Projenin Adı: Medya Ortamında Bulunan Biyolojiyle
İlgili Çeşitli Bilimsel Filmlerin İncelenmesi
Proje Yürütücüsü; Ömer ERDEMİR
Proje Danışmanı;Prof. Dr. Nasip
DEMİRKUŞ
Proje İçin Harcanması Planlanan
Zaman(toplam ders saati) 14 X4 saat =56 Saat
Giriş; Yüzüncü Yıl
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Anabilim Dalı Materyal
Geliştirme Odasında hazırlanan ve Nadidem ve Biyoloji Eğitimi web sitelerinde
halen internette yayınlanan yaklaşık 205,5 Gigabayt (yaklaşık 342
saatlik 500 filimlik arşiv) bilimsel film içinden,
ders hocası tarafından biyolojiyle ilgili yaklaşık 30 saatlik 33 film
seçilmiştir.
Genel Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/video.html
Evrimle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/ev/ev.htm
Teknoloji ve Toplum İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/fttfm.html
Çevre İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/cevt/cevfm.htm
Alan Eğitimi ve Araştırma Projesi dersi öğrencileri için;Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal Materyal
Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)
ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme
Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm)
hazırlanarak, filmlerin internet ortamında ücretsiz ve rahat izlenerek
özetleri çıkarıldı. Ayrıca filmle öğretim yöntemine (http://www.nadidem.net/ders/omk.html#koylu)
uygun olarak izlenilen filmin derinlemesinde yanıt
bulabileceği sorular dizisi de filme ilave edilmiştir.
Yöntem:Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal
Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)
ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme
Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm)
adresinden tek tek izlenerek özetleri tutuldu.
Sonra izlenen filimim derin içeriklerinde yanıtları bulunan sorular ilave
edildi. Daha sonra her özet bir word sayfasına
yazılarak özet sayfası html uzantılı şekilde hazırlandı. Yaklaşık 33 tane film
için (45’er dk’lık) 30 sayfalık bir özet ve
sorulardan doküman hazırlandı. Bu doküman Macromedia Dream Weawer programı kullanılarak html uzantılı
dokümanların her birisine ait olduğu filmin internetteki linki atılmıştır.
Daha sonra tüm filimler ders hocası tarafından öğrencilere Biyoloji Materyal Geliştirme Odasındaki filmlerin hazır flash uzantılı dökümanları tek tek açılarak Macromedia flash sanal aracı ile her filmin görsel ekranına film özetinin linki atılmıştır.
Böylece 30 tane filmin her birisi için birer sayfalık html uzantılı dosyaları
ve film isimleri üzerine link atılmıştır. Aynı zamanda her filmin flash dosyasındaki görsel ekranına da film özetinin linki
atılmıştır.
Sonuç ve Öğrencinin Kazanımları; Öğrencilerin 5 yıl boyunca gördüğü biyolojik bilgilerin bir kısmını, izlenen 30
saatlik uygulamaya yönelik bilimsel biyolojik filmlerin hayattaki
karşılıklarıyla ilişkilendirme, filmlerin pratikteki karşılıklarının belli bir
kesimini muhakeme etme, öğrencilerin biyolojinin uygulama alanlarına yönelik
bilgileri güncellemiştir. Aynı zamanda öğrenciler filmlerde öğrendiklerini
özetleyerek bilgilerini pekiştirmiştir. Ayrıca öğrencilerin Macromedia Dream Weawer ve Macromedia flash programlarını kullanmayı öğrenmeleri amaçlanmıştır.
Bütün bu dokümanın hepsi http://www.nadidem.net ve http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr web sayfalarında yayınlanmıştır.
İnsanı kendi suretimizde yaratalım. İncil ona âdem der.
Hepimizin babası olan adam, şimdi genetik bilimi bilimsel bir Adem’e işaret eder. DNA’ deki mikroskobik ipuçları
yeryüzündeki her insanı ortak bir ataya bağlıyor. Bunun nasıl olduğunu anlamak
için bilimsel Adem’in kayıp cennetini keşfetmeli,
dünyasına girmeli ve gözlerinin içine bakmalıyız. Kutsal kitap ve bilimin
beklenmedik bir şekilde kesişen yollarda aramak için yola çıkıyoruz. Çok farklı
görünüyoruz. Hepimizin birbiriyle ilişkili olduğu fikri imkânsız görünüyor.
Altı milyar insanın hepsinin aynı atayı paylaştığına inanmak zordur. Dünyanın
üç büyük dini, İslamiyet, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta, bir adamın hepimizin atası
olduğuna inanılıyor. Buda Adem’i dünyanın yarısından
fazlasızında anahtar bir figür yapıyor. Artık bilimin genetik Adem’i bulması için bir fırsat sürüyor. Ortak atanın DNA ‘sı
her bir insanda yaşıyor. Nesiller boyu uzanan bir DNA zincirini nasıl
çözersiniz? İnsanlığın soy ağacının ta köklerine kadar uzanan bir
zincirdir. Genetikçiler geçmişteki
DNA’nın izini sürmek için genetik zaman aracını geliştirdiler. Tarihteki en büyük savaşçılardan biri, amerikanın kurucu
babalarından biri hatta suyunun kutsal kitaptaki eski bir kraldan geldiğini
söyleyen bir Etiyopya prensi, bu adamların bilimsel Âdem’le bağlantıları ne
olabilir. Y korumuzu bugünün insanını ortak ataya bağlar. Genetik alanında
çalışmalar yapan bir bilim adamı araştırmasında bir gurup Moğol göçmenini
araştırıyor. Bu göçmenler kendilerinin Cengiz hanın akrabaları olduklarını
söylüyorlar. Moğolistan da çoğu insan, Cengiz hanla akraba olduklarını
söylüyorlar. Bilim adamı, bu göçmenlerin yanak hücrelerini almış ve inceleme
sonucunda bu gurubun bazı üyelerinin Cengiz hanla akraba oldukları ortaya
çıkmıştır. Süleyman İsraillin üçüncü kralı bugün bile doğrudan Süleyman’ın
soyundan geldiğini iddia eden insanlar var. Etiyopya kraliyet ailesinin bu
iddiası doğruysa, kutsal kitaba göre âdemin soyuyla birleşiyor. Etiyopya
kraliyet ailesinden birinin yanak hücresi alınarak yapılan inceleme sonucunda,
ortaya çıkan sonuçlar umutları boşa çıkarıyor. Kraliyet ailesinin Ortadoğu
kökenli olduğu gösteriyor ama yeterli değildir. İbranicede Âdem insan demektir
bu anlayışla âdemin herkes olduğudur. Bilim adamı Kenya’nın pati adasında
yaptığı çalışmalar sonucunda elde ettiği numuneler yeni bir şeye işaret ediyor.
M168 denilen mutasyon hepsinde var dünya üzerindeki erkeklerin hepsi bu
mutasyonu paylaşıyor. Buda tek atadan
geldiğimizin bir kanıtıdır. Bilim adamı âdemin altmış bin yıl önce doğduğuna
inanıyor. Adem’in ilk modern insan olabileceğinden
bahsediliyor. Kutsabeler şaşırtıcı bir şekilde bize Adem’in nasıl konuştuğunu gösterebilir onlar dünyadaki en
karmaşık dili konuşuyorlar. modern dillerden çok daha komplike
ve uzun süre var olduklarını gösterir. İngilizcede otuz farklı ses var kutsabelerde yüz farklı ses vardır. Kutsabeler
bize âdemin nasıl konuştuğunu gösterebilir. Araştırmalar sonucunda bilimsel
âdemin yüzü yapıldı ailesinin doğu Afrika’dan ayrıldığını öğrenildi. Sadece Âdem’in soyu ayakta kaldı. Bu dinden
bahsedilen Adem değil bilimsel ademin hikayesidir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.Genetik
açıdan Y koromuzu önemi nedir?
S2. Genetik
açıdan insanı eşsiz kılan nedir?
S3.Cengiz
hanın tarihteki yeri nedir?
S4. Ortak
atadan gelme gerçeğinin, bilimsel ispatı hangi biyolojik yapının izahı ile elde
edilir?
S5.Mutasyonlar
bilimsel atanın keşfinde ne anlam ifade ediyor?
S6.Soy
ağacının izini sürmek nasıl mümkün hale gelir?
S7. Cenografik projenin insanlık için kazanımları nelerdir?
S8.
Bilimsel Adem’in vatanı neresidir?
Afrika Doğal
Kavimlerinden Kombaileri Papou
Gine Doğal Kaviminin Ağaçtaki Evleri(10 dakika)
Kombailler yarı
göçebedir. Belli bir bölgede kaynaklar tüketilince ağaç evlere taşınıyorlar.
Yaban domuzu ve kuş avlıyorlar. Bataklıktaki bu ormanda av son derece azdır.
Bir kombainin ortalama yaşı sadece otuz beş senedir.
Çekirgeleri yakalamak daha kolay ama yeterince protein sağlayamıyor. Üç evlilik
yapan bu aile eşi her kabileden bir kadınla evlenmiştir. Genetik çeşitlilik
için farklı bir strateji. Ağaç evleri on metre uzunluğundadır. Sago kombailerin başlıca
yiyeceğidir. Ağacın içinde karbonhidrat bakımından zengin bir içerik
çıkartılıyor. Erkekler genelde işi kadınlarla bırakıyor. Sago
özü yıkanıp süzülüyor. Suyun üzerine çıkan un büyük palmiye yapraklarıyla
toplanıyor. Bir saat sonra sagu unu, sudan ayrılıp pişiriliyor. Destekler
üzerinde tutturulmuş yüksek evlerde yaşıyorlar.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Kombailerin en yüksek evleri kaç metredir?
S2.Besin
olarak hangi tür kurtçuğu tüketirler?
H1N1
Domuz Gribi Virüsü Küresel Salgın Haline Nasıl Geldi
2009 son baharı, yirmi birinci yüzyılın ilk
virüsü, domuz gribi diğer adıyla H1N1 virüsüdür. Bilim adamları bu yeni virüsle
nasıl başa çıkacaklarını düşünüyorlar?
Onaylanmış vakaların ve ölümlerin sayıları artıyor. Çocuklar ve gençler
daha fazla risk altındadır. Bu virüsün dünyaya nasıl yayıldığını ve içimizde
neler yaptığını öğreneceğiz. Bu virüsün ilk aşısı bir gönüllü bir aile
tarafından yaptırılıyor. Çoğumuz mevsimsel gripten korkmayız. Her yılda bir şiddetli
bir grip türü ortaya çıkar. Doktorlar domuz gribi virüsünden korunmanın çok zor
olduğunu söylüyor. Bu virüsün kurbanları genelde çocuk ve gençlerdir. Yapılan
araştırmalar sağlıklı yetişkinler için tek doz aşının yeterli olabileceği
yönündeydi. Üretilen aşı son derecede beklenen sonuçlar veriyordu. Aşı test
aşamasında iken bazı aileler gönüllü olarak yardımcı oldular daha önceleri
ortaya çıkan domuz gribinden dolayı aşı olan insanlarda komplikasyonlar
ortaya çıkmıştı. Buda bazı insanların sinir sistemini etkileyerek felce neden
oldu. Felç kalıcı ya da geçici olabilirdi. Ulusal aşı kampanyası başladı. Bu
virüsün ortaya çıktığı yerde binlerce insan bu virüse yakalandı. Hükümet bu
virüsü frenlemek istese de bu virüs çok hızlı bir şekilde yayıldı. Çok kısa bir sürede salgın tamamen dünyaya
yayıldı. Çoğu grip virüsü iki genetik unsur içeriyor ama bu domuz gribi, dört
adet genetik unsur içeriyor. Bu virüs kuş gribi ve insan gribini taşıyor. Bu
yeni bir birleşim içeriyor. Bazı bilim adamları virüslerin Çin den yayıldığını
söylüyor. Domuzlar iki gribi bir arada taşıyabilirler. Salgınlar direkt
hayvanlardan insana geçmesi biraz zor olur. Bu hastalığımızı bulaştıran ilk
hastamız genç ve sağlıklı bir kadındır. Bu kadın kasaptan et almaya gidiyor.
Ortalama bir hapşırık yüz bin civarında bir viral
parçacık bulaştırır. Sadece küçük bir miktar enfeksiyonu
başlatmaya yeterlidir. Kasabın hapşırmasıyla süper virüsü kapan hastamız bu
virüsü çoğu insana bulaştıracak virüsün yayılmasıyla ilgili varsayımsal
düşüncemiz budur. Enfeksiyonu kaptıktan birkaç saat sonra virüsümüzü yaymaya
hazır olan hastamız, arkadaşıyla yemek yerken virüsü arkadaşında bulaştırıyor.
Virüsler inanılmaz bir şekilde öldürüyor. Akciğerleri kan ve sıvı ile
dolduruyor. Hastalar yataklarında boğuluyor. İspanyol gribi bir günde iki yüz
bin insanı öldürebiliyor. Virüsteki viral RNA zehir
kodunun bir parçasıdır. Hücrenin biyolojik yazısını yeniden yazar. Hücre
kontrolüne girer girmez virüs yenisini üretir. Makro faşlar vücudun çöpçüleri
gibidir. Mikroskobik atığı bulup
yutarlar. Ancak süper grip virüsü için bir makrofaj
ele geçirilecek bir hücre gibidir. Makrofajlar
ölürken diğer savunma hücrelerini çağırır.
İspanyol gribi milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. İspanyol virüsü
yayılımı iki yılda dünyanın çoğu ülkesine bulaştı. Zamanla sars ve kuş virüsü
ortaya çıktı kuş gribi nispeten diğer virüslere nazaran yayılması daha
düşüktür. Ama ölüm oranı yüksektir. Hastamız virüsü bulaştırmaya devam ediyor
uçak yolculuğunda bulunan hastamız öksürmesi sonucunda havaya bulaşan partiküller hızla yolculara bulaşıyor. Bu uçakta virüsü
kapan insanlar bir haftada kırk üç milyon insana virüsü bulaştıracaktır. Makrofajlardan sonra doğal hücreler gelir. Doğal hücreler enfekte olmuş hücrelere yapışarak genetik kod enjekte eder.
Buda enfekte olmuş hücrenin kendini parçalamasına
neden olur. Ama bu hücrelerin yok olmasıyla akciğer duvarlarında boşluklar
oluşur buda çift yönlü zatürenin oluşmasına neden
olur. Vücudun diğer savunma hücreleri de T hücreleridir. Fakat T hücreleri
gelmeden hasta ölür. Domuz gribine neden olan virüse karşı antiviral
aşılar geliştirildi. Sonuçta aşıların güvenirliği tam anlamıyla test
edilmemişsi de salgını kontrol etmede olumlu sonuçlar ortaya çıktı. Elleri
yıkamak hapşırırken ağzımızı kapatmak salgını önlemek için küçük adımlar olsa
da hayati bir meseledir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Domuz
gribi ilk ne zaman ortaya çıkmıştır?
S2.Domuz
gribi aşısı sonucunda bazı vakalarda hangi hastalık tablosu görüldü?
S3.Günümüzdeki
domuz gribi vakası nerde görüldü?
S4.Büyük
virüslerin kaynağı genellikle nedir?
S5.Vücudumuzdaki
mukus sıvısının işlevi nedir?
S6. Bir
hastalığın salgın olarak nitelendirilmesinin kriteri
nedir?
S7.İspanyol
gribi salgının da kaç insan öldü?
S8.Domuz gribinin
semptomları nedir?
H1N5
Kuş Gribi Küresel Salgın Haline Nasıl Geldi
Büyük şehirde yayılım gösteren bir
hastalıktır. Ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalığa karşı kimse güvende
değildir. Ölümler artıkça acaba araştırmacılar bu ölümcül hastalığın tüm
dünyaya yayılmasını engelleyebilir mi? Şubat iki bin üçte çinin bir kentinde
gizemli bir şekilde bu hastalık yayıldı. Çin hükümeti bu salgını alışılmışın dışında
bir zatüre çeşidi olduğunu açıkladı. Virüs uzmanı bir
profesör durumu yakından inceliyor. Bu salgının H1N5 salgını olduğunu
düşünüyorlardı. Bu kentte sıkı bir zatüre araştırması
başlatıldı. Bu salgının kaynağının ne olduğunu kimse bulamadı şüphelilerin
arasında Çin et pazarı vardı. Hayvanlar çeşitli bölgelerden et pazarına
getiriliyor ve insanlar bu hayvanlarla sürekli temas halindedir. Bu virüsün
hayvanlardan bulaştığının olasılığını artırıyordu. İnsanlara bulaşan bu virüs,
insanların seyahat etmesinden kaynaklı olarak insan insana katlanarak bulaşır.
Patlamayı tetikleyen faktörler bunlardır. Aynı hastalık belirtileri başka yerde
de çıkmıştı. Bu hastalık bütün vücuda yayılır. Bu virüsün yayılımıyla ilgili
çeşitli görüşler ortaya atıldı, virüse yakalanan bir doktorun kaldığı oteldeki
insanlara nasıl bulaştırdığını ve bu virüsü taşıyan insanın nasıl bir tehdit
oluşturduğu, daha sonra bu doktorla yakın temas kuran insanların bazılarının
ölümüyle ortaya çıktı. Otelde o esnada bulunan çoğu kişi virüsü kapmıştı.
