İnsanlığın Kökeni ve Ahlakı : İslam ve Bilim Açısından Yeni Bir Bakış

Kapsamlı Birleşik Analiz: Teolojik ve Bilimsel Perspektiflerin Disiplinlerarası Analizi Geniş İnfograk, Tükçe ve İngilizce Bildiri İçin Tıkla    Click for the Article Presentation

İslami literatür ve modern bilimin kesişim noktasında insanlığın kökenine ve geleceğine dair disiplinlerarası bir bakış.

Özet ve Anahtar Kavramlar

Çalışmanın Özeti

Bu çalışma, İslami kozmoloji çerçevesinde insanlığın yaratılışından kozmik olgunluğa kadar uzanan gelişim sürecini ve Âdem öncesi yaratıklar konusunu bütünleşik bir perspektifle incelemektedir. Çalışmada, yeryüzündeki yaşam enerjilerinin Allah CC'HUNA ulaşması sonucu yaratılış süreçlerinin tetiklendiği "enerji döngüsü" teorisi ve insanlığın mevcut durumda filogenetik olarak 17 yaşında bir yaratık konumunda olduğu "filogenetik yaş" hipotezi ele alınmaktadır (Nasr, 1976; Pinker, 2011). Meleklerin "Yeryüzünde bir halife yaratacağım" (Kur'an 2:30) ayetine tepkisi, klasik İslam tefsirinde iki ana bakış açısına yol açmıştır: Cinler, Adem'den önce yeryüzünde yaşayan bir halife topluluğuydu. Yeryüzünde fesat çıkardıklarında, melekler tarafından kovulmuşlardı. Modern paleontoloji ve genetik, Homo sapiens öncesi insan türlerinin ve karmaşık evrimsel süreçlerin varlığını ortaya koymaktadır (Wilson, 1975). Ahlaki gelişim sürecinin ontogenetik ve filogenetik boyutları, insanlığın hem bireysel hem de toplumsal düzeydeki ahlaki evrimini açıklayarak teorik çerçeveyi desteklemektedir (Tomasello & Vaish, 2013; Kohlberg, 1984). Bu çalışma, geleneksel teolojik yorumları bilimsel verilerle uzlaştıran bütünleştirici bir yaklaşım önermekte ve Adem'in ego (hayvanlarla ortak paydası) açısından biyolojik evrimin bir ürünü olmasına rağmen, teolojik olarak bilinçli (meleklerle olduğu gibi), ahlaki açıdan güzel, ilk zeki ve ruhlu insan olduğunu savunmaktadır. Kur'an-ı Kerim ayetleri ve peygamber hadisleri ışığında, insanlığın önümüzdeki 1-2 milyon yıl içinde ahlaki olgunluğa erişerek uzay medeniyeti kuracağı öne sürülmektedir.

Anahtar Kelimeler:

İslami kozmoloji, filogenetik gelişim, enerji döngüsü, insanlığın evrimi, uzay medeniyeti, Âdem, yaratılış, cin, İslami tefsir, evrim, paleoantroloji, bilim-din diyaloğu, insan kökenleri, teolojik evrim, ontogenetik ahlaki gelişim, filogenetik ahlaki gelişim

Enerji Döngüsü Teorisi

Yeryüzündeki yaşam enerjilerinin Allah CC'HUNA ulaşması sonucu yaratılış süreçlerinin tetiklenmesi.

Filogenetik Yaş Hipotezi

İnsanlığın ahlaki olgunluk açısından henüz 17 yaşında bir yaratık konumunda olduğu.

Ontogenetik & Filogenetik Ahlaki Gelişim

İnsanlığın bireysel ve türsel düzeydeki ahlaki evrimi.

Cin Yozlaşması Paraleli

Teolojik anlatılar ile erken Homo sapiens'in etik bilinç öncesi dönemdeki kaotik yapısı arasındaki ilişki.

Teolojik Evrim Modeli

Bilimsel evrim ile dini yaratılış anlayışının bütünleşmesi.

Kozmik Medeniyet Projeksiyonu

Uzay çağına geçiş ve manevi olgunluk hedefi.

1. Giriş

Giriş Metni

İnsanlığın yaratılışı ve geleceği konusu, hem dini hem de bilimsel literatürde sürekli tartışılan temel konulardan biridir (Nasr, 1976; Izutsu, 1983). Klasik İslam düşüncesinde insanın yaratılışı, Allah CC'HUN iradesinin tecellisi olarak açıklanırken (Al-Ghazali, 1095/1997), modern bilimsel yaklaşımlar evrimsel süreçlere odaklanmaktadır (Wilson, 1975; Pinker, 2011). Ahlaki gelişim, bu sürecin kritik bir bileşenidir ve iki ana perspektiften incelenebilir: ontogenetik ve filogenetik gelişim (Tomasello & Vaish, 2013). Bu çalışma, her iki perspektifi sentezleyerek yeni bir teorik çerçeve sunmayı amaçlamaktadır.

Ontogenetik ahlaki gelişim, bireyin doğumdan ölüme kadar uzanan yaşam yolculuğunda kazandığı ahlaki olgunluk seviyesini ifade ederken, filogenetik ahlaki gelişim ise tüm insanlık türünün tarih boyunca ulaştığı ortalama ahlaki seviyeyi temsil eder. Bu çerçevede, günümüzde gözlemlenen ahlaki farklılıklar, bireysel ahlaki yolculukların çeşitliliği ve insanlığın genel ahlaki olgunluğa ulaşma sürecinin uzunluğunu ortaya koymaktadır.

Rahman (1982, s. 45), modernist İslami düşüncenin, modernitenin entelektüel gelişmeleri ve özellikle jeoloji, biyoloji, astronomi ve antropoloji gibi alanlardaki modern bilimin dönüştürücü keşifleri ışığında geleneksel teolojik kavramları ve anlatıları yeniden yorumlamak için sürdürülen çabalar olduğunu belirtir. Bu devam eden söylem, paleontolojik keşifler, genetik araştırmalar, arkeolojik bulgular ve evrimsel biyoloji insan kökenlerine, gelişimine ve milyonlarca yıl öncesine uzanan yeryüzündeki yaşamın karmaşık tarihine dair giderek daha ayrıntılı ve ikna edici perspektifler sağladıkça yenilenen aciliyet ve önem kazanmıştır.

İslami literatürde insanın yaratılışı, Kur'an-ı Kerim'de detaylı olarak anlatılmaktadır. Bakara Suresi 30. ayette, Allah CC'HU meleklere "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" (innī jāʿilun fī al-arḍi khalīfah) buyurması, yaratılışın kozmik boyutunu ortaya koymaktadır (Kur'an-ı Kerim, 2:30). Bu yaratılış sürecinin rastgele değil, belirli kozmik olayların sonucu olduğu düşünüldüğünde, yeni bir teorik yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır.

1.1 Enerji Döngüsü ve İlahi Yaratılış Süreci

Cinlerin Fitne Enerjisi ve İlahi Tepki: Bu teorinin temel dayanağı Bakara Suresi 30. ayette bulunur:

"Hani Rabbin meleklere, 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti. Onlar da, 'Orada bozgunculuk çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz seni hamd ile tesbih ediyor, seni takdis ediyoruz' dediler. Allah CC'HUDA, 'Şüphesiz ben, sizin bilmediklerinizi bilirim' dedi." (Bakara 2:30)

Bu ayet, "cinlerin fitne enerjisinin AAllah CC'HUNA ulaşması" teorisini destekler. Çünkü meleklerin bu sorusu, önceki yaratıkların (cinlerin) bozgunculuk çıkardığına işaret eder.

Toprak ve Ruh Sentezi: Adem'in yaratılışı konusundaki görüş şu ayetlerle örtüşür:

"Rabbin Adem'i topraktan yarattı, sonra ona ruhundan üfledi" (Hicr 15:29) "İnsanı çamurdan, kuru çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan yarattık" (Hicr 15:26)

Hz. Peygamber (s.a.v.) bu süreci şöyle açıklar: "Allah CC'HU Adem'i avucuna aldı, ondan beyazını, kırmızısını, siyahını ve bunların aralarındakini aldı. Bu yüzden Adem'in çocukları böyle çıktı." (Ebu Davud, Sünne 1)

İslami bilimde birincil teolojik tartışma, özellikle meleklerin Allah CC'HUN yeryüzünde bir halife yaratma duyurusuna verdikleri ilgi çekici yanıt olan Kur'an 2:30'un yorumlanmasına odaklanır. Onların nüfuz edici sorusu, "Biz seni hamd ile tesbih edip takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kan dökecek birini mi koyacaksın?" bu ilahi-melek diyaloğunun, gerçek tarihsel deneyim yoluyla bu tür yıkıcı eğilimler gösteren önceki dünya sakinleri hakkında önceki melek bilgisini gösterip göstermediği konusunda kapsamlı bilimsel tartışma ve münazara yaratmıştır.

Çevreciler, iklim aktivistleri ve insan hakları savunucuları gibi grupların, insanlığın filogenetik ahlaki gelişimindeki öncü rolü, bu çerçevede özel bir önem kazanmaktadır (Pearson et al., 2022). Bu bireyler, henüz toplu olarak insanlık bu seviyeye tam erişmemiş olsa da, gelecekteki ahlaki olgunluğa giden yolda birer öncü niteliğindedir.

2. Literatür Taraması

2.1 İslami Kozmoloji Çalışmaları

Klasik İslam düşünürlerinden El-Gazali (1058-1111), "Tehafütü'l-Felasife" adlı eserinde kozmolojik süreçlerin ilahi iradenin tecellisi olduğunu vurgulamaktadır. İbn Sina (980-1037) ise "Kitab al-Shifa" adlı çalışmasında, evrensel süreçlerin sebep-sonuç zinciri içinde gerçekleştiğini savunmaktadır.

Modern dönemde, Nasr (1976) "An Introduction to Islamic Cosmological Doctrines" adlı çalışmasında İslami kozmolojinin temel ilkelerini sistematize etmiştir. Izutsu (1983), "God and Man in the Koran" eserinde insanın kozmik konumunu detaylı olarak incelemiştir.

2.2 Evrimsel Psikoloji ve Filogenetik Gelişim

Wilson (1975), "Sociobiology: The New Synthesis" adlı çalışmasında türlerin davranışsal gelişimini filogenetik perspektifle ele almıştır. Pinker (2011), "The Better Angels of Our Nature" eserinde insanlığın ahlaki gelişiminin zaman içindeki değişimini kapsamlı olarak analiz etmiştir.

İnsan kökenlerinin çağdaş tartışması, giderek sofistike metodolojiler ve teknolojiler kullanan paleoantropoloji, genetik, evrimsel biyoloji, arkeolojik araştırma ve ilgili bilimsel disiplinlerdeki dikkat çekici gelişmelerle önemli ölçüde zenginleşmiş ve karmaşık hale gelmiştir (Chalmers, 2013, ss. 78-89).

2.3 Ahlaki Gelişim Literatürü

Ontogenetik ahlaki gelişim kuramları genellikle bilişsel gelişimle ilişkilidir. Piaget ve Kohlberg gibi teorisyenler, bireylerin ahlaki muhakemelerinin belirli aşamalardan geçerek geliştiğini öne sürmüşlerdir (Kohlberg, 1984; Piaget, 1932). Bu aşamalar, bireyin çevresiyle etkileşimi, sosyal öğrenme ve bilişsel yeteneklerinin gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.

Güncel araştırmalar, ahlaki duyarlılığın doğuştan gelen yeteneklere dayandığını göstermektedir. Çocukların erken yaşlardan itibaren ahlaki ayırt etme, duygular ve toplum yanlısı motivasyonlar gösterme kapasitesine sahip oldukları kanıtlanmıştır (Hamlin, 2013). Bireyin ahlaki olgunluğu, karşılaştığı etik ikilemleri çözme becerisi, empati düzeyi ve başkalarının haklarına duyduğu saygı ile ölçülebilir (Aktan, 2018).

Ahlaki gelişim alanındaki en önemli teorisyenlerden Jean Piaget, Lawrence Kohlberg ve Carol Gilligan, ahlaki muhakeme süreçleri ve aşamaları konusunda farklı perspektifler sunmuşlardır. Kohlberg'in altı aşamalı modelinin eleştirilmesi, sadece adalet odaklı olması ve bakım ile merhamet gibi diğer ahlaki boyutları ihmal etmesi nedeniyle yeni yaklaşımların gelişmesine yol açmıştır (Gilligan, 1982).

3. Teorik Çerçeve

3.1 Enerji Döngüsü Teorisi

Bu teoriye göre, yeryüzündeki tüm yaşam formlarının ürettiği enerji, kozmik bir döngü içinde Allah CC'HUNA ulaşmakta ve bu enerji akışı yeni yaratılış süreçlerini tetiklemektedir. Kur'an-ı Kerim'de bu sürece işaret eden ayetler bulunmaktadır:

"Ve her şey O'na döner" (وَإِلَيْهِ يُرْجَعُ الْأَمْرُ كُلُّهُ) (Hud, 11:123) ayeti, evrendeki tüm süreçlerin nihayetinde Allah CC'HUNA döndüğünü ifade etmektedir (Kur'an-ı Kerim, 11:123). Bu enerji dönüşümü, termodinamiğin birinci yasasıyla da uyumludur: "Enerji yoktan var edilemez, vardan yok edilemez, sadece bir formdan diğerine dönüşür."
3.1.1 İlahi Enerji Döngüsü ve Halifelik Kararı

Yeryüzündeki tüm canlıların (biyolojik enerji) ve cansızların (radyasyon vb.) yaydığı "hayat enerjisi", yoktan var olmaz, Allah CC'HUNA ulaşır. Cinlerin yeryüzünde yarattığı kaos ve fitne enerjisi de bu döngüye dahildir. Bu "enerji raporu" Allah CC'HUN, yeryüzünde bir halife yaratma iradesini tetiklemiştir.

