon ilişkisi vardır. Öğrencilerin  fıtratlar ve yetenekler arsındaki bu çeşitliliğin ürünü olan  0.70  lik farkı  sıfıra indirgemek ve algıda değişmezlik derecesine ulaşmak için;1.,  2. ve 3. şıklarda belirtilen koşul, önerme ve çözümlerin her öğrenciye özgü  saflaştırılıp sadeleştirilmesi gerekir. 
Yapılan  araştırmalarda; aynı sınıftaki öğrencilerin yetenek dağılımı açısından;%5'i avantajlı, %5dez avantajlı ve % 90'nı benzer olduğu saptanmıştır.

B-Öğretimin Kalitesi;Öğretim için sunulan hizmetin her kese eşit olması bazı dezavantajlar ortaya çıkarır. Onun için mümkünse her öğrencinin eşik bilgi, yetenek ve fıtrat(yapısal) özgünlüklerini tatmin edici nitelikte öğretim hızmetleri korelasyon sistemini geliştirmek gerekir.
C-Anlama Yeteneği; Öğrencide öğrenmenin tam gerçekleşmesi için gerekli eşik bilgi ve yeteneğinin yeterli olması gerekir.
D-Öğrencinin Öğrenmeye Hevesle Ayırdığı Zaman (Sebat)
E-Okullarda  Öğrenmeye Ayrılan Süre, bu süre bazı öğrenciler için az bazıları için çok bazıları için ise yeterlidir.
VIII-Tam Öğrenme Modeli (Bloom'un)
Bu modelde, yetenek;öğrencinin bir üniteyi öğrenmesi geçen zaman olarak tanımlanmıştır. İdeal öğrenim/öğrenme koşullarının sağlanması halinde, öğrencilerin öğrenim/öğrenme farklarının bir birine benzeyeceği iddia edilmektedir.
Bu Modele Göre;öğrenim/öğrenme üç öğeden oluşmaktadır;

1-Öğrenci Özellikleri
A-Bilişsel Giriş Davranışları (Eşik Bilgi, zekâ, Yetenekle İlgili Davranışlar);
Öğrenme için, ön koşul, alt yapı ve zekâ seviyeleriyle ilgili davranışlardır.
a-Özel Bilişsel Giriş Nitelikleri;Ön eşik bilgilerine sahip olma niteliklerini içerir. Mat 2 için Mat.1 bilme
b-Genel Bilişsel Giriş Nitelikleri;yetenek ve zekâ ile ilgili davranışlara sahip olmanın seviyesi ile ilgilidir.

B-Duyuşsal Giriş Özellikleri (Öğermeye, Okula ve Başaracağına; İstek, İnanç ve Güven Duygusu);
Üniteyi öğrenmeğe ve okula karşı; istekli  ve açık olması, başaracağına inancı ve güveni ile ilgilidir.
a-Okulla İlgili Duyuşsal Özellikler;Öğrencinin okula yönelik isteği, hevesi ve tutumlarını ifade eder.
b-Dersle  İlgili Duyuşsal Özellikler;Öğrencinin dersi sevip sevmemsiyle ilgili tutumunu ifade eder.
c-AkÂdemik Benlik Tasarımı;Öğrencinin akÂdemik olarak başarılı olacağına  inancı ve kendine güveniyle ilgili tutumu ifade eder.
    Bu modelde:öğrenci özellikleri;yani bilişsel ve duyuşsal özellikler (A ve B)  öğrenim/öğrenme ünitesindeki başarı etkisinin %65'ni açıkladığı iddia edilmektedir.
C-Psikomotor Özellikler ve Davranışlar (Fiziksel El ve Nesnel Organ Beceriler); Öğrencinin fiziksel becerilere (el becerileri.. Vb) yatkınlığı... Vb kapsar.

2-Öğretim Hizmetleri; Bu modelde, tam öğrenmede uygulanan stratejilerin seçiminde öğrencilerin bireysel öğrenim/öğrenme gereksinimleriyle önlem alınması gerektiği ve yararı vurgulanmaktır. Tam öğrenmede öğrencilerin derste kazanımların ve eksiklerin dersten sonra çeşitli ölçümlerle (öğrenişi (öğrenmeyi) izleme testleri ve biçimlendirme değerlendirmeleri, ilerlemeyi belirleyici testler, formative testleri) belirlenip öğrenim/öğrenme güçlüğü çekilen sorunlarına çözüm üretmenin önemi vurgulanmaktadır. Tam öğrenmeye ulaşıncaya dek bu yeniden eksikleri öğretme ve öğrenilenleri ölçmeye yönelik işlemlere devam edilir.
    Bu modele göre, Öğretim hizmeti niteliğinin bilişsel başarıya  etkisinin  %25 (r=0.5)  olduğu iddia edilmektedir. Böylece öğrenci özellikleri ve öğretim hizmetleri öğrenci başarısının %90'ını etkilemektedir.


3-Öğrenme Ürünleri; Öğretim hizmeti tamamlandıktan sonra, öğrenim/öğrenme düzeyleri, öğrenim/öğrenme hızı,  duyuşsal ürünleri ve kazanım özellikleri  ifade edilmektedir.

IX-Bilgi İşleme Modeli (Gagne'nin)
Kendisinden önceki modellerin eksiklerini tamamlamak için ve insan zihni bilgisayarın bilgiyi kayıt aşamalarını benzetilerek (simule edilerek) geliştirilen modeldir.
Bu model şu sorulara yanıt arar;
1-İnsan zihni bilgiyi nasıl kazanır?
2-Ne kadar bilginin öğrenildiğini ne belirler?
3-Niçin bir kısım bilgiler uzun süre hatırlanır, diğerleri unutulur?
4-Daha fazla bilginin kazanılması ve hatırlanması için ne yapılmalıdır?

Kısaca bu model;insanın bilgiyi nasıl kazandığını, nasıl depoladığını, nasıl uyguladığını ve nasıl aktardığını ortaya koymaya çalışır.
Bu sorulara yanıt aramak için bu model aşağıdaki varsayımları kabullenerek çözümlere ulaşmaya çalışır.
Bu varsayımlar bu modeli diğer modellerden-kuramlardan farklı kılar.
Bu varsayımlar (kabullenirler);
-Bazı öğrenim/öğrenme süreçleri sadece insanlar özgü olabilir.
-Zihinsel olayların incelemenin odağıdır veya olayların cereyan ettiği yerdir.
-İnsan öğrenmesi üzerindeki araştırmalar nesnel ve bilimsel olmalıdır.
-Bireyler öğrenim/öğrenme sürecine aktif olarak katılırlar.
-Öğrenimin mutlaka açık davranış değişmelerinde gözlenmesi gerekmeyen zihinsel çağrışım biçimini kapsar.
-Bilgi örgütlenmiş şekilde bulunur
-Öğrenim yeni bilginin önceden öğrenilmiş bilgi ile ilişki kurulduğu bir süreçtir.

Bu modele göre;insan zihninde öğrenim/öğrenme oluşumunu üç süreç şeklinde sınıflar.
1-Bilgi depolama
2-Bilişsel süreçler
3-Yürütücü süreçler (bilişi yönetme süreçleri)

X-Öğretimde Çoklu zekâ Kuramı (Gardner'ın)
Çoklu zekâ kuramından yaralanılmasının nedeni, öğrencilerde belli bir zekâ türünün  diğer zekâ türlerine göre daha üst düzeyde olduğu beklentisinin olmasıdır. Bu modele göre zekâ alanları dikkate alınarak eğitim hizmeti verildiğinde öğrenim/öğrenme daha kolay gerçekleşecektir. Modelde her insanın kendine özgü öğrenim/öğrenme yolunun olduğuna  ve insanların kendilerine en uygun zekâ  alanlarını öğrenim/öğrenme aracı olarak kullanmasının öğrenim/öğrenme-öğretme sürecini  çok etkili kılacağına inanılmaktadır.
Modele göre zekâ;bir veya birden çok kültürel yapıda değeri olan bir ürüne şekil verme veya problemleri çözme yeteneği olarak tanımlanmaktadır.

     Modelde Çoklu zekâ Kuramı zekâyı 8 Alana Ayırmaktadır.

1-Dil zekâsı;Dili kullanabilme, konuşma  ve yazma yeteneğidir.

2-Mantık ve Mekanik zekâsı;sayısal ve akıl yürütme becerileri ile ilgili karmaşık ilişkileri kavrama ve soyut problemleri çözme  yeteneğidir.

3-Görsel-Uzamsal zekâ;Görselleştirilmiş nesneleri, doğru olarak algılayabilme ve yeni görsel  yaşantılar oluşturabilme becerisidir.Ör,çizim, resim, grafik görsel kavrama ve zihinde somutlaştırmadır.

4-Müziksel zekâ;Müzikle ilgili becerilerinin gelişmiş olmasıdır. Bu zekâ türünün geliştiği insanlarda seslere karşı aşırı duyarlılık söz konusudur.

5-Bedensel Kinestetik zekâ
;Zihinsel koordinasyonla bedensel becerileri (psikomotor  becerileri) etkili bir biçimde kullanma zekâsıdır.

6-Toplumsal zekâ;Toplumsal ilişkileri  etkili bir şekilde kurma, kavrama ve geliştirme ile ilgili zekâdır.

7-Özedönük zekâ;Kendini tanımaya, algılamaya ve geliştirmeye  yönelik zekâdır.  

8-Doğacı zekâ;Doğal çevreyi tanıyabilme ve anlayabilme yeteneğidir.

XI-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl)n Öğretim, Öğrenim ve Eğitim Modeli (Hz. Muhammed AS'IN Öğretim, Öğrenim ve Eğitim Modeli);

1- Allah (C.C) Peygamber AS'IN Batini Kalbini Temizler Kuran-ı Kerimin Hepsini (Tüm Ayetleri) Kalbine Yükler ve Oku Der. (Kalpsal-Zihinsel Kayıt)
2- Müteakiben, Peygamber AS'IN yaşantısındaki gelişen toplumsal olayların sürecinde ve/veya geçmişe ve/veya geleceğe yönelik sorulan sorulara cevaben ilgili ayetler bu sefer o anda ve/veya o anlarda beyinsel ve belleksel olarak Cebrail AS'LA (İlim Meleği) tarafından Peygamber AS'A indirilir. (Yaşamla İlişkisel Sürçlerde Beyinsel-Beleksel Kayıt)
3- İndirilen Ayetler Peygamber AS tarafından katip Ashabı Kiram'a yazdırılır. (İndirilen Ayetlerin Yazımsal Kaydı)
4- Peygamber efendimiz, Rabbimiz Allah (C.C) tarafından Ayetlerin; doğa ötesi, içsel ve görsel dünya ile ilişkileri, ne anlam taşıdıkları ve hangi koşullarda ne anlam taşıyacakları… Vb gerekli olan kadarını yaşamla ilişkisel ve örtüşür olarak; gerçek hayattan daha net ya da dünya ve bilinçsel gözden-işitimden daha zinde ve net kalp gözüyle, rüyalarla, trans halinde, gerekirse fenafillah halinde ya da kerametlerle yani uzak olasılıkların ölü olduğu ya da yaşanan olay-olgu-süreçlerle örtüşür halde … Vb bilemediğimiz hal, âlemlerde… Ayetler Peygamber AS'A yaşatılarak öğretilmiş ve eğitilmiştir. (Ayetleri Özümseyiş Kayıt
5- İndirilen Ayetler Ashabı Kiramlarla hayata uygulanır.(Öğrenilen Ayetlerin Toplumsal Hayata Uygulayışı Anlamsal-Algısal Kayıt)
6- Uygulanışlarda edinilen bilgiler, ortak paydalar ve özgünlükler peygamber tarafından hadis olarak söylenir ve hadisler yazdırılır. (Ayetlerin Peygamberce Hayata Uygulanışı ve Peygamberde Hadis Olarak Dirilişi ve Hadis Yazılım Kaydı). Gerekirse bazı olay, olgu, süreç, yaratık… Vb şeyler Hadisi Kutsi olarak Allah (C.C) tarafından peygambere bahşedilen hadisler. (Hadis Kaydı/Ayetlerin Peygamberce Anlaşılış Şekli ve Hayata Uygulanışın Sonuçları Yani Hadisler)
7-………….Ayetlerin, hadislerin; yaşama uygulanışı, kayıtları, harmanlanışı, ilişkisellikleri, ibadetlerle; harmanlanışı ve ilişkileri ya da istendik; ibadet, zikir, şükür, fikir, tefekkür ve tenzihle ALLAH'(C.C)'NE icabet edişler… Vb devam eder Miraca kadar.
8- Peygamber AS miraca davet edilir. Miraç'ta tüm ayetlerden ve hadislerden görsellikle, işitsellikle, görsel+işitsel… Vb ilgili olanların gerekli olan kadarı dünya ve bilinçsel gözden-işitimden daha zinde ve net olarak kalp gözüyle görmüş/gösterilmiş ve bazı ayetler kısmen yaşatılmıştır. Duyuşsal, Bilişsel, Algısal, Deneyimsel, Düşünsel, Bilinçsel ... Vb Kayıtlar.
9- Kısaca Kuran-ı Kerim Önce Allah (C.C) Tarafından Peygamber AS'IN Kalbine(Bâtını Kalbine) ve Düşüncesine Yerleştirilmiştir. Sonra etrafta cereyan eden hadisler ortaya çıktıkça (Dünyevi ve uhrevi (ahraet) hadiseler sözel ve eylemsel olarak güncelliğe oturunca) ayetlerle ilişkiselleştirilerek ayetler yazılmıştır. Akabinde istişareli uygulamaya yönelik hadisler yeşertilmiş ve yazdırılmıştır.

XII-Geleceğin Öğretim Modeli/Modelleri (Dünyevi Tüm Modellerin Modeli);
-Bu gün beyinsel veya bedensel bilgilerimizin ya da beyinsel-bedensel bilgi sistemlerini programlarını dinamiklerini makineler aracılığı ile bilgisayara programlamak mümkündür.
( "transfer knowledge" brain, machine" ya da "Brain-Machine Interface" kavramları internette aranırsa ilgili bilgilere kısmen ulaşmak olasıdır.
Özel not;Bu tip kablosuz; beyine, beyinler arasına ya da insan bedenine uzaktan kontrollü bilgi aktarım ya da transfer makinelerin ola ki veto imparatorluğunun gizli teknolojisi ve savunma-savaş sanayi elinde şu an olma olasılığı vardır. Umulur ki yakın gelecekte beyinlerden bilgi kaçırma ya da istenmedik ajan/öldürücü bilgileri; insan bedeni, beyni ya da diğer organlarına aktarımını ihbar eden hassas uyarıcı sensör ve detektörler devlet tarafından hemen her vatandaşına ya da kişiye bedava verilecektir. Ola ki! insan, yaşam yerlerinde bu tip dedektörlerin varlığı yaygınlaşacaktır.
1-Öğretilecek konu belirlenir.
2-Konuyla ilgili yüklenecek beyin bölgesi (görsel, işitsel...Vb bölgeler) nöronları duyular seviyesinde uyarılır (beyinsel ya da nöral veya sinirsel nadas) yani beyine ilgili bilgi makine (duyuları taklit ederek/klonlayarak bilgi aktarımını sağlayan duyu klon makinesi) ile ya da başka beyinden bilgi transfer edilir. Beynin ilgili nöron bölgesinin nöral hücrelerine uygun çimlenme ya da dallanma yaptırır ve/veya öğrenim/öğrenme öğrenim/hatırlayış molekülleri ürettirir. Beyinsel Kayıt.
3-Akabinde belli bir süre sonra;beyine transfer edilen bilginin görsel, işitsel, görsel+işitsel, davranışsal, uygulanışlı… Vb sunumları beş ya da sekiz duyuya hitaben;ilgili yöntemlerle tek tek, gerekiyorsa birlikte ya da dizin halinde bilgiler öğrenici kitlesine sunulur. Ya da hayata uygulayışı sağlanarak (Yaşayarak öğreniş sağlanır) öğretilir. Ör. benzetim (simülasyon) yöntemleriyle+kısmen yaşatılarak sunulmaya çalışılır ya da diğer yöntemlerle de pekiştireç olarak verilir. Beyinsel Pekiştireç, Yaşamsal, Duyuşsal ve Zihinsel Kayıt.
4-Öğrenimsel ölçüm sonuçları yani öğrenimin gerçekleşmişlik derecesinin ölçümü yani öğrenici, öğretilenin ne kadarını öğrenmiş. Öğrenim Kaydı, Hayata Uygulanış Denemesi ve Uygulanışın Emeklenişi.
5-Öğrendiğini kendi sözcük ve cümleleriyle kaydediştir. Bu aşamada öğrenci öğrendiklerini cümleleriyle sözlü ve yazılı kaydını tutarak esas notlarla mukayese ederek öğrenim derecesini ve yüzdesini kendisi ölçer.Ders notu çimlenişi pekiştireci kaydı.
6-
Eğitsel hedefi kavrayış ilişkilendiriş derecesi ölçümü yani öğrenici öğrendiklerini, hayata Cengizhanca uygulasa sonuç ne olur? Peygamberce uygulasa ne olur… Vb Karunca (kapitalisteçe), Lutice, Hitlerce, Çince, Firavunca, Nemrutça… Vb cahilce(çocuksu), insanca(hüsranca/hercaice), münafıkça(çok yüzlüce) uygulasa sonuçları ne olurun liyakatli kavrayış derecesi. Eğitsel Hedefi Kavrayış Oranı ve/veya Kaydı. Eğitsel ölçüm sonuçları yani öğrenici, ne kadar eğitilmiş. Öğrendiğinin ne kadarını alışık tepki haline ve alışkanlık haline getirmiştir.Eğitsel Kayıt ve Hayata Net Uygulanış Oranı.

Özel Not ve Sonuç; Peygamber AS'DA Öğretim; Kalpsal-Düşünsel-Zihinsel ve Beyinsel yönlü iken Dünyada bunun tersine Beyinsel-Zihinsel-Düşünsel ve Kalpsal yönde yani peygamberininkinin tersinedir.

Öğreniş/Öğrenme Esnasında Beynimizde ve Bedenimizde Özellikle Omurilik Sisteminde Mekaniksel ve Moleküller Seviyede Neler Oluyor ve Neler Üretiliyor? Sorusunun yanıtı için "Biyolojik Öğreniş Modeli" Ya da"Zihne ve Beyine Giren Bilgilerin Biyolojik Şekillenişi Modeli" Geliştirilmiştir.

Biyolojik/Canlı ve Sistem Temelli Öğrenme Modeli (Gen, Beyin, Zihin ve Sisteme Dayalı Öğrenme Modeli 0, 1, 2, 3, 4)  (Demirkuş, 2009);
-Var olan öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim modellerinin çoğu;insanların, hayvanların ve çeşitli yaratıkların davranışlarını, yeteneklerini, sistemlerini, hayat döngülerini gözlemleyerek, bilgisayar sistemlerine benzetimlere, deneyimlere, çeşitli koşulara tabii tutulmuş hayvan, insan etkinlik ve deneylerinden elde edilen verilere dayalı olarak ortaya çıkarılmışlardır.
-Yaratıklar çevreye uyum için öğrenme potansiyelleri ile (zekâlarıyla)  uyumsal tepki göstermeleridir. Yani genlerine, beyinlerine veya sistemlerine (yaşayarak-yaratarak ) kayıt yaparak çevresine statik ve dinamik etkileşimli uyumsal tepki göstermeleridir.
-Bu kayıt, geçici, orta vadeli ve uzun vadeli olabilir. Ör. yerküresin de ilkel insanlardan kaynaklanan çevre sorunları, yer küresi sistemi ve diğer yaratıklar (bitki, hayvan, diğer insanlar,  elektron, plazma boncukları, ışık sistemleri… Vb genleri, beyinleri ve sistemleri ) tarafından kayıt edilerek yer küresi sistem zekâsının patojen teknolojiye (yer küresinin fosil, katı, gaz, sıvı beden parçalarını emerek ya da bedenini eriterek depremleri tetikleyen havaya karbondioksit gazını salarak küresel ısınmaya neden olan teknoloji) tepki olarak çevreye  uyum çerçevesinde  ilkel insan genlerine tepki geliştirmiştir
-Yapay İlkel insanlar hariç, İnsanlık;akıllarıyla, ruhlarıyla, nefisleri, zekâlarıyla (genleri, beyinleri ve sistem zekâlarıyla) olanaklarıyla, deneyimleriyle... Vb yaşayarak ve gerekirse yaratarak (bilinmeyeni ve var olamayanları üreterek) uyumsal tepki göstermezse belki de yok olma eşiğine gelecektir.1,2
-Beyin ve genlerimiz hücresel çimlenme(fiziksel kodlama), üretilen biyolojik organik öğrenim/öğrenme kodlarımız, kavramsal kodlarımız ve hatırlama belleğimiz(anlamsal kodlama) olan beynimiz adeta zihinsel havuzumuzun hemen öğrenilen bilgilerin (bilincinde olunan) tüm dinamik kodlanmış bilgi birimlerini taşıyan nesnel zihin çekirdeği gibi davranır. 1, 2, 3
-Kısaca biz zaten zihin havuzumuzun içinde olduğumuz için öğrenme esnasında sekiz (5+sezgisel, hissel, düşünsel duyularımız) duyumuzla alınan (zihne sindirilen/yenilen) bilgiler, düşünsel üretilen bilgiler… Vb bize ulaşan bilgiler sadece ilgili genlerimize kayıt, beyin hücrelerinin fiziksel dallanmalarıyla, özgün biyolojik öğrenim/öğrenme molekülü üretimi ile hatırlama belleğimize kodlanış yapılmaktadır.
-Deneyim ve uygulamalarımız göstermiştir ki etkili öğrenmede sekiz duyumuz ve yaşayarak öğretimin kalıcı olmasının nedeni sekiz duyuya ve fazlasına dayalı beyinde kodlamanın gerçekleşmenin mutlak karşılığı vardır. Zamanla bunlar ortaya konup çözüldükçe öğrenim/öğrenme ile ilgili bilgilerimiz bereketlenecektir.
-Zihinsel havuzumuz, isteğimiz dışında da sürekli içerdiği ortamı dinamik ve zinde ortamdaki her şeyi olduğu gibi diri olarak soğurup çok yönlü klonlayarak-kodlayarak tazelikle farklı enerji hallerinde kayıt eder. Muhtemelen bu kayıt büyük kıyamete kadar silinmez. Ola ki hiç silinmeyecektir!
-Genellikle sadece duyularımızla bilinçli algıladığımız (farkındalığında olduğumuz) ya da kayda değer olan bilgileri zihnimizle dinamik endeksli çalışan beynimize yani uzun süreli belleğimize; nesnel/fiziksel, organik, kavramsal ve algısal olarak kodlarız. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenim/öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir.
-Bir kısım bilgiyi de hayal ederek, trans halinde, düşünerek, uykuda ve rüyalarla zihin havuzumuzdan beynimize kodlayarak (nesnel/fiziksel kod, organik kod, kavramsal ve algısal kod… Vb) öğrenir ve bilgi havuzu kodumuzu zenginleştiririz.
-Bu gün beyinsel veya bedensel bilgilerimizin ya da beyinsel-bedensel bilgi sistemlerini programlarını dinamiklerini makineler aracılığı ile bilgisayara programlamak mümkündür.
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.
-Nesnel, düşünsel ve sanal kâinat sanki insan bilinç sistemlerinin ve zihinsel havuzun uzun vadeli nesnel, düşünsel ve sanal hard diski (bilgi depo diski) gibidir.
-Bu hard diske yüklenen bilgiler hatırlanırken veya çağrılırken bu devasa zihinsel havuzun (zihinsel bedenin) hemen tüm öğrenilen-bellenen bilgilerin beyinde kodlanmış (bellenmiş) dinamik bilgi birimleri ışık hızından daha hızlı bir şekil de duyularla hatırlanabilir-algılanabilir hele gelir.
-Nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar(doğal) insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer düşünsel ve sanal araçlarını içerir) bir parçasıdır.“Yere göğe sığmadım kulumun kalbine sığdım.” ve Zihinsel havuzu (Hafızayı) hafıza meleklerinin taşıdığına dair hadisler vardır.
-Sanki insan yarı düşünsel-sanal-nesnel bir yaratık, içinde yaşadığı nesnel ve sanal kâinatın hepsi fert ve toplumsal bazda insan Bâtını kalp havuzunda/hayat havuzunda yer alan;biyolojik hatırlama kodları beyin çekirdeğinde/sinir yumağında bulunan zihinsel havuzun nesnel, düşünsel ve sanal bilgi deposu ya da sanal-nesnel zihinsel havuzun hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir..
-İnsan
bedenen kâinatın bir parçasıdır. İnsanın tüm boyutları kâinatın bir parçası değil kâinat insanın kalbinin (nesnel beden, zihinsel beden havuzunu-hafıza havuzunu ve insanın diğer sanal araçlarını içerir) bir parçası kabul edilmesi belki daha mantıklıdır.

-Belki de insan nesnel olarak doğanın, doğada nesnel olarak insanın düşünsel-Bâtıni kalbinin bir parçasıdır veya insan bedenen nesnel ve sanal kâinatın(doğal) bir parçası, nesnel ve sanal kâinat ise insan kalbinin bir parçasıdır.1, 2, 3, 4, 5


Öğrenim Sürecinde Duyuşsal Biyolojik Molekülerin Oluşumu ve Zihinsel Yapılanış Nasıl Gerçekleşiyor?
Öğrenim Gerçekleşirken Bedensel-Beyinsel Hücrelerde ve Zihinde Neler Oluyor?

-Öğrenme olayında alınan yeterli; uyaran, uyarıcı ve uyaran var ise yani genlerimizi ve genetik sistemimizi aktive edecek kadar ise uyarılan genetik sistem ya da genlerimiz bunun karşılığında; duyuşsal, bilişsel, düşünsel, beyinsel… Vb olarak ya biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri ürettirir, ya fiziksel nöron çimlenmesi yaptırır… Vb kalıcı biyolojik öğrenim/öğrenme tepkisi oluşturulur.
-Görme engellilerin beyinlerinde görsellikle ilgili biyoloji öğrenim/öğrenme molekülleri ve görsellikle ilgili sinirsel (nöronal) dallanış miktarının az oluşu (olması) beklenir.
-Konuşma  ve İşitme  engellilerin beyinlerinde işitsel ve konuşma kavramlarıyla ilgili biyoloji öğrenim/öğrenme molekülleri ve işitsellikle-konuşma ile ilgili nöral (sinirsel hücre) hücre dallanış miktarının az oluşu (olması) beklenir.
-Ör,kör farelerde, diğerlerine (kör olmayanlara) göre/oranla görsellikle öğreniş molekülleri... Vb biyoloji öğrenim/öğrenme moleküleri ve görsellikle ilgili nöral dallanış miktarının az oluşu (olması) beklenir.
-Kullanılamayan duyu organı ile ilgili biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri ve sinirsel (nöral) hücrelerindeki dallanış azken diğer çalışan duyu organlarındaki nöral (sinirsel hücrelerdeki) dallanışın normalden çok yoğun olması beklenir.
Görsellikle ilgili;
A-Öğrenmede görsellikle ilgili fiziksel kodlanmada;nöron çimlenmesi küçük yaşlarda çok daha fazladır(fiziksel kodlanış).
-Muhtemelen benzer ve ilişkili bilgilerin kodlandığı nöron bölgesi kendilerine en çok benzeyen bilgilerin kodlandığı fiziksel nöron çimlenmesi veya dallanması bölgeleri örtüşür.
-Yani iki, kavramla, bilgiyle ilgili ne kadar çok ilişki ve benzerlik varsa fiziksel kodlanış yapısı ve mekanlarının özgünlükleri de birbirine o kadar yakındır.
B-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede kayıt moleküller= kayıt kodlanış veya organik kodlanış.
-Benzer bilgilerle ilgili üretilen, biyolojik moleküllerin yapısı benzer olup, iletişim ve ilişki alanları da bir birine daha yakın veya örtüşür.
C-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede hatırlama moleküller= hatırlatıcı kodlanışa veya algısal kodlanış,
D-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede çağrıştırıcı moleküller= zihinsel çağrıştırıcı kodlanış,
E-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede ilişkilendirici moleküller= ilişkilendirici kodlanış,
F-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede düşündüren moleküller= düşündüren kodlanış.
G-Öğrenmede görsellikle ilgili biyolojik öğrenmede kavram molekülleri= kavramsal kodlanış.
H-…………………………. biyolojik öğrenmede X molekülleri=X kodlanış... Vb uzar gider.
I-Bir bilgi birimi ile ilgili kaç çeşit duyuşsal, bilişsel… Vb biyolojik öğrenme molekülleri, çimlenmesi ve kodlaması olmuşsa hepsinin tümleşik ya da bileşik tek biyolojik öğrenme molekülleri ve kodlaması oluşturulur. -Bunların öğrenme molekülleri, sinirsel çimlenme ve kodlarındaki tümleşik karşılıkları vardır.
-Aynı mantık kurgusu ve genetik tepki;görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel… Vb duyuşsallıkla(nefsi) ve bilişsellikle (akli, düşünsellik… Vb) ilgili biyolojik öğrenim/öğrenme tepkileri ve molekülleri sıralanabilir.
-Muhtemelen genlerimiz tarafından çok iyi tanınan öğrenim/öğrenme molekülleri beyinsel nörolojik çimlenme yani fiziksel kodlanış ağ sistemi ve ara formlarıyla ilişkili çalışır.
-Bir bilgiyi hatırlama gereksinimi o bilgi ile ilgili genlerimizi aktive edecek eşik uyarma seviyesine ulaşmışsa istenen bilgi ile ilgili hatırlatıcı biyolojik moleküller veya diğer biyolojik moleküller uyarılır ilgili biyolojik zihinsel çağrışım moleküllerini tetikler ve hemen ışıktan daha hızlı bir zamanda istenen bilgi ile ilgili;görüntü, sözcük, kavram, isim, cümle ses, eylem, koku, tat… Vb zihinsel havuzumuzdan olduğu gibi beyindeki ilgili bölgede ve konumda sanal olarak hayat bulur, hatırlanır ve algılanabilir hale gelir. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenim/öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir. Biyolojide, duyuşsal ve duyusal bölgelerinin (görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, sezgisel, kokusal, hissel, düşünsel… Vb) sinir hücrelerindeki (nöronlardaki) dallanış oranları, biyolojik öğrenimle ilgili moleküllerin miktarı, çağrıştırıcı, ilişkiselleştirici… Vb kodlanış molekülleri ve dallanış şekilleri/oranları ;normal ve engelliler arasındaki farklar ve benzerlikleri öğrenimle ilgili çok önemli ip uçları verecektir.

Öğrenmenin Tam ve Verimli Gerçekleşmesinde Beyinde ve Zihinde Neler Olur?
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli çimlenme (nöron dallanması) çeşitleri beyinde gerçekleşir (Fiziksel kodlanış).
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli öğrenim/öğrenme ile ilgili biyolojik molekülleri üretilir (Organik kodlanış).
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli öğrenmede hatırlayıcı/hatırlatıcı; çimlenişi, sistem, konum ve hatırlatıcı biyolojik moleküller … Vb ürünler üretilir (Algısal kodlanış)
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli öğrenim/öğrenme ile kavramsal ilişkilendirme, kavramsal hatırlama çimlenmesi, kavramsal organik kayıt molekülleri… Vb ürünler üretilir (Kavramsal kodlanış)
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli öğrenim/öğrenme ile zihinsel havuzdan gerçek bilgilerin nesnel, sanal, ses, görüntü, tat, eylem… Vb gerçek hayallerini çağır, ilişkilendir, anımsa ara yüzü ilişkilendiriş ile ilgili çimleniş, organik kayıt molekülleri, hatırlayıcı/hatırlatıcı biyolojik moleküller… Vb
-Görsel, işitsel, tatsal, kokusal, dokunsal, sezgisel, hissel, düşünsel, ilişkisel… Vb kökenli bütünleşik öğrenim/öğrenme ile ilgili zihinsel ve kavramsal bağlantılı fiziksel, organik, algısal… Vb kodlanışla beyinde öğrenimin gerçekleşmesi ile ilgili olaylar ve ürünler meydana gelir.
-Yani öğrenim/öğrenme ile ilgili çimleniş, hatırlayış ile ilgili çimleniş, öğrenimle ilgili biyolojik moleküller, hatırlayıcı/hatırlatıcı biyolojik moleküller… Vb kalıcı fiziksel ürünler ve olaylar meydana gelir.
-Kısaca öğrenmenin tam gerçekleşmesi ile beyinde kalıcı öğrenim/öğrenme ürünleri ve kalıcı fiziksel olaylar ortaya çıkar.
Özel Not;Tam ve verimli öğrenimin/öğrenişin gerçekleşmemesinde yukarıdaki zihinsel ve beyinsel öğrenim aşamalarında bazı eksikliklerin ve kopuklukların olması veya gerçekleşmemelerinden kaynaklanması önemli anlam taşır.

Zihne ve Beyine Giren Bilgilerin Biyolojik Şekillenişi Nasıldır? (Zihne ve Beyine Giren Bilgilerin Biyolojik Şekilleniş Modeli), Biyolojik/Canlı ve Sistem Temelli Öğrenme Modeline Göre Zihnimize Bilgiler Girerken ve Yerleşirken Neler Oluyor?(Demirkuş, 2009)
1-Öğrenmeye;genlerimizin, beyin hücrelerimizin çimlenmesi, zihinsel havuzumuzun tek tek tepkisi ve birlikte bağlantılı-bilinçli tepkilerinin nesnel ve sanal ilişkileri son derece önemlidir.
2-Öğrenmede Sinirsel (nöron dallanması) ile kodlanış gerçekleşir.
3-Duyusal, düşünsel, içsel, çevresel... Vb herhangi bir şekilde bilinçli öğrenilen bilgi zihinsel havuza olduğu gibi aktarılır ve diri olarak kayıt edilir. Muhtemelen bu bilgi yok olmaz. Unutulma genellikle beyinsel ve tatbik/uygulayış boyutlarla ilgilidir.
4-Buna paralel olarak genlerde öğrenilen bilgiyi temsili kayıt edilmiş kodlara dayalı organik özgün kodlu biyolojik molekülü sentezi gerçekleşir. 0,1, 2, 3
5-Bu kodlanış ve sentezin;zihinsel havuzumuzdaki ve genlerimizdeki kayıt karşılığı: yazılı ve sözlü dilimizde;kavram, isim, kavramisim, görüntü, resim, ses, eylem, ses-eylem işaret, davranış… Vb olarak yer alır.
6-Zihin havuzumuzdaki sadece öğrenilen!! (bilincinde olunan) hemen her şeyin: yazılı ve sözlü dildeki(lisandaki-konuşmadaki);kavram, isim, kavramisim, deyim ve cümlecik örüntülerinin karşılıkları beyin hücrelerimizdeki fiziksel çimlenme, organik medde… Vb şeklinde her bir bilgi birimi:görsel, işitsel, tatsal, anlamsal, dokunsal, düşünsel… Vb olarak çiftli, üçlü, dörtlü… Vb çoklu paralel olarak(etkili-kuvvetli) ya da zayıf olan tekli olarak diğer bilgilerle örüntülü veya tekli kayıt edilmiş ve kodlanmıştır.
7-Beyin ve genlerimiz hücresel çimlenme(fiziksel kodlama), üretilen biyolojik organik öğrenim/öğrenme kodlarımız, kavramsal kodlarımız ve hatırlama belleğimiz(anlamsal kodlama) olan beynimiz adeta zihinsel havuzumuzun hemen öğrenilen bilgilerin (bilincinde olunan) tüm dinamik kodlanmış bilgi birimlerini taşıyan nesnel zihin çekirdeği gibi davranır. 1, 2, 3
8-Kısaca biz zaten zihin havuzumuzun içinde olduğumuz için öğrenme esnasında sekiz (5+sezgisel, hissel, düşünsel duyularımız) duyumuzla alınan (zihne sindirilen/yenilen) bilgiler, düşünsel üretilen bilgiler… Vb bize ulaşan bilgiler sadece ilgili genlerimize kayıt, beyin hücrelerinin fiziksel dallanmalarıyla, özgün biyolojik öğrenim/öğrenme molekülü üretimi ile hatırlama belleğimize kodlanış yapılmaktadır.
-Deneyim ve uygulamalarımız göstermiştir ki etkili öğrenmede sekiz duyumuz ve yaşayarak öğretimin kalıcı olmasının nedeni sekiz duyuya ve fazlasına dayalı beyinde kodlamanın gerçekleşmenin mutlak karşılığı vardır. Zamanla bunlar ortaya konup çözüldükçe öğrenim/öğrenme ile ilgili bilgilerimiz bereketlenecektir.
-Zihinsel havuzumuz, isteğimiz dışında da sürekli içerdiği ortamı dinamik ve zinde; ortamdaki her şeyi olduğu gibi diri olarak soğurup çok yönlü klonlayarak-kodlayarak tazelikle farklı enerji hallerinde kayıt eder. Muhtemelen bu kayıt büyük kıyamete kadar silinmez. Ola ki hiç silinmeyecektir!
-Genellikle sadece duyularımızla bilinçli algıladığımız (farkındalığında olduğumuz) ya da kayda değer olan bilgileri zihnimizle dinamik endeksli çalışan beynimize yani uzun süreli belleğimize; nesnel/fiziksel, organik, kavramsal ve algısal olarak kodlarız. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenim/öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir.
-Bir kısım bilgiyi de hayal ederek, trans halinde, düşünerek, uykuda ve rüyalarla zihin havuzumuzdan beynimize kodlayarak (nesnel/fiziksel kod, organik kod, kavramsal ve algısal kod… Vb) öğrenir ve bilgi havuzu kodumuzu zenginleştiririz.
-Bu gün beyinsel veya bedensel bilgilerimizin ya da beyinsel-bedensel bilgi sistemlerini programlarını dinamiklerini makineler aracılığı ile bilgisayara programlamak mümkündür.
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.
9-Anadil ve ortak kültür dilinde öğretilen kavram, kavramisim, isim, kelime, hece… Vb dizgesi beyinsel bellek çekirdeğindeki dallanış ve öğrenim/öğrenme moleküllerinin üretimiyle eş güdüm içinde gerçekleşir. Yani;fiziksel, organik, kavramsal, algısal… Vb kodlanış kümesi birlikteliği içinde gerçekleşir.