Hastalığı kapan insanlar seyahat sonucunda bulundukları bölgelere gittiklerinde
bu hastalığın belirtileri ortaya çıkmıştı. Doktora başvuran hastalar yapılan
muayeneler sonucunda, zatüreye benzeyen fakat zatüre olmayan bir hastalığı yakalandıklarını söylüyordu
doktorlar. Doktorlar bu salgını durdurmaya çalışırken salgın başka ülkelerde
sessizce yayılıyordu. Bu hastalığa yakalanan insanların bazılarının ölüm nedeni
kalp krizi olarak gösterildi. Araştırmacılar bu hastalığın ne olduğunu anlamaya
çalışıyorlardı bu hastalığa yakalanan insan tedavi amacıyla yattıkları
hastanede, bu virüsü hastane personelinde bulaştırmışlardı. Bu hastalığa
yakalanan doktorlar bu hastalığı tanımlarken kendilerinin de bu hastalığın
kurbanı olacaklarını bilmiyorlardı? Korona virüsüne benzer bir virüstür. Sars
hastalığına yakalanan insanların sayısı artıyor. İnsanlar tedirgin, insanların
korunmak için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Bu hastalığı tün dünyaya
tanıtan doktor, bu hastalığın pençesinde kıvranıyor. Şimdiye kadar iki defa
kalp krizi geçirdi. Sonuçta yaşamını kaybetti. Doktorun cesaretle sars
hastalığının üzerine gitmesi binlerce insanı kurtardı. Sağlık örgütü sarsın
salgınını kontrol altına alındı. Sarsın etkili bölgelerde büyük bir felaket
yaşandı. Sars hastalığı hayvanlardan insana bulaşıyor. Bu salgın ne kadar
kontrol altına alınmış olsa bile halen dünya için bir tehdittir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1. H1N5
Kuş gribinin belirtileri nelerdir?
S2. H1N5
Kuş gribinin ilk yayılım gösterdiği yer neresidir?
S3. H1N5
Kuş gribinin bulaşmasını engellemek için hastane personeli ne gibi tedbirler
alması gerekir?
S4. H1N5
Kuş gribinin ilk ortaya çıkmasında ne gibi isimler verilmiştir?
S5. Korona
virüsü adını nerden alır?
S6. Korona
virüsünün özellikleri nelerdir?
S7.İtalya
da kahraman seçilen doktor kimdir?
S8. Sars
hastalığına neden virüs hangisidir?
Afrika Leoparının Hayat
Döngüsü ve Yaşam Yeri (Leoparın Gözleri)
Bu ormanda sıra dışı
bir kedi yaşıyor. Ormanın en yırtıcı hayvanı sessiz ve yırtıcı bir katildir.
Her leoparın kendine has bir özelliği vardır. Bizim kahramanımızın burnunun
hemen altındaki bir leke onu ömür boyu diğer leoparlardan ayıracaktır. Bir
leoparın gözünden kendi yaşamının öyküsüdür. Dişi leopar kendi yaşam alanına
hiçbir hayvanı kabul etmez ama erkek leoparlara izin verir. Leopar dünyadaki en büyük ve kısmetli
kedidir. Afrika’nın ormanlarından Asya ya kadar yayılım gösterirler. Av yakalama
sürecinde başarısız olduklarında vazgeçmezler. Leoparlar çiftleşirken
çıkardıkları ses tüm ormanı ürkütür. Avlanmaya bir tarafa bırakıp bir hafta hiç
durmadan çiftleşirler. Her leopar tırmanmayı erken yaşta öğrenmek zorundadır.
Yavru leoparın ustalaşması için birkaç gün yeterlidir. Avlanma yetenekleri
içgüdüseldir. Anne leopar yavrusunu sırtlanlara karşı korumak zorundadır. Eğer
yuvası sırtlanlar tarafından keşfedilmişse sürekli yavrusunu korumak
zorundadır. Görünmezlik, leoparın en önemli savunma aracıdır. Leopar hayalet
gibi davranması gerekir yoksa yavrusunu yırtıcı hayvanlardan koruması gerekir.
Bunu yaparken askeri teknikleri kullanması gerekir. İmpalalar
kendilerine babunlara yakın bir yer seçmiştir. Çünkü
bu alanlar onları yırtıcı hayvanlardan korumaktadır. İmpalalar
leoparların bu bölgede bilinen besinleridir. Babunlar
genelde vejetaryen canlılardır. Ama impalaların taze
yavrularını yakaladıklarında onları yerler.
Babunlar leoparların en büyük düşmanlarıdır.
Leoparlar sınırlarını bilir. Maymunları avlamak onlar için çok zordur.
Maymunlar çok zeki hayvandır. Maymun avında ağaç tepelerine hükmederse
maymunları yakalayabilir. Yavru leopar tarafından av olan erkek maymun, maymun
sürüsü için bir kargaşaya neden olur. Bu maymun yavru leopar için iki gün besin
kaynağıdır. Anneden yavruya geçen
öldürme ve saldırma yetenekleri leoparın nesilden nesille aktarılan
miraslarıdır. Yavru leoparların hayatta kalma şansları çok düşüktür. Leoparlar
genelde bufalı avlamaz. Çünkü iri ve riskli bir hayvandır. Leoparlar çok zeki
hayvanlardır nerde nasıl davranacaklarını çok iyi bilirler özellikle av
sırasında hataları en düzeyde tutmaya çalışırlar. Leopar karmaşayı lehine
çevirmede ustadır. Aslanların bulunduğu bufalo sürüsü
içerisinde sinsice yakınlaşıp bufalo yavrusunu avlar.
Leoparlar ağırlıkların iki katı kadar yükle ağaçlara tırmanabilirler.
Sırtlanlar leoparları birbirinden ayırabilirler. Yavru leopar birçok özelliğini
babasından almıştır. Yavru leopar annesinden ayrı düştüğü zaman orman onun için
çok tehlikeli olabilir özellikle aslanlar. Bu bölgedeki aslanlar çok hantal
oldukları için ağaçlara tırmanamazlar bu durum, anne ve yavru leoparın
kurtulmasına neden olur. Ağaçlara tırmanarak hayatlarını aslanlardan
kurtarırlar. Leoparlar hayatta kalmak için yaşam alanlarını çok iyi tanımak
zorundadır. Leoparlar görünür olmaktan nefret ediyor. Domuzların yavrulama
mevsimi geldiğinde hiçbiri şey leoparları durduramaz. Hata öğrenmenin bir yolu
olduğu gibi ölmenin de bir yoludur. Onun için leoparların domuz avında çok
dikkatli olmaları gerekir. Domuz yavruları genelde leoparlara av olurlar.
Domuzlar bazen et yerler bu onların yaralı yavruları olsa bile. Yağmur yağınca
yavru leopar annesinin izini kaybeder her şeyi yeniden yapması gerekir çünkü
yağmur kokuları yok ediyor. Yağmur ısrarlı devam ederse leoparların avlanması
zorlaşır. Yavru leopar büyüdüğünde kendi alanına giren annesiyle dövüşür ve
yara alır. İki dişi yaşam alanlarını paylaşması bir felakete davettir. Babunların bölgesine giren leoparlar bobunlar
için bir tehlike ifade etmez bir leoparı öldürmek onlar için çok zevkli bir
iştir. Yavru leopar en azılı düşmanı olan babumu
avlamıştı. Düşmanın katili olmuştu artık babun,
sürüden yardım alamayınca bu seferlik av olmuştu. Yavru leopar doğası gereği
bir avcıydı. Avladığı erkek babunun tüyleri arasında
bir yavru babun gelmişti onu öldürmemişti. Leopar
yavru babunu bırakıp erkek babunu
yemeye gider. Bu durum Afrika da az rastlanan bir durumdur. Annenin yavrusuna
bağlılığa belirli bir dönem içindir. Artık yavru leoparın yalnız kalması
gerekir. Yavru leopar ilk yetişkin başarısı bir impala
avlamasıdır. Bir leoparın yetişkin
olması için erkek antilobu avlarsa, anne olmaya hak kazanacaktır. Başarıyor,
antilobu avlıyor. Büyüme sonlandı artık bir yetişkindir. Sırtı yere gelmeyecek
ormanın hayaleti olacak: o artık bir leopardır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.
Afrika’nın cennet bahçesi hangi bölgededir?
S2.
Leoparın dinlenme alanı neresidir?
S3.Bir
leoparın ilk içgüdüsü nedir?
S4.Leoparın
en belirgin özellikleri nelerdir?
S5.Aslanlar
neden leoparlar gibi ağaçlara tırmanamazlar?
S6.Sırtların
en gelişmiş duyusu hangisidir?
S7.Babunların çığlıkları ne anlam ifade ediyor?
S8.Afrika’daki
efsaneler nelerdir?
Afrika’nın Doğal Kavimlerinden Dinka’larda;
Evlilik, Ölüm ve Seremoni Gelenekleri
Dinkalar Güney
Sudanda yaşayan bir kabiledir. Bu kabile dünya ile ilişkisi kesilmiş bir
durumdadır merkeze uzak olan bu bölgelerde eski yaşam koşulları
sürdürülmektedir. Bu filmde genç bir adamın âşık olduğu bir kızla evlenmek için
yaşadığı serüvenlere tanık olacağız ancak kabile kızları pahalıya mal oluyor
başlık parası sığır olarak ödeniyor düğün pazarlıkları için genç adamın
kabilesi çatışmalı bölgeye doğru yol alıyor. Sudanın en bereketli topraklarında
yaşayan bu kabileler yıllarca iç çatışmalar ve kabileler savaşlarıyla zarar
görmüş olsalar bile gündelik sorunları hep aynı kalmış ‘sığırlar’filmimizdeki
bu genç adamın evlenmesi için kabilenin onayını alması gerekmektedir. Evlenmek
için tüm mal varlığını kaybedebilir. Genç adamın evlilik kararı kabilede
değişiklik yaratacaktır. Kabileler arasında bereketli sığır otlakları için
çatışmama çıkmaması için yerel hükümet tarafından denetlenmektedir. Genellikle
çatışmalar sığırlar için çıkmaktadır. Kabile çatışmalarında genellikle ateşli
silahlar kullanılmaktadır. Otlaklar sürekli çatışma sebebidir ve çatışmalar
yüzünden kabileler topraklarından olurlar. Dinkalarda
kızlar zengin çeyiz anlamına gelir çünkü başlık paraları çok yüksektir. Bu
kabile topraktan yapılmış evlerinin bahçelerinde darı ve mısır yetiştiriyorlar.
Karar verme ve sığırların mülkiyeti erkeklerindir. Çocukları yetiştirmek ve evi
yönetmek ise kadınlara aittir. Zor işleri erkekler geri kalan kolay işleri de
kadınlar yapmaktadır. Kızlar evlendiklerinde ailenin mal varlığı da artmış
olur. Genç adamın sığırları başlık parasına yetmese akrabaları ve köylülere
genç sığır yardımında bulunabilirler. Genç adam sonuçta kararını vererek bir
arkadaşıyla âşık olduğu kızın köyüne gider. Evlenme teklifi bir başlık pazarı
teklifini başlatır. Genç adam kızı amcası ve ailenin yaşlı üyelerinden kızı
ister gelinin babası toplantıda bulunmaz. Gen adan âşık olduğu kızla flört
ettiği süre boyunca aile üyeleri tarafından genç adam gözlenilerek kişiliği
hakkında bilgi toplandı. Bu evliliğin gerçekleşmesinde aile üyelerinin desteği
çok önemli ve toplantıya katılan tüm aile üyelerinin genç adam hakkında izlenimlerini
ve yorumları alınır. Kızın babası genç adam bana istediğim kadar sığır verirse
bu evliliğin gerçekleşmesinden yanayım. Toplantıdan sonra aile üyeleri bu
evliliğin gerçekleşmesinden yana tavır koydular. Aile üyeleri iki gün sonra
tekrar toplanmak üzere ayrıldılar. Bu son toplantıda genç adamın evlilik
teklifi ya kabul edilecek ya da ret edilecek. Dinka
erkekleri kendileri evlendiklerinde sürüleri azalır kızları evlendiklerinde
sürüleri artar. Genç adamın pazarlıktan galip çıkması için akrabalarının
desteğine ihtiyacı vardır. Çünkü kızın başka bir talibi çıkmıştır ve genç
adamdan daha çok sığırı vardır. Genç adam başlık parası için akrabalarının
sığırına ihtiyacı var. Genç adama kimlerin yardımcı olacağını ortay çıkartmak
için yarın klanda özel bir toplantı yapılacaktır. Evliliğin gerçekleşmesi için
son kararı kızın anne ve babası verecektir. dinka
kabilesinde aşk açıkça ifade edilemez. Genç adam ikinci kez genç kızın evine
gider ve kızın ailesinin kadın üyeleriyle görüşür. Kadın akrabalarının desteği
olmadan evlilik çalışmalarını sürdürmek anlamsız olur. Kadınların bu düğünün
gerçekleşmesi için bize mutlaka yiyecek getirmelisin. Dinka
kabilesinin kültüründe sığırların dışında damat adayının yiyecekte getirmeleri
gerekir. Evlilik pazarının olumlu sonuçlanması için kadın akrabalarının kararı
önemlidir. Gelinin annesi bu kararı onaylaması gerekmektedir. dinka kızları evlenecekleri kişileri seçemezler ancak âşık
oldukları erkeklerle kaçabilirler. Dinka erkekleri
sığırlarını uzak kamplarda saklarlar ve mal varlığını ortaya koymazlar.
Toplantı sonuncunda genç adamın akrabaları yeterince destek sağlamadılar. Genç
adam bu pazarlıkta yalnız kalmıştı. dinkalar
sığırlarını yemek için öldürmez fakat düğünlerde bu kurala uymazlar. Genç adam
için son evlilik pazarı başlıyor. Evlenme bütün klanı etkileyecektir. Toplantı
sonucunda âşıkların kaderi belirlenecektir. Gelinin ailesine yapılan teklifler
bir hakem tarafından yüksek sesle yapılıyor. Kadınlar pazarlığa katılmaları
yasaktır. Genç adam başlık parasının altında sığırı vardır. Gelinin ailesi dört
yüz sığır ister ama genç adamın yüz yirmi sığırı vardır. Genç adamın kişiliğini
beğenen babalar ve anneler iki aşığın evlenmesi için yüz yirmi sığırı kabul
ederek iki gencin evlenmesine izin verirler. Tüm sığırlarını kaybeden yeni
çiftler. Hayatlarını devam ettirmek için mısır yetiştireceklerdir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1. Dinka’larda en kalabalık klan hangisidir?
S2. Dinka’lar kendilerine ne ad verirler?
S3.Bedenlerindeki
kesikler ve işaretler ne anlam ifade eder?
S4.Saçlarını
nasıl turuncuya dönüştürürler?
S5.Dinka’larda sığırlar neleri temsil eder?
S6.Dinka kızlarının dans etmedeki amaçları nelerdir?
S7.Dinka’larda kız çocukları neden önemlidir?
S8.İneklerinin
daha fazla süt vermesi için neler yaparlar?
Afrika’nın Doğal
Kavimlerinden Hamar'larda; Evlilik, Ölüm ve Seremoni
Gelenekleri
Afrika’nın doğal kavimlerinden olan hamarların
geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Kavim güney Etiyopya da, Omo nehri kıyısı boyunca yerleşmişlerdir. Bu kavim birkaç
köyden meydana gelmiştir. Haftada bir
ortak pazarda bir araya gelirler. Bu
pazarda ürünlerini değiştirirler.
Kadınları ise pazarda dedikodu yaparlar.
Her erkeğin iki sürüsü bulunmaktadır. Hamarlar
çobanlıkla geçimini sağlarlar. Erkeklerin sürüleri sığır ve keçilerden
oluşmaktadır. Bu sürülerden biri uzak meralarda otlanırken diğer sürüde aileye;
kan, süt ve et sağlıyor. Toprakta mısır ve darı yetiştiriciliği yapılıyor.
Darıyı öğütüp un haline getiriyorlar. Kendine özgü kültürleri ve dilleri
vardır. Nüfusu kırk bindir. Bir çocuk
erkeliğe geçiş dönemini yaşayacaktır. Borkinin babası
beş yıl önce ölmüştür; fakat ruhu halen yaşamaktadır. Günlük yaşamda borkiyi kontrol ediyor. Borkinin
mirasına sahip çıkması için, babasının ruhu onları terk etmesi gerekir. Aksi halde babasının ruhu ailesine zarar
verebilir hatta onları öldürebilir. Bunun için bir tören yapılması gerekir. Tören uzun ve karışıktır. Aile ve dostlardan oluşan yüz elli kişiye borki, yiyecek ve mayalanmış tahıllardan yapılmış içki
sunacaktır. Babasının ruhunun gitmesi
için borkinin üzerine düşen sorumluluklarını yerine
getirmesi gerekir. Borki beş yıl önce ölmüş babası
için cenaze töreni yapacaktır. Ölü yakınları toplanacak içki içecek, keçi eti
yiyecek, şarkılar söyleyecek ve ölüye veda edecekler. Borki
babası adına keçi sunuyor; Ama yaşlılar keçilerin küçük olduğunu ve ölen
babasının bunu kabul etmeyeceğini söylüyorlar.