3.2 Cinlerin Fitne Enerjisi ve İlahi Müdahale

İslami literatürde cinlerin yeryüzünde halife olmadan önce bozgunculuk çıkardıklarına dair bilgiler bulunmaktadır. Taberi (839-923), "Camiu'l-Beyan" adlı tefsirinde, meleklerin "Orada bozgunculuk çıkaracak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?" sorusunun, önceki yaratıkların (cinlerin) benzer davranışlar sergilediklerine dayandığını belirtmektedir (Al-Tabari, 839-923/1988).

İslami tefsir literatürü, Âdem öncesi yaratıkların bu önemli sorusuna temelde farklı iki perspektif sunar. Sayısız klasik müfessir tarafından desteklenen ve İslam alimlerinin en erken nesillerine kadar uzanan çoklu otorite zincirleri aracılığıyla aktarılan ilk yorumlayıcı görüş, dumansız ateşten yaratılan cinlerin Âdem'in yaratılışından önce yeryüzünde yaşadığını ve özgür irade ve ahlaki sorumlulukla donatılmış dünyanın ilk akıl sahibi sakinleri olarak hizmet ettiğini savunur.

Bu ayrıntılı perspektife göre, bu Âdem öncesi cinler karmaşık medeniyetler kurmuş, siyasi kurumlar ve kültürel başarılarla sofistike toplumlar geliştirmiş, ancak sonunda ahlaki yozlaşmaya düşmüş, yaygın kan dökme (ola ki cinlerin, kontrolleri veya idareleri altındaki Homo sapiens/doğal insan grupları üzerindeki etkilerinin kan dökücü nitelikte olması da mümkündür) ve zulme girişmiş ve onları dünyevi otorite pozisyonlarından kovan ve uzak bölgelere sürgün eden melek orduları aracılığıyla ilahi müdahale gerektiren ilahi rehberliğe karşı isyan eylemleri gerçekleştirmişlerdir.

İkinci büyük perspektif, Âdem'in yaratılmış ve yeryüzüne yerleştirilmiş mutlak ilk ruh ve akıl sahibi insan olduğunu, kendisinden önce dünyevi varoluşta hiçbir bilinçli, ahlaki açıdan sorumlu insanın bulunmadığını savunur. Bu görüşün savunucuları, meleklerin insanın yozlaşma potansiyeli hakkındaki bilgisinin ya gelecekteki insan davranış kalıpları hakkında doğrudan ilahi vahiyden ya da çelişkili unsurlar ve eğilimler içeren dünyevi malzemelerden yaratılmış özgür iradeye sahip yaratıklarda mevcut olan ahlaki sapma için içsel potansiyelin sofistike anlayışından geldiğini iddia ederler.

Bu bozgunculuk enerjisinin kozmik boyuta ulaşması sonucu, AAllah CC'HUN yeni bir halife yaratma kararı aldığı öne sürülmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hadisi bu süreci desteklemektedir: "Allah CC'HU, Adem'i yaratmadan önce cinleri yarattı ve onlar yeryüzünde bin yıl yaşadılar" (Ibn Kathir, 1365/1997, 1:92).

3.3 Adem'in Yaratılışı ve Cennet-Dünya İlişkisi

Âdem, enerjinin Allah CC'HUNA ulaşıp takdir edildiği "Farklı coğrafyalardan toplanmış evrensel dünya toprağı"ndan yoğrulmuş; ruh üflenmesiyle yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda meleksi boyutta bir yaratık olarak yaratılmıştır. Bu yaratılış, insanlığın ilahi kökeni ile dünyevi imtihanını birbirine bağlayan köprü görevindedir.

3.4 Ruhun Üflenmesi ve İlk Homo sapiens'e Yansıması

Âdem'e ruhun üflenmesi, "ilahi emanet" niteliği taşır; erken Homo sapiens topluluğu da bu ruhsal boyuttan nasibini almıştır. Böylece hem bedenî hem de ruhî açıdan insan, diğer yaratıklardan ayrılmıştır.

3.5 Filogenetik Yaş Hipotezi

3.5.1 İnsanlığın Mevcut Gelişim Seviyesi

Bu hipoteze göre, insanlık 1 milyon yıllık evrimsel süreçte ahlaki olgunluk açısından henüz 17 yaşında bir yaratık seviyesindedir. Bu durum, Kur'an-ı Kerim'deki nefis evrelerine uygunluk göstermektedir:

  • Nefs-i Emmâre (Kötülüğü Emreden Nefis): "Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü nefs şüphesiz kötülüğü emreder" (وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي ۚ إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ) (Yusuf, 12:53)
  • Nefs-i Levvâme (Kınayan Nefis): "Kınayan nefse yemin ederim" (وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ) (Kıyame, 75:2)
  • Nefs-i Mutmaînne (Huzur Bulan Nefis): "Ey huzur bulan nefs! Rabbine dön" (يَا أَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُ ارْجِعِي إِلَىٰ رَبِّكِ) (Fecr, 89:27-28)

3.5.2 Filogenetik Yaş Teorisi ve İslami Zaman Anlayışı

İnsanlığın Gelişim Evreleri: "17 yaşında insanlık" yaklaşımı, Kuran'daki nefis evreleriyle uyumludur:

"Nefs-i emmareyi temize çıkarmam, çünkü nefs daima kötülüğü emreder" (Yusuf 12:53) "Ey itminan bulan nefs! Rabbine dön, sen razı olarak, O da senden razı olarak" (Fecr 89:27-28)

Hz. Ali (r.a.)'nin sözü bu gelişimi destekler: "İnsan çocukken oyun ister, gençken şehvet ister, yaşlı olunca da hikmet ister."

Zamansal Olgunluk Süreci: "Rabbinin yanında bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir" (Hac 22:47) ayeti, zaman algısının göreceli olduğunu gösterir. 1-2 milyon yıllık olgunluk projeksiyonu bu perspektifle anlam kazanır.

Bu evrelerin bireysel gelişimde nasıl gerçekleştiğine dair Hz. Ali (r.a.)'nin sözü ilgili görülmektedir: "İnsan çocukken oyun ister, gençken şehvet ister, yaşlı olunca da hikmet ister" (aktaran Al-Ghazali, 1095/1997).

3.5.3 İnsanlığın Filogenetik Gelişimi

Şu anki insanlık, "nefs-i emmare" (kötülüğü emreden nefis) aşamasında, ergenlik evresine (17 yaş) benzer dürtüsel davranışlar sergilemektedir. Nefs-i mutmainne (huzurlu nefis) ve nefs-i levvame (kendini kınayan nefis) aşamalarına terfi edince, insanlık hem ahlaki hem de bilimsel olgunluğa erişecek ve uzaya açılacaktır.

Filogenetik ahlaki gelişim, insanlık türünün binlerce yıllık tarihinde kolektif olarak ulaştığı ahlaki seviyeyi ifade eder. Bu süreç, Darwin'in ahlaki duyguyu dört temel unsurun kaçınılmaz sonucu olarak önerdiği çerçeveyle uyumludur: sosyal içgüdü, hafıza, dil ve alışkanlık. Darwin'e göre, ahlaki davranışların biyolojik avantaj sağlaması, bu yeteneklerin evrim sürecinde korunmasını ve gelişmesini sağlamıştır (de Waal, 2006).

İnsanlığın en yakın akrabaları olan şempanzeler ve bonobolar ile ortak atalarımızın yaşadığı dönemden bu yana, ahlaki davranışların temel unsurları evrimleşmiştir. İnsanlara özgü tam gelişmiş ahlak benzersiz olsa da, birçok temel unsuru diğer primatlarda da bulunmaktadır (van Schaik et al., 2018).

3.5.4 Matematiksel Projeksiyon

Basit orantı yöntemiyle hesaplama:

  • 1,000,000 yıl = 17 yaş (filogenetik)
  • 1 yaş = 58,823 yıl
  • Olgunluk yaşı (40-50 yaş) = 2,353,000 - 2,941,000 yıl

Bu hesaplamaya göre, insanlığın ahlaki olgunluğa erişmesi için yaklaşık 1.35-1.96 milyon yıl daha gereklidir.

3.5.5 Kozmik Olgunluk ve Zaman Projeksiyonu

Basit bir orantıyla (1 000 000 yıl → 17 yaş):

  • 40 yaş (olgunluk) ≈ 2 352 941 yıl toplam
  • 50 yaş ≈ 2 941 176 yıl toplam
  • 60 yaş ≈ 3 529 412 yıl toplam

Buna göre, insanlığın bugünkü 1 000 000 yıllık "17 yaş"ından tam olgunluğa (40-60 yaş) ulaşması için ilave 1,35-2,53 milyon yıl geçmesi gerekmektedir.

4. Yaratılışa İlişkin Kur'an Referansları

Yaratılış Anlatısının Teolojik Önemi

Kur'an, İslam literatüründe on dört asırlık bilimsel yorum ve analiz boyunca Âdem'in yaratılış anlatısının teolojik olarak en önemli açıklaması olarak hizmet ettiği insanlığın yaratılışına hitap eden çok sayıda ayet içerir. Bu ayetler ayrıntılı dilbilimsel analize, teolojik düşünceye ve diğer eski Yakın Doğu yaratılış anlatılarıyla karşılaştırmalı çalışmaya tabi tutulmuş, hem benzersiz İslami perspektifleri hem de kökenler ve anlam üzerine daha geniş insan düşüncesiyle paylaşılan temaları ortaya çıkarmıştır.

Yüzyıllardır yorumlayıcı tartışma ve bilimsel münazara yaratan temel ayet, Surat al-Bakara'da görünür:

"Hani Rabbin meleklere, 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demişti. Onlar, 'Bizler seni hamd ile tesbih edip takdis ederken, orada bozgunculuk çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?' dediler. Allah CC'HU, 'Şüphesiz ben sizin bilmediğinizi bilirim' dedi" (Kur'an 2:30).

Bu önemli ayet, tarih boyunca İslam alimlerini meşgul etmiş ve çağdaş tartışma ve analizler üretmeye devam eden birkaç derin teolojik soru ortaya çıkarır. İlk olarak, meleklerin yozlaşma (fesad) ve kan dökme (saffk al-dima) kavramlarına açık aşinalık gösteren ani tepkisi, sayısız alimi melek endişesi ve öngörüsü için ampirik temel sağlayan, bu tür yıkıcı kalıpları sergileyen önceki dünya sakinlerinin varlığını varsaymaya yöneltir.

İkinci olarak, özel Arapça terim "halife" (halife veya ardıl otorite), Arap dilbilimciler ve Kur'an yorumcuları tarafından kapsamlı bir şekilde analiz edilen halef ve değiştirmenin önemli dilbilimsel çıkarımlarını taşır. k-l-f kökü, daha önce gelen bir şeyi takip etmeyi veya değiştirmeyi önerir, potansiyel olarak Âdem'in yaratılışının, dünyanın koruyucuları ve dünyevi alemdeki ilahi otoritenin temsilcileri olarak sorumluluklarında başarısız olan önceki dünya sakinlerini değiştirmeyi veya halef olmayı içerdiğini gösterir.

Ek Kur'an ayetleri, hem fiziksel hem de manevi yaratıklar olarak insan varlığının ikili doğasını vurgulayan insan yaratılış sürecinin hem maddi hem de manevi boyutları hakkında ayrıntılı bilgi sağlar: "İnsanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan yarattık" (Kur'an 15:26).

Kur'an, cinlerin insanlıktan önce yaratıldığını açıkça belirtir: "Cinleri de daha önce nüfuz eden ateşten yaratmıştık" (Kur'an 15:27). Cin yaratılışı için zamansal önceliğin bu açık ifadesi, Âdem öncesi dünya sakinleri hakkındaki çeşitli teorileri ve Kur'an 2:30'daki meleklerin öngörüsünün olası anlamlarını düşünürken son derece önemli hale gelir.

Kur'an'ın yaratılış anlatısı, insanlığa ilahi bilgi ve dilsel kapasite yoluyla verilen özel statüye özel vurgu yapar:

"Allah CC'HU, Âdem'e bütün isimleri öğretti. Sonra bunları meleklere gösterip: 'Eğer doğru söyleyenler iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin' dedi. Melekler: 'Seni tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yok. Şüphesiz sen alîmsin, hakîmsin' dediler. Allah CC'HU: 'Ey Âdem! Bunların isimlerini onlara söyle' dedi. Âdem onların isimlerini söyleyince, Allah CC'HU: 'Size ben göklerin ve yerin gizlisini bilirim; açığa vurduklarınızı da gizlediğinizi de bilirim demedim mi?' dedi" (Kur'an 2:31-33).
4.1 İnsan Suresi ve Evrimsel Süreç

İnsan Suresi'nin 1-2. ayetleri, insanlığın evrimsel yaratılış süreciyle İslami yaratılış anlatısının birleştiği derin bir anlam katmanını barındırmaktadır:

"İnsanın üzerinden öyle uzun bir zaman gelip geçti ki, daha henüz o adı sanı anılmaya değer bir şey bile değildi. Doğrusu biz insanı baba ve anneden gelip birleşen karışık bir nutfeden yarattık. Onu imtihan etmek istiyoruz; bu sebeple kendisini işiten ve gören bir yaratık kıldık" (Kur'an 76:1-2).