Hatırlamak, Unutmak Ya da Eksik Hatırlamanın Nedenleri ve Geleceği;
-Hatırlama daha çok yapılan; beyinsel, zihinsel ve/veya düşünsel kodlamanın/ların, gereksinim duyulması veya içsel ve çevresel kombinezonlu uyaranların ürünüdür.
-Hatırlanma tüm kodlanış türlerinin ortak paydası veya bir tanesiyle bizde hayat bulur.
-Bilgi birimlerinin yeniden ilişkisel hayat buluşu;ses, görüntü, eylem, kavram, isim, siluet, dokunsal, his, hayal… Vb şekilde hatırlanır.
-Yani kodlanışın açılan uçları; iç ve dış çevre ile kontağa geçmesi ile ışık hızından hızlı olan düşünsel hızla bir yoklama ve iletişimle sonuca ulaşır.
-Doğru ve bilinçli hatırlamaya engel olan;beyin yaşlanması, bulanık benzerlik çakışması, hatırlamayı negatif etkileyen çevresel ve içsel etmenler, hastalık… Vb
-Zaten insanlar ilerde bu hatırlama problemlerini nano ve kuantum robo bellek ve kayıt edicilerin sürekli kaydı ile telafi edecektir.Ancak buda zihinsel tembelliğe neden olacaktır. Ola ki;rüyalarımızın çoğu beynimize kodlanmayan ve zihinsel havuzumuzdaki/deposundaki bilinç dışı devasa bilgi yığını kuşatmasında gerçekleştiği için güncel yaşantımızla rüyalarımız arasında ilişki kurmakta sıkıntı çekilmektedir. Peygamberler ve gelişmiş insanların trans, rüya ve gerçek hayat döngülerindeki tüm yaratık, olay, olgu, süreç… Vb her şeyin ilişkisinde pek bir kopukluk olmaması beklenir.En azında peygamber efendimizin özellikle ayetlerle ilgili ve bazı büyük Ashabı kiramın hemen tüm rüyaları günlük yaşantılarından daha net, berrak ve bilinçli yaşadıkları kuvvetle olasıdır. Çünkü Allah (C.C) tarafından tamamen nefsi kontrol altına alınan ve eğitilen bu zatların duyuşsal ve zihinsel üretilen bilgilerinin tümü kontrollü içeri alınıp beyinsel ve kalpsal kayıt alışık tepki haline gelmiştir. Ben uyurum kalbim uyumaz (Hadis var).
-Ola ki;Hayvani insanların ve hayvanların beynin % 1?-10 dan az verimli çalıştığı için beyine kodlanan bilgi %1 den az olsa gerek bu tip yaratıkların zihnindeki bilinçsiz bilgi oranı %99 dan fazla olduğu için rüyaların hayatla ilişkisi %99 kopuktur. Peygamberlerde, Rahmani Alimlerde ve gelişmiş insanda durum tam tersinedir.

zekâdan Edinilen Kazanımlar (zekâyı Edinim ve Kazanımlar);yaratıklar çevreye uyum için zekâlarını kullanırlar. zekâlarının gücünü ilk yaradılışta/larında (ilk ortaya çıkışlarında) kendilerine verilen mekanik ve sanal alt yapılarıyla;doğal döngü sistemlerinde; gen ve sistem havuzlarına yaptıkları kayıtları çevreye uyum için hayata güncelleyerek ve uygulamaya koyarak geleceklerine verimli ilerlemeye devam etmeye çalışırlar. Yoksa hal değiştirirler veya ölürler. Doğal seçilim bu olayları izah etmede yetersiz kalmaktadır.

Yetenek;Canlı yaratığın zihinsel, davranışsal ve bedensel olarak yaratıcı, hünerli ve becerikli oluşa üstün yatkınlığını ifade eder. Yetenek genellikle bazı insanlarda daha çok gelişmiştir. Bazen bir yaratık çok yetenekli ama normal zekâlı olabilir. Sanatçıların çoğu yetenekli kişiliklerdir. Canlı yaratığın; genlerindeki, yaşam döngüsündeki, ait olduğu sistemindeki... Vb çevreye uyum derecesi ve becerisidir. Yapay veya doğal bir yaratığın, düşünsel, zihinsel, bedensel, yapısal… Vb yönleriyle yapabilecekleri, becerebilecekleri, başarabilecekleri, irade edebilecekleri… Vb kadir olduğu vasıflarını ifade eder. Yetenek zekâ ve akılla ilişkisel bir ara işletim sistemi gibidir.

Yetenek ve zekânın Ayrıcı Özgünlükleri:Yetenek yaratığın; nesnel, düşünsel, sanal, dijital (hesabi)… Vb yapısal becerilerini ve uyum derecesini ifade eder. zekâ yaratığın doğayı ve içindekileri; hızlı algılayabilme, hızlı sonuçlandırabilme ve hızlı uyum sağlamaya yatkınlığıyla doğru orantılıdır. zekâ ve yetenek işlevleri yakın ilişkisel olduğu için iki kavram içi içe anılır. Örneğin; Çok zeki bir insan pek çok sahada beceriksiz ve yeteneksiz olabilir. Tam tersine normal zeki olan bir insan çok sahada yetenekli ve becerikli olabilir. Bu gün var olan öğretim sisteminde; zekâ ve yetenek kavramları, Eğitim, öğretim ve öğrenim kavramları sonuçlandırış ve doğru kestirişi ifade eden performansıdır. Bu asır zekâ ve yetenek konusunda büyük kavram yanılgısı vardır. Yani bu kavramların sınırları ve özgünlüklerinin tanımı bulamaç ya da belirsizdir. Bu ders notunda bu kavramların özgün tanımları, sınırlar ve ortak payda ilişkileri açıklanmıştır.


ZEKÂ NEDİR? Yaratığın iç ve dış dünyasında ki şeyleri, zihnen hızlı ve doğru algılayış, doğru algıladıklarını zihnen doğru ve hızlı sonuçlandırış özelliğidir. zekâ nefsin işletim sistemidir. tüm canlı yaratıklarda, sanal araçlarda ve robotlarda vardır. Bazen bir yaratık çok zeki ama yeteneksiz olabilir. Yaratıklardaki meyveleri;çevreye uyum, değişim ve sistemde kararlı durağan ve dinamik dengelerde durma, doğru-hızlı algılama ve düşünsel-uyumsal-nesnel neticelendirmeye yönelik sürekli içinde bulunduğu nefse (doğaya) çözmece merakı ve önceliğiyle ilgi duyan yaratıktaki düşünsel/sanal işletim sistemidir. Tüm yaratıklarda tek başına iş gördüğünde;Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlakı değerlere alışık tepkisi /leri;vahşi, doğal, kör ya da eksik olan çevreye uyum ve yetenekle ilgili araç olduğu için, bu günkü ÖSYM sınavında sadece zekâ öncelikli öğrenci kategorize etmek toplumsal bir afat olarak kabul edilebilir. Akli değerler dikkate alınmadan senelerce hayvani eğitim sistemiyle bu ilkel insan tipi öne çıkartılarak insanlığı ve çevreyi vahşice/doğalca ya da hayvanca yönlendirerek bugünkü çevre sorunlarıyla yüz yüze getirmiştir. Canlılarda genetik/irsi ve çevresel kökenli, cansızlarda da öncel(önceki) sistem, bulunduğu çevre ve öncel yaratık kökenli ortaya çıkan ve gelişen araçtır. Hemen hemen tüm yaratıklarda bulunur.

CANLI zekâSI (BİYOLOJİK zekâ) VE YETENEĞİ NEDİR?Muhakeme, Bedensel, Doğa, Müzik, Sanatsal ve Duyuşsal zekâlar (kokusal, dokunsal, görsel, işitsel… Vb) kişilerde farklılık gösterir . Örneğin kokusal zekâsı yüksek olan bir kişi güzel koku molekülleri ile bayram günlerini ya özel bir koku özel bir anı ilişkisel hatırlayabilir. Bir şey ötekinin hatırlayışını tetikleyebilir. Canlıların filogeni, ontogeni ve diğer gelişim süreçlerinde;organizmanın, gen sistemlerine çevre ile dinamik etkileşimli kayıt ürünü doğal yarı sanal araçtır.Bir canlının genleriyle doğaya ve çevreye; en hızlı, en doğru ve en mükemmel uyum sağlama, algılama ve mantık sistemleri geliştirme doğal hamalıdır veya aracı/larıdır.Nefsin ve doğanın nüvesine dayalı çalışan; en önemli sanal araç ve doğal işletim sistemidir. İnsanın; bilgi, yaratık, olay, olguları tanıma ve bunların arasındaki ilişkileri en hızlı –en  doğru ilişkilendirme sonuçlandırma ve tatbik/uygulayış yeteneğidir. İnsanın; hızlı - doğru algılama sonuçlandırma ve uygulamaya genetik yatkınlığı ve çevrenin ürünüdür. Diğer bir deyimle; genetik yapı-çevrenin etkisiyle, yaratıklarda oluşan; hızlı,doğru kavrama, ilişkilendirme sonuçlandırma ve tatbik/uygulayış yeteneğidir. Genetik yapının %99'u hayvanı olup zekâ ve nefisle örtüşür.Filmleri izleyin 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6 İşleyen-çalışan zekâ ve nefsin; insandaki en güzel meyvesi öğretimdir(doğayı çok iyi tanıyan,ondan yararlanabilen hâkim insandır).  İnsanlarda: çeşitli zekâ dereceleri ve çeşitleri mevcuttur; geri zekâlı,  normal ve ileri zekâlı veya görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel... Vb zekâ  gibi. En net, sade, güzel ve doyurucu tanımı İslam'iyet'te geçer, köken itibarıyla doğal kabul edilir. zekâ, doğaya göbekten bağlı ve meyilli olan nefsin işletim sistemi gibidir (insan genlerinin %99'u nefis ve zekâ ile ilişkilidir).Sadece zekâ ile  kâinatın gerçek-sanal gemisi aşılamaz Doğa ötesine geçilemez. Doğa ötesi sezgilere özgü basireti kördür. zekâ; nefsin madde âlemine(doğaya) eğilimli işletim sistemi gibidir. Onunla tüm nefis mertebelerindeki çoğu şeyin kural ve hileleri deşifre edilip öğrenilir. Doğadaki yaşam için kullanılır Birçok hayvan ve bilgisayar bazı sahalarda insanda daha zeki ve yetenekli olabilir (123, 4, 56). Ör,Sanal zekâ, Arılardaki güneşe bağlı yön bulma zekâsı,yapay zekâ, 1, 2, bilgisayarın satranç zekâsı.
  zekâ güneş ise akıl arşın gölgesi ve gece misali ona nefsin metriksinde işlevsellik kazandırarak ruhun ulviyetine doğru yol aldırırken meyvesi bedende peygamber ahlakı ve sayısız meziyetler kazandıran sanal araçtır. zekâ genlerimiz ve çevrenin etkileşim ürünü ve irsidir. Ola ki akıllı olmayan yani sadece zeki olan yaratıkların olanların Allah (C.C) korkusu, vicdani, Ruhani kişilikleri ve inanç sorumlulukları olmaz. Akıllı olanlarda bu vasıflar vardır.
dâhilerin çoğu süper zeki ve süper akıllı insanlar değillerdir ama çoğu sadece belli sahaların süper çalışkan insanlarıydılar. Ürünlerinin: insanlığa, gelecek nesillere ve doğaya katkıları; akıl ölçülerinin kanıtıdır ya da akıllı oluşlarıyla doğru orantılıdır. Müsrif-İlkel Teknoloji, Patojen (öldüren), fosil ve ilkel teknolojinin nedenlerden biri de her buluş zamanından erken veya geç uygulamaya konulması ya da toplumsal, doğa, sanal, düşünsel ve yaşamsal döngülere katkılarının gerçekçi değerlendirilmemesindendir. Her buluşun tüm döngülere katkısı/ları; bir ilacın bedene katkıları kadar çok yönlü hassas;uygulamalı test edildikten sonra uygulamaya konulmalıdır. Gerçek eğitimle;zihinsel bedende ve kalpte; kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, inanç değerleri, süper ve özgün egolar(özgün istemler), gerçekler, doğa yasaları doğru konumlandırılmazsa sonuçta yanlış eksik ve sakat;mantık, düşünce, kavram… Vb yanılgısına sahip kişilikler toplumda ortaya çıkar.

Sistem zekâsı-Yeteneği-Sistem zekâ-Yeteneği Birimi;
Plazma boncuğu özgün sistemi, sinir sistemi, kas sistemi, atom altı parçacıklar sistemi/leri, gen sistemleri, gen kümeleri, kuark sistemi, elektron, pozitron, atom, evren, robot zekâsı... Vb sistem zekâ-yetenekleri gibi. Bir sistemin çevreye uyum için gerekli minimum zekâ konumu o sistemin sistem zekâ ve yeteneği birimini ifade eder.

Gen-Sistem zekâsı-Yeteneği (Geçişken zekâ-Yetenek);Canlı ve cansız ortamlara uyum sağlayan ve her iki ortamdaki özellikleri taklit edebilen geçiş özelliği gösteren canlı ve yarı canlı yaratıklarda görülen zekâ çeşididir. Örn.ekosistem, virüs, spor,ahtapotlar, mürekkep, balıkları, tohum… Vb zekâsı

Gen zekâsı-Yeteneği ve Gen zekâ-Yetenek Birimi(Demirkuş 2009):Aslında canlı yaratıklar yaşadıkları sürece değişen çevre koşullarına: en hızlı, en doğru ve en mükemmel; uyum sağlama, algılama, kavrama ve mantık sistemleri geliştirme, verimli değişimle sonuçlandırma ve hedefe ulaşmak, değişime uyum için gerekli-istenen yetenek ve özellikleri genlerine kayıt edilir.Buna kısaca değişen koşullara; gen-değişim ve uyumu kaydı denebilir. Bu kaydedilen özelliklerin bazıları zaman içerisinde ve evrimsel süreçlerde uygun koşullarda fenotipe(dış görünüme) yansıyacak şekilde, bedende yeşerir ve canlının hayatına güncellenir. Gen seviyesindeki kayıtların özgün gen ve ilişkili-etkileşimli gen kümesinden… Vb prokaryot, tek hücreli...organ, beyin, sistemler, beden, populasyon, birliğe kadarki değişimlerin kalıcı sanal araçlarına gen zekâsı-yeteneği diye biliriz. Gen-zekâ özellikleri doğadaki yapılarla-yasalarla, biyolojik yapılarla-yasalarla ve çoklu zekâ kuramıyla örtüşmektedir. Kısaca;canlı ve yarı canlı yaratıklardaki tüm zekâlarının tabanı gen zekâsı-yeteneği birimine/lerine dayanır ve çoklu zekâ tipleri de onların etkileşimli tümevarım sonuçları gibi gözükmektedir. Gen zekâsı-yeteneği birimi, sistem zekâsı-yeteneği birimi ile ilişkilidir, ondan etkilenerek;gen değişim ve uyumu kayıtlarını yapar.

Sonuç
1-Nöral (Sinirsel Hücre) Dallanış kodlanışı özellikle okul öncesi beyinsel gelişim esnasında beyinin fiziksel dallanış mimarisinin anlamlanışıyla ilgilidir. İleri yaşlarda beyinsel ikinci plana geçer. Nöral çimleniş.
2-Orta yaşlarda öğreniş proteinleri sentezi daha yoğundur. Öğreniş proteinleri.
3-Hemen her yaşta protein ve farklı öğreniş molekülleri öğrenişle yakın ilişkili olması beklenir. Öğreniş molekülleri. Örneğin körler de görsel protein öğreniş proteinleri ve öğreniş molekülleri az ya da yokken diğer duyuşsal öğreniş protein ve moleküllerin oranları normal insanınkinden daha yüksek oluşu beklenir.
4-Gensel Değişim. Çevrenin sürekli etkilerinin bombardımanına karşı genlerimiz sürekli tedbir ve önlem amaçlı çözüm için yeni molekül sentezlenişi talimatını verir. Bazı değişim/evrimleşme koşullarında bu etki o kadar yoğun olur ki bu sefer gen molekül üretim talimatından vazgeçip kendini değiştiriş yoluna gider ki bu aşamanın evrime çok büyük katkısı vardır. Genlerimizde yapılan bu yeni değişiklik ve net ya da kısmi kayıtların birikimi üreyiş sistemimizin somatik ve üreme hücrelerine kadar etkili olabilir. Bu durumda evrimsel gelişimi tetikleyen nedenlerdendir. Örneğin bir ahtapotun çevreye kendini benzetiş (kamuflaj edişi) yeteneği ya da zor koşullarda güçlü hayvanları taklit edişi bu yolla gelişim olasılığı yüksek gözükmektedir. Ör. Bazı Ahtapotlar Kral yılanını ya da aslan balığının bedenini taklit edişi örnek verilebilir.



Beyin;
ncelikle nesnel bedenlerimizde özelleşen organlara ait gen zekâ-yetenek kümelerini ve gen görevlerini ilişkilendiren veya gen görevi ve zekâları-yetenekleri ilişkilendiren yönetim merkezidir.
-Beyin nesnel ve zihinsel bedenlerimizin ve kalbimizin sürekli uyanık, çalışan diri işlevsel ve zihindeki bilgilerini kodlarını içeren kavşak ayağı veya beynimiz zihinsel bedenimizin/zihinsel havuzun/zihinsel hafızanın nesnel çekirdeği gibidir. Ola ki duyularımızla, rüyalarımızla, düşünsel sentezimizle... Vb edindiğimiz bilgilerden beynimize kodlanmamış ya da bellenmemiş olanları ancak kullanabiliyoruz. Farkındalığını kaybettiğimiz bilgiler (beynimize kodlanmadan zihnimize giren ya da kayıt olan bilgiler) belleğimizi pas geçerek zihnimize kayıt olunan bilgilerden ancak rüYa da ya da içi güdüsel yararlanabiliyoruz sanki. Gerçekte beynimize kodlanan ya da kayıt olan bilgileri zihinsel havuzdan çağırabiliyor ya da bazılarının zihinsel kayıt boyutuna ışık hızından daha hızlı ulaşarak hatırlayabiliyoruz. 0,1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,11, 13, 14, 15,16, 17, 18, 19

-Beyin ve genlerimiz hücresel çimlenme(fiziksel kodlama), üretilen biyolojik organik öğrenim/öğrenme kodlarımız, kavramsal kodlarımız ve hatırlama belleğimiz(anlamsal kodlama) olan beynimiz adeta zihinsel havuzumuzun hemen öğrenilen bilgilerin (bilincinde olunan) tüm dinamik kodlanmış bilgi birimlerini taşıyan nesnel zihin çekirdeği gibi davranır. 1, 2, 3
-Kısaca biz zaten zihin havuzumuzun içinde olduğumuz için öğrenme esnasında sekiz (5+sezgisel, hissel, düşünsel duyularımız) duyumuzla alınan (zihne sindirilen/yenilen) bilgiler, düşünsel üretilen bilgiler… Vb bize ulaşan bilgiler sadece ilgili genlerimize kayıt, beyin hücrelerinin fiziksel dallanmalarıyla, özgün biyolojik öğrenim/öğrenme molekülü üretimi ile hatırlama belleğimize kodlanış yapılmaktadır.
-Deneyim ve uygulamalarımız göstermiştir ki etkili öğrenmede sekiz duyumuz ve yaşayarak öğretimin kalıcı olmasının nedeni sekiz duyuya ve fazlasına dayalı beyinde kodlamanın gerçekleşmenin mutlak karşılığı vardır. Zamanla bunlar ortaya konup çözüldükçe öğrenim/öğrenme ile ilgili bilgilerimiz bereketlenecektir.
-Zihinsel havuzumuz, isteğimiz dışında da sürekli içerdiği ortamı dinamik ve zinde ortamdaki her şeyi olduğu gibi diri olarak soğurup çok yönlü klonlayarak-kodlayarak tazelikle farklı enerji hallerinde kayıt eder. Muhtemelen bu kayıt büyük kıyamete kadar silinmez. Ola ki hiç silinmeyecektir!
-Genellikle sadece duyularımızla bilinçli algıladığımız (farkındalığında olduğumuz) ya da kayda değer olan bilgileri zihnimizle dinamik endeksli çalışan beynimize yani uzun süreli belleğimize; nesnel/fiziksel, organik, kavramsal ve algısal olarak kodlarız. Bu durum ayna nöronlar (Mirror neurons) ve dolanık elektronların (10.Teleportation) öğrenimle ilişkisi açısından önemlidir. Öğrenim esnasında nöral hücrelerdeki dallanış, biyolojik öğrenim/öğrenme molekülleri, biyolojik hatırlayışı tetikleyici sistem ve moleküller de;ayna nöronlar ve dolanık elektron durumuna geçişler durumunda bekleyen beyin; bilgiye gereksinim duyulduğu anda düşünsel hızla (ışıktan daha hızlı) geçmişteki öğrenim/öğrenme boyutlarına ulaşarak taklit ve/veya o boyuta bilinci hatırlatış konumunda taşıyarak hatırlatışı gerçekleştiriyor olabilir.
-Bir kısım bilgiyi de hayal ederek, düşünerek uykuda ve rüyalarla zihin havuzumuzdan beynimize kodlayarak (nesnel/fiziksel kod, organik kod, kavramsal ve algısal kod… Vb) öğrenir ve bilgi havuzu kodumuzu zenginleştiririz.
-Zihnimizdeki Sembolik, kavramsal kodlamalarımız olmazsa ne olur? İpucu;Kavramlar. zihnimizdeki bilgi birimleri ve bilgi kümelerinin kodsal ifadelerin dilsel iletişim araçlarıdırlar.
-Zihnimizdeki kavramların, isimlerin ve kavramisimlerin silindiğini düşünün.
-Yontma Taş devri insanı, dilsiz bir insan veya hayvanların seviyesinde bildiklerini ifade etmedeki doğallığını ya da vücut organlarını, vücut dilini, yüz ifadelerini kullanma desteğine gereksinim duyarız.
-Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör. Sev-mek yerine daha mantıklı olan sevek!, dur-mak yerine durak!, o-luş-tur-mak yerine oluşturak din-len-mek yerine denlenek! Pekiştireç; nesnel yaratıklar için yeni isimler üretmek üzere adını işaretle arkadaşına tarif et oyununu hatırlayarak en doğru ve kestirmeyi tarif edilen isim arayışını deneyin ya da mantığı kavramaya çalışın.
-Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
-Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
-Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.

zekâ ve Yetenek çeşitlerini sınıflandırırken; yaratık çeşitlerine, doğal, yapay, sanal, yarı sanal ve yarı doğal oluşlarına, mekanik, sanal, yarı mekanik oluşlarına, birimlere göre... vb tabanlara göre veya amaçlarımıza uygun sınıflandırmamız olasıdır.
Aşağıda;Sınıflandırılmadan, rastgele Çeşitli zekâ-Yetenek Çeşitlerinin Tanımı Yapılmıştır
Enerji zekâ -Yeteneği Çeşidi; enerji hallerinin bulunduğu koşullara uyum sağlayıp, değişmezlik veya yaratıklara dönüşüme uyum yetenek ve potansiyellerini ifade eder.
Yaratık zekâsı-Yeteneği; yaratıkların çevreye uyum yeteneklerinin sanal aracıdır. Yaratık kavramı açısından; doğal, yapay,  yarı doğal, sanal yaratık… Vb zekâ çeşitleri vardır.
Yarı Doğal zekâ -Yeteneği
Ör. Doğal moleküllerden oluşturulan yapay yaratıkların zekâsı yarı doğal taklidi zekâyı ifade eder. Prof.Dr. Venterin ürettiği virüs. Yapay canlı zekâsı.
Sanal  Araç ve Sanal Sistem zekâsı-Yeteneği; sanal araçların iş üretim ve uyum yeteneklerinin mantık kurgusunu ya da kurgu mantığını ifade eden zekâ çeşididir. Ör. Adobe Flaş ve Adobe Photoshop halen yarı otomatik sanal zekâ sistemlerine sahip sanal araçlardır.
Ör. Flaş, Photoshop, bilgisayar işletim sistemleri sanal yapay kurgu mantığına dayalı iş üretme uyum ve yetenekleri sanal yapay zekâ yı ifade eder. (sanal araç zekâsı)
Mekanik Yapay zekâsı-Yeteneği;
Ör. Tüm mekanik araçların, iş üretim ve uyum yeteneklerinin mantık kurgusunu ya da kurgu mantığını ifade eden yapay mekanik zekâ çeşidini ifade eder. Örneğin Fabrikalardaki mekanik robot makinalar. (mekanik araç zekâsı)
Yapay Sistem zekâsı-Yeteneği; yapay ekosistemler, tüm mekanik ve sanal araçların kurgu mantık sistemlerine dayalı zekâ çeşitlerini ifade eder.
Yapay zekâları-Yetenekleri, insan eliyle ve robotlarla geliştirilir. İnsan,  evcil yaratıkların ve robotların  zekâsı çevre, eğitim, öğretim ve üretimle  geliştirilebilir.
Doğal  Sistem zekâları-Yetenekleri; doğa tarafından geliştirilir.ör.doğal sistem zekâları.
Doğal Sistem zekâsına örnek; doğal ekosistem, fotosentez, kemosentez döngüleri sistemleri.
Biyoloji zekâları-Yetenekleri;ebeveynden yavrulara geçer, gelişim ve yaşam süresince çevre ile şekillenir.
Kimyasal Sistem zekâsı-Yeteneği;Kimyasal sistemlerin uyum(dengede durmaya meyilli) zekâsıdır.
Sanal Sistem zekâsı-Yeteneği;Örneğin tera bilgisayarlarla;doğadaki;gen ve sistem zekâlarının çalışma mantığı taklit edilerek var olan Macromedia flash sanal sistem zekâsı(Kısmen sanal ortamda sanal materyali yapay yaratma aracıdır,halen yarı manüel kullanılan bir sanal sistem zekâsıdır)  ve bilgisayar işletimleri zekâlarıyla ilişkilendirilerek geleceğimiz konusunda net görünebilir bilgi edinme tera zekâlı robotların oluşturulması hayal değildir.
Yarı Sanal Sistem zekâsı-Yeteneği;Bilgisayar işletim sistemleri mekanik bilgisayarlara ve sanal araçlara uyumlu çalışır. Ör.Windows XP


Materyal: Yapay  ve doğal yaratıklar;sanal veya gerçek amaca  hizmet ettikleri zaman materyal adını alırlar.Örneğin ders materyali dediğimizde o dersle ilgili canlı, cansız, pratik  ve teorik bilgi ve yaratıkların hepsi kastedilir.Ör,canlı saksı çiçeği, kuru bitki, bilgisayarda hazırlanmış bir sunu özellikle materyal kavramını fen bilgisi açısından açıklar.Materyal kavramı bir amaca hizmet eden:sanal,gerçek,yapay ve doğal veriler - yaratıklardır. Materyal hizmet ettiği amacın aracıdır. Bu araç;sanal, nesnel, yarı sanal ya da düşünsel olabilir. Materyal amaca hizmet etmekte somutlaştırıcı bir hizmet vermeli sadece doğadaki konu ile ilgili, somut ve soyut yaratıkları devşirmek değil bir konuyla ilgili sunu CD'si hazırlamak gibi de olabilir.
Materyal Geliştirmek: Bir yaratığı amaca en verimli halde hizmet edecek şekilde değişime uğratmak ya da olduğu gibi kullanım alanına sunmaktır.Bir dersin ya da amacın hizmeti için bulunan yaratıkların hepsi materyaldir.  Materyaller öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin hizmet aracıdır.Her materyal bir yaratık olabilir ama her yaratık bir materyal olmaz.
Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde Materyal Çeşitleri;
Kaç Çeşit Öğretim, Öğrenim ve Eğitim Materyali Vardır?

Materyalleri Sınıflandırmak;

A-Doğal Materyaller; Ör.Doğadan toplanan çeşitli yaratıklara ait materyaller.
B-Yapay Materyaller; Ör.Yapay kökenli insan ürünü materyaller. Hemen tüm teknolojik ürünler.
C-Sanal Materyaller; Ör, Animasyon, Çizgi filmleri, yazı, görüntü... Vb
D-Yarı;Doğal, Sanal, Yapay Materyaller olarak gruplandırabiliriz.Ör.Doğal ortamdan sanal ortama entegre edilmiş doğal kökenli çok şey. Ör. Doğa belgesel filmleri, Doğadan görüntüler... Vb, veya yapay ortama entegre edilmiş doğal kökenli çok şey. Ör.Ekonomi ve kültür canlıları, Ör.Oyun, bilgisayar işletim sistemi CD ve DVD'İ leri.

Materyal Geliştirirken İç ve Dış Dünyayı Özdeşleştirmek Ne Demektir?   
Sanatçıların Düşünsel Tasarımlarını Dışa Yansıtış Aşamaları/Basamakları;
-Örneğin beste ve müzisyen ilişkisi. Bestecinin notaları dış dünyaya çıkarsayışı ve özdeşleyişi. Ola ki sanatçılar fıtraten sahalarıyla ilgili materyal geliştiren doğal yetenekli insanlardır.
-Önemli olan düşünsel dünyamızdaki yapay ve doğal bilgileri ( beste, heykel, resim, ders planı,
senaryo... Vb ) dışa ya da dış otama somutlaştırış ve/veya tercüme etmektir.
-Bu durum düşünsel/hayali dünyadan gerçek ortama materyal geliştiriş olarak tanımlanabilir.


E18'DE Materyal Tasarımı;Geliştirilmek istenen sanal veya gerçek bir materyalin uygulamaya ya da nesnelleştirmeye hazır hale getirilene kadarki düşünülen ve yapılan her şeyidir.
Materyali Tasarımı ve Geliştirmenin Kuralları/Aşamaları (Tasarımı Nesnelliğe ve Uygulamaya Özdeşleştirmek)
Düşünsel Materyali Dışa Özdeşleştirişin Kuralları/Basamakları

Materyal Tasarla ve Geliştirişin Kuralları/Aşamaları/Basamakları
Düşünsel ve Zihinsel Dünyada Gerçek Ortama Materyal Geliştir Kuralları/Prensipleri!

Sanatçıların Düşünsel Tasarımlarını Dışa Yansıtış Aşamaları/Basamakları;

1-Tasarımı istenen ve gereksinim duyulan materyalin, kullanım amaçları;neyi, niçin, neden, nasıl amaçlandığı çok iyi bilinmelidir. Tasarlanacak materyalin temel özgünlüklerini çok doğru düşünmek, tanımak, bilmek ve öğrenmek için iyice düşünmek gerekir.
2-Tasarlanacak materyali düşünmek ve hayal etmek.Hayal ettiklerini ve düşündüklerini olanaklarıyla ilişkilendirmek.
3-Hayal ettiğini düşünsel dünyasında pekiştirmek ve somutlaştırmaya hazırlanmak ;Hangi referans noktalarına dayalı olarak düşünmesi gerektiğini bilmek.
5-Pekiştireçlerle iç dünyasında somutlaştırdıklarını nesnel ortama aktarma araçlarını tespit etmek; Hangi sanal, nesnel ya da yarı nesnel araçlarla ve kimlerin yardımı ile somutlaştıracağını doğru kestirmek.
6-Karar verilen sanal ve gerçek araçlarla tatbik/uygulayış denemelerine girişmek
7-İstenen hedefe ve gerçek eşleştirme doyumuna ulaşana dek denemelerle hedefe ulaşmaya nesnel ve sanal olarak çalışmak
8- Gerekirse hedefe ulaşmak için uzmanlardan yardım almak
9-Düşünülen senaryoyu hayata geçirmek için;literatürdeki ve medya ortamındaki benzer olanlarıyla karşılaştırmak, eğitim mutfağındaki hangi sanal ve nesnel araçların kullanılacağına ve kimlerden yardım alınacağına kesin karar vermek. Deneme ve uygulamaya başlamak.
10-Geliştirilen materyalin uygulamalardaki meyvelerine ve sonuçlarına dayalı mükemmelleştirmeyi faktöriyel düşünmek ve sürekli uygulamak.

E18'de Materyal Geliştir Dersinde İşitsel Materyali Doğru Tatbik/Uygulayış Araç ve Yöntemini Geliştirmek
Ör,Bir konuyu hangi ses tonu ile anlatalım ki öğrenci en verimli ve kaliteli bilgi edinebilsin.
Bilimsel deneme; Ses, görüntü, animasyon, film… Vb tekli ve çoklu kombinezonları yani tüm değişkenler için biri sabit diğerleri serbest mantığı tek tek tüm değişkenler için uygulanır. Bu kural öğrenci/öğrenici üzerine denenip sonuçta insanların ortak payda fıtrat(yapısal) ve sanal araçlarında en iyi verimi veren seçeneklerin hepsi alınır ve uygulamaya konur.
Bu Uygulanış;
1-Öğrencilerin ortak payda (benzerlikleri) özellikleri,
2-Öğrencilerin pay özellikleri (özgün) özellikleri, örneğin fıtrati özgün özellikleri.
3-Öğrencilerin varsa özel halleriyle ilgili özellikleri. Dikkate alınarak materyaller hazırlanır.

Bu mantık sistemini E18 modelini geliştirmede konuları bilimsel olarak hangi envanterlerle ve yöntemlerle anlatılması gerektiğini;uygulamalı konu yöntem seçim testleri neticesinde belirlenir. Öğrenci/öğrenici hedef kitlelere hangi ders takdim kombinezonların içinde denekler üzerinde en verimli ve kalıcı bilgi birikimini sağlayan konu ve ders sunumu ya da materyali varyasyon ve kombinezonları tercih edilir.
1-Konu ve okuma parçası sabit
2-Dinleyen kitle sabit
3-Bilgisayar, bayan, erkek, eş cinsel... Vb amaçlı sesler değişken
4-Sonuçları değerlendiriş.