Keçiler reddedilirse tören yarıda kesilecektir. Kadınlar dans ediyorlar
ölen kişiye ait inek derisini tekmeliyorlar. Keçiler törene katılanları
duyuramazsa, borki saygın bir yere sahip olamayacak
ve babasının ruhu onları terk etmeyecektir.
Eğer törene katılanlar borkiden memnunsa, borkinin babasını temsil eden taşa ile son dinlenme
mekânına doğru yola çıkıyorlar. Klanın ölülerini temsil eden taşlar özenle
kümelenmiştir. Borki babasının ruhunu omo nehrinin öbür tarafına göndermek zorundadır. Ruh ancak
orada mutlu olacaktır. Geleturga on yedi yaşında
erkek olacak tören için kan toplanılıyor. Kan sığırı şah damarından ok ile
alınıyor. Hamarlarda en önemli tören erkeğe evlilik
yolunu açan bu törendir. Hamar kızları erken
evlenirler. Erkek kardeşleri için, kız kardeşler
kamçılanıyorlar. İki yüze aşkın kişi davet ediliyor. İçki içiyor ve şarkı
söylüyorlar. Evlenmeye hazır bir erkek olmak için Geleturganın
maza olması gerekir. Maza
evlenmeye hazır erkek anlamına geliyor. Mazalar süt,
kan içerler. Bal yerler. Darıdan hazırlanmış içki içmezler. Gekletura
erkekliğini kanıtlaması için önüne konulan engelleri aşması gerekir. Bu engelleri başarırsa erkek olduğunu
kanıtlayacaktır. Eğer omo ırmağının diğer tarafına geçemezse ailenin diğer
üyelerine zarar verecektir. Son olarak borki yaşlı bir adamın arkasındaki keçiyi öldürmesi ve
ciğerini söküp, eti pişirip babasına sunar ve sevgili babacığım, klanımızı
kutsa, toprağımızı kutsa, sığırlarımızı kutsa, halkımızı kutsa bunları
söyleyerek borki, babasının varisi oluyor. Tören
tamamlandı. Sandalların dizilişine göre yorumlar yapılıyor. Yaşlılar bu olaya
tanık oluyor. Sandalların dizilişlerinden yorumlar yapılıyor.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1.Mazaların özellikleri nelerdir?
S2.Hamar halkı hangi dönemi gece danslarıyla kutlarlar?
S3.Hamar kızları kaç yaşında evlenirler?
S4. Hamar kızları neden kendilerini kamçılarlar?
S5. Hamarlar’da erkekliğe geçiş için hangi aşamalardan geçilmek
gerekir?
S6. Hamarlar’da, erkekliğe geçiş törenlerinde erkekler ne
yaparlar?
S7.Hamar halkının ana besin maddeleri nelerdir?
S8. Hamar törenlerinde kadınların konuşmaları ne üzerinedir?
Kolay yakalanamayan yedi hayvan bu gizli
dünyada yaşam mücadelesi veriyor. Hayatta kalma ve en acımasız hayvandan
kurtulma mücadelesidir bu. Bu hayvanlar
Afrika’nın en nadir bulunan hayvanlarıdır.
Bu hayvanlardan olan vaşak kurnaz bir kedi ışık hızına sahip refleksleri
vardır. Misk kedisi gölgelere uygun
postuyla uyum sağlayan takımın en çarpıcı, bilinmeyen bir zırhıyla yaşama
şansını artıran bir canlıdır. Ormandaki mimari yuvaların yaratıcısıdır. Kirpi
sivri dikenleriyle kendine saldıranı yaralayan savunma uzmanıdır. Afrika vaşağı
çok zarif ve başarılı bir avcıdır. Kokusuz misk kedisi, hızlı ve çevik bir
etobur ve uzman bir tırmanışçı, birlikte seçkin bir gurup oluştururlar. Gecenin
sessiz avcısı bu hayvanları avlamaya çalışıyorlar. Leopar ete karşı olan farklı
ağız tadıyla tanınır. Gecenin sessiz avcısı birde bölgede yaşayan aslan
sürüleri vardır. Bu hikâye gece yarısı başlıyor. Büyük kedilerin hiçbiri civarda
değil ve yeraltında hareketlilik başlıyor. Tehlikeli bir düşman izine
rastlanmadı. Karıncayiyenin tavşanınkine
benzer kulakları benzer kulakları işitme mesafesinde içerisinde tehdit içeren
bir ses işitmedi. Böylece zamanını yiyecek aramaya veriyor. Görüş mesafesi
insanlar gibidir. Koku duyusu onu asla yanıltmaz karıncayiyen, köpekler gibi
güçlü koku duyusuna sahiptir. Yerin otuz santimetre altında kokusunu ve
titreşimlerini hisseder. Termitlerin kokusunu alır ve ayakları işe koyulur ve
birkaç hareketle yirmi termit yakalayabilir. Hiçbir engel olmasa karıncayiyen
otuz termit yuvası bulabilir. Geride kalan termitler, zarar gören yuvalarını
kendi özel yöntemleriyle tamir ederler. Sadece bir neden termitlerin yuvalarını
terk etmeye mecbur bırakabilir. Üreme işinde uzmanlaşmış termitler uçabilir.
Termitle savunmasız oldukları için Afrika vaşağı tarafından avlanır. Afrika
vaşağı bu tip hayvanlarla beslenerek yaşamını devam ettirebilir. Pullu
karıncayiyen termitlerle beslenir. Pullu karıncayiyen kendine özgü geliştirdiği
bir savunma tekniğiyle aslan gibi yırtıcı hayvanlardan korunur. Kokusuz misk
kedisi birçok hayvan için zehirli hayvanları yiyebilir. Çok sessiz bir
hayvandır. Çıt çıkarmadan bütün ormanı gezebilir. Dış kulakları parazitler tarafından
kemirilmiş olsa bile diğer hayvanlar gibi iyi duyabilir. Kirpiler çıkardıkları
sesle nerede olduklarını belli ediyorlar. Ağızlarını şapırdatmaları nerede
olduklarını gösteriyor. Kirpiler sahip oldukları dikenlerle kendilerini bir
leopar karşısında savunabilirler. Kirpiler patates, soğan ve sulu köklerle
beslenirler. Kirpilerin işitme duyuları çok gelişmiştir. Afrika vaşağın işitme
duyusu çok gelişmiştir. Afrika vaşağı
avlarının yarısını öldürebildikleri halde avcılık yetenekleri bakımından
ustadırlar. Aslanlar avlarını beraber yerler. Gecenin sessiz efendileri
leoparlardır. Çoğu hayvan leoparın nerede olduğunu anlayamaz. Kokusuz misk
kedisi, işitme duyusu gelişkin olmasına rağmen yerdeki hareketlilikleri
işitemez. Bunun içinde daha şiddetli uyarıcılarla kendini savunabilir.
Yılanlarla beslenir iyi bir tırmanıcıdır. Zırhsız karıncayiyen gecede beş çukur
kazabilir. Afrika vaşağı hariç diğer yedi gizemi hayvan için kazdıkları
çukurlar onlar için bir barınaktır. Gelişmiş işitme duyularıyla aslan
hareketlerini takip edebilir. Bir aslandan daha hızlı koşarak tehlikeden
uzaklaşır. Vaşaklar erken uyarı sistemine sahiptir. Yuvasını toprağın üstüne
kurduğu için diğer hayvanlara göre daha savunmasızdır. Kokusuz misk kedisi
yılan, örümcek vb gibi hayvanlarla beslenir.
Pullu karıncayiyen, karınca saldırıları karşısında kendini sert
pullarıyla korur. Otuz santimetre dili ile karıncaları yakalar. Görme yetisi
zayıftır. Koku alma duyusu güçlüdür.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.
Termitler yuvalarını nasıl tamir ederler?
S2.Termitleri
yuvalarından terk etmeye zorlayan şey nedir?
S3.Pullu
karıncayiyenin nasıl bir savunma tekniği vardır?
S4.
Aslanların avlanma yöntemi nasıldır?
S5.Kirpiler
neden üreme dönemi gelmeden çiftleşirler?
S6.Afrika’nın
en iri kemirgeni hangisidir?
S7. Yedi
gizemli hayvanlardan hangileri uyumuyor?
S8.Afrika
vaşağının diğer kedilerle ortak özellikleri nelerdir?
Dünyanın üçte biri okyanuslarla
kaplıdır. Okyanus yırtıcıları okyanus
yaşamları içerisinde kılıktan kılığa girerler. Bu bir savunma ve öldürme
oyunudur. Bu dünyada görünmeyen
yaratıklar ışık hızıyla hareket ederler. Vantuzlu kollar üzerinize hızlı bir
şekilde yapışırlar. Ahtapotlar ve mürekkep balıkları uygun olduğu zamanlarda
saldırırlar. Bu yaratıklar denizlerin
hilebazlarıdır. Sadece öldürmek için doğurmuşlardır. Deniz yırtıcısı olan sivri
dişli köpek balığı, deniz hilebaz canlıların avlanma ortamıdır. Mürekkep balığı ve ahtapotlar, zehirli aslan
balığı, hobis oltacı balığı ve katil yılan balıkları
bunların arasındadır. Bu canlıların kamuflaj yeteneği çok gelişkindir. Avlarını keskin
gözleriyle titiz ve hesapçı bir zekâyla izlerler. Bu canlıların bazıları görünüşlerini
değiştirirler bazıları da avlarını yanıltmak için ışık yayarlar. Mürekkep
balığı ışık yayarak avlarını yanıltırlar. Görkemli ışıklar saçar. Mürekkep balıkların avlarını şaşırtmak için
zararsız sümüklü böceğin taklidini yaparlar. Yılan balığı bu zararlı
yaratıklarından korunmak için zehirli yılan balığı taklidini yapmak zorunda
kalırlar. Taş balığı bir anda, mercan lifinin bir parçası haline geliyor ve avlarını
bu şekilde tuzağa düşürüyor. Akrep balığı kendini çok mükemmel bir şekilde kamufle eder. Akrabası olan taş balığı hidroid
denilen küçük balıkları, algleri, süngerleri gövdesi üzerinde taşıyarak
avlarını yanıltmak için kullanır. Bu katil balık liften ayrılınca hemen göze
çarpar ve bunun için başka bir numara geliştirmiştir. İğne omurgasına hipodermik
şırınga şeklinde bağlanmış iğnelerle norotoksin
salgılayarak kurbanını felç eder. Birkaç saat içinde bir insanı bile
öldürebilir. Hilesini rakipsiz bir suikast silahı olarak kullanan başka bir
canlı ise sümüklü böceklerin akrabası olan mürekkep balığı ve ahtapotlar
sümüklü böceklerden farklı olarak bizimkine çok benzeyen gözler bulunur. Hatta en az bizim gibi iyi görürler. Onların
gözleri kamera gibi çalışır. Mercek öne
arkaya doğru hareket ederek görüntü netleşir.
Pire büyüklüğünde bir avı bir metre öteden görebilir. Derisi üzerindeki
işaretlerle iletişim kurabilir. Bu işaretler ezeli düşmanlar tarafından
görülmez. Bu ışıklar sayesinde denizanası gibi şeffaf görüp avlayabilirler. Bu
canlılar aynı anda hem önlerini hem de arkalarını görebilirler. Keskin çeneleri vardır. Mürekkep balığı suyun
içinde bir uzay aracı gibi gezinir. Mürekkep
balığı jet hızıyla hareket edebilir.
Avlanırken gizlice yaklaşmayı tercih ederler. Cafcaflı mürekkep balığı farklıdır. Kollarını
kullanarak dipte sürünür. Tıpkı kaslı bacaklar gibi ancak bu kollar cafcaflının
kurbanına saldırmakla kalmaz onu kandırır. Yürümeyi öğrenmiştir. Hilekârlık en önemli özelliğidir. Renkleriyle
düşmanlarını yanıltır. Düşmanlarının onu
zehirli zannetmesine neden olur. Zararsız sümüklü böceği taklidini yaparak
kurbanlarına yaklaşır. Saldırı mesafesinde öldürücü kollarını kullanarak
avlanır. Aslan balığı, cafcaflı renkleri şaşırtıcı dikenleriyle gayet abartılı
bir görünümü vardır. Avını ürkütmemeye
çalışır. Avı ona yaklaşır yaklaşmaz
saldırır. Dişleri en kaygan avı tutacak şekilde yaratılmıştır. Süzgeçleriyle
avını köşeye sıkıştırır. Bu katili asıl yetenekli kılan saldırı hızıdır. Geniş
bir ağzı vardır. Şeytan balığı çatal ayaklarıyla yerde sürünüyor. İstediği
zaman kendini kumla kamuflaj ederek kayboluyor. Açık
ağzı kumun üzerinde bir çatal gibi ve gözlerini açmış gelecek avını izlemeye
hazırdır. Ahtapot ve mürekkep balıklarının başlıca kolları silahlarıdır. Her bacakta bir sıra vantuz bulunur.
Ahtapotun kolları müsküler tüpten oluşur. Benzersiz
bir sinir sistemi vardır. Her kol için
ayrı bir merkezi sinir sistemi bulunur. Yani her uzantının aklı vardır.
Kollarda kemik olmadığı için kollar, lastik gibi bükülebilirler. Her kolda
yaklaşık elli milyar sinir bulunur. Her kol kendi hareketlerini kendisi kontrol
eder. Her kolun üzerindeki vantuz yaklaşık iki kilo taşır. Her vantuzda yüz bin
nöron vardır. Mürekkep balığının kolları
biraz daha farklıdır. Bunların yedek iki
tane vantuzlu kolu vardır. Bu kollar
mürekkep balığının öldürücü silahlarıdır.
Mürekkep balıkları çok kısa bir sürede şeklini değiştirirler. Derilerinin yüzeyinde çok sayıda elastik ve
pigment dolu kesecikler vardır. Her kese bir kas dizisiyle kontrol edilir. Mavi halkalı ahtapotlar öldürücü zehirlidir.
Zehir siyanürden on bin kez daha güçlüdür.
Mavi ahtapot bir insanı on sefer öldürebilir. Mavi ahtapot bir kibrit
kutusu büyüklüğündedir. Yılan balığı sertleşmiş yüzgecini kullanarak kendini
çabucak kuma gömer. Bir iki saniye
içinde kaybolur. Kum bir av için bir
tuzaktır. Mürekkep balığı optik yanılsama sayesinde avlarının tehdidi
algılamasını engelliyor.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1.Avlarını
yakalamak için olta şekline giren balık çeşidi hangisidir?
S2.Okyanusta
kaç tür köpek balığı vardır?
S3.Ahtapotlar
insanlardan farklı hangi ışıkları görür?
S4.Mürekkep
balığının ahtapotlardan farklı olarak gövdelerinde ne vardır?
S5.Renklerini
kullanarak kurbanını hipnoz eden mürekkep balığı türü hangisidir?
S6.Bir
yosun topağı şekline giren balık türü hangisidir?
S7.Balık
olmasına rağmen balığa hiç benzemeyen balık türü hangisidir?
S8.Vantuzların
işlevleri nelerdir?
S9.Yeni
doğmuş bir mürekkep balığını öldürme içgüdüsü nasıl gelişir?
Amazon
Nehri Boyunca Yaşayan Yerlilerin Nehirle İlişkisi ve Önemi(40-45 dakika)
Amazon nehri doğanın sıra dışı bir kuvvetidir. Dünyanın en
büyük yağmur ormanlarıyla beslenir.
Sularında büyük bir balık çeşitliliği var. Dünyanın en zengin nehri
olmakla kalmayıp, aynı zamanda en güçlü nehridir. Dünyadaki bütün nehirlerden daha fazla su
taşıyor. Nehrin kıyılarında yedi milyon
insan yaşıyor. Amazonun gücü kontrol edilemiyor. İnsanlar nehir tarafından belirlenen bir
yaşama uyum sağlamak zorundadırlar. Peru’da ki kaynağından, Brezilyadaki
deltasından amazon nehrini güney Amerika’yı boylu boyunca dolaşıyor. Nehir havzası
amazona doğru çıkan bin yan kola sahip, nehir kıyısında yaşayan köyler nehir
yaşamına uyum sağlamışlar. Su seviyesi nehrin mevsimlik selleri döneminde su
seviyesinin yükselmesi, nehrin kapladığı alan üç kat daha artırıyor. Su
seviyesi yirmi metre kadar yükseliyor. Nehrin kıyılarında köyler kurulmuştur. Perular bu köylülere riberenyumlar(
nehir halkı) diyorlar. Bunlar doğal
çevreyle yakın ilişkiler kurmuşlardır. Amazonun gücü su iniş ve
yükselmelerindeki dengesizlikleridir. Riberenyumlar
nehrin aşırı sellerine uyacak bir yaşam şartını benimsemişlerdir. Evleri bu
amca yönelik tasarlamışlardır. Sel sularının evlerin altında geçecek şekilde
direklerin üzerinde kurulmuştur. Ama bu onları güvende tutmaya yetmiyor. Çünkü amazon sadece sel baskınıyla yetinmiyor. Aynı zamanda gözle görülebilecek birden
rotasını değiştirebilir. Bu yüzden bir
köy kendini yeni bir kanalın dibinde bulabilir. Amazon yumuşak toprakta kolayca
rota değiştirebilir. Amazon toprakları
çok verimlidir. Bu toprakta küçük çapta
da olsa tarım yapılmaktadır. Nehir çok çeşitli balık türlerini barındırıyor.