"Hel eta alel-insani hinun mined-dehri lem yekun şey'en mezkura" ifadesindeki "insan üzerine" vurgusu, fiziksel olarak var olan hominidlerin üzerine insani bilincin üflenmesi sürecini işaret etmektedir (Diyanet İşleri Başkanlığı, 2024).

Cinlerin Hz. Adem'in yaratılmasından "iki bin yıl evvel yeryüzünde" halifelik yapmaları ve başarısızlıkları sonrasında insanların halife kılınması, bu sürecin kozmik bağlamını ortaya koymaktadır (Sorularla İslamiyet, 2024). "Nutfeten emşac" (karışık nutfe) ifadesi, Hz. Adem'in topraktan yaratılışının aksine, normal cinsel üreme yoluyla doğan homo sapiensleri kastetmektedir ve bu ayetlerin muhatabının Hz. Adem değil, ondan sonra gelen insanlık olduğunu göstermektedir (Kuran ve Meali, 2024). Bu perspektif, Hz. Adem'e ruh üflenmesiyle birlikte tüm homo sapiens türüne "yazılım güncellemesi" şeklinde ahlaki bilinç ve sorumluluğun aktarıldığını ve bu güncellemenin yasak meyve olayıyla tam anlamıyla aktifleştiğini öne sürmektedir. Ayetlerdeki "imtihan edelim diye" vurgusu, cinlerin başarısız olduğu halifelik imtihanının artık insanlığa verildiğini ve bu güncellemeyle birlikte homo sapienslerin "anılmaya değer" yaratıklar haline geldiğini ifade etmektedir (TDV İslam Ansiklopedisi, 2024).

4.2 Ali İmran Ayetleri ve Seçkinlik
"Şüphesiz Allah CC'HU, Âdem'i, Nuh'u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu alemler arasında seçerek âlemlere üstün kıldı. Bunlar birbirinden türeyen bir soydur. Allah CC'HU işitendir, bilendir." (Kur'an 3:33-34).

Ali İmran 33. ayete göre Allah CC'HU, bu dört peygamber/soyu "âlemler arasından" seçmiştir. Bu seçme (اصطفى / istafâ), insanlar arasından seçme anlamında kullanılır.

5. Klasik Tefsirlerden Perspektifler

5.1 el-Taberi'nin Kapsamlı Analizi

Anıtsal Cami' el-Beyan fi Te'vil el-Kur'an'ı İslam literatüründe en yetkili, kapsamlı ve etkili erken tefsirlerden biri olmaya devam eden Muhammed ibn Cerir el-Taberi (ö. 923), Âdem öncesi yaratıklar sorusuna karakteristik bilimsel titizlik ve metodolojik titizlikle birden fazla ayrıntılı perspektif sunar.

el-Taberi (2001, ss. 48-54), Kur'an yorumu konusunda en saygın erken otoritelerden biri olan İbn Abbas'tan aktarır: "Dünyanın ilk sakinleri cinlerdi. Orada bozgunculuk çıkardılar ve kan döktüler, yaygın savaş ve şiddette birbirlerini öldürerek dünyayı harap ettiler. Bunun üzerine Allah CC'HU, İblis'i bir melek ordusuyla gönderdi ve onlar isyankar cinleri öldürdüler, kaçanları denizlerdeki adalara ve sığındıkları ve sürgün toplulukları kurdukları dağ zirvelerine kadar takip ettiler."

Bununla birlikte, el-Taberi (2001, s. 55) ayrıca Âdem öncesi akıl sahibi yaratıklar kavramını tamamen reddeden alimlerin keskin bir şekilde zıt görüşünü de titizlikle kaydeder: "Âdem'in yaratılışından önce yeryüzünde herhangi bir akıl sahibi yaratığın olması caiz değildir. Meleklerin yozlaşma ve kan dökme hakkındaki ifadesi, Allah CC'HUN onlara Âdem'in çocuklarının gelecekte yapacakları hakkında özel olarak bildirdiği şeye dayanıyordu."

5.2 İbn Kesir'in Sentezleyici Yaklaşımı

İsmail ibn Ömer ibn Kesir (ö. 1373), aktarılan rivayetlerin çeşitliliğini ve farklı yorumlayıcı olasılıkları korumanın bilimsel geleneğini kabul ederken, Âdem öncesi yaratıklar konusunda metodolojik olarak daha muhafazakar bir perspektif sağlar.

İbn Kesir (1998, ss. 120-122), geleneksel otoritelere ve yerleşik yorumlayıcı geleneklere saygı duyarken, Âdem öncesi cinler hakkındaki çeşitli anlatılara ilişkin bilimsel ihtiyatı gösterir: "Bu açıklamalar öncelikle özgünlüğü birincil İslami kaynaklar tarafından ne kesin olarak onaylanan ne de kategorik olarak reddedilen İsrailiyyat'tandır (Yahudi ve Hıristiyan kaynakları)."

İbn Kesir, meleklerin sorusuna gömülü teolojik çıkarımların dikkatli analizini vurgular: "Onların 'Orada bozgunculuk çıkaracak birini mi koyacaksın' ifadesi üç olasılıktan birini gösterir: ya bilgileri yeryüzündeki cin davranışıyla önceki doğrudan deneyimden kaynaklanmıştır; ya da Allah CC'HU onlara insanların gelecekte ne yapacağı hakkında özel olarak bilgi vermişti; ya da dünyevi unsurlardan yaratılan yaratıkların doğasında bulunan bu tür ahlaki eğilimlerin ve çatışmaların doğal olarak ortaya çıkacağını anladılar."

5.3 el-Razi'nin Felsefi Analizi

Felsefi olarak sofistike müfessir Fahreddin el-Razi (ö. 1210), meleklerin insan yozlaşma potansiyeli hakkındaki bilgisi için mantıksal olarak mümkün beş açıklama sunar (el-Razi, 2000, ss. 162-170):

  • Ampirik Gözlem: Melekler, doğrudan duyusal deneyim yoluyla önceki dünya sakinleri arasındaki yozlaşmaya tanık oldular.
  • Doğrudan İlahi Bilgi: Allah CC'HU, meleklere insan davranış eğilimleri ve gelecekteki eylemler hakkında özel olarak iletilen özel vahiy yoluyla açıkça bilgi verdi.
  • Rasyonel Çıkarım: Melekler mantıksal analiz yoluyla özgür iradenin zorunlu olarak hem iyi hem de kötü seçimler için olasılıklar yarattığını anladılar.
  • Analojik Akıl Yürütme: Melekler insanları zaten özgür iradeye sahip olan cinlerle karşılaştırdılar.
  • Doğa Felsefesi: Melekler, çeşitli maddi unsurlardan oluşan yaratıkların zorunlu olarak ahlaki mücadeleye yol açan iç çatışmalar yaşayacağını fark ettiler.

6. Modern Bilimsel Perspektifler

6.1 Paleoantrolojik Kanıtlar

Modern paleoantroloji, dikkat çekici fosil keşifleri, sofistike tarihleme teknikleri, gelişmiş genetik analiz ve giderek hassas metodolojiler kullanan birden fazla bilimsel alan arasındaki disiplinler arası işbirliği yoluyla insan kökenlerini anlamamızda temelden devrim yaratmıştır (Chalmers, 2013, ss. 78-89).

Bu yeni keşfedilen karmaşıklık, insan benzersizliği ve doğrusal ilerleme hakkındaki basit anlatılara meydan okurken, aynı zamanda milyonlarca yıllık gelişimi kapsayan evrimsel mirasımızın dikkat çekici zenginliğini ve çeşitliliğini ortaya çıkarır. Chalmers (2013, ss. 78-89), insanlığın derin geçmişini yeniden yapılandırmada ve yeryüzündeki yaşam tarihinin daha geniş bağlamında yerimizi anlamada ampirik gözlemin, hipotez testinin ve bilimsel metodolojinin çok önemli önemini vurgular.

Hominin fosil kaydı şimdi yaklaşık 7 milyon yıl öncesine, Çad'ın Djurab Çölü'nde keşfedilen ve bilinen en eski potansiyel insan atalarından birini temsil eden Sahelanthropus tchadensis'e kadar uzanıyor. Öncelikle "Toumai" lakaplı tek bir, olağanüstü korunmuş kafatasından bilinen bu eski tür, maymun benzeri ve insan benzeri anatomik özelliklerin büyüleyici bir kombinasyonunu sergiler ve onu insan ve şempanze soyu arasındaki çok önemli evrimsel bölünmenin yakınına konumlandırır.

Etiyopya'da keşfedilen olağanüstü eksiksiz "Ardi" iskeletinden bilinen Ardipithecus ramidus (4,4 milyon yıl önce), erken hominin anatomisi, davranışı ve ekolojik adaptasyonu hakkında benzeri görülmemiş içgörüler sağlar. Kavrama için kavisli parmak kemikleri ve hem yerde yürüme hem de ağaca tırmanma için uyarlanmış ayaklar dahil olmak üzere çok sayıda ilkel özelliği korumasına rağmen, Ardi açık iki ayaklı hareket yeteneği gösterdi (White vd., 2009, ss. 64-72).

Yaklaşık 4-2 milyon yıl önce yayılan Australopithecus cinsi, önemli arboral yetenekleri korurken giderek daha sofistike iki ayaklı uyarlamalar gösteren birden fazla farklı tür içerir. 1974'te keşfedilen dünyaca ünlü "Lucy" iskeleti tarafından örneklenen Australopithecus afarensis, hem karasal hem de ağaçsal faaliyetleri içeren bir yaşam tarzını öneren, korunan tırmanma yetenekleriyle verimli dik yürümeyi başarıyla birleştirdi.

3,6 milyon yıl öncesine tarihlenen ve volkanik külde korunan Tanzanya'daki dikkat çekici Laetoli ayak izleri, dik yürümenin insan evrimini karakterize eden dramatik beyin boyutu artışından çok önce evrimleştiğini gösteren, önemli beyin genişlemesinden önce iki ayaklı hareketin dramatik doğrudan kanıtını sağlar (Johanson ve White, 1979, ss. 321-330).

Yaklaşık 1,9 milyon yıl önce ortaya çıkan Homo erectus, Afrika'nın ötesine başarıyla genişleyen ve Asya'ya ve muhtemelen Avrupa'ya uzanan geniş coğrafi aralıklarda popülasyonlar kuran ilk hominin türünü temsil eder. Önemli ölçüde artan vücut boyutu, modern uzuv oranları ve 1000cc'ye ulaşan beyin hacimleriyle H. erectus dikkat çekici uyarlanabilir esneklik gösterdi ve Afrika, Asya ve muhtemelen Avrupa'da 1,5 milyon yıldan fazla sürdü.

Bu tür, daha sonraki insan başarısı ve küresel genişleme için çok önemli olacak birkaç önemli insan davranış yeniliğinin ilk açık kanıtını gösterir. Wonderwerk Mağarası gibi sitelerden arkeolojik kanıtlar, 1 milyon yıl öncesine dayanan kontrollü ateş kullanımını belgeler, soğuk iklimlerde sıcaklık, yırtıcılardan korunma, gece saatlerine uzatılmış faaliyet süreleri sağlayan ve pişirmeyi mümkün kılan devrim niteliğinde bir teknolojik ilerlemeyi işaretler (Berna vd., 2012, ss. 1-5).

2013'te Güney Afrika'nın Rising Star mağara sisteminde keşfedilen Homo naledi, insan evrimsel karmaşıklığını ve insan gelişimi boyunca anatomik çeşitliliğin kalıcılığını anlamada devrim yarattı. Australopithecines'e (yaklaşık 500cc) benzer beyin boyutu ancak modern insanlara benzeyen birçok türetilmiş anatomik özellikle, bu tür ilkel ve gelişmiş özelliklerin dikkat çekici bir mozaiğini sunar. En şaşırtıcı olanı, yakın tarihli tarihleme H. naledi'yi 335.000-236.000 yıl önce arasına yerleştirir ve küçük beyinli homininlerin Afrika'da erken Homo sapiens dahil olmak üzere çok daha büyük beyinli türlerle birlikte varlığını sürdürdüğünü gösterir (Berger vd., 2015, ss. 1-15).

Yaklaşık 400.000 yıl boyunca Avrupa ve batı Asya'da gelişen Neandertal'lar (Homo neanderthalensis), sağlam iskelet yapıları, soğuk havayı ısıtmak için genişlemiş burun boşlukları ve ısı korunumu için kısaltılmış uzuvlar dahil olmak üzere sert buzul iklimlerine ayırt edici anatomik uyarlamalar geliştirdi. Beyin boyutları modern insan seviyelerine eşit veya aştı ve artan arkeolojik kanıtlar, ölülerin sistematik olarak gömülmesi, yaralı ve yaşlı topluluk üyelerinin bakımı, karmaşık taş aletlerin üretimi, olası sembolik ifade için pigmentlerin kullanımı ve kabuklar ve kuş pençelerinden takı yapımı dahil olmak üzere sofistike davranışsal yetenekleri gösteriyor.