BİYOLOJİDE E18-23 MODELİNİ NASIL UYGULAYACAĞIZ ? Orta Öğretimde E18 Modeli'nin kuralları dikkate alınarak; Özel Öğretim Yöntemleri I ve II derslerindeki;  tüm genel yöntemlerin ve  bilgilerin ışığında çalışılmalıdır.E18 Modeli'nin dizaynı; intranet, extranet, internet, kütüphane, medya araçları, doğal, yapay  sınıf olanakları ve tüm materyal geliştirme yöntem ve şekilleri dikkate alınarak;"E18 Modeli Ders Dokümanları ve Materyalleri  Havuzu'nda" toplanır. Ör,Orta Öğretim Biyolojide bir derse veya konuya E18 Modeli uygulanacaksa;
1-Ders ve konuyla ilgili tüm yapay, doğal, sanal... Vb olanaklar listelenip masaya yatırılır.Ülkemizin yerleşim alanları bazında;yöresel olanaklarını, potansiyelini, değişim/değişebilirlik ivmesini/lerini, doğal/yapay habitat-iklimlerini, istemlerini ve sorunlarını belirleyen-içeren; "Yöresel Fen Bilgisi Rehber Klavuz Kitapçıklarını" oluşturduktan sonra bu bilgi havuzunda ve E18 Modeli için toplanan "E18 Modeli Ders Dokümanları ve Materyalleri  Havuzu'ndaki" envanterlerle çalışmaya başlayabiliriz. Kısaca yapılacak iş ülkemizin  iklim, ekonomik, kültür... Vb.  farklı olanak ve koşulları dikkate alınarak her bölgeye uygun E18 Modeli'in varyasyonları geliştirilir.Bu varyasyonlarda; her bölgenin özgün,değişen ve değişmez kriterleri dikkate alınmalıdır (doğal/sanal/yapay; çevre, iklim, lisan alt yapı… Vb ).
2-Her konuyla ilgili yeterli sayıda uzmanla (hocalar, öğretim üyeleri) materyallerin seçimi üzere çalışmaya başlanır.
3-Materyaller ve konular fert toplumdaki;ortak payda (benzerlik) ve özgün pay çeşidinin (özgünlük grupları çeşidine) amaca/larına uygun olarak(uzman ekiplerce); Tümden gelim ve tüme varım yöntemleri çerçevesinde; yöntem, teknik ve öğretim stratejileri eşleştirilişi yapılır.
4- Zaman, mekân , öğrenci sayısı, bilgi iletişim olanakları ortak-özgün pozitif değer yargıları ve eşik bilgisi seviyeleri konusunda;8D Prensibine uygun öğretim, öğrenim ve eğitim verilir.
5-Kendi olanak ve koşullarımızla mevcut sisteminin (E18 Modelin'in/ Eğitim 18-23) orijinalitesini ortaya koyduktan sonra; tatbik/uygulayış okul veya sınıflarda denemenin  verimine bakılıp; gerekirse revizyon yaparız. İşte kendi ham materyalimizi ortaya koyduk..
6- Orijinalitemize uygun (E18-23 Modeli) örnekler geliştiririz.Örn." İnsan ve Bilgisayar Özelliklerinin Simülasyonu" ile ilgili bir konuyu;ekonomik, kusursuz koşullarda nasıl hazırlayalım ki, olabilecek tüm; kusurlu koşulları mükemmel-verimli bir şekilde telafi edebilsin.
7-E18 Modeli'nin envanterini ve E18 Modeli'ni özümsetmek amacıyla; materyal örneklerini yörenin kültürüne, bilincine, olanaklarına göre  güncellemeliyiz.
8-Diğer ülkelerdeki E18 Modeli ve benzeri yöntem-anlatım biçimleri  toplanıp; koşullarımıza uygun olarak hayatla bağdaştırıp E18 Modeli'ne  benzeterek, uyumlayarak özümsemeliyiz. Bu Sonuç Bizim Orijinalitemizin İncisidir. 
9-Bundan sonra yapılacak iş bu orijinaliteyi teknolojik ülkelerin biyolojideki veya herhangi bir konudaki ya da daldaki uygulanışlarıyla takviye, düzen ve gerekirse kökten-yeniden yapılandırarak en verimli ve değişen geleceğe uygun-uyumlu  E18 Modelini-sistemi geliştirilip-uygulanır.


Belki de ülkemizde; K12'nin tersine,E18-23 Modeli'e önce üniversitelerden veya sonra-kısmen orta öğretimden başlamak gerekir.Bu konunun, sağlıklı ön denemeye gereksinimi vardır. Bu konu ile ilgili olarak;Okul Deneyimi I - II ve Öğretmenlik Uygulayışı/Tatbiki/Uygulaması derslerinin tatbik/uygulayış okullarından veri toplamaktayız.

E18'De Ders Materyali Hazırlanışında ve Sunuşunda Dikkat Edilecek Hususlar ve Kurallar;
1.Toplumdaki zekâ, nefis, fıtrat, zekâ-yetenek ve değer yargıları özgünlüklerinin çeşitleri belirlendikten sonra her birisinin kavramaya yatkınlık yolları (yöntemleri) bilimsel olarak belirlendikten sonra her ders konusu her özgünlüğe uygun hazırlanır ve öğrencilere ders kitabı, CD… Vb medya aracı şeklinde verilir. Ayrıca bu ders her özgünlük ve ortak payda/benzerlik için hazırlandıktan sonra tüm özgünlüklere ait hazırlanan ders internet ortamına da konur. Gerekirse uzakta eğitimde de aynı yol izlenir.
Sınıfta ders anlatılırken en geç ve güç algılayan fıtratların özgünlüğü baz ve kriter alınarak öğrenci aktif, ders hocası motivasyoncu ve rehber olarak dersi işler.
Ör.basit bir ders süper zeki öğrenciler için sıkıcı olan klasik yöntemler serisi(anlatım, klasik sunu.. Vb), geç kavrayan öğrencilerin olaya-derse aşina  olmaları için mutlak gereklidir.
2.Derse ve konulara muhatap kitle veya öğrencilerin geçmiş, bugün ve gelecekteki yaşam döngülerindeki yaratık, süreç, olay, olgu, öğrencilerin özgün-ortak payda hayat hikayeleri, toplumsal hayatın süper egolar(istemler)ı, inançları, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, idleri (kimlikleri), idolleri(putları)… Vb dikkate alınarak konular örneklendirilmeli ve hayatla güncellenmeli. Gerekirse tercüme edilen kitaplarda bu mantıktan hareketle güncellenmelidir.Örneğin,Kara Deniz bölgesi havzasında Karadeniz kültürü ve doğal çevresi, Van gölü havzasında Van gölü kültür ve doğal çevresi, Marmara'da Marmara Denizi kültür ve doğal çevresi, Ak Deniz  Bölgesinde  Akdeniz Havzası kültür ve doğal çevresi ile konular güncellenmelidir.
Gerekçe;özellikle Okul Öncesi,  İlk ve Orta öğretim (orta kısım) öğrenci yaşantısını ilgilendiren;olay, süreç ve olgularla ilgisi daha sıcak ve bilinçli olur. Sonra orta öğretimde(orta son-lise) tüm ülke ve dünya bazına  bu bilgilerini hayatın diğer alanlarına günceller veya benzeterek transfer eder.
3.Anadilde eğitim en az  ortak dilde eğitim kadar önemlidir. Yabancı kavramlar öğrencilerde özgün zihinsel kavram; ilişkisi, konum ve denklemleriyle ters ve bağlantısız düşmektedir. Çünkü yabancı dilde eğitim, bilinçsizce tercüme edilen kitaplarda kullanılan yabancı kavramlar, verilen yabancı örnekler ve öğretimde konuşulan ve yaşanan dilde kavramlar arası ilişkilendirmede kopukluk olması ya da analog (şekli benzeşim) ve homolog (kökeni benzeşim) olması nedeniyle öğrencilerde son derece sakıncalı dersi dışlama, itici ve bu günkü gibi derste pozitif enerjisini kayıp eder.Yabancı dili asimile etmiş kişilerde zaten o yabancı dilin özgün kavram ilişki, konum ve denklemi gelişmiştir. Ancak çocuklarda bir anda iki dil genellikle bocalamaya neden olmaktadır.
4.Tüm ders konularında, iletişimde, öğrenilenleri hayata tatbik/uygulayış ve güncellemelerinde "Algıda Değişmezlik Prensiplerinin" oranı belirlenmelidir.
5.Tüm ders konularında, iletişimde, öğrenilenleri hayata tatbik/uygulayış ve güncellemelerinde;"Öğretimde 8D Prensibi" uygulanmalıdır.
6.Öğretim, öğrenim ve eğitimle insanlar arasında kusursuz, verimli ve eksiksiz iletişiminin ve buna uygun ders materyalinin hazırlanışını önemini düşünün.
7.Fıtrat çeşitliliklerine yönelik çok yönlü ve çok amaçlı ders notları hazırlamak gerekir.
8.Ancak buna ilave olarak her öğrencinin özgün zihinsel kavram; ilişkisi, konum ve denklemleriyle özgün kelimeleriyle, kavramlarıyla, isimleriyle, kavramisimleriyle, zihinsel dağarcığının ürünü olarak öğrenci tarafından hazırlanması için; algıda değişmezlik ve algıda zorunlu çeşitliliğe yönelik ders notları ve ders materyalleri hazırlanmalıdır.
9.Fıtratı, zekâyı, yeteneği ve değer yargılarını kategorize edici sorular sorarak öğrencilerden edinilen yanıtlardan fıtrat (yapısal), zekâ, yetenek ve değer yargıları özgünlüklerini belirleyerek kendilerini tanımasına yardımcı olmak.
10.Fıtrat (yapısal), zekâ, yetenek ve değer yargıları özgünlükleri aynen her kişinin;özgün parmak izi, dil izi, göz bebeği, genetik yapısı gibidir.
11.Öğretim, öğrenim ve eğitimde algıda değişmezliğe ulaşmak için;mümkün olduğu kadar tüm fıtrat özgünlüklerinin ortak paydasına hitap eden ve fıtrat özgünlüklerine ulaşıldığında hepsinde benzerlik oranı olasılığı yüksek tepki ve yanıtları ortaya çıkaracak ders envanteri ortaya koymak ve bu hedefe bizi ulaştıracak öğretim, öğrenim, eğitim sistem ve yöntemleri geliştirmek zorundayız.
12.Bunun için öğretim, öğrenim ve eğitimde öğrencinin ve ilgili kitlenin önüne çıkarılan her;kelime, soru, cümle, noktalama işareti, materyal, mimik, etkinlik… Vb tek tek "Algıda Değişmezlik Prensiplerine" uygunluk oranları çok iyi bilinmelidir.

E18'DE Öğrencilerin Özel Halleri, Günlük-Anlık Haleti Ruhiyatı, Fıtrat (Yapı) Özgünlükleri, zekâ Farklılıkları ve Öğretilen Konunun Özellikleri Nedeniyle Aşağıdaki Farklılıklar Ortaya Çıkar;
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede kavrayan öğrenciler,
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede öğrenen öğrenciler,
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede hayata güncelleyen öğrenciler
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede hayata uygulayan öğrenciler
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede öğrenme hızı farklılığına sahip öğrenciler,
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede öğrenme fıtratı (yapı) özgünlüğüne sahip öğrenciler,
-Konuyu yavaş, hızlı, orta ve ara derecede zekâ fıtratı (yapı) özgünlüğüne sahip öğrenciler,

E18'DE Öğrenci Özgünlüklerini ve Farklılıklarını Verimli Kılmak İçin Yapmamız Gerekenler;
1-Bilgisayar destekli öğretim, öğrenim ve eğitimle;bilgisayar-internet olanakları, fıtrat(yapı) özgünlüklerine yönelik çok yönlü-çok amaçlı yani fıtrat, zekâ-yetenek, değer yargısı… Vb özgünlüklere, ortak paydalar/benzerliklere ve/veya özel durumlara uyumlu hazırlanmış ders konuları ve ders envanterleri aracılığı ile öğrenciler arasındaki öğrenme, kavrama ve tatbik/uygulayış hızları, özgünlükleri ve farklılıkları verimli hale getirmek ve sınava eşit koşullarda-azami verimle hazırlanmış olarak girmelerini internet ve diğer özel medya olanaklarıyla destekleniş çok önemlidir.
2-Fıtrat(Yapı), zekâ-yetenek, değer yargısı… Vb özgünlükleri, ortak paydaların/benzerliklerin ve/veya özel durumların çeşitliliği dikkate alınarak algıda değişmezlik ilkesine dayalı ders materyali kullanmak ve konuları internete hazırlamak ve sunmak önemlidir.
3-Sınav akabinde ilgili dersle dağarcığı doluşmuş öğrencilerle mümkünse öğrenilen konuları pekiştirirken öğrenci eksiklerini ya da sınav soruları değerlendirilerek yanıtlarına susamış ve uyarılmış öğrenci beyinlerini öğrenilmek istenen bilgilerle hemen sulamak önemlidir.
4-Sınav akabinde konulara ait en az doğru yanıtlanan sorulara en çok zamana ayırma kuralına uyularak; grup çalışması, tartışması ve etkinlik yapılarak öğrenilenler pekiştirilir.
5-Grup eğitimi sosyalleştirmeyi motive edici okul öncesi ve orta öğretimde mutlak gereklidir ve önemlidir.
6-Her öğrencinin öğrenme ve kavrama hızına özgü sınava kadar uygun ve özgün olanaklar ve sınava hazırlanma zamanı tanımak önemlidir.
7-Dersle ilgili ön koşul bilgilerini öğrencilerde harekete geçirmek ve ön koşul bilgilerini öğrencilere derste kazandırmak önemlidir.
8-Dersle ilgili ön koşul bilgileri kazanmış öğrencilere ortak payda ve özgünlüklerine uygun hazırlanmış dersi öğretme şekli çok önemlidir.
9-Konular internete ve ders materyallerine yansıtılırken;Tümevarım ve tümdengelim Yöntemleri çerçevesinde tüm yöntemlerin içerisinde en uygun yöntem stratejisi felsefesine uygun yöntem dizini stratejisi ile diğer yöntemlerle konuları fıtrat çeşitliliklerine uyumlu/uygun sunarken;kullanılan ve sunulan, her kavram, isim, kavramisimi deyimi cümle, şekil, resim, grafik, film, tatbik/uygulayış, etkinlik, davranış, mimik, giyim, dikkati çekme … Vb materyallerin algıda değişmezlik oranları çok uygulamalı ve bilimsel anketlerle dayalı bilinmesi gerekir.
10-Her dersin internette sunulmuş tüm koşullarını içeren bilgisayar ortamında dinamik çalışan internet bağlantılı/linkli DVD'sinin mutlak hazırlanması ve öğrenciye bedava sunulması çok büyük önem taşır.
11-Fıtrat(Yapı) özgünlükleri ve algıda değişmezlik ilkesi dikkate alınarak;çok sayıda çeşitli ders materyali ve yöntemler dizgesi ile hazırlanan ders envanterleri;öğretici, pekiştirici etkileşimli sorularla bir arada hazırlanarak öğrencilerin özgünlüklerine takdim edilmeli.
12-Daha sonra sunulan ders materyalinin hangilerinin hangi fıtrat(yapı), zekâ-yetenek, değer yargısı özgünlüğüne uygun olduğu belirtilmeli. Öğrenciler bu bilgilere dayalı olarak Fıtratlarına (yapılarına), zekâlarına-yeteneklerine ve değer yargılarına özgü olan materyaller, yöntemler ve tekniklerden oluşturulan stratejiler dizgesinin içerdiği envanterden çalışmayı tercih etmeliler.
13-Hatta her öğrencinin sıfatlarını, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını, süper istemlere (egolara) direncinin-uyumunun, zekâsının-yeteneğinin ve fıtrat(yapısal) özgünlüğünü tanıması için uzmanlardan yardım alınarak o dönemdeki özgünlüklerinin farkındalığı kavratılır.
14-Öğrencilerin özgün fıtratları(yapıları) ve öğrenme hızları dikkate alınarak yüz yüze eğitim programı hazırlanmalı.
15-Öğretilen konunun amaç, hedef ve yapısına uygun ve olanaklara dayalı olarak;gerekirse benzer ya da farklı fıtratlara ve öğrenme hızlarına sahip öğrencilere; aynı grup için de veya harmanlanarak yani farklı grup içinde ders ve tatbik/uygulayış verilmelidir.

Çıkarsayış;
-Gerek insanların fıtratı özgünlüklerin çeşitlerine gerekse ortak fıtratı özelliklere göre; ders sunumları, notları, tatbik/uygulayış dokümanları, kitaplar, ders materyalleri... Vb hazırlanırken her aşamada ders materyali hazırlama kriterleri dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
-Fıtratı özgünlükler çeşidi-serileri ( payların özgünlükleri ) için seçenek (opsiyonel) tercihler le donatılmış ders materyalleri geliştirmek gerekir.
Örneğin,hazırlanan ders sunumu ya da doküman üzerinde;fon müziği, sesli konuşma, ses seviyesi, ses frekansı, ek görsel ya da işitsel materyaller, arka fon rengi… Vb özellikler izleyicinin tercihine dayalı olarak hazırlanmalıdır.
- Ortak fıtratı özellikler içinde ders sunumları, notları, tatbik/uygulayış dokümanları hazırlanırken;öğretim, öğrenim ve eğitimde algıda değişmezlik ilkelerine uygun en kusursuz örnekler ve materyalleriyle donatılmış olmasına dikkat edilmelidir.
- İnternet üzerinde öğretim, öğrenim ve eğitimde sunulan konuyu olanaklar ölçüsünde;insan fıtratlarının kavrama çeşitliği dikkate alınarak;bir konuyu çok sayıda yöntemle hazırlayıp internete koymaktır. Örneğin, Aynı ders notunun; 1-İşitsel zekâya hitap sesli ders anlatımı internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 2-Görsel zekâya hitap eden Powerpoint... Vb sunusu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 3-Görsel ve İşitsel zekâya hitap eden ders ve konun videosu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 4. Yazımsal zekâya hitap eden yazımsal ders ve konu notları-dokümanları internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 5. Mantıksal zekâya hitap eden soruların yanıtlarına; görsel, işitsel, görsel+işitsel, yazımsal link atılarak ders notunu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 6... Vb


E18'de Yöntemler Serisini Kullanma Mantığı ve Öğrenmede İzlenen Yol Haritası;Tüm yöntemler;tümevarım(sentez) ve tümdengelim(analiz) yöntemleri içinde konuların fıtratlarına ve olanaklara dayalı olarak bütün yöntemlerin tümdengelim ve tümevarım (analiz ve sente) çetelesinde gerekli olan dizinleri, kombinezonları dizaynları stratejisini bir arada kullanmaktır.
Tümevarım ve tümden gelim/analiz-sentez (tümevarımgelim) ;E18'de çok yönlü yöntemler dizini stratejisi yol haritası olup;bu yol haritası mantığıyla yol alırken; ilk öğretimden üniversiteye kadar konu geçiş kapsamları belirlenir.
E18 Modelinde;Tümevarım ve tümden gelim yöntemleri; diğer yöntemlerle amaca uygun ilişkisel harmanlanış ve düzenlenişi yani en verimli stratejiyle bir arada kullanılır. Biyoloji kavram alfabesinden doğal veya yapay kavram kümesine-Öbeği/Kümesine -ağına, kavram kümesin-ağından konu alt başlıklarına ulaşma mantığından hareketle konuya ulaşılır. Amaç basitten karmaşığa ve tersine tümden gelim ve tüme varımı (sentez ve analizi) yani diğer yöntemlerle ilişkisel ya da verimli strateji olarak bir arada kullanmaktır.

Tümleşik Yöntemini;Bir noktada her noktaya ulaşmak tüm noktalarda herhangi bir noktaya yoğunlaşabilmek ve ulaşmak. Demirkuş.
Çıkarsayış;
-Gerek insanların fıtratı özgünlüklerin çeşitlerine gerekse ortak fıtratı özelliklere göre; ders sunumları, notları, tatbik/uygulayış dokümanları, kitaplar, ders materyalleri... Vb hazırlanırken her aşamada ders materyali hazırlama kriterleri dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
-Fıtratı özgünlükler çeşidi-serileri ( payların özgünlükleri ) için seçenek (opsiyonel) tercihler le donatılmış ders materyalleri geliştirmek gerekir.
Örneğin,hazırlanan ders sunumu ya da doküman üzerinde;fon müziği, sesli konuşma, ses seviyesi, ses frekansı, ek görsel ya da işitsel materyaller, arka fon rengi… Vb özellikler izleyicinin tercihine dayalı olarak hazırlanmalıdır.
- Ortak fıtratı özellikler içinde ders sunumları, notları, tatbik/uygulayış dokümanları hazırlanırken;öğretim, öğrenim ve eğitimde algıda değişmezlik ilkelerine uygun en kusursuz örnekler ve materyalleriyle donatılmış olmasına dikkat edilmelidir.
- İnternet üzerinde öğretim, öğrenim ve eğitimde sunulan konuyu olanaklar ölçüsünde;insan fıtratlarının kavrama çeşitliği dikkate alınarak;bir konuyu çok sayıda yöntemle hazırlayıp internete koymaktır. Örneğin, Aynı ders notunun; 1-İşitsel zekâya hitap sesli ders anlatımı internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 2-Görsel zekâya hitap eden Powerpoint... Vb sunusu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 3-Görsel ve İşitsel zekâya hitap eden ders ve konun videosu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 4. Yazımsal zekâya hitap eden yazımsal ders ve konu notları-dokümanları internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 5. Mantıksal zekâya hitap eden soruların yanıtlarına; görsel, işitsel, görsel+işitsel, yazımsal link atılarak ders notunu internete konur veya CD-DVD'Sİ öğrenciye verilir. 6... Vb

E18'de Materyal Geliştir Dersinde İşitsel Materyali Doğru Tatbik/Uygulayış Araç ve Yöntemini Geliştirmek
Ör,Bir konuyu hangi ses tonu ile anlatalım ki öğrenci en verimli ve kaliteli bilgi edinebilsin.
Bilimsel deneme; Ses, görüntü, animasyon, film… Vb tekli ve çoklu kombinezonları yani tüm değişkenler için biri sabit diğerleri serbest mantığı tek tek tüm değişkenler için uygulanır. Bu kural öğrenci/öğrenici üzerine denenip sonuçta insanların ortak payda fıtrat(yapısal) ve sanal araçlarında en iyi verimi veren seçeneklerin hepsi alınır ve uygulamaya konur.
Bu uygulanış;
1-Öğrencilerin ortak payda (benzerlikleri) özellikleri,
2-Öğrencilerin pay özellikleri (özgün) özellikleri, örneğin fıtrati özgün özellikleri.
3-Öğrencilerin varsa özel halleriyle ilgili özellikleri. Dikkate alınarak materyaller hazırlanır.

Bu mantık sistemini E18 modelini geliştirmede konuları bilimsel olarak hangi envanterlerle ve yöntemlerle anlatılması gerektiğini;uygulamalı konu yöntem seçim testleri neticesinde belirlenir. Öğrenci/öğrenici hedef kitlelere hangi ders takdim kombinezonların içinde denekler üzerinde en verimli ve kalıcı bilgi birikimini sağlayan konu ve ders sunumu ya da materyali varyasyon ve kombinezonları tercih edilir.
1-Konu ve okuma parçası sabit
2-Dinleyen kitle sabit
3-Bilgisayar, bayan, erkek, eş cinsel... Vb amaçlı sesler değişken
4-Sonuçları değerlendiriş.


E18 Modelinde Bir Öğreticinin Konuyu Sunmadan Önce; Asgari Yapabilecekleri ve Yapması Gerekenleri

1-Konuyu iyi bilinmesi gerekir.
2-Konuyla ilgili tüm olanaklarını iyi tanıyacak ve bilinmesi gerekir.
3-Tüm yöntem, teknik, öğretim stratejileri ve öğretim modelleri iyi bilinmelidir.
4-Zaman, olanak ve öğrenci; sayıları, ortak-özgün değer yargıları ve eşik bilgi seviyeleri iyi bilinmelidir.
5-Yukarıdaki 5 koşul çok iyi bilinmeli ve çok doğru eşleştiriş yapılarak konu öğretime sunulmalıdır.


E18 ModelindeE18 Modelinde Bilgiyi Öğretiş ve İlişkilendiriş Aşamaları/Basamakları;

1-Fıtratına-Yapısal Değer Yargılarına ve Eşik Bilgilerine Dayalı Aşina Ediş/Oluş;Bilgileri öğrencilerin fıtratlarına uygun ve pozitif değer yargılarıyla ilişkisel sunuş. Öğrenci beyninin ve bilincinin konu ile ilgili kısmını uyarıp konuyla ilgili eşik bilgilerini harekete geçirmek. Ör. Bakteri nedir? Hangi konumlarda konulardan uzağız hangilerinde muhatabız.

2-Anlamaya/Anlayışa Başlamak/Başlayış, Çalışmak ve Deneme/Deneyiş; Konunun sınırları ve diğer yakın konularla ilişkisi ve sınırları belirlenir. Konu başlıklarının önem derecesi (1., 2., 3., 4. derecede önemli) başlık önlerine yazılır ve öğrenciye önem dercesine konuya nerden öğrenmeye başlayacağını belirlenir. Ör, ilk, orta, lise ve yüksek öğretim sınıfları konunun neresinden başlayacakları konu başlarına yazılır.

3-Anlamak/Analayış ve Öğrenmek/Öğreniş; Konunun anahtarı niteliğindeki sorularını hazırlıyor ve yanıt veriyorsa konuyu anlamaya başlamış demektir.

4-Öğrendiğini Hayatla Bağdaştırışı Denemek/Deneyiş; Hayatla ilişkilendirebiliyorsa öğrenmiş demektir.

5-Öğrendiğini Örneklendirip, Soru üreterek Hayatla İlişkilendirmeyi ve Uygulamayı Alışık Tepki Haline Getiriş/Eğitiş.

6-Liyakatli Eğitimin Hedefini Kavrayış;Öğrencinin öğrendiklerini; hayata Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılış veya uygulanış sonuçlarının;çevreye,tüm yaratıklara ve insan toplumuna etkilerini bir arada liyakatli ve inandırıcı bir şekilde öğrenişi ile sonuca bağlanır.


E18'İN AMACI:İletişim olanaklarını (internet, intranet, süpernet, ekstranet… Vb ), "E18 Modeli Ders Dokümanları ve Materyalleri  Havuzu'ndaki" envanterleri,öğretim yöntemlerini, öğretmenleri, öğretim üyelerini,diğer uzmanları, öğrencileri, ekonomik-fiziki-sanal-gerçek okul olanaklarımızı dikkate alarak;yüz yüze,internet, intranet,ekstranet ve ev ortamında öyle peygamberi öğretim, öğrenim ve eğitim sistemi dizayn-denklem-kuralları geliştirelim ki;aynı sınıftaki en sıkılgan ve tembel öğrenciden süper zeki öğrenciye kadar, her türlü insanın fıtratına-seviyesine uygun maksimum verim alınabilsin.
          Öğretim, öğrenim ve eğitimde de, olanaklarımız ölçüsünde:doğru kaynaktan/lardan, doğru bilgiyi-konuyu, doğru zamanda, doğru konumda-yerde, doğru yöntemle/lerle, doğru kişiye/ kişilere, öğrencinin güvenini kazanarak ve dersin önemini vurgulayarak; doğru pekiştirip ve hayatla doğru güncelleyerek sunmalıyız. Demirkuş 2007.

E18'le Öğretim, Öğrenim ve Eğitiminin Hedefi;İnsan fıtratlarındaki, gen zekâsı kuramına dayalı fıtrat (yapı) ve zekâ çeşitlilikleri, seviyeleri bilgi dağarcıkları, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ve kültür birikimleri denklemine dayalı verilerden hareketle dizayn edilmiş, kavram, ders, materyal ve yöntem eşleştirilişinden (algıda değişmezlik prensiplerine dayalı) oluşturulmuş ders-konu serileri fert ve grup eğitim-öğretiminde etkili bir şekilde denenip sonra uygulamada kullanılmalıdır.1

Bilgide Algıda Değişmezlik Oranı;E18 Modelinde eğitime ve öğretme dâhil edilen her bilgi kümesi (resim, cümle, animasyon, film… Vb) faktöriyel olarak  % kaç algıda değişmezlik ilkesine dâhil olduğuna dair minimum insan fıtrat(yapısı) ve zekâ seviyeleri çeşidi kümesi üzerine yapılmış bilimsel anket, tatbik/uygulayış, deneme … Vb yapıldıktan sonra toplumsal öğretim, öğrenim ve eğitiminde  uygulanmaya geçilmeye hak kazanan bilgi kümesi olur.
Ör.Bu ne renktir? cümlesinin realitesi ve doğru cevabı; "insan fıtrat(yapısı) ve zekâ seviyeleri çeşidi kümesi üzerine yapılmış bilimsel anket, tatbik/uygulayış, denemede beyaz yanıtı alınmış ise; gerçek hedefte bu renk türünü öğretmekse  bu cümle ve kelimeyle muhatap materyalde algıda değişmezlik oranı %99 kabul edilir.

Algıda Değişmezliğe Uygun Bilgi Üretme Prensibi;E18 prensibi için bilgi üretirken eğitimin her aşamasında faktöriyel olarak bu kural göz önünde bulundurulmalıdır.

E18'deki Diğer Uç Hedef:Yaratıkların doğal - yapay döngülerini, davranışlarını doğru okumak, insanlara doğru empati/eşduyum duymak ve doğru eğitim sistemleri, tepkiler-teknolojiler ... Vb geliştirmektir. Demirkuş 2007.

E18'le Öğretim, Öğrenim ve Eğitimin Önemi;mutlaka yurtlarda ve bütün insanların bulunduğu yerlerde  yararlı gerçek, genel ve spesifik insan-doğa akaitleri geliştirmek gerekir.

E18'le Öğretim, Öğrenim ve Eğitiminde Öğrencilerle İlgilenen Veliler veya Sorumluların Taşıması Gereken Vasıfları;E18'de her yaş grubu, öğrenci özgünlüğüne dayalı olarak uzaktan eğitim ve yüz yüze eğitimde evde velilerin veya öğrencilerle ilgilenecek sorumluların (sorumlu kişilerin) yararlı olmaları için taşıması gerekken vasıfları belirlenmeli. Öğrencilere nasıl yararlı olmaları konusunda uygulayışları gereken eşik bilgileri, değer yargıları, yapısal (fıtrati) çeşitlilik, benzerlik ve özel hallerin kurallarını çok iyi bilmeleri gerekir. Gerekirse öğrencilere yararlı olmaları için okulda kurs almaları ve internet üzerinde eğitilmeleri çok büyük önem taşımaktadır.



E18'DE Liyakatli Öğretimin Sekiz Doğru Prensibi/Öğretimin Hayata Liyakatli Uygulanış Prensipleri (Öğreticinin Ya da Öğretenin Uyması Gereken 8 Doğru Prensip) (Öğretimde 8D Prensibi);

Özel Not:Her hangi bir öğretim üyesine veya öğretmene öyle bir ortam hazırlayalım ki sadece butonlara basarak;her seviyede öğrencinin bulunduğu bir sınıfta azami verim verebilsin ve alabilsin.

1-Doğruya İnandır Prensibi;Öğrenciyi konunun önemine veya gerekliliğine inandırmak, konuyu doğru ve net öğrendiğinde kazanımlarını açık ve net örnekleriyle ortaya koymak.

2-Doğru Tanı Prensibi: Eğitilecek olan yaratığın/ların; idoları, idleri, ilahları, yaşı, eşik bilgileri, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, haz duyguları,nefretleri, korkuları, sevgileri ve fıtratının değişebilirlik açılımlarını… Vb sıra dışı bedensel, zihinsel olgu ve araçlarını özelliklerini-özgünlüklerini algıda değişmezlik prensibine uygun tanımak.

3-Doğru Empati (Anlamlandırış/Anlam Veriş) Duy Prensibi:Eğitilecek olan yaratığın/ların tüm nesnel, sanal sıfatlarına ve davranışlarına algıda değişmezlik prensibine uygun doğru empati/eşduyum duymak gerekir.

4-Doğruyu Seç Prensibi;Öğretilen konuya; doğru öğrenci, doğru zaman/larda, doğru yer/sınıf, doğru materyal/ler, doğru örnek/ler, doğru bilgi/ler, doğru yöntem/ler seçmek. Doğru tohum(bilgi), doğru tarla (hazırlanmış beyin), doğru yer-zaman-materyal-konum, doğru dikim-ekim şekli (öğretim yöntemleri), doğru bakım (pekiştireçler, bilgi sürekli güncellenişi öğrencini sıhhatli olanakları) ve doğru hasat (bilgiyi hayatına uygulaması ve güncellemesini alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmesi) mantığını uygulamak. Her birisinin varlığının farz oluşunun ve gerekliliğinin farkındalığını anlamaya çalışın. Tarla çok iyi tohum uygun değil, Ortam ya da tohum çok iyi tarla kötü (uygun değil) örtüşme kuralı eğitimin her aşamasında faktöriyel göz önünde bulundurulmalıdır. Öğrenci zihni tarla öğretilen bilgi tohum ve olayın cereyan ettiği ve uygulandığı koşullar ortamdır.

5-Doğru Eşleştir Prensibi; Öğrencilerin; fıtrat gruplarına, özgünlük gruplarına , seviye gruplarına göre liyakatli ve verimli yöntemler kombinezonlarıyla öğretilecek konu bilgilerini doğru eşleştiriş/eşleştirmek. Buna göre çeşitli ders notları ve sunular hazırlayış önenmelidir.

6-Doğru Güncelle Prensibi;Öğrenilen bilgileri yaşanan güncel bilgilerle ilişkilendirip doğru örneklerle eşleştirip hayata güncellemek.

7-Doğru Uygula Prensibi;Öğrenilen bilgilerin yaşam döngüsündeki konumunda alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline gelecek şekilde pekiştireçlerle hayata doğru uygulamak. Örneğin. Öğrenilen bilgiyi toplum içinde hayata uygulayıcı sorumlulukları içeren ödevler defalarca öğrenciye verilir. Öğrenci/öğrenici öğrendiklerini; Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin, sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı verilmesi (öğretilmesi öğrenilmesi ve eğitilmesi gereklidir) gerekir. Bu nedenle, insanlığın 21.YY'DA;"VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20. YY'LIN hiç bir şeyine teslim olmadan ve sorumluluğunu üstlenmeden/kabul etmeden önce 21.YY'DA; 19. ve 20. YY'LIN her şeyini gerekçeli kefenleyip kabrine defnetmeyi (ya da ola ki; bu iki asrın her şeyini gerekçeli kefenleyip 21. YY da kabre gömülüşü ve/veya nezarete alınışını müteakiben alternatif istendik (hayırlı) İbrahim'i insan ve kavimlerin yaradılışını Allah (C.C)'HUNDAN dileniş elzemdir.) her yıl kıyamete kadar belli zamanlarda anılıp unutulmamalıdır. İnsanlık yaratılalı beri hiç bu kadar; üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenine ve çevresine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve doğal gaz kaynaklarını yani üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenini eritip gaza çevirip ve insanların toplumsal ilişkilerini kötüye kullanarak; doğayı ve doğal koşulları (hava basılan dünya bedeni depremleri tetikler, fosil ürün gazı basılan dünya seması küresel ısınma, aşırı dengesiz ani yağışları ve selleri tetikler) insanlığın üzerine kışkırtacak ya da tahrik edecek kadar hoyratça ve bedbahtça kullanarak aşağılık cahil (çocuksu) ve/veya belki de kahpe durumuna düşmemiştir. Kaldı ki İnsanlık; 19. ve 20.YY'DA bitkiler kadar bile insanlık ömrünün (insan türünün) sonuna kadar bitmeyen güneş, dalga, rüzgâr, su, çekim… Vb enerji kaynaklarından yararlanmaya teknolojisini yönlendirmeme ya da geliştirmeme bedbahtlığında bulunmuştur. Belki de bu duruma bir daha düşmemek için gerekçesiyle "19. ve 20. YY'LIN ve Öncesi Benzeri Cehaleti ve/veya Vahşilikleri" başlığı altında kıyamete kadar bir ders verilmelidir.  

8-Doğru Değerlendir Prensibi;Hayata doğru güncellenen ve uygulanan bilgilerin; yaratıkların olumlu, olumsuz, nötr ve geçişken toplumsal döngülerine etkilerinin doğru değerlendirilmesi.
Verilen bilginin ne kadarı öğrenilip amaca ulaşıldığını öğrenmek için doğru-liyakatli soru sormak ve doğru sınav koşullarını sağlamak. Örneğin, bir sınavda sınıftaki başarısızlık oranı %50 den fazla ise ortada normal başarısızlık nedenlerinden başka nedenleri aramak gerekir. Öğrenenin bilgiyi hayatına doğru sonuçlandırdığını anlamak, öğrenmek ve test etmek.


Sonuç;
E18 modeli ile fertlerin ve toplumların tüm ortak payda (benzerlikleri), özgünlüklerinin (paylarının) ve özel hallerin; fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları ... Vb çeşitliliğine dayalı fıtrat (yapısal) eğitimine kusursuz hizmet veren anahtar-kilit öğretim öğrenim ve eğitim hizmetleri uygulanır.
      Öğretim, öğrenim ve eğitimde algıda değişmezlik ilkesini uygulayarak insanlarda peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ve bilgileniş hevesi, alışık tepki (refleks) ve alışkanlıkları geliştirirken, insanlarda sürekli yardım ve talimat alma alışkanlığını geliştirmenin (hür düşünme ve eylemde bulunma iradesini köreltmek) toplumsal tufanın farkındalığının bilincinde olmak önemlidir.
      Eğitimcinin en önemli özelliği ya da eğitimcinin istenen hüneri(mahareti) en karmaşık şeyleri  karşısındaki kitlelerin anlayabileceği, öğrenebileceği, rahat algılayabileceği  seviyeye  indirgeye bilmek(sadeleştirebilmek) ve bilincinde doğru konumlanmasını başarmaktır. Bunu başarmanın birinci prensibi;eğitimcinin kendisini ve aktarmak istediği konuyu doğru tanımak ve muhatap olduğu kitleye doğru empati/eşduyum duymaktır (yeterince doğru tanımasıdır).
      Sağlam tohum, verimli ve nadaslı tarlaya doğru zamanda doğru şekilde ekilmeli çıkarsama mantığını düşünün.

