Projenin Adı:Medya Ortamında Bulunan Biyolojiyle İlgili Çeşitli Bilimsel Filmlerin İncelenmesi

Proje Yürütücüsü;Seray İLTER

Proje Danışmanı;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ

Proje İçin Harcanması Planlanan Zaman(toplam ders saati) 14 X4 saat =56 Saat

Giriş
;Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Anabilim Dalı Materyal Geliştirme Odasında hazırlanan ve Nadidem ve Biyoloji Eğitimi web sitelerinde halen internette yayınlanan  yaklaşık  205,5 Gigabayt (yaklaşık 342 saatlik 500 filimlik arşiv) bilimsel film içinden, ders hocası tarafından biyolojiyle ilgili yaklaşık 30 saatlik  33 film seçilmiştir.
Genel Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/video.html
Evrimle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/ev/ev.htm
Teknoloji ve Toplum İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/fttfm.html
Çevre İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/cevt/cevfm.htm
Alan Eğitimi ve Araştırma Projesi dersi öğrencileri için;Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) hazırlanarak, filmlerin internet  ortamında ücretsiz ve rahat izlenerek özetleri çıkarıldı. Ayrıca filmle öğretim yöntemine (http://www.nadidem.net/ders/omk.html#koylu) uygun olarak izlenilen filmin derinlemesinde yanıt bulabileceği sorular dizisi de filme ilave edilmiştir.

Yöntem:Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) adresinden tek tek izlenerek özetleri tutuldu. Sonra  izlenen filimim derin içeriklerinde yanıtları bulunan sorular ilave edildi. Daha sonra her özet bir word sayfasına yazılarak özet sayfası html uzantılı şekilde hazırlandı. Yaklaşık 33 tane film için (45’er dk’lık) 30 sayfalık bir özet ve sorulardan doküman hazırlandı. Bu doküman Macromedia Dream Weawer programı kullanılarak html uzantılı dokümanların her birisine ait olduğu filmin internetteki linki atılmıştır.
Daha sonra tüm filimler ders hocası tarafından öğrencilere Biyoloji Materyal Geliştirme Odasındaki filmlerin hazır flash uzantılı dökümanları tek tek açılarak Macromedia flash sanal aracı ile her filmin görsel ekranına film özetinin linki atılmıştır. Böylece 30 tane filmin her birisi için birer sayfalık html uzantılı dosyaları ve film isimleri üzerine link atılmıştır. Aynı zamanda her filmin flash dosyasındaki görsel ekranına da film özetinin linki atılmıştır.

Sonuç ve Öğrencinin Kazanımları;Öğrencilerin 5 yıl boyunca gördüğü biyolojik bilgilerin bir kısmını, izlenen 30 saatlik uygulamaya yönelik bilimsel biyolojik filmlerin hayattaki karşılıklarıyla ilişkilendirme, filmlerin pratikteki karşılıklarının belli bir kesimini muhakeme etme, öğrencilerin biyolojinin uygulama alanlarına yönelik bilgileri güncellemiştir. Aynı zamanda öğrenciler filmlerde öğrendiklerini özetleyerek bilgilerini pekiştirmiştir. Ayrıca öğrencilerin Macromedia Dream Weawer ve Macromedia flash programlarını kullanmayı öğrenmeleri amaçlanmıştır. Bütün bu dokümanın hepsi http://www.nadidem.net ve http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr web sayfalarında yayınlanmıştır.
http://www.nadidem.net/ozgecmis/serayod.htm


Amazon Nehri Boyunca Öldürmeye Programlı Hayvanlar

Filmde nehirlerde avlanan ve avlayan hayvanlar anlatılmaktadır. Bunlardan pirana balıkları, somon balıkları, sinekler ve yaban öküzlerinden bahsedilmekte ve avlanma şekilleri anlatılmaktadır.

 Pirana balıklarını su samurları avlamaktadır. Su samurları nehir hayvanları olup vücutları yüzmeye oldukça uygundur. Avlama özelliklerin,i bıyıkları ile algıladıkları söylenmektedir. Balıkları hem bulup hem kovalamakta oldukça ustadırlar. Su samurları suya dalış yaparak piranaları yakalamakta ve piranaların keskin dişlerinden korunmak için önce başlarını yerler. 

Filmde ayrıca döllenmiş yumurtalarını Alaskadaki nehirlere bırakıp dönen soman balıklarının dalıcı kuşlar ve ayılar tarafından avlandıkları anlatılmaktadır. Dalıcı kuşlar oldukça sık tüylü olup dalış esnasında hava kabarcıkları oluşturdukları için ıslanmamakta ve su altında kanatları sayesinde yüzerek avlanmaktadırlar. Bunun yanı sıra ayılar da kış uykusuna yatmadan önce gerekli protein ve yağlar için soman balıklarını avlamakta bunun için güçlü pençeleri ile ya su kenarında yada suyun içinde av pozisyonunda beklemektedirler. Somon balıklarını avlayan ayılar bu sayede zor geçen kışı atlatabilmektedirler.

Avlanan hayvanlardan bazıları ise Afrika yaban öküzleridir. Bunlar ise su ihtiyaçlarını gidermek için nehirlere yaklaşmakta ve düzenli olarak su takviyesi yapmaktadırlar tabi bu sırada tehlikeli olan timsahlar tarafından avlanmaktadırlar.  Timsahlar yassı vücutları ve tam açılabilen ağız yapıları ve keskin tutucu dişleri sayesinde avlarını su içerken yakalamakta ve parçalara ayırarak yemektedirler. Nil timsahları avlarını suda boğarak öldürmektedirler.

Avcı hayvanlardan bazıları da balık kartalları olup nehir üzerinde uçarlar ve balık avlarlar. Keskin görme duyuları sayesinde bizden yaklaşık 8 kat daha iyi görürler ve pençeleri sayesinde avlarını kavramakta ve keskin gagaları ile balıkları yemektedirler. Balık kartalları avlarını tespit ettikten sonra süzülerek aşağıya yaklaşmakta ve avlarına yaklaştıklarında yavaşlayarak ayaklarını avlarına doğru aşağı indirmekte ve pençeleriyle yakalamaktadırlar. Kendi ağırlıkları kadar olan balıkları avlayabilirler.

Bir diğer öldürmeye programlanmış hayvan ise okçu balığı olup sinekleri avlamaktadırlar. Okçu balıkları damaklarında bulunan özel bir oluğa dillerini sıkıştırırlar ve solungaçları kapandığında oluktaki su buruna itilir dilin ucu valf görevi görerek suyu fırlatır bu şekilde avlarını keskin nişancılar şeklinde vurmaktadırlar. Suya düşen avlarını hızlı bir hareketle yutmaktadırlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1.Piranaların avcıları kimlerdir? Ve avlanma tekniklerini açıkla.

2.Dalıcı kuşların önemli fiziksel özellikleri nelerdir?

3.Nil timsahlarının avlanma şeklinin diğer timsahlardan farkı nedir?




                                                                                                              Aşı Geliştirmede Teknikleri

Virüse karşı koymak için önce virüsün yapısı ortaya konmalıdır. Şekle uygun olan bir karbonhidrat virüsü kilitler. Böylece virüs hareketsiz kalır ve vücudun bağışıklık sistemi gelip onu yok eder. Virüsün yapısı belirlendikten sonra onun en zayıf noktasına göre ilaç üretilir. İşte bu amaçla üretilen ilaçlardan biri Releanza’dır. Bugün dünyada üç boyutlu ilaçlar tasarlanıyor. Böylece geçmişte öldürücü olan birçok hastalığa çare bulunmuştur. Şuanda Malarya, Kanser, Verem ve şeker hastalıkları için ilaç tasarlanmaya çalışılıyor. Prof. Dr. Patarovyo neden gribe karşı aşıların etkisiz kaldığını açıklamaya çalışıyor. Bu deneyinde maymunları kullanıyor. Deneme yanılma yöntemi ile Malarya parazitinin sırrını çözüyor, Normalde bir aşı zararsız parazitlerden oluşur. Ancak Malarya vücudun kendi moleküllerini taklit ederek kendini vücudun bağışıklık sisteminden saklıyor. Ancak bunu engellemek için Patarovyo gerçek parazit yerine sentetik parazit kullanır. İlk kimyasal aşıyı üreterek aşının yapısını istediği gibi kontrol ediyor. Prof. Önce parazitin yüzeyinde bulunan proteinlerin kimyasal kopyasını yapar. Bu proteinler sayesinde vücudumuz bir enfeksiyon olduğunu anlayıp antikor üretimini devreye sokar. Böylece Prof. Parazitin enfeksiyon için kritik parçalarını saptayacak bunları vücut için tanıyıcı hale getirmeye çalışıyor. Maymunda yapılan son deneyler %100 başarı sağlamıştır. Şimdi ise insanlarda denenmeye çalışılacak.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Relenze nedir? Etki mekanizması nasıldır?

2- Kimyasal aşı üretme nasıl yapılmaktadır? Bunun amacı nedir?

3- Şuan hangi hastalıklara çare bulmak için aşı üretilme çalışmaları yapılıyor?

4- Denek olarak neden maymunlar kullanılıyor?

 

 

 

 

Bilimsellikte Duygusal Zekanın Kullanılmasına Örnek

Amerikan bilim adamı Dian Fossey ve yardımcısı Bob Campell tarafından dağ gorillerinin davranış biçimleri araştırılmaktadır. Ancak Dian bilimsel çalışmaları sırasında gorillerle yakınlaşarak duygusal olarak bağlanmakta ve bu gorillerin kötü durumlarını dünyaya duyurmaya ve yardım etmeye çağırmaktadır. 

Filmde Dian’ in Afrika’nın ıssız bir dağ köyünde dağ gorillerini incelemesinin bir bayan için çok zor olduğu da işlemektedir. Ancak Dian’ in araştırmayı çok istemesi, dağ gorilleri hakkında günümüze ve bilime ışık tutacak ender çalışmalardan birini yapmasına vesile olmuştur.

Rwanda da bulunan kampta iki öksüz dağ gorilinin Rwanda ulusal park görevlileri tarafından tutsak edilmesini istemeyen dian ‘in onların bakımını üstlendiği ve duygusal olarak bu iki öksüz dağ goriline çok yakınlaştığı görülüyor. Dian onları korumak amacıyla uluslararası yetkililere sürekli mektuplar yazarak dünya çapında dağ gorillerinin zor şartlarının iyileştirilmesini istiyordu. Ancak tüm çabalarına rağmen bu iki öksüz dağ gorili yetkililerce tutsak edilerek kafeslendi ve bu durum Dian’ in çok üzülmesine ve ağlamasına sebep olmuştur. Bilim tutsak edilen dağ gorillerinin yaşamadığını göstermiştir ki bu iki dağ gorili de tutsak edildikten 9 yıl sonra ölmüşlerdir. Yaptığı bilimsel çalışma olması ve davranış incelemesi olmasına rağmen bilim adamının bu vahşi hayvanlara duygusal bağlamda çok yakınlaştığı ve bunları korumak için çok zor şartlarda mücadele etmektedir. Çünkü iklim şartlarının zorluğunun yanı sıra dağ gorillerini kaçak avlayan avcılarda bulunmaktaydı. Bu avcılarla da Dian çok kavga etmiş ve mücadele etmiştir.

Dian yardımcısının da istenilen fotoğrafları çekemediği için onunla çalışmak istememekte ve gorillerini rahatsız etmemesi konusunda yardımcısını uyardığı anlatılmaktadır. Ancak zamanla gorillere yakınlaşmaya başlayan ve bazı şaşırtıcı teknikler kullanarak kamerayla iyi görüntüler yakaladılar. Dian’ in dağ gorillerine defter, ayna ve kalem uzatarak yaklaştığı görülmektedir. Yine gorillere onların doğasına yakın davranarak herhangi bir şey vermeden yakınlaşmışlar ve gorillerin onlardan kaçmadığı görülmektedir. Araştırmalarında her zaman aşama kaydetmişler mesela gorillerin su içtiklerini görüntüleyerek bilime yine ışık tutmuşlar. Bu durum onların National Geographic  dergisine kapak olmalarını  sağlamış ve böylece ünlenen Dian,  Boba da duygusal olarak yakınlaşmış ve çalışmalarında ilham almıştır.

