|
Okul Deneyimi II
FTT,
ÖÖYI, ÖÖYII, OMK,
OTM,
BÖKAV, BSKON,
BT,
EV,
ODI,
ÖUYG, BAYT, BMAT BİK FEL
Fen Teknoloji ve Toplumla İlgili Bazı Beyin Fırtınası-Nadası; Ödev, Soru ve Etkinlikleri
(
2005, 2006, 2007, 2008,
2009, 2010, 2011,
2012,
2013, 2014, 2015)
Din, Siyaset, Devlet, Laiklik, Rejim, Demokrasi,Çevre, Bilimsellik, Kavram ve Evrim ile İlgili Sorular Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Öğretim Üyesi;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2024 |
OKUL DENEYİMİ II Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ (2006) OKUL DENEYİMİ I ÖĞRETMENLİK UYGULAMALARI
OKUL DENEYİMİ II Öğrenci Vakaları ve Yanıtları
Ders Hocasının Gözlem ve Deneyim Notları
EĞİTİM FAKÜLTESİ-UYGULAMA OKULU İŞBİRLİĞİ
1.1 Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin Amacı
1.2 Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin Yapısı
1.2.1 Eğitim Fakültesi
1.2.2 Tatbik/Uygulayış Okulu
1.3 Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin Dayanağı
1.4 Terimler
GÖREV VE SORUMLULUKLAR
2.1 Kurumların Görev ve Sorumlulukları
2.2.1 Öğretmen Adayının Görev ve Sorumlulukları
2.2.2 Tatbik/Uygulayış Öğretim Elemanının Görev ve Sorumlulukları
2.2.3 Bölüm Tatbik/Uygulayış Koordinatörünün Görev ve Sorumlulukları
2.2.4 Fakülte Tatbik/Uygulayış Koordinatörünün Görev ve Sorumlulukları
2.2.5 Tatbik/Uygulayış Öğretmeninin Görev ve Sorumlulukları
2.2.6 Tatbik/Uygulayış Okulu Koordinatörünün Görev ve Sorumlulukları
2.2.7 Milli Eğitim Müdürlüğü Tatbik/Uygulayış Koordinatörünün Görev veSorumlulukları
4.2 Öğretmen Yeterlik Göstergeleri
1.0 KONU ALANI VE ALANIEĞİTİMİNE İLİŞKİN YETERLİKLER
2.0ÖGRETME-ÖGRENME SÜRECİNE İLİŞKİN YETRLİLİKLER
3.0 ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENMELERİNİ İZLEME, DEĞERLENDİRME VE KAYIT TUTMA
4.0 DİĞER MESLEKİ YETERLİKLER
4.3 Ders Gözlem Formu
OKUL DENEYİMİ II: AMAÇ VE İŞLEYİŞİ
OKUL DENEYİMİ II ETKİNLİKLERİ
Değerlendiriş
OKUL DENEYİMİ II ÇALIŞMA PLANI ÖRNEĞİ
Okul Deneyimi I, II ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersilerinin Önemi ve Fakültede İşlenen Konular-Yapılan Etkinlikler
Okul Deneyimi II Dersinde Fakultede Yapılan Çalışmalar
2005 Yılında Okul Deneyimi II Dersine Ait Okul Vakaları Etkinliği
KAYNAKÇA
Aşağıdaki Notlar Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ 2003-2010 Okul Deneyimi I, Okul Deneyimi II ve Öğretmenlik Uygulamaları Derslerinde Van'daki;Atatürk Lisesi, Cumhuriyet Lisesi, Abdurrahman Gazi Lisesi, Kazım Karabekir Lisesi, Selahaddini Eyyubi Lisesi ve Milli Piyango Anadolu Lisesinde Edindiği Gözlemlerinin Sonucudur;
Okul Deneyimi Dersinde;
1-Okuldaki Mekanlar: Derslik, Tatbik/Uygulayış ve Etkinlik Sınıfı, laboratuvar, Öğretmenler Odası, Okul Bahçesi, Müdür Odası… Vb
2-Okuldaki Araçlar: Ders Programları, Günlük-Haftalık-Aylık ve Yıllık Ders Planları, Yönetmenlikler… Vb
3-Okuldaki Kişilikler: Müdür, Müdür Yardımcıları, Öğretmenler, HÂdeme, Öğrenciler, Sekreterler… Vb
4-Okuldaki Eylemler: Derslerin İşlenmesi, Okul İçi Temizlikler, İletişimler, Bahçe ve Çevre Bakımı, Ders Başlaması, Ders Arası ve Ders Bitimindeki Eylemler, Hafta Sonu ve Başlangıcı Eylemleri… Vb
5-Okuldaki Kişilerin Uyması Gereken Okul İçi Kurallar.
Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci Çıkarsamalarının Gruplandırılması
1-Olumlu(+ ): Öğrencinin olumlu bulduğu(benimsediği) ve tasdik ettiği şeylerdir.
2-Olumsuz(-): Öğrencinin olumsuz bulduğu(benimsemediği) ve tasdik etmediği şeylerdir.
3-Nötr(0): Öğrencinin olumlu ya da olumsuz olduğuna karar vermediği(kararsız olduğu) şeylerdir.
4-Çıkmazı(?): Öğrencinin aşılmaz, içinde çıkılmaz olduğuna karar verdiği şeylerdir.
5-Keşif(*); Öğrencinin kendince bulduğu, keşfettiği ya da önerdiği(özgün çözümleri) şeylerdir.
6-Diğerleri… Vb
Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci/Öğrenici; Yukarıda Kabaca 5 Kategoride İfade Edilen Okul İçi Mekanlar, Araçlar, Kişilikler, Eylemler ve Kurallar Hakkındaki:Gözlem, İzlenim, Deneyim, Kazanımlarla İlgili Çıkarsamalarını; Olumlu(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb şekilde rapor ederek Okul Deneyimi Gözlem Notlarını (Raporunu) Hazırlamalıdır.
-Stajyer(Öğretmen Adayı) öğrenci her iş günü düzgün tuttuğu gözlem notlarını bir dosyada biriktirerek dönem sonunda genel bir rapor halinde danışman ve rehber üniversite öğretim üyesine sınıf huzurunda sunmalıdır.
-Sınıfça; Olumlu(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb çözüm ve öneriler geliştirilir.
- Her öğrencinin okul deneyimleri hayatla güncellenir ve pekiştirilir.
Okul Deneyimi Dersinin Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenciye Verilmesinin Temel Amacı Neler Olmalıdır?
1-Öğretmen, Okul Öncesi-İlk-Orta-Yüksek Okul-Fakülte-Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci, Sınıf Başkanı, Müdür, Okul İdarecisi, Müstahdem, HÂdeme,… Vb Okuldaki Kişilikler Kimdir?
2-Öğretmenlik, Öğrencilik, Müdürlük, İdarecilik… Vb Okuldaki Kişilik Sorumlulukları Nedir?
3-Derslik, Okul, Sınıf, Öğretmenler Odası, Okul Kantini… Vb Okuldaki Mekanlar Nedir?
4-Disiplin, Peygamber Ahlakı, Kavim Ahlakı, Diğer Ahlak Tipleri, Yönetmenlik, Yasa… Vb Kurallar Sistemi Nedir? Neden ve Hangi Koşullarda Tümünün ve/veya Hangilerinin Bilinmesi ve Hangisinin/lerin Kurallarına Niçin Uyulması Gereklidir?
5-Ders, Ders Kitabı, Günlük-Aylık-Yıllık Plan… Vb Öğretim Araçları Nedir?
6-Ders İşlemek, Tatbik/Uygulayış, Etkinlik… Vb Öğretim Eylemleri Nedir?
.
.
.
Okul Deneyimi Dersinde; yukarıdaki sorulara doğru yanıtları yaşayarak ve deneyim kazanarak hayata uygulanabilir seviyede öğrenim/öğrenme eyleminin stajyer(öğretmen adayı) öğrencide gerçekleşmesi halinde amaca ulaşmış olur.
Öğretmenlik Uygulamaları Dersinde;
1-Stajyer (Öğretmen Adayı) Öğrenci Beraber Çalıştığı Rehber Öğretmenlerin Günlük Çalış Döngüsündeki Davranış ve Eylemleri Gözlemleyerek, Yerine Göre Taklit Erdek Okula Uyum Sağlamaya, Çözüm Üretmeğe ve Verimli Olmaya Çalışır.
2-Stajyer (Öğretmen Adayı) Öğrenci Ders Vermekle Görevlendirildiği Öğrencilerin Günlük Çalış Döngüsündeki Davranış ve Eylemlerini Gözlemleyerek, Yerine Göre Rehber Öğretmenlerini Taklit Erdek Okula Uyum Sağlamaya, Çözüm Üretmeğe ve Verimli Olmaya Çalışır.
3- Stajyer (Öğretmen Adayı);Rehber Öğretmenlerin Sınıf Yönetimi Esnasındaki Davranışları;Sınıfa ve Derse hâkimiyetlerini Dikkatle Gözler ve Kısa Notlar Alır.
4-Rehber Öğretmenlerin Giyim Şekilleri, Peygamber Ahlaklı Davranmaları (Peygamber Ahlaklı Olmaları), Öğrencilerin Özgünlüklerini Doğru Tanımaları, Öğrencilere Doğru Empati (Anlamlandırış/Anlam Veriş) Duymalar(Duygudaş Olmaları), Üslupları, Öğrencilere Tepkileri... Vb Her Şeyleri İle Öğrenciler İçin Birer Örnek Model Olmaları Gerektiğinin Bilincinde Gözlemler Yaparak Kısa Notlar Alır.
5-Stajyer (Öğretmen Adayı);Öğretmenlerin Bilgili Oluşları, Dersi İşleyiş Şekilleri, Sınıfa Güven Vermeleri, Sınıfı Verdiği Dersin Önemine İnandırmaları… Vb Açıdan Davranışlarını ve Tepkilerini Dikkatle Gözler ve Kısa Notlar Alır.
6-Diğerleri
Stajyer (Öğretmen Adayaı) Öğrenci Çıkarsamalarının Gruplandırılması
1-Olumlu(+ ): Öğrencinin olumlu bulduğu ve tasdik ettiği şeylerdir.
2-Olumsuz(-): Öğrencinin olumsuz bulduğu ve tasdik etmediği şeylerdir.
3-Nötr(0): Öğrencinin olumlu ya da olumsuz olduğuna karar vermediği şeylerdir.
4-Çıkmazı(?): Öğrencinin aşılmaz, içinde çıkılmaz olduğuna karar verdiği şeylerdir.
5-Keşif(*); Öğrencinin kendince bulduğu, keşfettiği ya da önerdiği şeylerdir.
6-Diğerleri… Vb
Stajyer Öğrenci/Öğrenici; Yukarıda Kabaca 5 Kategoride İfade Edilen;Öğretmen ve Sınıf Öğrencilerin Davranışları Hakkındaki:Gözlem, İzlenim, Deneyim, Kazanımlarla İlgili Çıkarsamalarını; Olumlu(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb şekilde rapor ederek Öğretmenlik Uygulamaları Gözlem Notlarını (Raporunu) Hazırlamalıdır.
-Stajyer(Öğretmen Adayı) öğrenci her iş günü düzgün tuttuğu gözlem notlarını bir dosyada biriktirerek dönem sonunda genel bir rapor halinde danışman ve rehber üniversite öğretim üyesine sınıf huzurunda sunmalıdır.
-Sınıfça; Olumlu(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb çözüm ve öneriler geliştirilir.
Öğretmenlik Uygulamaları Dersinin Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenciye Verilmesinin Temel Amacı Neler Olmalıdır?
1-Rehber Öğretmenler Sınıfta Dersleri Nasıl İşler? Nelere Dikkat Ederler?
2-Rehber Öğretmenler Ders Aralarında Neler Yaparlar?
3-Rehber Öğretmenler Okuldaki;Öğrencilerle, Sınıf Başkanı, Müdür, Okul İdarecisi, Müstahdem, HÂdeme… Vb Okuldaki Diğer Kişiliklerle İlişkileri Nasıldır?
4-Derslerinde Görev Aldığı Sınıf Öğrencileri Sınfta ve Okul İçinde;Kendisine ve Okuldaki Diğer Kişiliklere Nasıl Davranırlar?
5-Derslerinde Görev Aldığı Sınıf Öğrencileri Ders Aralarında Neler Yaparlar?
.
.
:
vb
Öğretmenlik Uygulamaları Dersinde;yukarıdaki öğretmen merkezli sorulara doğru yanıtları yaşayarak ve deneyim kazanarak hayata uygulanabilir seviyede öğrenim/öğrenme eyleminin stajyer(öğretmen adayı) öğrencide gerçekleşmesi halinde amaca ulaşmış olur.
Özel Not;
1-Danışman Öğretim Üyesi;Haftanın Belli Günleri İlgili Okullara Giderek Öğrenci Rehber Öğretmenleriyle Görüşür ve Onların Hakkında Bilgi Alış Verişinde Bulunur ve Yıl Sonu Öğrenci Raporu İçin Özel Notlar Tutar.
2-Öğrencilerin Tuttuğu Gözlem Notları ve Raporlarından Kişi İsim ve Adresleri Verilmeden Tutulmalıdır. Öğrencilerin Neden Bu Raporları Hazırlayışının Amacı Rehber Öğretmen, İdarecilere Açık ve Net İzah Edilmelidir. Amaç onları ihbar ve denetleme değil öğretmen adayanın okuldaki mekanları, kişililikleri, eylemleri, araçları, kuralları… Vb doğru tanıma ve bunların hepsine doğru uyum için;özgün fıtratı, kültürel ve inanç yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları içinde ilişkisel konumlandırmasıdır.
3-Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenciler;Tuttuğu Gözlem Raporlarında(Notlarında);Özellikle Gözlem, İzlenim, Deneyim, Kazanımlarla İlgili Çıkarsamalarını; Olumlu(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb vardığı yargıları; özgün fıtratı farzları, dini ve kültürel yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ve mantık süzgecinden geçirerek kendisini ne kadar değiştirebileceğini kavraması ve net bilmesi çok önemlidir.
-Bunu kavramak amacıyla görevlendirildiği ya da ödev olarak sunduğu deneme dersleri uygulamalarında öğrendiklerini hayata güncelleyerek uygulamada sıkıntı çektiği konularda rehber öğretim üyesi, arkadaşları, rehber öğretmenleri, gerekirse uzman eğitimcilerden yardım almalıdır.
-Her Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci/Öğrenici; Dönem Sonunda, Gözlem Raporların Aslını Rehber Öğretim Üyesine Teslim Eder.
4-Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci/Öğrenici;Dönem Sonunda, Rehber Öğretim Üyesi ve Sınıftaki arkadaşları Gözetiminde Ödev Dersini Sunarken;Her Öğrenci Dersi Sunan Arkadaşının Dönem Boyunca;Olumlu
(+ ), Olumsuz(-), Nötr(0), Çıkmazı(?), Keşif(*)… Vb davranışları, sunduğu ders hakkındaki eksikleri… Vb hakkındaki görüşlerini birer kişisel rapor olarak rehber öğretim üyesine sunarlar.