Yerli halk balık avlamak için çık çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Buaka bitkisinin yapraklarını ezdikten sonra suya
bırakıyorlar. Buakanın zehri sudaki oksijeni
tüketmesi sonucunda boğulma tehlikesi yaşayan balıklar su yüzeyine çıkarlar ve
yerliler balıkları mızraklarıyla avlarlar. Nehrin yerli halkı hayatta kalmak
için nehri çok iyi anlamışlardır. Ormanın iki büyük yan kolunun birleştiği
noktada kurulan orman metropolitinde yaklaşık dört yüz bin insan yaşıyor. Bu suyolu şehri, dünya ile bağlantının
kurulduğu bir yerdir. Ticaret bu yolla
sağlanılıyor. Bazı köylere hiç ulaşım yapılamıyor buradaki insanların yaşamları
nehrin insafına kalmıştır. Buradaki insanlar yoksulluk içindedir. Buradaki
evler çoğu suyun üzerinde yüzecek şekilde tasarlanmıştır. Elektrik ve su
tesisatı olmayan evlerde yaşıyorlar. Kanalizasyon sistemleri olmadığından
dolayı sular çok çabuk kirlenmekte sıtma hastalığı görülür. Nem oranın
fazlalığından dolayı solunum yolu hastalıkları yaygın olarak görülüyor. Bu
köylülerin içme suyu boruları yoktur. Su ihtiyaçlarını arıtılmamış nehirden ve
yağmur suyundan karşıladıkları için bebek ölümleri şaşırtıcı bir şekilde
artıyor. Mide ve bağırsak enfeksiyonları sık
görülüyor. Amazon selleri doğanın oldukça göze çarpan bir şekilde uyum
sağladığı kendine has bir çevre yaratıyor. Sel suları altında kalan ormanlar
buna iyi bir örnektir. Sular altında kalan küçük ağaçlar toprağa tutunmak için
köklerini suyun üzerinden toprağa tutunmaya çalışıyorlar. Amazon nehri havzası
o kadar geniş ki halen keşfedilmemiş yan kollar ve kayda geçmemiş binlerce
bitki ve hayvan türü vardır. Bu amaçla su yüzeyinde kurulmuş bir laboratuar
vardır. Ağaçlarla balıklar arasında simbiyotik bir
yaşam tarzı gelişmiştir. Yağmur mevsiminde çok çeşitli meyve veren ağaçlar
balıklar için bol bir besin kaynağı oluşturur. Balıklar meyveleri yedikten
sonra tohumlarını dışkılarıyla yayarlar. Bu durum simbiyotik
bir yaşamı oluşturur. Riberenyumlar içim balık önemli
bir besin kaynağıdır. Amazon nehri üzerinde baraj yapılamıyor. Amazonun gücü
kontrol edilemiyor. Yan kolları üzerinde inşa edilen barajlardan elektrik
üretiliyor. Amazonun zorlaştırıcı yaşam koşullarından dolayı çoğu köye elektrik
verilemiyor. 2005’te amazonda yaşanan kuraklık çok ciddi zararlara neden olmuştur.
Balıkların ölmesi yerli halk için tam anlamıyla bir felaket olmuştur. Orman
yangınları su döngüsünü yok ediyor. Amazondaki ağaçlar tüm dünyanın oksijeninin
yüzde yirmisinden fazlasını üretiyor. Soya fasulyesi yetiştiriciliği çok karlı
bir iş olduğu için orman alanları tahrip edilip soya fasulyesi tarlalarına
dönüştürülüyor. Birini yok eden şüphesiz diğerini de yok edecektir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Amazon
nehri kaynağını nereden alıyor?
S2.Amazon
nehrinin ilk köyü hangisidir?
S3.Nehir
kıyılarında yaşayan köylüler yerlerini neden yılda birkaç sefer değiştirir?
S4.Amazon
topraklarını verimli kılan nedir?
S5.Riberenyumlar’da gerçekleşen göçlerin sebebi nedir?
S6. Riberenyumların avlamaya cesaret edemedikleri balık
hangisidir?
S7.Yaşam
araştırma projesi amazondaki çalışmaları en çok hangi sahanın üzerinde
yoğunlaşıyor?
S8. Çok
sayıda insanın ve hayvanın ölümüne neden olan amazonun yan kollarında inşa
edilen baraj hangisidir?
Güney amerikanın
amazon bölgesinde dünyanın en zengin primat nüfusu barınıyor. Ünlü bir primatolog olan araştırmacı bu bölgede yeni bir primat türü
bulmak için araştırmalar yapıyor. Brezilya yağmur ormanlarında araştırma yapan
mark, yeni bir tür bulmak bu bölgede yaşayan insanlardan yardım alıyor.
Köylülerin birçok hayvanla bağlantıları olduğu için onların yardımı yeni bir
tür bulmak için gereklidir. Maymunlar
evcil hayvan olarak yetiştirilebiliyor. Mark köylülerin tutsak ettikleri
maymunları kurtarmak için gıda karşılığında maymunları köylülerden alıyor.
Çünkü yerel halk geçimini avlanarak yapıyor. Bu bölgede yaşayan hayvanlardan
biride güney Amerika tapiri, bilimsel kitaplara göre güney Amerika ve Asya
ormanlarında dört tane tapir türü yaşıyor. Bunlar atlar ve gergedanla akraba
olan ailenin son üyeleridir. Bu hayvanlar yaklaşık iki yüz elli kilo
ağırlığında güney Amerika brezilya tapiri karada yaşayan en ağır memelidir.
Bütün tapirlerin kısa bir hortumu vardır. Ancak güney Amerika tapiri,
kulaklarının kenarındaki beyazlık ve açık renk ayaklarıyla ayrılır. Bu
hayvanlara benzeyen fakat bunların yarısı büyüklükte olan ve her tarafı
simsiyahtır. Eğer bu yeni bir türse çok ses getirebilir. Yerlilerin bahsettiği
bir tür daha ise pekaridir. Pekari domuza
benzemesine rağmen hipopotamla daha yakın akrabadır. Bilim amazonda her iki tür
pekari olduğunu söyler. Bu hayvan gürültücü sürüler
halinde dolaşır. Fakat yerliler dört tür pekari
olduğunu söylüyorlar. Mark köylülerin avladıkları hayvanların yeni bir tür
olacaklarını düşünerek o hayvanları aramaya koyuluyor. Amazon manetesi boyu üç metreye yaklaşan şişman bir hayvandır.
Kürek şeklinde bir kuyruğu vardır. Bıyıklı burnu esnektir. Vücudu tamamı gridir
ve altında gelişli güzel beyaz lekeler vardır. Üreme hızı düşük olması ve
avlanma gibi faktörlerden kaynaklı nesli tükenmekte olan hayvanlar arasındadır.
Yerliler cüce maneteden bahsetmeleri bir efsanemi
yoksa yeni bir tür mü şimdilik bilinmez. Yerliler avladıkları manetelerinin kafataslarını marka veriyorlar. Mark dev ile
cüce manete arasında çok ince farkların olduğunu fark
ediyor. Kukulu sürün olarak bilinen hovatsin
dinozorlarla aynı dönemde yaşamışlar. hovatsin mis
bir koku salgılar. Bu kuş biyolojik bir mucizedir. Sert bitkileri sindiren
karmaşık bir midesi vardır. Mark ormandaki yolculuğuna devam ederken birçok
bilinen hayvan türüyle karşılıyor. Amazon manetesi su
yüzeyindeki bitkilerle besleniyor. Mark nehir tacirlerinden sürekli bilgi
alıyor. Çünkü nehir tacirleri nehri sürekli dolaştıklarında ne olup bittiğinde
genelde haberleri oluyor. Pembe nehir yunusu yani boto
omurgası esnek olduğundan boynunu döndürebilir. Yunuslar gelişmiş sonarları
sayesinde bulanık sularda rahat hareket edebilirler. Dev su samurları gelincik
ailesinin en büyük üyeleridir. Balık yemeyi çok severler ve boyları neredeyse
iki metreyi buluyor. Dev su samurları kürkleri için avlandıklarında sayılarında
ciddi azalmalar görülmektedir. Tapirin çok az düşmanı var büyük kedilerin
türleri avlanma yüzünden neredeyse tükenmek üzere ancak birkaç puma halen
gölgelerde sinsice dolaşıyor sudan pek korkmuyor. Amazon manetesi
günde on beş kilo yer ve günün sekiz saatini beslenerek geçirir. Yağmurlara
bağlı olarak göç eder. Kuraklık döneminde yaklaşık iki yüz gün aç dayanabilir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.Hovatsilerin
evrim açısından önemi nedir?
S2.Cüce manetenin
besin zincirinde hangi otlar vardır?
S3.Sakız ağaçlarının bol olduğu alanlarda
en çok bulunan primat hangisidir?
S4 Bölgedeki en iri hayvan hangisidir?
S5. Amazonda kaç tür pekari
vardır?
S6.Evrim sürecinde kabul edilen ilk kuş
türü hangisidir?
S7. Evrim sürecinin tümüyle görüldüğü
canlı hangisidir?
S.8 Pekarilerin
yaşam alanları nerelerdir?
Afrika düzlüklerinde sıradan bir gün bir
bizon sürüsü ile genç Aslanlar karşılaşıyor. Aslanlar bir bizonu yakalıyor bu
ziyafete timsahlarda katılıyor ama beklenmedik bir gelişme oluyor ve bizon
sürüleri yaralı bizonu kurtarıyorlar. Güney Afrika da yirmi bin metre karelik
alan olan bu parkta, çok sayıda memeli hayvan barınıyor. Park aynı zaman da yüz
kır iki farklı memeliyi de barındırıyor. Bunlar arasında zürafalar antiloplar
ve zebralar bulunuyor. Kuraklık döneminde hayvanların su ihtiyacını gidermek
için yapay göletler parkta mevcuttur.
Bizon sürülerini gören aslanlar bir yavru bizona saldırıyor bizon
yakalıyorlar timsahta aslanların avlarına ortak olmak isteseler de başarılı
olamıyorlar bu sahneyi kameraya çeken gözlemci görüntüyü çekmeye devam ediyor.
Birde ne görsün bizon sürüsü yavru bizonu kurtarmaya geliyor ve yaralı bizonu
aslanlardan kurtarıyorlar. Bunu filme çeken gözlemci bu parkta çok az rastlanan
bir saldırı sahnesini kameraya çekmeyi başarmıştı bu film çoğu izleyici tarafından
internette izlendi ve bu film hakkında çeşitli yorumlar yapıldı. Bizonlar
vejetaryen hayvanlardır sadece bir saldırı esnasında korkunçlaşırlar. Aslanlar
saldırdıklarında sürü toplanır. Aslanlar saldırdıkları bizonu sürüden koparmaya
çalışırlar. Bizon sürülerinin güvenliğini yaşlı ve genç bizon erkekleri
sağlarlar. Bizon sürüleri kozmopolit bir yapıdadır. Afrika bizonlarının görme
ve işitme duyuları zayıftır ama koku alma duyuları keskindir. Aslan sürü
içerisinde zayıf olan üyelere saldırırlar. Avı etkisiz hale getirmek için hızlı
hareket ederler. Burun ve soluk borusuna saldırırlar ve nefes almasını
önlerler. Aslanlar avlanma öncesinde, her aslanın bir görevi vardır saldırı
planlı bir şekilde gerçekleşir. Aslanların hızı ve avlanma yeteneği çok gelişmiştir.
Kısa sürede hızlarını çok artırırlar. Bizonlar genelde sürü tarafından
korunurlar kısa mesafede hızlarını aslanlar kadar artıramazlar. Aslanların bu
filmde yavru bir bizonu nasıl avladıklarını gösteriyor: yavru bizonu yakalayan
aslan bir kaza sonucu yavru bizonla suyun içine düşüyor ve devreye ikinci bir
aslanda yavruya saldırıyor. Aslanlar genelde avının yüz bölgesine
saldırıyorlar. Bu avlanma sürecinde timsahta ortak olmak istiyor bu timsahlar
yaklaşık iki yüz kilo ağırlığındadır? Timsahlar avlarına sessiz bir şekilde
yaklaşıyor. Hayvanlar susadıklarında su kenarlarına su içmek için geliyorlar bu
durumdan faydalanmak isteyen timsahlar avlarına saldırıp suyun içine çekmeye
çalışıyor. Bizon sürüsü ile aslanlar arasında yaşanan mücadele sonucunda bizon
sürüleri yavru bizonu kurtardılar. Aslanlar bizona yenilmişlerdir. Yavru bizonu
bu durumunu hisseden bizon sürüleri genç aslanlar gurubuna saldırdılar.
Aslanlar avlarından vazgeçmek istemeseler bile. Gen bir bizon aslanlara
boynuzlarıyla saldırarak aslanları dağıtmayı başardı. Bizonların kas yapıları
çok gelişkin oldukları için yavru bizon bu olaydan sağ salim kurtulmayı
başardı.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Bizon
sürülerinin genel özellikleri nelerdir?
S2. Aslanlar
nasıl avlanır?
S3. Aslanın
burun renginin değişimi hangi özelliğinin göstergesidir?
S4.
Aslanlar neden yüz bölgesine saldırıyorlar?
S5. Av olma
sırasında bizonun çıkardığı ses bizon sürüleri için ne anlam ifade ediyor?
S6. Bizon
sürüleri hangi temel ilkeye göre yaşar?
S7.
Timsahların genel özellikleri nelerdir?
S8. Genç
aslanlar ile yetişkin aslanların savunma yöntemlerinde ne gibi farlılıklar
vardır?
Ateş Karıncalarının
Hayat Döngüleri ve ABD’ye Zararları
Ormanda gezintiye çıkan orta yaşlarındaki bir kadının attan
düşüşü karıncaların içgüdüsünü harekete geçiriyor. En iyi savunma bu karıncalar için saldırıdır.
Bu karıncalar fenomen adında kimyasal bir madde
salgılıyor. Ateş karıncaları zarara neden oluyorlar. Eyaletin sağlığını tehdit
ediyorlar. Güney Amerika’yı yetmiş yıl önce işgal eden kırmızı ateş karıncaları
şimdi başka bir bölgeyi tehdit ediyorlar. Kırk milyonluk kırmızı ateş
karıncaları bir dönümlük araziye sığabilirler. Teksasta
yılda bir milyar dolarlık zarara neden oluyorlar. Ateş karıncaları sadece
içgüdüleriyle hareket ederler. Yeraltında bir kolonide gizleniyorlar. Kraliçe
için bazı yumurtalar işçi bazı yumurtalar da yiyecek oluyor. Yuvaları bir metre
derinliğinde altmış santimetre genişliğindedir. Kolonilerdeki karıncaların
binlercesi dişidir. Kraliçenin alanını
genişletmek için böcek ve kuşları öldürüyorlar. Bu karıncalar çiftçiler için
büyük bir sorundur. Çok dayanaklı olan bu karıncalar mikro dalga ışınlarına bile
dayanıklıdır. Marry attan düşüyor ve kalça kemiğini
kırılıyor. Ani bir saldırıya uğruyor. Marry ateş karıncalarının yuvasının üzerine düşüyor.
Karıncalar kendileri için bir tehdit oluştuğunda gizlenmezler. Çünkü onlar için en iyi savunma saldırıdır. Bu karıncaların neden olduğu yaraların
iyileşmesi uzun bir zaman alır. Bi kasabasında yaşayan insanlar karıncaların verdiği
zararlardan dolayı, tedirgindirler.
Çünkü ateş karıncaları onların ürünlerine zarar veriyorlar. Bu
kasabadaki insanların yardımına koşan bir bilim adamı, bu karıncalara karşı forinks sineğini gizli silah olarak bulmuştur. Forit sineği ısırmıyor. Ateş karıncaları bir yılda yarım
milyon yumurtlar. Düzgün ve sert
iskeletleri vardır. Düşmanlardan bu şekilde korunurlar. Güçlü zehirleri vardır.
Karıncalar forinks sinekleriyle buluşturulmak için
laboratuar ortamına götürülüyor. Forinks sinekleri
karıncaların kabuklarını delerek yumurtalarını karıncanın içine bırakıyor.
Yumurtaların gelişmesi için besine ihtiyaçları vardır. Karıncanın içindeki
parazit gövdesindeki besini tüketecektir. Gelişen farinks
sineğinin yumurtası boyutunu otuz kata çıkaracaktır. Larvalar birkaç hafta
sonra karıncanın boynuna doğru hareket edecektir. Daha güvenli bir yer
için, daha sonra kurtçuk dokuyu yırtarak
karıncanın kafasını öldürecektir. Bu olduğunda da kafa düşecektir. Sineğin farinks sinekleri, karıncaların şartlarına uyum
göstermeleri gerekir. Kırmızı ateş karıncaları, sel durumunda birbirlerine
kenetlenerek sal oluştururlar. Karıncalar bir şeker kristalinden bile daha
hafiftir. Yolculuk çok uzun sürerse
kuluçkalarının bir kısmını yerler. Biyolojik terör kampanyasında çiftçiler
başarılı olursa karıncaların ilerlemesi durdurulabilir. Türün hayatta kalmasını garantilemek için
erkek kırmızı ateş karıncası kraliçe ile çiftleşir. Çalışanlar zamanı gelince
kraliçe ve erkek karıncaları yuvadan atarlar.