Belki de ülkemizde; K12'nin tersine,E18-23 Modeli'e önce üniversitelerden veya sonra-kısmen orta öğretimden başlamak gerekir.Bu konunun, sağlıklı ön denemeye gereksinimi vardır. Bu konu ile ilgili olarak;Okul Deneyimi I - II ve Öğretmenlik Uygulayışı/Tatbiki/Uygulaması derslerinin tatbik/uygulayış okullarından veri toplamaktayız.


Bir yöntemin varlığının gerekçesi ve özgünlüğünün net bilinmesi  çok büyük önem taşır. Niçin, neden, nerde, ne zaman ve nasıl sorularına yeterli yanıtlar ortaya çıkıyorsa gerekli bir yöntemdir.

Serbest, Koşullu ve İlişkisel Kavram;Örüntüsü, Kümesi, Kümesine ve Çarklarına  Dayalı Öğretim Yöntemleri Neden Gereklidir? tıklayın;1, 2, 3, 4, 5, 6, 7,
Öğrendiğimiz bilgiler zihinsel yapılama kuramı kurallarıyla  insan beynine ve zihnine  kodlanarak yerleşir. Kavramları dağınık ve anadil dışında başka yabancı dillerle öğretilmesi hallerinde genellikle dezavantajı vardır. Yani herhangi bir şekilde birbiriyle ilgili kavramalar, ilişkilerini açıklayıcı gerekçeler ve yöntemlerle vermek daha avantajlıdır. Ör.Havers kanalı  nedir?  Sorulduğunda  pek çok biyoloji öğrencisinin  bu bilgiyi hatırlamakta  ilişkilendirici bir alt yapısı yoktur. Sadece kanal kelimesi ilişkilendiricidir. Çünkü Havers kavramının ana dilde hatırlamayı tetikleyici ve ilişkilendirici bir alt yapısı yoktur ve zihinsel doku uyuşmazlığı ile zihinde ilişkisiz yer almaktadır. Ancak ezberle ya da özel gayretle  kökendeşsiz  ilişkilendirici bellekle hatırlanabilir. Havers Kanalı Nedir? Uzun Kemik Kanalı Nedir? Sorularının anlamsal çağrıştırıcılığının farkındalığını anlamaya çalışın.    
Anadilde serbest, koşullu ve ilişkisel kavram; örüntüsü, Öbeği/Kümesi ve  kümesine  dayalı öğretim yöntemiyle öğretildiğinde bir kavram diğer kavramları hatırlarken tetikleyici ve ilişkilendirici olabiliyor.
Zorunlu hallerde ana dile yabancı  kavramların hangi koşullarda nasıl devşirilmeli ve nasıl verilmeli? Sorusu araştırılarak ve denemeler yapılarak yanıtlanması gereken önemli bir sorudur.

 

Kavram Biliminin Öğretim Hedefi;
Bilim ve ilimi kullanarak:insan, doğa ve teknoloji arasındaki mantık-özgünlük fermuarlarının dişlerini doğru eşleştirmek amacıyla, kavramları doğru ilişkilendirerek; asrımızı, insan, doğa ve teknoloji arasındaki ilişkiyi algıda değişmezlik derecesinde doğru tanıyıp teşhis etmek ve uzun vadeli; öğretim öğrenim, eğitim ve üretim amaçlı çözümler üretmektir. Edinilen bilgileri ders notlarına ve uygulamalara güncellemek. 1
       Doğal ve yapay kavram kümesi mantık yöntemi ya da modeli ve sisteminden/lerinden hareketle; teknolojik çalışmalardaki ve doğadaki mantık sistemlerini doğru algılamak/ algılatmak ve asimile ettirmektir. Takiben kavramları koşullarımıza; öğretim öğrenim, eğitim ve üretim amaçlı hayata; güncellemek, uygulamak ve uygulatmaktır. 1, 2, 3 
       Kavram kümesi-Öbeği/Kümesi modeli eğitimde ve uygunışında;kavramların sanal ve nesnel ortamlardaki doğal inkişafının;ilişkileri, kronolojik sırası, önceliği ve eşgüdümlülükleri önemlidir.
       Sonuç Olarak Kavram Bilimi, E18 Tatbik/Uygulayış ve Öğretme Modeline uyumlu ilşkilendirilerek;tümevarım ve tümden gelim yöntemlerinin diğer yöntemler ve teknikler dizgesinin (stratejisinin) fermuar mantığı iskeleti üzerinde; tüm olanakları, yöntemleri seçimli ve etkili bir şekilde kullanarak; doğru ilişkilendirilen kavramların (görsel-işitsel, tatbik/uygulayış ve hayatla doğru güncellenerek hazırlanmış kavramların) alt örgüsünden/leriyle ilk-orta ve yüksek öğretimin;görsel-işitsel, güncel ve uygulamalı amaçlarına uygun olarak ünitelere ve konulara doğru çimlenme mantığı ile ulaşmaktır.
Kısa metrajlı filmlerde kavram kümesine-Öbeği/Kümesine örnek;
 A-İnsanda döllenme olayındaki;
sperm, yumurta, ilk döl  hücresi (zigot) kromozom, hücre bölünmesi, DNA, kök hücre ve ilk döl kümesi (basltosist) doğal kavram kümesi. 
 B-Ahtapot, balık ve deniz yılanları arasındaki;
av, avcı, avlanma, kamuflaj, kılık değiştirme, dikkat çekme, yanıltma,  taklit, savunma ve canlı döngü doğal kavram kümesi.  


Bir yöntemin varlığının gerekçesi ve özgünlüğünün net bilinmesi çok büyük önem taşır. Niçin, neden ve nasıl sorularına yeterli yanıtlar ortaya çıkıyorsa gerekli bir yöntemdir.Filmle Öğrenme ve Öğretme Yöntemi Neden Gereklidir? tıklayın;1, 2, 3, 4, 5, 6, 7,

Özel veya eğitim hayatımızda film izlerken farkına varmadan çok zaman kayıp ediyoruz. Gerekçesi; bir film takdim edilmeden önce tatmin edici özeti ve ayrıntılarına yönelik yeterince bilginin verilmemesidir. Bizlerin TV'DE, sinemada … Vb bir filme 1-2 saatlik zamanımızı harcamadan o filme ilgimizin ve ihtiyacımızın olup olmadığını önce yeterli seviyede bilgilendirme hakkına sahip olmamız kadar daha doğal ne olabilir. Ya da gösterimdeki bir filme bir kişinin gereksinimi olup olamadığını önceden bilmeye hakkı olmalıdır. Özel veya eğitim hayatımızda eğitim filmlerini izlerken çok büyük zaman kayıp edilmektedir.
Her filme ait kısa, ayrıntılı özetler gerekirse ayrıntılarında yanıtlanan soru ve sorunların önceden verilmesi çok büyük önem taşır.

Filmle Öğrenme Yöntemi: Bu yöntemle filmle ulaşılan kitleye yararlı olması amacıyla:1., 2., 3., 4.. Vb. sınıf öğrencilerinin her birisinin filmi izledikten sonra bilmesi gereken bilgilere ders notlarında yer verilmeyecek ve hocada olası tüm yanıtlar bulunacaktır. Ancak gerekirse sınavlarda bu sorular sorulabilecektir.
      Bu Yöntemde:
filmlerin doğru algılanması ve izlenmesi amacıyla;özetleri çıkartılıp, izleyenin zihnini uyarıcı ve harekete geçirici beyin nadası soruları hazırlanacaktır.Uzaktan eğitimin amacına uygun olarak;öğrencilere filmler izletilirken; öğrencinin filmde mutlak kavraması ve dikkat etmesi gereken hususlar;yaratık, bilgi, kavram, olay, süreç ve olguları pekiştirmeye yönelik özel sorular ve linkler filme ilave edilecektir. Bu açıdan soruların ve yanıtların (filmdeki;yaratık, bilgi, kavram, olay, süreç ve olguların) açık ve net olarak örtüşmesi gerekir. Yani soru ve yanıtlar algıda değişmezlik ilkesine uygun (anahtar kilit yöntemine uygun) hazırlanması gerekir.1
Ör,
A-
Yaratık fobisi nedir? Korku nedir? Hipnoz nedir? Amigdala nedir? 1. 2. 3. 4. sınıflar yanıtlayacak.
B-Korku ile fobi arasında ne fark vardır? 2. 3.ve 4.sınıflar yanıtlayacak.
C-Korku ve fobi nasıl tedavi edilir? 3.ve 4. sınıflar yanıtlayacak.
D-Genel olarak kişide korku ve fobinin tedavi şekline; neye göre nasıl karar verilmeli? Neden? 4. sınıflar yanıtlayacak.
İp ucu;insanların fıtratlarını ve yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını düşünün.
Filmleri İzleyin
0, 1, 2, 3


Deneyiş 2011/47

47.A-Güzel ve Görsel sanatları eğitime tevhit etmek ne demektir? Güzel Sanatlar Öğretim ve Eğitim Yöntemi Nedir? Güzel sanat dallarını eğitim mutfağında değerlendirmek ne demektir?
     Müziği eğitimde kullanmak;müzikte fon müziği ve eş müzik beyini dinlendirdiği(yumuşattığı) ve bilgi alış kapılarını açtığı bilinir ve beklenir. Ses ve sözle de anlamlı fikirle akıtılır. Her müzik bu özellikleri taşımaz hatta tam tersi olanlar bile vardır.
        Bir derste ve konuda ;sürekli veya uzun vadeli monotonluklarla beynin aynı bölgelerini çalıştırarak beyni yorduğu ve öğrenmeye olumsuz tesiri şüphe götürmez kanıtlarla ortadadır.
        Bir derste ve konuda beynimizin değişik bölgelerini almaşlı kullanacak şekil de farklı veya değişik yöntem ve teknikler uygulayarak bazı konularda daha verimli olacağı görülmektedir.
ses, görüntü, film, ses+görüntü, ses+görüntü+müzik, ses+müzik, müzi+görüntü yöntemler ve teknikler listesi.
İpucu;bazı dersleri;görsel ve işitsel veya görsel+işitsel sanat yapıtı haline getirerek işlemek.

B-Nasrettin Hocanın Öğretim ve Eğitim Yöntemi Nedir? Eğitimde hangi alan ve koşullarda kullanılabilir?
İpucu;asistan sıkıntısı nedeniyle, hızlı algılama, öğrenme yeteneğine sahip, öğrendiğini hızlı ve pratik uygulayan öğrencileri sınıfta diğer öğrenci gruplarına yardımcı olmaya ve konuyu anlatmada görevlendirmek.Ör,her bilgisayar masasındaki öğrenci gruplarına gidip finereader ya da farklı bir sanal aracın kısa uygulayış bir iki tekniğini ve aksamların uygulayışında geçici olarak görevlendirmek.Rehber Öğrenciyi İzle, Öğrendiğini;Yap, Öğreterek Yaptır

C-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl)n Hadis Eğitimi ve Öğretme Yöntemi Nedir? Eğitimde hangi alan ve koşullarda kullanılabilir?
İpucu;Ayetleri, toplumsal ve çevresel sorun - problemleri hayatına - üzerine uygulayan peygamberin (Hz. Muhammed AS); uygulamalarla ve bazen istişare ile ürettiği vecizler ve çıkarsamaların meyvelerine hadis denir. Atasözleri ve vecizeler; deneyimlerin ürünüdür. Hadislerde ayetlerin uygulamadaki ürünüdür.
Bu mantıktan hareketle, dersi, konuyu ve kanunları üzerine uygulayan öğretim üyesi-öğrenci... Vb vardığı yargıların uygulamadaki geçerlilik sınırlarını;öğrencileri ve uzmanlarla istişare ederek;orijinal ders notları, yeni yöntemler, geçerli yeni teknikler, yeni kuramlar, yeni keşifler ve yeni icatlarda bulunur. İpucu;1, 2
Yukarıdaki üç önermeyi gerekçesiyle geçerliliğini çürütünüz veya alternatifler ileri sürünüz.


Algıda Değişmezlik Kuralı ve Oranı Nedir? Öğretim Öğrenim ve Eğitim de Nasıl Uygulanır?
-Algıladıklarını/a, Düşündüklerini/e, Yaptıklarını/a… Vb Doğru Anlamlandır, Doğru Öğret ve Doğru Anlam Yükle !!!

-Herhangi bir şey herkeste aynı tepki ve anlamı uyandırıyorsa algıda değişmezlik oranı %99 dur. Örneğin, renk kavramını anlatırken beyaz bir kâğıdı gösterelim. Bu kağıt ne renktir? Alınan yanıt;ya beyaz, ya pür beyaz veya kirli beyaz olmalıdır. Üçü de doğru yanıt kabul edilirse bu örneğin algıda değişmezlik oranı %99 dur. Diğer renklerde bu oran daha düşüktür. Örneğin ölmüş bir insan konuşmaz örneğinde algıda değişmezlik oranı %99 dur.
-Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde kullanılan envanterin algıda değişmezlik ve değişirlik oranları çok iyi bilinmesi gerekir.
-Sorulan soruların, ders notlarının, her cümlenin, kavramın, kavramisimin, isimin, görüntünün, materyalin, filmin... Vb her envantere ve bilgi birimine ait kontrollü denemelerin sayısı arttıkça algıda değişmezlik oranın geçerliliği mutlaka bilinmelidir. Örneğin her fıtratta 3 kişinin bulunduğu yatılı okuldaki kontrol grubu öğrencilere sorulacak her seviyedeki tüm soruların yanıtlarına kontrollü olarak çalıştırılır. Sonra sınavda tüm sorular sorulur.
-Öğrencilerin verdikleri tüm yanıtlara bakılır ve soruların algıda değişmezlik oranları hesaplanarak ortaya çıkarılır.
-Sorular için bu kontrollü denemelerin sayısı arttıkça alınan sonuçların anket ortalaması algıda değişmezlik oranı o kadar sağlıklı ve net elde edilir.
Diyelim bir soruda algıda değişmezlik oranı %99 sa o sorunun değeri;100 üzerinde 9, algıda değişmezlik oranı %70 se sorunun değeri 100 üzerinde 7 veya değişik kat sayılar uygulanarak sorunun algılanabilirlik derecesiyle temsil ettiği puanın değeri arasında bir doğru orantı mantığı vardır. Böylece her sorunun algıda değişmezlik puanı belirlenip soru bankası oluşturulur.
-Bu mantıktan hareketle;eğitimde kullanılan;her sorunun, ders notunun, cümlenin, kavramın, kavramisimin, isimin, görüntünün, materyalin, filmin... Vb her envanterin algıda değişmezlik oranı belirlendikçe eğitimde sıhhatli iletişim ve bilgi aktarma oranı verimi artar.
-Öğrencilerimizin bildiklerine doğru empati/eşduyum duymak ve onları doğru tanımak amacıyla (tanımaya endeksli) sınav sorusu sormak ne demektir?
-Algıda değişmezliğin hedefine ulaşmak için fıtrat çeşitliliğine dayalı öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim yapmak ne demektir?
-Bazen dersi hazırlarken, dersi anlatırken, soru sorarken, duygularımızı mekanize ederken, sesimiz, vücut dilimiz ve yüz ifadelerimiz … Vb mümkün olduğu kadar kullanmak gerekir. Bazen gerekirse çok örneklilik, çok başlık koyma ve çok yönlülük ilkesine uymak çok büyük önem taşır.
Çiçek kavramını ilk defa öğretirken;
1-Tek bir çeşit gelincik çiçeğini örnek verelim.
2-Her çiçek durumu tipini temsil eden birer çiçekten oluşan çok örnekli bir çiçek grubunu örnek gösterelim.
-İkisi arasındaki farkı anlamaya çalışın.
-Farkındalıklarını kavramaya çalışın.
-Bu durumu konu başlıkları içinde düşünün.
-Öğretim açısında bazen bir içeriğe birden fazla başlık vermek daha yararlı olabilir.
-Bu durumu farklı zihinsel fıtrat ve zihinsel kavram ilişki ağına sahip öğrencilerin olabileceği ile ilişkilendirmeye çalışın.
Ör.”Materyal Geliştirmede Teknoloji Çeşitleri” tek tip başlık verelim.
Aynı içeriğe;
Materyal Geliştirmede Teknoloji Çeşitleri
Materyal Çeşitleri,
Materyal Grupları,
Materyallerin Sınıflandırılması. Başlıklar arasındaki farkları anlamaya çalışın.
Ör.
Bilgisayara Veri Nasıl Aktarılır?
Bilgisayara Veri Aktarmak.
Bilgisayar Ortamına Veri Aktarılması.
Nesnel Araçlardan Bilgisayar Ortamına Materyal Görüntüsü Aktarmak.

Algıyla İlgili Temel Kavramların Özgünlükleri ve Sınırları;
1-Görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şeydeki Algıda değişmezliğin sınırları ve özgünlüklerinin bilinmesi çok büyük önem taşır.
Algıda tek yönlü anlam taşıyan; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şey. Örneğin,beyaz renk, ses, tat,
2-Görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şeydeki Algıda kaynaşıklığın;kökendeş (homolog) ve şekilsel benzerliğin (analog) sınırları ve özgünlüklerinin bilinmesi çok büyük önem taşır.
Algıda kaynaşıklığın sınırlarının kavramsal benzerlik açısından; algıda cinaslı veya çok yönlü anlam taşıyan; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb duyuşsal, anlamsal ve algısal farklılık gösteren ancak kavramsal yazılım-söylem açısından benzer her şey.Ör.cinaslı kavramlar, su gelir güldür güldür, mendilim dolu güldür.
3-Görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şeydeki Algıda değişirliğin sınırları ve özgünlüklerinin bilinmesi çok büyük önem taşır.
Kavramsal ve söylemsel olarak aynı fakat gerçek anlamda algısal olarak; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb olarak farklı algıda olmasıdır. Algıda değişirliğin cinaslı değişken ara yüzü vardır; algıda cinaslı veya çok yönlü anlam taşıyan; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb duyuşsal, anlamsal ve algısal değişirlik gösteren her şey.Ör. cinaslı kavramlar, su gelir güldür güldür, mendilim dolu güldür.
Örneğin,şekilsiz bir objeye neye benziyor sorusuna verilen yanıt,ya da kişilere göre değişken algısal anlam uyandıran; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şey.
4-Görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şeydeki Algıda değişkenliğin sınırları ve özgünlüklerinin bilinmesi çok büyük önem taşır.
Algıda değişken anlam taşıyan ya da fertlerde değişken anlam taşıyan; görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel… Vb her şey.
ör;güzellik, çekicilik, iştahlandırıcılık, lezzet, erotiklik… Vb kavram özgünlüklerinin fertlerdeki farklılığı.
5-... Vb


Algıyla İlgili Temel Kavramların Tanımları;

(İnsanın Geçmişten Geleceğe Algıda Değişmezlik Kuralına Dayalı Benzer Kavramları Doğru Kodlayarak İlişkiselleştiriş. Değişmezleri (sabiteleri), değişkenleri, değişenleri, geçişkenleri, uyumları ve ortak paydaları /benzerlikleri Kodlayarak İlişkiselleştiriş) (Meteoroloji tahmin mantığı ile bilimsel değişkenleri, kanunları, değişmezleri ve sabiteleri kullanarak geleceği kısmen görmek mümkündür/tefekkür, düşünsel kurgu ve deneyler)

1-Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait, doğa-doğal-kültürdeki;eylem, yaratık, olay, olgu, süreç… Vb aynı dillerdeki kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb karşılıkları farklı olan durumların özgünlüklerindeki liyakati, marifet ve önemi bozmadan algıda değişmezleri(sabiteleri) en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İpucu;geleceğe doğru değişmez bir kural bilim ve ilim havuzuna sürekli yeni bilgiler katılır.En azından insan için böyledir. Ör. Öğrenmek kavramı insan için değişmez bir kavramdır.

2-Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait, doğa-doğal-kültür dillerindeki kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb bazda aynı fakat eylem, yaratık, olay, olgu, süreç… Vb karşılıkları farklı olan durumların özgünlüklerindeki liyakati, marifet ve önemi bozmadan algıda değişkenleri en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İpucu; tarihin her döneminde bilim kavimleri farklı etkilemiştir.Bilimin kavimleri farklı etkileyişi değişkenlik gösterir. Bilimin her kavimi/leri değişken etkileyişi önem taşır. Öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimizin oranı değişkendir.

3- Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait, doğa-doğal-kültürdeki geçişkenlik gösteren; eylem, yaratık, olay, olgu, süreç… Vb ve kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb arasında özgünlüklerindeki liyakati, marifet ve önemi bozmadan algıda değişenleri en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İpucu; Ör.tarihin her döneminde kavimler bilimden etkilenerek değişmişlerdir. Kavimlerin biliminden etkilenip değişmeleri önem taşır. Ya da bilimin her kavimi/leri değişik etkileyerek değişime uğratması önem taşır.
4- Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait; eylem, olay, olgu, süreç… Vb kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb arasında algıda geçişken en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İpucu; Ör. nüfuz ve yetki sahibi bazı radikal din cahillerinin ve kasti din münafıklarının evrim ve matbaaya itirazları geçişken bir durumdur sonra uyum sağlanıp dengeye oturur. Dinden değil radikal cahillerden ve münafıklardan kaynaklandığına dikkat edilmeli.

5- Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait; eylem, olay, olgu, süreç… Vb kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb arasında algıda uyumları en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İpucu; Örneğin, Rönesans'tan bugüne gelişen bilimin önemine tüm kavimler inanıp kabullenişleri nedeniyle bazı dini ve yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla değişimi kabullenerek bilimin getirdiklerine uyum sağlamaya çalışıyorlar.

6- Geçmişten geleceğe tüm yaratıklara ait; eylem, olay, olgu, süreç… Vb kavram, kavramisim, isim, deyim, cümle, mısra … Vb arasında algıda ortak paydaları (benzerlikleri) en doğru sayıdaki seviyeye nasıl yerleştirirdiniz?
İletişim açısında ortak payda Âdemi alfabe ve Âdemi lisanda toplamak için nasıl bir yol izlerdiniz?
İpucu; Örneğin:canlıların evrimine bağlı olarak genlerindeki dizilim ve değişim oranlarına bağlı olarak uyum sağlayan fertlerin ortaya çıkması genler açısından değişkenlik, fertler açısından uyum söz konusudur. Tüm canlı yaratıkların gen havuzunun varlığı ortak paydayı temsil eder.

Düşünsel Mantık İpuçları;Sağlıklı İnsan Bedeni, Bilim, Gen havuzu, Her Bilgi Birimi… Vb; Değişmezlerini, Değişenlerini, Değişkenlerini, Geçişkenlerini Bir Örnekle İzah ediniz.
Sağlıklı İnsan Bedeni;
-Göz; Kulak, Burun, Dil, Deri… Vb Organlar Kavramı ve Görevleri Tüm Bedenler İçin Değişmezdir.
-Göz; Kulak, Burun, Dil, Deri… Vb Organların Yapısı ve İçeriği Ferde Özgünlüğü Nedeniyle Kavram Değişkendir.
-Göz; Kulak, Burun, Dil, Deri… Vb Organların Değişken Her Şeyi Değişendir.
-Göz; Kulak, Burun, Dil, Deri… Vb Organların Geçici olan her şeyleri geçişkendir. Bu mantık her bilgi birimi için disipline edilerek eğitimde verilmesi algıda değişmezlik ve algıda özgünlüğün liyakatli öğretime katkısını artırır.Bir insanın;bedensel, düşünsel, nesnel gen havuzu, toplumsal, zihinsel ve batini kalpsal özelliklerini; tüm insanlığın; bedensel, düşünsel, nesnel gen havuzu, toplumsal, zihinsel ve batini kalpsal özelliklerini; "Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusu" mantığıyla disipline ederek karşılaştırın.Bir insanın insanlıkla ortak payda ve özgünlükleri nelerdir sorusunun yanıtını maddeler halinde yazınız.

-Atom altı parçacıkları, atomları ve elementleri (her bir atom altı parçacık çeşidini ya da elementi bir legonun parçacığı olarak düşünün ya da yaratık hamurunun oluşturan alt üniteler- bileşenler olarak düşünüşü) baz alarak; insan türünün, bir hayvan türünün ve bir bitki türünün; "Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusu" mantığıyla disipline ederek karşılaştırın. İnsan türünün, bir hayvan ve bitki türünün; ortak payda ve özgünlükleri nelerdir sorusunun yanıtını maddeler halinde yazınız. -Geçmişten geleceğe doğru düşünürken;düşünce mantığınızın çalışma sistemini, eğitim sistemini-bilgisayar programlarını;özgünlükler, değişmezler, en az değişenlerden-değişkenlerden….en çok değişenlere-değişkenlere göre doğru çalıştırmayı ve kurgulamayı-kurmayı deneyin.
Geçmişten geleceğe düşünce âleminde yürüyerek, ışık hızı ya da ondan daha hızlı olan düşünsel ve sonsuz hızlar (ebedi hız değil!!!)… Vb ile ulaşmak için;dünyada 4.5… milyar yıldan beridir güneş hep doğudan görünür ve batıda görünmez olur eylemi üzerinde çok boyuta(zaman, mekân … Vb) ulaşabilir.
Periyodik cetveldeki her element üzerinde yürüyerek, düşünsel, sanal, nesnel, değişken, geçişken ve yarımsal âlemlerde ışık hızından hızlı düşünerek;mekân , zaman, genişleme, daralma… Vb çok boyutta geçmişten geleceğe doğru çok boyuta(zaman, mekân … Vb) ulaşabilir.
Burada önemli olan hangi hedefe/lere ulaşmak isteniyorsa o boyuta dek ulaşan değişmezlerden, en az değişken-değişenlerden… Vb arasındaki eşleştirmeleri doğru yaparak mantık sistemini öyle kurgulamak takiben bilimsel ve ilimsel verilere dayalı olarak; düşünsel, sanal, nesnel, değişken, geçişken ve yarımsal (yarı nesnel, yarı sanal, yarı düşünsel… Vb) âlemlerinde eylemli-eylemsiz-yarı eylemli ışık hızından hızlı düşünerek hareket etmektir.
-Tarihi, asri ve atiyi (geçmişi, asri ve geleceği) tek havuzda düşünerek, bedensel-düşünsel olarak bu üç zaman boyutu içindeki tüm ;zaman, süreç, olay, olgu… Vb her şeyi;değişmezler, az değişenler, çok değişenler ve sürekli ya da her an değişenler diye kategorize edersek; bedensel, zihinsel, düşünsel ayağımızla değişmezlerin üzerine basarak adımlarımızın arasına da en çok ve en hızlı evrimleşenleri, değişenleri analiz ederek adım arasına alıp ya da atlayıp öğrendiklerimizi peygamberi ahlak ve tefekkürlerle hayatımıza güncelleyerek ve ilişkilendirerek yaşarsak o zaman evrensel ve gelişmiş insana yaklaşmış oluruz. Bu mantıktan hareketle düşüncemizin nirengi noktalarını her şeyin ilk kaynağı ve orijini olan yaradılışın o ilk anındaki çekirdek ve çekirdeklerden yeşerterek peygamberi; akıl, mantık, muhakeme, ahlak, tefekkür, yaşam şekli, düşünme şekliyle her şeyin geldiği, vardığı ve varacağı büyük kıyametteki sonuçları daha rahat kavrar ve yorumlayabiliriz. En azında bu hasletlere sahip insanların rehberliğinde ve önderliğinde, idarelerle, öğretim, öğrenim ve eğitim sistemleriyle geleceğe ve geçmişe yol almamız farz gözükmektedir.
İpucu;düşüncenin nirengi noktalarını; madde ya da nesnel tabanlı, cet tabanlı, ulus tabanlı, ruh tabanlı, ateş tabanlı, doğa tabanlı, din tabanlı… Vb güdük kaynaklı ve orijinli olan çekirdek ve çekirdeklerden düşüncemizi yeşerterek; vahşi, eksik, doğal, otistik… Vb düşünme şekliyle her şeyin geldiği, vardığı ve varacağı sonuçları ve büyü kıyameti kavramadaki güdük ve eksikliği görmeye çalışın. Bu günkü öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemlerinin yetiştirdiği insan tiplerinin;düşünce sistemlerinin ve düşünsel havuzu sınırlarının hemen hepsinin bu kategoriye girebileceğinden emin olun.
-İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.

Materyal Hazırlanırken Algıda Değişmezlik Konusunda Uyulması Gereken Kurallar

1. Genelleyiş Kuralı; Genel (Ortak Payda) Tanımının Özgünlüğü ya da Parmak izi Tanımı Yapılır. Hedef Kitlede (Herkeste) Ortak, Benzer, Aynı Anlamı, Algıyı ve Anlayışını Uyandıracak Şekil de Net ve Eksiksiz Olarak Yapılıp; Sözel, Görsel, İşitsel Yazımsal (Kavram, Şekil, Resim, Görüntü, Video…Vb) Örneklerle Donatılmalıdır.

Örneğin Hücre Nedir? Sorusunun Yanıtı Şu Olmalı; En azında organik bir kılıfa sarılı (organik bir kılıf içinde) verimli ve işlevsel canlı yapıtaşı birimlerine hücre denir. Demirkuş 2013

Örneğin Kâlem Nedir? Sorusunun Yanıtı Şu Olmalı; Uygun zeminlere yazı yazışa yarayan araçtır.

2. Özgünlük Kuralı; Tanımın İçine Giren (İçeriğindeki) Tüm Özgünlüklerin(Çeşitliliklerin Ya Da Payların) Her Birinin Özgün ve Parmak İzi Tanımı Yapılır. Hedef Kitlede (Herkeste) Ortak, Benzer, Aynı Anlamı, Algıyı ve Anlayışını Uyandıracak Şekil de Net ve Eksiksiz Olarak Yapılıp; Sözel, Görsel, İşitsel Yazımsal (Kavram, Şekil, Resim, Görüntü, Video…Vb) Örneklerle Donatılmalıdır.

Örneğin, yukarıdaki tanıma uyan hücre çeşitlerinden birer tane örnek verilebilir.
Devekuşu Yumurtası, Virüs Hücresi, Bakteri Hücresi, Riketsiya Hücresi, Kas Hücresi, Göz Hücresi, Kemik Hücresi… Vb amaca uygun sayı ve çeşitleri artırılabilir.

Örneğin, yukarıdaki tanıma uyan kâlem çeşitlerinden birer tane örnek verilebilir., Kurşun kâlem, tahta kâlemi, dolma kâlem,… Vb. amaca uygun sayı ve çeşitleri artırılabilir.


ALGIDA DEĞİŞMEZLİK YÖNTEMİNİN BAZI UYGULAMALARI, PRENSİPLERİ VE TEKNİKLERİ NELERDİR?

I-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Değişmezlik İçin Seçilen Materyalleri (Envanterlerin) Herkes Tarafından Aynı Kalitede Algılanmalı ve Ait Olduğu Kümeyi Kusursuz Temsil Etmelidir.
Eğitimde kullanılan ve kullanılacak her envanteri (materyali) öyle seçelim ve uygulayalım ki her fert ve toplum tarafından kusursuz, verimli ve aynı kalitede; algılansın, uygulansın ve güncellensin.1, 2

II-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Değişmezlik İçin Seçilen Yöntem ve Yöntemler Serisi(leri) Hedefe Ulaşmakta Mutlaka En İsrafsız, kusursuz, verimli ve Doğru Konumlandırılmalıdır.
Eğitimde kullanılan ve kullanılacak veya uygulanan yöntemi/leri; öyle seçelim ve uygulayalım ki her fert ve toplum tarafından kusursuz, verimli ve aynı kalitede; algılansın, uygulansın ve güncellensin.

III- Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Değişmezliğin Yorumu;

İnsanın düşünsel ve bendesel enerji hallerinde;algıda gerçek değişmezliğin ortak paydasını ve düşüncede  çeşitliliğin  bereketini  karıştırmaması gerekir. Oluşumcu düşüncede amaç;algıda değişmezlik kuralı ile; Olay, olgu, süreç, yaratık, kavram,… Vb temsil eden film, resim, görüntü, çizim, grafik, yapay ve doğal nesnel yaratık... Vb materyallerdeki ortak payda; bilginin ve biligi birimlerinin herkes tarafından kusursuz, verimli ve eksiksiz kavranmasıdır.1, 2, 3

IV-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Değişebilirliğin Yorumu; Olay, olgu, süreç, yaratık, kavram,… Vb bilgiyi temsil eden film, resim, görüntü, çizim, grafik, yapay ve doğal nesnel yaratık... Vb materyallerdeki değişebilirlik sınırları doğru bilinmedikçe, insan zihninin mutfağına takdimi ya da eğitimde kullanılması tartışma ve şüphe götürür. Algıda değişirliğin güçlüğünü ya da zorluğunu aşmak için bir konuyu;çok örneklilik ve alternatif yöntemlerle bir arada sunumu yapılarak verimlilik artırılabilir. Bir konuyla ilgili;fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları ... Vb çeşitliliğine uygun çok sayıda yöntem ve teknik kombinezonlarını (Öğretim Stratejilerini) hazırladık. Çok örneklilik, çok yöntem ve teknik uygulamalarında (Öğretim Stratejilerinde) hangisini/lerini uygulamaya koyacağız? Uygulanacak sınıfın bir alt ve bir üst basamaktaki sınıflara uygulanan yöntem kümelerinden alınan en yüksel başarı sonucu hangi kombinezona/lara aitse istendik kombinezon/lar odur/onlardır. Belli bir grup öğrenci belli kombinezona %90 başarıyı yaklaşmış diğer gruplarda başka bir kombinezona %90 yaklaşmış ise her iki kombinezonunda ders sunumunda öğrencilere verilmesi uygundur.
İp ucu;aynı resme veya görüntüye… Vb bakan 3 kişi düşünün, Kritik uzaklıkta bir gerçek görüntü veya resim de denenebilir(düşüncede serap etkisini deneme). Mutlak sınanmaya konan resmin, görüntünün gerçek yanıtları ve yanıltıcı oranları yanıtları çok iyi bilinmeli.Bu mantıktan hareketle;bir kavram, kavram kümesi, soru, tanım, resim, materyal, konu, ders… Vb nin düşünce ve algıda yanılgı payı iyi bilindikçe hizmet verimi artar.1, 2

V-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Çeşitliliğin Yorumu; Olay, olgu, süreç, yaratık, kavram,… Vb bilgiyi temsil eden film, resim, görüntü, çizim, grafik, yapay ve doğal nesnel yaratık... Vb materyallerdeki çeşitliliğinin ve gerekliliğinin sınırları doğru bilinmedikçe, insan zihninin mutfağına takdimi ya da eğitimde kullanılması tartışma ve şüphe götürür.E18 modeli ile fertlerin ve toplumların tüm ortak payda (benzerlikleri), özgünlüklerinin (paylarının) ve özel hallerin; fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları ... Vb çeşitliliğine dayalı fıtrat (yapısal) eğitimine kusursuz hizmet veren anahtar-kilit eğitim-öğretim hizmetleri geliştirmeliyiz.Algıda çeşitliliğin güçlüğünü ya da zorluğunu aşmak için bir konuyu;çok örneklilik ve alternatif yöntemlerle bir arada sunumu yapılarak verimlilik artırılabilir. Bir konuyla ilgili;fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları ... Vb çeşitliliğine uygun çok sayıda yöntem ve teknik kombinezonlarını (Öğretim Stratejilerini) hazırladık. Çok örneklilik, çok yöntem ve teknik uygulamalarında (Öğretim Stratejilerinde) hangisini/lerini uygulamaya koyacağız? Uygulanacak sınıfın bir alt ve bir üst basamaktaki sınıflara uygulanan yöntem kümelerinden alınan en yüksel başarı sonucu hangi kombinezona/lara aitse istendik kombinezon/lar odur/onlardır. Belli bir grup öğrenci belli kombinezona %90 başarıyı yaklaşmış diğer gruplarda başka bir kombinezona %90 yaklaşmış ise her iki kombinezonunda ders sunumunda öğrencilere verilmesi uygundur.1, 2, 3

VI-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Gerçeğin Değişmezliğine Dayalı Olarak Geliştirilen Bu Yöntemin En Önemli Hedefi ve Amacı (Eğitim-Öğretim Anahtar  Fıtrat Kilit Yöntemine Uygun); Fert ve toplumsal bazda;bedensel ve zihinsel eksiğimizi/lerimizi-hatalarımızı tanıyıp ona göre ürettiklerimizi ve üreteceklerimizi daha doğru konuma oturtmaktır. Bu amaçtan hareketle bedensel ve zihinsel olarak doğru düşünmek-doğru algılamayı alışkanlık ve alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeyi amaçlayan öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemleri geliştirmektir.