-Rehber Öğretim Üyesi kendi raporunu bu raporlara ilave ederek bir fotokopisini öğrenciye sunar. Daha sonra öğrenci bu raporları inceler ve vardığı sonuçları isteği üzerine ya sınıfla veya sadece rehber öğretim üyesiyle tartışır istendik yargılara ve çözümlere varılır.
-Alınan öğrenci gözlem ve sınıf raporlarının aslı fakülte resmi arşivine kaldırılır.
Çıkarsayış/Çıkarsama: Stajyer(Öğretmen Adayı) Öğrenci/Öğrenici; Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersinde, Edindiği bilgileri zihninde ve tatbik/uygulayış alanında doğru konumlandırmada sıkıntı çektiği her şeyde üniversitedeki danışman öğretim üyesi nezaretinde veya bilgisi dâhilinde; üniversitedeki, Okul Deneyimi ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersinde, arkadaşlarıyla sınıfça, gerekirse, uzman eğitmenlerden yardım alarak ikna olana dek tartışıp sorunun çözümünü doğru yerine oturtmalıdır.
-Öğrenci/Öğrenici;tezsiz yüksek lisans eğitimi-öğretimi sürecine okullardaki gözlemlerini, eylemlerini, edindiği diğer bilgileri özümser ya da benimserken;istendik(pozitif), istenmedik (negatif), dengedeki(nötr), geçişken, hercai ve buluş niteliğindeki tüm yargılarını yapısal ve mantıksal bir süzgeçten geçirerek özgün öğretmen kişiliğini ortaya çıkarmış olur.
-Bu noktadan hareketle üniversitedeki danışman öğretim üyesinin her öğrenci hakkındaki gözlem raporları ve öğrencinin üniversite öğretim üyesi ve sınıftaki arkadaşları huzurunda sunduğu ders ve tüm tezsiz yüksek lisans sürecindeki davranışları dikkate alınarak sınıftaki her arkadaşı ve ders hocası tarafında hazırlanmış yapıcı, eksiğini bilme-tamamlama, yetersizlikler, yeterlikleri ve mükemmellikleri peygamber ahlakı çerçevesi ve adabı içinde kendisine bir rapor halinde sunulur. Bu raporların aslı fakülte arşivinde tutulur.
Derse Devamın Gerekliliği, Mesleğini Kusursuz ve Rahmani Beceriyle Uygulayışın Önemi; Derse niçin devam etmeliyiz? Neden her derse devam zorunluluğu olmamalı? Hangi derse en az kaç saat devam edilmelidir? Ör. Hukuk Fakültesi ve Tıp Fakültesinde derse devam zorunluluğunun yüzdelerinin aynı olamayacağını düşünün. Derse devam eden öğrenci ne anlam taşır ve bize neyi ifade eder?
-Var olan uygulamalarda Teorik derslerde %70 uygulamalarda %80 devam zorunluluğu vardır.
1-Derse devam öğrencide işini ve görevini yapabilme alışkanlıklarını geliştirir.
2-Öğrencide ders akışını, iş hayatı/yaşamın güncelliğini ve değişimin önemini takip ediş alışkanlığı ve alışık tepkileri (refleksleri) geliştirir.
3-Öğrencinin ne kadar sorumluluk taşıdığının belirteçlerinden ya da göstergelerindendir
4-Mezun olduktan sonra mezuniyet not dizgesi (transkriptle/diplomasıyla) ya da mezuniyet belgesi ile beraber öğrencinin her derse kaç saat devem ettiği, özürlü-özürsüz kaç saat devam etmediği ve kaç saat rapor aldığı belirtilmelidir. Varsa ikinci iş ve özel haller belirtilmelidir.
5-Özürlü ve özürsüz devam durumu öğretmen atamalarında, işe alımlarda başvurulan ya da dikkate alınan belgelerden biri olmalıdır.
6-Devamsızlık sınırının üstünde derse devam ettiği belli saat karşılığında öğrenciye sorumluluk taşıması nedeniyle puan verilmelidir. Devamsızlık hakkını sınırda kullanan öğrenciye derse devam puanı verilmemeli 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.
7-Öğrencinin dersi dinleme ve tartışmalara katılması bedelinde 5-10 kanaat puanı verilmeli, bu eylemlere katılmayan öğrenciye sınavda 100 üzerinde aldığı not ya da puanı baz alınmalı.
Öneri;
- Öğrencinin devamsızlık hakkını tek havuzda toplayarak (16 haftada/20 gün) bir dersten diğerine aktarabilmelidir. Yani devamsızlık hakkını toplu olarak dersler arasında aktararak kullanabilmeli.
- Kız öğrencilerin ayda bir ya da iki gün (istediği günler) özel halleri nedeniyle derse gelmedikleri halde derse geldi gösterilmelidir.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmamalı, ancak özürlü, özürsüz ve özel hallerdeki devamsızlıklar mezuniyet belgesi ve diplomasına işlenmeli, tatbik/uygulayış ve etkinliklere belli bir oran verilmelidir.
- Belki de devam zorunluluğu oranı her derse özgü olmalıdır.
- Belki de bazı derslerde devam zorunluluğu olmalı bazı derslerde olmamalıdır.
- Belki de öğretmenin tercihine bırakılmalıdır.
- Bu olasılıklar uzman heyetlerce tartışılmalı gerekçeleriyle yeddi yeminle rapor edilerek uygulamaya konulmalıdır. Gerekirse uygulamalardan sonra gerekçeli raporla ve yeddi yeminle değiştirilmelidir.
- Bu şekilde öğrencinin fıtratı, ahlaki ve sorumluluk taşıma/taşıyış oranları hakkında bilgi edinilmiş olur.
Neden Ahlak ve Meslek Kanadı Birbirini Tamamlar? Neden mesleğimizi ve insancıl ahlakın her ikisini de öğretmek, öğrenmek, bilmek ve doğru uygulamak farzdır? Birinci ikinci ve üçüncü dünya savaşlarıyla bu sorunun ilişkisini izah ediniz. İnsanın bir kanadı meleği/ruh, akıl ve insani vicdanı, bir kanadı hayvanidir/nefis, zekâ ve hayvani vicdandır. Niçin İnsanın Meleği Kanadı (Meleği Akıl, Peygamberi Ruh, Peygamberi Vicdan ve İnsancıl Ahlak Kanadı) ve Hayvani Kanadıyla (zekâ , Nefis, Vahşi Vicdan ve Hayvani Ahlak Kanadı) Her Zaman Rahmani/İnsancıl Adreslerde Bulunuşu Alışık Tepki Haline Getirişi Farzdır? Niçin Derslerinize Çok İyi Çalışmalısınız ve Mesleğinizin Piri Uygulayıcısı Olmalısınız? Niçin Mesleğinin Piri Olan Bir İnsan Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur? Niçin Bir İnsan Peygamber Ahlaklıda Olsa, Mesleğinin Piri Değilse Yaratıklara Yararlı Olamaz Tam Tersine Zararlı Olur?
- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip değilse Rahmani/İnsancıl ahlaklıda olsa hiç şüphesiz ki hastalarını eksik ve sakat tedavi edecektir.
- Bir doktor düşünün mesleğin de yeterince bilgi, beceri, uygulayış ve kendini (toplumsal ilişki, bilgi, beceri ve uygulayışlarını) güncelleyiş marifetlerine sahip ancak yeterince Rahmani/ insancıl ahlaka sahip değilse hiç şüphesiz ki hastalarına ve insanlığa icabeti liyakatli olmayacaktır. Kişisel egoları ve nefsi için emeğini ve hünerlerini insancıl değerlendiremeyecek ya da kullanmayacaktır. Örneğin, Kapitalist bir düşünce işletim sistemine sahipse parayı veren düdüğünü çalacaktır. Kısaca para için, ceddi için, keyfi için, ırkı için, parti için, örgüt için… Vb nedenle nefsi egolarına (keyfi ve/veya hayvani ya da şeytani istemlerine) dayalı kendini değerlendirecektir. Bu mantığı; zihninizde ve hayatınızdaki tüm meslek ve sanat dallarına güncelleyerek yaşantınızdaki uygulayışlarla mukayeseyi ya da karşılaştırışı muhakeme ediniz.
- Bu iki koşuldan hareketle siz gençler ve öğrenciler mesleğinizin öğrenim ve eğitimin başlangıç aşamasında iken; neden mesleğinizde yeterince bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş marifetine ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip bilincinin farkındalığını kavrayışına; inanış ve iman edişinde oluşunuz çok önemlidir.
- Mesleğinde kusursuz bilgi, beceri, uygulayış, kendini güncelleyiş ve Rahmani/İnsancıl ahlaka sahip oluş sizin emek ve kazanç atınızdır. “Emek ve Kazanç Atınızın” edepsiz, terbiyesiz, vahşi, hayvani, şeytani ve sakat oluşu bir gün sizi maddi ve manevi perişan edeceğinden emin olunuz!!!
Öğretim, Öğrenim ve Eğitimi tanımlayınız, Süreçlerini ve Programlarını Tarif Ediniz? Örneğin, Öğretim Süreci ve Öğretilen Şeyin Önemi ve Gerekliliği Bilinci, Hayata Doğru, Liyakatli ve Rahmani/İnsancıl Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış;
Öğretim; Hedef kitleye bilgiyi aktarmak için yapılan her şeye öğretim deriz. Örneğin, Öğretmenin sınıftaki tüm davranış ve söylemleri öğretimle ilgilidir. Bir kavramı, konuyu, dersi… Vb her şeyi hedef kitleye öğretmek için gösterilen davranış, gayret ve öğretilen her şey öğretimdir.
Öğretim Süreci; Hedef kitleye öğretim için sunulan her şey ve geçen zamanın toplamını ifade eder. Öğretim için öğretilen her şey + geçen zaman=Öğretim süreci.
Öğretim Programı; Öğretimi gerçekleştirmek için öğreten tarafından hazırlanan programdır.
Öğrenim; Öğretimle bilgi sunulan hedef kitlenin öğrenmek için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyi öğrenimi ifade eder. Örneğin, Öğrencinin öğrenmek amaçlı sınıftaki tüm davranış, tepki ve söylemleri öğrenimle ilgilidir.
Öğrenim Süreci; Hedef kitlenin öğrenim için gösterdiği gayret ve tepkileri ya da her şeyin toplamı ve geçen zaman Öğrenim Sürecini ifade eder.
Öğrenim Programı; Hedef kitle ve öğrencileri derse hazır bulunduruş için hazırlanan programdır.
Öğrenme; Öğretim ve Öğrenimle hedef kitle de oluşan bilinçsel değişimlerin toplamı öğrenmeyi ifade eder.
Öğrenme Süreci; Öğretim ve Öğrenim Süreçlerin toplamı öğrenme sürecini ifade eder.
Eğitim; Öğrenilen şeylerin hayata uygulayışta refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline gelişidir.
Eğitim Süreci; Eğitimin geçekleşmesi için geçen tüm süreçlerin toplamını ifade eder.
Eğitim Programı; Eğitimi hedef kitlede gerçekleştirmek için hazırlanan programdır.
Örneğin, çocuğa elini yıkamayı öğretiriz, elini yıkamayı öğrenmiştir. Aklına bazen geldikçe ellerini yıkıyorsa öğrenme gerçekleşmiş eğitim gerçekleşmemiştir. Tekrar edilen uygulamalarla ellerini yıkamayı inandırmak, İman ettirmek ve refleks haline(alışkanlık/alışık tepki haline) getirilmişse eğitilmiş kabul edilir. Buda yetmez çünkü eğitim hedefine ulaşmamıştır. Eğer çocuk ellerini suyu israf etmeden ya da israf haramdır bilinciyle yıkıyor ve doğru kullanıyorsa eğitim hedefine ulaşmıştır. Bu örnek banyo yapması konusunda eğitilmiş bir kişinin suyu israf ederek banyo yapışı eğitimin hedefine ulaşmadığı anlamına gelir.
Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Eğitimle refleks (alışkanlık/alışık tepki) haline getirilen davranışların Rahmani/insancıl ahlakla hayata uygulanışıdır. Öğretilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğretilen şeyin hayata doğru, liyakatli, peygamberi, Rahmani ve insancıl ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince verilmişse öğretim tamamlanmıştır.
Ola ki bu günkü dünya eğitim sistemlerinin en büyük eksiği budur. Yani insanların insancıl ahlaklı eğitilemeyişidir. Örneğin, dünyanın gelişmiş ülkeleri bilim ve teknoloji eğitimi açısından çok iyi gelişmişlerdir. Ancak bilim ve teknoloji insancıl ve Rahmani amaç ve adreslerde değil sadece ulusal çıkarları için kullanılmaktadır.
Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Bunun tam tersi, Şeytani, deccalı, kötü, nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
Pekiştireç;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.
Öğrenilen Şeyin Hayata Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış; Öğrenilen şeyle ilgili tüm olanaklar kullanılarak, öğrenilen şeyin hayata doğru, liyakatli ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel örnekleri ve uygulamaları yeterince öğrenilmişse ya da öğretilen şey hayata uygulanabilir seviyede öğrenilmişse öğrenim tamamlanmıştır.
Ör. Ellerimizi gerekli zaman ve koşullarda doğru yıkayışı öğrenmenin önemine inanarak hayata uyguladığımız zaman öğrenim/öğrenme gerçekleşmiştir. Eğer bu öğrenim/öğrenme alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmemişse eğitim gerçekleşmemiş sayılır. Eğer bu öğrenim/öğrenme alışık tepki (refleks) ve alışkanlık sorumluluğu ile pekişmişse eğitim gerçekleşmiş sayılır. Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde; bir kavramın ve/veya bilginin zihindeki karşılığı; fert ve/veya toplumun hayat döngüsünde (dinamik hayatında) hayata güncellenerek uygulanabilir konumda değilse kavram, düşünce yanılgısı ve eksikliğine neden olabilir. Düşünce ve Kavram, atasözü, vecize ve cümle yanılgısı olmayan yegâne kitap Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabıdır. Buna dayanarak (Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Kitabı) bu yargıya varılmıştır.
Eğitim Süreci ve Eğitilen Şeyin Yaşantıya Doğru, Liyakatli ve Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) Ahlaklı Uygulanışıyla İlişkisel Tamamlanış (Meteoroloji tahmin mantığı ile bilimsel değişkenleri, kanunları, değişmezleri ve sabiteleri kullanarak geleceği kısmen görmek mümkündür/tefekkür, düşünsel kurgu ve deneyler); Öğretim ve Öğrenimle verilen ya da öğretilen/öğrenilen şeyin hayata uygulanışı geçerli gerekçesiyle ve bilinciyle kavranarak alışık tepki (refleks), alışkanlık haline gelmişse/getirilmişse ve hayata doğru güncelleniyorsa eğitimi tamamlanmış anlamına gelir.