Filmde ayrıca kaçak avlanmanın artması, Dian’ in dağ gorillerine duygusal olarak çok yakınlaşması kaçak avcılara karşı kin ve nefret beslemesine sebep olmuştur. Bu nedenle de onlara karşı tek kişilik mücadele etti ve Dian’ in yakınlaştığı Dıgıt adını verdiği dağ gorilinin avcılar tarafından öldürülmesi onun çok üzülmesine sebep olmuştur. Yaklaşık 18 yıl dağ gorilleri üzerine çalıştı ve bu en uzun bilimsel araştırmaydı.  Dian’ in bilinmeyen biri tarafından pala ile öldürüldüğü filmde anlatılmakta ve bu durumdan dolayı dağ gorilleri için köklü koruma çalışmaları yapılmış ve günümüzde hala vahşi dağ gorillerinin Afrika’ da yaşadığı bilinmektedir. Dian ve yardımcısı Bob’ un bu duygusal yaklaşımları sayesinde dağ gorilleri hakkında birçok bilgiye sahip olunmuştur.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır
            1. Dağ gorilleri üzerinde yapılan çalışmalar onların hangi özelliklerini ortaya çıkarmıştır?

2. Dağ gorillerinin ölmelerindeki sebeb neydi?

3. Dian adlı araştırmacı dağ gorilleri ile ne tür bir ilişki oluşmuştur?

4. Dian’ın öldürülme sebebi ne olabilir?
 

 

 

Bira Üretiminin Hayat Hikayesi

San Luiz’deki bira üretim tesisleri büyüklüklerine rağmen karbonat ve alkol oranı düşük bira üretirler. Malt biranın içinde en çok bulunan ve en önemli hububattır. Başka hububatlardan da bira üretilebilir. Ancak en iyisi arpadır. Mayalanacak olan arpa hafifçe çimlenmeye başlayana dek sıcak suyun içinde tutulur. Nişastası çekere dönüştürecek enzimleri aktif hale getirecek kadar. Arpa tohumları hafifçe çimlenmeye başlandığında fırına atılıp iyice kavrulur. Fırınlama biranın rengiyle aromasının belirlenmesine yardımcı olur. aynı zamanda nişastası şekere dönüştürme sürecini durdurur. Arpayla su ezme fıçısında 109 – 1100C’de karıştırılıyor. Burada maltın unu çıkartılarak nişasta haline dönüştürme süreci başlatılır. Daha sonra nişastası şekere dönüştüren enzimin miktarını maksimuma getirmek için sıcaklık yavaşça arttırılır. Bu çok önemlidir. Çünkü bu enzim şeker fermantasyonu sırasında arpayı alkol ve CO2’ye dönüştürecek. Arpayı kaynatmak için yoğun buhar kullanılır. Bu arpayı hem steril yapar hem de renginde değişiklik oluşturur. Ayrıca kaynama esnasında bazı proteinlerin tamamen ortadan kalkması sağlanıyor. Çünkü bunlar daha sonra biranın tadına bozulmalara yol açarla. Kaynama esnasındaki en önemli işlemlerden biri de biraya karesteristik tadı veren şerbetçi otunun eklenmesidir. Kaynatılan arpa filtre edilmek için ısı değiştiricisinin içinden geçiriliyor. Bu esnada bira mayası korunuyor. Bira mayası mayalanmayı sağlayan tek hücreli bir canlıdır. Bira 21 gün mahsende bekletilir ve havayla teması olmadan kutulara aktarılır.   Alkol üretimiyle ilgili ilk fiziksel kanıtlar M.Ö. 3500’li yıllara uzanır. Bu kanıtlar Sümerlere ait çömlekte bulunan kalsiyum okzalat kristalleridir. İncir, üzüm, hurma gibi şekerli meyveler de bira üretiminde kullanılmıştır. Bunlar bire mayasını taşıyan böcekleri çeker. Orta çağ boyunca bira gruit adı verilen birkaç bitkinin karışımıyla ve kilisenin kontrolünde olmuştur. Almanya’da en eski bira üretim tesisi bulunur. Bira üretiminde kullanılan maya yüksek sıcaklıkta en üstte fermantasyonu sağlarken düşük sıcaklıkta en altta fermantasyonu sağlayan mayaya dönüşür. Pastörize ile biranın raf ömrü uzatılır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Bira üretiminde fırınlamanın önemi nedir?

2- Bira üretiminde kullanılan hububatlar nelerdir?

3- Sterilizasyon nasıl olur?

4- Şekerli meyvelerden olan hurma, incir, üzüm gibi meyvelerin bira üretiminde kullanılmasının nedenleri nelerdir?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Böcekler

Asker karıncalar doğanın en mükemmel avcılarındandır. Önce avının yerini tespit ederler sonra saldırarak avlarını ısırarak öldürürler. Bu karıncaların bir türü avlarının vücutlarındaki bir açıklıktan giderek avlarını ısırıp boğulmalarına sebep olurlar. Karıncalar günde 1500 m2’lik bir sahayı tahrip edebilirler. Böceklerden olan kırkayak vücudunu zararlı sıvılardan koruyan zırha kadar birçok savunma mekanizması ile donatılmıştır. 1 m uzağa kimyasal madde salgılayabilirler. Kın kanatlılar ise dünya da ise en kalabalık ve en güzel zırha sahip böceklerdir. Gergedan böcekleri kın kanatlıların en büyük üyelerindendir. Sırtında kendi vücut ağırlığının 850 katını taşıyabilir. Kın kanatlılar uçabilirler. Araknitlerden olan pasatçı da koku bezinden salgıladığı pis kokuyla sıvıları saldırgana ya püskürtür ya da fırlatır. Ancak tüm bunlar işe yaramazsa bacaklarını bırakarak avcısını şaşırtarak vücudunun diğer kısmıyla kaçara kendini korur. Ölü kafalı hamam ölü yaprakları yediğinden çürümeye yardımcı olur. bunlarda savunma mekanizması olarak kötü kokuyu bırakılar. Kırmızı karıncalar ise ferromon adlı bir kimyasal salgılayarak ısırırlar. Peygamber devesi ise 1800 dönen kafalarıyla her açıyla görebilirler. Ve çok iyi kamuflaj yaparlar. Bir diğer kamuflaj ustası da sopa çekirgeleridir. Zamanlarının %35’ini hareketsiz geçirebilirler. Tırtıllar ise bazen parlak renkleri ile kendilerini savunurken bazen de yedikleri bitkilerden elde ettikleri zehri kullanırlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Karıncalarda ne tür bir ilişki vardır?

2- Böceklerdeki bazı savunma mekanizmalarını açıklayınız.

3- Ferromon nedir?

4- Çürümeye yardımcı olan böcek hangisidir ve bunu nasıl yapar?

 

     


Harabe Maymunlarda;Annelik Denemeleri, Evlat Edinme ve Erkeğin Sürüye Hakimiyet  Davranışları
Hayat harabeler sürüsü için kolay bir hal almıştı. Organize olarak guruplara ayrılmış vaziyette çalarak ve çöpleri karıştırarak besleniyor, insanların artıklarıyla yollarını buluyorlardı. Ve geceleri harabelerde uyumak için geri dönüyorlardı. Bobo harekeler sürüsüne katılmadan önce birçok şey yaşamıştır. Bobomaymunlar sürüsünün lideri olan 9 parmağın yavrusuydu. Annesi ise dişilerin en üstünü olan Beyaz kulaktı. Bobo’nun doğduğu gün bir dişi maymun daha doğmuştu, kırmızı burnun yavrusu, bobonun babasının sürüdeki liderliğini tehdit eden bir üye vardı. Bu uzun dişti. Uzun diş genç ama güçlüydü, sırtı dokuz parmağın açtığı yaralarla doluydu. Uzun diş lider olmak istiyordu. Ve bunun için fırsat kolluyordu. Sonunda uzun diş Bobo’nun babası yani dokuz parmağı öldürmüş ve liderliği eline almıştı. Bobo’nun annesine de sahip olmuştu. Fakat bununla da yetinmeyen uzun diş Bobonun annesini de öldürmüştü. Şimdi kendine sürüden yeni bir dişiyi eş olarak seçecekti. Tüm dişiler kendilerinin seçilmesini istiyordu ve sonunda uzun diş Kırmızı Burun’u eş olarak seçti. Artık hayat Bobo için çok zordu. Ve sonunda Bobo sürüden ayrıldı. Ve sonunda harabeler sürüsüne katılmaya çalışmış ve sonunda da harabeler sürüsü tarafından kabul edild. Aslında sürüden ayrılan maymunlar genelde hayatta kalmazdı. Fakat Bobo’un tek şansı başak bir sürü tarafından kabul edilmesiydi. Bobo bunu bebeğini yeni kaybetmiş bir maymunu takip ederek onunla bağ kurmayı başararak sürüye kabul  edilmiştir. Fakat yaşlandığında tekrar eski sürüsüne dönerek orda ölmüştür.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Maymunlarda bir başka sürü tarafından kabul edilmek için en büyük şans ne olabilir?

2- Lider’in sürü içindeki konumu ve ödevi nedir?

3- Maymunlardaki annelik güdüleri nelerdir?

4- Maymunlardaki kalıcı evlat edinme ne tür bir durumda oluşabilir? Ve nasıl olur?

 

 

 

Buzul Dönemi Amerikan İnsanın Olası Yaşam Koşulları

Buzul dönemi (M.Ö 10000 yıl) şimdiki Birleşik Devletler dediğimiz coğrafyada aslında karla kaplı ve çok soğuk bir dönem olmadığı bilim adamları tarafından açıklanmaktadır. Bilim adamları o dönem de şu an olduğu gibi orman örtüsüne sahip ve yeşilliklere sahip bir yer olup sadece sıcaklığın 5 ila 10 santigrat derece daha düşük olduğu varsayılmaktadır.

Filmde buzul döneminin kuşkusuz hakimi olarak Kolombiya Mamutundan bahsedilmektedir. Mamutların Afrika Fillerinden farklı oldukları da belirtilmektedir. Mamutların 10 ton ağırlığında ve 4 metre omuz yüksekliğine sahip oldukları açıklanmaktadır. Bu mamutların insanlar tarafından avlandığını da bilim adamları söylemekle beraber bunun çok ilginç bir durum olduğunu belirtmektedirler. Çünkü mamutlar çok iri ve güçlü hayvanlar bunların insanoğlu tarafından avlanmasının zor olduğunu ama olabileceğini söylemektedirler.

Filmde mamutlar dışında akbabalardan daha yırtıcı ve leş yiyici teratorm denilen kuş türünden bahsedilmektedir. Teratormlar 5 cm uzunluğunda keskin gagaları bulunmaktadır. Teratormlarım sadece leş yiyici değil aynı zamanda tavşan gibi canlı avlandıkları da anlatılmaktadır.  Filmde buzul dönemi insanlarının hayatta kalmasının mucizevî olduğu da dile getirilmektedir. Çünkü bilim adamlarına göre insanoğlu hem mamutlar hem de teratormlar gibi çok yırtıcı ve vahşi hayvanlarla mücadele etmek zorunda kalmışlar.

Ayrıca bazı bilim adamlarının mamutların soyunun hızla tükenmesinin iklimden kaynaklandığını varsaymaktadırlar.  Bazı bilim adamları da soylarının tükenmesini insanların avlamasına bağlamışlardır. Filmde mamutların ve teratormların maketleri yapılıp bilim adamları tarafından yakından izleyerek ne kadar güçlü ve yırtıcı oldukları maketler üzerinden de incelenmiştir. Sonuç olarak Buzul dönemi Amerikan insanının günümüze kadar varlığını bu zor şartlarda sürdürebilmesi mucizevi varsayılmaktadır. 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1.Mamutların genel özellikleri nelerdir?

2.Filmde insanların mamutları avlanmasının zor olması neye bağlanıyor?

3.Mamutların soylarının hızla tükenmesinin sebebi nedir?

4.Buzul dönemiyle ilgili filmde anlatılan özellikler nelerdir?