6.2 Davranışsal Modernlik için Arkeolojik Kanıtlar

"Davranışsal modernliğin" ortaya çıkışı - sembolik düşünce, gelişmiş alet teknolojisi, sanatsal ifade ve sofistike sosyal organizasyon dahil olmak üzere çağdaş insanları karakterize eden karmaşık davranışların tam paketi olarak tanımlanır - insan evrim çalışmalarında en tartışmalı ve önemli konulardan biri olmaya devam ediyor. Merkezi tartışma, ayırt edici modern insan davranışının 40.000-50.000 yıl önce dramatik bir "devrimde" aniden ortaya çıkıp çıkmadığına veya yüz binlerce yıl boyunca kademeli kültürel ve bilişsel gelişim yoluyla kademeli olarak birikip birikmediğine odaklanır.

Sofistike sembolik davranış için arkeolojik kanıtlar, Afrika kaydı boyunca herhangi bir sözde davranışsal devrimden çok daha geriye uzanan düzensiz olarak görünür. Sistematik akar kullanımı, Afrika'daki birden fazla arkeolojik sitede 300.000 yıl öncesine dayanır ve tamamen işlevsel uygulamalardan ziyade sembolik uygulamaları öneren kasıtlı öğütme, işleme ve hazırlama için açık kanıtlarla. Kasıtlı geometrik gravürleri taşıyan ünlü Blombos Mağarası akar parçaları (75.000 yıl önce) sembolik iletişim için ikna edici kanıt sağlar (Henshilwood vd., 2002, ss. 1278-1280).

Benzer soyut desenler Diepkloof Rock Shelter'dan (60.000 yıl önce) devekuşu yumurta kabuklarında görünür ve önemli zaman dilimlerine uzanan sembolik işaretleme ve muhtemelen iletişim sistemlerinin yerleşik geleneklerini önerir. Bu geometrik desenlerin farklı siteler ve zaman dilimlerinde dikkat çekici tutarlılığı ve standardizasyonu, rastgele işaretleme veya kazara desenlerden ziyade paylaşılan kültürel bilgiyi ve kasıtlı sembolik sistemleri gösterir.

Avrupa'nın Üst Paleolitik dönemi (45.000-10.000 yıl önce), modern insanların gelişinden hemen sonra patlayıcı kültürel gelişime tanık oldu, ancak bunun gerçek yeniliği mi yoksa Afrika'da daha önce geliştirilen yeteneklerin korunmasını mı temsil ettiği tartışmalı olmaya devam ediyor. Aurignacian kültürü, gelişmiş avcılık stratejilerini ve silah teknolojisini gösteren ilk kesin mermi noktaları dahil olmak üzere sofistike taş ve kemik alet teknolojilerini tanıttı.

Mağara sanatı, belki de tamamen sembolik düşünce ve sofistike estetik bilincin en dramatik ve ikna edici kanıtını temsil eder. Chauvet Mağarası'ndaki (37.000 yıl önce) resimler, sofistike perspektif, ince gölgeleme ve ikna edici üç boyutlu efektler yaratmak için doğal mağara duvarı konturlarının akıllıca kullanımı dahil olmak üzere dikkat çekici derecede gelişmiş sanatsal teknikleri gösterir.

Modern Bilimden Bulgular: İnsanın Karmaşık Geçmişi

Modern paleoantropoloji alanındaki bulgular, Homo sapiens'ten önce birçok insan türünün yaşadığını ortaya koymuştur. İlk primatların 65-55 milyon yıl önce, insan ve şempanzelerin ortak atasının 7-6 milyon yıl önce, Australopithecus türlerinin (iki ayaklı yürüme) 4-2 milyon yıl önce, Homo habilis'in (ilk taş aletler) 2.5 milyon yıl önce, Homo erectus'un (ateşin kontrolü) 1.8 milyon yıl önce ve Homo sapiens'in Afrika'da 300.000 yıl önce evrimi gibi önemli aşamalar belirlenmiştir (Stringer, 2016). Son on yıldaki önemli keşifler arasında 2015'te Homo naledi fosilleri (Güney Afrika), 2019'da Filipinler'de Homo luzonensis keşfi, 2021'de İsrail'de Nesher Ramla Homo türü, 2022'de Göbeklitepe'de dini inançların tarım öncesi dönemde geliştiğini gösteren bulgular (Science, 2022) ve 2023'te yeni Neandertal DNA analizleri (Nature, 2023) yer almaktadır. Bu bulgular, insan evriminin uzun ve karmaşık bir süreç olduğunu göstermektedir.

Antik DNA analizleri, insan göç modellerine dair anlayışımızı önemli ölçüde genişletmiştir. Nature Genetics (2021) tarafından yayımlanan araştırmalar, prehistorik dönemdeki insan göçlerinin ve genetik karışımlarının daha önce düşünülenden çok daha kapsamlı olduğunu ortaya koymuştur (Nature Genetics, 2021). Modern insanların Afrika'dan yaklaşık 50.000 yıl önce ayrıldığı görüşü desteklenmekle birlikte, son 10.000 yılda, özellikle de son 2.000 yılda, insanların çok daha fazla hareket ettiği ve karıştığı genetik çalışmalarla ortaya konmuştur (Nature Genetics, 2021). Antik DNA, Neandertallerle (37.000-42.000 yıl önce) ve Denisovanlarla melezleşmelerin yaşandığını kanıtlamıştır (Nature Genetics, 2021). Bu durum, insanlık tarihinin basit, doğrusal bir ilerleme olmadığını, aksine farklı grupların sürekli etkileşimde bulunduğu, genetik olarak karıştığı ve yer değiştirdiği "dolaşık bir genetik ilişkiler ağı" olduğunu göstermektedir (Nature Genetics, 2021).

Örneğin, Çan Biçimli Çanak Çömlek kültürü gibi kültürel yayılımların başlangıçta fikirlerin yayıldığını, ardından bu kültürü taşıyan insanların Britanya'daki mevcut nüfusu büyük ölçüde değiştirdiğini ve potansiyel olarak veba getirdiğini gösteren genetik kanıtlar bulunmaktadır (Nature Genetics, 2021). Yamnaya göçebe çobanlarının Avrupa, Asya ve Hindistan'a yayılması, Hint-Avrupa dillerinin yayılmasını açıklamakta ve yerel avcı-toplayıcı genlerini büyük ölçüde değiştirmiştir (Nature Genetics, 2021). Ayrıca, Kuzey Avrupalılardaki avcı-toplayıcı genlerinin erkeklerden daha fazla geldiği gibi cinsiyet yanlısı genetik karışımlar da tespit edilmiştir (Nature Genetics, 2021). Son 2.000 yıldaki önemli karışımlara Moğolların Asya ve Doğu Avrupa'ya yayılması ve Arapların Kuzey ve Batı Afrika DNA'sını Güney Avrupa'ya taşıması örnek olarak verilebilir (Nature Genetics, 2021). "Twigstats" gibi yeni analiz yöntemleri, genetik olarak benzer gruplar arasındaki farkları daha hassas bir şekilde ölçerek, daha önce bilinmeyen göçleri (örneğin, MS birinci binyılın başlarında Kuzey Almanya/İskandinavya'dan güneye doğru Cermen gruplarının göçleri, ardından Viking Çağı öncesinde İskandinavya'ya geri göç) ortaya çıkarmıştır (Nature, 2025). Bu detaylı genetik veriler, insanlığın kökenine dair bilimsel anlatıyı zenginleştirerek, teolojik "ilk insan" kavramının yorumlanması için daha karmaşık ve dinamik bir bilimsel zemin sunmaktadır.

İnsan Evrimindeki Kilit Türler

Bu grafik, son 4 milyon yılda yaşamış bazı önemli hominin (insansı) türlerini ve var oldukları yaklaşık zaman aralıklarını göstermektedir. Homo sapiens, bu zengin evrimsel mirasın günümüzdeki tek temsilcisidir.

Antik DNA: Genetik Mirasımız

Modern insan genomu, atalarımızın Neandertaller ve Denisovanlar gibi diğer antik insan gruplarıyla karıştığının kanıtlarını taşır. Bu grafik, farklı popülasyonlardaki antik DNA karışım oranlarını tahmini olarak göstermektedir.

Bilim, Matematik ve Evrim Bilimi Arasındaki İlişkiler
             
                                                                                                                                            

Şekil 1: İlim ve Bilimde: Varlık, Yaratık, Enerji Halleri, Değişim(Evrim) Doğa, Sosyal, Sanat ve Matematik Disiplinleri Arasındaki İlişki

Bu şema, "İlim" (ezeli ve ebedi tüm varlık-bilgi havuzu) ve "Bilim" (geçici fani tüm yaratık - bilgi havuzu) arasında döngüsel bir ilişki olduğunu, bilimin ise Doğa, Sosyal ve Sanat Bilimleri (pay) olarak dallandığını ve tüm bu dalların temelinde (paydasında) Matematiğin yer aldığını göstermektedir.
Bilim eşittir: Tüm bilim dalları (pay olarak), tüm matematik disiplinleri (payda olarak) ve bilimin evrimi (değişimi) arasında kurduğumuz tanımsal ilişkisel denklem, Büyük Patlama'nın, bilimin ve tüm canlıların evriminin ilişkiselliğiyle çelişmez. (bkz. Şekil 1).
Her şey küllü enerjide (yaratıcının ışığında) bir varlık olarak var olur. Ancak görünür evrendeki bu enerji durumlarının her birine canlı denir.

7.1 Çağdaş Ahlaki Gelişim ve İklim Adaleti

Güncel tartışmalar, insanlığın ahlaki evriminde önemli kilometre taşları olduğunu düşündürmektedir. Özellikle çevre bilinci, iklim değişikliğiyle mücadele, şiddet karşıtlığı ve insan hakları savunuculuğu gibi konular, insanlığın ahlaki olarak katettiği yolu göstermektedir.

Genç iklim aktivistleri, iklim değişikliğini sadece maliyet-fayda analizi çerçevesinde değil, çoklu iklim adaleti çerçevesinde görme konusunda önemli norm girişimcileri olarak rol oynamaktadırlar (Clayton, 2020). İklim değişikliği hakkındaki kararlar doğası gereği ahlakidir. Önemli değerler ve bugünün ve geleceğin dünyasının istenen durumu hakkında ahlaki yargılarda bulunmayı gerektirirler (Gardiner, 2011).

Bu alanlarda erken ahlaki olgunluğa ulaşmış bireyler (örneğin çevreciler, iklim aktivistleri, şiddet karşıtları, doğa ve hayvan haklarını savunanlar), insanlığın filogenetik ahlaki gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Çevresel aktivizm, küresel iklim değişikliği, kirlilik, ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybı ile mücadelede güçlü bir güç olarak ortaya çıkmıştır (Grasso & Markowitz, 2015).

7.2 Ahlaki Gelişimin Çağdaş Boyutları

2015 yılı boyunca küresel ısınma konusundaki kamusal söylemde bir evrim gözlemlenmiştir. Genellikle haber medyasında sadece bilimsel, çevresel veya politik bir konu olarak tartışılan küresel ısınma, artık ahlaki ve manevi bir konu olarak yeniden çerçevelenmektedir (Roser-Renouf et al., 2016).

Ampirik çalışmalar, ahlak ve adalet algılarının iklim işbirliği için hem köprü hem de engel işlevi görebileceğini göstermektedir (Markowitz & Shariff, 2012). İklim değişikliğine uyum, sosyal ikilemler yaratmakta ve kimin kazandığı ve kimin faydalandığı, uyum stratejilerindeki ödünleşimler gibi ahlak ve adalet konularını gündeme getirmektedir (Walker-Springett et al., 2017).

8. Uzaya Açılma ve Kozmik Medeniyet

8.1 Kur'ani Perspektif

Kur'an-ı Kerim, insanoğlunun gelecekte uzay seyahatine çıkacağına işaret etmektedir:

"Ey cinler ve insanlar topluluğu! Göklerin ve yerin çevresinden geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ancak bir sultanla (bilim ve teknikle) geçebilirsiniz" (يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا ۚ لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ) (Rahman, 55:33)

Bu ayet, bilimsel gelişmenin belirli bir seviyeye ulaştığında uzay seyahatinin mümkün olacağını belirtmektedir (Kur'an-ı Kerim, 55:33). "Sultan" kelimesi burada "güç, yetki, bilim" anlamlarında kullanılmaktadır (Nasr, 1976).

8.2 İnsanın Halife Görevi
"O, sizi yeryüzünde halife kılan Allah CC'HUDUR" (Fatır 35:39) ayeti, insanın sadece dünyada değil, kozmik düzeyde sorumluluk sahibi olduğunu ima eder.
8.3 Göklerin Fethi
"Ey cinler ve insanlar topluluğu! Göklerin ve yerin çevresinden geçip gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin! Ancak bir sultanla (güçle) geçebilirsiniz" (Rahman 55:33)

Bu ayet, insanoğlunun gelecekte uzay seyahatine çıkacağının işaretidir. Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurur: "Allah CC'HUN yeryüzünde ve göklerde bilmediğiniz nice kulları vardır." (Müslim, Zikir 28)

8.4 Halife Görevi ve Kozmik Sorumluluk
"O, sizi yeryüzünde halife kılan Allah CC'HUDUR" (هُوَ الَّذِي جَعَلَكُمْ خَلَائِفَ فِي الْأَرْضِ) (Fatır, 35:39) ayeti, insanın sadece dünyada değil, kozmik düzeyde sorumluluk sahibi olduğunu ima etmektedir (Kur'an-ı Kerim, 35:39).

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hadisi bu perspektifi desteklemektedir: "Allah CC'HUN yeryüzünde ve göklerde bilmediğiniz nice kulları vardır" (Müslim, Zikir 28).