Ör.Ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi temiz su ve sabunla yıkayışı alışkanlık ya da alışık tepki haline getirmişsek doğru el yıkama eğitimi
hedefine ulaşılmış ya da eğitilmiş sayılırız. Ancak peygamber ahlakıyla ilişkisel eğitim tamamlanmamıştır. Bunlara ilave olarak ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini ya da gerekli olduğu zamanda taharet yerlerimizi ifrat ve tefrit derecesin de yıkayışın kişiye ve çevresine; israfın, zararın ve haramın bilinci konusunda da eğitimimiz gereklidir. Yani ellerimizi fazla su ve sabunla yıkamak, gerekmediği halde aşırı su ile sık sık ellerimizi yıkamak, fazla su ile abdest almak, kirli su ile ellerimizi yıkamak ya da ellerimizi gerektiği koşullarda yıkamamanın sonuçları, zararları uygulamalı örneklerle öğrenip istendik alışık tepkilerimiz ya da alışkanlıklarımız gelişmişse öğrendiğimiz "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri eğitimi peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel hedefi tamamlanmış demektir. Bu "ellerimizi, yüzümüzü, ağzımızın içini yıkayış" eylemleri mantığının peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel aşamalarının; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle sunulan her bilgi birimi için uygulanarak verilmelidir. Yani öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin her aşamasında sunulan her bilgi biriminin Rahmani (peygamber ahlaklı) uygulanışı ve tersi (insani/hüsranı, cahili, vahşi, hayvani, şeytani ... Vb) durumların sonuçları açık ve net bir şekilde bir ara da örnekleri ile uygulamalı öğrenciye verilmelidir.
Önemli Not; Öğretim, öğrenim ve eğitimle sunulan her şey yukarıdaki 3 kategorideki (Rahmani, Şeytani ve Vahşi İnsani/Günümüz eğitimi veya diğer) mantıki çerçevesinde ki kurallara dayalı verilmesi insanlığın basireti açık geleceği için çok önemlidir.
Pekiştireç I;
-Ellerimizi hangi koşullar da neden, niçin, nasıl ve ne kadar su ile yıkamalıyız?
Sorusunun yanıtını gerekçeleriyle ve uygulamalarıyla çocuklara öğretirken öğretilen ve öğrenilen tüm uygulayışları zihinsel olarak tefekkür ediniz. Tefekkürünüzü yukarıdaki öğretim, öğrenim, öğrenme, eğitim ve eğitimin hedefiyle ilgili verilen disipline bilgilerle ilişkisel gruplandırınız.
Çocuk elini yıkayışı gerekçesiyle öğrendiği halde alışık tepki halini geliştirmemişse öğrenme tamamlanmış ama eğitim tamamlanmamış kabul edilmelidir.
Çocuk elini yıkaması gerektiğini gerekçeyle birlikte peygamberi bir ahlakla hayata uygulayıp güncellemeyi alışık tepki haline getirmişse eğitimin hedefine ulaşılmış sayılır.
Ders Çıkarış; Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde en az öğretmek kadar öğrendiklerini İnsancıl, Rahmani ve Peygamberi ahlakla uygulamanın önemi tartışmasızdır. Şu ana kadar bilimsel ve deneyimsel öğretilen ve üretilen: bilim, bilgi, teknoloji... Vb şeylerin; vahşi, yanlış, kasti ve kötüye kullanılışın ya da peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakla ilişkisel yapılmayan öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimin sonucunu insanlık dünyası çok ağır bedelleri ödemeye gebedir. O zaman öğretim öğrenim ve eğitimle hedef kitleye kavratılan her şeyin hayata; Rahmani, insancıl, peygamberi, doğru, meleği, kötü, yanlış, eksik, vahşi/doğal, şeytani, iblisi, doğal insani(hüsranı) ve cahili (çocuksu) kullanılışına veya uygulanışına karşı tepkilerin, sonuçların bir arada gerekçeleriyle uygulamalı verilmesi (öğretilmesi öğrenilmesi ve eğitilmesi gereklidir) gerekir. Bu nedenle, insanlığın 21.YY'DA;"VETO İMPARATOLUĞUNUN" Ürünü olan 19. ve 20. YY'LIN hiç bir şeyine teslim olmadan ve sorumluluğunu üstlenmeden/kabul etmeden önce 21.YY'DA; 19. ve 20. YY'LIN her şeyini gerekçeli kefenleyip kabrine defnetmeyi (ya da ola ki; bu iki asrın her şeyini gerekçeli kefenleyip 21. YY da kabre gömülüşü ve/veya nezarete alınışını müteakiben alternatif istendik (hayırlı) İbrahim'i insan ve kavimlerin yaradılışını Allah (C.C)'HUNDAN dileniş elzemdir.) her yıl kıyamete kadar belli zamanlarda anılıp unutulmamalıdır. İnsanlık yaratılalı beri hiç bu kadar; üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenine ve çevresine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve doğal gaz kaynaklarını yani üzerinde yaşadığı dünyanın doğal bedenini eritip gaza çevirip ve insanların toplumsal ilişkilerini kötüye kullanarak; doğayı ve doğal koşulları (hava basılan dünya bedeni depremleri tetikler, fosil ürün gazı basılan dünya seması küresel ısınma, aşırı dengesiz ani yağışları ve selleri tetikler) insanlığın üzerine kışkırtacak ya da tahrik edecek kadar hoyratça ve bedbahtça kullanarak aşağılık cahil (çocuksu) ve/veya belki de kahpe durumuna düşmemiştir. Kaldı ki İnsanlık; 19. ve 20.YY'DA bitkiler kadar bile insanlık ömrünün (insan türünün) sonuna kadar bitmeyen güneş, dalga, rüzgâr, su, çekim… Vb enerji kaynaklarından yararlanmaya teknolojisini yönlendirmeme ya da geliştirmeme bedbahtlığında bulunmuştur. Belki de bu duruma bir daha düşmemek için gerekçesiyle "19. ve 20. YY'LIN ve Öncesi Benzeri Cehaleti ve/veya Vahşilikleri" başlığı altında kıyamete kadar bir ders verilmelidir.
-Kısaca;19. Ve 20. YY'IN teknolojisinin şeytani, cahili ve Doğal hayvani ahlaka dayalı kötüye kullanan bazı dünya devletleri; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emerek, eriterek; depremlere, küresel ısınmaya neden oluşunu I. II. ve III. Dünya savaşlarının cehaleti, teknolojik vahşeti ve bedbahtlığı örnekleriyle sonuçları kavratılmalı. Aynı teknolojiyle dünyanın enerji gereksinimini karşılamak için; dünyanın doğal bedenine ait fosil; katı maden yataklarını, sıvısını (petrol ve doğal su kaynaklarını) ve gazını emmeden, I. II. Ve III. dünya savaşlarını yapmadan dünyanın enerji gereksinimi için var olan teknolojik çalışmaların ve güçlerin kıblesini; güneş, dalga, rüzgâr, su, hareket, biyo… Vb enerji kaynaklarına çevirmek yeterlidir. Bundaki amaç, kendini-çevresini doğru tanıyıp-doğru değerlendirip doğru konumlandırmak, insani sıfatlarını doğru, liyakatli ve dürüst kullanmaya haklı olarak inandırılmalıdır. Bu amaca yönelik bilimsel çalışmalar yapılmalı, dersler açılmalı ve ders kitapları yazılmalıdır.
-Nefsi cet, soy, ırk, kavim ya da insani kardeşliğinin savunucuları; cet kuyusundaki Nemrutları, Atilla'i, Cengiz Hanları, Karunları, Firavunları, Çinleri, Hitleri… Vb peygamber ahlakı düşmanları, katilleri, canileri ve kahpeleri etkisiz ya da razı edemez. Akli olan peygamber kardeşliği bu tipleri hemen deşifre eden ve eleyen ilahi/peygamberi ve toplumsal kuralların oto kontrolündedir. Aslında insanlığın yaşamsal döngüleri, yönetim ve eğitim sistemleri Hz. Musa ve Hz. Harun gibi peygamber kardeşliğine dayalı lokomotif ve vagon çekiş omurgasına göre olmalı cet kardeşlikleri istenen özgün veya ortak vagonda yaşatılabilir/yaşayabilir. Peygamber kardeşliğinin lokomotifinin direksiyonunda her zaman peygamberi insan vardır. Hedefi ve sonuçları bellidir. Cet ve insan kardeşliği lokomotifinin direksiyonuna Habil ile Kabil misali bazen iyi insanlar bazen de cet kuyusundaki Nemrutlar, Atilla'i, Cengiz Hanlar, Firavunlar, Çinler, Hitler, Karunlar, Lutiler, Semudiler… Vb peygamber ahlakı düşmanları ya da hastaları geçince insanlığın geleceği tehlikeye ve riske girer. Onun için cet kardeşliğinde hedef; evrimseldir, nefsidir, doğal ya da doğaldır, ender olarak peygamberidir. Hatta bu peygamber ahlakı düşmanlarının heykelleri her ülkeye dikilmeli yaptıkları; canilik, zülüm, içtikleri insan kanı, sapıklıkları, 19. Ve 20. YY'IN cehaletiyle birlikte taşlara kazınmalı, filmleri ve ahlak dersleri hazırlanmalı kıyamete kadar her yıl anılmak üzere “İnsanlığın Cehaleti, Sapkınlığı ve Zulmü” Başlığı altında zorunlu ders olarak lise 4. Sınıfta verilmelidir. Genellikle savaşlar; ilmen, fikren ve peygamberi ahlaken kazanıldıkları zaman hak edilmiş olurlar.
Peygamberler; toprak kazanmak, devlet, millet, özgür olmak…Vb için değil; onurlu, liyakatli ve gerekli insani; eğitimsel, düşünsel, inançsal ve yaşamsal döngülerin; ilmi, fikri, vicdani, irfanı, imanı ve fiili nefsi müdafaa için savaşmışlardır.
-Bilerek ya da bilmeden düşünsel işletim sistemini; düz, çukur ve tümsek aynalar mantığıyla amacına uygun değerlendiren bir insanın amaçlı mantıki kurgusu gibi kendi hayat enerjisine (yaşam döngüsü enerjisine) yaratıkları, olguları, eylemleri, süreçleri… Vb aynalaştırarak ya da putlaştırarak (ilahlaştırarak) kafasına, nefsine, ceddine, zevklerine ve tiryakiliklerine uyumlu ya da köle direkt veya dolaylı ilah arayanlarla gerçekleri öğrenim/öğrenme pahasına tüm namuslu (namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb Rahmani ve/veya şeytani insanlarla; namuslu, dürüst, vicdanlı... Vb kara cahil , kasti cahil ve/veya çocuksu cahil insanlar karıştırılmamalıdır) ve şerefli sıkıntıları göze alıp Allah (C.C) ilahi/peygamberi kurallarına tam teslimiyeti denemekten veya yapısı (fıtratı) oranında kabullenmekten gocunmayan ve korkmayan iki insan arasındaki tercih farkları ve geçişkenliklerin (ikisi arasındaki tercih derece ve çeşitlerinin) tüm insan toplumundaki hemen tüm inançsal tercihleri kapsadığına dikkat ederek ya da farkındalığını kavrayıp hayata; bedensel, düşünsel ve deneyimsel; uygulayarak, konumlayarak ve konumlandırarak; insanların, cahili, kasti, nefsi, alimi ve ilahi/peygamberi mantık sistemlerine dayalı tüm tercihlerin 3 konumdaki disiplinini bir arada anlamaya çalışın.
Pekiştireç II;
Kavramı doğru bilmek, doğru algılamak ama uygulamasını yanlış yapmak ne demektir?
Kavramları hayata doğru uygulayış ne demektir? Kavramları hayata yanlış uygulamanın zararları nelerdir? Örneğin vatanı, toprağı sevmek, hoşlanmak, önemine inanmakla, vatanına sadık olmayı ilişkilendirin. Örneğin bir köpeği yatak odasına kadar sevgi, saygı, ilgi, göstermekle bir insana aynı şeyi yapmanın farkındalığını kavrayın. -Evini, arabasını,… Vb eşyayı,
-Hayvanları, bitkileri, … Vb canlı gruplarını,
-Milleti, vatanı, toplumu… Vb insani gruplarını,… Vb
1-Sevmek,
2-Hoşlanmak
3-Önemine inanmak
4-Beğenmek, İlgi Duymak, Takdir Etmek, Merhamet etmek arasındaki yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarının özgünlüklerini, farklarını ve farkındalıklarını liyakatli anlamaya, hayata uygulamaya çalışın. Örneğin; Allah, Sevgili habibim (sevgilim) dediği ve şerefine Kâinatı yarattığını söylediği HZ. Muhammed AS’IN (peygamberinin) geçmiş ve gelecekteki her şeyini kabullenip affetmiştir. Bu mantıktan hareketle sevmek kavramının en anlamlı, ulvi ve öğreticiliğini kusursuz ifade eder. Her koşulda hedefteki yaratığın artılarının ve yeşil çizgilerinin hürmetine; değişmez günahlarına,negatiflerine, olumsuzluklarına, istenmedik tiryakiliklerine, eksilerine, kırmızı-turuncu... Vb değer yargısı çizgilerin özgünlüklerine ve aşkınlarına (ifrat ve tefritlerine) saygı çerçevesinde katlanılıyor, affediyor ve/veya hoş görülüyorsa sevgiden bahsedilebilir. Bu mükemmel örneğin mantık kurgusunu sevgi ve eğitimde tüm kavramların farkındalığını ya da kavram yanılgısının felaketini algıda değişmezlikle (herkeste aynı algıyı uyandırışla) ilişkisel anlayışa/anlamaya çalışın. Örneğin, Sadece Menfaate, Cinselliğe, Hoşlanmaya, Ailevi İstem ve İlişkilere, Beğenmeğe, Takdir Edişe, İlgi Duyuşa… Vb. birine dayalı bir evlilikle hepsini içeren “İnanç, Sevgi, Değer Yargısı Denkliği ve Hoşgörüyü Kabullenişe” dayalı evlilik arasındaki farkındalığı düşünerek “kavram yanılgısını” anlayışa ve genelleyişe çalışın. Bu mantığı zihnimizdeki bildiğiniz tüm kavramları neden tam-net bilip ve doğru uygulayışınızla, ilişkilendirin ya da güncelleyin.
-Farkındalıklarını kavradıktan sonra liyakatli eşleştirmeye çalışın
Ör. sevginin liyakati hangi yaratıkta, eşYa da, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
Ör. sevginin, hoşlanmanın, beğenmenin, ilgi duymanın ve merhametin liyakati hangi yaratıkta/larda, eşYa da/larda, canlı grubunda/larda hayat bulması veya icabet edilmesi daha liyakatlidir?