Farinks sinekleri kuraklığa uyum göstermesi
halinde, kırmızı ateş karıncalarının ilerlemesini durdurabilir. Dişi forinks sinekleri karıncaların omurgalarını sokması ve
yumurtaları karıncaların içine bırakması zamanla gelişen larvanın besin için
karıncayı kullanması karıncayı zamanla öldürür. Farinks
sineği çiftleşmek için karıncayı sokup larvasını bırakır buda karıncayı felç
eder.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.Kırmızı
ateş karıncaları nasıl bir ısırma çeşidi vardır?
S2. Kırmızı
ateş karıncaları hangi şoka neden olur?
S3.
Ortalama bir yılda kaç Amerikalı kırmızı ateş karıncalar tarafından ısırılıyor?
S4.Forinks sineğinin yaşam ömrü ne kadardır?
S5. Farinks sineğinin oluşumu ne kadar zaman alır?
S6.Farinks sineklerinin uyum gösteremedikleri doğal koşullar
nelerdir?
S7. Erkek
Kırmızı ateş karıncalarının yapısal özellikleri nelerdir?
S8.Kraliçe
kırmızı ateş günde kaç yumurta üretir?
Arıların Sesizliği (ABD'de
Arı kovanları toplu yok oluyor)
Bal arıları çevre dengenin köşe taşlarından biri, besin
zincirimiz açısından vazgeçilmemiz. Ama tüm dünyada bal arıları yok oluyor. Ama
tüm dünyada bal arıları yok oluyor. ABD’deki bal arıların üçte birisi kayboldu.
Bilim insanı bu acil gizemi çözmek için çaba harcıyor. Bilim adamları bu salgını çözemezse bal
arıları yeryüzünde tamamen silinecektir. Arı kovanları gizemli bir biçimde
boşalıyor. Bu olağan üstü duruma koloni çöküm hastalığı adı veriliyor. ABD’nin
otuz beş eyaletinde arı kovanları gizemli bir şekilde boşalıyor. Bu ülkede
üretilen gıdaların üçte biri bal arılarından elde ediliyor. Bal arıları bizim için önemli olan yüz
gıdanın polenleşmesini sağlıyor. Bu ülkenin pazarına katkıları on beş milyar
doları buluyor. Bitkilerin döllenmesi tek bir türe
bağlı onların da başları beladadır. Arıların kaybolması tüm dünyada ortak bir
soruşturma yürütülmesine neden oldu.
Arıcılar ve bilim adamları arıların neden kaybolduğunu bulmaya
çalışıyor. Olası şüpheliler arasında zehirli tarım ilaçları, parazitler
olabilir. Arılar yüz milyon yıldır bu görevin başında, çiçekli bitkiler eş
zamanlı evrim geçirdikleri için mükemmel bir ortaklık geliştirmişlerdir. Arılar
çiçeklerdeki yüksek proteinli polenleri toplar ve bitkilerde onlara nektar adı
verdikleri şekerli öz suyunu sunarak ödüllendirirler. Bazı arılar nektar
toplamak için anatomik değişikliğe uğramıştır. Bal arılarının tasarımı hem form
hem de fonksiyonellik açıdan tam bir mühendislik harikasıdır. Bal arıları
yaşamları pahasına zehirli iğnelerini bir sefer kullanırlar. Dört kanadı
birbirine küçük kancalarla bağlıdır ve saniyede iki yüzden fazla kanatlarını
çırparlar.2006 da Amerika da bir çiftlik sahibinin arıları çoğunluğu kısa bir
süre içinde kayboldu. Diğer ülkelerde de bu olaylara rastlanıldı. Bu sorun
kamuoyunun dikkatini çekmek için yeterliydi arı kovanları kısa bir süre içinde
boşalıyordu. Bu duruma neyin sebep olduğu bilinemiyordu. Sağlıklı bir arı
kovanı mükemmel bir organizma gibi çalışır. Tüm bu hareketliğin merkezinde
kraliçe arı vardır. Bir yumurta makinesi olan kraliçe tüm hayatı boyunca iki
milyon yumurta üretir. İşçi arılarının tamamı dişidir. Koloninin gücünü dişi oluşturur.
Otuz binlik tipik bir arı kovanında kraliçe arı iki bin yumurta üretir. Kovanda
sadece yüz tane erkek vardır. Bunlara damızlıkta denilir. Şişko bedenleri ve
iri gözleri olan erkek arılarının yapısı nektar ya da polen toplamaya uygun
değildir. Beslenmeleri işçi arılara bağlıdır. Yazın işçi arılar sadece otuz gün
yaşar. Arı hastalıklarıyla uğraşan bir
bilim adamı hastalığa neden olan patojenin araştırılmasıyla aslında arıların
bir hastalığa değil de birçok hastalığa birden yakalandığı görüldü. Arıların
tek bir nedenden dolayı ölmediği ortaya çıktı. Bu hastalığa yakalanan birçok
arıda, birçok bakteri ve virüse rastlandı. Tarım ilaçları koloni çöküm
hastalığının olası bir nedeninin tarım ilaçlarının olabileceği söylendi. Tarım
ilaçları arıların bağışıklık sistemini zayıflatıp hastalığa yakalanmasını
kolaylaştırıyordu. Diğer bir yandan araştırmacılar arıların tek bir ürünle
beslenmesinin arıların bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olup koloni
çöküm hastalığına yakalanmayı kolaylaştırdığını söylüyorlardı. Çinin pekin
ilçesinde bir zamanlar kullanılan tarımsal ilaçlar buradaki bal arılarının ve
diğer polenleşmeyi sağlayan hayvanların yok olmasına neden olmuştur. Buda
polenli bitkilerin azalmasına neden olmuştur. Bu yüzden çiftçiler her yıl
nisanda bal arısı rolünü oynamak zorundadırlar. İnsanlar bitkileri elle döllüyorlar. Yapılan incelemeler koloni çöküm hastalığına
neden olan bir virüsün varlığını keşfettiler.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.Bal
arılarının döllenmeleri nerede gerçekleştirilir?
S2. Bala en
zarar veren hayvan hangisidir?
S3. Arıları
her iki gözü kaç mercekten oluşur?
S4.Arıların
kaybolması ile ilgili medyada yer alan spekülasyonlar
nelerdir?
S5. Uç ek
gözlerin işlevi nedir?
S6.Bal
arılarında haberleşme nasıl gerçekleşir?
S7. Koloni
çöküm hastalığına neden virüs hangisidir?
S8. Koloni
çöküm hastalığına neden olan virüs hangi ülkeden dünyaya yayılmıştır?
Arslanlarla Yürümek ve Hayat
Döngüleri
Kurak Afrika topraklarında bufalo sürüsü suyun çağrısına kulak vererek suyun bulunduğu
alanlara doğru hareket ediyorlar. Bufalo sürüsü için
suyun bulunduğu yerler aynı zamanda bir tuzak, araştırmacılar bufaloları avlamak için suyun bulunduğu yerlerde gizlenen
hayvanların gizli kalmış yönlerini bulmaya çalışıyor. Su kaynakları aslanlar
için mükemmel bir avlanma yeridir. Zambabwe vadisi
geniş ve derin bir vadi bu kaynağın etrafındaki yırtıcı hayvanlar için bir
cennet fakat film yapımcıları için bir kâbus olabilir. Kalın fundalıklar ve
sayısız vadiler yüzünden arabayla ulaşılamıyor. Yaya olarak yürümek ve aslanlar
hakkında film çekmek şimdiye kadar yapılmamış bir şey ve zorlu bir süreçtir.
Aslanların izlerini süren film yapımcıları taze aslan izlerini sürerek onları
bulmaya çalışırlar. Aslanlar film çekmek için gelenlere alışkındır. Genelde
onları umursamazlar. Aslanlar bazen gerginleşebilirler, yavruları yanında
olduklarında film ekibine saldırı davranışlarında bulunurlar bu gibi durumlarda
hareketsiz olmak en akıllıca korunma yöntemidir. Sürüdeki dişi aslanların aynı
zamanda yavrulama eğilimi vardır. Dişi aslanlar hem yavrularının bakımlarını
üstleniyorlar hem de birbirlerinin yavrularını emziriyorlar. Dişi aslanlar sütlerinin
kesilmemeleri için avlanmak zorundadırlar. Dişi aslanlar avlanmaya çıkmadan
önce yavrularını mükemmel bir sığınağa taşıyorlar. Kuraklık duruğa çıkınca
birkaç bufalo sürüsü kaynağa doğru gelerek su içmeye
çalışıyorlar. Bufalolara susuzluk seçim şansı
vermiyor aslanlar kaynağın başında pusuda bekliyorlar. Aslanlar her gün
avlanmazlar avlandıkları zaman bol bol et yerler.
Aslanlar bir oturuşta on sekiz kilo et yerler. Aslanlar günün yorgunluğunu
üzerinde atmak için günün yirmi saatini uykuyla geçirirler. Bu uyku onların
kendi enerjilerini toplamasını sağlar. Bamumlar bir
aslan ya da leopar kampa yaklaştığında alarm çalmaya başlarlar. Geceleyin
normal bir ışık kullanıldığında aslanlar kaçar. Bunun için kızıl ötesi ışınlar
kullanılır. Aslanlar filler su kaynaklarına geceleyin gelmeyi tercih ederler.
Dişi filler yavrularını korumak için onlara yakın yürüyor. Büyük kediler küçük
fil yavrularının baş düşmanları ve bu iki tür arasında uzun zamandır süre gelen
bir düşmanlık var. Filler aslanların yavrularına yakınlaşmalarını hissettikçe
çılgına dönüyorlar. Sonunda aslanlar geri çekiliyorlar. Yağmur başladığında
film ekibi bir süre çekimlerine ara vermek zorunda kalıyorlar. Çünkü kuraklık
sona eriyor hayvan sürüleri su kaynaklarına gelmek zorunda kalmıyor. Sonuçta da
aslanları takip etmek zorlaşıyor. Kurak mevsimden sonra yağmurlar başlayınca
burası tamamen değişiyor. Yağış mevsiminde sürüler kaynaktan uzaklaşıyorlar
kurak dönemlerde tekrar su kaynaklarına dönüyorlar tabiî
ki aslanlarda, film çekimcileri aslanların gelişim dönemlerini
görüntüleyebilmek için uzun bir süre beklemek zorunda kaldılar kuraklık
döneminin başlanması ve sürülerin su kaynaklarına doğru yönelmesi aslanları da
beraberlerinde getirmeleri tekrar aslanların gözlemlenmesine olanak verir. Film
çekimcilerinin aslanları tekrardan görmesi ve onların yaşıyor olmasını görmek
mutluluk vericiydi. Erkek aslanlar kendi bölgelerinde efendi olmak için
kıyasıya savaşıyorlar. Savaşı kaybeden aslan bölgesini yeni efendi aslana
bırakarak yaban hayatına döner. Dişi aslanlar bölgenin efendisi olan aslanı
kabul ederler. Filler aşırı sıcaklıkta su bulmak kaynaklara doğru yönelirler.
Filler korumuş dere yataklarında toprağı kazarak suya ulaşırlar. Filler
yavrularını çok aşırı koruyorlar. Filler su seviyelerine kadar toprağı
kazıyorlar ve serinlemek, parazitlerden korunmak için çamur banyosu yapıyorlar.
Bamumlar fillerin çıkardıkları sulardan faydalanmayı
seviyorlar. Kurak mevsimde birer birer tükenen su
kaynakları aslanlar için avlanmayı kolaylaştırıyor. Aslanların kur yapmaları üç
gün, üç gece sürüyor ve her yirmi dakikada bir çiftleşeceklerdir. Film
yapımcıları dört zor yıldan sonra aslanların nesilden nesile
çoğalmalarını kameraya çekmeyi başardılar.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1. Aslanlar
bir bufaloyu kaç dakikada öldürebilir?
S2.Aslanlar
kendi bölgelerinin sınırlarını nasıl belirler?
S3.Hangi
mevsim aslanların avlanmasını kolaylaştırır?
S4.Aslanlar
dinlenmek için hangi alanları kullanırlar?
S5.Aslanlar
ne zaman su kaynaklarını terk ederler?
S6.
Bufaların aslanlara av olmasını kolaylaştıran doğa özellikleri nelerdir?
S7.Aslanlar
avlanmaları hangi dönemlerde zorlaşıyor?
S8.Aslanların
en kolay gözlemlendiği alanlar nerelerdir?
Genetik ve Eğitim
Tercihlere Dayalı Bilimsel Dahi Oluşturmak Kısmen Olası(40-45 dakika)
Bir dahi yaratabilir miyiz dâhilik
doğuştan mı edinilir yoksa sonradan edinilebilir mi? Aslında bir dahi
yaratabilir miyiz castin yedi yaşındaki çocuklarla
aynı yeteneğe sahip bir şeyi hariç castin muhtemelen
varlığıyla bu gezegeni onurlandırmış en parlak zekâdır. Bu çocuk çok erken
yaşta satranç öğrenmiş ve müzik aletleri çalmıştır. Okula gitmek için çok küçük
olduğu için öğretim programlarını evde edinmiştir. Castin
altı yaşında üniversiteye kabul edildi ve büyük bir üne sahip olmuştu. Yedi
yaşında yunanca ve Latince dâhil olmak üzere on iki dili öğrenmişti. Castinin zekâ düzeyi iki yüz doksan sekiz çıkmıştır. Castinde buna rağmen ağır zihinsel öğrenme güçlülüğü var. Castinle normal bir söyleyiş yapmak çok zordur. Birileri
ona bir soru sorduğunda onu cevaplamakta zorlanıyor. Kelimeleri çıkartmak için
ağzını şekillendiremiyor. Karşılıklı konuşmaktan zorlanan castin,
ona bir mail gönderdiğinizde size bilgece bir cevap veriyor. castin şimdiye kadar iki kitap yazmış ve kendi web sitesini
tasarlamıştır. Kendi ülkesi adına santraç
turnuvalarını katılıyor. Zekânın genetiğini araştıran genetikçi, zekâyı
etkileyen birçok gen var yapılan araştırmalar zekâ ile kalıtım arasında güçlü
bir bağ var. Sadece bunun bir genle ilgili olduğuna dair bir kanıt yoktur. Eğer
zekâ kalıtsal ise dahi yaratmak için doğru anne ve babayı seçmek gerekir. Doğru
spermlerin ve doğru yumurtaların seçimi tamamen bir fark yaratır. Rem ailesinin üç küçük çocuğu var. Devit kısırdır. Bu
ailenin çocukları dahi spermlerle dünyaya geldiler. Sperm bankaları dahi
insanları üretmek için sadece zeki olan insanlardan sperm alıyorlar. Bu aile
zeki çocuklara sahip olabilmek için sperm bankalarında sperm istediler. Bu dönürler hakkında çocuklar yeterince bilgilendiriliyordu.
Bu durumdan rahatsız olmuyorlardı. Dönürlerin yetenekleri çocuklarda açığa çıkmıştı çocuklar
okullarında başarılıydılar ve müzikal alanda çok yetenekliydiler. Son çocukları
otistik çıkmıştı ve konuşamıyordu bu gelişme ren ailesinin sperm bankalarında
aldıkları spermlerden pişman olmasını sağlamadı. Doktor gren öldü ve sperm
bankası kapatıldı. Ama günümüzde zeki insanların dönürlerini
satan sperm bankaları bulunmaktadır. Cenin iken hücre ölümleri çok sayıda
gerçekleşiyor. Örneğin elimiz bir hücre topluluğu iken verilen bir komutla
hücreler kendini yok ediyor. Hücrelerin ölümüyle her parmak yeni bir şekil
alıyor. Gelişen bir bebek çok sayıda beyin hücresi üretiyor. Doğum sırasında
ceninin ürettiği beyin hücrelerinin yüzde sekseni ölüyor. Yapılan araştırmalar
sporun beynin daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Zihin egzersizi yapmanın beynin
gelişimini olumlu etkiler. Bir bebeği dahi yapmanın mümkün olabileceğini
gösteriyor. Fareler üzerinde yapılan deneyler bunu gerçekçi kılmıştır.
Çocukların beyni bir sünger gibidir.
İstediğin bilgiyi yükleyebilirsin.
Birçok anne baba çocuklarını dahi yapmak için onları zorlamak gerektiğine
inanırlar. Bazı çocuklar çok erken yaşta müzik yetenekleri açığa çıkıyor. Anne
babalar çocuklarını zorlamaması gerekir. Matematikte fazla yetenekli olmayan
biri beynini geliştirerek dünyanın en iyi hesap uzmanı olmuş bunu yaparken
beynini bir hesap makinesini gibi kullanıyor. Fakat çoğu insan için bu kişi
dahi değildir. Dâhilik birçok üstün özelliğin bileşimi doğuştan gelen yetenek,
kararlılık, doğru zamanlama ve hepsi bir araya geldiğinde dâhilik büyük bir
sorumluluk haline geliyor.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Castin hangi alanlara ilgi duyuyor?
S2. Castin’in üzerinde çalıştığı projeler nelerdir?