   

 

 

Buzul Neolitik Dönem Avrupa İnsanın Olası Yaşam Koşulları  

Britanya 8 bin yıl önce Avrasya ana karasından ayrıldı. 10 bin yıl önce Paleotik dönemin sonunda büyük av hayvanları öldü. Bu yüzden paleotik avcılarında sonu geldi. Bundan dolayı Mezolitik ve Neolitik dönemlerdekiler çok farklı koşullara uyum sağladı. Kanıtlar yaklaşık 5 bin yıl kararsız kaldıklarını gösterdi. Avcılığa mı devam edeceklerdi yoksa tarıma mı başlayacaklardı. Ancak büyük otoburların yok olmasıyla avcılık giderek verimsiz hale geldi. Böylece avcılar istemden tarıma yöneldi. Neolitik yaşam tarzı paleotik dönemin avcı ve toplayıcı yaşam tarzından çok farklıydı. Toprağı işlemek için haftalarca çalışmak gerekirdi. Böylece Neolitik yaşam tarzı çiftçilerin yılın yarısını çok çalışmakla geçirmeleri demekti. Peki yılın diğer yarısında ne yapıyorlardı. Bu zamanı sosyal davranışlarda bulunarak geçirdiler. Neolitik anıtların çoğu ilk çiftçilerle başladı. Yani paleotik avcıların çiftçilik yapmasıyla başladı. Bu insanlık tarihinde çok önemli sosyal değişimi gösterir. Neolitikler ölülerini toplu olarak gömüyorlardı. Daha sonraları ise tek kişilik mezarlar görülmeye başladı. Bu mezarlarda bulunan bronz eşyalar iki şeyin kanıtıydı. Birincisi bazı bireyler büyük kişisel varlığa sahipti, ikincisi ise toplumda el işçiliği şaşılacak derece de gelişmişti. Neolitik döneme ait birçok anıt vardı. Bu da akla taş devri insanı bu büyük anıtları makinesiz nasıl yapabiliyordu. Bunun cevabı sınırsız zaman, sabır ve kendi yaptıkları aletlerdi. Bu anıtlar Mısır’daki piramitlerle çağdaştı ve eğer Mısır’daki çağdaşları bunu başarmışsalar Neolitik dönem insanları da bunu yapabilirdi. Avrupa Neolitik dönem insanları henüz taş devrinde oldukları halde bunu başardılar. Bu anıtlar incelendiğinde onları inşa eden insanların güneş ve ayın hareketlerinden çok iyi anladıklarını söyleyebiliriz. Bu döneme ait güneş ve ayın durumuyla ilgili çeşitli efsaneler vardır. Bunlardan birine göre kadınların aylık döngüsü aya benzediğinden kadınlar tapılacak durumdaydı. Ay avcılığı güneş ise tarım dönemini simgeliyor da olabilirdi. Yani ikisi de Neolitik dönemi insanları için çok önemliydi. Ve bunu Stanhec tapınağına çok muntazam bir şekilde yansıttılar. Bu neolitiklerin birer astrolog olduklarını gösteriyordu. Neolitik dönemi insanları avcılıktan tarıma geçtiklerinde eski kadar sağlıklı değillerdi ve ömürleri kısalmıştı.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Batı Avrupa Neolitik dönemi insanı nasıl bir değişim geçirdi?

2- Beslenme tarzındaki değişiklik hayat tarzına nasıl etki etti?

3- Neolitik döneme ait birçok eşyanın birçok farklı yerde görülmesi neyin göstergesidir?

4- Neolitikler ay, güneş ve zaman kavramıyla bildiklerini nasıl kullanmışlardır?

 

 

Canavar Istakozun Bilimsel Hayat Hikayesi

Canavar ıstakoz soğuk ve tehlikeli sularda saklanan dinozorlardan daha yaşlı bir yaratıktır. Kurbanlarını ezerek ya da parçalayarak yer. Bu K. Amerika ıstakozu olarak bilinir. Bedeninin çoğu kısmını yeniden üretebilir. İngiltere’nin sahil kentindeki Main Körfezi’nde yaşıyor. 1 m uzunluğunda 9 kg ağırlığında kıskaçlarının çapı 350 cm civarında ve her biri m2 başına 70 ton vuruş gücündedir. Istakozlara kış mevsimini daha ılık olan karadan açıktaki derinliklerde geçiriyor. Üreme, beslenme için ise sıcak olan kıyı kesimlere giderler. Gözleri olmalarına rağmen iyi görmezler bu nedenle kısa antenleri aracılığıyla koku alma yöntemini kullanırlar. Istakozlar besinlerini koku izini takip ederek bulurlar. Istakozun kıskaçları farklı şekilde gelişmiştir. Bir tanesi sivridir ve besini parçalar diğeri ise kalın olup besini öğütür. Istakozlar tehlikeden korunmak için saklanmayı tercih etmelerine rağmen bu mümkün değilse sn.de 3 m.lik hızıyla kaçmayı dener, baskınlık ıstakozlar için çok önemlidir. Özellikle erkek türler için baskınlık iyi tüneller kazmak ve güzel dişilere sahip olmaktır. Istakozlar suyun derinliklerinde ilerlerken etraflarına idrar ve kimyasal madde salgılar. Bu sayede civarda bulunan herhangi bir ıstakoz yeni geleni hakkında kapsamlı bilgi edinmiş olur. ıstakozlar giriştikleri dövüşleri bir hafta hafızalarına tutabilirler. Istakozlar dış iskeletlidir. Büyümek için yılda iki kez kabul değiştirmek zorundalar. İskeletlerini kırdıklarında solungaçları çalışmaz. Bu nedenle kısa sürede çıkmazlarsa boğulabilirler. Bazen bu çıkma esnasında anten veya bacaklarını kaybedebilirler. Dişiler bir yıla kadar süren hamilelikleri sonrasında döllenmiş yumurtalarını dışarı bırakırlar. Büyüklüğüne göre yumurta sayısı 1000’e kadar ulaşabilir. Bu yumurtaları kuyruklarının arkasındaki korunaklı bölgede taşıyabilir.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Canavar ıstakozun yaşam alanı nedir? ıstakozların genel özellikleri nelerdir?

2- Körfez nedir?

3- Istakozlar birbirleri hakkında bilgi edinmek için ne tür bir mekanizma kullanırlar.

4- Istakozlar iklime bağlı olarak ne tür bir hayat tarzı benimsemişlerdir?

   

 

Domuzların Dehası

Domuzlar yeryüzündeki en yaygın memeli türlerinden biridir. Zeki, güçlü ve lezzetlidirler. 40 milyon yıldır dünyadalar ve şuanda dünyanın bir numaralı et kaynağını oluşturuyorlar. Kafataslarının içindeki beyni bir insan beynine çok benzer. İçinde bulunan katmanlar ve oyuklar birer zeka belirtisi olarak değerlendirilir. Araştırmacılar domuzların zekasını çeşitli yöntemlerle araştırıyorlar. Birçok kuramcı domuzların kuramsal düşünme yetisine sahip hayvanlar olduğunu düşünür. Değerlendirme yapabilirler ve yeni davranışlar sergileyebilirler. Bilim insanları domuzların bu problem çözmedeki başarılarını yanal öğrenme yetisi olarak değerlendiriyor. Burada bir hedef belirleniyor ve bu hedefe ulaşmak için yeni yollar keşfedilebiliyor. Hoxilla adı verilen çiftlik domuzları yaban domuzlarından farklı olarak daha çukur bir kafatasına sahipken yaban domuzlarının kafatası düzdür. Ancak domuzlarda ilginç olan bir çiftlik domuzunu eğer yaban hayata bırakılırsa hızlı bir şekilde çukur olan kafatasının düzleştiği gözlemlenir. Bu hızlı uyum gücü bir tek domuzlarda vardır. Domuzlar doğdukları anda hem görür hem duyarlar. Domuzlar 115 desibele varan sesler çıkarabilirler. Yeni doğan bir domuzda 8 adet keskin diş var. Anne domuzun sahip olduğu 10 16 memenin her biri günde 4.5 kg süt üretiyor. Emzirme saati annenin çıkardığı sese göre olur. Domuzların bir diğer ilginç yanları ise bazı hayati organlarının insanlarınkine çok benzemesidir. Kalp yapıları hemen hemen insanlarınkiyle aynıdır. Bu sebeple herhangi bir kalp cihazı ilkin domuzlardan denenir. Bir diğer benzerlik ise en stresli dönemlerinin sütten kesildikleri dönem olmasıdır. Bir domuz beyni ile insan beyni neredeyse özdeştir. Beyin merkezlerinde Hipo kampus bulunur.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Kuramsal düşünme yetisi nedir?

2- Domuzların insana benzeyen yönlerini açıkla

3- Kalp cihazları neden önce domuzlarda denenir.

4- Süt hiyerarşisi nedir?

                          

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                  Dünyadaki Önemli Peynir Çeşitleri Üretiminin Hayat Hikayesi

Peynir bir türlü kontrollü bozulmadır. İyi peynir için saf ve uygun süt gerekir. Süt 720’de hızlı bir şekilde pastörize edilir. Sonra peynir yapım fıçısına gider. Sonra peynir elde etmek için faydalı bakteri eklenir. Bu bakteri şekeri tüketir ve laktik asit mayalayarak PH’ı düşürür. Buda peynire asidik tadı verir. PH’ın düşmesi ayrıca peynire asidik tadı verir. Ve süt proteinlerinin pıhtılaşmasını sağlar. Gerçek pıhtılaşma rennet adı verilen enzimle olur. Önceleri orijinal enzim geniş getiren hayvanların mide dokularından elde edilirdi. Çetal peynirinin üretiminde süt pıhtılaşmadan önce peynire turuncu rengini veren annata denilen bitkisel boya ilave edilir. 25 ton süt için 2 lt rennet kullanılır. Daha sonra otomatik bıçaklar katılaşmış çökelek kısmını keser, sıvı kısmını dışarı atar. Çökeleğin büyüklüğü peynirin kıvamını ve nem oranını belirler. Daha sonra ısıyı düşürmek için peynir yıkanır. Böylelikle bakteri faaliyetleri yavaşlar ve aynı zamanda bakterinin besini olan loktozun bir kısmı çıkarılır. Sonra peynir tuzlanır. Bu işlem sadece peynire tat vermek için değil anı zamanda bakterileri de kontrol etmek için yapılır. Daha sonra peynir pres alanına gönderilerek peynir suyu dışarı atılıra. Ve vakum odasında daha fazla basınca maruz kalır. Bu esnada peynirin iç kısmındaki başlangıç bakterisi faaliyetleri ile tadı tüm kısımlara yayar. Eskitilmesi için ise 10 gün süreyle soğuk depolarda, bekletilir. Peynir yapımının tarihçesi içinde tesadüfü oluştuğu söylenir. Bunun sütlerini keçi ya da koyun midesinden yapılan keselerde taşıyan çobanlar sayesinde olduğu söylenir. Burada süt kese içinde bulunduğu sürece rennet ile reaksiyona girip çökelek oluşturdu. Böylece peynir ortaya çıktı. Dünyada çok çeşitli peynir yapımı ve türü vardır. Yunanistan’da sert, tuzlu ve dayanıklı olan feda peyniri, Roma’da sert, kuru ve yağlı olan Romano Peyniri, İsviçre’de delikli olan Gravyer Peyniri üretilir. Ayrıca el yapımı Limburger Peyniri üretilen peynirlerdendir.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Peynir ilk olarak nasıl ortaya çıktı? Bunun nedeni neydi?

2- Peynir üretiminin başlıca mekanizmalarını açıkla

3- Fransızlar’da peyniri eskitmek için çoğunlukla kullanılan yöntem hangisidir? Nasıl olur?

4- Peynirin tuzlanması hangi amaçlarla yapılır?

 

 

Frasier Adası Ekosistemi Canlıları

Frasier Adası dünyanın en büyük kum adasıdır. Tropikal yağmur ormanları var. Buranın yerlileri 6 bin yıl önce buraya dingolarını getirir. Dingolar kendi alanlarını belirlemek için idrarlarını bırakılar. Dingolardan başa adada dev kertenkeleler var. Kertenkeleler asitli göle ve ormana yakın dururlar. Kaplumbağa yumurtaları ile beslenirler. Frasier Adasındaki göllerde erkek misk ördekleri dişi ördeklerin ilgisini çekmek için suda çeşitli hareketlerde bulunur. Frasier adası örümcekleri avını ağına sararak yer. Ekinadlar ise dikenleri sayesinde kendini korur ve avlanırlar. Kaplumbağalar ise yumurtalarını kuma saklamak için geceleri beklerler. Kıyıya çıkıp 100’e yakın yumurta bırakırlar. Yumurtalar kumun sıcaklığı ile kuluçkaya yatar. Şeker planörleri ise ağaçların yüksek tepelerine kurdukları evlerinde şeker ve çiçek özeleri ile beslenmek için çıkarlar. Bu sırada çiçek tozları kıllarına yapışır. Bu sayede farkında olmadan tozlaşmayı sağlarlar. Adanın bir diğer sakini pitonlar ise geceleri iyi görmezler ancak yakınlardaki vücut ısısını hemen algılayabilirler. Pipis kuşları genel sahil kenarındaki kumlarda istiridye yakalayarak beslenirler. Adanın batı kıyısında ise vahşi atlar vardır. Adanın zemininin kum olması çimlerin yetişmesini engeller. Bu sebeple bu atların yedikleri kumlar onlarda kolik yapar. Cevher kuşları ise yuvalarını orman zeminine yapar. Deniztavşanları ise yavrularını denizden yakaladıkları balıklarla besler. Adanın kavurucu sıcaklığını ise yağan yağmurlar azaltır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Frasier Adası nasıl bir adadır? Bu ada da hangi türler yaşamını sürdürür?