9. Bilim ve Din: Çağdaş Diyalog

9.1 Bilim-Din Uyumuna İslami Yaklaşımlar

İslam ve modern bilim arasındaki karmaşık ilişki, çözüm gerektiren algılanan çatışmadan tamamlayıcı içgörüleri kutlayan sofistike entegrasyona kadar değişen çeşitli yaklaşımlar üreterek kapsamlı bilimsel tartışma, felsefi düşünce ve pratik eğitim girişimleri yarattı. Modern dönem boyunca Müslüman entelektüeller, bu önemli ilişkiyi anlamak için çeşitli çerçeveler önerdiler, her biri farklı teolojik bağlılıkları, bilgi ve gerçekliğin doğası hakkındaki felsefi varsayımları ve dini gelenek ile bilimsel keşif arasındaki görünen gerilimleri yönlendirmek için pratik stratejileri yansıtır.

Maurice Bucaille'nin etkili "Bucaille'ciliği", bilim-din uyumuna tartışmalı da olsa öne çıkan bir yaklaşımı temsil eder. Yaygın olarak okunan "İncil, Kur'an ve Bilim" adlı eserinde Bucaille (2003, ss. 234-245), Kur'an'ın 7. yüzyıl bilgisinin bağımsız olarak keşfetmesinin imkansız olacağı ayrıntılı bilimsel gerçekler içerdiğini ve böylece bilimsel doğrulama yoluyla Kur'an'ın ilahi kökenini kanıtladığını savunur. Eleştirmenler, bu yaklaşımın hem kutsal metni hem de bilimi temel yanlış yorumlama riski taşıdığını, Bucaille'nin genellikle tezini desteklemeyen pasajları görmezden gelirken uygun çevirileri seçtiğini belirtir.

İsmail el-Faruki ve Syed Muhammed Nakib el-Attas gibi etkili alimler tarafından öncülük edilen "Bilginin İslamileştirilmesi" hareketi, modern bilimleri vahyedilmiş bilgiyi ampirik araştırmayla bütünleştiren otantik bir İslami epistemolojik çerçeve içinde temelden yeniden kavramsallaştırmayı amaçlar.

Nidhal Guessoum gibi çağdaş Müslüman bilim filozofları, hem bilimsel metodolojiye hem de dini otoriteye saygı duyan basit uyum ve yıkıcı çatışma arasında sofistike bir orta yolu savunurlar (Guessoum, 2011, ss. 123-145). Guessoum, hem modern bilimsel kavramları eski dini metinlere zorlayan kutsal metin uyumculuğunu hem de bilimin doğal gerçeklik hakkındaki meşru hakikat iddialarını reddeden postmodern göreceliliği açıkça reddeder.

Bilimsel uygulama içinde metodolojik natüralizmi savunurken daha geniş felsefi perspektifte metafizik teizmi korur, bilim ve dinin temelde farklı açıklama düzeylerinde çalıştığını ve rekabet eden içgörülerden ziyade tamamlayıcı sağlayabileceğini savunur. Guessoum, bilimsel ve dini açıklamaların gerçekliğin farklı boyutlarını açıklamada birbirleriyle rekabet etmek yerine tamamladığı "katmanlı açıklama" ilkesini önerir.

9.2 Bilim ve İnanç Üzerine Hıristiyan Perspektifleri

Hıristiyanların bilim-inanç soruları ile meşguliyeti, İslami yaklaşımlarla öğretici paraleller ve aydınlatıcı karşıtlıklar sunar, hem bilimsel ve dini bilgiyi bütünleştirme konusundaki evrensel insan mücadelelerini hem de farklı kutsal metin gelenekleri ve tarihsel deneyimlerle şekillenen ayırt edici teolojik yanıtları gösterir.

İnsan Genom Projesi'nin eski direktörü ve BioLogos Vakfı'nın kurucusu Francis Collins, evrimsel bilim ile Hıristiyan inancı arasında temel bir çatışma algılamayan başarılı bilim insanı-inananları örnekler (Collins, 2006, ss. 142-156). Collins, DNA yapısını ve işlevini "Tanrı'nın dili" olarak tanımlar ve evrimsel süreçleri ilahi eyleme alternatif olarak değil, ilahi olarak seçilmiş yaratılış yöntemi olarak görür.

Papalık açıklamaları ve Papalık Bilimler Akademisi aracılığıyla ifade edilen Katolik Kilisesi'nin resmi pozisyonu, insan onuru, manevi önemi ve ruhun ilahi kökeni hakkındaki temel teolojik doktrinleri korurken evrim teorisini resmen kabul eder. Papa Francis'in 2014'teki Tanrı'nın "sihirli değneği olan bir sihirbaz" olmadığı, keşfedilebilir doğa yasaları aracılığıyla çalıştığı ifadesi, bilimsel ve teolojik anlayışın sofistike Katolik sentezini yansıtır.

9.3 Entegrasyon için Felsefi Çerçeveler

Çağdaş bilim ve din filozofları, bu önemli insan bilgisi alanları arasındaki ilişkiyi anlamak için giderek daha sofistike çerçeveler geliştirdiler, basit çatışma anlatılarının çok ötesine geçerek farklı bilgi sistemlerinin nasıl etkileşime girdiği, tamamladığı ve potansiyel olarak kendi ayırt edici metodolojilerini ve içgörülerini korurken bütünleştiğine dair nüanslı analizlere doğru ilerlediler.

Ian Barbour'un etkili dörtlü tipolojisi, akademik ve popüler tartışmaları şekillendirmeye devam eden bilim-din etkileşiminin dört temel modelini tanımlar. Çatışma modeli, bilim ve dini aynı açıklayıcı bölge için temelde rekabet eden olarak görür. Bağımsızlık modeli, bilim ve dinin uyumsuz metodolojiler kullanarak tamamen farklı soruları ele aldığını savunur. Diyalog modeli, önemli ayrımları korurken yapıcı etkileşim arar. Entegrasyon modeli kapsamlı sentez girişiminde bulunur (Barbour, 1997, ss. 145-167).

9.4 Bilim-Din Tartışmalarında Eleştirel Gerçekçilik

John Polkinghorne ve Alister McGrath gibi alimler tarafından savunulan eleştirel gerçekçilik, bilim-din tartışmalarında önemli etki kazanmış nüanslı bir felsefi çerçeve sunar. Bu yaklaşım, hem bilimin hem de dinin farklı ancak potansiyel olarak tamamlayıcı metodolojiler ve bilgi kaynakları aracılığıyla nesnel gerçeklik hakkında meşru olarak hakikat aradığını savunur.

10. Teolojik Evrim ve Âdem

10.1 Kavramsal Çerçeve

"Teolojik evrim" yenilikçi kavramı, insan biyolojik kökenleri ve gelişimi hakkındaki ikna edici bilimsel kanıtlarla çelişmeden Âdem'in dini ve manevi önemini anlamak için sofistike bir çerçeve sunar. Bu bütünleştirici yaklaşım, biyolojik evrim ile teolojik evrim arasında dikkatli bir ayrım yapar.

10.2 Âdem'in Teolojik Özellikleri

İslami kaynaklar tutarlı bir şekilde Âdem'e hem önceki yaratıklardan hem de çağdaş hayvanlardan temelde ayıran birkaç dikkat çekici özellik atfeder:

  • İlahi Ruh (Ruh): "Sonra onu düzgün bir biçimde şekillendirdi ve ona kendi ruhundan üfledi" (Kur'an 32:9). Bu ilahi nefes, salt biyolojik yaşam veya fizyolojik animasyondan sonsuz derecede fazlasını temsil eder.
  • Bilgi ve Dil: İsimlerin ilahi öğretimi, karmaşık iletişimi, kültürel aktarımı ve sembolik temsili sağlayan sofistike kavramsal bilgiyi temsil eder.
  • Ahlaki Faillik: Âdem'in halife olarak atanması, önceki yaratıklara veya çağdaş hayvanlara bilinmeyen kapsamlı ahlaki sorumluluğu kurar.
  • Öz-Bilinç: Âdem ve Havva'nın itaatsizliklerini takiben çıplaklık farkındalığı (Kur'an 7:22), sofistike öz-bilinci sembolize eder.
  • Dini Bilinç: En temelde, Âdem yaratıcı olarak Allah CC'HU ile açık bilince sahip ilk insanı temsil eder.
10.3 Entegrasyon Modelleri

Âdem'in teolojik anlayışını insan evrimi hakkındaki bilimsel kanıtlarla bütünleştirmek için birkaç sofistike model önerilmiştir:

  • Ardışık Model: Biyolojik evrimin anatomik olarak modern insanları ürettiğini, ardından belirli bireylerin ilahi seçimi ve manevi dönüşümünü önerir.
  • Ortaya Çıkış Modeli: Bilinç, ahlak ve maneviyatın ilahi amaçla yönlendirilen doğal gelişim yoluyla kademeli olarak ortaya çıktığını vurgular.
  • Arketipsel Model: Âdem'i Allah CC'HUN amaçladığı insan doğasının ilahi ideali olarak yorumlar.
  • Popülasyon Modeli: "Âdem"i tam manevi bilinci elde eden ilk popülasyonu temsil eden olarak yorumlar.

11. Gelecek Ufukları: Transhümanizm ve İnsan Geliştirme

11.1 Transhümanist Vizyon ve Etkileri

Transhümanizm, tarih boyunca insan varoluşunu kısıtlayan temel biyolojik sınırlamaları aşmak için ileri teknolojinin sistematik kullanımını savunan etkili bir felsefi hareketi temsil eder. Nick Bostrom gibi önde gelen transhümanist filozoflar, genetik mühendisliği, sofistike sibernetik implantlar ve gelişmiş yapay zeka sistemlerinin mevcut insan sınırlamalarını aşan dramatik olarak geliştirilmiş yaratıklar yaratmak için birleştiği devrim niteliğinde bir gelecek öngörürler (Bostrom, 2014, ss. 89-112).

11.2 İslami Düşünce İçin Teolojik ve Etik Çıkarımlar

İnsan Onuru (Keramet): İslam, ilahi yaratılış, manevi bağış ve dünyevi halifeler olarak atanmaya dayalı içsel insan onurunu öğretir. "Andolsun biz, Âdemoğullarını şerefli kıldık" (Kur'an 17:70).

Doğal Düzen (Fıtrat): İslami fıtrat kavramı, insanların temelde değiştirilmesi değil, korunması gereken ilahi olarak belirlenmiş temel bir doğaya sahip olduğunu öne sürer.

12. Bütünleşik Analiz: Cin Yozlaşması ve İnsan Evrimi

12.1 Teolojik ve Evrimsel Süreçlerin Kavramsal Kesişimleri

Cin halifelik dönemini ve nihai ahlaki yozlaşmalarını tanımlayan klasik İslami anlatılar, Dünya'daki ahlaki sorumluluklarını yerine getirmeyen özgür iradeye sahip akıl sahibi yaratıkların büyüleyici bir örneğini sunar. Dikkat çekici bir şekilde, Homo sapiens'in evrimsel gelişimi, anatomik olarak modern insanların ortaya çıktığı ancak henüz sofistike etik bilinci geliştirmediği 300.000 ile 70.000 yıl önce arasındaki kritik dönemde, bu teolojik anlatılara çarpıcı paraleller ortaya koyar.

Cinlerin halifelik dönemi ve bozgunculuk eylemleri, İslamî literatürde yeryüzünde ahlaki sorumluluk üstlenemeyen ancak irade sahibi yaratıkların örneği olarak sunulur. Bu anlatılar özellikle Bakara 2:30 ve Hicr 15:27 ayetlerinde mevcuttur ve Taberî, İbn Kesîr, Fahreddin Râzî, Gazâlî gibi müfessirlerin eserlerinde detaylandırılmıştır. Kur'ân'da insanın yaratılışıyla ilgili anlatılarda, Adem'den önce yeryüzünde yaşayan bir yaratık türü olan cinlerin bozgunculuk yaptığı ve kan döktüğü dile getirilir (Bakara 2:30). Bu ayetin klasik tefsirlerinde, cinlerin Allah CC'HU tarafından yeryüzüne halife olarak gönderildiği, fakat zamanla fıtrî durumlarını aşarak isyan ettikleri anlatılır (Taberî, Tefsîrü't-Taberî, cilt 1, s. 210; İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, cilt 1, s. 99).

Aynı şekilde Homo sapiens'in evrimsel sürecinde özellikle 300 bin ile 70 bin yıl öncesi arasında fiziksel olarak gelişmiş ancak henüz etik bilinç ve kolektif sorumluluk geliştirememiş bireyler ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, cinlerin bozgunculuğu anlatısı ile erken Homo sapiens'in grup içi çatışma, doğa tahribatı ve şiddet eğilimi arasındaki ilişki güçlü bir metaforik yansıma taşımaktadır. Modern bilimde insanın bilinç ve sorumluluk sahibi bir yaratık olarak evrilmesinden önceki döneme metaforik olarak tekabül eder.

Ahlaki gelişim alanındaki en önemli teorisyenlerden Jean Piaget, Lawrence Kohlberg ve Carol Gilligan, ahlaki muhakeme süreçleri ve aşamaları konusunda farklı perspektifler sunmuşlardır. Kohlberg'in altı aşamalı modelinin eleştirilmesi, sadece adalet odaklı olması ve bakım ile merhamet gibi diğer ahlaki boyutları ihmal etmesi nedeniyle yeni yaklaşımların gelişmesine yol açmıştır (Gilligan, 1982).