S3. Dâhilik
çevre koşullarına mı bağlı yoksa kalıtsal mı?
S4. Zekâ
düzeyini yükseltmek için ne gibi çalışmalar yapılır
S5.
Çocuklara sayı öğretmenin en kolay yolu nedir?
S6.Gelişen
bir bebek dakikada kaç beyin hücresi yaratıyor?
S7. Çevre
koşulları beyin üzerindeki etkileri nelerdir?
S8.Genetiğin
müzikal yetenek üzerindeki etkisinin payı nedir?
İnsan beyni son
büyük öncüllerden biri, beyin evrende bulunan en karmaşık yapılardan biri, ilk
defa cinsel ilişki esnasında beyinde neler olduğunu biliyoruz bazı beyinlerin
kötücül olmasının sebebi nedir. Teknoloji sonuçta beynin sırlarını çözmeye
başladı. Beyin hayatımızın her yönünü kontrol ediyor. İnsanlar evrimleştikçe
beyin iki katına ulaştı. Ağırlığı sadece bir bucuk kilo, vücudumuzun aldığı
enerjinin yüzde yirmisini kullanıyor. Beynin kısımlarından olan beyin sapı
diğer memelilerle ortak olan bir özelliğimizdir. Beyin sapı kalp, solunum, kan
basıncı gibi hayati olayları yöneterek bizi hayatta tutuyor. Bir üstteki sistem
daha gelişmiştir ve limbik sistem olarak
adlandırılır. Limbik sistem duyguların işlenmesinde
önemli bir yapıdır. Amyglada bir tırnaktan büyük
olmamasına rağmen beynimizin duygusal tepkilerini yöneten merkezleridir. Bu
duygulardan en basiti ve en güçlü olanlarından korku hepimizin paylaştığı bir
duygudur. Askerler beyinlerinin verdikleri korku tepkisini değiştirmek için
özel eğitimden geçiyor. Amyglada beynin en çok
bağlantısı olan kısmı bölgesidir. Beyin sapına sinyaller göndererek bedensel
tepkilerin yol açmasına neden olur. Terlemeye başlarsınız ve kalp atışlarınız
yükselir. Bir süre donup kalabilirsiniz veya kaçabilirsiniz. Başlıklı boks
eğitimi olarak bilinen bu egzersiz bir savunma stratejisinin bir parçasıdır.
Amerika donanması amygladanın şartlanmasında
kullanılan yönteminden biridir, öğrenciler sağır ve kördür. Eğitmenlerimiz bir
senaryo oluşturuyor. Ardından başlık çıkartılıyor, öğrencinin tepki vermesi
bekleniliyor. Başlığın altındayken düşüncelerinizi toplamanız ve
karşılaşabileceğiniz senaryoları düşünmeniz için çok kısa bir zamanınız var
bazen en doğru tepki doğru ve ölümcüldür. Bazen de şiddet içermez eğitim
yapmanın en doğru yolu insanları korkutucu durumlarla karşı karşıya bırakarak
bunlara alışmalarını ve karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini sağlamaktır.
Devamlı olarak korkutucu durumlarla karşı karşıya kalan askerler aksi takdirde
yanlış hareket etmelerine ve öldürülmelerine yol açabilecek korkularını
bastırmayı öğreniyor. Peki, ama beyinleri bunu nasıl yapıyor bilim insanları
insan geliştikçe beynin korteks adı verilen başka bir kısmının korkuyla ilgili
olduğunu gördü, beynin bizi insan yapan kısmı Frontal
kortekstir. Eğer amyglada beynin birinci katı ise
kortekste ikinci katıdır. Dört adlı loba ayrılan ve beyni saran ince buruşuk
dış katmandır. Bir maymunun korteksini açıp düzleştirecek olursanız büyüklüğü
bir sayfa olacaktır. Bizim korteksimiz ise dört sayfa büyüklüğündedir. Buruşuk
olmasının sebebi ise kafatasımızın içine sığması gerektiği içindir. Frontal loblar gözlerimizin hemen üzerindeki bölümde
bulunur. Bunlar beynin en iyi odalarıdır. İnsan evrimleştikçe Frontal loblar bilinçli ve mantıklı alanlar haline geldi.
Problemleri burada çözüyoruz. Bilim adamları bilgilerin amygladaysa,
Frontal loptan nerdeyse iki kat bir hızla ulaştığını
tespit ettiğinde bu korku araştırmalarında büyük bir açılım gerçekleştirdi.
Farklı beyin sinyallerinin hızı olası bir tehlikeye nasıl bir tepki
vereceğimizi, içgüdüsel olarak bilmediğimiz takdirde, Frontal
loplar doğru tepkiyi belirleyene kadar donup kalabileceğimiz anlamına geliyor. Amyglada korku ile ilgili çok hızlı sinyaller alabilir.
Ancak bunlar bazen yanlış olabiliyor. Durum size kısa bir süre içerisinde bu
bir korku durumu değil diyebilir ve korkunuz geçer. Donanma eğitiminin kendini
gösterdiği nokta budur. Durumlara göre hızlı ve kesin tepkiler yaratarak
askerlere bu gecikmeyi azaltmayı öğretiyor. Donanmanın beyin eğitim
tekniklerinden biride, askerlerin boğulma gibi çok büyük bir korkuyla başa
çıkması için başka bir şeye ihtiyacı var.
Uzmanlar beynimizin suyun altında mahsur kalmaktan korkmak üzere
programlandığına inanıyor. Bunun sonucu olarak beynin havaya ulaşmak güdüsünü
kontrol etmek neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden adaylar su altı havuz
yeterliliği testi geçmek için çok çaba gösteriyor. Havuz testi buradaki
kariyerleri için çok önemli suyun altında bu korkuyla nasıl başa çıktıkları
test ediliyor. Suyun altında kendilerini kontrol taciz ve planlı taciz
uygulanıyor ve bununla nasıl başa çıktıklarına bakıyoruz. Öğrenciler suyun
altında yirmi dakika geçiriyorlar ve bu süre içerisinde eğitmenler defalarca
solunum cihazlarına saldırıyorlar. Sürenin yarısı boyunca havasız kalıyorlar.
Havaları kesiliyor hava hortumları zor durumlarda düğümleniyor. Bu sorunlara
bir dizi acil durum prosedürü halinde cevap vermeleri
gerekiyor. Ekipmanın nasıl kurtulacağıyla ilgili bilgiler testin öncesinde adım
adım adayların beynine kazınıyor. Bu bilgilerin harfi
harfi uygulanması gerekiyor ancak teoriyi pratiğe
dönüştürmek kolay değil, dibe inince eğitmenler yanınıza gelip size saldırmaya
başlıyor. Maskenizi çıkartıp sürekli size stres yaptırıyorlar ve stres artıkça
bununla nasıl başa çıktığınızı görmek istiyorlar. Öğrencinin havası azalınca
beynin amyglada sı panik düğmesine basarak onun yüzeye
çıkmasını sağlıyor. Eğer kontrolü elinde tutmak istiyorsa Frontal
lobun beyindeki bu mücadeleden galip çıkması gerekir. Fiziksel olarak
zorlayıcı, nefesinizi normal olarak tuttuğunuz süreden daha fazla tutmanız
gerekir. Bu testten çoğu öğrenci başarısız oluyor. Askerlerin havasız kaldığı
sürece ya düğümden kurtulmak için az sahip olduğu nefesi bilinçli kullanacak ya
da suyun yüzeyine çıkacaktır. Donanma başarısız olan askerlerin sebebini
bulmaya çalışıyor. Nefes alamamak kadar korkunç ne olabilir ki bu çok büyük bir
stres tepkisine neden oluyor. Olayları düşünmeye ve kontrol etmeye engel olan
stres hormonları büyük miktarda salgılanmaya başlıyor. Normal şartlarda beyin
küçük elektrik sinyalleri kullanarak iletişim kurar beyin sinir hücrelerinden
diğer hücrelere saatte üç yüz elli kilometreden daha hızlı elektrik akımları
gönderiyor. Bu beyninizin vücudunuza bir şey yapmanın yoludur. Ancak beyin
baskı altında olduğu durumlarda kimyasal hormonlar salgılar. Beynin korkuyu
hisseden bölümü amyglada vücudun kan akışına adrenalin
ve kortisol hormonu salgılayan bir zincirleme
reaksiyonunu tetikler. Stres hormonları vücudu hızlı bir şekilde tepki vermeye
zorlar. Solunum kalp atışı ve kan basıncını artırırlar. Vücut acıya daha
dayanıklı hale gelir. İkici teknik olan zihinsel tekrar ya görselleştirme, bir
aktivitenin sürekli olarak zihninizde gerçekleştirilmesidir. Böylece gerçekte
denediğinizde daha doğal olarak yaparsınız. Üçüncü bir teknik olan kendinizle
konuşma öğrencinin düşüncelerini odaklanmasını sağlıyor. Son teknik heyecan
kontrolü nefes alma üzerine bir tekniktir. Uzun nefesler vermek vücudun
rahatlama refleksini taklit eder ve beyne daha fazla oksijen gitmesini sağlar
ve daha iyi çalışır beyin. Bu teknikleri kullanmak donanmada başarıyı belli bir
oranda artırmıştır. Betin türümüzün hayatta kalmasını garanti altına almak için
bizi çok güçlü bir cinsel dürtü ile donatmıştır. Orgazm insanın yaşayabileceği
en güçlü deneyimlerinden biridir. Hollanda da bir bilim adamı seks
araştırmalarında ilk defa orgazm esnasında erkek ve kadınların beyinlerinde
neler olduğunu ortaya çıkartmaya çalışıyor. Nöro
görüntüleme teknikleriyle beyinde neler olup olmadığı kolaylıkla
öğrenilebiliyor. Bunu görüntülemek için gönüllü çiftlere ihtiyaç var. Erkek
veya kadın radyoaktif oksijen görüntüleyici enjekte edilmesini kabul eder.
Erkekler eşleri tarafından orgazm edilinceye kadar uyarılır. Bunlar olurken
başları pet tarayıcı olarak adlandırılan üç boyutlu görüntüleme bir makinenin
içine girecek şekilde yatarlar. Pet tarayıcı sadece kan akışını ölçer beynin
farklı bölümlerine giden kan miktarını ölçer. Beyinde kilometrelerce
uzunluğunda damarlar bulunuyor. Sinirler ateşlemekle meşgul olduğunda bol
miktarda enerji dolu ve oksijen dolu kana ihtiyaçları vardır.
Ateşlemediklerinde ise çok az kana ihtiyaçları oluyor. Bu şekilde orgazm
olaylarında beynini hangi kısımlarının çalıştığını görebiliyoruz. Bu incelemede
erkek ve kadın beyinleri arasında oldukça farklı sonuçlar ortaya çıktı. Erkek
beyni orgazm ve boşalma sonucunda beynin çeşitli bölümlerinin çalıştığını
görürsünüz. Erkek orgazm sırasında kan beyin sapının ön kısmına hücum ediyor.
Beyin sapı beynin en eski bölümünün olması yanı sıra Dopamin
salgılanmasını kontrol bölümüdür. Kadın beyni orgazm esnasında büyük bir bölümü
kapanır. Kadınlarda endişe, korku, dikkat ile ilgili bütün beyin bölümleri
orgazm esnasında kapalıdır. Kadınlar orgazm esnasında bilincini kaybedebilir
erkekler kaybetmez. Dopamin beynimizin birçok şey
yapmada motive etmede önemli bir rol oynuyor.
Bilim bize bir yamaç paraşütçüsünün daha atlamayı düşünmeye başlarken
beynini Dopamin salgılamaya başlıyor. Sekste olduğu
gibi Dopamin yine beklentiyi oluşturma rolünü oynuyor
ancak seksin aksine amyglada kapanmıyor korku
sinyalleri gönderiyor. Bilim insanların üzerinde düşündükler büyük sorulardan
biride belirli kişilik tipleri ne şekilde ahlaki kararlar verdikleridir.
Psikopatların beyinleri onlara kötü şeyler yaptırıyor. Araştırmalar her yüz
kişiden birinin psikopat olduğunu gösteriyor. Psikopatlar düşünmeden
konuşuyorlar ve yüzeyselseldirler. Psikopatların en belirgin özelliği vicdan
sahibi olmamalarıdır. Bilim adamları psikopatların beyinlerine bakıp kötü
düşüncelerin sebebini bulmaya çalışıyorlar. Psikopatlar benzer davranış
örüntüleri gösterirler. Fazlasıyla güdüsel göçebevari
bir hayatları var cinsellik konusunda seçici değiller mahkûmların beyin
taramasında şu sonuçlara varılıyor psikopatlar bir hata esnasında hatayı çok
önemsemedikleri ortaya çıkıyor. Ama bu onların zeki olmadığını göstermiyor bazı
psikopatların zekâları çok yüksektir. Çok çabuk sinirleniyorlar ve düşünmeden
hareket ediyorlar. Aynı zamanda çok sinsidirler. İkinci bir testte ise
mahkûmlardan çeşitli fotoğrafları ahlaki ihlal açıdan değerlendirmeleri
isteniyor. Bu değerlendirme sonucu psikopatların beyinlerinde amyglada ve Frontal lob arasında
düzgün bir iletişim olmadığıdır. Psikopatları amygldasının
normal insana göre yüzde on yedi küçük olmasıdır. Empati duygusundan
yoksundurlar. Ahlak sistemi gelişmemiştir. Üstün zekâlı insanların hafıza
kapasiteleri çok yüksektir. Bu insanların zekâları sadece bir alanda kendini
gösterir. Örneğin iyi resim çizen birinin sosyal yönden zayıf olması, hafıza
aralığı en düşük olan amnezi hastası hafıza aralığı yaklaşık otuz saniyedir.
Otobiyografik hafızası çok düşüktür. Farklı hafıza türleri beyinde farklı bir
biçimde depolanır. Daha önce bir
müzisyen olan bir insanın geçirdiği bir hastalık sonucunda amnezi hastası
olmuştur. Bu hastanın bazı bilgileri unutmadığı görülmüştür. Ses ve konuşma ile
ilgili hafıza bölümü düzgün çalışmaktadır. Beynin dış korteksinde yaklaşık on
milyar hücre bulunmaktadır. Bir
milimetre küplük kısmında, dış korteksindeki bağlantılar Samanyolu’ndaki
yıldızlardan daha fazladır. Bu bağlantılar sayısına beyin çok sayıdaki verileri
depolayabiliyor. Profesyonel oyunlarda spor performansı tamamen beyinle
ilgilidir. Artık atletler beynin sahadaki performansta ne kadar önemli olduğunu
öğrendiler. Nerdeyse bütün sporlar dinamiktir. Mili saniyeden mili saniyeye
karar vermeyi gerektirir. Bir aktiviteyi nasıl gerçekleştirdiğimizi Frontal lobdan öğreniriz antrenmanda en çok beynimizin arka
kısmında bulunan cerebellum kısmını kullanırız. Cerebellum beynin eski kısmıdır. Nerdeyse tamamen
hareketlerden sorumludur. Hareketlerin karmaşık dizisinden sorumludur. Cerabellum vücudumuzda bulunan yüz milyar sinir hücresine
sinyaller gönderiyor. Kaslara ne yapmalarını gerektiğini söylüyor. Frontal lob aktiviteleri düzenleyerek çoğu zaman
karışmayarak cerebellumun çalışmalarını
sınırlandırmaz. Cerebellum prosedürsel
hafızayı kontrol ediyor. Küçük beyin ne kadar çok anterman
yaparsa kasları daha iyi kontrol etmesini öğrenir. Beynin altıncı bir hisse
sahip olduğu hissi, beyin duyumuz, kendimiz ve dış dünya arasındaki kapılardır.
Altıncı duyumuz, beynimizin başka insanların zihninin içine bakmasını sağlayan
olayları önceden sezmemizi sağlayan veya ölülerden gelen mesajları ileten bir
duygudur. Yapılan araştırmalar sonucunda hepimizde enerji olduğunu bu enerjinin
tıpkı yıldızlardan gelen enerji gibi devam ettiğidir. Hızlandırılmış görüntü
tekniğinde ise görüntü analizcisinin dört kat daha iyi çalışmasını sağlar. Bu
teknoloji savaş pilotlarının saniyede daha iyi karar vermesini, güvenlik
görüntülerinin polis veya güvenlik görevleri tarafından daha iyi incelenmesinde
kullanılabilir. Son yıllarda beyin ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılıyor.
Bu çalışmalar sonucunda insanların hayatlarını zorlaştıran birçok engel aşılmış
olacaktır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1.Hareketleri
senkronize eden beynimizin hangi kısmıdır
S2.Frontal lobun görevleri nelerdir
S3.
Ortalama bir insan dakikada kendisiyle kaç kelime konuşur
S4 Oksijen
takipçisinin yarı ömrü kaç dakikadır
S5 Dopamin hangi duyguların üretimini sağlıyor
S6 Hipokampüsün görevi nedir
S7 Minemunizm nedir
S8 Beynin
ilk evrimleşen kısmı hangisidir
S9 Heyecan
modülasyonu nedir
S10 Fizikte uzaktan bağlanmanın ismi nedir
S11. Psikopat beyninin hangi özellikleriyle normal insan
beyninden ayrılır?
S12.Başarı psikopatların özellikleri nelerdir?