-Yukarıdaki mantıktan hareketle toplumsal bazda kullanılan hemen çoğu kavramlar, kavramisimler, isimleri noktalama işaretleri, harfler, rakamlar ve semboller... Vb bilgilerin; akli gereksinim ürünü değil de, nefsi doğal gereksinimin evrimsel ürünü olarak vahşice (doğal) kullanılmaktadır.
Örneğin, Vatan, Millet, Bayrak, Toprak, Doğa, Ölülerin… Vb tapınmaya, sevgi ve şefkate değil sadakate, dua ve liyakatli davranışa gereksinimleri vardır.
Hayvanlara sevgi ve şefkat değil merhamet ve adalet yeterlidir. Sevgi kadar değerli vakit ve enerjisini insan ve akli yaratıklara sunumu daha liyakatlidir. Toprak, vatan, bayrak sevgi ve şefkat enerjisine tepkisizdirler. Sadakat yeterlidir. Toprak, vatan, bayrak, hayvan, doğaya, bitkilerle… Vb sevgi ve şefkat enerjisine liyakatiyle tepkisizdirler ya da liyakatsiz tepkilidir. Ayna görüntüsü mantığı ile verdiğimiz enerjiyi liyakatsiz ve teslimiyetçi bize yansıtarak bizi düşünsel yanıltırlar ancak ilahi/peygamberi ve insani enerji farklı ve liyakatli hayatidir. Putlara tapanların kendilerine yansıyan enerjisi de ayna görüntüsü teslimiyetçi mantığı ile olduğu için yanıltıcı inanç tiryakiliğini insanda yaratır/mıştır. Ola ki inanç, sevgi ve sevdaya (aşka) dayalı; doğal, vahşi, eşya ve akıllı olmayan yaratık kökenli alınan pozitif enerjiler insanın düşünsel enerji sistemini doğallığa ve vahşiliğe motive edici ya da güdücüdür. Bu durum kafasına, arzuladıklarına, menfaatlerine, nefsine, ceddine, milletine ve tiryakiliklerine uyumlu ilah ve inanç arayanlar ya da gerçek inançlarını bu formatta/kılıkta/şekilde görmek-anlamak-yorumlamak-uygulamak isteyenlerle tam tersine gerçeği öğrenim/öğrenme pahasına hakkıyla sıkıntı ve güçlükleri göze alan insanlar arasındaki farkındalık ve farktır. Batıdaki insanların bilmeden ya da evlerin de, bahçelerinde zevk için besledikleri; bitki, hayvan ya da tarihi süs eşyalarının maliyetini aç ve yoksul insanlar için kullanışını düşünün. Ör. zevk için evde beslenen köpeklerle bir çoban köpeğinin işlevleri ve gördükleri ilgi arasındaki ilişkinin farkındalığını ve liyakatini bir arada düşünüp değerlendirin. Batıdaki öğretim, öğrenim ve eğitim esnasında; evde süs için beslenen canlı yaratıklar, evde zevk için bulundurulan pahalı süs ve tarihi eserlerin yüksek maliyetleri yerine güvenilir kurumlarca tanıştıkları; Afrika, Bangladeş, Hindistan… Vb yerlerde internet üzerinde görüşebilecekler gerçek yoksul kardeş bir aile edinip yardım etmenin daha insani olabileceğinin daha doğru olduğu telkin edilirse her halde sonuç bu günkünden farklı olurdu.
-Ola ki yanlış, doğal, doğal ve/veya eksik; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ürünü olan bu günkü çoğu insanlarda ki; bu istenmedik alışkanlık, tiryakilik, davranış… Vb kontrol edebilen doğru/gerçekçi öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sisteminin ürünlerine sahip insan kadar iradeli insan, tersi/leri kadar ise eksik, cahil, vahşi, doğal ve hayvani insanız anlamı çıkar. Bu çıkarsayışı günlük, haftalık, aylık ve yıllık yaşam döngülerinize güncelleyerek; siz ne kadar neyi/neleri kontrol ediyorsunuz, iradenizi kontrol edenleri istişare ederek hakkınızda bazı iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varınız. Bu iradi yargılara ve önlemlere/tedbirlere varmadan önce; yalan, iftira, şer, domuz etini yiyiş, şovenistlik, Siyonistlik, radikaller, milliyetçiler, yenilikçiler, cahiller, cahillik, hastalık, virüs, kötü davranış… Vb istenmedik, davranış, yaratık, eylem, bilgi… Vb
A-Bu istenmedik ya da istenmedikler niye vardır?
B-Bu istenmedik ya da istenmediklerin mutlak gerekli olduğu yer/yerler neresi/nerelerdir?
C-Bu istenmedik ya da istenmedikler hiç olmazsa hayat döngüsünde ne/ler eksilir, ne/ler bozulur… Vb ne/ler olur? Sorularının mutlaka doğru ve liyakatli yanıtlarını araştırın sonra istendik/çözümsel iradi amaçlı; yargıya/lara, sonuca/lara varınız ve/veya öğretime, öğrenime, eğitime, ıslahata/lara, terbiyeye ve önleme/lere baş vurunuz. İnsanlığın ve/veya bir kavmin; radikal milliyetçileri (kavimlerin parmak izi), radikal Müslüman'ları (dinin farzlarının sigortası), radikal yenilikçiler (kavimin asra uyum ışıkları) ya da her çeşit gerekli radikalleri rahmani alimler ve bilginlerce, her an asrın değişimlerine ve/veya koşullarına uyumlu bilgilendirilip irşat edilmezse; milliyetçiler şovenizme, inananlar Siyonizm'e, yenilikçiler otistik ve liyakatsiz felsefi görüşlere ve/veya inançlara zarara uğrarlar. Genellikle âlimsiz bir kavim ya da nefsine zülüm eden Müslüman kavimin/lerin rahmani alimleri ve bilginleri menfaatleri gereği radikallerinin arkasına gizlenir ya da onlara teslim olursa bu sonuç ortaya çıkar. Bu nedenle bunların hürriyetlerinden çok doğru adreste örgütlendirilip düşünsel ve toplumsal olarak güncellenişleri daha doğrudur. Âdemi İnsan; Meleği Ruhu, Meleği aklı ve Meleği Vicdanı Kanadıyla (Meleği Güzel Ahlak Kanadı) meleklere kenetlenip güzel ahlak hasletlerini gösterirken,
Diğer kanadıyla yani Hayvani Olan Nefsiyle, Hayvani Olan zekâsıyla ve Hayvani Olan Vicdaniyle (Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı) Hayvanlara ve eşyaya kenetlenip vahşi/hayvani ahlak hasletlerini gösterir. Bu kanatlardan Meleği Güzel Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadıyla daha aşağılıklara uçarak çok tehlikeli hilkat garibesi bir zararlı yaratık olur. Bu kanatlardan Vahşi/Hayvani Ahlak Kanadı kırık ve/veya güdük olursa o insan tek taraflı Meleği Güzel Ahlak Kanadıyla daha yukarılara uçarak ruhban/meleğimsi bir yaratık olur. Bu iki kanadın dengesi/balansı hafif ahrete doğru ya da meyilli olarak eğitimle verilmelidir. Dünyası için ahreti, ahreti için dünyasından vazgeçen bizden değildir. Hadis vardır. Bir kavmin yenilikçilerini asimile eder bitirirseniz, akabinde milliyetçilerini asimile edişe başlarsanız bu tam mümkün değildir çünkü o kavmin değişmeyen/değişmez parmak izidirler (kavmin özgün kişilik genlerini taşırlar). Ancak yok etmeniz gerekir. Bu seferde evrimsel seçilimde en güçlü savaşkan Nemrut'u, Atillams'i, Cengizhan'i, Firavun'u, Çin'i, Hitler'i… Vb insan ahlakının acımaz kara delikleri ve kavmin asimile edildiğini sandığınız yenilikçileri de ters teperek karşınıza çıkar ki kayıp edişi hak etmiş olursunuz. Her kavmin özgün radikallerinin, milliyetçilerinin, yenilikçilerinin, cahillerinin… Vb dozunda gerekliliğini doğru adreslerde ve doğru kişilikler de yaşatmak elzemdir. Cahillerin, kafirlerin… Vb karakterlerin yok olduğunu düşünün sonuç sosyal döngünün çöktüğünü görürsünüz. Bir anda herkesin her şeyi bildiğini düşünün ya da geleceğiniz hakkında her şeyinizi bildiğinizi düşünün o zaman cehaletin, bilmezliğin, yalanın ve sabrın ilaç olduğu konumların ve zamanların olabileceğini keşfedebilirsiniz. Allah (C.C)’HU hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Önemli olan her şeyi dozunda ve yerinde rahmani biliş, kullanış ve uygulayıştır. Kısaca doğal döngüdeki özgünlüklerin gerekliliği kadar toplumsal, zihinsel, düşünsel ... Vb döngülerdeki özgünlükler gereklidirler. Önemli olan toplumsal yönetim, ahlak ve her türlü ilişkinin kilit ve yönlendirici noktalarında Peygamberi/Rahmani/insancıl ahlaklı +bilgili +liyakatli kişiliklerin; yönetimlerde, eğitimde, sağlıkta ve yargıda sürekli bulunuşunu tam ve net teminat altına alan/garantileyen; seçim sistemleri, yönetim sistemleri, rejimler ve demokrasileri sağlayıştır.
Öğretim, Öğrenim, Eğitim ve Eğitimin Hedefi Nedir? Aralarında Nasıl Bir İlişki Vardır?
1-Öğretim kavramı öğretmekten gelir ve genellikle planlı ve programlı öğretim kast edilir.
-Öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin maksatlı bir ön basamağıdır.
-Öğretimsiz öğrenim/öğrenme ve eğitim; ya plansız, ya fıtratı ya doğal ya da saldım bayıra çevre-doğa kayıra eğitimidir.
-Öğretim ve öğrenim/öğrenme birlikte; eğitimin gerçekleşmesi ve eğitimin hedeflerine ulaşılması için mutlak gerekli iki ön basamaktır.
-Öğrenmenin gerçekleşmesi için yapılan her şeye öğretim denir.
-Öğretim öğrenmenin gerçekleşmesiyle tamamlanır.
2-Öğrenim/Öğreniş(Öğrenme);bir şeyi öğretirken/öğretilirken öğrenen kitlenin öğrendiklerini hayata uygulayabilir ve güncelleyebilir durumunda öğrenmiş ise öğrenim/öğrenme gerçekleşmiş demektir. Aslında İslam’ı açıdan öğrenme planlı ve plansız: tüm duyularımızla algıladığımız ve ürettiğimiz şeylerin beynimiz, zihnimiz ve ruhumuzla anlaşılabilir ilişkilendirmesidir. Çünkü insan (Âdem AS) eşyayı ruhu ile tanımıştır. (Bakara suresinin 31-33 ve Secde suresi 9. ayetler)
-Öğretimle, fıtraten bilinen veya herhangi bir şekilde öğrenilen-edinilen-kazanılan bilgilerin hayata kalıcı uygulanışlarının ve davranışların ürünü sonuçları öğrenmedir.
3-Eğitim ise öğrenilenlerin yaşantıya uygulanabilir alışkanlık ve alışık tepki (refleks) davranışları haline getirilmesiyle amacına ulaşmış olur.
-Eğitimin gerçekleşmesi için mutlaka aktarılması veya bilinmesi istenen bilginin; ya önceden bilinmesi, ya genlerinde kayıtlı olması yani yapısal bilmek(fıtraten bilmek) veya mutlaka öğretimle bilginin eğitilmek istenene aktarılması zorunludur.
4-Genel anlamda eğitimin hedefi; yaratığa kazandırılmak istenen davranışları gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. İnsanlık çocuklarına, gençlerine ve yetişkinlerine peygamber ahlakının önemini, kurallarını, kendini ve doğayı tanıma bilgilerini vaktinde hayatın her aşamasıyla ilişkisel örneklerle vermelidir. Allah (C.C) rızası için bir yolda iseniz her şey ilişkisel ve uyumludur( rastgele ve tesadüfi değildir). Bunun tam tersinde ise sanki her şey tesadüfi ve rastgele konum ve algı içindedir.
-Aksi durumda gelişen çocuğun, gencin ve yetişkinin; beyni ve zihni rastgele çevreden abur cubur algıladığı bilgilerle doluşarak; Tarzan'ca-vahşice eğitilmiş doğal-doğal insan olurlar ki 19., 20. ve 21. Yüzyılın ilkel ve vahşi/doğal insanının teknolojisi ve çevre sorunları; deccalı ve doğal öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimin ürünüdür. Eğitimde ilk hedef; Peygamberi (Rahmani/İnsancıl) ahlak çerçevesinde her fert ve topluma her zaman fıtratı oranında doğru ve akıllı konum ve/veya adreslerde bulunuşu alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirtmektir. Demirkuş 2012 Sanki her yaratık geçmişten geleceğe yaratıksal çözmece çetelesinin özgün bir çözmece parçası ve özgün bir kör noktaya sahiptir. Önemli olan hedef eğitimle hepsine her şeyi değil; fıtratı, güvenirliği, yapabilirliği ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlakı oranında bilmesi ve yapması gerekenleri verişin ölçüsünün farkındalığını kavrayış ve uygulayışı hayata güncelleyiştir. Mantıksal, düşünsel, zihinsel ve bedensel; inanç, iman, irfan, medeni …Vb liyakat bütünlük sahibi oluşla bunlardan sadece bir veya birkaçına eksik sahibi oluşu arasındaki insanların farklılığının farkındalığını anlayışa/anlamaya çalışın. Günümüz insanların ve politikacıların tümünün ahlaken ve bilmen otistik eğitilişin sonuçlarıyla ilişkilendirin. Herkes her şeyi bilseydi ya da herkes herkesin niyet ve yaydığı enerji çeşidini doğru okusaydı ne olurdu? Sorusunun yanıtı düşündürücü olmalıdır? Eğitimde kime ne kadar şey öğretmeliyiz sorusunun yanıtı eğitimin hedefini sınırlar. Kuran'ın çerçevesi ve çetelesi içinde bilimin konumu ve yerini eğitimde doğru yeşertiş gereklidir. İslam'iyet'teki bir amaçta ifrat, tefrit ve zındıklıklardan uzak ve/veya bunlara diyet/kontrollü olarak insanların/insanlığın düşünsel toplumsal olarak; birbirine ve çevreye icabetlerinin peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak çerçevesinde oluşuna yönelik öğretim, öğrenim/öğrenme, eğitim ve uygulayışı hayata gerçekleştiriştir. Demirkuş 2011
Pekiştireç I ;
1-Öğretim; DNA zincirinin birinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
2-Öğrenim; DNA zincirinin birinci ipliğini tamamlayıcı uygun ikinci ipliğinin yaşayabilen dizinini biyolojik yapı taşlarından üretmek,
-Birbirini tamamlayan bu iki ipliksi zincirin fermuarlarının karşılıklı gelip tamamlanması yani kapanmasıyla öğretim ve öğrenim/öğrenme tamamlanır/tamamlanmış olur.