2- Frasier Adasındaki hayvanlar arasındaki av – avcı ilişkisini açıkla

3- Pitonlar avlarının yerlerini nasıl tespit eder?

4- Şeker planörlerin doğuya katkıları nedir?

   

 

Hücre

Canlılığın temelinde, fiziksel ve kimyasal bir bütünlük ve iş bölümü yatıyor.

Canlıların cansızlardan farkı, bünyelerinde kimyasal tepkimeler yardımıyla enerji üretmek ve bu enerji özelleşmiş işlemlerde kullanarak gereksinimlerini karşılamak.

Canlıların en önemli özellikleri:

1.      İçinde bulundukları koşulları algılayabilme,

2.      Bunlara karşı tepki verebilme,

3.      Enerji üretimi için beslenerek gelişme,

4.      Sahip oldukları kalıtsal maddenin devamını getirebilmek için üreyebilme.

Hücrenin Bölümleri ve Organeller

Bir hücre genel olarak 3 temel bölümden meydana geliyor: 1) hücre zarı, 2) sitoplazma ve 3) organeller.

Özel Organeller
Hücrede iki özel organel var:  Mitokondri ve kloroplast. Bu organeller diğerlerinden farklı olarak çift tabakalı zara ve yapısına ve kendi DNA’larına sahiptirler. bu sayede de hücre bölünmesinden bağımsız olarak kendilerini eşleyebilenl kloroplast ve mitekondridir.

 Diğer Organeller
Hücrelerde bulunan diğer organeller, hücre zarına benzer yapıda tek tabakalı bir zarla çevrililer ve yalnızca hücre bölünmesi sırasında kendilerini eşliyorlar.Bunlar;ribozom,lizozom,golgi,peroksizom,koful,endoplazmik retikulum.

 Çekirdek
Şekli ve konumu hücre tipine göre farklılık gösterebilen çekirdek, memelilerin alyuvarları dışında tüm hücrelerde bulunuyor. Hücrenin beyni sayılan çekirdeğin temel görevi, hücrenin kalıtım maddesini korumak ve gerektiği yerde gerektiği şekilde kullanılmasını sağlamak. Çekirdek, sahip olduğu kalıtsal madde sayesinde, hücre içerisindeki tüm protein sentezlerinin şifresini ve emrini veriyor. Hücre bölünmesi sırasında da, bu kalıtsal madde kopyalanarak oğul hücrelere geçiriliyor.

 DNA
Sarmal yapıda birbirine dolanmış, çok uzun ve ince 2 iplikçikten oluşan DNA, şeker ve fosfat moleküllerinden oluşan bir omurgadan ve canlılara tüm özelliklerini veren baz diziliminden meydana geliyor. Kendisine alfabe olarak yalnızca 4 harf kullanan bu baz dizilimi, her türün kendisine özgü uzunluk ve bileşimde. DNA yapısına katılan 4 azotlu organik baz: Adenin, Guanin, Sitozin ve Timin.

 RNA
RNA, transkripsiyon yoluyla DNA moleküllerinden sentezlenen ve ondan çok daha kısa olan, tek iplikçikli çekirdek asidi. DNA’daki deoksiriboz şekeri yerine riboz şekeri, Timin bazı yerine de Urasil bazı içeriyor. RNA’nın farklı görevlere sahip olan 3 tipi bulunuyor:

1)mRNA, 2) rRNA,  3)tRNA

Kök Hücreler
Kök hücreler, uzun zaman dilimleri boyunca bölünebilen ve kendilerini sürekli yenileyebilen, gerekli koşul ve etkenler sağlandığında çok çeşitli hücre tiplerine farklılaşabilen “özel” hücreler.

Günümüzde, kök hücre çalışmaları başlıca iki konu üzerinde yoğunlaşıyor:
1) Kalp ve sinir hastalıkları başta olmak üzere dejeneratif hastalıkların tedavisi,
2) Yeni doku ve organların üretimi

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1.Hücre zarının görevleri nelerdir?

2.kök hücre nedir?önemini açıklayınız.

3.virüsler ve prokaryotların hücre yapıları hakkında bilgi veriniz.

4.zardan geçen maddeler nelerdir?

     

 

İnsanda Neandertallerin Son Dönemi

Hırvatistan’da yapılan kazılarda bir ayıya ait delikli bir kemik bulunmuştur. Kazılarda bulunan kemik parçaları ile bir kafatası ve yüz tasarlanıyor. Kafatasının önemli kısımları belirlenerek neandertallerin yaklaşık görüntüsü tespit ediliyor. 20. yy.da Fransa’daki keşifler sırasında buradaki modern insanlara ait 15 bin yıl öncesine ait sanat çalışmaları ortaya çıkarıldı. Fransa’da bulunan tüm pleostolik heykel ve resimlerin tarihi neandertal insanın yok olmasından çok sonraya dayanmaktadır. Peki neandertaller neden yok oldu? Bu bunların tek bir konumda yoğunlaşmasından kaynaklanıyor. Yani sadece belli bir ekolojik bölgede bulunmasından kaynaklanıyor. Zorlu koşullarda küçük farklar kimin ayakta kalacağında belirleyicidir. Modern insan kaynakları neandertal insandan daha iyi kullanabiliyordu. Zorlu kış şartlarına daha iyi uyum sağlayabilmişti. Neandertallerin yok olduğu dönemde iklim çok dengesizdi. Çevredeki değişime modern insanlar daha iyi uyum sağlamışlardı. Neandertaller ise yok olmaya başladı. Bazen cebeli Tarık’ta ilk kalıntılar 1348 yılında bulundu. Bu da onların Cebeli Tarık’tan karşıya geçerken yok olduklarını düşündürüyor. Son neandertaller Cebeli Tarık’ta bulunuyor. Neandertaller şuan ki modern insanlardan sömürge anlayışına sahip olmadıkları için yok oldukları düşünülür.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1-       Neandertallere ait son kalıntılar nerde bulunmuştur? Bu nasıl bir ihtimali ortaya çıkarıyor?

2-       Neanderlere ait ilk kalıntılar nerde bulunmuştur?

3- Neandertallerin yok olmasındaki başlıca sebepler nelerdir?

4- Neandertallerin başarısı neye dayanır?                       

   

 

Karınca Yiyen Tamandua ve Temebel Hayvanın Hayat Döngüsü

Balta girmemiş ormanlardaki temebel hayvanlar birbirlerinin yerini çok nadir işgal ederler. Ancak bazen aralarında anlaşmazlık olabilir. Bu anlaşmazlığı ise erkekler kendi aralarında halleder. Yakalı tembel hayvanlar az enerji bitkilerle besleniyorlar. Bu da yavaş hareket etmelerine sebep oluyor, günde 38 m’den fazla yolculuk yapmak onlar için uzak bir mesafedir. Ormanın başka bir yerinde tamandua sert çamurdan yapılmış akkarınca yuvalarını açmak için pençelerini kullanır. Ve akkarıncaları yemeye başlar. Karıncalarda muhteşem bir iş birliği vardır. Bu esnada bazıları saldırıya geçerken diğerlerinin bir kısmı tutkala benzeyen ve harç görevi gören yapışkan bir madde salgılar, geri kalanlar ise tuğlaları üst üste koyar. Tamandua yemek için uzun yapışkan dilini kullanır. Pençe ailesinin en küçüğü olan ipeksi karıncayiyen bu hayvan sadece 17 cm uzunluğunda ve bir sıçandan çok az büyüktür. İpeksi karıncayiyen karınca ve akkarıncalardan başka bir şey yemiyor. Her gece 100 ile 8000 arası karınca yiyor. Kavrayıcı kuyruğunu tutunma ve denge sağlamada kullanıyor. Tamandualar bazı zamanlar Amerikan Papağanlarından arta kanla fındıkları yer. Bunları kırmak için ise pençelerini kullanırlar. Ön ayağındaki 3 pençeyi kullanan tamandua sertleşmiş yüzeyi kazıyabilir. Bu ona kıtlıkta bile yiyecek bulma avantajı sağlar. Kurak bir mevsimi hayta kalarak başarıyla tamamlamak tamandualar için çok önemlidir. Karıncayiyenler çok nadir su içerler. Dev karıncayiyenler yemek olarak siyah akbabaların yumurtalarını da yerler. Tamandualar pençelerini korumak için bilekleri üzerinde yürürler. Kuraklık dönemini başarıyla atlatan tamandualar kendilerini tımar etmek içinde pençelerini kullanır. Tamandualarda beslenme özelleşmiştir. Tembel hayvan ise kurak dönemden sonra başlayan yağmurlarla 2 m’ye varan sularda hayatta kalmak için iyi birer yüzücüdürler.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Tembel hayvanın yavaş hareket etmensi sebebi nedir?

2- İpeksi karıncayiyenin özellikleri ve beslenme türü hakkında bilgi ver

3- Tamandularda kuyruğun işlevi nedir?

4- Tmandualarda pençelerin önemini ve bunun özelleşmiş beslenmedeki yerini açıla.

 

 

Kemirgenler

İngiltere zararlıların istilası altında, buradaki fare sayısı şaşırtıcı biçimde arttı. Bu artışta pratik yaşama tarzımız ve küresel ısınma etkili olduğu söylenir. Fareler kemirgenlerdendir ve en başarılı memelilerdendir. 1500 türü vardır. Siya fare İngiltere’ye ilk olarak Romalılar tarafından getirildi ve en büyük faciaya vebaya sebep oldular. Fareler komensaldır, insana çok yakın yaşarlar. Fareler atılan her şeyden yararlanırlar. İngiltere’ye özgül olmayan kahve renkli fareler insanlar yakın yerde yaşarlar. Fareler içerde, dışarıda, kanalizasyonda yaşayabilirler. Salgın hastalık taşırlar. Ev faresi ise yaklaşık Avrupa ve İngiltere’ye insanların bu bölgeye göç etmesiyle geldir. Yiyecek ararken ortama kimyasal yağlar bırakılar. İdrarları salmonellaya sebep olur. ayrıca fare idrarındaki bir proteinin astıma yol açtığı belirlendi. Farelerin günde 3 – 4 gram yiyeceğe ihtiyacı vardır. Bir dişi yılda 5 – 10 kez ve her seferinde 4 – 6 yavru doğurabilir. Bir gecede 3 km yol kat edebilirler. Yerin altında, üstünde hatta suyun içinden geçebilirler. Engel olmadığı sürece aynı yolu kullanırlar. Farelerin kesici dişleri var. Bunlar tel dahi her şeyi kemirirler. Süper fareler pıhtılaşmayı önleyen zehirlere dirençlidirler. Bunlar direnç genlerini yavrularına da aktararak doğal seleksiyona gösterirler. Fareler için bitkilerden elde edilen doğal zehirler kullanılmaya başlanıyor. Avrupa’da kolonileşen ilk fare siyah fareydi. Bu veba salgınına sebep olarak birçok ölüme yol açtı. Fareler neofobiktirler, yani yeni objelerden korkarlar. ‘Asıl vatanları Mançurya’dır. Zeki ve fırsatçıdırlar. Ayrıca çoğu duyuları insanlarınkinden daha gelişmiştir. Uyum güçleri çok iyi gelişmiştir. Ve en doğurgan hayvanlardır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Farelerin sebep olduğu en tehlikeli hastalık nedir? Nasıl bulaşır?

2- Farelerdeki doğal seleksiyona açıkla

3- Farelerin yaşam alanları nerelerdir?

4- Avrupa’da kolonileşen ilk fare hangisidir?