VII-Düşünsel ve Duyuşsal Bilgide Algıda Değişmezlik Oranı;E18 Modelinde eğitime ve öğretime dâhil edilen her bilgi kümesi (resim, cümle, animasyon, film… Vb) faktöriyel olarak  % kaç algıda değişmezlik ilkesine dâhil olduğuna dair minimum insani; fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları... Vb seviyeleri çeşidi kümesi üzerine yapılmış bilimsel anket, tatbik/uygulayış, deneme … Vb yapıldıktan sonra toplumsal öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitiminde  uygulanmaya geçilmeye hak kazanan bilgi kümesi olur.
Ör.Bu ne renktir? cümlesinin realitesi ve doğru cevabı; insani; fıtrat, zekâ, yetenek, değer yargıları... Vb seviyeleri çeşidi kümesi üzerine yapılmış bilimsel anket, tatbik/uygulayış, denemede beyaz yanıtı alınmış ise; gerçek hedefte bu renk türünü öğretmekse  bu cümle ve kelimeyle muhatap materyalde algıda değişmezlik oranı %99 kabul edilir.

VIII-Düşünsel ve Duyuşsal Algıda Değişmezliğe Uygun Bilgi Üretme Prensibi; E18 prensibi için bilgi üretirken eğitimin her aşamasında faktöriyel olarak bu kural göz önünde bulundurulmalıdır.

IX-Öğretim, Öğrenim ve Eğitim Anahtar, Fıtratlar Kilit Mantığı Yöntemi; Algıda değişmezliğin uygulamadaki yöntem mantığıdır.

Belki de ülkemizde; K12'nin tersine,E18-23 Modeli'e önce üniversitelerden veya sonra-kısmen orta öğretimden başlamak gerekir.Bu konunun, sağlıklı ön denemeye gereksinimi vardır. Bu konu ile ilgili olarak;Okul Deneyimi I - II ve Öğretmenlik Uygulayışı/Tatbiki/Uygulaması derslerinin tatbik/uygulayış okullarından veri toplamaktayız.


Algıda Değişmezlik Sınav Anketlerine Yönelik Veri Toplayış Amacına Uygun Sınav Sistemi Geliştirmek,
1-Örneğin içerikleri sınavda ver konu başlıkların sor öğrencilerden alınan yanıtlardan ortak payda başlık kombinezonu geliştirmek.
2-Sonra sağlam sonuçları ders notuna yansıt.
3-Aynı şeyi içerik için uygula. Başlığı sor yanıtlardan içerikleri iste. Öğrenci yanıtlarındaki ortak payda içerik kombinezon dilini ve açıklamalarını algıda değişmezlik ilkelerine uygun olarak ders notlarına yansıt.

Ders Notlarında Kullanılan Cümlelerin Algıda Değişmezlik Kuralına Uygun Olma Özellikleri
-Amaca hizmete uygun olarak;
-Cümlelerin özgünlüğü,
-Herkes tarafından aynı algıyı/ları uyandıracak düzen ve yazılım dili içinde olması,
-Diğer istendik konularla aynı algıyı/ları bağlantılı ve çağrıştırıcı olmalı
-Tek, iki veya çok simetrili algı uyandıran veya muallakta cümleler gerekirse çok özel hallede bilinçli kullanılmalıdır.

Âdemi (Ortak) Dil ve Alfabe Oluşturuşun Gereği ve Önemi;
(İnsanlık İçin Tek Dil ve Tek Alfabenin Gerekliliği ve Önemi) Demirkuş 2009

-Liyakatsiz, ceddi, gereksiz, zararlı, vahşi, ifrat, tefrit ve doğal kurallarla akıl ve mantığa dayalı şeyleri boğdurtan, kementleyen, yok sayan kültüre sahip fert, toplumlara, kavimlere, devletlere … Vb ne denir.
-Kuralları akıl ve mantığa aykırı olan dil ve lisanlara ne denir?
-Yeryüzünde hangi dil ve lisanlar mantıki ve akli kurallara dayalı geliştirilmiştir?
-Akli ve mantıki örüntülere dayalı alfabe, dil ve lisan var mı?
-Hece vezni, kulak zevki ve lisanın doğal kurallarına uysun diye kavram, kavramisim, isim, özdeyiş, cümle, düşünce yapılarının anlamları katlediliyorsa ya da mantıksızlaştırılıyorsa bunu yapmaya ne ad verilir ya da bu kural ve şekilcilerin geliştirdiği lisan ve dile ne dili-lisanı ya da mantığı denir?
İpucu;Tüm kavimlerin dili, lisanı ve alfabesi; vahşi, doğal ve cahili olabilir mi?
-Genellikle bilinçli hür irade ve tercihleriyle; mantığını/kendini kimin/kimlerin mantıksızlıklarına at edenler (etmişlerse) ona/onlara mat olmayı hak ederler.Demirkuş 2009
-Rahmani hal ve hakikatten uzaklaşanın akıbeti; şeytani, cahili/hayvani, insan(hüsranı) doğal ve doğl hal ve hakikate muhatap olmaktır veya düşmektir.Demirkuş 2009
-Allah (C.C), Aklı, insani mantığı veya peygamber ahlakını terk edenlerinin hemen her şeyi başka yerlerinin ve nefsinin ürünüdür. Demirkuş 2009
İpucu;
Yaratıkların ürettiklerine ve yaşama stillerine dayalı olarak, bakarak, tanıyarak; onların hangi tercihlerin tevhidine, hangi mantık-akıl işletim sistemiyle yüklü kişilikler olduğu ile ilişkilendirmeye çalışın. Kişilikleri tanıma farkındalığını anlamaya çalışın. Ya da bu özelliklere sahip insanları yetiştiren eğitim sistemleriyle ilişkilendirin.
-Herhangi bir koşulda veya konuda;akıl, mantık ve dil-örf-adet… Vb doğal kuralları tercih söz konusu olunca hangisini/lerini hangi koşullarda tercih etmek gerekir?
-Akli, zeki, vicdani, ruhi, nefsi, özgün (ego), mantıki ve doğal kuralcı öncelikli ya da istişareli düşünmek arasında ne fark vardır? Hangi koşullarda hangisi öncelik taşır?
İpucu;dil ve lisandaki doğal kuralların bilimsel mantıkla yeniden düzenlenmesi ya da gözden geçirilmesi (revize edilmesi)gerektiğinden emin olun.
-Her alanda aşırı ve mantıksız vahşi(doğal) kuralcı olmanın cehaletinin ve vahşetin; zihinsel, toplumsal ve kültürel tufanların kaosuna neden olabileceğinden emin olun.
Ör,Türkiye Bilimsel Araştırma kurumu!? Türkiye Bilimsel Araştır Kurumu!!
-Öğrenci Seçme Yerleştirme Merkezi!? Öğrenci Seç Yerleştir Merkezi!!
-Yeryüzündeki dillerin, lisanların, alfabelerin hemen hepsinin doğal olduğunun delili bu olabilir mi?
-Allah (C.C) ıslah ettiği peygamberler, alimler, fertler ve kavimler hariç (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil); Yeryüzü kavimlerin yari doğal ya da doğal oluşunda Yeryüzü dillerindeki, lisanlarındaki, alfabelerindeki ve sosyal döngülerindeki kuralların;peygamber ahlakına, akıl ve mantığa aykırılığına etkisi ne kadar olabilir? Dünyadaki tabu, vahşi, doğal , zarar verici değer yargıları ve inançlarla ilişkisel düşünerek farkındalığını kavrayınız. Dünyadaki tabu, vahşi, doğal , zarar verici değer yargıları ve inançlarla ilişkisel düşünerek farkındalığı nı kavrayınız.
-Aşılamak istediğini (düşünceni) kafiyeli melodiye giydir istediğine bindir. Önermesindeki mantıktan hareketle tecvitli, müziksi anlatım ve sanatsal yöntemler-sunumlar eğitimde kullanılabilir mi?
İnsani İletişim İçin Önerilen Doğal ve Yapay alfabelerin Yapı Taşları;
1-Liyakatli Kültürel Lisan ve Dilin Yapı Taşları: Kavim alfabe harfleri, noktalama işaretleri, isimler, adlar, kavramlar, kavramisimler ve diğer kültürel dil araçlarından oluşmuştur. Sosyal bilimlerdeki kavim alfabelerinin ortak paydası ve kavimlerin vahşi/doğal kelam sıfatı alfabeleri ve kültürleridir.
2-Liyakatli Canlı Dilin Yapı Taşları: çekirdek asidi alt birimleri (baz, çekirdek asidi şekerleri, fosfat grubu), protein alt birimleri (amino asitler), bazı şekerler ve özel moleküller... Vb den oluşmuştur.
3-Liyakatli Kimyasal Dilin Yapı Taşları: doğadaki ve periyodik cetveldeki elementler, atomlar ve atom altı parçacıklara ait birimlerden oluşmuştur.
4-Kuantum, Simetri, Sicim-Halka, Evrim… Vb Tüm Kuramların ya da Her Şeyin Kuramının Oluşturan Atom Altı Parçacıkların Kozmik Alfabe Yapıtaşları: Fiziksel alfabe, kuark çorbasındaki özgün plazma boncukları, en küçük özgün atom altı parçacıkları, özgün kuantum ve bazı özel –özgün enerji halleri çeşitlerinin her biri fiziksel ve doğal kozmik alfabenin harfleridir.
5-Liyakatli Matematiksel Dilin Yapı Taşları: matematik uygulayışlarda kullanılan; matematik rakamlar, semboller ve işaretlerdir.
-Matematiksel Alfabe; bugünkü matematiksel, rakamlar, semboller matematikte kullanılan noktalama ve diğer işaretler… Vb den oluşur. Bu günkü matematikte; bir ve klonları/katları (2,3,4,5,6,7,8,9,… Vb) olan rakamlar arasındaki dört işlem ve ötesi kuralları temel olarak dikkate alınmaktadır. Örneğin, birin tüm klonlarına ait sayılar (1,2,3,4,5,6,7,8,9,… Vb); a.b, a/b. b/a, a/b, a+b, a-b, b-a… Vb kurallara ve dört işlem kurallarına genellikle aynı tepkiyi gösterirken, bu kuralların içine sıfır ve sonsuz rakamları (yani a ve/veya b yerine sıfır ya da sonsuz yazıldığını zaman) girdiği zaman her şey alt üst oluyor ya da kural çalışmıyor ve anlamsızlıklar ve/veya istenmedik sonuçlar ortaya çıkıyor.
-Belki de sıfır sayısı, sabite sayısı, sonsuz sayısı, geçişken sayı, değişken sayı, özgün/lük sayısı, denge sayısı, simetrik sayısı, asimetrik sayısı, yarım sayısı, ve ilk Mekansal Küme Sınırını İfade Eden İlk Sıfır ( İlk küme/küme sınırı-mekân -sıfır/Ola ki ilk uzay)=00, gerçek, gerçek eşitlik, yaklaşık eşitlik/yaklaşık benzerlik, kavram yanılgısı, sabite, kanun/yasa, nokta/ilk nokta, doğru, doğayı genişleten/iten/şişiren enerji (karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur), kütle çekimi ( Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve kütle çekiminden sorumlu madde olarak bilinir. Bizim algıladığımız kâinatın sadece %4'üdür.), hız, ilim, bilim, varlık, zaman, yaratık, mekân , küme, küme elemanı, matematik(Evrensel,doğal, düşünsel, hesabi... Vb matematikler), Doğal, Yapay, Sanal ve Öklid Geometrileri, ilksiz, sonsuz, ebediyet… Vb kavramların yeniden tanımlanıp matematiğe doğru konumlandırılarak yerleştirilmesi gerekir.
-Belki de; zihinlerdeki nicel-nitel matematik ile doğadaki nesnel matematiğin konumları ve ifade edilişleri doğal ve evrensel matematik alfabesiyle ya da yapı taşlarıyla bilimdeki yerini henüz almamış gözüküyor. Ola ki bu durum; var olan yapay matematik alfabesinin; sadece yapay, eksik, tanımsız ve bazı matematiksel doğal kavramların tanımlarının eksik oluşu ya da bazı doğal rakam ve tanımların matematikte yer almayışından kaynaklanıyor olabilir.
-Düşünsel, zihinsel, sanal, nesnel, muhakemesel, eylemsel… Vb "Doğal ve Evrensel Matematik" tabanlı düşünceler ya da tüm matematik çeşitleri (nesnel, doğal, yapay, yarı doğal, nitel, nicel, eylemsel, ilişkisel...Vb "Doğal ve Evrensel Matematik" alt çeşitleri) arasındaki iletişim fermuar dişlerini ilişkisel kapatmak için en büyük eksik ola ki matematiksel doğal alfabenin ya da yapı taşlarını oluşturan rakam ve matematiksel kavramların yeterince keşif edilip ve/veya doğru konumlandırılmayışından ve/veya kavram yanılgılarından kaynaklanmaktadır (ileri gelmektedir). Ör. sıfır ve sonsuz sayılarına ilaveten küme kavramı sınır ve ilişkileri; eksik ve/veya tanımsız oluşları nedeniyle kavram yanılgısına neden olmaktadırlar. Bu gün hala yeterince doğal ve net olarak tanımlanıp nesnelleştirilemedikleri diğer normal sayıların dört işlem kurallarına tam uymamaktadırlar.
-Sıfır sayısı, sonsuz sayısı, geçişken, değişken, özgün, denge sayısı, simetrik sayısı, asimetrik sayısı, yarım sayısı ve ilk küme/küme sınırı-mekân -sıfır örtüşümü, gerçek eşitlik, yaklaşık eşitlik/benzerlik, nokta, doğayı genişleyen/şişiren çekim (karanlık enerji; kâinatın % 68 nü oluşturur), özel-genel kütle çekimleri (Karanlık madde; Allah, gökleri gördüğünüz herhangi bir direk olmadan yükselten, sonra Arş’a kurulan, güneşi ve ayı buyruğu altına alandır. (Rad/2) kâinatın % 27 sini oluşturur ve bizim görsel algıladığımız nesnel evren ise kâinatın sadece % 5 ini oluşturur) Çekim=10, zaman =01, Yaratık= 11, mekansal küme sınırını ifade eden sıfır ( küme/küme sınırı-mekân -sıfır)=00, hız, ilim, bilim, ebediyet... Vb kavramlarının matematikte liyakatli konumlandırılışıyla: matematiğin insani hayat döngülerindeki; nesnel, sanal, zihinsel ve düşünsel doğa ile liyakatli kenetlenişi ya da bütünleşik uygulanışıyla tüm bilim dallarını bünyesinde tevhit eden ve/veya ilişkilendiren miğfer bilim olarak yer alacaktır.
-Belki de bahsedilen kavramların doğru ve liyakatli tanımlarının ve/veya konumlarının eksikliklerinden dolayı matematik bilimi; bilim içinde ve zihinlerde hala nicel odaklı oluştan kendini kurtaramamış ve hak ettiği ya da olması gereken konuma oturmamıştır.

6-İşitsel ve Müziksel Alfabe: tüm nesnel, sanal ve düşünsel; doğal, yapay ve/veya yarı doğal seslerin özgün alt birimlerinin yapı taşlarından oluşturan doğal, yapay ve yarı doğal nota seslerinin özgün yapı taşları ya da özgün ses birimi çeşitlerinin tümünü oluşturan alfabedir. Bu günkü yapay müzik notları; yapay, doğal ve/veya yarı doğal tüm sesleri kurgulayışta yetersizdir ve kısıtlı gereksinimleri karşılar niteliktedir. Örneğin sanal ortamda bilgisayardaki işitselleri veren özgün piksellerin ve/veya alt özgün işitsel alt birimlerin asgari çeşitleri sayısı bize “Sanal İşitsel” alfabe harflerinin sayısını ifade eder. Belki de doğadaki; yapay, doğal ve yarı doğal işitsel alt birimler (alfabesi) bu mantıkla keşfedilmeli ve/veya oluşturulmalıdır
7-Görsel Alfabe: tüm nesnel, sanal, hayalı ve düşünsel; doğal, yapay ve yarı doğal görselleri üretebilen asgari görsel alt birimlerin ve/veya modellerin çeşitlerinin hepsinin yapıtaşlarının özgünlükleri toplamıdır. Örneğin sanal ortamda bilgisayardaki görselleri veren özgün piksellerin ve/veya özgün görsel alt birimlerin asgari çeşitleri bize “Sanal Görsel” alfabe harflerinin sayısını ifade eder. Belki de doğadaki; yapay, doğal ve yarı doğal görsel alt birimler (alfabesi) bu mantıkla keşfedilmeli ve/veya oluşturulmalıdır.
İnsanları liyakatli öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim süresince; insanlaştıran ve peygamberi âlimleştiren alfabeleri, dilleri ve lisanları yeryüzünde geliştirmemiz insani bir farzdır. Çok ilginçtir ki; insanlık, çeşitli canlı ve cansız yaratıkları ıslah ederek evcilleştirmeyi başardı, ancak en önemli toplumsal iletişim aracı olan kavimlerin özgün; alfabe, dil ve lisanlarını; bilimsel, mantıksal ve akli prensiplere dayalı ıslah edici kayda değer örnek akÂdemik ve bilimsel hemen hiçbir çalışma yapamadı. Toplumsal iletişim açısında insanlığın mantık ve akli iletişim basiretlerini bağlamayan, köreltmeyen ya da vahşileştirmeyen tam tersine akışkanlık getiren peygamberi, akli ve mantıki ortak bir dil, lisan ve alfabe geliştirmeyi başaramadık. Uzaya açılmadan önce insanlığın buna acilen gereksinimi vardır. Geçmişte dünyaya hâkimiyetini kuran kavimlerin dil ve lisanları bu gün etkinliğini kayıp etmiştir. Bu günkü hâkim kavimlerinde; alfabeleri, dilleri ve lisanları aynı akıbete gideceklerinden şüphem yoktur. Onun için hiçbir kavimin vahşi-doğal; alfabe, lisan ve diline taraf olmadan, modası geçmeyen insanlığın ortak payda peygamberi, dili, lisanı ve alfabesini; akÂdemik, bilimsel ve uygulamalı çalışmalarla geliştirmeliyiz. Ör, yaban-doğal elmaları, yaban armutları, yaban inekleri, yabani atları, doğal toprağı, doğal çölleri... Vb yaratıkları ıslah edebildik ve evcilleştirdik. Ancak doğal dil, lisan ve alfabelerimizi ıslah edemedik ve evcilleştiremedik yani akli ve mantıki olarak eleştirel düzenlemedik. Bu nedenle Yeryüzü kültür alfabelerinin hepsi Doğal zekâların, deneyimlerin ve denemelerin evrimsel ürünüdür. Akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ıslah edilmesi ve geliştirilmesi gerekir ki insan beyni, zihni ve kalbi insani iletişimde en az kusurlu kemale ersin. Bu amaçla insanların beyin, zihin ve kalp havuzundaki bilgilerin;görsel, işitsel, eylemsel, davranışsal, tatsal, bilişsel… Vb kodları günlük hayatta iletişim de kullanılan alfabe ve lisanın; harf, sembol, kelime, kavram ve kodlarından, daha sade ve daha çok benzerdir. Örneğin,kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin tüm insanların ( bazı engelliler ve bazı istisnalar hariç) zihnindeki bilişsel, eylemsel, görsel, tatsal, kokusal, davranışsal... Vb kodları hemen hemen aynı dır. Ama kültür dillerinde kırmızı elmanın, yaratık görüntülerinin ya da doğadaki tüm ( hayvan, bitki, rüzgâr... Vb seslerinin) seslerinin her kavimdeki isimlerin/kavramların ya da kavramisimlerini zihin havuzundaki kavramsal kodlanışı farklı olduğu için iletişimi vahşi, doğal ve zor olmaktadır. O zaman çözüm olarak;"Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusu" Kuralına uygun olarak kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerinin zihinsel bilgi biriminin ifadesine ve konumuna en uygun kavramlarla iletişim, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle ortaya çıkarırsak her kes kırmızı elmayı, yaratık görüntülerini ya da hayvan seslerini daha rahat anlar, günlük hayatta ve iletişimde kullanır. Bunu tüm kavimlerin (insanların) beyinleri, zihinsel havuzları ve batini kalplerindekileri de kodlanmış kültürel isimler, kavramlar/kavramisimler hepsi için düşünüp günlük hayatta hepsini kırmızı elma mantığı ve örneği gibi uygularsak insanlığın akli, mantıki ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı ortak iletişim alfabesi ortaya çıkmış olur. Tüm kavimlere ait yazımsal ve konuşsal ya da hem konuşsal hem de yazımsal:alfabelerinin, lisanların ve dillerinin; Âdemin dilinde vardıkları ortak payda ve özgün;işitsel, yazımsal, görsel, dokunsal, tatsal, hissel … Vb özellikleri bilgisayar ortamında kökenlerine/köklerine, hecelerine/ ses parçalarına kadar sadeleştirilerek yeniden matematiksel iletişim ve alfabe mantığıyla ya da kozmik (evrensel) ötesi atom altı parçacıkların çeşidinin her birini kozmik alfabe kabul ederek oluşturulan yani kuantum alfabesi sade iletişim mantığıyla veya her yaratığı matematiksel küme elemanı kabul ederek ve her şeyi, tüm bilimleri-tüm kâinat ve yaratıkları bu kozmik matematiksel kümeler denizi içinde yüzen elemanları temsil eden “Kozmobiyomatematik, Evrensel, Uzay canlı matematik... Vb (Simetri, Kuantum, Standart, Sicim-İp-Halka, Paralel Evrenler, Şişme, Evrim...Vb her şeyin kuramlarına uyumlu)” alfabe mantığıyla; ilişkisel, organize, disipline ve kategorize edilerek hayata uygulanabilir. Demirkuş 2010. Çözüm;Tüm sorun kültürel dillerde iletişim amaçlı kullandığımız; hece, ses, vurgu, kavram, isim ve kavramisimleri; şekilsel (analog), kökensel (homolog), özgün, sesteş, anlamdaş, değişken ve geçişken benzerlik tabanlarına göre mantıki kurgularını bilgisayarda düzenleyerek; matematiksel iletişim sembollerindeki gibi en doğru algılanabilir şekil de zihnimizde ki bilgilerle ( bilgi birimleriyle) ve çevremizde ki her şeyle algıda değişmezlik ve algıda özgünlük ilkelerine dayalı ilişkilendirmektir. Kavmin azınlığı ve çoğunluğu olmaz herkesin ve grubun fert bile olsa ya da vahşide olsa alfabesi, dili ve lisanı aslidir hiçbir bahane ile diğerlerine asimile ettirilemez. Tüm kavimlerin ana dil, lisan, alfabe için geliştirilen çözümler akli, mantıki ve bilimsel tevhit edilerek insanlığın tek dil, tek lisan ve tek alfabesine kaynak oluşturacak şekilde;bilimsel, akÂdemik çalışmaların yapılması gerekir. Tüm Kavimlerin Özgün Ana Dilindeki; Alfabe, Dil ve Lisanlarını Islah İçin Çözüm; Peygamber ahlaklı insanları yetiştirmedikçe ve dilimiz/dillerimiz; algıda değişmezlik ilkesine olanaklarımız ölçüsünde değiştirmedikçe ya da yaklaştırmadıkça yani peygamberi özellikler sahip insanları yetiştirip doğru adreslerde görevlendirmedikçe, var olan ve gün geçtikçe genişleyen ve büyüyen yarı doğal kültür, alfabe ve dilleri akli ve mantıki ıslah etmedikçe doğaya uyum, küreselleşme sıkıntısı ve adaletsizliği çeken özgün kavimler olarak kalmaya mahkûmuz. İnsanların zihninde ve bilinç altında yer alan bilgilerin benzerliği ve algıda değişmezlik oranı;iletişimde kullanılan yarı doğal ve yarı doğal kültür dillerindeki kavramsal ifade ediliş havuzundaki çeşitlilik ve özgünlülük kaoslarından daha yüksektir. Doğal insanların ya da Âdem AS öncesi ve/veya sonrası insansıların; (ruhsuz, akılsız, insani ilimsiz, eşyayı liyakatli tanımaz yani doğal-nesnel-düşünsel-zihinsel döngü düzenlerinin cahili ve doğal vicdanlı) yaşam döngülerindeki çevresel koşulların tehlikesi, paylaşım duygularının gelişmesi ya da paylaşım zorunlulukları dilsel iletişim ve dilin evrimleşmesi olumlu yönden güdülenmiş olabilir. Algılanarak kabul gören bilgilerin zihinde kategorize edilerek kodlanışı tüm insanlık zihin havuzunda çok benzerdir. Bilgi birimlerinin, kümesinin, kümelerinin ortak paydası geniş, özgünlükleri ve farklılıkları azdır ya da algıda değişmezlik–algıda benzerlik ilkelerine daha uygundur. Ancak zihindeki bilgi birimlerinin farklı kültür dillerinde farklı kavramlarla kodlanışı, ifade edilişi ya da uygulanışı iletişimde Doğal bir iletişim kaosu/karışıklığı/kargaşayı ya da hercümerci oluşturmaktadır. Örneğin kırmızı elmanın bilgi birimi olarak tüm insanlık zihin havuzundaki kodlanışı çok benzer ancak kavram olarak kodlanışı çok çeşitli ve vahşidir. Bu kargaşanın ıslahı en az çevremizde ıslah ettiğimiz ya da evcilleştirdiğimiz hayvanlar ve bitkiler kadar önemlidir. Kırmızı elma mantık kurgusundan (Algıda; Özgünlük/Özgün Pay, Değişmezlik/Ortak Payda, Değişkenlik/Değişken Pay, Değişirlik ... Mantık Kümesi Kurgusundan) hareketle zihinsel olarak insanlığın ortak payda ve benzerlik olgusundaki kavramlardan hareketle algıda değişmezlik ilkesi ve zihinsel kavram havuzları arasındaki deşifreyi doğru ve mantıklı yapmak gerekmektedir. Islahat yapılırken; şuan ya da bu güne kadar zihnimiz ve çevremizi bu yarı doğal mantığa uydurarak yaşıyoruz. Bu yarı doğal dil kargaşasını; insanlığın bilgileri zihinsel kodlanış ortak payda mantığı ve algıda değişmezlik kurallarına uygun–uyumlu; akli, mantıki, bilimsel, deneyimsel, uygulamalı ve akÂdemik disiplinlere dayalı olarak öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle ıslah etmemiz gerekir. Bu mantık kurgusundan hareketle kavimlerin özgün dillerinde ve insanlık ortak payda dilinin ortaya çıkışında zihinsel kodlanış mantığıyla en çok örtüşen, benzeşen mantık kurgularıyla ve aynı zamanda matematiksel iletişim mantık kurgusuna uygun yeni dil ve alfabeler geliştirilmelidir. Zihnimizdeki kodlanmış bilgilerin ya da bilgi birimlerinin (kavramların değil);görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal, düşünsel, zihinsel, hissel, sezgisel ve diğer duyusal/duyuşsal özelliklerine göre; ilişkisel konumlanış, disipline ediliş ve etkileniş mantık kurgusunun deşifre edilişi çok önemli gözükmektedir. Ortak payda bilgileri Âdemin dili katmanını oluşturur bunlar genellikle nesnel yaratıkların görsel, şekilsel ve eylemsel bilgi birimleri katmanıdır. Özgünlükler ve ayrıcalıkların en çok olduğu kavramlar düşünsel (soyut) kavramlar ve ayrıntılı bilgi birimlerine yönelik bilgi birimleri katmanıdır. AkÂdemik seviyede; dildeki her kelime, bağlaç, kavram, deyim atasözü, vecize, sözleri hatta ithal edilmiş yazılı ve sözlü atasözü her şey akÂdemik disiplin ve sistematik mantık çerçevesinde dil, edebiyat, fen… Vb tüm dallarda kulanım üzerine bölümlerinde ulusal ve uluslararası seviyede;halka açık internet ortamı dâhil, akÂdemik çalışmalarla, toplu anket ve tartışmalarla farklı akli, mantıki, basireti açıcı... Vb alternatifleri gerekçeleriyle ortaya konmalıdır. Aslında insanların zihnindeki bilgi birimlerinin çoğu benzer ve çevredeki olay, olgu, süreç… Vb ile aynıdır ya da benzerdir. Duyuşsal (görsel, işitsel, tatsal, dokunsal, kokusal ve hissel duyularımızla) olarak zihnimize girip kayıt olan bilgi birimleri çevredekilerle benzer ve tüm insanlıkta ortak payda benzer zihinsel doku katmanıdır. İnsanlığın ortak, lisan, dil ve alfabenin esas bilgi birimi kaynağı bu dokudur. Düşünsel olarak zihnimizde ürettiğimiz düşünsel bilgilerimizde zihnimize kayıt olur. Ör. unutulmayan bir rüya ya da düşünsel kurgularımızdan unutmadıklarımız. Zihinsel havuzumuzun içinde yer alan; nesnel, düşünsel ve sanal kâinatlar; zihinsel ürettiğimiz ya da duyuşsal edindiğimiz ve bellediğimiz bilgi birimlerinin;geçmiş, gelecek ve güncel deposu ya da hard diski (dinamik veri depo diski) gibidir. Zihindeki doğal kayıtlar hemen tüm insanlarda aynıdır. İletişim kültür alfabelerinin; yazımsal, işaretsel, eylemsel ve konuşsal çeşitliliği ve/veya sadece konuşsallık çeşitliliği, insanlıkta hoş görüyü artırırken ortak payda iletişimini zorlaştırır. Beyin sanki zihinsel bilgi birimleri deposunun hatırlayıcı biyolojik bağlantılar ve biyolojik hatırlama moleküllerin adeta nesnel çekirdeği gibidir. Bilgi hatırlandığı an bazen geçmişte ki mekandan çağrılır ya da o mekanda algısal tecelli (algısal ışınlama) olur ve hatırlanır. Kuranı Kerim ve Allah (C.C) gönderdiği; kitap ve sayfalarında kullanılan (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil); yazılı dil, mantık, ilişki, peygamberi konuşma ve okuma (Dar Anlamda; Suhuflar, İncil, Tevrat, İncil, Kuran Dili ve Konuşması; Arapça ve İbranice değil) akışkanlığı dışındaki tüm gelmiş geçmiş; alfabe, lisan ve dillerin insanlığın mantıki ve akli iletişim basiretlerini vahşileştirici ve köreltici etkilerini kanıtlamak zor değildir. Bütün dillerin yazım, konuşulan şekli, ifade… Vb kurallarının anatomisi Doğal dır. uluslararası seviyede kabul görebilen bilimsel insani mantıksal anatomisi ve kuralları çerçevelerde mukayese edilerek ıslah edilip değiştirilişe gereksinimi vardır. Bu mantık Kuran-ı Kerimi CC Kitabındaki mantık kurallarından esinlenerek ortaya konulmuştur. Yani kurandaki ayetler ve hadisler baz alınarak doğadaki yapay ve doğal doğal alfabelerdeki kuralların ıslah edilişine gereksinim olduğu otoya çıkmıştır. İnsanları yeryüzünde; vahşi, doğal, hayvani, insani, iblisi, peygamberi, şeytani çok çalıştırmanın hak edişleri arasındaki farkları ve farkındalıkları anlamaya çalışın.Fazla çalışmakla hak edişin sınırlarını düşünün. Hak edişle her şeyin elde edilemeyeceğinden emin olun. Cahilce ve Şeytanice Hak edişine tapınma gayretini düşünün. “Azmin elinde hiç bir şey kurtulmaz” cümlesinin cehaleti ve gizli, şirkini; fert, toplum, devlet… Vb bazında; Rahmani, Cahili/Hayvani ve Şeytani Çok çalışmaların arasındaki farkındalığı; geçmişten geleceğe ilişkisel leştir ve günümüze güncelleyip örneklendirişi deneyin. Hakkına tapınma, yaptıklarına tapınma ve Hak (C.C)'NE tapınmalar arasındaki düşünce kaosu, kavram yanılgısı, düşünce yanılgısıyla kafa bulandırmayı ortaya atanların ve hayata uygulayanların bedbahtlığının farkındalığını alamaya çalışın. Peygamber ahlaklı;kardeşlik, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle ilişkilendirin. Hayatın yaşam terazisi üzerinde iradi tercihlerimizin hasılatı yolcusuyuz. Demirkuş 2010
İpucu;
-Canlıları genel yönetici yapı taşı alfabesi DNA ve canlıları genel kısmi yönetici yapı taşı alfabesi RNA'nın yapıtaşlarından rastgele DNA ve RNA zincirleri üretirseniz bunlardan çoğunun karşılığı gerçek hayat bulamayacaktır ya da gerçek hayattaki karşılıkları ölüdür veya yoktur.
-Periyodik cetveldeki elementlerin sembollerinden ve rakamlardan rastgele bileşikler yazın bunlardan çoğunun gerçek hayatta karşılığı bulunamayacaktır ya da gerçek hayattaki karşılıkları ölüdür veya yoktur.
-ABCDEFGĞ………XYZ… Vb Vahşi alfabede rastgele kelimeler ve cümleler üretirseniz bunlardan çoğunun gerçek hayatta karşılığı bulunamayacaktır ya da gerçek hayattaki karşılıkları ölüdür veya yoktur.
-Matematikte;0123456789.. Vb rastgele kombinezonlar yazın bunlardan çoğunun karşılığı bizde bir anlam taşır ya da gerçek hayatta karşılıkları diridir veya vardır.
-Matematiksel yazı dilinin daha evrensel ve iletişimi kolaylaştırdığına dikkat ediniz. Bu yazı dilinin lisana dirilişini düşünün. Bu mantıkla evrensel yapay alfabe ile evrensel lisanı hayata diriltme ve tatbik/uygulayış düşüncesini iç dünyanızda harekete geçirmeye çalışın. Belki de yeryüzünde devlet sınırları erimeye başlamadıkça, insanlık mantıki, tarafsız ve liyakatli ortak;dil, lisan, alfabeye adım atmadıkça insanlık kemale ermeye adım atmamış sayılmalıdır. Demirkuş 2010
-Matematik yazı dilini, toplumsal bazda ortak payda dil ve lisanda iletişim dili olarak kullanmayı hayata uygulamayı düşünün. Örneğin kırmızı elmanın ;matematiksel rakamdizini (barkot) ismi olsun veya koyalım.
-Bilinen tüm dillerdeki kırmızı elmanın isimleri bu rakamdizini (barkot) ismin havuzuna(isim torbasına) ilave edelim.
-Canlılar ve mahsulleri için özgün genetik rakamdizini (barkot)(Özgün DNA Barkodu).
-Cansız yaratıklar için nano, molekül ve atom seviyesinde atomların dizilim özgünlüklerinin barkot(rakamdizin-sayısaldizin) isim olarak karşılıkları,
-Taşınmaz doğal yaratıklar için yerküresi ve uzay konumu Doğal GPRS Barkodu, eşyalar için özgünlüklerinin tanım barkodu mantığı gelecekte daha kalıcı, sağlıklı ve mantıklı evrensel iletişim vaat etmektedir.
-Tüm yaratıkların ve eylemlerin matematiksel rakamdizini (barkot) isim kodlarını 21 YY'DA böyle kodlayıp uyguladığımızı düşünün.
-Konuşulan lisanda da en israfsız sembollerden oluşmuş alfabeyi; matematiksel rakamdizini (barkot) dili ara yüz olarak kullanarak insanlıkta ortak dil birliğine gidilebileceğinden emin olabilirsiniz.