Ahlaki gelişim alanı şu anda paradigmatik ahlaki aşama teorisinin gölgesinden çıktıktan sonra teorik ve metodolojik yeniliğin yeniden canlanmasını yaşamaktadır (Kretchmar, 2024). Ahlaki karar vermenin nasıl gerçekleştiği, zamanla nasıl olgunlaştığı ve davranışla nasıl ilişkili olduğu karmaşıktır.

Taberî'ye (MS 839-913) göre cinler, yeryüzünde halifelik makamını üstlenmiş, fakat aralarında kıskançlık, kibir ve bozgunculuk yayılmış; Allah CC'HU melekleri göndererek bu yapıyı bozmalarını emretmiştir (Taberî, Tefsîrü't-Taberî, I, s. 212-215). Fahreddin Râzî bu bozgunculuğu "ahlaki yozlaşma, şehvet, öfke ve kübür" şeklinde yorumlamıştır (Fahreddin Râzî, Mefâtıhu'l-Ġayb, cilt 2, s. 188). Gazâlî (IHYA, cilt 3, s. 45-53) cinlerin vesvese, hile ve vesilelerle insanı fıtratından uzaklaştırdığını belirtir. Cin, burada metaforik olarak nefsin hayvanî ve bencil boyutlarına işaret eder. Bu durum, İslam tasavvufunda nefsin en alt mertebesi olan Nefs-i Emmare (kötülüğü emreden nefs) ile ilişkilendirilebilir; zira bu mertebe, bireyin şehvet, öfke, kibir gibi dürtülerine boyun eğdiği, ahlaki denetimin zayıf olduğu bir hali temsil eder.

12.2 Teolojik ve Bilimsel Anlatıların Karşılaştırmalı Çerçevesi
Tefsirî Anlatı (Cinler) Bilimsel Gözlem (Homo sapiens) Yorumlayıcı Anlam
Bozgunculuk (fesad)Grup içi çatışma, kıyım, kaynak savaşıDürtüsel davranış, kontrolsüzlük (Nefs-i Emmare)
Kan dökmeAvcılık, şiddet, düşmanlıkYaşam mücadelesi içinde şiddet eğilimi
Kibir ve isyanHiyerarşik rekabet, liderlik mücadelesiEgemenlik arzusu, ego gelişimi
Meleklerin müdahalesiDoğa olayları, iklim değişikliğiDış müdahale, dengeleyici faktör
Halifeliğin cinlerden alınmasıEtik sorumluluk bilincinin eksikliğiAhlaki sorumluluğa uygunluk yok
Adem'in yaratılışıSoyut düşünce, inanç, dil gelişimiAhlaki bilinç ve ilahi muhataplık başlangıcı (Nefs-i Levvame'ye geçiş)

Modern biyolojiye göre Homo sapiens yaklaşık 300 bin yıl önce Afrika'da evrimleşmiştir. Ancak zihinsel sıçrama, yani insanın sanat üretmesi, dini semboller oluşturması, soyut kavramları anlamlandırabilmesi 70 bin yıl kadar önce gerçekleşmiştir. Bu dönem, Homo sapiens'in bilinçli yaratık olarak sahneye çıkışıdır (Henshilwood & Marean, 2003). Bu bilinçsel ve ahlaki sıçrama, ilahi hitaplara muhatap olabilecek insan modelini doğurmuştur. Dinî metinlerde 'Adem'in yaratılışı' ile kast edilen, bu sıçramayla örtüşebilir. Bu geçiş, tasavvufi açıdan Nefs-i Levvame (kınayan nefs) mertebesine yükselişi ifade edebilir; burada birey, kendi hatalarını fark edip vicdan muhasebesi yapmaya başlar, ahlaki bir iç denetime sahip olur.

12.3 Zaman Çizelgeleri ve Evrimsel Yorumlar
Zaman Dilimi (Yaklaşık) Evrimsel/Tefsirî Olay Açıklama
~7 milyon yıl önceŞempanze ile ortak atadan ayrılmaİnsan evriminin başlangıcı
~2 milyon yıl önceHomo erectus ortaya çıktıAteş, taş alet kullanımı
~300 bin yıl önceHomo sapiens ortaya çıktıModern insanın biyolojik evrimi
~200 bin yıl önceCinlerin halifeliği (rivayet)Tefsirlere göre halife olarak yeryüzünde bulundular
~100 bin yıl önceCinlerin bozgunculuğu (meleklerin müdahalesi)Meleklerce cezalandırıldılar (tefsirlere göre)
~70 bin yıl önceZihinsel devrimDil, semboller, soyut düşünce, sanat, inanç sistemi gelişti
~10 bin yıl önceTarım devrimiYerleşik yaşam ve ilk uygarlıklar
~6 bin yıl önceAdem'in yaratılışıAhlaki bilinç ve ilahi muhataplık başlangıcı

Bu dönem Homo sapiens'in "davranışsal modernite"ye geçiş süreci olarak tanımlanır (Tattersall, 2012, s. 102-117). İnsanlar bu süreçte: sembolik sanat ve kolyeler (Blombos Mağarası, ~75.000 yıl öncesi), ateş kullanımı, alet gelişimi ve örgütlü avcılık, grup savaşları ve göçmen kabile baskınları, Neandertallerin ortadan kalkmasında rekabetin rolü gibi karmaşık sosyolojik davranışlar göstermiştir (Klein, 2009, s. 525-540). Harari (2015, s. 34-49) bu dönemi "bilişsel devrim" olarak adlandırır ve ırkçılık, yalan, korku gibi duyguların toplumsal dinamikleri belirlediğini belirtir. Bu dönemde özellikle Nefs-i Emmare'nin insan davranışları üzerindeki etkisi belirgindir; bireylerin ve grupların bencil arzuları, şiddet eğilimleri ve kısa vadeli çıkarları doğrultusunda hareket ettiği gözlemlenir.

12.4 Kur'an-Bilimsel Çerçeve Yoluyla Sentez

Cin yozlaşması açıklamaları ile erken insan evriminin bilimsel anlayışı arasındaki anlatı sentezi, hem dini hem de bilimsel anlayışı zenginleştiren birkaç derin içgörü ortaya çıkarır:

  • Cin yozlaşması tamamen metafizik anlatıdan daha fazlasını temsil edebilir, bunun yerine yıkıcı dürtülerin insan davranışına hakim olduğu etik öncesi bilinç döneminde Homo sapiens'i karakterize eden kaotik ahlaki yapının sofistike teolojik açıklaması olarak hizmet eder.
  • Geleneksel anlatılarda tanımlanan 'melek müdahalesi', insan evrimsel gelişimini şekillendiren doğal afetler, iklim değişiklikleri ve çevresel baskılar dahil olmak üzere dış düzenleyici faktörlerin metaforik yorumunu sağlar.
  • Âdem'in yaratılışı, insanlığın önemli geçişini sembolize eder etik sorumluluk ve manevi bilince sahip gerçek ahlaki failler olarak hizmet etmeye.

13. Sonuç ve Yargı: İslami Sentez

13.1 Kozmik Eğitim Süreci

Bu teori, İslam'ın "dünya imtihan yeri" anlayışıyla örtüşür. "Sizi hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur" (Mülk 67:2) ayeti, insanlığın bir "olgunlaşma sürecinde" olduğunu destekler.

Ahlaki gelişim, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde her zaman önemini koruyan ve üzerinde düşünülmesi gereken kritik bir meseledir. Özellikle günümüzde küresel sorunlarla mücadelede ortaya çıkan etik duyarlılıklar, insanlığın ahlaki evriminin devam ettiğini ve geleceğe yönelik umut vaat ettiğini göstermektedir.

İnsanlığın genel ahlaki olgunluğa ulaşması, bireylerin toplamından daha uzun bir sürece yayılacak olsa da, her bireyin kendi ahlaki yolculuğu farklı olsa da, insanlık genel anlamda daha uzun bir olgunlaşma sürecindedir. Ontogenetik ahlaki gelişim, bireyin hayatı boyunca kazandığı ahlaki olgunluk seviyesini ifade ederken, filogenetik ahlaki gelişim ise tüm insanlık türünün tarih boyunca ulaştığı ortalama ahlaki seviyeyi temsil etmektedir.

13.2 Gelecek Vaadi
"Allah CC'HU içinizden iman edip salih amel işleyenlere va'detti: Onları yeryüzünde halife kılacak" (Nur 24:55) ayeti, insanlığın gelecekteki olgun halini işaret eder.
13.3 Nihai Perspektif

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hadisi bu süreci özetler:

"Bu ümmet yetmiş fırka olacak, hepsi cehennemde, biri hariç. Sahabe sordu: 'O hangisidir ya Rasulullah?' Buyurdu: 'Benim ve ashabımın üzerinde olduğu (yol)'" (Tirmizi, İman 18)

Bu hadis, insanlığın çeşitli evrim evrelerinden geçerek nihayetinde birlik ve olgunluğa ulaşacağını gösterir.

Bu konunun akademik bir makale olarak ele alınması, hem bilimsel literatüre hem de toplumsal farkındalığa değerli bir katkı sağlamaktadır. Gelecek araştırmalar, ahlaki gelişimin nörolojik temellerini, kültürlerarası farklılıklarını ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlara uygulanmasını daha derinlemesine incelemelidir (Dahl & Kim, 2014; Laible et al., 2019).

14. Sentez ve Sonuçlar

14.1 İlahi Plan ve Bilimsel Süreç

Bu teorik çerçeve, İslami kozmoloji ile modern bilimsel perspektifi sentezleyerek şu sonuçları ortaya koymaktadır (Nasr, 1976; Wilson, 1975):

  • Kozmik Enerji Döngüsü: Evrendeki tüm süreçler, enerji döngüleri içinde gerçekleşmekte ve bu döngüler ilahi iradenin tecellisidir (Al-Ghazali, 1095/1997).
  • Aşamalı Gelişim: İnsanlık, belirli evrimsel aşamalardan geçerek ahlaki olgunluğa erişmektedir (Pinker, 2011).
  • Kozmik Medeniyet: Gelecekte insanlık, uzay medeniyeti kurarak evrensel halife görevini yerine getirecektir (Izutsu, 1983).
14.2 Praktik İçerimler

Bu teorinin pratik sonuçları şunlardır:

  • Eğitim Sistemi: İnsanlığın genç olduğu gerçeği, eğitim sistemlerinin sabırla ve uzun vadeli perspektifle tasarlanması gerektiğini göstermektedir.
  • Sosyal Politikalar: Mevcut sosyal problemlerin geçici olduğu, insanlığın olgunlaşma sürecinin parçası olduğu anlayışı benimsenmelidir.
  • Teknolojik Gelişim: Uzay teknolojilerine yatırım, insanlığın geleceği için stratejik önem taşımaktadır.
14.3 Varılan Yargılar

Teolojik ve Evrimsel Süreçlerin Bütünleşik Analizi

  • Cinlerin bozgunculuğu, yalnızca metafizik bir anlatı değil; Homo sapiens'in etik bilinç öncesi dönemdeki kaotik yapısının, yani Nefs-i Emmare'nin baskın olduğu hayvani halinin temsili olabilir.
  • Rivayetlerdeki 'meleklerin müdahalesi', doğal afetler ve çevresel denetleyici unsurlar gibi dışsal faktörlerin metaforik yorumudur.
  • Adem'in yaratılışı, insanın ahlaki özne olarak tarihteki yerini almasını ve sorumluluk alabilme yetisini simgeler. Bu dönem, insanın Nefs-i Levvame mertebesine geçişiyle uyumlu, vicdanın ve ahlaki denetimin devreye girdiği bir evreyi işaret eder.
  • İslamî literatür ile evrimsel biyoloji, farklı dillerle de olsa insanın içsel dönüşümünü ve toplumsal ahlakını birlikte anlamlandırabilir.
  • Enerji döngüsü teorisi, evrensel süreçlerin enerji dönüşümü ile yeni yaratılış aşamalarının tetiklenmesi arasındaki ilişkiyi açıklar.
  • Filogenetik yaş hipotezi, insanlığın ahlaki gelişimini bilimsel zaman çizelgeleriyle uyumlu bir şekilde açıklar.
  • İnsan türünün manevi ve zihinsel sıçramaları, hem Kur'ânî hem bilimsel bağlamda 'halifelik' kavramıyla örtüşmektedir.
14.4 Öneriler

Adem öncesi yeryüzündeki Homo sapiens ve önceki hominidler için "doğal insan (Homo sapiens)" kavramı kullanılırken, Adem sonrası yeryüzü insanlığı için "modern insan toplulukları (Homo sapiens sapiens)" kavramının daha uygun bir terminoloji oluşturduğu değerlendirilmektedir.

Homo sapiens ve diğer hominidlerin, cinlerin halifelik döneminde yaşadığı periyotta, cinlerle ve birbirleriyle olan etkileşimleri kritik öneme sahiptir. Cinlerin yeryüzünde "bozgunculuk çıkarması" sürecinde, hominid gruplarının kan dökülmesine yol açacak düzeyde şiddet eğilimi göstermeleri ya da cinlerin bu topluluklara olan olumsuz etkilerinin tetiklenmesi, önemli sosyo-teolojik bir dinamik oluşturmaktadır.