 

 

Kuzey Kutupta Topoğrafik Yapı, Volkanik Hareketler ve Yaşam Döngüsü; Geyik, Kar Tavuğu ve Misk Öküzü

Kuzey kutbu dondurucuların bölgesidir. Burada sadece en dayanıklılar hayatta kalıyor. Kutup hayvanları hayatta kalmak için sıra dışı yollar keşfediyor. Koca bir buz kütlesi 10 milyon km2’lik alanı kaplıyor. Araziyi şekillendiren ikinci yapı yanardağlardır. Buradaki 127 yanardağdan en az 27’si hala aktiftir. Kuzey kutbunun uzun kışları deniz yüzeyinin uzun süre donmasına sebep oluyor. Donmuş tuz yığınları 4 m.den kalın olabiliyor. Yüzen buz kütleleri bazen birleşerek yüksekliği 6 m’yi bulan tepecikleri oluşturabiliyor. Baharda foklar buz üstünde doğum yapmak için sudan çıkarlar. Vücudun büyük kısmını yağ tabakası oluşturur. Bu onları hem suda hem karada soğuktan korur. Genelde bir bebek doğururlar. Memeliler içerisinde en hızlı büyüyen tür foklardır. Kuzey kutup ayrıları kış uykusundan sonra tekrar kalori almak için mümkün olduğunca çok fok tüketirler. K. Kutup ayıları kış uykularındaki süreçte kendi artıklarlını geri dönüştürebiliyorlar. Yani vücutları üreyi protein ve suya dönüştürebiliyor. Kuzey Kutup Ayıları ısıyı burunlarından ve ayaklarının tabanlarından kaybederler. Kuzey kutupta soğuğa çok iyi adapte olmuş bir diğer canlı ise Kar Tavuğudur. Kar Tavukları kışın beyaz kar rengine yazın ise kahve renkli toprak rengine bürünürler. Misk öküzü yeni biten otları kemirir. Tundralarda bitkilerin oluşması Rengeyiklerini buraya çeker. Rengeyikleri yazı otlayarak geçirmek için bir günde 55 km yıl kat edebilirler. Daha çok likenlerle beslenerek yaşayabilirler. Kuzey Avrasya yağmur kuşları birkaç erkekle çiftleşirler. Bunlarda erkekler kuluçkaya yatar ve yavrularını bakımını üstlenirler. Kuzey kutbu kırlangıcı en uzun göç eden hayvandır. Kuzey kutbu tilkileri ise yerdeki çukurlarda yaşar. Erkek Deniz ayıları sudan yeni çıktıklarında kanları deriden çekilmiştir. Bir süre sonra deriye kan giderek renklenir.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Memeliler arasında en hızlı büyüyen tür hangisidir?

2- Rengeyikleri en çok ne ile beslenirler?

3- Kar Tavukları ne tür bir uyumla doğada bulunurlar?

4- Deniz Ayıları sudan yeni çıktıklarında neden renksiz görünürler?

 

 

 

Maymunların Dehası;Taklidi Bilim ve Kültürün Hayvanlarda Mayalanışı ve Yayılması
Afrika ormanlarında bulunan şempanzeler daha önce kimsenin görmediği hareketler yapıyor. Şempanzeler Senegal’de mızrak yapıp avlanıyorlar, aynı atalarımız gibi. Bununla birlikte şempanzeler, orangutanlar, goriller ve bonobolar bize çok benziyor. İnsan ve maymun genleri %99 aynıdır. Ama dünyadaki konumlarımızı düşününce çarpıcı ölçüde farklı olduğumuz görülür. Ortaya çıkarılmak istenende bizi neyin insan yaptığıdır. Aramızda büyük farklara yol açan küçük farklar nelerdir? Yeni bir araştırma ise maymunların mantıki gücünün inanılmazlığını gösteriyor. Yapılan deneyde bir deney tüpüne bir fıstık konulmuş ve şempanzenin bunu nasıl alabileceği gözlenmeye çalışılmıştır. 10 dk. Boyunca şempanze bir şey yapmadı, sonra aniden anlamış gibi suyu ağzına alarak tüpe boşalttı. Böylece fıstık yükseldi ve onu aldı. Onlar suyu araç olarak kullanabildi. Bu insanların kafası çalıştığında bulunan bir şeydir. Afrika’nın her tarafında şempanzeler her şeyi yer ve eti severler. Bunlar elle yakalayamadıkları avları için mızrak yaptılar. Maymunlar bu yöntemleri birbirlerine de gösterirler. Gençler onları taklit eder. Yapılan bir deneyde maymunlar için bir yemek makinesi yapıldı ve içine üzüm konuldu. Şempanzenin üzümü alması için önce bir plaka çevirmesi sonra ise kolu itmesi gerekiyordu. Bunun için sadece Cudi adlı bir maymun eğitilmesine rağmen Cudi’nin arkadaşları ve çevredeki diğer maymunlar Cudi’yi gözleyerek bunu öğrendi. 1960’ta yapılan çalışmalarla şempanzelerin duygusal olarak da bize benzediklerini gözlediler.  Özellikle bebek ve anne ilişkisi bakımından, yapılan gözlemde anne maymun hasta bebeğinin ateşini elini alnına koyarak anlıyordu. Ayrıca bebeği öldükten haftalar sonra bile kucağında taşıyordu. Diğer bir benzerlik ise şempanzelerin iş birliği yapmasıydı. Yapılan bir diğer deneyde yiyecek büyük bir taşın altına konulmuş ve tek başına bunu çıkaramayan şempanzenin insandan yardım istediği gözlenmiştir. Kendi aralarında da ulaşamadıkları besinler için yardımlaşırlar. Şempanzelerle yapılan bir diğer çalışma ise sayıları sıralamaktı ve bunu başarıyla yaptılar. Sembolleri kullanabiliyorlardı.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- İnsanları şempanzelerden ayıran temel farklılıklar nelerdir?

2- Şempanzelerde iş birliği hangi durumlarda gözlenir?

3- Duygusal yönden maymun ve insanların benzer olduklarını neye dayanarak açılayabiliriz

4- Maymunların mantıklı düşünme yeteneğine sahip olduklarını ispatlayan deney hakkında bilgi ver.

 

 Maymunların ve Şempanzelerin Bitkileri Tedavide Kullanmaları ve Alet Kullanmaları

Hayvanlar bitkileri ilaç olarak kullanır. Ancak bitkileri nasıl tanır? Bitkilerin kokusundan etkilerini anlıyor olabilirler. Orta Amerika’da ki düz ova ormanlarında Beyaz yüzlü Kapuç’in Maymunları, büyük topluluk olarak yaşarlar. Bu maymunlar ormanda topladıkları bitkileri kürklerine sürerler. Bunlar ak asma gövdesi, kaval yaprağı ve turunçgillerden meyvelerdir. Bunları daha çok yağmurlu zamanlarda böceklerin fazla olduğu rutubetli günlerde yaparlar. Bu bitkilerdeki kimyasallar bakteri ve mantar bulundurur ve karıncaları defeder. Maymunların doğru bitkileri nasıl bulduklarına dair yapılan çalışmalarda bunu koku ve gözleyerek buldukları gözlendi. Hangi bitkinin kullanacaklarını birbirlerinden öğreniyorlardı. Bitkiler ise hayvanlar tarafından yenmemek için; diken, kabuk, zehir gibi savunma mekanizmaları geliştirmişlerdir. Yapılan araştırmada hayvanların bitki zehirlenmesine karşı ne yaptıkları araştırılmıştır. Ve maymunların bitkilerden aldıkları yüksek dozda fenolden zehirlenmemek için mangal kömürü yedikleri gözlenmiştir. Mangal kömürü panzehir görevini yapar. Maymunların bunu nasıl öğrendikleri ise bilinmiyor. Çoğu hastalıkları önleme de başarılı yöntemler geliştirmişlerdir. Peki maymun hastalanırsa ne olur? Bunu araştırmak için yapılan gözlemlerde solucan yumurtalarını yiyerek ishal olarak hastalanan maymunların hastalığı gidermek için içerisinde kolin maddesi bulunan ve sıvı kaybını önleyen killi toprak yedikleri gözlenmiştir. Şempanzeler ayrıca Vernovya adlı bitkiyi bağırsak parazitleri için kullanıyorlar. Bu bitkiyi insanlar da sıtma için kullanır. Ayrıca maymunlar yaprakları kişisel temizliklerinde kullanıyorlar. Maymunlar bitkileri sadece hastalık ve temizlik için kullanmaz. Ayrıca çeşitli yapıdaki bitkileri amacına göre su kaybı olarak veya avlanmak için sap olarak kullanabilirler. Ayrıca kabuklu meyveleri kırmak için taş kullanmışlardır. Fakat bunda dikkati çeken bunları yavrularına nasıl aktardıklarıdır. Bunun için 2 şey önemlidir. Birincisi iyi bir gözlem, ikincisi ise annenin yavruya anlayışlı ve yavrunun da öğrenmeye istekli olmasıdır. Maymunların alet kullanımında önemli olan bir nokta ise başparmaklarıdır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Maymunlar bitkileri hangi amaçlarla kullanmışlardır? Ve bunları nasıl tanımıştırlar?

2- Bitki zehirlerine karşı maymunların kullandıkları yöntemden örnek veriniz.

3- Maymunlarda başparmağın gelişmesindeki önem nedir?

4-Tüm bu davranışları diğer genç maymunlar nasıl öğrenir? Açıkla.

 

 

 

 

Nandertal İnsanının Olası Yaşam Koşulları ve Evrimi

Neandertal insanlar çift kenarlı taşlar, postu temizlemek için kıvrımlı aletler, deriyi delmek için sivri uçlu taşlar kullanırlardı. Hiçbir şeyi israf etmezler. Buz çağı boyunca mağaralara sığındılar. Neandertaller temel konuma yetisine sahiptirler. Bugünkü İsrail’de yer alan Kebara Mağarasında dil kemiği bulunmuştu. Bu kemik neandertallerin konuşabildiklerine dair ilk kanıttır. Grup avın tadını çıkarınca bir boynuz parçasına benzeyen kemik buldular. Bu kemik onları çok şaşırttı. Bu kemik bir insana aitti. Ama onların değildi. Grup dünyanın tek insan sakini olmadıklarını bilmiyorlardı. Buz çağı devam ediyordu. Kar hala yerdeydi. Bu onlar için çok zor şartları da beraberinde getiriyordu. Avlanmak için daha uzaklara gitmeliydiler. Batıdan gelmişlerdi. Orda bir şey bulamayacaklarını biliyorlardı. Bu yüzden doğuya gitmeleri gerekiyordu. Bunun için kendi aralarında en güçlü 3 kişi seçtiler. Bunlar diğerlerine yiyecek bulmak için yola çıktılar. Ancak soğuğa daha fazla dayanamıyorlardı. Sığındıkları kayalıkta daha gördüklerine benzer bir kemik gördüler. Ayrıca taşın üzerine çizilmiş resimler vardı. Bu onlara ait değildi. Kafaları iyice karışmıştı. Sabah uyandıklarında arkadaşlarından biri donarak ölmüştü. Ölülerini gömdükleri için onlar hakkında bilgi edinilebilmiştir. Ayrıca ölülerini eşyaları ile gömmeleri ölümden sonraki hayata inandıklarını gösterir. Neandertallerin yerini uçlu mızrağa sahip modern insanın akrabası olacak. Onlar doğanın şartlarına daha iyi uyum sağladılar. Ve Neandertal insanın yerini aldılar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Neandertaller aletlerinde hangi malzemeyi kullanır?

2- Bulunan dil kemiği neye kanıttır?

3- Neandertaller neden yol oldular?

4- Neandertallerde ahiret inancının olduğu neye dayandırılır?