S13. Çevrenin psikopat beyni üzerinde nasıl bir etkiye
sahiptir?
S14.Beyin verileri nasıl depoluyor?
S15. Beynin en eski bölümü hangisidir?
S16. İçe doğmanın bilimsel izahı nedir?
Herhangi bir tarih
söylendiğinde o tarihin hangi güne denk geldiğinde söylüyor. Corc takvim hesaplamayı kimseden öğrenmemiştir. Bu insan
otizm hastasıdır. Corc çocukluğunda takvim
sayfalarını karıştırırken hangi tarihin hangi güne geldiğini bulmuş bunun doğal
bir yetenek olduğunu söylüyor. Bunun bir hesap yapmıyor. Dünyanın en iyi takvim
hesaplayıcısıdır. O savantlar olarak bilinen seçkin
bir gurubun üyesidir. Savantlar zihinsel özürlü olmalarına rağmen dehaca
yetenekleri vardır. Başka bir savant ise bir saatte
beş yüz sayfa okuyor şu an zihninde dokuz bin kitap ismi var zihninde, kör ve
zihinsel olan başka bir sav ant ise bir sefer duyduğu bir müziği aniden
çalabiliyor. Bir müzisyenin sahip olduğu bilgilere doğuştan sahiptir. Savantlar müzik, sanat gibi bilgileri öğrenmiyorlar
doğuştan bu bilgilere sahip olarak dünyaya geliyorlar. Corc
bu matematiksel işlemleri yaparken beynin hangi bölgelerinin çalıştığını
öğrenmek için corca bazı testler yaptırıyor. Beyin
taraması sonucunda corcun beyin bölgeleri arasında
çok güçlü iletişimlerin gerçekleştiği görülmüştür. Çeşitli nedenlerle sol yarım
kürenin az gelişmişliğini sağ yarım küre telafi eder. Savantlarda
sol yarım küre baskın değildir fakat sağ yarım küreleri baskındır buda onların
daha yaratıcı olmasını sağlıyor. Sol yarım küre hasarlı olduğunda sağ yarım
kürenin etkisini görüyoruz. Corcun diğer bir yeteneği
de bir ressam gibi ayrıntılara dikkat ederek geometrik çizimleri olduğu gibi
çizmesidir. Savantların bu yeteneklere sahip olması
güçlü beyinlere sahip olduğunu göstermiyor aksine zayıf beyinlere sahip
olduğunun bir göstergesidir. Beyin hasarlardan sonra savant
yetenekleri gelişmiş birçok insan vardır. Tomi beyin
hasarı sonucunda müthiş derecede savant yetenekleri
gelişmiş biridir. Sürekli yazı yazmak istiyor ve kendine hakim
olamıyordu beyni onu yazı yazmak için sürekli uyarıyordu. tominin
bu sanatsal çılgınlığı
Sosyal
çevresini zora sokmuştur. Alis denen bir nörolog
üzerinde hamile olduğu iki çocuğunu kaybetmesi sonucu yaşadığı üzüntü onu
sürekli yazı yazmaya itmiştir bu durumu o kadar abartmış ki boş bulduğu her
yerde yazı yazıyordu bu yazıların içeriği basit felsefi yazıların ötesine
geçemiyordu.
Tominin
kendi derdine çare bulmak için dünyanın dört bir yanına mektup yazmıştı. Bu
mektuplardan biride alisin gönderilmişti. Alisin bu durumu yaşamasından dolayı tominin
mektubuna cevap vermiş ve onunla görüşmek için yola koyulmuştur. Tominin beyninde bir dengesizlik var bu dengesizlik ruh
halinde dengesizliğe ve yaratıcılığa neden oluyor. Bilim adamı devrimci
teknoloji sayesinde yaptığı deneyde insanın gizil kalmış yetenekleri nasıl
açığa çıkarttığını bize gösteriyor. Yapılan araştırmalar normal insanın birer
savan olabileceğidir. Şu soruyu da kendimize sormamız gerekiyor, savant olmayı istiyor muyuz?
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1 Savant nedir?
S2 Savantlarla ile normal insanlar arasındaki farklar nelerdir?
S3 Kıymık
beceriler nelerdir?
S4Beyin
yarım kürelerinin işlevleri nelerdir?
S5
Testosteron artışının yüksek düzeyde olması beyni nasıl etkilemiştir?
S6 Beyin
hasarı yaratıcı özelliklerini nasıl açığa çıkartır?
S7Normal
bir insanın savant yetenekleri açığa
çıkarılabilirimi?
S8 Savant yeteneklerini açığa çıkarmak için nasıl bir deney
yapılıyor?
Böcek Saldırıları,
Hastalıkları Zehirleri Ve Bit-Pire-Kene Çeşitleri
Bu saldırmalara karşı koymak için düşmanı
tanımak gerekir. Bu çok önemlidir çünkü ateş karıncaları saldırdığında sonuç
hiçte güzel olmuyor. Zehirleri hücrede toksik etki
yaratıyor. Vücutta yanıklara neden oluyor. Bu sokmalar öldürücü alerjik
reaksiyonlara neden olabiliyor. Bu karıncalar beraber hareket ediyorlar.
Beraber saldırıyorlar. Sel durumlarında
bir sal oluşturup, selin olumsuzluklarından korunuyorlar. Yapılan bir
araştırmada karıncaların aynı anda sokmuyorlar. Karıncalar hareketsiz nesneleri
sokmuyorlar çünkü kendileri için bir tehdit algılamadıkları için sokmuyorlar.
Ama hareketli nesneler onlar için bir tehdit unsuru olduğu için onları
sokuyorlar. Ateş karıncaları tam anlamıyla birlik halinde sokmuyorlar.
Kendilerinden çok büyük bir avı avlayabilirler. Düşman bu karıncaların eline
düşünce sokuluyor ve kafası kopartılıyor. Bir yusufçuğu gören öncü karınca
arkadaşlarına haber veriyor, birlikte yusufçuğa saldırıyorlar önce sokup sonra
kafasını kopartıyorlar. Bu zehrin çok açık bir mesajı var. Benden uzak dur
yoksa yakarım. Zehir çok korkutucu bir şeydir. Avustralya da çok zehirli
hayvanlar vardır. Beyaz kuyruklu böceğinin neden olduğu düşünülen hastalıklar
vardır. Avustralya en dehşet verici
zehirlerin ana vatanıdır. Sıçrayan karınca bir zehir bombası, size sakince yaklaşır ve üzerinize sıçrar.
Zehriyle neden olduğu şoktan ölebilirsiniz. Örümcekler dişleriyle zehirlerini
akıtırlar. Tarantulalar dişleriyle zehir akıtırlar.
Mimi mini dişler en ölümcül zehirleri vardır. Karadul böceğinin dişleri
görünmeyecek kadar küçüktür. Fakat dişlerinden akıttıkları zehir, çıngıraklı
yılanın zehrinden on beş kat daha toksiktir. Karadul
zehrinden yararlanan şirketler ve bu şirketlere zehir satmak için karadul
böceği üreten çiftlikler vardır. Birçok kişi başka bir zehri kendi üzerinde
denemekten hiç çekinmiyor. Bir ölümcül zehrin çaresi başka bir zehir olabilir.
Bal arısının acıyı yok eden kimyasallar içerdiğine inananlar var. Bu amaçla bir
arı kliniği de açılmıştır. Bal arıları son savunma amaçlı sokuyor. Soktuktan
sonrada ölüyor. Fakat iğne düşmana zehir pompalamaya devam ediyor. Bal
arılarının zehirlerinin tendonlara iyi geldiği
söyleniyor. Beyin felcine iyi geldiğine de inanılıyor. Kan emici böcekler
dünyadaki her ekosistemi fethetmiş durumda, insanlar da dâhildir. Kan bazı
hayvanlar için besin ve güç çeşmesidir. Bazı yaratıklar sadece kan ile yaşıyor.
Vampirler en çok inek kanını seviyorlar. Yarasalar kan ile beslenmeye
zorunludurlar. Suya bile ihtiyaç duymazlar. Sadece kan içerler. Yarasalar
termal sensorlar sayesinde ısının yerini belirlerler.
Kanın deriye en yakın yerini bulurlar. Keskin dişleriyle o bölgeyi yararlar.
Tuhaftır bu yarasalar insan kanıyla ilgilenmiyorlar. Kan emiciler bizden kan
emerken bize tehlikeli kimyasallar ve maddeler aktarırlar. Öpücük böceği dudaktaki
yumuşak dokudan beslendiği için bu adı almıştır. Bu böcek insanlara ölümcül bir
hastalığa neden olan bir parazit bulaştırır. Bu parazit kana bulaştığı anda
ateş ve kusma yapar. Bu parazit iç
organlarda yıllarca kalır ve iç organları zamanla tüketir bu hastalığını ismi çagastır. Darwinin çagas hastalığından öldüğü söylenir. Bu hastalığın bir
tedavisi yoktur. Tıbbi kurtlar hastanelerde kullanılan en küçük cerrahlardır.
Yaralar et yiyen kurtlar tarafından tedavi ediliyor. Ölü etleri yiyip dokunun
kalan kısımlarının iyileşmesine neden olurlar. Kurtlar asırlardır tedavide
kullanılmaktadır. Tükürükleri yarayı arınık edip yaranın iyileşmesini sağlıyor.
Sülükler de tıp dünyasında kullanılıyor. Çenesiyle eti öğütüyor sudaki
titreşimlerle ve koku duyusuyla avlarını bulur. Tükürüklerindeki anestetik
madde organizmanın bir savunma tekniği vermesini engelliyor. Ağzıyla deride bir
yara açar ve bu yaradan kan emer. Sülükler ısıyla çekilir ve sıcaklıktan hiç
hoşlanmaz. Kesik dokuların canlı kalmasını sağlıyor çünkü kanın pıhtılaşmasını
engelliyor. Evlerimizde yaşayan parazitler de kan emicidirler. Pire
gezegenimizin en güçlü kan emicisidir. Pire sirkleri bizi asırlardır
eğlendiriyor. Kendi ağırlığının binlerce katı bir ağırlığı ters çevirebilirler.
Derinlere dalacak ve sağ kalabilecek kadar güçlüdürler. Pire kendi ağırlığının
yüz katını bir ağırlığın yerini değiştirebilecek kadar güçlüdür. Kasları reselin denilen bir proteinle güçlenir. Proteinler ünlü
sıçrayışlarını da bu proteine borçludurlar. Çok hızlı bir şekilde sıçrarlar.
Pire, ısırıklarıyla kemirgenlerden aldığı veba mikrobunu insanlara
bulaştırmışlardır. Kenenin gövdesini saran deri kat kattır. Bu nedenle kan
emdikçe büyür. Hastalık yayma konusunda dünyada ikinci sırada yer alırlar.
Felce ve ateşe neden olan layım hastalığını bulaştırırlar. Kene bu hastalığı
doğadan alarak doğrudan doğruya bize bulaştırır. Kene ısırdığında hiç
hissetmiyoruz. Testere gibi ağzı vardır. Kene ağırlığını kan ile on katına
çıkartabilir. Bütün böceklerden daha çok hastalık bulaştırır. Sıtma sarıhumması
ve denge hummasına neden olan sivrisineklerdir. Bizi ısıranlar dişilerdir. Dişi
sinek çiftleştikten sonra yumurta üretmek için kana ihtiyacı vardır. Kan peşine
düşmüş füzeler gibidir. Gözler gelişmiştir. Ve nereye iniş yapacağını bilir. Ve
yumurtalarını bırakacak besin dolu sıvıyı arar. Buda kandır. Bu öpücük bana ölüm getirebilir. Bir savaş
açtık ama yenildik; ama sıtmaya karşı bir aşı geliştiremedik. Bilim adamları
sıtmaya neden olan sivrisineğin larvasını yiyen başka bir sivrisinekle sıtmayı
durdurmayı düşünüyorlar. İnsan nefesine benzeyen bir mekanizmayla bu
sivrisinekleri ölüme çekiyor. Bu makine sivrisinekleri kontrol etmeye
çalışıyorlar.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1.Kırmızı
ateş karıncalarında iletişim nasıl sağlanır?
S2.Beyaz
kuyruklu örümceğin efsanesinin gerçekliği nedir?
S3.Zıplayan
karıncaların yol açtığı alerjik şok hangisidir?
S4.Kuzey
Amerika’nın en zehirli böceği hangisidir?
S5.Karadul
zehri ne amaçla kullanılmaktadır?
S6.Karadul
örümceği sokması sonrasında organizmada görülen septumlar
nelerdir?
S7. Bütün
kan emicilerin paylaştığı, kanın pıhtılaşmasını engelleyen madde hangisidir?
S8.Yarasaların
bulaştırdığı hastalıklar nelerdir?
S9.Çagas hastalığı en çok hangi bölgede görülür?
Zehir insanın kanına bulaştığı an sinir
sistemini etkiliyor. Acıya ve ısıya neden oluyor kalp atışı hızlanıyor.
Akrepler yalnız avcılardır. Genelde keskin kıskaçlarıyla saldırırlar bu
kıskaçlar avlarını parça parça eden muhteşem ve
öldürücü keskilerdir. Eğer bunlar işe yaramazlarsa gizli silahlarını devreye
sokarlar. Akrepler zehirlerini genelde kullanmaz çünkü karşılarına çıkan av ne
olursa olsun kıskaçlarıyla onları alt edecek güçtedir.
Amerikanın
güneyinde zehir kullanan en işgalci hayvanlardan biri ateş karıncalarıdır.
İşgal etmedikleri yerler yoktur. Ateş karıncaları amazon gibi bir yerden
geliyorlar ve çok hızlı çoğalıyorlar. Şu an Amerika da iki yüz altmış dönüme
yayılmış durumunda, her yıl seksen kilometrelik bir alanı kaplıyorlar.
Zehirleri hücrede toksin etki yaratan alkeloid
içeriyor ve vücutta yanıklara neden oluyor. Ateş karıncaları insanı
soktuklarında hep beraber sokuyorlar hipotezini araştırmak amacıyla ateş
karıncalar üzerinde çalışmalar yapan bilim adamı bu hipotezin doğruluğunu
kanıtlamak için bir dizi deneyler yapıyor. Ateş karıncaları birlikte hareket
ediyor, birlikte besleniyor ve birlikte sokuyorlar. Ateş karıncaları bir selle
karşılaştıklarında bir araya gelip sal şeklini oluşturuyorlar ve bu şekilde
kraliçe ve eşini kurtarıyorlar. Yapılan deney sonucunda ateş karıncalarının hep
beraber sokmadıkları anlaşılıyor. Ateş karıncalar hareketsiz canlıları
sokmazlar hareketli canlıları sokarlar, kimyasal iletişim sayesinde bu
karıncalar kendi boyutlarından daha büyük avları başarıyla avlayabiliyorlar. En
tehlikeli zehir taşıyan hayvanlar genellikle Avustralya da bulunuyor. avusturalyadaki zehirlerin çok güçlü olması muhtemelen her
şeyden çok uzak olmasından kaynaklıdır. Beyaz kuyruklu örümcek Avustralya da
çok yaygın bir böcek türüdür. Bu böcek
tarafından ısırıldığını düşünen insanlar için ısırığın sonucu çok ağır oldu
onlar için, tezgâhtarlık yapan bir kadın bu böcek tarafından ısırıldığında
ısırığın çok kısa bir süre sonucunda lezyonlar halinde yayıldı ve her tarafı
yara içinde kaldı. Örümceğin zehrinde böyle feci bir hastalığa neden olan ne
olabilir. Bazı Avustralya örümceklerinde saytotoksik
zehir bulunuyor zehir vücuda girdiği anda hücreleri yavaşça yiyen bir enzim
salgılıyor bu örümceklerin kurbanların iç organlarını emmek için
geliştirdikleri sıvılaştırma yönteminden başka bir şey değildir. İnsanlarda ise
bu durum bir çeşit ülser denen dehşet verici yaralarla sonuçlanıyor. Sanki
içerden deriye asit aktırmak gibi bir şey, ancak beyaz kuyruklu örümceğin zehri
bu kadar büyük bir hasara neden olabilecek kadar güçlü bir zehre sahip
değildir. Bazı zehir uzmanları nekrotik anakredizm
hastalığının sebebinin beyaz kuyruklu örümcekten kaynaklanmadığını söylüyorlar.