3-Eğitim; tamamlanan iki zincirin uygun koşullarda kendilerini klonlamayı alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirmeye başlamasıyla/başarmasıyla yaratığın vahşi/doğal olan eğitimi tamamlanır.
4-Eğitimin Hedefi: İnsanlarda; adil, dürüst, namuslu, itidalli, yardımsever, paylaşımcı ve vicdanlı olmayı alışkanlık (alışık tepki-refleks) haline getirmektir. Diğer bir deyişle eğitimle kazandırılan her şeyin, güzel ahlak kurallarına uygun hayata uygulanışıdır. Çocuklar da (öğrencide/öğrenicide) bu biyolojik DNA zincir fermuarının gerekli zamanlarda, gerekli koşullarda, gerekli oranda; peygamberi, akli, vicdani, meleği, Rahmani… Vb istendik ahlak kurallarına uygun alışık tepki-alışkanlık olarak üretimi, kullanışı ve uygulanışıdır. Şeytani, deccalı, kötü, zeki (sadece zekâyi), nefsi, ceddi, iblisi, Doğal (hayvani), cahili (çocuksu), insani (hüsran-i)… Vb ahlaka dayalı; eksik, yanlış ya da istenmedik amaçlarda üretimin ve uygulanışın sonuçlarının tüm yaratıklara zararları örneklerle ve gerekçeli öğrenim/öğrenme öğrenicide/öğrencide alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmesi gerekir.
Dünyada Yürürlükteki Eğitim Sisteminin/lerinin Durumu Konumu ve Liyakati; Var olan eğitim sisteminde İslam'iyetin geçerli ve gerçek; inançsal, kültürel, kavimsel… Vb hemen hiçbir değer yargısı dikkate alınmadan ya da sadece Bâtının deneyimlere dayalı doğal değer yargılarına, dünyevi yönetimsel ve bilimsel değer yargılarına dayalı eğitim sistemleridir. Bu eğitim sisteminde; insanların tüm düşünsel, zihinsel, nesnel, sanal, dijital, kültürel, inançsal … Vb istendik, gerçek değer yargıları ve doğa, doğa ötesine ait bildikleri bilimim Doğal değer yargılarına kodlayarak, zipleyerek ve asimile ettirilerek insanlığı yaşamsal olarak nesnel doğanın ve düşünsel olarak bilimin kefeni içerisine asimile ettirmektedir. Diğer bir deyişle insanlığın bilimi ve doğayı aşan düşünsel ve zihinsel değer yargılarını bilimin, demokrasinin, doğanın ölümlü ve sonlu kefeni içine kodlayarak, zipleyerek, özümseyerek ve körelterek insanlığı zihnen nesnel ve bilimsel doğanın hapishanesi içine sıkıştırmaktadır. 19. ve 20. YY Eğitim sisteminde her bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak otistikleştirilmiştir. Adeta bilimin her parçasına bir bilim insanının her şeyi otistik ve özel bir parça olarak kodlanarak yerleştirilip ya da yetiştirilip ölümlü bilimin bedenine kişilik kazandırılarak bilim ilahlaştırılmaya çalışılmaktadır. Doğrusu bilim ve tüm kâinatlar gelişmiş insanın kalbini aşamaz. Bilim her insanın bir parçası olacağına her bir bilim uzamanı (bilim insanı?) bilimin bir parçası olarak bilimin bedenine malzeme oluyor. Çözümü de kapitalistler ekonomik sorunlar hallolunca yani insanlığı zenginleştirip besili hayvan gibi besleyerek insanlık sorunlarının halledeceğine bizleri inandırmıştır. Hâlbuki deneyimler göstermiştir ki; ekonomik koşulları çok iyi olduğu halde, aşırı beslenişten kudurup zihinsel doyumsuzluktan bunalıma giren zenginlerin yanında zihnen ve düşünsel olarak rahat, hür olmayan insanlar bu zihinsel- düşünsel sıkışıklıktan, sıkıntıdan sokaklara hürriyet diye dökülüp sorunlar yaratmaktadırlar. Bu nedenledir ki var olan eğitim sisteminin tüm değer yargılarının bilimsel kefeni; dünyevi doğal dinler ve vaadi dolmuş ya da Allah (C.C) tarafında icabet görmeyen semavi dinlerin kefeni ile birebir örtüşmektedir. Ancak tüm doğayı, yaratıkların geleceğini ve geçmişini kuşatarak haşır olacağı son durumu bildiren İslam'iyete aynı ceketi giydirmek insafsızlık belki de insanlık için bedbahtlık olur. Çünkü tüm ölümlü, sonlu yaratıkları ve her şeyi kuşatan İslam, ezeliyet ve ebediyetten gelen hayatın geçici dünyeviliğini, her şeyini kuşatmış ve yine ebediyete yaratıkların nasıl göç edeceğini bildirmiştir. Gün geçtikçe bilim bunu kanıtlamaktadır. Sonuç olarak; bilim ve doğa Müslüman'ların kalbi ve zihni içindeki yitiği olarak keşif edilip İslam'i değer yargılarıyla ilişkisel öğrenilmesi ve bilinmesine yönelik eğitim yapılması daha liyakatlidir. Zaten İslam'iyetin dışında hiçbir din bu kapsamların kefenlerini kuşatamamış ve/veya kuşatamaz Ya da bu alt yapı envanter ve dokümana başka hiçbir din ve bilim sahip değildir. Kısaca tüm yaratıkları, doğayı ve bilimin kefenlerini kuşatarak ilişkisel eğitim verilebilecek yegâne din İslam'dır. Gerçek Eğitim sisteminin amacı; dürüst yaşamanın alternatif tüm çürük ve doğal yaşantılara tercihinin ispatını göstermektir. İnsan gen havuzundaki Rahmani-İnsancıl genlerin hayvani ve şeytani genlere baskınlığını ve kontrolünü kesinleştiren eğitim, yönetim ve yaşam sistemlerine gereksinim vardır.
Zenginin fakire sadaka, bilenin bilmeyene bilgi, güçlünün güçsüze himaye, iman edenin imansıza dua ikram ediş borcu vardır.
|
Değer yargısı nedir? Kaç çeşit değer yargısı vardı? Niçin öğretim, öğrenim ve eğitimi değer yargılarıyla ilişkilendirerek sunmamız gerekir?
Canlı yaratıklarda en az değişen veya hiç değişmeyen yargılara değer yargısı denir. Fert, Toplum, Devlet, Kavim… Vb insani oluşumların: yapısal, düşünsel, zihinsel ve mantıksal olarak değişmez veya en az değişen; özgün (*), istendik/kabullendikleri (+), istenmedik/ret ettikleri (-), nötr/tarafsız/yansız/dengedeki/dokunamadıkları (0), geçişken/ değişik karar verdikleri (+,-), değiştirmeye gücünün yetmediği, iradesiyle hükmedemediği /aşılmaz/ aşamadıkları (!), öğrenemediği/anlayamadığı/bilinmeyen/ bilinmez (?)… maddi, manevi, düşünsel, davranışsal, eylemsel, kültürel... genellikle az değişen ya da değişmez dogmalar ve yargılarıdır. Değer yargıları düşünsel ve mantıksal bilinç mimarisinin/tasarımının ya da dizaynın değişmez ve/veya en az değişen yapı taşları ya da yapısal (fıtrati) değerleridir. Değer yargıları, bir sistemin/lerin, yaratığın/yaratıkların geri dönüşümsüz geri değiştirilemez veya zor değiştirilebilir yapı taşları, iskeleti (filtresi/süzgeci) ve nirengi noktaları durumunda olup onun özgünlüğünü belirleyici tercihleri yönlendirici yargılardır. Her değer yargısı dosdoğru değildir ancak en az değişen ve en doğru değer yargıları; İslam dini farzları, ayetleri, sünnetleri, doğal kanunlar, yapay kanunlar ve gerçeklerdir. Her zaman Atasal değer yargıları vecizeler tartışmaya götürebilir bunlara çok yönlü ayar yapılmalıdır. Hadislere ve ayetlere göre var olan sisteme değer yargılarına ayar çekilmelidir. Bilimin değer yargıları yapay ve doğal kanunlardır. Kanunlar üzerinden geçmişten geleceğe yürüyebiliriz.
Kaç Çeşit Değer Yargısı Vardır? Değer yargılarının farklı amaçlı ve köklü bir kategorize edilişe gereksinimi vardır. Buradaki sınıflandırış henüz emekleyiş aşamasındadır.
Bilimsel Değer Yargıları;Bilimsel değer yargıları, Bilimsel Kurallara ve Bilimsel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Bilimsel Değer Yargıları bilimsel çalışma ile bilimsel olmayan çalışma arasında ki farkı belirler. Bilimsel bilginin; kaynağı, konumu, tarihi, yeri ve kırmızı çizgileri (radikal tanımı) olmazsa bilimsel değeri şüphe götürür. Bilim ve bilimselliğin kurallarına ve yöntemlerine mutlak itaatin gerekliliğini kabulleniştir. Örneğin, Bilgi, Teknoloji Üretişin Bilimin Kurallarına ya da farzlarına dayalı üretiştir.
İnançsal Değer Yargıları;İnançsal değer yargıları , İnançsal Kurallara ve İnançsal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. İnancın farz ve/veya sünnetlerine değişmez mutlak itaati gerekliliği kabulleniştir. Örneğin, İslam'iyetin Farzlarına Dayalı İbadet Ediş.
Yapısal (Fıtrat) Değer Yargıları; Yapısal değer yargıları, Yapısal Kurallara ve Yapısal Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın yaradılışı, eğitimi veya herhangi bir nedenle aşamadığı geri dönüşümsüz yapısal (fıtratı)... Vb değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin, Ebucehil gibi fıtratı ve eğitim cahillerin değişmezliğe olan radikal bağlılıkları. Onlara göre her şey onların bildiği doğrulara endekslidir. Peygambere cahillerden (değişmez-bilmezlerden) uzak durulması önerilmiştir. Değişmek istemeyeni Allah (C.C) değiştirmezmiş RA'D (13) 11. ayet.
Kültürel Değer Yargıları;Kültürel değer yargıları , Kültürel Kurallara ve Kültürel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaşadığı toplum ve çevresinden yaratığın aldığı eğitim, işittikleri, gördükleri, alışkanlıkları, anadilleri, örfleri, adetleri, zevkleri... Vb ilgili; yararlı, zararlı ya da yararsız kültürel... Vb değer yargılarıdır.
Kişisel, Özgün ve Özel Değer Yargıları; Kişisel, Özgün ve Özel değer yargıları, Kişisel, Özgün ve Özel Kurallara ve Kişisel, Özgün ve Özel Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir. Yaratığın bazı şeyleri tüm yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları örgüsünün süzgecinden geçirip kendine özgü değişmez prensipler ve değer yargıları geliştirmesidir ya da bu değer yargıları genlerinde/fıtratında vardır. Ör, istenmedik ifrat ve tefrit değer yargıları: özgün bazı değer yargıları yani değişmez ve az değişen; aşırı ifrat, tefrit, tiryakilikler ve tutkular derecesindeki; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı … Vb dir.
Diğer Değer Yargıları; Diğer değer yargıları , Diğer Kurallara ve Diğer Mantık Filtresi/Süzgeci Anlamına Gelir.Yukarıdaki kategorilerin dışındaki diğer değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Ör. fert toplum, kavim, insanlık bazında aşılamayan ya da iç dünyasında çözümsel olarak liyakatli bir yere oturtulmadığı için aşılamayan bazı davranışlar (yavşak davranışlar, sakız çiğneyene derste tahammül edemeyiş), görüntüler (ör tiksindirici görüntüler), bilime liyakatsiz tepki (evrim bilimine liyakatsiz tepki), tabular (ör, böcek yiyen hayvani adama ya da çıplak dolaşmak isteyen hayvani dervişlere liyakatsiz tepki), bedensel hareketler (göbek atan erkeklere liyakatsiz tepki), liyakatsiz tepkiler (ör, cahil yalancılara, cahil köktencilere, cahil yenilikçilere...Vb aşırı tepki), sesleri kapris etmek (Ör, ağız şapırdatana liyakatsiz tepki) … Vb aşılmazlar birer özgün ya da bazı kültürler için aşılmaz veya değiştirilmesi zor değer yargılarıdır. Örneğin, İnsani Değer Yargıları, canlı yaratığın genlerinden ya da irsiyetten veya dünyaya gelir gelmez sahip olduğu ve değiştiremediği istendik, istenmedik her şeyden kaynaklanan; doğal değer yargıları, hayvani değer yargıları, insani ve/veya peygamberi değer yargıları. Örneğin,Ebucehil
Çözüm; Bu değer yargıların inançsal, toplumsal ve bilimsel eğitimler açısında gerekçeleriyle öğrenicilerin zihinsel dünyasına doğru dozda aşı yapılarak liyakatli tepkiler geliştirilmelidir. Örneğin, evrim teorisinin evrim bilimini bağlayıcı olmadığını yani evrim biliminin gerekliliğini gerekçesiyle anlatırken, evrim teorisine isteyen katılmayabilir. Evrimi kabullenişin dinsizlik olmadığını vurgulayış için, insanların bazıları hayvanlardan evrimleşse bile hayvanları da Allah (C.C) yaratmıştır. Çıplak dolaşma hastalığını ya da tiryakiliklerini hayvanların çıplaklığıyla ilişkilendirmek. Böcek yiyen kişinin tüm böcek yiyenlerle ilişkisel düşünmek… Vb pratik zihinsel çözümler gerekçeleri ve kanıtlarıyla verilerek öğrenicinin zihinsel bağışıklık sistemi liyakatli güçlendirilmelidir.
Dünyadan Dinin Metriksine (Kefenine) Ve Dinin Metriksinden (Kefeninden) Dünyaya Geçiş
İSLAM;Sözlükte “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak; teslim etmek, vermek; barış yapmak” anlamlarındaki silm (selm) kökünden türemiştir.Hazreti Muhammet AS'IN yaydığı ve Kuran’da kuralları bulunan din. Kurandaki tüm bilgilerin bazıları kodlanmış ve ziplenmiş gibidir. Kâinatın zerre nurdan çözülüşü ve / veya unzipleniş mantığı her geçen aşırı koşullara Kuran-ı kerimin doğru yorumlarla unziplenilşiyle paralel homolog ve analogluk vardır. Kökendeş ve kökendeş olmayan benzerlikler vardır. Ola ki Kâinattaki tüm yaratıklarla ilgili bilgiler Kuran-I Kerimde çok cüzi bir yer kaplamaktadır.