 

 

 

 

Öldürmeye Programlanmış Hayvanlar

Jaguarla ıslak bölgelerde yaşarlar. Gözleri göze giren ışığı iki kez retina tabakasından geçirir. Bu nedenle loş ışıkta bile daha parlak görüntü elde ederler. Yılandan kertenkeleye kadar her şeyi avlarlar. Pürüzlü dilleri sayesinde her şeyi yiyebilirler. Pençe tabanındaki kürk yürürken ses çıkarmasını engeller. Bir diğer avcı ise mızrak başlı çıngıraklı yılandır. Bu Amerika’da inan ölümlerine en çok neden olan sürüngendir. Dilini sallayarak havayı koklar. Böylece koku iziyle avını arar. Bir diğer avcı ise Tarantula böceğidir. Tarantula dünyanın en büyük örümceğidir. 8 tane hassas bacağı vardır. Bacaklarındakil trokodriya adı verilen kıllar sayesinde çevrelerindeki hareketlerin titreşimlerini alarak avlarının yerini bulmaya çalışırlar. İğne gibi sivri dişleri vardır. Bu dişlerin içi yoktur. Bu boşlukta zehir vardır. Bu zehir avının iç organlarını eritir. Tarantulalarda ipek üretir. Ancak bunu sadece besinini paketlemek için kullanırlar. Bir diğer avcı ise karıncayiyendir. Bu avlarını uzun burunlarıyla bulur ve yapışkan uzun diliyle de yakalar. Buldak yarasaları ise avları olan balıkların yerlerini sonar sistemleri tespit ederler. Yağmur ormanının bir diğer avcısı ise Amazon Nehri yunuslarıdır. Bunlar 3 m.ye ulaşan boyları ile denizlerdeki akrabalarından uzundurlar. Bunlarda bulanık sularda yön bulmada yarasalardaki gibi yankı sistemini kullanırlar. Diğer bir avcı yaprak balıklarıdır. Kamuflajı iyi yaparlar. Bir diğeri ise yeşil yalıçapkınıdır. Yalıçapkının gözlerinde yansımaları ortadan kaldıran polirizasyon filtreleri vardır. Amazon nehrindeki diğer avcılar ise tetra balıkları, baltacık balıkları ve kemik dilli balıklar gibi birçok avcı vardır. Kemik dilli balıklar su yüzeyinin hemen altında dolaşarak suya yansıyan bitkilerdeki böcekleri avlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Jaguarlar kıyıdan en fazla ne kadar uzaklaşırlar?

2- Kemik dilli balıkların beslenme yapısını açıkla

3- Tarantulalarda beslenme yapısı nasıldır?

4- Amerika’da en çok ölüme yol açan sürüngen hangisidir?

 

 

 

 

 

Öldürmeye Programlanmış Hayvanlar Avustralya

Günümüzde Avustralya’nın kıyış şeridi 35.405 km uzunluğundadır. Bu sularda dünyanın en öldürücü hayvanları yaşar. Bunlardan biri kabuklu koni salyangozlarıdır. Bunların gizli zehirleri var. 200 alaşımdan oluşan zehrini dili yoluyla harekete geçirdiği iğnesi ile zehirler. Salyangozun ağzında 20’ye yakın zehirli iğne vardır. Ve 15 insanı öldürecek bir zehre sahiptir. Buna karşı bir panzehir yoktur. Bir diğer canlı ise taş balıktır. Öldürücü dikenlere sahiptir. 13 dikeni var ve bu dikenlerin içinde zehir taşır, zehir solunum yetmezliği ve felce yol açar. Bir diğer avcı Kutu Deniz anasıdır. Bu diğer deniz anaları içinde en zehirli olanıdır. Zehir diğerlerinden farklı olarak kalbe etki eder. Saydam ve kutuya benzeyen bu canlının 90 tane dokunacı ve her bir dokunacında milyonlarca zehirli iğne var. Bir diğer avcı mavi halkalı ahtapottur. Bu halkalar tehlike durumuna göre renk değiştirir. Zehri çok güçlüdür. Kurbanını ısırdığı anda görme, dokunma ve tat alma duyularını kaybeder. Panzehiri yoktur. Bir diğer avcı güç kullanarak öldüren tuzlu su timsahlarıdır. Bu hayvanlar G.Amerika ve Pasifiklerde yaşarlar. Çeneleri çok kuvvetli ısırma gücüne sahiptir. Avustralya’da 22 çeşit zehirli böcek bulunur. Bunlardan biri kırmızı sırtlı örümcektir. Büyük avlar için karmaşık ağlar örer. Örümcek yakalanmış avına sinir zehri vererek onu eriterek içer. Bir diğeri hun örümceklerdir. En zehirli örümceklerdir. Adada 50 çeşitte zehirli yılan vardır. Kaplan yılanları sinir zehri ve pıhtı önleyici zehirlere sahiptirler. Engerek yılanlarının ise dişleri dışa dönüktür. Sahil taypa yılanı en çok karşılaşılan yılandır. Bir diğer kahve renkli ve tehlikeli anında S şeklini alan kahve renkli yılandır. Diğer bir avcı ise Büyük beyaz köpek balıklarıdır. Bunlar 6 m.den uzun ve 2200 kg olabilirler. 6. hisse sahip ve 100’den fazla tırtıklı dişe sahiptirler.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Avustralya’nın kıyı şeridi nedir?

2- Sinir zehri ve pıhtı önleyicinin basitçe etki mekanizmasını açıkla

3- Zehri direk kalbe etki eden avcı hangisidir?

 

 

 

 

 

 

 

Örümcek, Yılan, Kuş ve Kedilerin Avlanma Döngü ve Stilleri(Öldürmeye Programlanmış Hayvanlar)

Neredeyse tüm örümcekler ağ örerek avlarını beklerler. Kurt örümceği azı dişleriyle kurbanına saldırır. Tuzaklı kapı örümceği kadife keneleri kolayca avlar. Örümcek böceklerin yaklaştığını bacaklarına bağlı ipteki titreşimlerden anlar. Keseli örümcek ise yede ağıyla kapladığı bir delikte yaşar. Avı geçtiğinde dişleriyle avına saldırarak onu paketler ve yer. Dünyada yaklaşık 135.000 farklı tür örümcek vardır. Tatlı su örümceği suda yaşar. Uyun altında bile kuru kalabiliyor. Bunu tüyleri ve oluşturduğu hava kabarcığıyla sağlar. Keskin dişleri zehir doludur. Kuşlar bir diğer avcı hayvanlardır. Kaya kartalı güçlü bir gaga ve yırtıcı pençelere sahiptir. Ancak en önemli silahı keskin gözleridir. Gözlerinin ortasındaki bir nokta teleskop görevi görür. Bu kuşlar 2 km uzaklıktaki bir beyaz kar tavşanını görebilir. Bir diğer kuş ise kızıl çaylaktır. Kızıl çaylağın gagası kancalıdır. Avcılardan biride balık kartalıdır. Suların üzerinde dolaşır ve balıkla beslenir. Her yıl aynı kuşla çiftleşen ve aynı yuvalarını kullanan bu kuşlar korum altındadırlar. Bunlar su yüzeyinin 1 m altına dalabilirler. Beyaz kuyruklu deniz kartalları da balıkla beslenir. Bir deniz kartalı günde 600 gr balık tüketir. Ölümcül atmaca ise başka kuşlarla beslenen avcı kuşlardandır. Ormanda yaşayan avcılardan biride çakır doğanlardır. Alaca doğan dünyadaki en hızlı kuşlardan biridir. Süslü tüyleri rüzgara dayanmak için sıktır. Gözleri ışığı büyütür. Bir güvercini 8 km.den kestirebilirler. Saatte 400 km hıza ulaşabilirler. Bir diğer avcılar ise yılanlardır. Yılanlar yaklaşık 130 bin yıl önce kertenkeleden evrimleşmiştir. Pek çok yılan ayaklarını kaybetmişti. Pitonlarda küçük iki ayak vardır. Engerek yılanı gibi pek çok yılan yana doğru hareket eder. Yılanlar omurgalarına bağlı esnek kaburgaları sayesinde kolaylıkla hareket ederler. Karınlarındaki ağırlıklar sayesinde farklı yerlere tutunabilirler. Yılanlar avlarını bütün olarak yutalar. Çenelerini ise çeşitli bir yöntemle yırtıp avlarını yutarlar. Kütük ve çalı yılanları başka yılanları avlayarak beslenirler. Ağaç boğa yılanı arka dişli yılanlar arasında en güçlü olanıdır. Bazı yılanlar zehri öldürmekten başka işlevde kullanırlar. Tüküren kobra buna örnektir. Dişlerinin önündeki deliklerden zehrini uzağa fırlatır. Zehir kör edici olabilir. Bir diğer yöntem ise avını boğarak öldüren yılanlardır. Çıngıraklı yılanlarda kızıl ötesi ısı alıcılar var, yılanlarda pek çok desen ve renk görülebilir. Bunları genelde kamuflaj için kullanılır. Bir diğer avcılar ise kedilerdir. Yabani kedilerin pençeleri uzun ve keskindir. Desenli kürkleri onları ormanda kamufle eder.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Tatlı su örümceği su altında nasıl yaşar?

2- Örümceklerin ağ örmelerini hangi amaçlarla kullanırlar?

3- Yılanlar yiyeceklerini nasıl yerler? Yiyecek büyük olduğunda ne yaparlar?

4- Engerek yılanının zehrini fırlatma mekanizmasını ve etkisini açıkla?

 

 

 

 

Sürülerde Toplu Yaşama Şekilleri

Sayılarda güç hayvanlar için çok önemlidir. Fakat ölümcül tehditler oluşturabilirler. Sürüler her zaman insanların başına bela olmuştur. Geçen yıllar içinde Birleşik Devletleri yeni bir büyük sürü işgal istila etti. Bunlar katil arılardır. Afrika kökenli bal arıları çoğunlukla katil arı olarak bilinir. Bu arılar 1950’de Brezilya’daki deneylerle Avrupa ve Afrika arılarının genetik olarak bileştirilmesiyle çokça üretildi. Ancak bu arılar kaçtığında deney kontrolden çıkmıştı. 1990’da Amerika’ya ulaştılar ve yol boyunca birçok insanı öldürdüler. Bunların en tehlikeli silahları iğneleridir. Deriye saplanır ve zehri boşaltır. Afrika kökenli arılar kurbanlarını 1 km kovalayabilirler. Bunlar çok hassastırlar. Ferromon adlı kimyasal maddeler salgılayarak birbirlerine haber verirler. Arı bir kez ısırır ve iğnesini bağırsaklarıyla deride bırakır. Ve arı ölür. Arıların iğnelerinin ucunda küçük ampuller vardır. Bu iğneler deriye saplanır. Bunları çekerek çıkarmak yanlıştır. Çünkü bu şekilde daha fazla zehir vücuda girer. Bu sebeple kazıyarak çıkarmak gerekir. Arı zehrini etkisiz hale getirmek için Epinefrin ve Antistamin kullanılır. Bir diğer sürü çekirgelerdir. Çekirgeler yeşil olan her şeyi yerler. Çöl çekirgeleri kuraklıkla değişerek bacakları uzar ve sürü oluşturarak daha etkin saldırıya geçerler. Her biri her gün kendi ağırlığının 3 katı yer, sürü halinde 20 km’lik alanı kaplayabilirler. Çöl çekirgelerinde kimyasal kullanarak yok etmek mümkündür. Ancak bu kimyasallar insanlara da zarar verdiğinden daha güvenli olan parazit ya da mantar yöntemi üzerinde çalışılıyor. Bir diğer sürü ise sivrisineklerdir. Bunlar kanı sever sürü halinde dolaşarak eş ararlar, sadece dişileri ısırır ve kanı emerek hem protein alır hem de yüksek düzeyde protein içeren yumurtalarını oluşturabilir. Sivrisinekler deriyi deldikten sonra hortumuyla kanı emer. Ve yerine tükürük bırakır. Bazı türlerin tükürüğü birçok paraziti ve virüsü beraberinde taşır. Sıtma, sarıhumma ve batı nil virüsü gibi. Hamam böcekleri sürüleri ısırmaz ancak tüberküloz, salmanella, tifo gibi hastalıkları bulaştırırlar. Tükürük ve dışkıları çocuklarda astımı tetikleyen alerjenleri ihtiva eder. Çoğunlukla gece aktiftirler. Bazı gıda kaynakları çok olduğundan çoğalarak kontrol edilemez duruma gelirler. Telleri çiğneyebilir ve bir betonu kemirebilirler. Ayrıca çok sayıda bakteri ve virüsün taşıyıcısıdırlar. Üzerlerindeki pireler vebaya sebep olur. Kurtcuklar ise sineklerin larvalarıdır. Renksiz ve kabuksuzdurlar. Ölmüş ve çürüyen etleri yerler bu neden tıbbi müdahalelerde yara temizleyici olarak kullanılır. Ayrıca balık yemi ve köpek maması olarak da faydalanılır. Hint Okyanusu’ndaki adada bulunan Kızıl yengeç sürülerinin en tehlikeli avcıları ise çılgın sarı karıncalardır. Bu karıncaların en tehlikelisi ise kızıl ateş karıncalarıdır. Bunlarda erkek sadece çiftleşmede kullanılır. Zehirleri Anflaktik şoka sebep olabilir. Suyun içinde ise kırmızı piranalar en tehlikeli canlılardır. Titrer sinekler Afrika’da yerel yemeklerde kullanılır. Sürü halinde yaşayan canlıların en tehlikelisi Japonya’daki eşek arılarıdır. 30 mm uzunluğunda iğnelere sahiptir. Saatte 35 km hızla koşar. Ancak diğer arılar gibi ısırdıklarında ölmezler. Amerika’daki Kara Tavuklar diğer sürü oluşturan hayvanlardan biridir. Bu kuş sürüsü tarlaları talan ederek büyük zararlara yol açar.  Diğer kuş sürüsü yarasalardır. Bunlar mağaralarda topluca bulunur. bunların dışkıları ile beslenen dermistit böcekleri de sürü oluşturmuştur. Sülükler ise tıp dünyasında kullanılan sürülerdendir. Sahip oldukları vantuzlarla kanı emerek dolaşımı sağlarlar. Çekiç başlı köpek balıkları ise çitleşmek veya beslenme için bir araya gelirler. Deniz anaları sürüleri ise küçük plankton ve küçük balıklarla beslenirler. Nematokis adı verilen iğnelerini avlarına fırlatarak zehirlerler.

 Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Arı zehirine karşı hangi maddeler kullanılır?

2- Kurtçukların tıp dünyasındaki faydaları nelerdi?

3- Sivrisineklerin bulaştırdığı hastalıklar nelerdir ve nasıl bulaşır?

4- Sülüklerin önemi nedir?

 

 


Şempanzelerde Birbirine Saldırı, Kollama ve Harem Ağalığı Siyaset Politikaları

Şempanze topluluklarında tek bir baskın erkek hüküm sürer. Diğer erkekler lideri etkilemek ve zorlamak için rekabet ederler. Lider bir baba figürü olmalı, zorba değil. Liderin karizması sağlıklı sosyal ilişkilere bağlıdır. Lider sürüsünün güvenliğini sağladığı sürece onlarda onunkini garanti edecek. Şempanzeler geleceği düşünebiliyor ve ihtimalleri hesaplayabiliyorlar. Dişi şempanzeler genellikle grup içindeki çatışmaların sebebi oluyor. Baskın erkek tüm dişiler üzerinde tekele sahiptir. Baskın erkeğin önünde herhangi bir aleni çiftleşme belanın kaynağıdır. İnsanların atları şempanzelere çok benziyordu. İnsan dışında kendi türünü öldüren tek hayvanlardır. Bölgelerini koruma davranış biçimi hayatlarının sistematik bir parçasıdır. Bunlar devriye gezerek komşu gruptan yakaladıkları şempanzeyi öldürebilirler. Bunu yemek için değil öldürmek için öldürürler. Birbiriyle dost olmayan şempanzeler bu şekilde birbirlerini öldürebiliyorlar. Bu insanlara benzeyen bir diğer yönleridir. Fakat şempanzeler insanlar gibi yaptıklarının sonucunu görmüyorlar. Şempanzelerde kavga etmede sayı çok önemlidir. Ve şempanzeler bunu hesaba katabiliyorlar. Gerçek savaş ise grubun tek başına yakaladığı şempanzeyle olur. Bunu Bölgelerini korumak için yapıyorlar. Şempanzelerin bu davranış biçimi insanların öldürme dürtüsünün bunlardan aldıklarını düşündürmektedir. 4000 den fazla memeli türü içinde sadece şempanzeler ve insanlar kendi türlerini öldürüyor ve eğer şempanzelerin bu davranışlarının sebebi anlaşılırsa insanların da bulunabilir. Yine her iki türde de karışıklığı çıkaran çoğunlukla dişilerdir. Her iki türde de biz ve onlar duygusu var. Bir çeşit çete psikolojisiyle bireyselliklerini unutuyorlar. Şempanzeler maymun ve kendi türlerinin dışında çoğu kez insanlara da saldırarak ölümlere sebep olmuşlardır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Şempanzelerde lider olmanın koşulları nelerdir?

2- Şempanzelerdeki öldürme davranışının her açıdan sebepleri nelerdir?

3- Şempanzelerin insanlara benzeyen davranışları nelerdir?

4- Şempanzelerde mantıklı düşünme yeteneğini açıklamaya çalışmada hangi tür davranışların örnek verebiliriz.?

 


Şempanzelerin İnsanlara Benzeyen Davranışları ve Yapıları

Şempanzelerin DNA’larının %99’u insanla aynı. 11 Nisan 1994’te İngiltere’deki bir hayvanat bahçesinde bulunan erkek Şempanze bakıcısına saldırarak onu yemeye çalışmıştır. Şempanzeler 15 – 20 yaşlarına geldiklerinde çok güçlü olurlar. Kibale Ulusal Parkı şempanzelerin başlıca yaşam alanıdır. Ve burada şempanzelerle ilgili bir araştırma projesi yapıldı. Bu köydeki çocukların hepsi şempanzelerin bir bebeğe ya da çocuğa saldırdığına tanık olmuştur. Fakat ölüme varan şempanze saldırısından sonra araştırıcılar buradaki katil şempanzeyi aramaya başladılar. Görgü tanıklarına göre bu 20’li yaşlarda erkek bir şempanzeydi. Bunların temel gıdaları tatlı meyvelerdi. Protein ihtiyaçlarını ise termik ve karıncalardan sağlarlardı. Yapılan araştırmalardan sonra parktaki şempanzeler şüpheli listesinden çıkarılmıştı. Köy şempanzeleri ise listedeydi. Sayıları az olan bu şempanzeler parkın dışındaki köyde yaşıyordu. Şempanzeler insanlar hariç diğer tüm primatlardan daha fazla et tüketirler. Çoğu zaman taze et için maymunlarla rekabet ederler. Bebekleri de maymunları yedikleri gibi yerler. Katil şempanzenin birkaç saldırısından sonra bulundu ve öldürüldü. Şempanzeler sadece bebek ve maymunları değil birbirlerini de avlayıp öldürüyorlar. Ancak kendi türünü yemek için değil sadece öldürmek için öldürüyorlardı. Türünü öldüren iki tür canlı biri insan diğeri şempanzelerdir. Eğer şempanzelerin birbirlerini neden öldürdükleri bulunursa insanlarında bu davranışların nedeni bulunabilir. Her iki türde çete psikolojisine sahip ve her iki türde karışıklığı çıkaran erkeklerdir. Fakat şu da açık ki insanlar şempanzelerin yaşam alanlarına girdikçe ve yaşam yerleri daraltıldıkça onlarda yaşamlarını sürdürmek için saldırırlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Şempanzelerin temel gıdaları nelerdir?

2- Şempanzelerin saldırılarının temel sebepleri nelerdir?

3- İnsanlar şempanzelerin benzer yönleri var mıdır?

 

 

 

Tamamen Vahşi  

Anne Anakonda doğumdan yaklaşık bir düzüne turuncu döllenmemiş yumurta atıyor. Bu yumurtaları yiyerek gücünü tekrar kazanmaya çalışır. Yavrularından bazıları ölü doğmuş onları yiyor. Bazılarını ise yanlışlıkla yiyor. Bebek anakondalar doğar doğmaz hemen doğaya atılırlar.

Kurbağa çiftleşerek yüzlerce yumurta bırakıyor. Fakat bu yumurtaların sadece bir kaçı canlıya dönüşür. Yağmur kuşları yumurtalarını vahşi doğada korumaya çalışıyor. Bunlar için diğer canlılardan bile daha tehlikeli olan güneştir. 550C’ye varan sıcaklık kumları ısıtarak yumurtaların pişmesine neden olabiliyor. Bunu engellemek için yağmur kuşları tüylerini ıslatarak yumurtaların üstüne otururlar.

Her bir meşe palamudu bir meşe ağacı olamıyor. Çünkü meşe palamudu biti uzun burnuyla meşe palamudunun içini yiyor ve içine larvalarını koyuyor. Larva meşe palamudunun içinden çıkarak yıllarca başkalaşım geçirerek. Tabi avlanmazlarsa.

Amerika Diblo kuşları çeşitli su böcekleri ile besleniyorlar. Ancak bu böcekleri suyun ancak altında bulundukları için su altında yüzebiliyorlar. Bunların kanatlarının altında onları koruyan bir iç ceketleri var. Bir başka kuş türü ise kalın gagalı kilolu Mureler suyun 100 m altına inebiliyor. Batı Tanzanya’da Flaşör balıkları gösteri yaparak dişileri etkileyiş çiftleşmeye çalışıyorlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Flaşör balıkları dişileri nasıl çiftleşmeye çalışıyorlar?

2- Meşe palamudunun gelişmesini kim engelliyor.

3- Anakondanın yumurtaları hangi renktedir?

4- Amerika Diblo kuşları neyle besleniyorlar.

 

 

 

            Vahşi Ortamda Hayvanlarla Büyümüş İnsanların Bilimsel Gerçeği
 İnsanlar dünyaya tamamen yardıma muhtaç halde gelir. Ama hayvanlar doğumdan dakikalar sonra ayağa kalkıp dünyayla yüzleşirler. İnsan ve hayvanların ortak yönleri vardır. Fakat bir insan çocuğu tek başına dünyayla yüzleşecek özelliklere sahip değildir. Öyleyse bir bebek ebeveynlerinden alı konulursa hayatta kalabilir mi? Annesinin yokluğunda bir bakıcı olarak bir maymunun devreye girmesi mümkündür? Ukraynalı köpek kız olarak bilinen Ocsana yıllarca bir köpek sürüsü ile beraber yaşadı. G. Afrika’da Locus adlı bir çocuğun çocukluğunu babunların gözetiminde geçirdiği söyleniyor. Hintli kızlar Amala ve Kamala’yı yerel polisler bir kurt ininde uyurken buldu. Vahşi denilen bu çocuklar hayvanlar tarafından yetiştirilen manasında kullanılıyor. Bunlar anlaşılır dilde konuşamıyor, pişmiş yemek yiyemiyor, yürürken ellerinin ve ayaklarının üstünde durdukları görgü tanıklarınca ifade edilmiştir. Bununla ilgili bir hikaye Kampa bölgesinde gür ormanların bulunduğu Bomba adlı köyde yaşamış. Burada bir kadın tarafından ağaçların arasında bulunan çocuk eve götürülmüş, fakat çocuk konuşamamış, pişmiş yemekleri ve giysi giymeyi sevmemiş, maymunlar gibi sesler çıkardığı köylülerce gözlenmiştir. Bunun gibi pek çok hikaye gözlenmiştir. Ancak cevabı aranan bir soru da şudur: Vahşi doğada büyüyen bir insan insan mıdır, yoksa hayvan mı? Yani dığanın mı yoksa bizi yetiştirenlerin mi ürünüyüz? Bunun için bir çocuğun doğaya bırakılması gerekiyordu. Fakat bu hem ormanda yaşayan vahşi çocukları incelemekti. Victor bu çocuklardan biriydi. En az 3 yıl ormanda kalmış olan 12 yaşındaki Victor konuşmayı asla öğrenememiştir. Yine Hindistan’da kurt sürüsü içinde bulunan kızları olan misyoner onları yetiştirmek istemiş, ancak küçük olan ölmüş, büyük olan ise yıllarca yapılan çalışmalardan sonra insan gibi davranmayı öğrenmiş ancak konuşamamıştır. Bilim adamları tüm çocukların dil öğrenme yeteneğiyle dünyaya geldiklerini ancak konuşabilmeleri için dil için önemli olan gelişim döneminde konuşulanları duymaları gerekliydi. Bir diğer hikaye ise 4 yaşında evinden kaçıp ormana giden ve babunlarla yaşayan John’un hikayesidir. Köylüler tarafından bulunan John bir yetimhaneye götürülmüştür. John gelişme göstermiş. Şuan 17 yaşında olan John arkadaşlarıyla geziyor, spora katılıyor ve tam olmasa da konuşabiliyor. Fakat John öğrenmede sürekli güçlük çekmiş ve hep yaşıtlarından geri seviye de öğrenmiştir. Peki gerçekten maymunlar John’a bakmış mıydı yoksa sadece tahammül mü etmişlerdi. Birçok çalışmalara rağmen bilim adamları hayvanların insana bakacağını pek olanaklı görmüyor, sadece onları kabul edebileceklerini düşünüyordu.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- İnsanların hayvanlardan farkı nedir?