-Evrensel alfabeyle bu kombinezonları üretip,Örneğin,öyle alfabe sembolleri yazalım ki;okunuşları ve ağızda çıkan sesleri temsil eden sembol arasında mantıki bir ilişki bulunsun. Neden bu aşamaya geçmeden geçici olarak matematiksel dil ve lisana benzer dil ve lisan üretmemiz gerektiği konusunda bir yargıya varmaya çalışın ve bundan emin olun.0,1, 2, 3

OKUMA PARÇASI
İnsanların eğitiminde bilimi ve bilimselliği insanların yararlı özgün yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına uyumlu hafızasına konumlandırmakla, eğitim adı altında insanların yararlı yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını bilim farzlarıyla budamak arasında ne fark vardır?
İpucu; ortaçağda eski din ehli bilim bilginleri (bilim insanları?!) laikle dinden men etmiş daha sonrada bilim bilginleri (bilim insanları?!) ortaçağ zihniyetini laikle haklı olarak egale etmiştir.
Bilim ve bilimselliği Müslüman'ların; yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb pozitif değer yargılarına uyumlu ve ilişkisel hafızalarına konumlandırarak uygulanan bir öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemi düşünün.
Deneyimsel Çıkarsayış ve Çözüm Önerileri;dünyadaki tüm alfabe dilleri vahşi-doğal-rastgele-maksatlı… Vb hercai ürünü ve sonucudur. Demirkuş 2009
-Allah (C.C) gönderdiği suhuf ve kitap dilleri hariç;Dünyada hiçbir dil ve lisan tamamen insanın mantık, akıl örgüsü üzerine yaratılmamıştır. Bu doğal alfabe, lisan ve dil oluşumuna sonradan mantıki kurgular bu vahşete giydirilerek ilave edilmiştir ya da insani mantığa dayalı disipline edilmeye çalışılmıştır. Tüm dillerin ortak payda insani ve mantıki ıslahata ihtiyacı vardır. Her asır bilimselliği ve bilim dilinin ortak paydasını doğal hükümranlığının ürünü devletlerin dillerine emanet etmek; israf, haram, cehalet hatta insanlığa ihanettir. İnsanlığın cahil kalmasının ve toplumsal iletişimdeki yanılgıların baş kaynaklarında biriside tüm toplumsal dil ve lisanların doğal oluşundan kaynaklanmaktadır. Bilimin özgürlüğünü Doğal dillerin hükmüne emanet israf ve haramdır. 19. ve 20. yüzyılın canilerini yetiştiren deccalı kavimlerin birlik ve beraberliğin enkaz ve kaos zihniyeti 21. yüzyılın ve geleceğin mimarları olmamalılar ve olamazlar. Olsa olsa 21. YY'LIN içinde özel ve ders verici bir zihinsel kabre girmeyi hak eden şer, şirret, kanlı deccale malzeme cani cahil kavimleri olmalılar.
Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız diye Ayet vardır.
Matematiksel rakamlar ve iletişim lisan insanın güdük bir mantık ürürünü sayısal alfabedir. Bu mantıktan ve düşünsel kurallardan hareketle; eğitim sistemlerinde mantıksal-düşünsel-zihinsel çimlendirerek algıda değişmezlik kuralına en uygun hareketle önce bilimsel iletişimde geçici olarak matematiksel barkot dilini kullanmalıdır. Demirkuş 2009
Örneğin ülkelerin isimleri yerine Doğal GPRS koordinatları, nesnelerin, canlıların, şekilsel parçalarındaki nicel, nesnel, yarı nesnel özgünlüklerinin matematiksel barkot dilinin kullanılması.
Soyut kavramların özgün tanımlarının ortak payda nitel-nice-yarı nicel... Vb özgünlüklerinden geçici olarak matematiksel barkot isimleri türetilmelidir.
Sonra her dildeki çoğu şeyin yazılı karşılığında mutlaka uluslararası barkot isim karşılığı bir sembol ilave edilmelidir. Bu barkot sembolüne tıklananınca internette o kavramın tüm dillerdeki karşılığı harf sırasına göre verilmelidir.
Bu iletişim mantığının emeklemesinin mayalanması sonrası evrensel alfabe ve lisanın uygulamasına geçilmelidir. Bu eylemler mutlaka insanlığın uzaya açılmadan önce gerçekleşmesi farz olarak gözükmektedir. Demirkuş 2009
Yazılı ve sözlü her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünceyi ifade eden her şeye eleştirel gözle bakılmalı ve en mantıklı-liyakatli alternatifi geliştirilmelidir. Ör.elmadan daha mantıklı alternatif isim ve kavramlar üretin.
Çok özel haller hariç, her kavram, kavramisim, isim, deyim, özdeyiş, vecize, düşünce üretirken veya düzenlerken;düşünsel ve eleştirel tercihte, doğal dillerin doğal kurallarına ve hece vezninin akıcı ses-kafiye uyumunun keyfine, zevkine ve cüşuna, akli,mantıki ve ahlaki anlamlar feda veya yem edilmemelidir.
Kavramların listesini kavram kümesi araçları şeklinde hazırlamak son derece önemlidir.
Öyle bir yazılı-sözlü alfabe ve lisan ilişkisi hazırlayalım ki her harfi ve harfleri bir araya geldiğinde, matematikteki rakamlar gibi mutlaka bir veya birkaç mantıklı anlam taşıyacak şekilde dizayn edilmelidir. İnsanların yaşadığı çevrede ya da çevre havuzunda algıladığı her şey duyulardan süzülerek ya da düşünsel olarak üretilerek zihinsel havuza bu bilgi birimleri kayıt edilirken (zihinsel bedene bu bilgiler kayıt edilirken) oluşan havuz yani çevresel havuzla ve zihinsel bilgi birimleri havuzları çok benzerdir. Bu nedenle doğal olarak insanların bilinçaltlarının bir birine çok benzediği için; bu benzer bilgi deposunun zihinsel ve düşünsel dokuları evrensel alfabe ve dil olarak dışa doğru deşifre edilirse insanlığın ortak payda iletişimi algıda değişmezliğe yaklaşmış olacaktır. Var olan sistemdeki hemen hemen tüm (Kuran Dili ve Okunuş Stili/Tecvidi Hariç) kültür, alfabe ve lisanların hepsi yarı doğal oluşu ve algıda değişmezlik ilkesine/lerinede aykırı ya da uzak olması iletişim için çok büyük engeldir. Bu mantıktan hareketle çevremizden ya da çevre ve iç havuzumuzdan ürettiğimiz bilgi birimleri anadil ya da kültür dili, kavramlarıyla kodlanış katmanın farklılığı dilde iletişime engel olmaktadır. Zihinsel havuzda bilgi birimlerinin iletişim amaçlı kültürel dile ait kavramsal olarak kodlandığı iletişim dokusu kavimler arasında çeşitlilik gösterdiği için kavimler arası iletişime engeldir. Bu durum kısmen matematik iletişim sembolleriyle aşılmıştır.

Âdemi (Ortak) Matematiksel Alfabe Oluşturuşun Kuramsal Uygulayışı;
-Tüm alfabelerin her birine ait birer torba hazırlayın.
-Her torbaya  her alfabeye ait yüzer harf-rakam, sembol... Vb koyun.
-Her torbada rastgele eşit sayıda harf-rakam, sembol... Vb çekin ve çıkış sırasına göre dizin ve yazın.
-Deneme sayısını artırarak her alfabenin  harf-rakam, sembol... Vb gerçek hayatta karşılıkları en yüksek olan alfabeleri sırasıyla ortaya koyun.
-Sonuçta matematiğin birinci sırada olduğunu göreceksiniz.



Akait: Paylaşıldığı zaman haz duygularının artmasına, çoğalmasına neden olan kaide ve kurallar topluluğudur. Örneğin teknoloji, din, beşeri siyaset, tarikat, dernek, örgüt, millet ve vatan akaidi gibi … Hâlbuki; İnsan-Doğa, Doğa ötesi, Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlak, Din, Bilim akaidi; Birçok akaidin paydasını oluşturur. Belki de mutlak evrensel akaitlerden en önemlisidir. Belki de mutlak evrensel akaitlerden en önemlisidir. İnsan kendini ve nefsini doğru  tanımaya yönelik akaitler geliştirdikçe daha yararlı bir yaratık olacağı kesindir. Gerçekten fen bilgisi ; insanların ahlakını güzelleştirmiş olsaydı teknolojik ülkelerin diğerlerine göre ahlaki yönden çok büyük yol kat etmesi gerekirdi. Ör, Hitler Almanyası. Bilim ve teknoloji geliştiren bilim insanlarının çoğu peygamber ahlakı cahilidirler.  Gerçekten bilimi sürükleyen insanların sayıları;  çok az olan beyinlerdir. Doğal yaşantının (Doğal kabilelerdeki evrensel ahlak ölçüleri)

Özel Not:Her hangi bir öğretim üyesine veya öğretmene öyle bir ortam hazırlayalım ki sadece butonlara basarak;her seviyede öğrencinin bulunduğu bir sınıfta azami verim verebilsin ve alabilsin.



.

21.Yüzyılda; Sınavlar Nasıl Yapılmalı, Neye/lere, Hangi Özelliklere Göre İnsan Yetiştirmeliyiz ve Meclisi Nasıl Seçmeliyiz?

34(2009).A-Anne ve babalar olarak; eğitimde hedefimiz sırasıyla; çocuklarımızın; sınıfın en Peygamber Ahlaklı, en çalışkan sonra en başarılı kişilikler olmaları beklentisi ve gayreti içinde olmalıyız. Eğitim, öğretim, düşünce ve mantık sistemlerimizde buna göre dizayn edilmelidir. DEMİRKUŞ 2008
Önermesi doğrumu neden?
İpucu;nefis, zekâ, akıl, peygamber ahlakı, çalışkanlığı haz ve alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeyi;davranış puanını, çalışama puanını ve başarı puanını... Vb bir arada değerlendirmeyi düşünün.
         B-"Peygamber Ahlakı ve çalışkanlığın metriksindeki başarı liyakatli başarıdır" veya "Peygamber Ahlakı ve çalışkanlığın meyvesi olan başarı liyakatli başarıdır" ya da "Peygamber Ahlakı ve çalışkanlığın ürünü olan başarı makbuldür". DEMİRKUŞ 2008. Önermesi doğrumu neden?
İpucu;bu günkü sadece bazı çok zeki (akıl ve peygamber ahlakından mahrum) ve başarılı insanlardan neden toplum hayır görmüyor?
        C-Sizce liyakatli başarıyla gençlerimizi donatmak için nasıl bir öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemi elzemdir?
İpucu; liyakatli başarıda aklın hissesi peygamber ahlakı, eğitim,fıtrat(yapısı) ve tercihin hissesi ise çalışkanlık olmalıdır. Yani peygamber ahlakı ve çalışkanlıkla donatılmış başarı insanidir.DEMİRKUŞ 2008
İpucu:Peygamber ahlakı tamamlamak üzere gönderildim(Hadis/). ve Bir günü diğerine uyan zarardadır -Hadis/çalışkanlık
        D-Liyakati takdir sınavı nedir? zekâya dayalı başarı sınavı nedir? Fıtrat(yapısı) özgünlüğünü belirleme sınavı nedir? Bu sınavlar nerelerde uygulanmalı? Sizce ÖSS sınavı yerine nasıl sınavlar yapılmalı?
        E-Bir öğrencinin çalışarak kazandığı çalışma performansı alışkanlığını başarıya yansımamamsı ne demektir? Ne demek değildir?
İpucu;sınavla veya sınavsız bunu başarıya (başarı puanına) yansıtmanın bir yolu var mı?
        F-Zeki olana ekmek var zeki olmayana ekmek yok mantığı ya da çok zeki olana çok, az zeki olana az ekmek var. Önermeleri ÖSS ile ne kadar örtüşür?  
İpucu;sınav sistemlerini her fıtratın yapabileceği iş çeşitliliğini insanların sıfatlarıyla ilişkilendirin.Akıllı olmanıza ve peygamber ahlaklı olmanıza puan verilmiyor, doğal kökenli, genetik(irisi) ve çevrenin ürünü olan zekâya sahip ol yeter . Yetenek sınavları hariç, her imkan sadece bu insanlara açık.
Önemli Çıkarsayış;zekâya, düşünceye ve el becerilerine dayalı tüm mesleklere mümkünse aynı değere yakın maaş konursa, Ailelerin, öğrencilerin yetenekli ve daha başarılı olduğu konulara yönelik meslek tercihi yapmalarına büyük bir imkan doğmuş olacaktır. Dolayısıyla var olan sistem fazla para verilen mesleklere öğrenci tercihlerini cezp ettiği için yeteneklerin yaşam döngünde liyakatsiz dağılımına ve güncellenişi/güncellenmesine neden olmaktadır.

Önemli
Öğrenmek için fıtratı oranında bütün gücünü liyakatli sarf eden ancak soruya  eksik yanıt veren öğrenciye hangi veya  ne not verilecek?
-Liyakatli çalışama puanı tam yanıtı eksik,
Öğrenmek için fıtratı oranında bütün gücünü liyakatsiz sarf eden ancak soruya  eksik yanıt veren öğrenciye hangi veya  ne not verilecek?
Liyakatsiz çok çalışama puanı tam yanıtı eksik,
-Yoksa son derece zeki az bir zaman harcayarak soruya tam yanıt veren öğrenciye hangi veya  ne not verilecek?
Eksik Çalışının Puanı ve yanıt tam,
Öğrencilerin yeni teknoloji olanakları  ile kaç saat çalıştıkları kısmende olsa ortaya koymak olanaklı olacaktır.

Öneri ve Geçici Çözüm:belki de:ÖSS sınavlarının karşılığı:lise son sınıfa kadar;her öğretmenin yazılı yeddi yeminli olarak her öğrenci için verdiği ahlak puanların ( baz alınarak/peygamber ahlakı) lise sondaki toplam puanı, Öğrencinin çalışma performansı ve alışkanlığına verilen toplam puanı, Öğrencilerin derslerde aldığı toplam ve branş puanlarının dağılım oranı,.....!!!!!!!!ÖSS genel sınavında aldığı toplam ve branş puanları. Her biri başarının bir paftası olarak dikkate alınırsa geleceğimizi daha seçkin ve liyakatli ekiplere emanet etmiş oluruz.Örneğin, doktorluk(ahlak-performans-çalışkanlık), öğretmenlik (ahlak,çalışkanlık), siyaset(ahlak ve performans), hemşirelik(ahlak, şefkat,özveri, çalışkanlık, performans)… Vb meslekler için ahlak ve çalışkanlık puanları çok büyük şeyler ifade edilmelidir..0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10,11

24(2010). Rejimlerin ve eğitim sistemlerinin İslam'iyet'ten alacakları en önemli derslerden biride; tüm (her türlü) insani fıtratları zorlamadan, yapabilirlikleri ölçüsünde ve bazında (irade güçleri oranında) sorumluluk yükleme–eğitim hizmeti verme ve olanaklardan yararlandırma sabırı-sebatı-eşitliği-adaleti ve eylemi içinde olmasıdır. Kısaca zaruretten dolayı zayıflarını ve güdük yeteneklilerimizi de verimli kılmayı başarmasıdır.
      İslam'iyet'te;insanların;yaşama hakkı açısından;ateist-kâfir, ibadet olarak sadece kelime-i tevhidi (;"La İlahe İllallah") söyleyebilen bilen fıtrattaki insanlardan, Hz. Muhammed AS'I pür taklit edebilecek insanların fıtratlarının yani her türlü-çeşit fıtratın;doğadan ve olanaklardan yararlanma adalet, bağış, yardım ve eşitliğin liyakati çok büyük değer taşır.
       Bu asır: rejimler, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemleri;her alandaki reKâbetten, çok zeki oluşu oranında nimetlerden yararlanma/landırma doğal felsefesi insanlığa ve doğal çevreye belki de geri dönüşümsüz yaralar açmıştır. Bu yargıları ve mantık sistemini gerekçeli çürütmeye çalışınız.

Yapay, Güdük, Taklidi Yaratıcılık Gücü, Özgünlüğü, Gelişimi ve Uyum Oranı İvmesi
1-Öğrencinin sentez yeteneği (yapay kısmi yaratıcılık yeteneği).
2-Öğrencinin özgünlüğünün bereketini ve verimliliğini ifade etme gücü.
3-Öğrencinin 1 ve 2 şıkka uyumu, gelişimi oranı ve ivmesi .

Davranış, Sorumluluk ve Ahlak Arşivi Nedir ve Neler İçerir

-Öğrencilerin davranışlarına doğru ve gerçekçi empati/eşduyum duymak ve okumak için öğrencinin; fıtratı, içinde bulunduğu koşulları hocaları tarafından çok iyi bilinmesi zorunludur. Örneğin gündüz çalışıp gece derse devam eden öğrencilerin sıkıntıları iyi değerlendirilmeli.
-Okul öncesinden, üniversite bitimine kadar öğrencinin dersine giren hocaları tarafından mutlaka “Davranış, Sorumluluk ve Ahlak Arşivi” tutulmalıdır.
- Bu arşivin verilerinden alınan değerlere göre öğrenciye puan kategorileri ortaya çıkar. Mesleğe yönlendirmede, mesleğin fıtratına göre kullanılmalıdır. Amaç öğrencinin fıtratı, yetenekleri, gücü, güvenirlik, zayıflık, güvensizlik ve tehlikeli … Vb özgünlüklerinin sınırlarını çizerek liyakat denklemini ortaya çıkarmak ve belirlemektir.
Veriler;
1-Bedensel ve zihinsel olarak, radikal saplantı ve hastalıkların olup olmadığı mutlaka hastaneden heyet raporu ile belgelenmelidir.
2-Öğrenci sınıfta mezun olana kadar hangi derse ne kadar devam etmemişliğin toplamı ve sıkı devam etmişliğinin gerekçesi. Optimum koşularda derse devam sıklığı ve gerekçesi.
3-Öğrenci sınıfta dersi dinlemeye ilgisizliği veya aşırı ilginin gerekçesi.
4-Derse aktif katılımın ve sıra dışılıkların gerekçesi/leri
5-Hocanın uyarılarına tepkileri netleştirilmeli varsa gerekçesi. Tepkilerinde istenmeyen hissi kastilikler var mıdır?

Öğrencinin;nesnel-sanal sraçları ve fıtratı özelliklerini ortaya koymak için, gerekirse pedagoglardan, psikologlardan ve pisikyatr'lardan yardım alarak çeşitli teşhis edici sorular öğrenciye yönelterek onu tanımak. Öğretmenlerin yıllarca aldığı gözlemleri ve sorulan soruların arasında mantıklı ilişki olmalıdır.

Öğrencinin Doğal Yapısını (Fıtratını) Doğru Tanı!!! (Değişmezleri, Değişirleri, Nötrleri, Titrek Özellikleri, +/- / Nötr; Yapısal (Fıtratı), İnanç, Kültürel... Vb Değer Yargıları ve Diğerleri)
1-Kişilik yapısının değişmezleri (pozitif-negatif, nötr veya titrek)
2-Aşılmaz istenmeyen ve istenen yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları
3-İstenmeyen ve istenen takıntıları (sürekli veya sık meşguliyetleri)
4-Aşırı ilgileri alanı/ları (pozitif-negatif, nötr veya titrek)
5-Topluma pozitif katkılarda bulanabilecek genel-özgün özellikleri
6-Toplumu negatif etkileyecek genel- özellikleri
7-Kişisel özgünlükleri (pozitif-negatif, nötr veya titrek)
8-Sıra dışılıkları (pozitif-negatif, nötr veya titrek)
9-Sevdiği alanlar, konular ve dersler (periyodik yoklama)
10-Başarılı olduğu alanlar, konular ve dersler (periyodik yoklama)
11-Sevdiği ve başardığı alanlar, konular ve dersler arasında nasıl bir ilişki vardır(zıtlık, bütünlük, nötr, titrek  veya ilgisiz ilişkiler)
12-Diğerleri……(pozitif-negatif, nötr veya titrek) veya (zıtlık, bütünlük, nötr, titrek  veya ilgisiz ilişkiler)

-Başarılı Olmaktan Haz Duymak
-Çalışmaktan Haz Duymak
-Paylaşmaktan Haz Duymak
-Sorumluluk Taşımaktan Haz Duymak
-………….. vb haz duyma çeşitleri ve özgünlükleri sınırlarının bilinmesi çok büyük önem taşır.

-Yapısal Özgünlükler
-İstemsel Özgünlükler
-Tercihsel Özgünlükler
-Sevgisel Özgünlüklerin
-... Vb diğer özgünlüklerin olumlu uyumunu liyakatli ve doğru sağlamaya yönelik öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin verilmesi çok önemlidir.

-Peygamber Ölçüsünde Çalış, Dinlen ve Uyu Yöntemi;günde 8 saat çalışın, 8 saat dinlenin ve 8 saat uyuyun. Burada vurgulanan yaşam için nefes alıp vermenin gereği kadar çalışmanın, dinlenmenin ve uymanın 8 er saatlik ölçüsünün yaşama için mutlak gerekliliğinin önemi eğitimle öğrencilerimizde alışık tepki (refleks) haline getirmektir.
-Düsturu süper zeki ve tersi sıra dışı öğrenciler için ne kadar esnetilmelidir?
-Bir öğrenciden ne beklenir?
-Hedefin Sadece Başarı olmasını istemek belki de sonuç bir felaket olabilir.
-Fıtratı ya da yapısı oranında;günde en az 8 saat çalışırlık alışkanlığı ve peygamber ahlaklı olmayı ani tepki-alışkanlıkları haline getirmesi beklenir. Günde en az 8 saat çalışmayı ve peygamber ahlaklı olmayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmiş fıtratı zekâsını ve aklını verimli kullanan ve namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) akıllı doğru ve liyakatli tercihler yapabilen kişilikler olmaları iastenmelidir.
Bir öğrencinin şu hallerini düşünün;
1- Çok zeki ders notları başarılı ancak tembel(ders çalışmaz), eğlence tiryakiliklerine mahkûm ve duçar günde 8 saatten fazla zaman ayırıyor. Gerçek hayatta fert, toplum, insanlığa ve doğaya karşı nasıl bir insan olur?
2- Çok zeki ve günde 8 saatten fazla çalışan çalışma hastası ancak vahşi-doğal ahlak alışkanlıklarına duçar ya da mahkûm tiryakilikleri olan Gerçek hayatta fert, toplum, insanlığa ve doğaya karşı nasıl bir insan olur?
3-Bu asır;tembel zeki veya tembel ama çok zeki insanlar;var olan doğal öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sisteminin aslan avcıları gibidirler. Kurulu düzenin çıtasını aşan ve peygamber ahlaklı olmamaları halinde toplumun parazit kişilikleri olurlar.
Tembellik hemen her şeyi kirletir ve kokuşturur.
En zeki insanları nasıl seçeceğimiz bildik önemli olan geleceğimizi emanet edeceğimiz; en akıllı insanları nasıl seçeceğimizdir. Demirkuş 2010

Öğrencilerde Bazı Ahlak Kriterleri Her Öğrenci Zatına Özgü Olanaklara ve Yapıya (Fıtrata) Sahip Olduğu Dikkate Alınarak Öğrencinin Fıtrat(yapısı) Ölçüsünde
1-Öğrencinin fıtratı ölçüsünde yapa bildiği iş/ler veya gösterdiği tepkiler
2-Öğrencinin dersteki tepkileri ve davranışların kalitesi
3-Sınıftaki genel davranışların kalitesi
4-Okul içinde ve çevresinde veya sokakta gösterdiği davranışların kalitesi
5-Öğrencinin ani olaylara verdiği alışık tepki (refleks) davranışlar ve tepkilerin kalitesi
6-Verilen sıradan ödev ve sorumlulukları yerine getirmesine gösterdiği ilgi derecesi (takip edilen ve serbest sorumluluk özelliği)
7-Günlük, haftalık ve aylık ödevleri- sorumlulukları yerine getirmesine gösterdiği ilgi derecesi
8-Ders hocasına karşı gösterdiği tepki ve davranışlar
9- Arkadaşlarına karşı gösterdiği tepki ve davranışlar
10-Güzel hasletleri ve davranışları
11-İstenmeyen hasletleri ve davranışları
12-Diğerleri…… Çalışkanlık, Özveri, Şefkat ve Performans Kriterleri;(Her Öğrencinin;zekâsı, Sağlığı, Zatına Özgü Hasletleri, Olanakları ve Fıtrata Sahip Olduğu Dikkate Alınarak veya Öğrencinin Sağlığı, Fıtrat,  Olanakları ... Vb İradesi Dışındaki Etkenler Dikkate Alınarak Değerlendirişler Yapılmalı )
1-Verilen sıradan ödev ve sorumlulukları zamanında yerine getirmesinde fıtratı ölçüsünde gösterdiği gayret ve performans
2-Günlük, haftalık ve aylık ödevleri-sorumlulukları zamanında yerine getirmesinde fıtratı ölçüsünde gösterdiği gayret ve performans
3-Verilen sorumluluk ve ödevi yerine getirmeye verdiği önem (zaman ve olanakları ölçüsünde)
4-Şefkatlık performansı
5-Hoş görü performansı ve kalitesi
6-Özveri performansı ve kalitesi
7- Diğerleri…… Öğrencinin Sanal Kapasitesi(Hafızasının Global Sınırları) Aşağıdaki sınırları belirleyici periyodik sınavlar yapılmalı ve özel sorular hazırlanmalıdır.
1-İdlerinin sınırları
2-İdollerinin sınırları
3-Egolarının sınırları
4-Hoş görü sınırları
5-İlgi ve sevgisinin sınırları
6-Taptığının/larının özellikleri
7-Sıradışılıkları
8-Kendisine tüm olanaklar verildiği halde neler yapa bileceği öğrenilmeli!!!
9-Olmasını ve gerçekleşmesini istemediği en önemli X şey-olay
10-Olmasını ve gerçekleşmesini istediği en önemli X şey-olay
11-Onun için en önemli X tane yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları nelerdir.
12-Diğerleri……

Öğrencinin Paylaşma Yatkınlığı. Çevresini;Bilgi, Olanak ve Becerilerinden Yararlandırmaya Yatkınlığı-Özverisi
1-Olanaklarını paylaşım duygusunun kalitesi
2-Özverilerinin kalitesi ve çok yönlülüğü.
3-Çevresine yardım etme kalitesi ve yatkınlığı
4-Olanak ve yeteneklerinden yararlandırmaya yatkınlık ve kalitesi. Öğrenci Yanıtları

Öğrencinin;
-Kapasite, kimlik (id), tapındık-taptık(put) (idol), dini-toplumsal-özgün yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, kuralları ve farzlarının kalite +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
Arkadaşlarıyla paylaşım +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Aile bütçesini kullanım +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Ailesiyle gururlanması, mütevazılığı, böbürleniş +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Sokaktaki +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, davranış oranları
-Sınıf içindeki +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, davranış oranları
-Okul içindeki +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, davranış oranları
-Sorumluluk çeşitlerini yerine getirme +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Sorumlulukları üstlenmeye cesareti +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Bedensel, zihinsel ve davranışsal olarak geri dönüşümsüzlükleri
-Genetik avantajları ve özverileri;özellikleri ve +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Genetik dezavantajları; özellikleri ve +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Değişime uyumluluk +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Değişmezlerin +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Olay, süreç, olgu, yaratık, davranış… Vb İrade +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, gücü oranları
-İstemleri, beklentileri, uygulayışları ve yetenekleri arasındaki uyum ve çelişki +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-zekâsını, aklını, nefsini, ruhunu ve iradesini doğru konumlandırma kullanım +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Anne, baba, yakın çevresi… Vb kendisi hakkındaki yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ile uygulamalarda gösterdiği davranış ve eylemler arasındaki örtüşme +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4, oranları.
-Çevresine tepkileri ve ilgisinin +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Bedensel, zihinsel, toplumsal çevre ile iletişimin sağlılı oluş ;özellikleri ve +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Kendini yenileme, ;özellikleri ve +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
-Kendini, giyim, kuşam, bedensel bakım ve sağlığına önem vermedeki;özellikleri ve +,-,0,+/2/3/4...,-/2/3/4...,0/2/3/4…, oranları
… Vb tüm bu özellikleri her veya derse giren gerekirse gönüllü rapor vermek isteyen öğretmenler tarafından her dönem rapor edilip öğrencinin ahlak notuna kayıt edilmelidir. Öğrencilerimizde ve yavrularımızda yukarıdaki istenen hasletler en güzel şekilde geliştirmek için aşağıdaki istem ve temennileri, doğumdan üniversiteyi bitirene kadar asgari hangi seviyelerde kimlere verdirmemiz gerektiğinin önemini öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim spektrumuna doğru konumlandırmamızın aciliyeti vardır. Neden, İlim ve ahlak eğitimi ve öös puanı, halen yapılan nesnel öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim puanının paralelinde verilmeli?
Örneğin1- bir öğrencinin ve yetişkinin, ağız sağlığına dikkat etmemesinin yarattığı sağlık problemi ve çevresine eşine, arkadaşlarına yaydığı leş gibi ağız kokusunun görsel ve işitsel filmler ve ortamlarla verilmeli. Örneğin 2 Bir öğrencinin neden banyo yapası gerektiğinin, toplu taşıma ve yaşam yerlerindeki koltukaltı pis kokusunun çevreye verdiği sessiz rahatsızlığı görsel ve işitsel filmler ve ortamlarla verilmeli. Örneğin 3 Öğrencinin neden çıplak ve aşırı erotik giyinmemesi gerektiğinin gerekçeleri toplumdan alınan kesitlerle görsel ve işitsel filmler ve ortamlarla verilmeli. Neden normal ve akli-ruhi duygulara hitap eden ifrat ve tefritten uzak giyimi tercih etmesi gerektiği yaşatılarak öğretilmelidir. Resmi, başkalarını tahrik-kışkırtıcı, erotik, çekici, akli, düşündürücü, ilgi çekici, modern, klasik… Vb giyim, tepki, davranış… Vb ne zaman, nerede ve hangi koşullarda hayata uygulanışın gerekliliği mutlaka “Öğretim Öğrenim ve Eğitimde İnsan” konulu derste gerekçeleriyle verilmelidir. Halkın ortak kullanım alanlarında kişi ve toplumun neden; kıskandırıcı, ürpertici, tiksindirici, tahrik edici, aşırı imrendirici, kışkırtıcı… Vb. ifrat ve tefriti davranış, giyim, söz, eylem… Vb. şekilde bulunmaması gerektiğinin gerekçesiyle öğretim, öğrenim ve eğitimde verildiğinden emin olmalıyız. Bundan sonrası kişi ve toplumun iradesi çerçevesindeki tercihi/tercihleri onun ve onların ölçüsünün kalitesini gösterir. Yargısından emin oluruz. Hayvani ve İnsani Hürriyetin Farkındalığını kavrayış önemlidir. Edepsizlerin, Edeplilerin ve Herkesin (Şerrinden Emin Ve Beri Olmak İçin); Her Mecliste Kendini İfade Ediş Köşesi Olmalı. Köşeye gelenlere ya da sıradaki her kese “Kendini İfade Edişin Edepli Ve Peygamberi Oluşun Önemi Dersi” ayrıntılı bir şekilde eğitimcilere verilmelidir. Bundan sonrası onların kendilerini ifade tercihleri onların ve temsil ettiklerinin edebini ve kalitesini ifade eder ya da belirler. Özet;1- İnsanlık Ortak Paydası Üyesi Olarak Payını (Özgünlüğünü) Peygamberi Konumlandırış. Değiştirmeyeceklerine Karşı Peygamberi Adreste Bulunuşu Kabulleniş. İnsanlık Ailesinin üyesi oluşunu ve baş edemeyeceklerini ve değiştiremeyeceklerini Koşulsuz kabulleniş. 2. Kendisi, Mesleği ve Çevresi hakkında yeterince bilgi sahibi oluşunun gereğini kabulleniş. 3. Kendisini ve Çevresini Düz ayna mantığıyla değerlendiriş. 4.Bildikleriyle Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) bir ahlakla doğru adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline geliştirir.5. Bildikleriyle kendisini ve çevresini düz ayna mantığıyla değerlendiriş ve Peygamberi / İnsancıl konumlandırıştır. kendisini Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru ve dürüst tanıyış ve/veya dürüstçe iç dünyasına ve çevresine kendisini konumlandırıştır.
Örnek 4 Öğrencinin neden peygamber ahlaklı bir kişilik olmayı tercih etmesi gerektiğini yaşanmış ve yaşayan örneklerle örneklendirilmeli.

Örnek 5 Hayat arkadaşını seçerken neden önce her iki tarafında, zayıf, güçsüz, geri dönüşümsüz, vazgeçilmez farzlarını, idlerini, idollerini, dini-toplumsal yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarını … Vb ortaya koyarak birbirini, tanıma işine girişmeleri gerektiğinin önemi görsel ve işitsel filmler ve ortamlarla verilmeli.
……..
Ör 1, 2, 3, 4, 5… Vb yerine getirmemenin bedelinin ne/ler olacağı mutlaka görsel ve işitsel filmler ve ortamlarla verilmeli.


 Meclisi Nasıl Seçmeliyiz?

Sanki insanlığın düşünce kıblesi Doğal (Vahşi) Demokrasi, bilimsellik ve evrim düşüncesi ile doğanın nesnel ve sanal döngüsüne yapışmış ve kenetlenmiş gibidir. Demirkuş 2009.

       Demokrasilerde çare tükenmez. Önermesi; hem gizli düşünce ve kavram yanılgısı hem de gizli şirki içeren asrın cahillerinin bir cehalet belgesi ve kanıtıdır.
"Genellikle her çarede en az bir demokrasi vardır ama her demokrasinin en az bir çaresizliği vardır!!" Demirkuş 2008
Yönetim sistemlerinde;bilenin, bilmeyenin, zalimin, katilin, sapığın, yarı delinin, velinin… Vb oylarının gücü aynı oldukça ve bu koşullarda çoğunluğun oy gücüne dayalı sadece en zeki-nefsi, nefsini ezberleyip kullanmaya kadir olduğu temsilcilere ya da ceddinin menfaatine-kültürüne evcilleştirdiği... Vb insanlara hükmündekilerinin geleceğini emanet ettikçe demokrasi sürü rejimi olmaktan kendini kurtaramaz ya da insani yönetim sistemi olamaz.Demirkuş 2008
      Çıkarsma; Halkların, devletlerin yararlı, özgün çok yönlü çeşitliliğini;tek tip Doğal (Vahşi) Demokrasinin, tek tip kapitalizmin, tek veya çok parti ve tek milletin, bilimselliğin... Vb kültür normlarına asimilasyona zorlamanın, tevhit ettirmenin cehaletini ve toplumsal tufanlarını görmeye çalışın.
      Uzun vadede fert ve azınlığın yüzde yüz haklı, doğru ve gerçekçi olduğu bir ortamda ve toplumda;bir rejimin ya da yönetim sisteminin bu hakikate kör, sağır, sakat ve cahil olması ne acıdır!! Bu gücü kendine siper edinen kapitalistler, şovenistler, Siyonistler, siyoşovenistler... Vb ...istler ortalıkta cirit atıyor ve ne yazık ki halkları ve bilim bilgilerinide (bilim insanlarınıda) bu siyasetle liyakatsiz kullanıyorlar.
Sürülerde de çoğunluğun ve güçlünün/lerin istemleri geçerlidir. Yani doğal demokrasi de adalet en güçlüye ayrıcalıklı kullanılır ya da en güçlüye hizmet eder. İslam'i ve İnsancıl demokraside tüm fani güçleri adaletin kontrolündedir. İnsanda fert, azınlık veya çoğunlukta;ispata gereksinimi olmayan ya da tartışma götürmeyen haklıların, doğruların ve gerçekçilerin istemleri geçerli olmalıdır.
İpucu;çoğu peygamberler kavimin de hep azınlıkta kişilerdi. Haklı oldukları halde peygamber ahlakının haklı hâkimiyeti uğruna şehit olmuşlardır.
       Halkların; doğru ve haklı iradesi ile cahil, siyasi, düşünsel ve/veya nesnel sadist, siyasi, düşünsel ve/veya nesnel mazoşist iradelerinin meclislerde tecellisi arasındaki farkı doğal ve insani demokrasi ile ilişkilendirmek önemlidir.
       Tek adamcılık, Monarşi ve Kuvvetler ayrılığı /zıtlığı (Antagonisttik Liyakatli sinerji ile karıştırılmamalıdır. Liyakatli sinerji: Kuvvetler ayrılığının şer-i ve hukuki oluşun liyakatli birlikteliğidir. Antagonisttik nefsi/hayvanidir, Liyakatli sinerji Rahmanidir. ) belki de kurumlar arasın da “Derebeyi Kurum ve Tek Adam Demokrasinin” ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kuvvetler birlikteliğine (sinerji) dayalı kurumlarla ayakta duran; fert, toplum, devlet veya kavim arasında ki farkındalığı doğru kavramak gerekir.
       İnsani demokrasilerde;bilimsel, toplumsal ve dini olarak her fert ve her azınlığın veya siyasetçilerin (ezbere ve rastgele değil) görüşlerinin liyakatli sınırlarını takdire bağlayan dinbilim ve toplum uzmanlarından kurulu yeminli resmi ve yarı resmi kurumlar geliştirilmelidir.Doğal millet, doğal devlet ve insani millet insani devlet kavramları liyakatli tanımlarıyla yerine oturtulmalıdır.
      Okul öncesi eğitim hayatında başlamak üzere;öğrenciye hocalık yapan her öğretmen yeddi yeminli olmak üzere;öğrencinin liyakat, peygamber ahlakı, çeşitliliğin gerekliliği bilinci, bilgili olmanın elzem oluşu, peygamber ahlakı kurallarına riayeti, paylaşım duygu ve sıfatları… Vb konularda puanlansın. Üniversiteye girişte de bu ahlak puanı en az % 50 tesir etsin. Üniversiteyi bitirince hocalarından aldığı ahlak puanını da, üniversiteye girişte ki ahlak puanına ilave edilerek toplam ahlak puanı kullanacağı oyun güncü belirlesin. Yaşam süresinde hayat döngüsünde aldığı cezalar, kötü ahlak sergilediği durumlar oyunun gücünü düşürsün hatta katilse ömür boyu oy kullanmasın. Hakkıyla Müslüman Devlete (İbrahim'i-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Devlete) karşı ihaneti durumunda oy gücü elinden alınır veya düşürülür. Yalan habercilik yaptığı saptanan medya mensupları, kötü ahlak örneği eylemler, yalan ve dolandırıcılık yapan siyasilerin oy gücü aldığı cezaya göre düşürülür, siyasetten men edilir… Vb
      Ülkemiz özgün demokrasisi seçimleri ülkemizi ilk kuran kurucu meclisi usulü olmalıdır. Ancak bu ilk kurucu meclis bazı, alicengiz oyunları, korsan girişimlerle ve doğal demokrasi oyunlarıyla devre dışı edilip günahına girilip ahi alınmış ve ülkemiz bu günlere gelmiştir.
      Her an oylama ve bilgisayar kullanımı olanakları çoğu kanunları bölge halkına oylatmak olası olacaktır.