İslam Dini tüm ilahi ve yaratıksal ilmi bilgilerin ziplendiği (Kodlandığı) kurallar bütünü gibi gözükmektedir. Ola ki bu asır önemli olan tüm inançsal , beşeri, felsefi, bilimsel , yaşamsal, yaratıksal....Vb tüm bilgilerin Kuranı Kerim İçindeki konumlarını doğru ve liyakatli bir şekilde ilişkisel unziplenişidir ya da kodlarının doğru ve liyakatli çözümlenişi önemlidir. Bu unzipleniş ya da kodların çözümlenişinin Kuran-ı Kerim (C.C)'HUN Daki Değişmezlerle, Bilimselliğin, Felsefenin ve Diğer Alanlardaki (Örneğin, diğer geçici ilahi dinlerdeki değişmezleri) Değişmezler Arasında Doğru İlişkisel Değişmezlerin İstendik Omurgasının Otaya Çıkarılışı Çok Büyük Önem Taşır. Bu doğru eşleştiriş omurgası doğru bir şekilde bittikten sonra unzipleniş ve/veya kodların çözümlerine geçilmelidir. Değişmek istemeyenleri Allah (C.C) değiştirmez (Rad, 13/11). Ola ki değişen koşullarca değişime zorlanarak yönlendirilir.
Bunu Bir Reçete Gibi Okuyabilirsiniz.
1-Orada bir uzay ve içinde bir dünya var. Üzerinde de insanlar, devletler ve kavimler yaşar.
-Bu
kâinatta çok şey ya geçici, ya sihir ya illüzyon ya da yalan olup enerji ve tüm yaratıklar kalıcı değil enerji yaşamak için mutlaka hal değişmeye mecbur ve meyillidir.
Bilimsel olarak ta
A-Enerji ilk ilimdeki haline yaradılış önceki haline dönmeye meyillidir.
B-Kâinatta ki kütle çekimi ve özgün çekimleriyle enerji
kâinatın iskeletinin tutkalı yani
kâinat bedeninde bütünlük oluşturur .
C-Kâinat hala genişleyerek kontrollü büyüyerek potansiyel enerjini ilk yaradılış öncesini tersine bir genişlemektedir.
D-Tümleşik boyut zaman-mekân , eylem, hayat, yaratık ve diğer boyutlar.
E-Kâinattaki 3 dengelenen kuvvetin boyutu (genişleme/gelecek boyutu, kütle/hayatta kalış-bedensel ve ilk haline dönme eğilimi/ilme iniş boyutu) dışındaki diğer kural ve sıra dışı kuvvetler.
2-Yerküresi ve uzay olanakları var.
-Sizden istenen;liyakatli çalışarak bereketli hududlar içinde bu olanaklardan yararlanarak ortaya çıkan pastalardan; fert veya toplumların adil ve liyakatli yararlanma sistemini geliştirmenizdir.
-Kısaca orada besinler- pasta/lar veya olumlu olanaklar var. Herkesin(her ferdin ve ailenin!!) gereksinimleri, fıtratı... Vb oranında liyakati nemalanması gerekir!!
-Pastayı doğal koşulların bereketli hudutları içinde, her ferdin, ailenin … Vb insan unsurunun gereksinimleri, fıtratı, yetenekleri, zekâsı, akli… Vb öğrenmek için sınavlar düşünün-düzenleyin insanları ve çevreyi doğru tanıyın.Her kesi akıllı oluşları, yapabilecekleri, yetenekleri, zekâsı … Vb şeklinde gruplayın ancak fert ve aile bazında herkesi mutlak ve liyakatli gereksinimleri oranında; pastanın üretimine, bereketlendirilmesine ve tüketimine liyakatli konumlandırmaya çalışın.
-Bu paylaşımda hayvanlarda reKâbeti farz olarak, insanlarda diyet ve kısıtlı düşünün.
-İnsanlarda da zarureti farz olarak, düşünün,
-Mecliste yönetime bedava, hobi olarak çalışmaya talip; akıllı+yetenekli+ zeki ve peygamber ahlaklı insanları düşünün,
-Meslek eğitiminde yeterlik sınavlarını düşünün,
-Çeşitliliği ve zayıflarını yaşatmanın zaruret(rahmani-insani birliktelik) yemini ve bilincinde paylaşımcı peygamber ahlaklı toplumları eğitimle yetiştirmeyi düşünün,
-Sınavla;peygamber ahlaklı+ hem en yetenekli + en zeki olma özelliklerini taşıyan fertleri tepeye-yönetime getirirken ya da en üstün peygamber ahlaklı, bilgili ve yeteneklisi olunca bu tip insanların tiryakiliği para-Karunizm (kapitalizm) değil toplumu razı etmekten huzur duymak ve zevk almaksa ya da hümanizm olacağı için yönetime cüzi bir paraya razı edebileceğinizi düşünün.
-En tepedekilerin veya yönetimdekilerin özellikleri sırasıyla;en peygamber ahlaklı, en bilgili, en zeki, en yetenekli... Vb olduğunu düşünün.1, 2, 3, 4, 5 Öğrenci Yanıtları
Mucitler, Büyük Sanatçılar, dâhiler ve Peygamberlerin Bilinç Sistemi Neyin ve Kimin Eseridir? -Fert, toplum, kavim ve devletin ya da insanların parayı aşan, paradan daha değerli ya da parasız değer yargıları yoksa parayı veren düdüklerini çalar anlamına gelir.
-Bu mantıktan ya da çıkarsayıştan hareketle ; fert, topluma, kavime ve devlete ya da insanlara;öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle; bilimi-doğayı aşan, bilim , doğadan, tüm yaratıklardan, ilimden ve bilimden daha değerli ya da onları aşan düşünsel gerçek-hakiki değer yargıları öğretilmemişse, verilmemişse ya da yoksa doğal hayata ve bilime hâkim olanlar onların her türlü düdüklerini çalar anlamına gelir. -Bu iki çıkarsayıştan hareketle; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimde mutlaka insanların bilimi, doğayı ve ötesini aşan; gerçek-hakiki ölümsüz iman-i düşünsel değer yargıları geliştirilirse insanlar kalp ve zihinleriyle doğayı,
kâinatları, bilimi/leri kuşatarak daha ulvi- yüce düşünebilirler. Değilse doğa ve bilimin hapishanesi, kefeni içinde kul ve köle olarak yaşayışa mecbur olurlar. Bir insanın değer yargılarını ne kuşatıyorsa o insanın onu aşma olasılığı zayıftır. Örneğin bir bilim insanın tüm değer yargıları bilimi aşamıyorsa ya da bir insanın değer yargıları bilimin kefenini aşamıyorsa her şeyi ile bilimin düşünsel hapishanesi içinde bir fert olmayı aşamaz. Bilimi doğa ötesiyle ilişkilendiremez ve bu doğaldır doğa ötesiyle ilgili ölümsüz ve/veya gerçek değer yargılarından mahrumdurlar. Örneğin, peygamberlerin Atasal ve doğal değer yargılarının yerini Allah (C.C) İlahi Hidayetle Kuran'ın değer yargılarıyla ilişkisellik belirler. Buna ilahi/peygamberi değer yargısı denir. Ancak Darwin'in değişim ile ilgili değer yargılarını, Einstein fizik ile ilgili değer yargılarını, büyük ressamların değer yargılarının iskeletini doğal hidayet ve doğal sistemi zihin ve genlerini işgal ederek belirler. İnsanlar düşünsel ve bedensel olarak doğa tarafından işgal edildiğinin farkındalığında değildir. Yani Einstein ve Darwin sistemin bir ürünüdür, peygamber ise ilahi/peygamberi hidayet gücünün bir sonucudur. O zaman doğanın işgal edişine karşı bilinçli eğitim ile önlem alınmalıdır. Hatta televizyon dizileri bile insanları işgal etmektedir. Bunun önüne bilinçli eğitimle geçilmelidir. Kısaca; insanların değer yargılarının iletişim sistemi ya ilahi/peygamberi ya da doğal hidayet ile şekillenir. Örneğin. Gautama Buddha, M.Ö. 563-483 doğal ahlak sofisiydi, Charles Robert Darwin (12 Şubat 1809 – 19 Nisan 1882) otistik doğa ve bilim sofisiydi, hatta birçok saha ve alandaki;19. ve 20. Yüzyılın bilim insanları; belli saha ve alanların otistik-özelleşmiş bilim sofisi ve/veya dehası, kaşifi, mucidi olmayı, siyaset ve demokrasi sisteminin siyasetçileri ve kapitalistleri, komünistleri… Vb tarafından güdülmeyi aşamamışlardır. Yani bilimle siyaset ve yönetim sistemlerinin demokrasi sofilerini (ermişlerini) aşamamış bilim sofileridirler. Hatta belki de siyasi demokrasi ermişleri (sofileri) tarafından dine karşı kullanılmaktadırlar. Yani siyasi ermişler (sofiler) bilimselliğin kefenini aşarak bilim ve dinin uyuşmazlığında bilim sofilerini (ermişlerini) kullanmaktadır. Yani bu otistik bilim sofileri kendi alanların kabuğunu kırıp diğer bilim alanlarıyla ilişkisel düşünerek bilim ortak paydasının havuzuna erişememişlerdir. Bu ortak payda ilişkisel diri bilgiye ve doğa ötesi gerçek değer yargılarına sahip olmadığı için; bilimde vardıkları sonuçları, yargıları ve edindikleri özgün bilimlerini doğa ötesiyle ilişkilendirmemişlerdir. Bu nedenledir ki liyakatsiz; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle insanların tüm değer yargılarını bilimin metriksi içine doğrayıp paketleyip ya da otistikleştirip yerleştirmek insanların hür düşünce de zihinsel ve düşünsel âlemde tefekkür ediş yetenek ve güdülerini köreltir. Bu nedenledir ki insanların liyakatli ve bilimi,
kâinatları aşan İslam'i inançsal değer yargılarını da liyakatsiz öğretim öğrenim/öğrenme ve eğitimle budayıp, doğrayıp zihinsel ve düşünsel tüm mimarisini bilimin içine sıkıştırmaya ve tıkıştırmaya çalışmak çok büyük bir talihsizlik ve bedbahtlıktır. Hâlbuki tam tersine bilimin her şeyini liyakatli inanç değerlerinin içine ilişkisel dizayn ediş daha liyakatlidir. Fert ve toplumların; doğayı, tüm yaratıkları, tüm düşünsellikleri aşan liyakatli değer yargıları(İslam'i inançsal) varsa o insan tüm yaratıklara tapınmaktan uzak ve onları liyakatli kavrayış düşünce sistemleriyle sağlıklı gelişmiş insanlar olarak yaşayabilirler. Örneğin, eş seçiminde, toplumsal ilişkilerde, eğitimde, siyasette… Vb alanlardaki faaliyette hedeflenen sosyal ilişkilerin uzun ömürlü ve sağlıklı olması için; hedef ya da ilişkisel olan fert, toplum, kitlelerin; istendik, istenmedik.. Vb tüm değer yargılarının çok iyi bilinmesi ve istenmediklerden etkilenilmemesi ya da en az etkileniş için alternatif çözümler geliştirilmesi gerekir. Değişmez aşırı ifrat ve tefritleri tiryakilikleri, tutkunlukları aşılmaz istenmedik aşırı alışkanlıkları !!! yani; kıskançlık, kin, nefret, haset, kibir, ucup/gurur, cimrilik, bönlük, müsriflik, egoistlik, kaprisler, saplantılar, münafıklık (çok yüzlülük), siyonizm, şovenizm, siyoşovenizm, sigara içmek, içki içme alışkanlığı, istenmedik toplumsal ve kişisel tiryakilikler … Vb istenmedik değer yargılarının çözümleniş alternatif listeleri çıkarılıp samimiyetle hedef fert, toplum kitle ya da örneğin, neden eş adayına açıklanması gerektiği ve alternatif çözümleriyle hangi istenmedik değer yargısının çözümsel alternatif ilacı gerekçesiyle sunulmak üzere listelenmiş çözümler yorumlarıyla ve gerekçeleriyle inandırarak samimiyetle yorumlatarak/yorumlatılarak/yorumlayarak eğitilen fert, toplum, öğrenci, öğrenici, kitle ya da örneğin; eş seçimi dersinde sunulmalıdır .Örneğin. eş seçiminde; ifrat ve tefritte ya da aşırı özgün istenmedik ;tutku (adrenalin… Vb), alışkanlıklar belli tanışma döneminden sonra aday eşe samimiyetle söylenmeli tepkiler nişanlılık, gerekirse imam nikâhlı nişanlılık döneminde denenmelidir. Çok konuşkansan ilacın dinletiyi seven, kıskançsan ilacın muhafazakâr ve istendik tutucu eşe, müminsen ilacın mümine eş… Vb mantık çıkartısından hareketle eş seçiminde istendik ve istenmedik değer yargıları arasında tamamlayıcı/birliktelik denkliği aranmalıdır yoksa istendik değer yargıları ile ilerleyen nişanlıkta önceden peşin ve öncelikle itiraf edilmeyen; istenmedik, bilinmeyen...Vb değer yargılarından biri evliliğe kara delik olur. İnsanın fert, toplum, kavim, devlet ya da insanlık bazında iradesiyle baş edemediği istenmedik; duygu, düşünce, niyet, her türlü değer yargıları, istenmedik alışkanlıklar… Vb her türlü iradeyi aşan nefsi alışkanlık ve nefsi değer yargılarının; Islahata, terbiye edişle, diyete, tedaviye ve terapiye gereksinimi vardır. Toplumun kişinin bu istenmediklerinden zarar görmemesi, kendisinin toplumdan zarar görmemesi ya da toplumdan yarar görmesi ve/veya topluma yararlı ve verimli konumlarda bulunması için iradesini aşan istenmediklerini, çok iyi tanıması ve gerekirse yapısal olarak en uygun tedaviye baş vurmalıdır. Kişinin fıtratı ve tedaviyi kabulleniş değer yargılarına bağlı olarak bir veya birkaç yolu denemesi belki daha hayırlıdır. Ör. İslam'da terbiye ve ıslahat için Allah (C.C) teslim olunur. Peygamber ahlakı ve fıtratı yapabilirlik konum ve diyetlerle tedavi edilir. Genetik olarak tıbbi tedavi, diyetler ve/veya eylemsel terapilerde kabullenilebilir. Çıkarsayış; Doğal insanlar, baskın doğal çevrenin mağdur cahil insanlarıdırlar. Örneğin doğal bazı Amerika, Avustralya ve Afrika kavimleri böyledir. İlkel ve Çağdaş insanlar çevresine baskınlığın mağdur insanlarıdır. Örneğin sanayileşmiş bazı batılı kavimler. Her üç durumda aşkın oluşun ürünü ve peygamberi (Rahmani/insancıl/Hz. Muhammed AS’A Peygamberlik (S.A.V) gelmeden önceki 40 yıllık insani ahlakı/Hz. İbrahim dini olan hanîfliğe tâbi olmuş) ahlak yaşantı stilinin mağduriyeti ürünüdürler. Vahşi insanlar; doğal doğa yaslarının ve doğal yaratıksal hemen her şeyin doğal /doğal olarak zihninde tecelli ettiği/ edebileceği ve bu tecelliyi benimseyerek hayata uygulayışı tercih eden insanlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN alimleri Bâtını kalbinde ve zihninde Allah (C.C)'HUN tecelli ettiği Allah (C.C)'HUN insanlarıdır.