2- Vahşi doğada bulunan çocukların çoğu neden konuşamıyor?

3- Vahşi çocuklarda genel olarak gözlenen özellikler nelerdir?

4- Bir hayvan gerçekten bir insana bakabilir mi? Yoksa sadece onu kabul mu eder?

 

 

 

 

Vejeteryan Gelada Maymunlarının Hayat Döngüsü ve Dişilerinin Erkeklere Oy Vermesi  

Dişi geledalar 14 yıldan fazla yaşayabiliyor. Ancak erkek geladalar nadiren 14 yıl yaşar. Erkek geleda ailenin lideridir. Erkek geleda ne kadar da gayretli olursa olsun en fazla 3-4 yıl ailesini bir arada tutabilir. Geleda sürüsünde 8 dişisi olan Semsın güçlü bir geleda. Dişilerine dsahip çıkıyor ve onları tımar ediyor. Diğer erkekler de onun dişilerine sahip olmak istiyor. Ancak bunun için Semsın’ın yenilmesi gerekir. Geledalarda böyle bir durumda lider önce bir grup bekar erkek bulur. Tüm bekar gruba karşı çıkılır ve dikkatleri çekilir. Sonra arkaya bakış atılarak dişilerin izlediğinden emin olunur. Ve en iri bekar erkeğe doğru hamle yapılır ve kışkırtılır. Burada ne kadar bekar erkek peşinizde ise o kadar kahraman olunur. Sonra gerekirse ağaca tırmanır ve dal sallanır. Bu gösteriler hemen hemen her gün yapılır. Günün kalan kısmında ise otlaklarda toplanır beslenirler. Geleda maymunları ot yiyen tek maymun cinsidir. Bu yemek esnasında aralarında küçük anlaşmazlıklar çıkabilir. Fakat erkeklerin birbiriyle göz teması kurması demek büyük kavgaya işaret eder. Erkeklerin dişleri ve pençeleri güçlüdür. Bir erkek geleda maymununun vücudundaki yara izleri onun deneyimli olduğunu gösterir. Bu da dişiler tarafından seçilmede etkilidir. İşte Semsın bunlardan biri ve 8 dişiye sahip. Fakat çiftbaka onun dişilerine göz koymuş bunun için Semsın’ı yenmek için zaman kolluyor. Çiftbaka bekar erkek çetesinin lideri. Ve sonuna amacına ulaşarak Semsın’ı yenip dişilerin sahibi oluyor. Dişiler güçlü olanı ve onların ihtiyaçlarını karşılayanı seçer. Erkekler dişiler yokken tembel davranırlar. Geledalar 2400 – 3000 m yükseklikte yaşarlar. Bu da geceleri sıcaklığın -7’ye varması demektir. Dişiler birbirlerine sarılarak ısınırlar. Erkekler bunu yapmaz. Dişilerin erkeklerin liderliğini belirleyenlerdir. Dişiler tarafından gösterileri beğenilmeyen erkek lider olamaz.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Geleda maymunlarının yaşam yerleri hakkında bilgi veriniz.

2- Geleda maymunlarında liderlikte dişinin rolü nedir?

3- Geledaları gelecekte hangi sorunlar bekliyor?

4- Liderliği kaybeden erkek nasıl bir duygu içerisine girer?

 

 

 

 

 

 

 

Yarasaların Hayat Döngülerindeki Algılama-Sonar Sitemlerini Keşfinin Darama Edilişinin Bilimsel Hikayesi

Yarasalara karanlıkta yollarını bulabiliyorlar. Yarasaların tuhaf şekli yüzyıllardır tiksinmeden korkuya kadar çeşitli tepkilere yol açmıştır. İncil’de yarasalar yenmesi yasak olan hayvanlar listesinde yer almıştır. Ortaçağda şeytan ve karanlık melekleri yarasaların kanatları ile çizilmiştir. Günümüzde ise vampirlerle ve yaşayan ölülerle eş anlamlıdır. Bazı yarasalar saatte 80 km hızla uçabilir. Havada bu şekilde hızlı ve karmaşık hareketler yapmalarının gizemi henüz bilinmiyor. Kuşlardan çok daha düşük hızlarda inanılmaz miktarda kaldırma kuvveti oluşturabiliyorlar. Kanatlarında bunu sağlayan inanılmaz bir şey olduğu düşünülüyor. Bir diğer ilginç yönleri ise kanatlarını asimetrik şekilde hareket ettirmeleriydi. Kanatlarındaki zarlar hava geçirmiyor ve eklemleri kanatlarını kontrol ediyor. Kanatlarındaki kemikler müthiş bir hafiflikte, yarasaların sadece eklemleri değil kemikleri de hareketlidir. Bu hareketlilik sebebiyle vücutları için sürekli kalsiyum minerali gereksinimi vardır. Yarasalar doğal olarak yeryüzünün çekiminden kaçabilen tek memeli canlıdır. İnsanlar hep yarasaların geceleri yönlerini nasıl bulduklarını merak etmiştir. Bu konuda İtalyan rahip çeşitli deneyler yaparak bunu açıklamaya çalışmıştır. Önce gözlerini kör ettiği halde yarasanın hiçbir engele çarpmadığını gören rahip sonra eleme yöntemiyle diğer duyuları koparmıştır. Ancak bununla ilgi olmadığını görmüştür. Sonraki birçok araştırmacı bu ve benzeri deneyler yapmış ve sonunda sır çözülmüştür. Prof. Griffin’in deneyleri ile yarasaların yüksek frekanslı sesler çıkardıklarını bulmuş ve deneylerinde yarasaların ağızlarını akın yönlendiricilerle kapamıştır. Bu durumda yarasalar engellere çarpmış, kulakları da tıkandığında ise tamamen dengesiz kalıp yere düşüyorlardı. Bu durum yarasaların ses ötesi sinyalleri yön bulmada kullandıklarını açıklıyordu. Ağızlarında çok güçlü dalgalar yayınlıyorlardı. Bu dalgaların yankıları ortamdan kulaklarına geliyordu ve bu şekilde çevreyi algılıyorlardı. Yani yankı ile sonar sistemleri kullanarak görüyorlardı. Yarasalar insan saçından ince cisimleri bile algılayabiliyor.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Yarasalar genel olarak özellikleri nelerdir?

2- Yarasalar üzerinde yapılan deneylerde ne anlaşılmaya çalışılmıştır?

3- Yarasaların algılama – sonar sistemleri nasıl çalışıyor?

4- Yarasaların çok büyük bir kaldırma kuvveti oluşturabilmesi neye bağlanıyor?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zambezi Babunlarının Yaşam Yeri İlişkileri

Kuzey Zimbavi’deki Zambezi Nehri’nin kıyıları Zambezi sürüsü denilen Zambezi Babunlarına ev sahipliği yapıyor. Sürüye en son bir aylık olan ikiz babunlar katılmıştır. İkizlerin babası baskın bir alfa erkek. Babunların yaşam alanları bazen kesişir. Erkekler dişilerini ve yaşam alanının sınırlarını korurlar. Bunun için gerekirse dövüşürler. Komşu sürüden gelen istilacı erkek sürünün baskın erkeğini yenerek baskınlığı eline geçirir. Saf dışı kalan eski lider sürünün içinde kalabiliyor, ancak beta erkek olarak. Dişisiyle olan ilişkisi de devam eder. Böyle bir durumda tehlike altına girenler ise yavru babunlardır. Çünkü bunların anneleri bunları 6 ayt emzirmeden kimseyle ilişkiye giremez. Böyle bir durumda ise baskın erkek yavruları öldürmeye çalışacaktır. İşte ikizler şuanda böyle bir durumla karşı karşıyadırlar. Katil ikizlerden birini öldürür, ancak diğerini de öldürmesi gerekir. Tüm bunların dışında babunlar birbirlerini tımar etmeyi severler. İncir ve akasya tohumlarını besin olarak tüketirler. Ayrıca yiyecek için sık sık kavga ettikleri görülür. Babunlar içi bir de dış tehlikeler vardır. Mesela nehirden karşı tarafa geçerken timsahlara yem olabilirler. Bazen ise sürüye yabancı bir babun katılmak isteyebilir. Ancak bu o kadar kolay değildir. Bunun için en güvenilir yöntem yabancı babunun bir dişiye kendini kabul ettirmesi ve dişinin yavrusunu kullanmasıdır.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Beta ve alfa erkek olmak ne anlam ifade ediyor?

2- Babunlarda rekabet hangi durumlarda gözlenir?

3- Yabancı bir babunun gruba katılması için en etkili yol nedir?

4- Yavrusu olan dişiler niçin tedirgin olurlar?

 

 

 

 

Zekanın Kökeni Hayvanidir. Dahi Farelerin Bilimsel Açıklanması.

Farelerin çabuk öğrenebilme yetenekleri onları bilim tarihi boyunca deneylerin en favori kobayları yaptı. Fareler zeki e esrarengizdir. Çöpler onlar için çok iyi besinleri oluşturur. Kazarak, kemirerek ve otlayarak ortamları istila ederler. Çok güçlü sıçrayıcılardır. Arka bacakları yoğun lifli kaslardan oluşur. Böylece kendi uzunluklarının 5 katı uzağa sıçrayabilirler. Dengeyi ise kuyrukları ile sağlarlar. Vücutları kapalı yerlere ve küçük deliklerden geçmek için iyi tasarlanmıştır. Ayrıca zihinlerinde iyi planla yapabilirler. Araştırmacılar farelerin zekasını geleceği tahmin edebilme yetenekleri ile ölçülebileceğini düşünüyor. Fareler yedek planlar yapabiliyor. Fareler çevrede koşuştururken etrafı da tanıyorlar. Bir fare bir ortamda dolaşırken hipo kampüs devreye girer ve farenin algısal deneyimlerinin çoğunu kaydeder. Hatta bunu yaparken nesneler arasındaki mesafeleri bile hesaplar. Bütün bunlar yapılan deneylerle gözlendi. Çünkü farelerin beyinlerinde nöron yerleri mevcuttur. Bu şekilde özel bir cihazla farenin nöron atışları monitörden görülüp dinlenebiliyorlardı. Fare özel bir noktadan geçtiğinde özel nöron ateşleniyordu. Fareler testten düşünür. Ve girdiği ortamın yol boyunca haritasını çıkararak hafızasına kaydeder. Fareler kesin pençeleriyle dikey olarak tırmanabilirler. Bir fare eğer başını geçirebilecek bir delik bulursa esnek vücudunu muhakkak geçirebilir. Ayrıca fareler iyi birer yüzücüdürler. Su altında 3 gün boyunca yol alabilir ve 3 dk Nefeslerini tutabilirler. Farelerin koku duygusu çok gelişmiştir. Bundan olmalı ki Almanya’daki fareler patlayıcı kokusunu bulmak için eğitiliyor. Yapılan denelerde eğitilen fareler mayın tarlasına götürülerek mayını bulması sağlanmıştır. Fareler bundan başka tüberküloz gibi hastalıkların kokusunu alabiliyorlar. Bir insan bir günde sadece 20 tüberkülozlu tükürük örneğini tespit edebilirken bir fare saatte 300 örneği tespit edebiliyor. Dişileri 12 fare doğurabilirler. Fareler Tifus ve Vebanın bilinen en iyi taşıyıcılarıdır. Fareler için kullanılan zehirler pek etkili olmaz. Çünkü onlar değişen şartlara çok iyi uyum sağlar ve bağışıklık sistemleri çok güçlüdür. Fareler duygusallıklarını anlatmak için birbirleri ile ultra seslerle iletişim kurarlar. Farelerin bir diğer önemli ve daha tam olarak açıklanamayan akıl okuma yeteneğidir. Bilim adamlarına göre fareler insanların ruh hallerini hemen öğrenebiliyorlar.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır

1- Farelerde yiyecek seçimindeki sosyal iletişim ne demektir?

2- Fareler kendi aralarında iletişimi nasıl sağlarlar?

3- Farelerin dış özellikleri neleredir ve bu onlara nasıl avantajlar sağlanmıştır?

4- Kimyasal zehirlerin farelere genelde etki etmemesinin temelinde ne vardır?