14.5 Genel Sonuç ve Varılan Yargı

İnsanlık, ilahi bir enerji döngüsünün parçası olarak önce Farklı coğrafyalardan toplanmış evrensel dünya toprağından yaratılmış, ruh üflenmesiyle "melekî" boyuta erişmiştir. Ardından yeryüzünde imtihana tabi tutulmuş; şimdilik "ergenlik" evresinde (nefs-i emmare) bulunmakla birlikte, ruhsal gelişimini tamamlayıp "mutmain" ve "levvame" aşamalarına ulaştığında hem yeryüzünü doğru bir şekilde imar edecek hem de yıldızlararası keşifler yapacak kozmik bir medeniyet haline gelecektir. Bu süreç, Allah CC'HUN takdir ve iradesi çerçevesinde, insanlığın "kozmik olgunluğa doğru yol alan genç bir medeniyet" olarak evrilmesini ortaya koyar.

Sonuç: Bu teori, İslami kozmoloji ile modern bilimsel perspektifi birleştirerek, insanlığın "kozmik olgunluğa doğru yol alan genç bir medeniyet" olduğunu ve bu sürecin Allah CC'HUN takdiri çerçevesinde gerçekleştiğini ortaya koyar.

15. Tartışma

15.1 Eleştiriler ve Sınırlılıklar

Bu teorik çerçevenin bazı sınırlılıkları bulunmaktadır:

  • Ampirik Veriler: Enerji döngüsü teorisi henüz ampirik olarak test edilememiştir.
  • Zaman Ölçeği: Filogenetik yaş hesaplaması yaklaşık değerler içermektedir.
  • Kültürel Farklılıklar: Teorinin farklı kültürlerde nasıl algılanacağı belirsizdir.
  • Interdisipliner Entegrasyon: Farklı bilim dalları arasındaki terminoloji ve metodoloji farklılıkları teorinin anlaşılmasını zorlaştırabilir.
  • Teolojik Çeşitlilik: İslam içindeki farklı mezhep ve düşünce okullarının teoriye yaklaşımları değişkenlik gösterebilir.
  • Teknolojik Belirsizlik: Gelecekteki teknolojik gelişmelerin öngörülememesi, uzay medeniyeti projeksiyonlarını belirsiz kılar.
15.2 Gelecek Araştırma Yöneleri

Bu çalışmanın sonuçlarından hareketle şu araştırma alanları önerilebilir:

  • Fiziksel Enerji Ölçümleri: Yaşam enerjilerinin kozmik düzeyde nasıl dönüştüğüne dair fiziksel araştırmalar.
  • Karşılaştırmalı Medeniyet Analizi: Farklı medeniyetlerin gelişim evrelerinin karşılaştırmalı analizi.
  • Uzay Psikolojisi: İnsan psikolojisinin uzay ortamındaki değişimlerinin incelenmesi.
15.3 Etik Standartlara Uyum

Bu araştırmada, İslami etik ilkeler ve bilimsel araştırma standartları gözetilmiştir. Çalışma, farklı disipliner yaklaşımların sentezinde objektiflik ilkesini korumuştur. Ayrıca, interdisipliner araştırmanın etik gereklilikleri olan şeffaflık, doğruluk ve akademik dürüstlük ilkeleri titizlikle uygulanmıştır.

16. Sonuç

16.1 Nihai Sonuç

Bu çalışmada öne sürülen teorik çerçeve, İslami kozmoloji ile modern bilimsel perspektifi sentezleyerek insanlığın geleceğine dair iyimser bir vizyon sunmaktadır (Nasr, 1976; Pinker, 2011). İnsanlığın mevcut durumda "17 yaşında genç bir medeniyet" olduğu ve gelecekte kozmik olgunluğa erişeceği hipotezi, hem dini metinlerle (Kur'an-ı Kerim; Müslim, 817-875/1998) hem de bilimsel verilerle (Wilson, 1975) desteklenmektedir.

Âdem öncesi yaratıkların ve insan kökenlerinin araştırılması, birden fazla disiplin genelinde üretken diyalog ve entelektüel gelişim üretmeye devam eden dini düşünce ve bilimsel keşfin büyüleyici ve karmaşık bir kesişimini temsil eder. İslami kaynaklar, Âdem'in dünyada yaratılmasından önce herhangi bir akıl sahibi varlığın tamamen reddedilmesi yoluyla Âdem öncesi cin medeniyetlerinin ayrıntılı onaylanmasına kadar değişen dikkat çekici çeşitli perspektifler sunar.

Bu kapsamlı çalışma, dini ve bilimsel bilme yolları arasında yapay uyumlaştırma yapmak veya kaçınılmaz çatışmayı kabul etmek yerine hem teolojik içgörüleri hem de bilimsel kanıtları dikkatli bir şekilde tanıyan ve saygı duyan sofistike bir bütünleştirici yaklaşımı savunmuştur.

Yenilikçi teolojik evrim kavramı, biyolojik gelişim ile manevi ortaya çıkış arasında dikkatli bir ayrım yapan anlamlı entegrasyon için umut verici bir çerçeve sunar. Bu nüanslı perspektiften, Âdem ilahi ruh, ahlaki faillik ve Allah CC'HU ile bilinçli ilişkiye sahip ilk teolojik olarak eksiksiz insanı temsil eder.

İslami entelektüel geleneğin dikkat çekici çeşitliliği, algılanan tehditlere yalnızca savunmacı tepki yerine çağdaş zorluklarla yaratıcı etkileşim için zengin kavramsal kaynaklar sağlar. Bu yaklaşım, günümüzün sosyal ve ahlaki problemlerini geçici gelişim sancıları olarak değerlendirmekte ve insanlığın gelecekte daha olgun, barışçıl ve kozmik bir medeniyet kuracağını öngörmektedir (Izutsu, 1983).

Bu araştırmadan ortaya çıkan nihai içgörü, gerçeğin tek yetkili kaynaklardan ziyade birden fazla tamamlayıcı kanal aracılığıyla tezahür etmesi olabilir. "Oku" (ikra) şeklindeki Kur'an emri - Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v)'e indirilen ilk kelime - hem vahiy kitabı hem de doğa kitabı için eşit olarak geçerlidir.

İnsanlık iklim değişikliği, biyoteknoloji, yapay zeka ve sosyal eşitsizlikten benzeri görülmemiş küresel zorluklarla karşı karşıya kaldıkça, hem dini geleneklerden hem de bilimsel keşiften gelen bilgelik, karmaşık çağdaş gerçekliklerin akıllıca yönlendirilmesi için yalnızca yararlı değil, kesinlikle gerekli olacaktır.

Bu çalışma, İslami kozmoloji ile modern bilimsel keşiflerin sentezinde yeni ufuklar açmayı hedeflemiş ve insanlığın kozmik serüveninde bulunduğu konumu anlamaya katkı sağlamayı amaçlamıştır. Gelecek araştırmalar, bu teorik çerçevenin ampirik testlerle desteklenmesini ve interdisipliner diyalogun güçlendirilmesini sağlayabilir.

 

Teşekkür

Farklı disiplinlerde çalışmama olanak sağlayan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi yöneticilerine, projelere destek veren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi'ne ve farklı branşlarda asistan danışmanlık kabul eden öğretim üyelerine minnettarım. Özellikle, bu çalışma ile ilgili fikirlerimi paylaştığım Dr. Sanem ŞEHRİBANOĞLU, Dr. Ömer FARUK ÖZDEMİR'e teşekkür ederim.

Bu makale kısmen kaynakların hazırlanması ve yazım kurallarının hazırlanmasında yapay zeka desteği ile hazırlanmıştır. Bu teknolojide emeği geçen tüm mühendislere şükranlarımı sunuyorum.

Çıkar çatışmasının açıklanması: Yazar, rekabet eden çıkarları olmadığını beyan etti.