      Yerel Devlet (Bölge) ve belde insan vekillerinin meclisinde;halktan aldığı oy oranında; oy kullanabilirlik, deneteleme ve çözüm üretmeyi hesaba katınız.Bu meclislerde bölgesel ve yöresel sorunların çözümleri üretilir.
      Var olan doğal demokraside birilerinin oyları diğerlerini yönetime dayalı liyakatsiz ve gayri adil sistemdir. Tüm meclis iktidar olmalıdır. Alınan oy oranları olasılıklarına göre hazırlanmış görev taksimatı cetvelleri önceden belirlenir ve/veya yapılır. Devletin değişmez ortak ve özgün akıl yolları ve kuralları politikaları belirlenir bunlara genellikle dokunulmaz. Tüm seçmeni temsil eden meclisin hepsi iktidar; seçmenlerinden aldığı oy oranında;hükümette görev alması ve her İnsan vekilinin mecliste kullanacağı oyun gücü; temsil ettiği seçmen sayısıyla bire bir örtüşmelidir. Hatta internet, iletişim ve bilgisayarın olanaklarını ve gücünü kullanarak(Ör.parmak izi, retina özgünlüğü.. Vb organ kişisel özgünlükleri internetten kullanarak oy kullanmak)(Ör.parmak izi, retina özgünlüğü.. Vb organ kişisel özgünlükleri internetten kullanarak oy kullanmak)(Ör.parmak izi, retina özgünlüğü.. Vb organ kişisel özgünleri internetten kullanarak oy kullanmak) her İnsan Temsilcisi oyunu aldığı seçmenin nokta adresine kadar iletişim içinde olması bile mümkündür. Seçim esnasında kullanılan oylar; 1-... Vb evet oyu 2-... Vb hayır oyu (herhangi bir veya birkaç partiye karşıt veya tersi kişileri/partileri oy tercihi sıralayışı kullanış) 3-Oylamaya katılmamak (seçimi boykot/seçim iptali);seçmenin katılma oranı belli bir seviyesinin altına (belki de %50) düşerse seçim iptal olur 4-Oylamada özgün-genel alternatifleri yazılı veya sesli sunmak (alternatif çözümlere katkıda bulunmak amacıyla) 5-Bu 4 kategorinin dışındaki seçmenin oylama esnasında diğerler başlığında belirtilir. Tüm toplanan istatistikî veriler halkın genel istemleri internet üzerinde deklere edilir. Her hangi bir konudaki;Alimin, Zalimin, Cahilin, Hainin… Vb oyu aynı güçte olamayacağı unutulmamalı ve bu kriterler mutlaka ömür boyu peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı davranışları hasılatıyla belirlenmelidir. Kısaca ailenin-kişinin vekilini sıcak denetim hakkını da elde etmiş olur. Bu geçici tümel temsil sistemi( insan demokrasisine geçişi) daha verimli az kavgacı bir düzen olabilir.
Kamu oyundan gelen istendik, istenmedik… Vb istemleri toplayan merkez ve bölgesel meclisin telefon ve internet bilgileri değerlendirme merkezleri dikkate alınarak muhalefet görüşler dile getirilir ve çözümler öneriler. İktidarlar bölge-yöre halk meclisleri tarafından periyodik olarak denetlenip raporları kamu oyuna duyurulur. Yıllık bütçede ekonomik seviyesi yüksek olanlar serçe parmaklarını taşın altına koyarak düşük bölgelere-yörelere özürlü-yaşlı kişilere, ülkedeki tüm işsizlere … Vb ulaşmak üzere belli yüzdede ör %5-10 gelişim vergisi toplanır. Halka yarı zorunlu ve teşvik edici; sanayi, yerleşim, tarım vb çarpık gelişimin tersine motive edici kredi ve vergiler uygulanır...Ayrıntı için tıklayın;1, 2, 3, 4, 5, 6
     Yönetimlerin, rejimlerin ve sistemlerin kalite ölçüsü: peygamberi insanlar, asil insanlar, akıllı insanlar, Rahmani alimler icabet ediyorsa ya da eğittiği ve çalıştırdığı insanlar; nesnel, düşünsel ve sanal eylemlerinde topluma peygamber ahlakı açısından örnek iseler hedefe ulaşılmıştır. Değilse ya yönetim, rejim ve sistem eksik-bozuk-yanlış ya içindeki insanlar eksik-bozuk-yanlış ya da her ikisi de eksik-bozuk-yanlış. Demirkuş 2008
.
     Özellikle birbirini tamamlayıcı kavram, yaratık, olay, olgu… Vb karşılaştırılmak veya eşitlemeye kalkışmak saçmalık, cehalet, akılsızlık ve mantıksızlıktır. Bu durum mantığı ve özdeyişleri sadece hece vezninde arama hastalığı gibi bir cehalettir.
Ör. Akıl mı üstündür vahi mi? Vahi akıl için rehber, akılda vahinin rehberliğini hayata uygulayan Allah (C.C)'HUN insanlara, meleklere ve cinlere verdiği ruhun meleği işletim sistemi düşünsel ahlaki araçtır. Hukuk mu üstündür insan mı? bayan mı üstündür erkek mi? bayan ve erkeği biyolojik veya matematiksel eşitlemeye kalkışmak ya da eşitlik koşullarını yaratmaya kalkışmak gizli cehalet ve gizli akılsızlıktır. Tek başına bir kadın ve bir erkek yarımşar insandır. Ancak üretken bir kadın+ üretken bir erkek= Bir insan eder.
Kurallarına uydukça-uyuldukça, hukuk bize kul köle değilse;ya köleleştiriyoruz ya köleleştiriliyoruz ya da köleleşiyoruz veya hukuka nötrüz. Belki de insani açıdan üretilen çok az şey üreteninden üstündür. Hukukun üstünlüğü değil, kurallarına itaatin değeri ve önemi üstünlük kavramı ile karıştırılmamalıdır (kavram yanılgısına dikkat ediniz). Bilim ve İlim insandan üstün olabilir mi ? Hukukun, uygulamasını ve üstünlüğüne yemini düşünün!!
1 Öğrenci Yanıtları
     İnsani demokrasi için tüm dünya devletlerince hür kimliğin kabul edilmesi belki daha hayırlıdır. 
     Doğal (Vahşi) Demokrasinin yönetim sistemlerinden ve buna bağlı-uydurulan toplumsal eksik, cahil, liyakatsiz ve yanlış; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimden kaynaklanan doğal insan ahlakından kaynaklanan (İnsanın Ahlaken Doğallaşması/Vahşileşmesi/Tarzanlaşması) fiziksel ve toplumsal tufanların doğaya, topluma ve geleceğe zarar vermemesi için sorunlarını çözmek gerekir.
     Belki de bu sorunların 21. YY'DA ve gelecekte yaşanmaması için Doğal (Vahşi) Demokrasi ile İnsani Demokrasi arasındaki çizgilerin radikal ve geçişken farzlarla ayırmaktan geçer.
     -Doğal (vahşi) demokrasi rejimine tabii bazı ülkelerde tabanı, tavanı ve her şeyi doluşturan halk analaşıyor iktidarı oluşturanlar boğuşuyor tüm yaratıklara kötü örnek oluyor. Aynı rejim sisteminde bazı ülkeler ise iktidarlar iyi geçiniyor halk geçinemiyor. Ya da bazı ülkelerde Doğal (vahşi) demokrasi daha verimli sonuçlar verir.
A-Önerme sonuçlarından hangisi ülkemizi de görülür?
B-Neden Kaynaklanıyor?
C-Sizce en verimli sonuç için hangi koşulları getirmek gerekir?
-Bir ülke düşünün halk peygamber ahlaklı geçiniyor, iktidara gelenler geçinemiyor o zaman belki de seçim sistemi döngüsündeki hata ve eksikler nedeniyle iktidara getirilenler liyakatsiz seçilmişledir.
-Yani seçilenler halkın bir birbiriyle geçinmeyen zıt görüşlerini temsil edenlerin nüvesi iktidara seçimle gelmişlerdir ya da getirilmişlerdir.
-Var olan meclis ve iktidar peygamber ahlakı kurallarıyla geçinen mozaiğini çekirdeğini temsil etmiyor, tam tersi doğal ahlaklıların çekirdeğini temsil eden kişilerden müteşekkil demektir.
-Bizim yapacağımız; öyle bir seçim sistemi geliştirilmelidir ki, peygamber ahlakı kurallarıyla (peygamber ahlakı) bir birbirine bağlı ve saygılı aşure halk mozaiğinden (bulamaç-kaos mozaiği değil) insanların arasındakilerden meclise mantıki-liyakatli hercai çiçek açtırmaktır.
-Demokrasilerde fert, toplum ve halkların fıtratları, inanç değerleri, kültürel yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarından;değişmemesi, düzenlenmesi gereken yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, çevre ve olanakları çok iyi ve sağlıklı tanındıkça sağlıklı seçim, eğitim ve yönetim sistemleri geliştirilir.
-Fert, toplum ve halk bazında nefsini ve çevresini doğru tanıyıp, olanakları ölçüsünde kendini doğru konumlandıran unsurların bekası hayra gider. (nefsini tanıyan rabbini tanır hadis var)
-Bir ülkede demokraside ısrar ediliyorsa; öyle bir seçim sistemi geliştirilmelidir ki, 70 milyondan 1 tek fert haklı ve doğru ise kalan herkes yanlışsa haklı ve doğru olanın dediği ve savunduğu uygulamaya konulmaya engel olunmamalıdır.
-Doğal (vahşi) demokrasiler bu duruma kördür.
-Var olan Doğal (vahşi) demokrasilerde durum tam tersine gözükmektedir.
-Belki de, kısa vadede köyleri temsil eden köy nüfusu oranında 1-2 veya 3 kişi, kazaları 2, 3, 4 kışı, kaza merkezi nüfusu oranında, il merkezi nüfusu oranında partiler değil, halkın kendisi kendi aralarında ve kendi beldesinde yaşayanlardan temsilci seçer Yerel Devlet (Bölge) meclisi oluşur.
-Seçim için para gereksinimin hepsini yaşam beldelerine devlet yöre koşullarına göre verir ve seçim vergisi olarak halktan vergi toplar.
-Seçilen belde temsilcileri Yerel Devlet (bölge) meclisini oluşturur.
-En deneyimli dinde ve bilimde anlayan halklara ve çevreye doğru duygudaşlığı olan peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı kişiler başkan ve yardımcı olur.
-Genel seçimlere bölgeden herkes katılır hiç kimse devletin parası dışında seçim masrafı için para harcayamaz bağış kabul edilmez.
-Bölge kontenjanına ayrılan halkın vekillerinin hepsi bölge meclisindekilerden girerler.
-Genel meclise bölgesel seçimlerde ilk sırda girenler aldıkları oy oranında ülke meclisine gönderilir.
-Yani seçilen zatın mecliste kullandığı her oy temsil ettiği seçmenin oyunun sayısı ile örtüşür.
-Anadolu Devletler Birliği (Ülke) meclisinin hepsi iktidardır, Yerel Devlet (bölge) meclisleri tarafından denetlenir.
-İktidar meclisin hepsidir. Beynin sağa ve sol yarım kümeleri (iktidar ve muhalefeti) Sinerjitik (Kuvvetler ayrılığına dayalı Şer'i ve Hukuki Kurallara Uyumlu Liyakatli Birliktelik) bir uyum içinde münavebeli ve birlikte çapraz olarak Sinerjitik (Kuvvetler ayrılığına dayalı Şer'i ve Hukuki Kurallara Uyumlu Liyakatli Birliktelik) denge ve uyumla ile bedensel tüm faaliyetleri sevk ve idare eder. Koşullar meclisin hangi organlarını gerektiriyorsa orası bedene iktidar olarak hüküm eder. Genellikle asıl faal olan organ görev yaparken diğer simetrik ve simetrisiz organlar işlevsel yardım edici, eksiğini tamamlayıcı, kaliteyi-verimi artırcı ve motive edici yardım eder. Yani muhalefet
1-İşlevsel olan organın eksiğini tamamlamak
2-Yanlış ve hatalarını görüp düzeltmesi için hatırlatmak
3-Kaliteyi, verimi, güdülemeyi artırıcı etkiler
-Anadolu Devletler Birliği (Ülke) meclisini temsil eden kişiler edepsiz, asabi, kavgacı, kuma-bayan, gevşek-erkek, bölücülük, ırkçılık, bölgecilik, tek millete özgü milliyetçilik zihniyeti ile siyaset yapamazlar.
-Dürüst, namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve peygamber ahlakıyla halkına örnek olmak zorundadır.
-Şeffaf olacağız diye küfrü kefene veya bir yerine gizleyerek siyaset yaparsa derhal bölge ve halk meclisinde düşürülüp oy ve yönetme hakkı elinde alınır, gerekirse ömür boyu edepsizlikten siyasetten men edilir… Vb
-Aslında üniversite bitimine kadarki toplanan yeddi yeminli ve emniyet nedeniyle isimleri gizli tutulan eğitimcilerden her öğrencinin aldığı toplam ahlak puanında belli bir seviyeyi tutturmayanlar meclislere seçilemez, din eğitimcisi ve öğretmen olamaz, yargıç.. Vb olamazlar.
-Ülke meclisine bölge meclisinin seçimi kazananların kümesi girer.
-Anadolu Devletler Birliği (Ülke) Meclisinin Tümü Yerel Devlet (Bölge) Meclisi üyelerinden oluşur.
-Yerel Devlet (Bölge) Meclisleri ya da Anadolu Devletler Birliği (ülke) Meclisi kökendeşlik, ırk, millet, milletçilik siyaseti yapamazlar.
- Gerekirse bir bölgenin seçilen meclis üyelerini tümü farklı bölgelerin üyeleriyle yer değiştirerek ülkeyi yönetmede kimlik soy kuduzluğunu (şovenizmi), din kuduzluğunu (siyonizmi), soydini kuduzluğunu (siyoşovenizmi) ve putçuluğu kırmak ya da deşifre etmek için denemelerinin verimini artırabilir!!!
-Bölgesini temsil ederler.
-Bu durumu tespit edilenler bölücülükten dolayı gizli veya açık oylamayla elde edilen sonuçlarla devletin bölge yargıçlar grubu tarafından yargılanırlar.
-Yerel Devlet (Bölge) ve Anadolu Devletler Birliği (ülke) Meclisi gerekirse ülke bazında;zararlı ve yararlı örf, adet, kültürel değerleri gerekçesini göstererek yönlendirici ve men edici kararlar alabilirler.1,2,3,4,5
-Halkı yanıltıcı, dolandırıcı… Vb siyaset yapanlar geriye ve ileriye yönelik yargılanabilirler.
-Parti padişahlığı ve parti başkanlığı krallığı geçerli değildir.
-Ülke;parti, mahkeme, yargı, tek ırk, millet, askeri güç ülkesi değildir.
-Tüm mozaiğin ülkesidir. Bu mozaik ülke bedeninin ve insanlığın olması gereken liyakatli ve gerekli parçası kabul edilir.
-Meclise gönderilen insanların peygamber ahlaklı, akıllı, yeterince zeki, kültürlü, kanaatkar ve her türlü yaratığa doğru empati/eşduyum duyan ve doğru tepkiler geliştiren özelliklere sahip olmasına dikkat edilmelidir.
-Devleti yönetenlerin;yönetim masrafları, ev kırası, iş masrafları, yaşadığı beldedeki en uygun koşullardan yararlanmak için zorunlu ve gerekli aile masrafları;parasal olarak değil kendisine verilmez fiili olarak devlet tarafından karşılanır.
-Padişah, parti paşası, paşalar… Vb gibi masraflı yaşayamazlar.
-Tüm yıllık masrafları devletin resmi gazetesinde yayınlanarak halklara maliyetleri deklere edilir.
-Yaşama şekli ve ahlak konusunda halkına örnek olmak zorundadır.
-Asgari ücret üzerinde maaş alır.
-Emekliliği için normal devlet memurları için ne gerekli ise o ücret ödenir.
-Lüzumu halinde ve gerekçesi geçerli ise bedava korunma kararı verilir.
-Ülkesinin insanlarını cüzi bir paraya ve canı pahasına korumasız dolaşarak yönetmek Hz. Ömer RA şanında ve kutsal bir görevdir.
-Böylece para için talip olan parapalaz takımının zeki afatından ülkenin geleceği emin olur.

 

İnsanıTemsil Eden Bir Adayın(İnsan Vekili Aday Adayı);
İnternet üzerinde tüm kamu oyuna açık olmak üzere,
1-Tüm okul hayatı döneminde aldığı ahlak, doğa bilimi puanları, tüm öz geçmişi, faaliyetleri ve referansları; yazılı ve video görüntülü devlet zimmetinde internet yayınında sürekli kalmak üzere garanti ve deklere edilmelidir.
2-Kendisinin peygamber ahlaklı, bilmeyenlere tahammül eden ve doğru empati/eşduyum duyan yeterli din, doğa, toplum… Vb ilime sahip olduğuna vekalet eden kişilerin öz geçmişleri, iletişim adresleri ve insanlık yeminine imzalarını içeren yeterince tanıtıcı çekilmiş videoları ömür boyu devlet zimmetinde yayında kalmak üzere garanti ve deklere edilmelidir.
3-Seçim sonrası yaptığı hizmetlerin insanlık yemini koşullarıyla yazılı ve videolu görüntü ile 2. maddedeki bilgilerine ilave ömür boyu devlet zimmetinde yayında kalmak üzere garanti ve deklere edilmelidir.
.
.

.



        Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet ; Demokraside, Siyasette, Eğitimde, Ekonomide… Vb her türlü doğal, doğal ya da Doğal zayıf ve güçsüzlerini; çökerten, besi yeri olarak kullanan, eleyen ya da öldüren reKâbettir. Uyum sağlayamayanı öldürücü yok edici-antagonisttik olan; Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet sadece çıtayı atlayanları yaşatıcıdır.
        Rahmani ReKâbet (Diğer Adıyla Zarurettir):Rahmani Ahlakla; Adil , Vicdanlı, Akıllı… Vb öncelikleriyle; demokraside, siyasette, eğitimde, ekonomide… Vb her türlü insani ve gerekli yaratıkların zayıf ve güçsüzlerini; liyakatli yaşatan reKâbettir (Uyumlu-Liyakatli sinerjitik birliktelik) yani zayıflarını yaşatır ve tedavi eder. Zayıflarımız zayıf oldukları her şeye (şeylere) karşı bizim erken uyarı sistemlerimiz gibi çalışır ya da bizi erken uyaran hayırlı sebepleri vardır. Yani zayıfların varlıklarının ve yaşatılışının hayırlı sebepleri vardır. Zayıflar en azında hastalık ve istenmedik etmenlerine karşı canı bedelinde bizi uyarır. Hâlbuki doğal olan evrim ya da evrimleşme vahşice zayıflarını ve güçsüzlerini öldürür ya da güçlülere malzeme (ör. Karuni kapitalizm) eder. Hâlbuki Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet; zayıflarını ya öldürür ya yok eder ya da kapitalistler gibi besi yeri olarak yaşatırlar.
        Rahmani (insani ve doğal döngü için gerekli zayıfları yaşatan ve tedavi eden) , şeytani (Kapitalistlerin zayıflarını besi yeri olarak yaşatması) ve hayvani/cahili (hayvanlar arasında zayıflarını eleyen ya da yem olarak kullanan) reKâbetler arasındaki farkın farkındalığını kavrayıp kurallarını peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkilendirişe çalışın. Vahşi/Doğal/Hayvani /Cahili ve Şeytani; Siyasetin ve Demokrasinin deşifre edemediği, kudurtmadığı ya da kudurtamadığı; fert, toplum… Vb insan tipi, her türlü istendik değer yargıları (inançsal İslam'i değer yargıları dâhil) geleceğimizin öğretim, öğrenim/öğrenme, eğitim, yönetim, rejim… Vb sistemleri için çok büyük değer taşmaktadır ve çok çok önemlidir.
Sonuçta, bilimi daha etkili biçimde kullanan kapitalistler;Müslüman'ları yanlarına çekmek için;kafircikleri alt edelim diye bazı Müslüman kavimleri menfaatleri gereği hidayete erdirme(Taliban ve İran hidayeti), bedava teknolojiler takdim ederek (Pakistan nükleer enerji... Vb) planlarını uygulamaya koyan Karunizm (kapitalizm) komünist sitemin başını hidayete erdirmeyi başarmıştır.
      Bu gün ise kapitalistler;demokrasi sistemini yayacağım bahanesiyle Gayri Müslim inanç ehline (eski din ehli kavimlere, birleşmiş milletler, sosyalistler ve ılımlı komünistlere) göz kırparak veya yanlarına alarak hidayet ettiği müslüman ülkelere rableşmeye kalkışıyor ve Karunizm (kapitalizm) için Büyük Ortadoğu besi yerini hazırlıyor gibi. Kapitalizmin tarihi ortaklarına oynadığı oyunlarıyla örtüşen örneklerini hayvanlar âleminde (av ve avcı ilişkilerinde) görmek olasıdır.

100.
A-Tarihte ülkesini, kurumlarını... Vb birimleri karın tokluğuna veya kamu maaşına yönetmiş liderler, vekiller vardır. Parti(azınlık) Demokrasisinde ender liderler; bir maaşını veya tüm servetini halkına bağışlamıştır. Kaldı ki, akıllılar/asiller bu asır parti(azınlık) demokrasisi ile gelip halkını yönetmeyi hiç denemeyi bile düşünmemişlerdir belki. Acaba parti(azınlık) demokrasisi; dilencilerin, yağmacıların, cimrilerin, kumarbazların, kopukların, şovenistlerin, Siyonistlerin ve inat sahiplerinin ortak payda egosunu tatmin ve mevkii için oy dilenerek; halkının(çoğunluğun) parasını-güvenini-gücünü-inancını talan ederek yani insanların kalplerini, güvenlerini talan için; siyasetle kılıfını hazırla, sistemle ortalığı muzırla, bir yere geleyim dereken; siyonistlere ve kapitalistlere kendini kullandıran bir avuç roma ahlakı sahiplerinin inisiyatifinde bir rejim sistemi olabilir mi!? Parti(azınlık) demokrasisinin tam versiyonu kime/lere kısıtlı versiyonu kime/lere çalışır?
İpucu
:kandırmak, ümitlendirmek, halkı tanımak, propaganda, yalan, dolan... Vb sözler yargılanmaz. İnsanın, dünyanın ve doğanın bu demokrasi ile vardığı doğal-yapay döngüler kaosu veya sonuçları (dijital/hesabi,sanal, zihinsel, düşünsel, hayali, Toplumsal, doğal ve tüm enerji hallerine ait döngülerin) açısından düşünün.Peygamber ahlaklı insan, doyumsuz kapitalistler, kullanılan cahiller, Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet, zaruret(rahmani-insani birliktelik), adalet ve akla değer verilmeyişinin liyakatini bir arada düşünün. Acaba gücümüz halk ve millet işimiz insanlığı talan ve illet olmasın!!
      
B-Siyasette konjonktürün akÂdemik jokeyleri kimlerdir? Hangi özellikleri taşırlar? Ne zaman ortaya çıkarlar? Toplumda, kurumlarında ve toplumsal ilişkilerde;cahilleri kullanıp nasıl zihinsel-toplumsal tufanlar (tsunamiler/depreşimler) yapıp-karıştırıp, talan ederler, nasıl bırakıp kaçarlar ve kendilerini unuttururlar? Sonra tekrar talan için hangi vizyonlarla ortaya çıkarlar? Onları neden unutmamamız gerekir? Toplumun zihinsel bağışıklık sistemini geliştirmek için;onların hem heykellerini dikmemiz, hem de kuduz ahlak ve cehalet aşı stoku olarak gelecek nesiller için klonlamamız gerekecek? Neden bunları takip etmek, kara kutularını ele geçirmek ve kuduz ahlak aşısı için klonlamak akıllı insanların ve insanlığın büyük erdemli görevi olmalıdır? 1, 2, 3Soru önermelerinin eksik ve yanlışlarını yazınız. 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 1011, 12, 13, 14, 15, 16,17, 18,19, 20
İpucu
;yurt içi-yurt dışı iktidarları ve kurum yöneticilerini icraatlarıyla terk edişlerini ilişkilendirmeye  çalışın. Öğrenci Yanıtları

       -Fert, Kavim, Ulusallık ve Devlet Bazında Dengedeki Ana Fikrim; Fert, kavim, ulusallık ve devlet bazında özgünlüğümüz payımızdır. Tüm insan hakları ve evrensellik paydamızdır.
-Özgünlüğümüzü (fert, kavim, ulusallık ve devlet bazında) koruyacak kadar milliyetçi, tüm insan haklarına karşı adil, namuslu, vicdanlı ve merhametli olacak evrensel olmalıyız. Bu denge çok önemlidir. Paydamızı payımıza yutturmaya kalkışsak pay patlar, payımızı paydamızda eritirsek kişiliğimiz yok olur.


          -Vahşi/Doğal ve Günümüz Demokrasideki Ana Fikrim;Doğal (günümüz) demokrasisi liyakatsiz çoğunluğun monarşisidir. Hukukun üstünlüğüne dayanır. Hâlbuki hukuk: adil, namuslu, vicdan, merhamet… Vb. insani değerlere dayalı bir kurallar sistemi aracıdır. Bu demokrasi çeşidinde, katilin, velinin, bilginin, cahilin...Vb. oyu eşittir.
         -İnsani (Evrensel) Demokrasideki Ana Fikrim; İnsani demokrasi (evrensel demokrasi) insanın üstünlüğüne dayanır. Liyakatli çoğunluğun monarşisidir. Hukuk insani kanunlara ve kurallara dayalı bir hizmet aracıdır. Hukuk insandan üstün olamaz. Bu demokrasi çeşidinde, evrensel/insancıl (güzel ahlaki) ahlaki ve bilgili olma yönün den üstün olan insanların puanı en üstün (100), evrensel/insancıl (güzel ahlaki) ahlaki yönünde zayıf olan insanların puanları daha düşük, katil, zalim ve suçlular oy kullanmaz (0) veya en azında belli bir süre oy kullanmazlar. Yani oyları puanı güzel ahlaklı ve bilgili olmakla doğru orantılıdır. Her insanın çocukluktan erişkine itibaren yeminli uzaman ve bilginlerce gizli ahlaki zafiyet ve beceri öz geçmişleri tutulur. Devlet arşivinde gizlidir.
-İnsani demokraside güç tek kişide toplanıyorsa yardımcıları kendisine karşı hür ve bağımsız olmalıdır ki gücün dengeli ve liyakatli kullanımı etkisini göstersin. Değilse başkanın nefsine tabii şakşakçılıklarla güç dengesiz ve liyakatsiz kullanılır. İnsani demokraside güç sistemde ise; yönetim ve yürütme: yargının liyakatli ve tarafsız denetimde olmalıdır.
-İnsani demokraside esas olan liyakatli eğitimle toplumda insancıl-evrensel ahlaklı (ulusal ahlaklı değil) liyakatli insanların sayısını artırmaktır. Bir toplumun sosyal evrensel-insancıl ahlaki alt yapısı sağlamsa tepesine liyakatsiz yöneticiler bile getirilse önemli sos yal depremler beklenmez. Tam tersine toplumun sosyal evrensel-insancıl ahlaki alt yapısı sağlam değilse başına Hazreti Ömer getirilse bile sosyal depremler kaçınılmazdır.
-İnsani demokraside esas ve liyakatli olan eğitimle insanları: kendi dinine, azınlığına, kavmine evcilleştirmek, asimile etmek ve devşirmek yasaktır. İnsancıl ve evrensel ortak payda özgürlüğü çerçevesinde insanlar, kavimler ya da azınlıklar tercihlerinde hürdürler. Tüm kavimler ve azınlıklar devlet bazında eşit ve liyakatli haklara sahiptirler. Hakları başka kavimlere emanet edilmez ve devşirilemezler.

     İslam'i Demokrasideki Ana Fikrim; İslam'i Demokrasideki Seçim Kriterlerinin Peygamberi Oluşu; İnsani ve Vahşi/Hayvanı/Doğal Demokrasi Ayracının kırmızı çizgisidir. İnsanlığın geleceğini belirleyici önemli etkisi olacaktır. Meclise; Radikalleri (Dini, Milliyetçi, Yenilikçi... Vb ), Hayvani Hür İnsanları, Peygamberi Alim Bilgin ve Zeki Hür İnsanları, Evrensel İnsanları... Vb İnsan Tipini Meclise Direne Eden, Filtreleyerek ve Süzerek Seçen Seçim Kriterleri İnsanlığın Huzurlu Geleceğini belirleyişte önemlidir. Belki de Allah (C.C) doğal yaradılış kanunlarının insanda tecellisi sonucu olarak, demokrasiler; doğal olarak ortaya çıktıkları ya da tecelli ettiği ülkelerde doğal çoğunluğun-baskınlığın hükmündeki azınlıkları abluka yönetimi altına alışın insan mantığında kabul gören tecellisidir. Demokrasinin İslam'i-insani terbiye ve ıslah edilişe gereksinimi vardır. Demirkuş 2011 Çevresini ve toplumsal ilişkilerini liyakatli kullanan, nefsini doğru tanıyan ve kendisini doğru konumlandıran bir insanın;tüm sanal, nesnel araçları, tüm sıfatlarına ait mekanizmalarının düşünsel ve nesnel eylemlerinin;fertlerin ve halkların yararlı özgünlükleri, yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları, nefis mertebeleri, fıtratlarının değişebilirlik ve tersi çeşitlilikleri dikkate alınarak; toplumsal yönetim, devlet, millet, ümmet… Vb insanlık kavramlarına ve toplumsal yaşam normlarına ( insanın düşünsel, nesnel ve fizyolojik çeşitliliklerine ait sistemlerin) kusursuz benzetimi yapılarak ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla toplumsal hayata doğru güncellemekle ile işe başlamaktır.

-Veto Hakkının Liyakati; Sakat/Eksik/Doğal (vahşi) Demokrasilerde bileşmiş milletlerde haklı ve/veya haksız oylayışı sunulan bir tasarı ve/veya kanun ret ediş hakkı dünyanın 5 ülkesinde vardır buna Veto Hakkı (Demokraside ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin gibi ülkelere verilen sahte, liyakatsiz insanlığın haddini aşan geçici çapulcu ilahlık yetkisidir.) . Bu yetkinin insani düşünülüp ıslah edilişi önemlidir.
-İnsani Demokrasinin Hedefi; Her an yönetim, öğretim, öğrenim ve eğitim sistemlerini, tüm yaratıkların uyumlu ve dengeli yararına verimli kılmak üzere; insanları yapabilirliklerine, yeteneklerine, bilgilerine …. Vb özelliklerine peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak ölçülerine göre liyakatli ve doğru adreslere tahsis edilmesi için insanlık bazında yapılan her şey olmalıdır.
Çıkarsayış;İnsan Temsilcisi maaşları devlet memuru maaşına indirgenip yolsuzlukları ve taraflı davranmaları halinde deklere edilme kapısı açılırsa belki yararlı olur.  -Aslında doğal olan beynimizin sağ sol beyin lopları bile bedeni uyumlu birliktelik içinde yönetir bedensel rahatsızlıklar beyine muhalefet ve sorunlarını geri bildirir. Bu çıkarsayıştan hareketle ya da bu duruma göre bilimsel olarak var olan demokrasiye doğal demek bile onu yüceltmektir. Belki de en cahili, en sakat ve en eksik talihsiz bir demokrasi çeşidi ya da türüdür.
        -Var olan ya da halen uygulanan Sakat Demokraside çoğunluğun azınlıklara fark attığı oylarıyla yönetişi bölücülüktür. Vahşi demokrasi ve/veya doğal yaratık beyinleri bile sağ ve sol beyin loplarının birlikteliğinin tümü omur+organların alışık tepki (refleks) iletim ve işletim sistemleriyle bedeni yönetir. Daha Hayvani/Doğal/Yapay ve/veya Doğal Vahşi Demokrasiye bile terfi etmediğimiz ortadadır. Kaldık ki haklı ve doğru azınlıkların ya da dünyadaki en akıllı insanların azınlıktaki haklı ve doğru seslerinin ve görüşlerinin yönetimde hayat buluşuna yönelik hiçbir formül geliştirilmemiştir.
       -Aslında doğal demokrasi de bile tüm halkın oyundan oluşmuş bir düşünsel, nesnel, kültürel, zihinsel… Vb hercai bir beyindir. Önemli olan toplumun değer yargılarına uyumlu-yaşatıcı kurallarla ve yasalarla oylarla seçilen tüm beynin iktidar olarak çalışması için kurallar ıslah edilmelidir. Muhalefet halk, bölge meclisi ve merkezi meclisteki muhalefet kabul ve disipline edici gruplarca dile getirilir. İnsani demokrasi doğal demokrasiden sonra geliştirilmelidir. Bu demokrasi bir tek haklı kişi bile tüm arda kalan çoğunluğu pes ede bilmelidir.
        -Sakat/Eksik/Doğal (vahşi) Demokrasi; Halkın çoğunluk desteğini alan partinin diğer tüm azınlık partilerine karşı fazladan aldığı oyların hürmetine (fazla oy farkı/oranı) , bazen tüm azınlık parti oylarının toplamından daha az bir farkla tüm oy sahiplerini ve tüm halkı/ları yönetim hakkını elde edişi açısından; bölücü , eksik, sakat ve vahşidir. -Sakat/Eksik/Doğal (vahşi) Demokrasi veto ilahlığı şemsiyesinde hiç evrimleşmede ve/veya evrimleştirilmeden seçim emme-basması (çakı-rak) düzmecesi içinde olmadı yeniden ve/veya yenisini deneyelim. Var olan demokrasi sistemi gövde hücrelerinin çoğunluğu beyin çekirdeğin hilkat garibesi hâkimiyet ve yönetimleri sunar. İnsanlığı asri ve atisi için var olan demokrasinin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak kuralları ve bedeni yöneten beyin hücrelerinin liyakat sistemine dayalı seçim sistemlerinin geliştirilşi önemlidir.
        -Allah (C.C) kâinatları ve tüm yaratıkları bir tek peygamberin (Hz Muhammed AS) şerefine yaratlışı ve/veya Bir tek Nuh As'IN haklı hatırına kavminin tüm sapkınlarını su tufanıyla boğuşu ya da bir çığlıkla bazı kavimlerin yok edilişi doğal ya da var olan "Sırtlan Demokrasisi" kurallarının her koşulda geçerli olmayışının kanıtı gibi dimdik ayakta durmaktadır. Bazen bir çoğunluğun hepsi içindeki bir fert kadar değerli değildir (Ör. Nuh As'ın, Hud As'ın ve Salih As'ın kavimleri) . Bazen de bir çoğunluğun hepside çok değerli insanlardır (Ör.Tüm peygamberler, Ashab-ı Kiramlar, Rahmani âlimler müminler ve Müslüman'lar). Bazen bir fert bir kavimden daha değerlidir. Bunu hiçbir akıl ve nefis ret edemez.
Adil ve hayırlı oy ya da helal oy sahipleri adil ve hayırlı insanları yönetime getirmek isterler. Helal oy sahipleri iktidar ettiklerine musallat değillerdir. Helal oy ve lokma sahipleri temsilcisine haram lokma ve oy sahipleri gibi musallat ve parazit değillerdir. Belki de bu mantıki sonuç helal ve haram kazanç içinde geçerlidir. Ola ki; haram oylar, mutlaka iktidar ettiklerinin; ya bedenine, ya düşüncesine, ya maneviyatına, ya zihnine ya da kalbine ulaşarak haram erglerini gerçekleştirirler.
-Cahil, kahpe, katil, şeytani, iblisi, istenmedik radikaller… Vb istenmeyen (haram ve cahil oy sahipleri) ahlak sahibi insanların oyları menfaatleri gereği kullana bilecekleri insanları yönetime getirmek isterler.
-Bu iki cümleden olmak üzere; yönetime talip fert ve kurumlar her türlü oya talip olmama şerefli ve haysiyetli davranış ve istem içinde olmalıdırlar. Sakat, Eksik ve Yapay ve/veya Doğal Vahşi Demokrasilerde; helal, haram, şeytani, iblisi…Vb oyları ya da istendik ve istenmedik insani oyları aynı cephede toplayışa zorlayıp ya da harmanlayıp bazı ifrat, tefrit ve kaoslara neden olunmaktadır.
-Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) insanlarla ile iblisi/şeytanilerin oyunun örtüştüğü, ayrıldığı hedeflerin özgünlükleri ve nedenleri açısından demokrasinin insanlıktaki yeri ve konumu tartışılabilir niteliktedir.
Demokrasinin gücünün; peygamberi ve iblis yaratıkların oylarının çerçevesindeki konumu ve yeri?
Helal oy verenlerin oylarla bir yere gelen bir politikacının çevresiyle ve seçmeniyle olan ilişkilerinin vicdani ve rahmani yönlenişi nasıl olur?
Haram oy verenlerin oylarla bir yere gelen bir politikacının çevresiyle ve seçmeniyle olan ilişkilerinin vicdani ve rahmani yönlenişi nasıl olur?
Mekruh ve muallak oy verenlerin oylarla bir yere gelen bir politikacının çevresiyle ve seçmeniyle olan ilişkilerinin vicdani ve rahmani yönlenişi nasıl olur?
Helal, Haram, Mekruh ve/veya Muallak oy verenlerin oylarla bir yere gelen bir politikacının çevresiyle ve seçmeniyle olan ilişkilerinin vicdani ve rahmani yönlenişi nasıl olur?
-Öyle bir demokrasi seçim kuralları ve kriterleri getirelim ki kavmin tüm çeşitli, kimliklerin temsil edenlerin peygamberi ve akli ortak payda anlaşabilecek kişilikler olsun. Bu günkü doğal demokrasi seçim sisteminde toplumun farklı çeşitliliklerini temsil eden cahil, radikal, bilgisiz ve zombi zihniyetler meclise gidebiliyor.
-
-
Ola ki her kavimdeki namuslu, dürüst ve bilgili insanların, diğer tüm istenmedik toplumsal ahlak virüsüne sahip insanlara karşı (Nemrut, Çin, Firavun, Atilla'i, Cengiz Han, Hitler… Vb karşı) doğru adreslerde düşünsel, zihinsel, sanal, bedensel ve eylemsel olarak bir arada bulunuşu alışık tepki haine (refleks) geliştirişi tevhidi farzdır.
-Çeşitlilikleri Ve toplum mozaiklerini temsil eden kişiliklerin özgünlüklerinin ve fıtratının peygamber ahlakı kıstasları ön plana çıkarıcı seçim ve insani demokrasi kıstaslarla donatılışı önemlidir.
-Bu nedenledir ki yönetime talip/istekli/gönüllü kişilerin; kendilerine kefil tanınmış ile kendilerine kefil (en az yedi en çok istedikleri kadar sayıda ) yeddi yeminli noter ve/veya resmi tasdikli tanınmış itibar sahibi; fert, toplum ve kurumları halka teşhir etmeliler.
-Yönetime talip fert ve kurumların vaatlerini yeddi yeminli noter ve/veya resmi tasdikli olarak halka teşhir etmeliler. Bu bilgiler yaşam boyu internette ve medyada herkes teşhir edilmelidir
-Vaatlerini yönetimde liyakatli uygulamayanlara dava açılmalı cezalandırabilmeli ve bedeli tahsis edilmelidir ya da gerekirse geleceğe ve geçmişe yönelik milletvekili/Halk Temsilcisi (Halkın temsilcisi olur.Allah (C.C)'HUN Vekili olur ki oda İnsandır. Vekil (C.C), Allah (C.C)'HUN sıfatıdır. Milletin Temsilcisi olmaz. Dünyada Millet diye bir şey yapay ve geçersizdir. İnsanlıkta Uhrevi ve Dünyevi tek millet var oda İbrahim AS Milletidir. Dünyada diğer 72 milletin türeyeceğine dair hadis vardır. Ümmetim 73 fırkaya ayrılacak, biri Cennete, doğru yoldan ayrılan 72’si ise Cehenneme gidecek. Bu hadis 19. Yüz Yılda hayat bulmuştur. Milletler tek tük türemeye başlamıştır.
-Sandık başına giden her seçmende insanlık adına oy kullanmadan önce yeddi yeminini sesli yapabilmelidir.