Edison'un Teknolojik Buluşları, Karl Marks'ın, Leonardo Davinci … Vb dehaların, mucitlerin, kaşiflerin, teknologların, bilim insanları, yazarların… yapıtları nasıl ortaya çıkmıştır? Kişiliklerinin konumları ile ortaya çıkardıkları arasında nasıl bir evrimsel ilişki vardır? Örneğin, Ola ki Davinci dönemi civarı doğal doğanın insanda tecellisinin ürünü olan teknolojinin ve sanatın ortaya çıkışıyla özdeş dönemdir. Ör. Einstein'ın fizikle ilgili düşünsel deneyleri kâinatın göreceli kuramları ve ilgilendiği tüm fizik dünyası yasalarının onunu zihninde tecellisinin ürünüdür. Yani bu deha doğal doğanın ürünü doğal bir kaşif dehadır. Doğa doğal insanın düşüncesine ve bedenine evrimsel olarak baskındır. Ancak peygamberlerin kalbinde ve zihnide Allah (C.C) tecelli ederek ıslah etmiştir. Ola ki ilk ıslah edilen insan ve yaptıklarından sorumlu insanlık Âdem AS'LA başlar. Diğer bazı doğal insanlar halen doğanın tesirinde hayvanların yaptıkları kavga ve gürültü ile hayvani devlet kurmuşlardır. Peygamberler ve Allah (C.C)'HUN icabet ettiği insanlar ve peygamberlere samimi ve/veya net itaat eden ve taklit edenler istisnadır.
Değer Yargıları, Eşik Bilgileri ve Doğru Empati (Anlamlandırış/Anlam Veriş) Duyuşun, Öğretim Öğrenim Eğitimin Hedefleriyle İlişkisinin Önemi;
Düşünsel Filtre/Süzgeç/Kurallar ve Değer Yargılarıyla Doğru Adreste Duruş İçin Hedef Kitleyi Ve Değer Yargısını Tanıyış Arasındaki İlişkiyi Doğru Kurmak Önemlidir. Öğretim, Öğrenim ve Eğitimde; fert ve toplumlara bilgi sunulurken hedef kitlenin değer yargıları çekim alanına; girecek, itecek ya da uyumlu ve algıda değişmezlik ilkelerine dayalı hazırlanmalıdır. Bu amacı gerçekleştirmek için hedef kitlenin; lisanının incelikleri, eşik bilgileri, kültürleri ve değer yargıları özgünlük grupları ya da çeşitleri çok iyi bilinmeli ve kusursuz duygudaşlık/eşduyum (empati/eşduyum) duyularak sunum hazırlanmalıdır. En az ana dil-lisan farklılığı kadar değer yargıları farklılığı da sunulan bilgiyi algılamada uyuma gereksinim duyar. Ör. Aynı konuyu: aşağıdaki; din, kültür ve anadili-lisanı, anadilde; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim almayan!!!… Vb farklı hedef kitleye neden farklı sunum hazırlamak zorunda olduğumuzun farkındalığını pekiştirerek kurgulayarak zihinsel uygulayın ve anlayın.
-Hıristiyan dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Japonya'daki Japon kökenliye
-İslam dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye
-Hıristiyan dinine mensup ve Almanya'daki Alman kökenliye göre hazırlayın.
Kısaca ya da sonuç olarak; Özellikle eğitimde pozitif /kabullenilen/istenen değer yargılarına ilişkisel eğitim verilmeli yargısı çok önemlidir. Bunun için öğrenicinin anadiline ve sahip olduğu diğer değer yargıları çok iyi bilinirse verilmek istenen bilgi ya da konular istendik değer yargılarıyla ilişkilendirilerek (ret ettiği değer yargılarına göre ders verilirse filtreleyerek alır !). Yapısal(fıtrat), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları ve eşik bilgileri ait olduğu yaratığın; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün; yapısal, beyinsel, düşünsel ve zihinsel yapıtaşları iskeleti, kementleri, geçitleri, düsturları… Vb mantık süzgeci örgüsü ya da mimarisi gibidir. Diğer bir deyişle insanların kişilikleri, öğrenim/öğrenme istemleri ve kabullenişleri değer yargılarının ilişkisel örgü kafesindedir. Fert, toplum, kavim, devlet... Vb insan kendi değer yargılarının kafesi içindedir. İnsanların öğrendiği bilgilerin kalıcı olabilmesi için öğretilen bilgilerin onun değer yargılarıyla bütünleştirici ve ilişkilendirici verilmelidir. Bu şekilde verilmiyorsa öğretilen bilgi dağarcıklarındaki diğer bilgilerden kopuk, hatırlanmakta ve hayata uygulamada tetikleyici değildir. Bir insanın bilimi ya da ilimi yani bildiği her şeyin çözmece (pazıl) çetelesi-çerçevesi onun sahip olduğu bilgi birimlerinin yapıtaşlarından oluşur. Bu yapıtaşları birbirini ne kadar ilişkisel hatırlatıcı konumdaysa o kadar hızlı hatırlanabilir ve hayata güncellenerek uygulanabilir dinamizme sahip olur. Bu açıdan hedef kitlenin değer yargılarıyla ilişkisel anlatılan ya da sunulan her şeyi özümseme olasılığı çok yüksektir. Belki de öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemimiz ülkemizdeki halkların; özgün (*), istendik(+), istenmedik(-), nötr(0), geçişken(+,-), aşılmaz(!), bilinmeyen(?) ve diğer; inançsal, yapısal, kültürel, kişisel... Vb değer yargılarıyla; uyumlu, bütünleşik, güncellenerek ve ilişkisel verilmediği için ülkemizin bereketli peygamber ahlaklı teknolojik-bilimsel orijinaliteleri diriltilmiyor ve dirilmiyor!!!
İdam sehpasına çıkarılacak; bir kelime, deyim, atasözü, örf, adet, gelenek, bilgi, davranış, yaşam şekli… Vb her şeyin alternatifi çok yönlü düşünülüp bulunduktan sonra eğitimle istenmeyenler tedavül den/uygulanıştan kaldırılır. Örneğin Tükürdüğümüzü yalamayız!?? Yerine “ Yanlış yere tükürdüğümüzün bedelini ödemeye gayret ederiz/hatasız kul olmaz!!!” Demirkuş 2010 Beşer Zulmeder, Kader Adalet Eder??! Beşer bazen zulüm etse de Allah (C.C) her zaman adalet eder. Demirkuş 2010. İstenmedik, yanlış ya da eksik veya çok anlamlı-cinaslı...Vb; örf adet, vecize, deyiş, deyim, cümle ve ata sözleri için istişareli alternatifleri geliştirilerek gerekçeli uygulanıştan kaldırılırlar. Hatta bu mantık ve uygulanış kusursuz bilinç-düşünce mimarisi ve iletişim için; insanlığın tüm yazılı, sözlü, eylemli ve düşünsel her bilgi birimi için hayata güncellenişi gereklidir. Belki de, fert, toplum, kavim, devlet… Vb insanlık bazın da;geri dönüşümsüz değer yargıları insani ya da bilimsel olarak geçerli olsun olmasın var olan öğrenici potansiyeline(hedef kitleye) öğretilmek istenen bilgilerin; istendik-istenmedik tüm değer yargıların ortak payda ve özgünlükleriyle; bütünleşik, uyumlu ve ilişkisel olarak doğru örneklenmiş ve hayata güncellenmiş olarak sunulmalıdır. İstenmedik, bilimselliğe aykırı, geçersiz ve doğal değer yargılarını değiştirmek ya da ıslah etmek için kanunlar çıkartılarak çocuk yaşta öğrenicilere ayrıntılı alternatifleri gerekçeli sunulmalı ve öğretilip hayata uygulanmalıdır. Fert, toplum… Vb her insani bazda verilmek ya da öğretilmek istenen öncelikli acil bilgilerin kısa vade de hedef kitlenin inançsal, kültürel, özgün… Vb istendik ya da istenmedik değer yargılarına uyumlu ve ilişkisel hayata örneklendirilip güncellenerek verilmesi gerekmektedir. Yani Bâtının, kapitalizmin, komünizmin… izm, … istli yabancı-doğal rejimlerin, yönetimlerin ve eğitim sistemlerin istendik ya da istenmedik değer yargılarına ya da yararlı da olsa yabancı ya da farklı değer yargılarına endeksli verilmemelidir. Yani toplumsal etnik alt birimin değer yargısına/yargıları düsturlarına ters olduğu için kısa vade de verilmemelidir. En küçük özgün toplum birimlerinin (benzer ortak dili, kültürü, alışkanlıkları, zevkleri ... Vb paylaşan ailelerin bir üstü toplumsal özgünlükler kümesi ya da insan dokusu) özgün değer yargıları baz alınarak ona uyumlu öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim sistemi/leri geliştirilerek verilmeli. İnsanın etnik azınlığı olmaz; bu doğa, bilim ve ilahi/peygamberi yasalara aykırıdır hem de bölücü ve tahrik edici bir kavramdır. Sizi kavimlere ayırdık ki tanışasınız (ayet). Dil, din, lisan, kütür azınlıkları çoğunluğa asimile ya da evcilleştirilsin diye değil. Böyle bir durum yaşama gücünü artıran evrimin çeşitlilik yasasına aykırıdır. Yaşadığı toplumdaki; din, dil, lisan, kültür, renk...Vb halk azınlıklarının birimlerindeki (özgün toplumsal birimlerdeki ya da özgün insan dokusundaki) yararsız, verimsiz, zararlı… Vb istenmedik değer yargılarının değişimi için uzun vadede tüm dünyanın o konudaki liyakatli otoritelerin görüşü çerçevesinde kanunlar çıkartılarak alternatifleri gerekçeli sunularak ilk öğretim seviyesinden itibaren öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle verilmelidir.
Biliriz ki tüm canlı yaratıkların kişilikleri genel olarak, yapısal(fıtratı-genetiği-irsi), kültürel, inançsal, eğitimsel… Vb kökenli olarak; kabullendikleri, reddettikleri, tasdik ettikleri… Vb değer yargılarının mantık kafesi, süzgeci ve örgüsü içindedirler. Bu değer yargıları çatısında ki mantık örgüsünün dokusunu; kişinin kabullendiği, ret ettiği veya şüphelendiği;kanunlar, davranışlar, eylemler, süreçler, olaylar, bilgiler, ayetler, vecizeler, atasözleri, özdeyişler… Vb temel mantıksal denklemler oluşturur. Kişinin değer yargıları, mantıksal denklemleri dokusunun arasını öğrendiği, edindiği ya da genetik-fıtratı-irsi yapısında bulunan bilgilerin ilişkisel bilgi birimleri örgüsü doldurur. Liyakatli ve kaliteli öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle kişinin tüm değer yargıları, mantıksal denklemleri ve bilgi örgüsü beyinsel ve zihinsel havuza kaydedilir. Kişi tüm değer yargılarını, mantıksal denklemlerini ve bilgi örgüsünü kültürel olarak öğrendiği anadilindeki kavramlar, kavramisimler, isimler ve sembollerle ifade ederek aynı dili bilenlerle sözel, bedensel, mimik.. Vb ile iletişim kurar. Kişi dilini bilmediği bir toplum içerisinde bu kültürel iletişimde mahrum ve yoksun kaldığı için; yontma taş devri ve öncesi insanların iletişim seviyesine düşer. Onun için bir kültürel dildeki, kavramlar, kavramisimler, isimler ve semboller o kültürel dilin iletişim araçlarıdır. Bu açıdan dünyadaki ve insanlık havuzundaki var olan doğal-vahşi!!! kültürel dil kümeleri arasında öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimle verimli ortak payda akli-mantıki!!! lisan ve dil geliştirmek insanlığın en önemli sorunlarından biridir. Fıtratı-yapısal, inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargıları; mantıken kabullenebilirlikleri, kabullenemezlikleri ve tercihleri örgüsünün zihinsel yapıtaşlarını oluşturduğu için verilen öğretim ve eğitimi yaratığın kabullenmesi ya da davranışına yansıması için aktarılmak istenen bilgilerin gerekçeli ve ilişkisel olarak yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarıyla ilişkisel örneklerle verilerek hayata güncellenerek beyinsel, düşünsel ve zihinsel özümsemeyle (asimilasyonla) uygulamada alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmelidir. Değer yargılarına ters verilen ya da değer yargılarıyla ilişkisel verilmeyen; öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitim ürünleri eğitilen kitle tarafından kabullenmekte sıkıntı yaratır ve hedefe ulaştırmaz. Belki de ülkemizde yapılmış ve halen yapılmakta olan devrimler, öğretim, öğrenim/öğrenme ve eğitimlerin çoğu ülkemiz halklarının yapısal (fıtratı), inançsal, kültürel, kişisel, özel, özgün ... Vb değer yargılarına uyumlu verilmediği, cebren ve hile ile ya da zorunlu kapitalist ekonomik farzlara bağlı olarak empoze edilip bilgiler beyinsel ve zihinsel olarak sindirilip hayata uygulanabilir alışık tepki (refleks) ve alışkanlık haline getirilmediği için istenen seviyede başarılı bir ülke olamadık. Bu duruma çözüm açısından ülkemizde değer yargılarımızın düstur denklemi konumundaki; vecizeler, atasözleri, özdeyişler, ithal edilmiş atasözleri... Vb önemli bir kısmı yanlış, eksik, ters... Vb olduğu için insanlarımızda kavram, düşünce, öğrenim/öğrenme ve iletişim yanılgısına neden olmaktadır. Bu açıdan bunların ivedilikle akÂdemik çevrelerce gözden geçirilip daha bilimsel alternatifleri, eksikleri, geçerlilik sahaları… Vb hakkında ayrıntılı bilimsel çalışmalarla sonuçlandırılıp toplumun yapısal, beyinsel ve zihinsel havuzundaki önemli değer yargılarının yenilenerek toplumsal değer yargıların; yapısal, zihinsel ve beyinsel havuzdaki yerleri daha sağlıklı ve olumlu bir konuma getirilmesi gerekir.
Okul Deneyimi I, II ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersilerinin Önemi ve Fakültede İşlenen Konular-Yapılan Etkinlikler
Okul Deneyimi I, II ve Öğretmenlik Uygulamaları Dersileri: fakülte ve okul arasında, öğretim üyesi, öğrenciler ve okullardaki görevli yönetici-öğretmenler açısından son derece önemli bir fırsatlar sunar. Ülkemizin en büyük sorunlarından birisi; orta öğretim ve yüksek öğretim arasında sosyal –bilimsel bağlantının olmamasıdır.