Referanslar

  • Altaie, M. B. (2018). Kur'an ve Modern Kozmoloji. İstanbul: Rağbet Yayınları.
  • al-Bukhari, Muhammad ibn Isma'il. (2002). Sahih al-Bukhari. Vols. 2, 4, 7, 8. Damascus: Dar Ibn Kathir.
  • Al-Ghazali, A. H. (1095/1997). Tehafut al-falasifa [Filozofların tutarsızlığı]. Çev. A. Sarıoğlu. İstanbul: Çağrı Yayınları.
  • al-Razi, Fakhr al-Din. (2000). Mafatih al-Ghayb (al-Tafsir al-Kabir). Vol. 2. Beirut: Dar al-Fikr.
  • Al-Tabari, M. ibn J. (839-923/1988). Jami al-bayan fi tafsir al-Quran [Kur'an tefsirinde açıklama derlemesi]. Cilt 1-30. Beirut: Dar al-Fikr.
  • al-Tabari, Muhammad ibn Jarir. (2001). Jami' al-Bayan 'an Ta'wil Ay al-Qur'an. Vol. 1. Cairo: Dar Hajr.
  • Ayala, F. J. (2016). Evolution, Ethics, and Other Essays. Springer.
  • Barbour, Ian G. (1997). Religion and Science: Historical and Contemporary Issues. San Francisco, CA: HarperSanFrancisco.
  • Berger, Lee R., John Hawks, Darryl J. de Ruiter, Steven E. Churchill, Peter Schmid, Lucas K. Delezene, Tracy L. Kivell, et al. (2015). "Homo naledi, a New Species of the Genus Homo from the Dinaledi Chamber, South Africa." eLife 4:e09560.
  • Berna, Francesco, Paul Goldberg, Liora Kolska Horwitz, James Brink, Sharon Holt, Marion Bamford, and Michael Chazan. (2012). "Microstratigraphic Evidence of In Situ Fire in the Acheulean Strata of Wonderwerk Cave, Northern Cape Province, South Africa." Proceedings of the National Academy of Sciences 109 (20): E1215-E1220.
  • Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. Hüseyin. (1994). Delâilü’n-Nübüvve. Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye.
  • BioLogos Foundation. (2022). About BioLogos. Erişim adresi: https://biologos.org/about
  • Bostrom, Nick. (2014). Superintelligence: Paths, Dangers, Strategies. Oxford: Oxford University Press.
  • Brosnan, S. F. (2011). An evolutionary perspective on morality. Journal of Economic Behavior & Organization, 77(1), 23-30. https://doi.org/10.1016/j.jebo.2010.04.008
  • Bucaille, Maurice. (2003). Tevrat, İncil, Kur'an ve Bilim. Çev. M. Ali Sönmez. İstanbul: Denge Yayınları.
  • Buchanan, A., & Powell, R. (2015). The evolution of moral progress: A biocultural theory. Oxford University Press.
  • Chalmers, Alan F. (2013). Bilim Dedikleri. 4th ed. Çev. Ümit Tatlıcan. Ankara: Dost Kitabevi.
  • Churchland, P. S. (2019). Conscience: The Origins of Moral Intuition. W. W. Norton & Company.
  • Clayton, S. (2020). Psychology of climate change. Current Biology, 30(19), R1175-R1184.
  • Collins, Francis S. (2006). The Language of God: A Scientist Presents Evidence for Belief. New York, NY: Free Press.
  • Çoruh, H. (2022). İslam ve Evrim Teorisi. İstanbul: Beyan Yayınları.
  • Dahl, A., & Kim, L. (2014). Why is it bad to make someone sad? Young children's understanding of harm and psychological harm. Child Development, 85(4), 1461-1477.
  • Darwin, C. (1871). The descent of man, and selection in relation to sex. John Murray.
  • Dawkins, R., & McGrath, A. (2020). The Dawkins Delusion?: Atheist Fundamentalism and the Denial of the Divine. SPCK.
  • de Waal, F. B. M. (2006). Primates and philosophers: How morality evolved. Princeton University Press.
  • Demirkuş, A. (2017a). Bilim Nedir? İstanbul: Paradigma Yayınları.
  • Demirkuş, Nasip. (2019). "The Position of Creatures and Science in Islam and the Qur'an." Sixth Eurasian Conference on Language and Social Sciences, 199-204.
  • Demirkuş, A., & Alkan, M. (2018a). A New Approach to Sets in Mathematics. Journal of Mathematics and Statistics, 14(2), 123-130.
  • Demirkuş, A., & Bilgin, S. (2018b). Defining Infinity, Eternity, Time and the First Point in Mathematics. Journal of Mathematical Sciences, 29(3), 201-210.
  • Demirkuş, A., & Gülen, S. (2017). Teaching Popular Physics Concepts with Visual Materials. Journal of Science Education and Technology, 26(4), 401-410.
  • Diyanet İşleri Başkanlığı. (2024). İnsan Suresi Tefsiri. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları.
  • Dummett, M. (1994). Truth and Other Enigmas. Harvard University Press.
  • Eliade, M. (2016). Kutsal ve Profan. Çev. Mehmet Ali Kılıçbay. Ankara: İmge Kitabevi.
  • Eto, H. (2008). A Scientific Definition of Science. Journal of Science and Technology Policy in China, 1(1), 21-36.
  • Futuyma, D. J. (2017). Evolution (3rd ed.). Sinauer Associates.
  • Gardiner, S. M. (2011). A perfect moral storm: The ethical challenge of climate change. Oxford University Press.
  • Giberson, K. W. (2020). Saving Darwin: How to Be a Christian and Believe in Evolution. HarperOne.
  • Gilligan, C. (1982). In a different voice: Psychological theory and women's development. Harvard University Press.
  • Göransson, A., Orraryd, S., Fiedler, D., & Tibell, L. A. E. (2020). Threshold Concepts in Students’ Explanations of Natural Selection. Science & Education, 29(3), 579-601.
  • Grasso, M., & Markowitz, E. M. (2015). The moral complexity of climate change and the need for a multidisciplinary perspective on climate ethics. Climatic Change, 130(3), 327-334. https://doi.org/10.1007/s10584-014-1323-9
  • Green, Richard E., Johannes Krause, Adrian W. Briggs, Tomislav Maricic, Udo Stenzel, Martin Kircher, Nick Patterson, et al. (2010). "A Draft Sequence of the Neandertal Genome." Science 328 (5979): 710-722.
  • Gregory, T. R. (2009). Understanding Natural Selection: Essential Concepts and Common Misconceptions. Evolution: Education and Outreach, 2(2), 156-175.
  • Guessoum, Nidhal. (2011). Islam's Quantum Question: Reconciling Muslim Tradition and Modern Science. London: I.B. Tauris.
  • Haidt, J. (2012). The Righteous Mind: Why Good People Are Divided by Politics and Religion. Pantheon.
  • Hallpike, C. R. (2020). The Foundations of Primitive Thought. Oxford University Press.
  • Hamlin, J. K. (2013). Moral judgment and action in preverbal infants and toddlers: Evidence for an innate moral core. Current Directions in Psychological Science, 22(3), 186-193.
  • Harari, Y. N. (2015). Sapiens: A Brief History of the Human Species. Collective Book.
  • Harel, G. (2008). What is Mathematics? A Cognitive Perspective. In Mathematical Cognition and Learning (pp. 47-90). Academic Press.
  • Hayes, B., Long, J., & Miller, J. H. (2017). The Evolution of Everything: How New Ideas Emerge from the Old. The MIT Press.
  • Henshilwood, Christopher S., Francesco d'Errico, Royden Yates, Zenobia Jacobs, Chantal Tribolo, Geoff A. T. Duller, Norbert Mercier, et al. (2002). "Emergence of Modern Human Behavior: Middle Stone Age Engravings from South Africa." Science 295 (5558): 1278-1280.
  • Henshilwood, C. S., & Marean, C. W. (2003). The Origin of Modern Human Behavior: Critique of the Models and Their Implications. Evolutionary Anthropology: Issues, News, and Reviews, 12(1), 5-17.
  • Hersh, R. (1997). What is Mathematics, Really? Oxford University Press.
  • Hoyle, F., Burbidge, G., & Narlikar, J. V. (2000). A Different Approach to Cosmology: From a Static Universe to a Big Bang. Cambridge University Press.
  • Hublin, Jean-Jacques, Abdelouahed Ben-Ncer, Shara E. Bailey, Sarah E. Freidline, Simon Neubauer, Matthew M. Skinner, Inga Bergmann, et al. (2017). "New Fossils from Jebel Irhoud, Morocco and the Pan-African Origin of Homo sapiens." Nature 546 (7657): 289-292.
  • Hussein, M. A., Löffler, L., & Schmalz, M. (2021). Machine Learning for Biological Data Analysis: A Review. Journal of Biological Engineering, 15, 1-15.
  • Ibn Kathir, Isma'il ibn 'Umar. (1365/1997). Al-bidaya wa al-nihaya [Başlangıç ve son]. Cilt 1-14. Beirut: Dar Ihya al-Turath al-Arabi.
  • Ibn Kathir, I. (1998). Tafsir al-Qur'ani al-Azim. Vol. 1. Riyadh: Dar Tayyibah.
  • Ibn Sina, A. A. (980-1037/1999). Kitab al-Shifa [Şifa kitabı]. Ed. G. C. Anawati. Cairo: Organisation Générale des Imprimeries Gouvernementales.
  • İnce, M., & Demirkuş, A. (2021). Doğal Yaşam Döngüsü ve Temel Biyolojik Kavramların Öğretimi Üzerine Sanal Materyal Tasarımı. Eğitim ve Bilim Dergisi, 46(206), 253-270.
  • İslam ve Bilim Araştırmaları Merkezi. (2023). Hakkımızda. Erişim adresi: https://islamvebilim.com/hakkimizda/
  • Izutsu, T. (1983). God and man in the Koran: Semantics of the Koranic weltanschauung. Salem, NH: Ayer Company Publishers.
  • Johanson, Donald C., and Tim D. White. (1979). "A Systematic Assessment of Early African Hominids." Science 203 (4378): 321-330.
  • Klein, R. G. (2009). The Human Career: Human Biological and Cultural Origins (3rd ed.). University of Chicago Press.
  • Kohlberg, L. (1984). The psychology of moral development: The nature and validity of moral stages. Harper & Row.
  • Kretchmar, J. (2024). Moral development. In EBSCO Research Starters. EBSCO Publishing.
  • Kuran ve Meali. (2024). İnsan Suresi 1-2 Ayetler Tefsiri. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı.
  • Kur'an-ı Kerim. (n.d.). Diyanet Meali. Erişim adresi: https://kuran.diyanet.gov.tr/
  • Kurtubî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed. (1964). el-Câmi’ li-Ahkâmi’l-Kur’ân. Kahire: Dârü’l-Kütübi’l-Mısriyye.
  • Laible, D., Thompson, R., & Froimson, J. (2019). Early socialization: The influence of close relationships. In J. E. Grusec & P. D. Hastings (Eds.), Handbook of socialization (2nd ed., pp. 35-59). Guilford Press.
  • Longo, G., Montévil, M., Sonnenschein, C., & Soto, A. M. (2015). Extended Criticality, Phase Transitions and the Amplification of Small Perturbations in Biology. Theory in Biosciences, 134(3), 189-201.
  • Markowitz, E. M., & Shariff, A. F. (2012). Climate change and moral judgement. Nature Climate Change, 2(4), 243-247.
  • Mathewson, J. H. (2005). The Visual Core of Science. Science & Education, 14(6), 503-518.
  • Meagher, T. R. (2007). Is Evolutionary Biology a Strategic Science? Evolution, 61(11), 2685-2689.
  • Mevdudî, Ebü’l-A‘lâ. (2010). Tefhîmü’l-Kur’ân. İstanbul: İnsan Yayınları.
  • Miller, K. R. (2000). Finding Darwin's God: A Scientist's Search for Common Ground Between God and Evolution. Harper Perennial.
  • Murphy, N., & Brown, W. S. (2021). Did My Neurons Make Me Do It?: Philosophical and Neurobiological Perspectives on Moral Responsibility and Free Will. Oxford University Press.
  • Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. Haccâc. (817-875/1998). Sahih Muslim. Ed. M. F. Abd al-Baqi. Beirut: Dar Ihya al-Turath al-Arabi.
  • Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. Haccâc. (2001). Sahîhu Müslim. Beyrut: Dârü’l-Cîl.
  • Nadelson, L. S., et al. (2009). The Influence of Context and Cognitive Style on Students' Understanding of Evolution. Journal of Research in Science Teaching, 46(8), 901-922.
  • Narayanan, D. (2022, July 28). The Dangerous Populist Science of Yuval Noah Harari. Current Affairs. Erişim adresi: https://www.currentaffairs.org/2022/07/the-dangerous-populist-science-of-yuval-noah-harari
  • Nasr, S. H. (1976). An introduction to Islamic cosmological doctrines. Boulder, CO: Shambhala Publications.
  • Nature. (2023). New Neanderthal DNA analyses reveal complex family structures. Nature News.
  • Nature. (2025). Twigstats: A new method for understanding ancient migrations. Nature News.
  • Nature Genetics. (2021). Ancient DNA reveals a tangled web of human genetic relationships. Nature Genetics, 53(10), 1391-1393.
  • Nursî, B. S. (2005). Sözler. İstanbul: Nesil Yayınları.
  • OuYang, Q., et al. (2001a). The Science of Evolution. World Scientific.
  • OuYang, Q., et al. (2001b). Evolutionary Dynamics and Information. World Scientific.
  • Papa Francis. (2014, October 27). Address to the Pontifical Academy of Sciences. Vatican News.
  • Pearson, A., Tsai, C., & Clayton, S. (2022). Ethics, morality, and the psychology of climate justice. Current Opinion in Psychology, 42, 16-21. https://doi.org/10.1016/j.copsyc.2021.02.015
  • Piaget, J. (1932). The moral judgment of the child. Harcourt, Brace and Company.
  • Pinker, S. (2011). The better angels of our nature: Why violence has declined. New York: Viking Books.
  • Pomeroy, D. (1993). Implications of Teachers' Beliefs about the Nature of Science for Science Education: The Results of a Deliberative Inquiry. Science Education, 77(3), 261-278.
  • Rahman, Fazlur. (1982). Islam and Modernity: Transformation of an Intellectual Tradition. Chicago, IL: University of Chicago Press.
  • Rana, F., & Hughs, B. (2021). The Human Blueprint: The Race to Unlock the Secrets of Our Genetic Code. Baker Books.
  • Râzî, Fahreddin. (2000). Mefâtîhu’l-Gayb (et-Tefsîrü’l-Kebîr). Beyrut: Dârü’l-Fikr.
  • Roser-Renouf, C., Maibach, E., Leiserowitz, A., Feinberg, G., & Rosenthal, S. (2016). Faith, morality and the environment: Portraits of global warming's six Americas. Yale Program on Climate Change Communication.
  • Ruse, M. (2001). Can a Darwinian Be a Christian?: The Relationship Between Science and Religion. Cambridge University Press.
  • Ruse, M. (2020). A Meaningful Life: The Darwinian Journey to Meaning. Princeton University Press.
  • Russell, B. (2020). Introduction to Mathematical Philosophy. Routledge.
  • Science. (2022). Göbeklitepe reveals religious beliefs predated agriculture. Science News.
  • Shtulman, A. (2006). Qualitative Differences Between Naive and Scientific Theories of Evolution. Cognitive Psychology, 52(3), 170-204.
  • Shtulman, A., & Calabi, P. (2012). The Effects of Instruction on Students' Understanding of Evolution. Journal of Research in Science Teaching, 49(1), 1-28.
  • Slon, Viviane, Fabrizio Mafessoni, Benjamin Vernot, Cesare de Filippo, Steffi Grote, Bence Viola, Mateja Hajdinjak, et al. (2018). "The Genome of the Offspring of a Neanderthal Mother and a Denisovan Father." Nature 561 (7721): 113-116.
  • Smith, H. O., Hutchison, C. A., Pfannkoch, C., & Venter, J. C. (2003). Generating a synthetic genome by whole genome assembly: φX174. Proceedings of the National Academy of Sciences, 100(26), 15440-15445.
  • Smithsonian National Museum of Natural History, Human Origins Program. (2025). Human Evolution. https://humanorigins.si.edu/
  • Sorularla İslamiyet. (2024). Cinlerin Halifelik Dönemi. İstanbul: İslami Yayınlar.
  • Stringer, C. B. (2016). The Origin of Our Species. Penguin Books.
  • Taberânî, Ebü’l-Kâsım Süleymân b. Ahmed. (1994). el-Mu’cemü’l-Kebîr. Kahire: Mektebetü İbn Teymiyye.
  • Taberî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr. (1987). Câmi’u’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân. Beyrut: Dârü’l-Fikr.
  • Taberî, M. (2001). Tefsîrü't-Taberî. Dâru'l-Fikr Yayınları.
  • Tattersall, Ian. (2012). Masters of the Planet: The Search for Our Human Origins. New York, NY: Palgrave Macmillan.
  • TDV İslam Ansiklopedisi. (2025). Cin. Erişim adresi: https://islamansiklopedisi.org.tr/cin
  • TDV İslam Ansiklopedisi. (2024). Adem Maddesi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı.
  • Tirmizî, Ebû Îsâ Muhammed b. Îsâ. (2001). Sünenü’t-Tirmizî. Beyrut: Dârü’l-Garbi’l-İslâmî.
  • Tomasello, M. (2016). A natural history of human morality. Harvard University Press.
  • Tomasello, M., & Vaish, A. (2013). Origins of human cooperation and morality. Annual Review of Psychology, 64, 231-255. https://doi.org/10.1146/annurev-psych-113011-143812
  • Tutu, D. (1984). Hope and Suffering: Sermons and Speeches. Eerdmans.
  • van Schaik, C. P., Burkart, J. M., & Jaeggi, A. V. (2018). Evolutionary origins of morality: Insights from non-human primates. Frontiers in Sociology, 3, 17. https://doi.org/10.3389/fsoc.2018.00017
  • Vatican Observatory. (2023). About Us. Erişim adresi: https://www.vaticanobservatory.va/content/specolavaticana/en/about-us.html
  • Walker-Springett, K., Butler, C., & Adger, W. N. (2017). Moral reasoning in adaptation to climate change. Environmental Politics, 26(3), 371-390. https://doi.org/10.1080/09644016.2017.1287624
  • White, Tim D., Berhane Asfaw, Yonas Beyene, Yohannes Haile-Selassie, C. Owen Lovejoy, Gen Suwa, and Giday WoldeGabriel. (2009). "Ardipithecus ramidus and the Paleobiology of Early Hominids." Science 326 (5949): 64-86.
  • Whiten, A., Goodall, J., McGrew, W. C., Nishida, T., Reynolds, V., Sugiyama, Y., ... & Boesch, C. (1999). Cultures in chimpanzees. Nature, 399(6737), 682-685.
  • Wilson, E. O. (1975). Sociobiology: The new synthesis. Cambridge, MA: Harvard University Press.

    © 2025 Hz. Adem Öncesi yaratıklar: Teolojik ve Bilimsel Perspektifler. Tüm hakları saklıdır.

    Counter