21. Yüzyılda;İnsanlar Toplu Yemin Yapmalı mı? Neye/lere, Hangi Özelliklere Göre İnsanlığın Birlik ve Beraberliğini Sağlamalıyız?

56.Bu dünyada;evrimsel güç (cebren, hile ile, ikna... Vb) ve akıl yolu ile kavimlerin muhtarlığı (dünya devleti kurma hakkı) geçmişte bir çoğuna nasip oldu ve gelecekte de hemen her kavime nasip olacak. Önemli olan muhtarlık nöbetinde; namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), adil, çalışkan olmak yetmez, o insanların yararlı, geçerli ve özgün;örf, adet, kültür, dil, lisan, renk, ırk, mezhep, din… Vb çeşitliliğine liyakatli çözüm, yaklaşım, eylem ve yapıcı kanunlar üreterek yaşatmaktır. Bunun yolu da liyakatli gerçek eğitimin meyvesi olan bilgili (din+bilim+ilim) ve peygamber ahlaklı yurt insanı/vatan insanı (yurttaş/vatandaş?!) yetiştirmekten geçer
Bu mantıktan hareketle, muhtarlıklar ele geçirilince ve kazanılınca uzun ve sıhhatli yaşaması için uyulması gereken minimum kurallar vardır. Bu kurallara uyulmadıkça muhtarlığın ömrü kısa olur. Önermelerin geçersizliğini kanıtlayınız.
İpucu;1 57.A-Akrabalığın liyakat hudutları;liyakat, adalet, ifrat ve tefritin eylemli cahili olmamakla veya alimi olmakla doğru orantılıdır. Demirkuş 2008. Önermesini çürütünüz.
İpucu;Şovenizmin-şovenistin(soy kuduzu), Siyonizm'in-Siyonistin, kapitalizmin-kapitalistin… Vb zararlı ...izm ve ...istlerin ilacı ve çözümü yukarıdaki önermenin hayata uygulanışında var olduğunu düşünün.
B-Çeşitliliğin;önemini, gerekliliğini, ilahi/peygamberi ve insani kanun olarak zorunluluğunun farkındalığını kavramayan ve samimiyetle ders olarak eğitime sokmayan ;fert, toplum, devlet, milletin akıbeti;ya Kapitalizmle, Siyonizm'le (toplumsal lösemi) ya da Şovenizmle (soy kuduzu) (toplumsal kangrenle)... Vb ...izm veya ...istle yaratıkları insanlıktan budanıp gider. Demirkuş, 2008 Önemesinin yetersizliğini gerekçeli ret ediniz.
58
.
A-Ülkemizdeki dil, kültür, din, tarikat... Vb azınlığının toplumsal sorunları bu mantıktan (2011/56-57 nolu soruları okuyun) hareketle hakları iade edilirken korkulmamalı, bu değişimin bedelinde devletin gelecekte hayat bulması için halklarına güvenmesi şarttır. Halk istemezse zaten devlet yaşayamaz. Sünni yaşatılan devletlerde efendileri yaşadıkça yaşar ve onlara dikte ettiği değişimle yaşattığı zamanda o devleti besi yeri olarak kullanır.
Önermesinin eksiğini tamamlayınız. Alternatif çözümler önerin.
İpucu;bu dünyada bazı devletler sürekli anabolizma (biyolojik yapım) olarak, bazı devletler sürekli katabolizma (biyolojik yıkılımı) olarak, bazıları ise besi yeri olarak yaşarlar.Her üçü de de ifrat ve tefritten dolayı ömrünü kısaltır. Çünkü biri hızlı şişmanlıktan diğeri hızlı zayıflamaktan erken ölecektir. Besi yeri olarak kullanılanlarda efendisi/leri ile birlikte ölür.Yaratıkların ve sistemlerin ömrünün-dinamik hayat akışının uzun olması için;çeşitliliğin;önemini, gerekliliğini, ilahi/peygamberi ve insani kanun olarak zorunluluğunun farkındalığını kavrayarak içinde liyakatli katabolizma ve anabolizma olaylarını veya denkliklerini dinamik olarak bulundurmaları gerekir.
      Halkların, devletlerin yararlı, özgün çok yönlü çeşitliliğini;tek tip Doğal (Vahşi) Demokrasinin, tek tip kapitalizmin, tek veya çok parti ve tek milletin, bilimselliğin... Vb kültür normlarına asimilasyona zorlamanın, tevhit ettirmenin cehaletini ve toplumsal tufanlarını görmeye çalışın.
Çıkarsayış/Çıkarsama!!Devletimizin, birlik ve beraberliğinin/mizin mozaiğinin bilincindeki; kürdünü, türkünü, lazını, çerkezini… Vb eğitim, öğretim ve yönetim sistemlerinde yeşertip kendisini onların nesnel ve sanal bedeninde yaşatmalıdır. Başka kavimlerin içimizdeki hisseleri olan; yani bunun tersi mozaik her zaman olacağının da devletçe ve devleti isteyen halklarca bilincinde ve hukuki tedbirinde olunmalıdır.
B-Bu asır eğitimde;liyakatin, çeşitliliğin, peygamber ahlakının, kendimizi doğru tanımanın, yeterince bilgili olmanın ve doğru empati/eşduyum duymanın mutlaka gerekliliğinin farz olduğunu öğretmek ve uygulamak insanlığın farzlarındandır!! Düşünsel, davranışsal ve yapısal; istendik, istenmedik, cahil, bilinmeyen, zayıf, her türlü kör noktalarımız… Vb her şeyimizin düşünsel dinamik düz aynasını ; dürüst, bilgili, akıllı, güvenilir ebeveynimiz, arkadaşlarımız… Vb çevremizdekilerden öğrenmeli ve aldığımız bilgileri hayata uygulayıp ve doğruluğunu yaşayarak teyit etmeliyiz. Belki de yapısal özelliğimiz, olanaklarımız, düşünsel değerlerimizden; namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), dürüs, hayırlı ve helal sonuçlar almak için ; kendimizi çevremize peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı olarak konumlandırmalıyız. Bu konumlandırış; tercih ceddimize, cebimize, sadece çıkarlarımıza… Vb olabilir. Bu konudaki tercihler insanın kalitesini belirler.
C-Fert, kavim, toplum, devlet, millet… Vb;çeşitliliğin, liyakatin, peygamber ahlakının, çalışkanlığın ve bilgili olmanın öneminin bilincinde değilse hali ne olur? Ya da bunların bilincinde ve bilincinde olmayanların farkını kapatmak için nasıl bir eğitim sistemi ve yemin önerirdiniz?
D-Belki de Siyonizm, şovenizim (soy kuduzu), Siyoşovenizm ve kötü ahlakın afetlerinden emin olmak için, görülen lüzumun liyakatine dayalı belli zamanlarda kurum ve okullarda peygamber ahlakı yemini yaptırmak evladır.
“İnsanlık Yemini;Yaşantım boyunca(Seçmen, İnsan Vekili, Öğrenci... Vb yemini);insanlığın ortak payda, fert ve kavimlerin özgünlük haklarını, ırkdaşlarıma, inançdaşlarıma veya şahsi menfaatlerime malzeme yapmayacağıma tüm mukaddesatlarım üzerine yemin ederim. Bekli de Halk Vekili Yemini Şöyle Olmalı (Emri vakii değil): İnsanlığın varlığını, bağımsızlığını, dünyanın ve insanlığın bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Allah (C.C)'HUN kayıtsız, şartsız hâkimiyetine ve İbrahim AS'IN Milletindeki Peygamberlerin Allah (C.C)'HUNE teslimiyetine itaat edeceğime, peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı insanların mutlak gerekliliğine ve üstünlüğüne (Âdem oğlunu üstün kıldık diye ayet vardır), Kuran-i kerimdeki liyakatli, insani laiklik ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;Rahmani ve/veya cahil yaratıkların huzur ve refahı, İnsani dayanışma, liyakatli-insani adalet ve kavimlerin "İnsanlık Ailesi Devleti/Âdemi Ailesi" içindeki çeşitliliğinin gerekliliği anlayışı içinde her yaratığın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanışı ülküsüne ve bu yemine sadakatten ayrılmayacağıma, İbrahim AS'IN milleti, tüm insanlık ve yaratıklar önünde; en yüce mukaddesatım, namusum, şerefim ve imanım üzerine yemin içerim. ”
E-Hz. Musa ve Hz. Harun'un Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) kardeşliği değil de Habil ve Kabil'n kavim veya vahşi/doğal insan kardeşliğin hevesine kapılmakla, Sakat Demokrasinin zırhı arkasına gizlenmiş/gizletilmiş; gizli kapitalist, siyonist ve siyoşovenist muhtarlığın sevdasına düşmenin liyakat çizgilerinin cahili olamamak gerekir ya da kardeşlik sevdası muhtarlık tutkusu bir arada yürümez. Kavimler arasına akli olan peygamber kardeşliğini Allah (C.C) dilerim. Demirkuş 2008
F-Bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?);insanlık ve doğal çevrenin hayırlı bekası için bilim, iş, teknoloji ve bilgi üreteceğine dair namus, vicdan ve mukaddesatları üzerine rutin yazılı ve sözlü yeminli çözümler üretmeye çalışın.
Yukarıda ki önermelerde verilen kavramları önem sırasına diziniz ve ülkemizde hayata uygulanması için;medya ortamında ve eğitim kurumlarında nasıl uygulamalar başlatırsınız?
Çıkarsayış;Asrımızdaki çevresel,toplumsal sorun ve tufanlar;yukarıdaki kavramların eğitimde, uygulamada ve doğru adreslerde liyakatiyle icra edilmediği için vardır.
İpucu;bu kavramların eğitimi için;medya, reklam ve yayın kurumlarına zorunlu yayınlatma, ders açma, rutin konferans, yemin, yılın başlangıç dersi veya günü... Vb düşünün.
Çıkarsayış; İnsanda, liyakat, peygamber ahlakı, çalışkanlık, bilgili olma ve çeşitliliğin bilincindeki sıfatları üzerine bir yemin geliştirin. Neden bu sıfatların insanda mutlak olması gerekir ve yemininin modası geçmez konusunu düşünün.
 G-Halkların, devletlerin yararlı, özgün çok yönlü çeşitliliğini;tek tip Doğal (Vahşi) Demokrasinin, tek tip kapitalizmin, tek parti ve tek milletin kütür normlarına asimilasyona zorlamanın, tevhit ettirmenin cehaletini ve toplumsal tufanlarını görmeye çalışın.
Sonuç;
1-Liyakatin gerekliliği yasası
2-Çeşitliliğin gerekliliği yasası ve dil, din, kültür, ırk… Vb azınlığını insani etnik azınlık anlamında kullanmayacağıma,
3-Peygamber ahlakının gerekliliği yasası
4-Bilgili olmanın gerekliliği yasası
5-Kendini doğru tanımanın ve dürüst konumlandırma gerekliliği yasası
Çocuklar ve özel haller hariç, bu 5 toplumsal fıtratı yasadan mahrum olan fert ve toplumlar; ya eksik insandırlar, ya cahildirler veya hayvanların mesafesindedirler. Önermesini gerekçeli çürütünüz ya da ret ediniz.
İpucu;Bu yasaların, 19. ve 20. YY'LIN hatalarına düşmemek için, 21. yüzyılın gözde yemini olabileceğini düşünün.Yirmici yüzyılın deccalı sonuçları bazı canileri kullanarak doğal insan ırklarını kokuşturduğu için 21. Yüzyılın insanının geleceği 20. Yüzyılın gözü dönmüş katil, cani, entrikacı, ateist, ırkçıların, Siyonist .. Vb ifrat ve tefrit mantık sistemleri, istemleri, hırsları, bitmez tükenmez anatagonistik (yok edici birliktelik) liyakatsiz kapitalist (Karuni) sistem ve istemlerin ötüşük sonucudur. Şeytani ve Doğal/Vahşi/Cahili ya da Hayvani ReKâbet zihniyetlerine asla teslim olamayacaktır. Aksi halde insanlığın sonu olacak gibi görünüyor.19. ve 20. yüzyılın her şeyine güzel iki zihinsel enkaz ve kaos kabir hazırlamalılar. Geleceğe 19. ve 20. YY'LIN kalıntı zihniyetine sahip insanlara güvenemeyiz. Bu enkazları tedavi etmektense belki de bu enkazın kabri üzerinde beyaz sayfalarla ve temiz yeni insan ırklarıyla geleceğe açılmalıyız. Çevreyi, insanlığı hemen her şeyi kötüye kullanan 19. ve 20.YY insan tipi gelecek nesillerin haklarını gasp ettiği için suçlu ve tutuklu bir insanlık kuşağıdır. 19-20. Yüz Yılda her ırka bir Truva atı insan yaratarak kavimleri cetçililiğe bölen şovenizmi tevhit ettirdikten sonra insanın cet ve ırklarını kokuşturan zihniyete 21. ve geleceğin insanları emanet edilemez. Kıyamete kadar yeryüzünde mühletli yaşayacak olan insanlık düşmanları hepsini yoldan atacaklarına yemin etmişçesine insanlara bu iki asır çok bedeller ödettiler ve ödetiyorlar hatta Yeryüzü ve kâinat ebediymiş imanını his ettirtip insanlığın geleceğini kullandıkları malzeme karakterlere ve denklemlere ait insan tipine yeryüzü ipotek altına almış durumdalar. 19. ve 20. yüzyılın canilerini yetiştiren deccalı kavimlerin birlik ve beraberliğin enkaz ve kaos zihniyeti 21. yüzyılın ve geleceğin mimarları olmamalılar ve olamazlar. Olsa olsa 21. YY'LIN içinde özel ve ders verici bir zihinsel kabre girmeyi hak eden şer, şirret, kanlı deccale malzeme cahil kavimleri olmalılar. Belki de 21. yüzyılın ve geleceği insanlığını 19. ve 20. Yüzyılın canilerini yetiştiren zihniyetin ürünlerine emanet etmek dalalet, cehalet hatta insanlığa ihanettir. Gereksiz ise gerekçeli ret ediniz.
İnsanlık Yemini;Yaşantım boyunca(Seçmen, İnsan Vekili, Öğrenci... Vb yemini);Liyakatin, Çeşitliliğin, peygamber ahlakının, Bilgili olmanın ve Kendimi/mizi doğru tanımanın-dürüst konumlandırışın gerekliliğini kabul edip kurallarını samimiyetle uygulayacağıma ve oyumu-vekaletimi en namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), vicdanlı, ülke sorunlarını iç dünyasında namuslu ve dürüstçe konumlandırarak doğru-peygamberi çözmüş, peygamber ahlaklı insanların lehine kullanacağıma ya da bu özeklikte insana/lara emanet edeceğime, uygun aday yoksa oyumu kullanmayacağıma; namusum, vicdanım ve en büyük mukaddesatlarım üzerine yemin ederim. Bekli de Halk Vekili Yemini Şöyle Olmalı (Emri vakii değil): İnsanlığın varlığını, bağımsızlığını, dünyanın ve insanlığın bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Allah (C.C)'HUN kayıtsız, şartsız hâkimiyetine ve İbrahim AS'IN Milletindeki Peygamberlerin Allah (C.C)'HUNE teslimiyetine itaat edeceğime, peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı insanların mutlak gerekliliğine ve üstünlüğüne (Âdem oğlunu üstün kıldık diye ayet vardır), Kuran-i kerimdeki liyakatli, insani laiklik ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;Rahmani ve/veya cahil yaratıkların huzur ve refahı, İnsani dayanışma, liyakatli-insani adalet ve kavimlerin "İnsanlık Ailesi Devleti/Âdemi Ailesi" içindeki çeşitliliğinin gerekliliği anlayışı içinde her yaratığın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanışı ülküsüne ve bu yemine sadakatten ayrılmayacağıma, İbrahim AS'IN milleti, tüm insanlık ve yaratıklar önünde; en yüce mukaddesatım, namusum, şerefim ve imanım üzerine yemin içerim. Geleceğimi ve insani yönetim haklarımı güvenebileceğim ya da emanet edebileceğim peygamber ahlaklı, yetenekli, işinin ehli çalışkan ve nefsini doğru tanıyan bilgili olduğuna kesin inandığım insanlara oyumu-vekaletimi vereceğim. "VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20 YY'IN yıkıcı, cahil, gayri insani yani insansı düşünce (Âdem AS öncesi ve/veya sonrası; ruhsuz, akılsız, insani ilimsiz, eşyayı liyakatli tanımaz yani doğal-nesnel-düşünsel-zihinsel döngü düzenlerinin cahili ve doğal vicdanlı insansıların), eğitim ve yönetim sistemlerini… Vb tasdik eden ve özellikleri taşıyanlara emanet etmeyeceğime; namusum, vicdanım ve mukaddesatlarım üzerine yemin ederim. Bekli de Halk Vekili Yemini Şöyle Olmalı (Emri vakii değil): İnsanlığın varlığını, bağımsızlığını, dünyanın ve insanlığın bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Allah (C.C)'HUN kayıtsız, şartsız hâkimiyetine ve İbrahim AS'IN Milletindeki Peygamberlerin Allah (C.C)'HUNE teslimiyetine itaat edeceğime, peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı insanların mutlak gerekliliğine ve üstünlüğüne (Âdem oğlunu üstün kıldık diye ayet vardır), Kuran-i kerimdeki liyakatli, insani laiklik ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;Rahmani ve/veya cahil yaratıkların huzur ve refahı, İnsani dayanışma, liyakatli-insani adalet ve kavimlerin "İnsanlık Ailesi Devleti/Âdemi Ailesi" içindeki çeşitliliğinin gerekliliği anlayışı içinde her yaratığın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanışı ülküsüne ve bu yemine sadakatten ayrılmayacağıma, İbrahim AS'IN milleti, tüm insanlık ve yaratıklar önünde; en yüce mukaddesatım, namusum, şerefim ve imanım üzerine yemin içerim. Gereksiz ise gerekçeli ret ediniz.
Peygamber Ocağı Olan Askerlik Nasıl Olmalı?

1-Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim;Evrensel hümanist insanlığı aşan akli olan peygamber kardeşliği öncelikli sonra cet-evrimsel kardeşliğine dayalı öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemi. Mutlaka bu kardeşlik sırasının bilimsel gerçekleri gerekçeli ve uygulamadaki örnekleriyle düşünsel, zihinsel, nesnel ve sanal somutlaştırılıp örneklendirilmelidir.
2-Peygamber ahlaklı olmanın kişisel ve evrensel insani kazanımların avantajlarını uygulamalı bilimsel örnekleriyle düşünsel, zihinsel, nesnel ve sanal somutlaştırılıp örneklendirilmelidir.
3-İstenmedik özelliklerinin doğru-diyet olarak kullanma alışık tepki (refleks)lerini kazandırmak.Küfür, yalan, öldürme, dayak… Vb istenmeyen özellik ve tatbik/uygulayış koşullarını örnekleriyle düşünsel, zihinsel, nesnel ve sanal somutlaştırılıp örneklendirilmelidir.
4-Babalık, annelilik ve evde yaşamanın altın kurallarına ait temel eğitiminin verilmesi uygulamalı bilimsel örnekleriyle düşünsel, zihinsel, nesnel ve sanal somutlaştırılıp örneklendirilmelidir.
5-Doğal döngüleri ıslah ve verimli hale getiriş üzerine uygulayış çalışmaları verilmeli. İçinde yaşadığı toplumu, doğayı ve çevresini doğru tanıyıp kendini namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır)-vicdanlı ve doğru konumlandırma alışık tepki (refleks)lerini geliştirmeni vazgeçilmez avantajları eğitimi. Tatbik/Uygulayış koşullarını örnekleriyle düşünsel, zihinsel, nesnel ve sanal somutlaştırılıp örneklendirilmelidir.
6-Ülke sorunlarını tanıma doğru empati/eşduyum duyma ve çözüm üretimini alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye yönelik eğitim.Örneğin,erozyon, salgın hastalık, deprem… Vb afetlere karşı uygulamalı bilgilendirme
7-Belki de Siyonizm, şovenizim (soy kuduzu), Siyoşovenizm ve kötü ahlakın afetlerinden emin olmak için, görülen lüzumun liyakatine dayalı belli zamanlarda kurum ve okullarda peygamber ahlakı yemini yaptırmak evladır.
8-“İnsanlık Yemini;Yaşantım boyunca(Seçmen, İnsan Vekili, Öğrenci... Vb yemini);Liyakatin, Çeşitliliğin, Peygamber ahlakının, Bilgili olmanın ve Kendimi/mizi doğru tanımanın-dürüst konumlandırışın gerekliliğini kabul edip kurallarını samimiyetle uygulayacağıma ve oyumu-vekaletimi en namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır), vicdanlı, ülke sorunlarını iç dünyasında namuslu ve dürüstçe konumlandırarak doğru-peygamberi çözmüş, peygamber ahlaklı insanların lehine kullanacağıma ya da bu özeklikte insana/lara emanet edeceğime, uygun aday yoksa oyumu kullanmayacağıma; namusum, vicdanım ve en büyük mukaddesatlarım üzerine yemin ederim. Bekli de Halk Vekili Yemini Şöyle Olmalı (Emri vakii değil): İnsanlığın varlığını, bağımsızlığını, dünyanın ve insanlığın bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Allah (C.C)'HUN kayıtsız, şartsız hâkimiyetine ve İbrahim AS'IN Milletindeki Peygamberlerin Allah (C.C)'HUNE teslimiyetine itaat edeceğime, peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı insanların mutlak gerekliliğine ve üstünlüğüne (Âdem oğlunu üstün kıldık diye ayet vardır), Kuran-i kerimdeki liyakatli, insani laiklik ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;Rahmani ve/veya cahil yaratıkların huzur ve refahı, İnsani dayanışma, liyakatli-insani adalet ve kavimlerin "İnsanlık Ailesi Devleti/Âdemi Ailesi" içindeki çeşitliliğinin gerekliliği anlayışı içinde her yaratığın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanışı ülküsüne ve bu yemine sadakatten ayrılmayacağıma, İbrahim AS'IN milleti, tüm insanlık ve yaratıklar önünde; en yüce mukaddesatım, namusum, şerefim ve imanım üzerine yemin içerim. Geleceğimi ve insani yönetim haklarımı güvenebileceğim ya da emanet edebileceğim peygamber ahlaklı, yetenekli, işinin ehli çalışkan ve nefsini doğru tanıyan bilgili olduğuna kesin inandığım insanlara oyumu-vekaletimi vereceğim. "VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20 YY'IN yıkıcı, cahil, gayri insani yani insansı düşünce (Âdem AS öncesi ve/veya sonrası; ruhsuz, akılsız, insani ilimsiz, eşyayı liyakatli tanımaz yani doğal-nesnel-düşünsel-zihinsel döngü düzenlerinin cahili ve doğal vicdanlı insansıların), eğitim ve yönetim sistemlerini… Vb tasdik eden ve özellikleri taşıyanlara emanet etmeyeceğime; namusum, vicdanım ve mukaddesatlarım üzerine yemin ederim. Bekli de Halk Vekili Yemini Şöyle Olmalı (Emri vakii değil): İnsanlığın varlığını, bağımsızlığını, dünyanın ve insanlığın bölünmez bütünlüğünü koruyacağıma, Allah (C.C)'HUN kayıtsız, şartsız hâkimiyetine ve İbrahim AS'IN Milletindeki Peygamberlerin Allah (C.C)'HUNE teslimiyetine itaat edeceğime, peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlaklı insanların mutlak gerekliliğine ve üstünlüğüne (Âdem oğlunu üstün kıldık diye ayet vardır), Kuran-i kerimdeki liyakatli, insani laiklik ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma;Rahmani ve/veya cahil yaratıkların huzur ve refahı, İnsani dayanışma, liyakatli-insani adalet ve kavimlerin "İnsanlık Ailesi Devleti/Âdemi Ailesi" içindeki çeşitliliğinin gerekliliği anlayışı içinde her yaratığın insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanışı ülküsüne ve bu yemine sadakatten ayrılmayacağıma, İbrahim AS'IN milleti, tüm insanlık ve yaratıklar önünde; en yüce mukaddesatım, namusum, şerefim ve imanım üzerine yemin içerim. Gereksiz ise gerekçeli ret ediniz.
-Hz. Musa ve Hz. Harun'un Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) kardeşliği değil de Habil ve Kabil'n kavim veya vahşi/doğal insan kardeşliğin hevesine kapılmakla, Sakat Demokrasinin zırhı arkasına gizlenmiş/gizletilmiş; gizli kapitalist, siyonist ve siyoşovenist muhtarlığın sevdasına düşmenin liyakat çizgilerinin cahili olamamak gerekir ya da kardeşlik sevdası muhtarlık tutkusu bir arada yürümez. Kavimler arasına akli olan peygamber kardeşliğini Allah (C.C) dilerim. Demirkuş 2008
-Bilim bilginlerinin (bilim insanlarının!?);insanlık ve doğal çevrenin hayırlı bekası için bilim, iş, teknoloji ve bilgi üreteceğine dair namus, vicdan ve mukaddesatları üzerine rutin yazılı ve sözlü yeminli çözümler üretmeye çalışın.
Yukarıda ki önermelerde verilen kavramları önem sırasına diziniz ve ülkemizde hayata uygulanması için;medya ortamında ve eğitim kurumlarında nasıl uygulamalar başlatırsınız?
Çıkarsayış;Asrımızdaki çevresel,toplumsal sorun ve tufanlar;yukarıdaki kavramların eğitimde, uygulamada ve doğru adreslerde liyakatiyle icra edilmediği için vardır.
İpucu;bu kavramların eğitimi için;medya, reklam ve yayın kurumlarına zorunlu yayınlatma, ders açma, rutin konferans, yemin, yılın başlangıç dersi veya günü... Vb düşünün.
Çıkarsayış; İnsanda, liyakat, peygamber ahlakı, çalışkanlık, bilgili olma ve çeşitliliğin bilincindeki sıfatları üzerine bir yemin geliştirin. Neden bu sıfatların insanda mutlak olması gerekir ve yemininin modası geçmez konusunu düşünün.
 -Halkların, devletlerin yararlı, özgün çok yönlü çeşitliliğini;tek tip Doğal (Vahşi) Demokrasinin, tek tip kapitalizmin, tek parti ve tek milletin kütür normlarına asimilasyona zorlamanın, tevhit ettirmenin cehaletini ve toplumsal tufanlarını görmeye çalışın.Demirkuş 2010  Önermelerinin geçerliliğini gerekçeli eleştiriniz.

Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlar İle İlgili İzlenmesi Önerilen Filmler
Bebeklerde 0-12 Ay Arası Gelişim ve Öğrenme Süreçleri
Zihinsel ve Bedensel Olarak; İnsanlar ile Maymunlar ve Şempanzeler Arasındaki Benzerlikler ve Özgünlüklerin Bilimsel Açıklaması 120 dakika BSK, EVR
Eğitimde Oyunun gücü,Önemi ve Kullanımı(Hayvanlar ve Okul Öncesi)
Genetik ve Eğitim Tercihlere Dayalı Bilimsel Dahi Oluşturmak Kısmen Olası
Yapay Bir Satranç Dehasının Beyin Çalışma Dinamizminin Anatomisi.Beyninin Satranç Bilgilerini ; Uzun ve Kısa Belleğe Nasıl Kaydettiğinin Emar Çekimleri
Algıda  Değişmezlik (Eğitim Anahtar-Fıtrat Kilit Yöntemi) Eğitim ve Öğretim  Sisteminin Kurallarını Geliştirmek İçin Hayal Gücünü Doğru  Kullanmamızın  Bilimsel Açıklaması
Marsta Hayat Var mı Düşünce Yanılgıları ve Varılan Bilimsel Sonuçlar-Gerçekler
Domuzların Dehası
Köpeklerin Dehası
Güvercinlerin Dehası
Maymunların Dehası;Taklidi Bilim ve Kültürün Hayvanlarda Mayalanışı ve Yayılması
Maymunların ve Şempazelerin Bitkileri Tedavide Kullanmaları ve Alet Kullanmaları
zekânın Kökeni Hayvanidir. Dahi Farelerin Bilimsel Açıklanması.
Evrenimiz Nasıl Oluştu İçindeki Farklılaşmaların Orijinleri ve Farklılaşma Mantığı (Sistem zekâsı)
Güneş sisteminin En Dış Gezegenleri. Gezegen Olmanın Minimum Kıstasları Nelerdir. Güneş sisteminin İşleyiş Mantığı (Sistem zekâsı)
Ne Neden Nasıl
Dünya Gezeninde Isı Sırasıyla 1 Derece Artarsa Ne Olur .....2 3 4 5 6 derece Artarsa Ne Olur (Sistem zekâsı Tepkisi)
Süper Görüş (Sistem ve Mekanik zekâ)
Beyin Organ Davranış Simülasyonu ve Biyo-teknolojik Gelişmeler(Robot Sistem zekâsı)
Beyin Işık Hızından Daha Hızlı ve Hassas Düşünür
Trafik Kazalarını Önlemek Amacıyla Arabalara Çekirge Tepki Reflkesi Mantığı Simülasyonunu Yerleştirmek (Sistem zekâsı)
Hayvan Organlarının Biyonik Simülasyonu (Özdeşleştirmesi);Göz ve Kolu Mekanize Etmek- Üretmek
Yıldız Savaşları Filmleri ve Bilimsel Çalışmaların Benzetim ve Eşleştirilmesi (Yaratma zekâsı)
İnsanda Kalbin Önemi; Hastalıkları, Çalışması ve Kalp Nakli
Kalp Kök Hücresinin Ekimi
Kök Hücre ile Tedavi Çeşitleri (Hücre zekâsı)
Dünyadan Uzaya Göç(İnsan Gen ve Sistem zekâsı Ürünleri)
Beş Duyumuz Nasıl Çalışı ve Algılar (Çocuklar İçin)
Canlılarda Sürü Oluşturma Mantığı. Sürülerde; Saldırı, Korunma, Avantaj ve Dezavantajlar
Dünya Gezegeninde Venezüella Göl Ekosisteminin Yapay Müdahale ve Yellow Ston Kurtların Geri İstenişin Saptanışı
Evrenimiz Nasıl Oluştu İçindeki Farklılaşmaların Orijinleri ve Farklılaşma Mantığı (Evrensel Sistem zekâsının Gelişimi)
İnsan Vücudundaki İnanılmaz Mükemmel Sistemlerin İşleyişi (İnsandaki Sistemlerin Harika zekâsı)
Vahşi Doğal Mekanizmalara ve Doğaya Tapanlara Karşı İnsanın akılcı Tedbiri ve Pinotubo Volkanı Patlamasına Karşı Tedbir Zaferi (Gen zekâsının Uyumsal Tepkileri Gelişitirmesi)
Öfkeli Gezegenimizde Meydana Gelmiş ve Gelecek;Tsunami-Su Tufanları, Depremler, Volkanlar, Kasırgalar ve Diğer Olağan Üstü Doğa Olaylarının Nedenleri (Sistem Zeksının Tepkisi)
Geçmişte Oluşmuş ve Gelecekte Meydana Gelebilecek ; Su Tufanları Yani Tsunamilerin Bilimsel Hayat Hikayeleri ve Oluş Mekanizmaları ÇEV- FTT
Geleceği Doğru Tahmin Etme veya Nefsinde Geleceği Görmenin Bilimsel Açıklaması (Nostradamus)
Dünyadaki Günlerimiz Sayılı. Batı Uzaya Kaçmayı Planlıyor (Gen zekâsının Sistem zekâsına Tepkileri)

Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlar İlgili Derste İşlenen Konular ve Makaleler


Öğrenme Öğretme Kuram ve Yaklaşımlar İlgili Önerilen Kaynak Kitaplar ve Makaleler



İnternet Adresleri