Ülkemizdeki yüksek öğretim yasaları;bilim üretimi teşvik sistemi ;öncelikle teknolojik açıdan çok gelişmiş ülkelerin bilim ve teknoloji alt yapısına hizmet verecek şekilde bilim üretiliyor ve yapılıyor. Bu hizmetin yan ürünü olan yayınlarla da akÂdemik kariyer elde ediliyor. AkÂdemik kariyer açısından Bâtının menfaat farzlarına uyuma yönelik araştırma ve makale üretmeyi öncelikle teşvik ettiği için, bu konunun önemi dikkatlerden kaçmış olabilir. Örneğin patenli bir buluşunuz olsun; Buluşunuzu kendi ülkenizin orta sınıf bir kongresinde bildiri ya da poster olarak sunduğunuzda akÂdemik kariyer için verilen puan, yurt dışı kongrelerde sunulup yayınladığından daha düşüktür. Bir çalışmayı yurt dışına gidip bildiri ya da sunu yapacaksınız. Devletin veya şahsınızın en az 2-3 bin lira (2-3 milyar) masrafı olacaktır. Aynı çalışma ülke içinde olsa 300-500 lira (300-500 milyon) masraf belki yeterli olacaktır. Yani kaliteli ya da normal bir yayının-bildirinin-poster sunusunun ölçüsünü orta sınıf dergide göremeyecek ya da ölçü getiremeyecek kadar zavallımıyız!! Bence bilim insanlarımızın bilgilerini ve eylemlerini öncelikle ülkemiz menfaatlerine güncellemeleri için;daha liyakatli kurallar,teşvikler ve eğitim-öğretim sistemlerini uygulamaya koymamız gerekir.1, 2, 3,4
Hâlbuki AkÂdemik kariyer, ülke vizyonu veya bilimde ileri ülkeler seviyesine ulaşmak için: ülkemiz koşullarında; yurt dışı, birinci, ikinci ve üçüncü sınıf dergilere; makale, materyal üretmek; maliyetleri yüksek; proje, araç gereç, çalışma, zaman… Vb ülkemiz için pahalıya mal olan sonuçlar doğurmaktadır. Kaldı ki bu çalışmaların tüm meyvelerinden ülkemiz hemen hiç yararlanmamaktadır. Şimdiye kadar alınan sonuçlarda pek verimli gözükmemektedir. Hatta bundan dolayı;Bilimsel Öğretim Kurumlarının Yıllık Giderlerini ve Öğretim Üyelerinin Yıllık Maaşlarını amorti edip etmedikleri bile tartışma götürür.Bu duruma ilave olarak veya en azından eşdeğer koşularda teşvik edilmelidir.Son zamanlarda üniversitelerimizde; IMF para politikasının, bilimsel projelere tercüme edilişine-uygulanışına benzeyen mantığıyla, başka ülkelerin gelecekteki menfaat önceliklerini ülkemizde köklendirmek yeşertmek için(yuvasında köleleştirmek);bilim insanlarımızı bilerek veya bilmeyerek ya da Avrupalı bilim bilgini (bilim insanı?!) olacağız aşkına-hevesine;başka ülkelerin menfaat farzlarının öcelik formatlarına hizmet eden projeler ürettirmek (kıblesi Bâtının menfaat farzlarına yönelik proje) veya bu gibi projelerde;bilim işçisi, bilim dedektifi ve bilim ajanı olarak görev almış olamazlar mı?! Belki de bu işleri yapmakla ülkemizi başka ülkelerin menfaat farzlarının önceliğine; işçiliği, üretimi üstlenilmiş tarla yapmış olmuyormuyuz(yuvasında uşaklık yapmak)?! Bu krediler verilecekse veya veriliyorsa neden sorunlarımızı ve projelerimizi daha iyi tanıdığımız halde biz belirleyemiyoruz!! Bunun yerine; Ör1;Van yöresinin; eğitim, sosyal, kurumsal, hayvansal, sağlık, topraksal(erozyon) … Vb sorunları yerel kurumlarca( muhtarlıklar, belediyeler, kaymakamlıklar... Vb)belirlenip valiliğe sunulsun. Sonrada bu envanterler; her yıl üniversite rektörlüğüne sunularak bu konuda çözüme yönelik;makale, dergi, projeler, etkinlikler, uygulamalar… Vb üretmektir. Bu amaçla yerel yönetim, valilik ve üniversiteler istişare ederek;çözümlere yönelik çalışmalar üretmeye talip öğretim üyelerinin akÂdemik kariyerlerine yönelik puanlama ve teşvikler getirilebilir. Bu mantığı ülkemize genellemek belki de daha hayırlıdır. En azından bir üniversitede sınırlıda olsa denemekte yarar vardır. Ör2,Okul Den.I, II ve Öğretmenlik Uygl. derslerinde ve uygulamalarındaki verilere dayalı;Orta öğretim ve Yüksek Öğretim arasındaki ilişkin kuvvetlenmesine-gelişmesine yönelik makale ve araştırmalar teşvik edilse en azından batıya teşvik edildiği kadar olsa bu ilişki verimli hale gelmiş olacaktır. Hatta ilerde, Orta Öğretim Okulları - Eğitim fakülteleri işbirliği ile kurulacak Sanal Okullar,K12 Eğitim ve E18-23 sisteminin ülkemiz koşullarına ve fıtratına özümsenmesine yardımcı olunmuş olacaktır.
Bu derslerin(Okul Den.I, II ve Öğretmenlik Uygl.) iki ayağından: birisi, okullarda öğrencileri denetime giden öğretim üyesinin orta öğretimin tüm alt yapısını-güçlüklerini ve olanaklarını tanıma fırsatını bulur. İkinci ayağı yukarıdaki amaçlara uygun veri toplayarak, ona yönelik; çalışmalar, projeler ve makaleler üretirken akÂdemik kariyerinede katkı sağlamış olur.
Diğer taraftan okulda öğrencilerimizle işlediğimiz 2 şer saatlik Okul Deneyimi I, II ve Öğretmenlik Uygulamaları Derslerinde neler yapmamız gerektiğidir. Özellikle ortak payda bilgisi olarak; öğrencilere öncelikle okullarda uyması gereken kulları ve ödevlerini, etkinliklerini ve okuldaki partner öğretmeniyle nasıl çalışması gerektiği konusunda bilgi vermekteyiz. Sonra öğrencilere eğitimle ilgili kitaplardan ödevler hazırlatıp, öğrenciler sınıfta ders ve etkinlik yaparken;okullarda yapacaklarına benzer davranışları dramatize eden ortamlar oluşturmaya çalışılır. Böylece doğru davranış ve tepki alışık tepki (refleks)-alışkanlıkları kazandırılmaya çalışılır. Bu yönden zihinsel bağışıklıklarının gelişmesi için, bazı özel etkinlikleri dramatize etmeye çalışmaktayız. Buna yönelik kurgular veya daha önceki okul hayatlarında şahit oldukları, duydukları veya yaşadıkları okul vakaları, olaylar.. Vb şeylerden her öğrenciye ödev hazırlatılıp sunması istenir (1, 2, 3, 4, 5).. Öğrenci çözümü sunmadan önce, sınıfa vakayı dramatize eder veya en güzel şekilde sunar. Sonra sınıftaki öğrencilerde çözüme yönelik önerileri istenir. Öğrencinin kişisel çözümüne ilave olarak sınıfça kabul edilen çözüm ve öneriler ödeve ilave edilir. Tatmin edici çözüme ulaşılmayan vakar (1, 2, 3, 4, 5), olaylar hakkında; rehber öğretmen, psikologlar, deneyimli eğitim hocaları ve gerekirse psikiyatrlardan görüş alınmaya çalışılır. Bu birikimlerin ileride önemli bir veri kaynağı oluşturacağı inancındayız.
Okul Deneyimi I Dersinde:Okula uyum konusuna yönelik bilgi ve uygulamalara öncelik verilir. Eğitim kitaplarında(Sınıf Yönetimi.. Vb). hazırladıkları sunulara ağılık verilerek konular işlenir. Sınıftaki öğretmen adayları ve öğretim üyesi: sunu süresince-bazı özel hallerde tatbik/uygulayış okullarındaki; öğrenci ve öğretmen gibi davranarak drama yaparlar. Bundaki amaç; öğretmen adayının tatbik/uygulayış okuluna uyumunu kolaylaştırmaktır. Önceki yıllardan edinilen deneyim ve çözümlerden yararlanılarak öğretmen adaylarının;okullarda hazırlayacakları ödev, çalışma, etkinlik ve sosyal ilişkilerinde dikkat etmesi gereken konular hakkında pratik bilgiler ve çözümler verilmektedir.
Okul Deneyimi II Dersinde: Okul içi ilişkilerinde, öğretmen adaylarının nasıl davranacakları ve çevreyi nasıl gözlemleyecekleri konusuna öncelik tanınır. Kişisel gözlem sonuçlarını;arkadaşları ve öğretmenleriyle paylaşıp tartışarak sonuç çıkarmaya ve uygulamaya teşvik edilir. Ayrıca vakalarla ilgili, ödevleri(1, 2, 3, 4, 5)(okullara da yaşadıkları veya duydukları vakalardan 7-10 tanesini çözümleriyle sınıfta sunu şeklinde takdim eder)etkinlikleri sınıfta sunarlar ve tartışırlar.Daha sonra; aynı konu ile ilgili, kişisel gözlem sonuçları ile grup tartışma sonuçlarını karşılaştırıp yorumlanması istenir. Buradaki amaç;grup tartışma sonuçlarının önemi ve üstünlüğünü kavratmaktır.
Öğretmenlik Uygulamalarında ise:Her adayın;sunusunu sınıfa takdim ettikten sonra;tatbik/uygulayış okulları ve deneyimlerine dayalı olarak,okul idarecileri, öğretmenleri ve öğrencileri gözlemlerken; takdir ettikleri, kabullenmede güçlük çektikleri, anlam veremedikleri veya nötr oldukları davranışları,eylemleri ve hizmetleri sınıfa sunar- tartışırlar. Çözümler üretilir. Bunların içerisinde önemli olan çözümler güncellenerek hayatla ilişkilendirilmeye çalışılır ve ders notlarına ilave edilir. Daha sonra her aday öğretmen olarak kendisini; yeterli, yetersiz ve kararsız gördüğü eylem davranış ve yetenekleri konusunda sınıfa takdim eder.Adayın kendisini daha iyi tanıması amacıyla, onurunu zedelemeden, eksiklerini tamamlamak amacı ve gayreti ile sınıfça gerekli-yapıcı yazılı ve sözlü eleştiriler yapılır. Sonuç olarak: ders hocası sınıfta ve okul öğretmenlerinden edindiği bilgilere (gözlem ve öğretmenlik tatbik/uygulayış formu) kendi görüş ve düşüncelerini katarak;adaya yazılı ve sözlü tavsiyelerde bulunur. Böylece adayın kendi yetenek ve gücünü daha iyi tanımasına yardımcı olunur. Ayrıca hangi konularda kendisini değiştirmesi ve yetiştirmesi gerektiği kendisine tavsiye edilir.
Özel Not;Gerekirse,öğretmenlere verecekleri tüm derslerle ilgili, uygulayacakları; gözlemler, yöntemler, uygulamalar, etkinlikler ve taktikler konusunda her yılın başında veya öğretim süresince fakültelerde belli saatlerde bilgilerini güncellemek üzere zorunlu kurs veya ders aldırılır.
|
Örnek Teşkil Etmesi Amacıyla; 2005 Yılında Okul Deneyimi II Dersine Ait Okul Vakaları Ödevi Sunulmuştur.
Bu bölümde Eğitim Fakülte si-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin amacı, yapısı ve dayanağı ana
çizgileriyle ele alınmıştır. Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin yapısı, bu
süreçte yer alan kurumlar ve bireylerin rolleri, görevleri ve sorumluluklarıyla birlikte
açıklanmıştır. Ayrıca kavram yanılgılarını önlemek amacıyla bu bölümün sonunda
kılavuzda sıkça kullanılan terimlerin kısa tanımları yapılmıştır.
1.1 Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin Amacı
Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği, öğretmen adaylarının öğretmenlikyeterliklerini kazanması için düzenlenen bir tatbik/uygulayış sürecidir. Bu tatbik/uygulayış tarafların
ortaklaşa sorumluluğu altında yürütülür.Bu işbirliğinin amacı, öğretmen adaylarının kazanmış oldukları alan bilgisi, mesleki bilgive becerilerini etkili, verimli, güvenli olarak uygulayışları ve geliştirmeleri için görev ve
sorumlulukların eğitim fakültesi ile tatbik/uygulayış okulu arasında paylaşılmasını sağlamaktır.
Eğitim fakültesi-tatbik/uygulayış okulu işbirliği'nin özel amaçları şunlardır:
a. Planlama, tatbik/uygulayış ve değerlendirmede belirlenen ilkeler çerçevesinde ulusal bir
standart oluşturmak,
b. Eğitim fakültesi ile tatbik/uygulayış okulu arasındaki işbirliğini geliştirecek bilgi
alışverişini sağlamak,
c. Eğitim fakültesi ile tatbik/uygulayış okulu arasındaki eğitim-Öğretim sürecinde etkileşimi en
üst düzeye çıkartmak.
1.2 Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nin Yapısı
Öğretmen adaylarının daha nitelikli yetiştirilmesinde Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okuluîşbirliği'nin gerekliliği yukarıda vurgulanmıştır. Bu işbirliğinde eğitim fakültesi,
tatbik/uygulayış okulu ve milli eğitim müdürlüğü görev almaktadır. Bu sürecin akış çizelgesi
Şekil 1 'de verilmiştir (Bkz. Şekil 1: Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği).
Aşağıdaki bölümde işbirliğini oluşturan bileşenler kısaca açıklanmıştır.
Eğitim Fakültesi-Tatbik/Uygulayış Okulu İşbirliği'nde fakülte tarafı, fakülte tatbik/uygulayış koordinatörü, bölüm tatbik/uygulayış koordinatörü ve tatbik/uygulayış öğretim elemanlarındanoluşur. Fakülte tatbik/uygulayış koordinatörü dekanlıkça belirlenir. Fakültedeki her bölümbaşkanlığı bir bölüm tatbik/uygulayış koordinatörü belirler. Bölüm tatbik/uygulayış koordinatörü
tatbik/uygulayış öğretim elemanları ile işbirliği içinde Öğretmen adaylarının gidecekleriuygulama okullarını belirler ve bölüm başkanlığına bildirir. Bölüm birden fazla anabilim
dalından oluşuyorsa, her anabilim dalı için ayrı bir tatbik/uygulayış koordinatörü görevlendirilir.
|