Bu hastalığı taşıyan insanların bu örümcek tarafından ısırıldıklarını
söylüyorlar. Avustralya en dehşet verici zehirlerin vatanıdır. Bunlardan bir
tanesi de sıçrayan karıncadır. Bu karınca ilk önce insana yaklaşıyor ve insanın
üzerine zıplıyor ve ısırıyorlar. Bu karıncanın zehri o kadar korkunç bir zehir
ki korkunç bir alerjik reaksiyonu tetikleyebiliyor. Anaflaktin
şok denilen bu reaksiyona maruz kalırsanız ölebilirsiniz. Amerika da vahşi batı
en zehirli böceklerin bulunduğu bir bölgedir. Zehir akıtmak için en etkili yapı
iğne olmasına rağmen örümceklerin bu görevi dişleriyle yaparlar. Tarantulalar çok zehirli böcekler olmamalarına rağmen asıl
önemli olan dişleri yani zehir dağıtan sistemleridir. Dişleri küçük olan
böceklerin zehri daha güçlüdür. Bunlardan bir tanesi de karaduldur. Zehri bir
çıngıraklı yılanını zehrinin on beş katıdır. Kuzey amerikanın
en iğrenç ve zehirli böceğidir. Karadulun zehri antidot üretilen şirketlerde
kullanılır. Bu amaçla karadul üretimi yapan insanlar vardır. Bal arılarının
zehrinin insan acılarına iyi gelen kimyasalları içerdiği inanan da var. Bu
amaçla arı klinikleri kurulmuştur. Bal arılarının ten don ağrılarına iyi
geldiği de söyleniliyor. Yağmur ormanlarının en korkulacak böceği gece yaban arıları
dünyanın en büyük arısıdır. Bu böcek gece yarısının yaratığı olduğu çok keskin
koku duyusuna sahiptir. Dev gibi gözleri vardır. Bu arıların zehri çok acı
vermesine rağmen öldürücü değillerdir.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1 insanlar neden son yıllarda karıncalar
tarafından çok ısırılıyorlar?
S2 Zıplayan karıncaların doğal düşmanı
kimdir?
S3 Beyaz kuyruklu örümceğin efsanesinin
gerçekliği nedir?
S4.Karadulun zehrinin ticari önemi nedir?
S5
Arı zehri hangi hastalığın tedavisinde kullanılıyor?
S6.Yaban arılarında haberleşme sistemi
nasıl olur?
S7.Akrepler nasıl saldırıyor?
S8.Beyaz kuyruklu örümceğin yol açtığına
inanılan hastalık hangisidir?
Böcek Saldırıları Ve Kan Emiciler 90 dak
Böceklerde binlerce tür saldırganlık vardır.
Bu saldırganlık yöntemi ölümden kurtulma yöntemidir. Kesici çeneler öldürücü
zehirler ancak bu öyle bir öldürücüdür ki bedel daima yükselir. Dünyanın en
uzun kırkayağı bu çok güçlü bir hayvandır. Çok ciddi bir ısırma gücü vardır.
Çenesi hipodermik bir iğne şeklini almış değişime
uğramış bacaklardır. Ve çenenin dibinde bir zehir kesesi bulunur. Tıpkı bir
yılan gibi zehirli bir yara açar. Scolopendra yerde
size doğru geldiğinde pençelerinde zehir akıtmaya hazırdır. Jilet kadar keskin
pençeleriyle sizi yakaladığı zaman hiçbir yere kaçamazsınız. Büyük hızlı ve aç
bir avcıdır. Toplu saldırının tüyler ürperten ustaları, asker karıncalar,
avlarını sayısal üstünlükle yıkıyorlar, bu karıncaların saldırmaktaki tek amacı
yemektir. Etkili iğneleri ve çeneleri vardır. Bu minik avcılar yorulmak nedir
bilinmez asker karıncalar çenesini size geçirdiğinde asla sizsi bırakmaz.
Öldüğü zaman bile, bu bölgede yaşayan yerliler yaralandıkları zaman bu
karıncaların çenesiyle yaralarını dikerler.
Karıncanın çenesi deriye yerleştikten sonra kafası kopartılır ve çene
bir dikiş işlevi görür. Muhteşem bir savunma ustası olan akrep sonara çölünde
her yerdedir. Ancak insanların geceleyin akrepleri seçmeleri zordur. Ültraviyole ışınları sayesinde akrepler geceleyin
parlıyorlar. Akrep kuyruğunda çıkan zehirle avını felç eder. Avını felç
ettikten sonra kıskacıyla sistematik bir şekilde avını parçalar. Otuz beş bine
yakın böcek türü vardır. Sal örümceği ağ yapmaya gerek duymadan su yüzeyinde
öylece hareketsiz durur ve avını bekler. Bacaklarındaki tüyler suyun üzerindeki
avı yakalamak için yeterlidir. Bazı örümcekler saldırı silahlarını kendi üretirler. Altın
ağ dokuyucu çelik dayanaklığın da ipekten kocaman ağlar örer altın ağ
dokuyucunun ağına takılan avın hiçbir şansı yoktur. Yarasanın bile ağlarından
kurtulma şansı yoktur. Tarantula korkumuz çok
eskilere dayanır. Tarantula
dünyanın en büyük böceğidir. Bu yaratıklar avlarını yemeden önce biraz geriye
çekilip dişlerine geçirecekler ve avını felç ederek iç organlarını sıvı hale
getirip sonrada içlerine çekecekler. Tarantula
dünyanın en kuvvetli böceğidir. Tarantula bacaklarını
uzatmak için kas kullanmazlar. Bacaklarına kan bombalayarak yürürler. Işıldayan
böcekler saldırganlık özelliklerini başka bir boyuta taşımaktadır. Mağaraların
tabanında bir yıldız gibi parlayan bu yaratıklar ölüm tuzakları oluştururlar.
Parlayan bu kurtlar başka bir türün larvasıdır. Pasif agresif
bir saldırı tarzına sahiptir. Karınlarında oluşan bir kimyasal madde
istedikleri zaman soğuk mavi bir ışık yayıyorlar. Kendilerini yıldıza
benzeterek avlarını yanıltırlar. Mavi ışık tarafından çekilen böcekler,
parlayan kurdun ölüm tuzağına düşüyorlar. Böcekler balık ağı denilen ağlara
doğru yöneliyorlar. Avlar bu yapışkan ipliklere dokundukları anda avlanmaktan
kendilerini kurtaramıyorlar. Dokumacı karıncalar birbiriyle örgütlü ve iletişim
halindedir. Dokumacı karıncaların yuva inşası bir grup işçi karıncanın uygun
bir yaprağı bulmasıyla başlar. Bir grup karınca yaprağın kenarını çeneleriyle
tutuyor, bir grup işçi karıncaları yaprağın kenarlarını bir arada tutarken
diğer işçi karıncalar ise larvaları sıkarak incecik ipek iplik çıkartır. Sonra karıncalar
usta terziler gibi yaprağın iki ucunu bir arada tutturur. Bu karıncalar
mükemmel bir inşaatçıdırlar. Çeneleriyle deriyi parçalayıp oluşan yaranın
üzerine formik asit dökerler. Savunmayı çok iyi bilen bir böcek olan bom bacı
böceği kimyasal savaş dâhisidir. Bu böceğin karnı iki yumrudan oluşur. Her bir
yumruda farklı kimyasal bir madde bulunur. Böcek kendine yönelik bir saldırı
olduğunda bu iki kimyasalı karıştırarak ateşler. Bu böcek suyun kaynaması
noktasındaki ısıyla bu kimyasal maddeleri ateşler. Bu silah doğada çok işe
yarar. Hiçbir yırtıcı bu hayvanı ağzına almaz. Bal arılarının kötü tat gibi bir
savunmaları vardır. Bu savunmaları yavrularını öldürmeye çalışan Japon eşek
arısı için geçersiz bir savunma aracıdır. Bu hem saldırgan ve iyi silahlanmış
bir arıdır. Bir öncü eşek arısı bal arısı kovanı bulduğunda önce kimyasal bir
madde ile işaret bırakır. Bunu yaptıktan sonra kendi kovanına dönerek
kardeşlerine haber verir. Sonra bal arıları kovanlarına saldırırlar. Bu saldırı
yarım saat sürer ve bal arısı kovanı param parça olur. Sonra yavruların peşine
düşerler. Bal arıları kendilerini ve yavrularını kurtarmak amacıyla hayret
verici bir savunma mekanizmaları geliştirmişlerdir. Sarı ceketliler dünyanın en
saldırgan sokucu arılarıdır. Amerika da her yıl elli insanın ölümüne neden
oluyorlar. Onların alanlarına girdiğinizde dayanılmaz acı veren iğnelerini size
batırıverirler. Tek bir sarı ceketlinin sokması hayati tehlike yaratılabilir.
Periyodik ağustos böceği yuvalarını yeraltında yaparlar. İnzivada kalarak on
yedi yıl boyunca yavaş yavaş büyürler. Keskin
gagaları kökleri deler ve öz suyunu kullanır. Vampir yarasalar sadece kan
içerler suya bile ihtiyaç duymazlar. Bu yaratıklar termal sensorlar
sayesinde kanın deriye yakın aktıkları bölgeyi bulurlar. Öpücük böceği kan
emiciler arasında en aç olanıdır. Bu böcek kan emmeyle kalmaz insanlara ölümcül
bir parazit bulaştırır. Çagas hastalığa neden olan
paraziti bulaştırır. Bu parazit kana yerleşmeden kusma ve ateş yapar. Bu
parazit iç organları yavaşça kemirir. Zamanla vücut iflas eder ve ölür. Öpücük
böceği kam emdikten sonra dışkısını bırakır parazit dışkının içindedir
kaşınmayla bu parazit vücuda girer. İnsanın vücudunun içinde yaşar ordular
şeklinde saldırır. Saçımızın içinde yaşarlar burada doğarlar yumurtaları kafa
derimizin içine yerleşir. Yumurtadan çıktıkları andan bizi tüketirler. Derimizi
delip kanımızı emerler. Bazı bit türleri öldürücüdür birinci dünya savaşı
sırasında vücut bitinin yaydığı tifüs üç milyon insanın ölümüne neden olmuştur.
Saç biti hastalığa neden olmaz fakat kaşıntı yapar. Bitler vücudumuzun çeşitli
bölümlerine uyum sağlamışlardır. Etimiz oyan kurtçuklar da vardır. Sineklerin
larvaları olan kurtçuklar, et yeme makineleridir. Başlarındaki kancalarla etin
içinde dolaşırlar. Gövdelerinde oluşan çengellerle eti parçalarlar. Bazı
kurtçuklar yaraların tedavisinde kullanılır. Bu kurtçuklar ölmüş dokuları
yiyerek ve dokuyu dezenfekte ederek yaranın çabuk
iyileşmesini sağlarlar. Sülükler avlarını koku ve titreşimle yakalarlar.
Tükürüklerindeki anestetik madde avının bir savunma tepkisi vermesini
engelliyor. Sülüğün tükürüğündeki madde kanını pıhtılaşmasını engelliyor. Sülük
cerrahi yöntemlerde kullanılıyor ve kesik parçaların canlı kalmasını sağlıyor
çünkü kanın pıhtılaşmasını engelliyor. Pire en güçlü kan emicilerdendir. Pire
kendi ağırlığından çok daha fazla bir ağırlığı kaldırabilir. Kendi ağırlığının
yüz katı ağırlığı hareket ettirebilir. Bir pire kurbanına doğru çok güçlü bir
kuvvetle zıplar. Ancak farelerden insanlara doğru zıplamaları veba salgınına
neden olmuştur. Kenelerden kurtulmak daha çok zordur. Kene kan emdikçe
büyür. Hastalık yaymak konusunda dünyada
ikinci sırada olurlar. Felce ve ateşe neden olan playm
hastalığını bulaştırırlar. Ölümcül bir hastalıktır. Keneler ısırdıklarında biz
bunu hissetmiyoruz. Ağız yapıları testereye benzer ve deriye sık sıkıya
bağlanmasını sağlar. Sıtma, sarıhumma ve denge humması kıyım bugünde devam
etmekte buna neden olan sivrisinekle mücadele etmek çok zordur. Hastalık
bulaştıran sivrisinekler dişilerdir ve bizi ısıranlarda onlardır. Dişi sinek çiftleştikten sonra yumurta yapmak
için kana ihtiyaçları vardır. Son derece gelişmiş gözleri yüzlerce yönden gelen
hareketleri algılar. Antenlerindeki sensorler her
nefes alış verişimdeki karbondioksiti algılar. Yaklaştıkça ısıyı daha iyi
algılarlar. Sonuçta kanı emerek yumurtalarını bırakır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da Vardır:
S1. Asker
karıncılar için kolektif saldırganlık nedir?
S2. Tarantula tarafından ısırılanlarda görülen belirtiler
nelerdir?
S3. Fungus kratın larvası hangisidir?
S4.
Parlayan kurdun vücudunda salgıladığı kimyasal madde ne işe yarar?
S5. Asker
karıncalar yerliler tarafından ne amaçla kullanılıyor?
S6. Kötü
kokulu asit salgılayan böcek hangisidir?
S7.Kimyasal
ekolojinin görev alanı nedir?
S8. Etkin
bir savunma amaçlı kendini iğrenç bir yapıya sokan böcek hangisidir?
S9. Japon
bal arıları kendilerini eşek arılarına karşı nasıl savunurlar?
S10.Öncüyü
kızarma savunması nedir?
S11.Yaban
arıları arasında en çok yumurta bırakan türü hangisidir?
S12.
Böcekler neden sürü oluşturur?
S13.
Böcekler arasında en yavaş büyüyen hangisidir?
S14.
Yarasalar kan akmasının devamını nasıl sağlarlar?
S15.Öpücük
böceği adını nerden almıştır?
S16.Çagas hastalığının tedavisinde aranan çözümler nelerdir?
S17. İnsan
biti kaça ayrılır ve yaşam alanları nerelerdedir?
S18.Sivrisinekle
mücadelede kullanılan yöntemler nelerdir?
Oldukça yanıcı olan
biyogaz hayvan dışkısından elde ediliyor. Temel olarak metandan oluşur. Hayvan
dışkısında olan bakterilerden elde edilir. Bu bölgede hasat döneminde
tahılların nemli olmasından kaynaklı tahılların kurutulması gerekmektedir.
Tahılların kurutulması için tahıl kurutucu makineler kullanılmaktadır. Bu
makinenin yakıtı çiftlik sahibi için epey masraf demektir. Mühendisler bu
makinelerin yakıtını hayvan gübresinden elde etmeye çalışacaklar. Bu çalışma
tamamen yenilenebilir bir kaynaktan enerji elde etmek anlamına geliyor. Bunun
için gübreleri bir depoda toplanması gerekir. Gübre deposunun bir giriş ve
çıkışı sağlanmalıdır, gübre işlendikten sonra açığa çıkan gaz tahıl kurutma
fırınları için bir enerji kaynağı olacaktır. Bu biyogaz santralleri Avrupa’da
ender kullanılan bir yöntemdir. Bu iş için iki depoya ihtiyaç vardır birinci
depo gübre depolamak için ikinci depo ise gazı depolamak için kullanılacaktır.
Biyogaz enerjisi temelde metan gazından oluşmuştur bu gaz hava ile karışımı
patlamaya neden olur metan gazı üsten yanınca alttaki havayı kendine çekerek
bir basınca neden olur. Bu basınçtan dolayı patlama gerçekleşir. Çevre
mühendisleri eski bir depoyu gübre deposu haline getirmek için işe
koyuluyorlar. Bakteriler bu depo içinde dışkıyı işleyip yanıcı bir gaz olan
metan gazını üretecekler. Depoda gübreyi karıştıracak bir düzenek hazırlanacak
bu sayede bakteriler sürekli gübre ile temas halinde olacaklar. Bakteriler ısıyı severler. Belirli bir
sıcaklıkta metan gazını üretirler. Bu depoların hava kaçırmaması gerekir. Metan
gazı hava ile temasında patlar. Çevre mühendisleri tahıl kurutucuyu
çalıştırabilmek için biyogaz yöntemiyle yeterince enerji üretebileceklerinden
emin değiller çünkü bu makinenin çok fazla yakıta ihtiyacı vardır. Tahıl
kurutucu makineyi çevreci bir yapıya dönüştürmek için alternatif enerjiye
ihtiyaçları var. İlk önce inek
dışkısından gaz elde edecekler bu gaz sanayi presini
çalıştıracak bu baskı tohumlardan yağ elde edecek bu yağ tahıl kurutucu makine
için yakıt olacaktır. Çevre mühendisleri ürettikleri sistemle biyogaz
enerjisinden, sanayi presini çalıştırmak ve sanayi
presi de tohumlardan yağ elde edecektir. İşlemin son basamağında elde edilen
yağ ile tahıl kurutucu makineyi çalıştırmak, sonuçta çevre mühendisleri biyogaz
enerjisini kullanarak alternatif enerji üretebildiler bu enerji doğanın dostu
yenilenebilir bir enerji çeşididir. Bitki tohumlarının biyogazla yağa
dönüştürmeleri ve bu yağı kullanarak tahıl kurutucu makineyi çalıştırmaları
doğaya fosil yakıtlarla verilen zararın önüne bu yöntemle geçtiler.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1 Biyogaz
enerjisi neden çiftlik alanlarından uzak bir yerde kurulması gerekir?
S2
Bakteriler azami olarak kaç derecede metan üretirler?
S3 Biyogaz
deposunun su dolu havuzlara konmasının sebebi nedir?
S4 Biyogaz
santrallerin yapımında kullanılan malzemeler nelerdir?
S5 Bitki
tohumlarında elde edilen yağ ne amaçla kullanılır?
S6 Biyogaz
santrallerinde yeterince metan gazı oluşturmak için gereken süre ne kadardır?
S7 Biyogaz
santrallerin güvenliği için hangi önlemler alınır?
S8
Bitkilerde alternatif enerji kaynakları nasıl elde ediliyor?
Deniz Anaları İstilasının Nedenleri
Denizanasının
kemikleri, beyni ve kanı yoktur. Gezegendeki diğer canlılardan farklı olarak
ölümcül bir silah deposu kuşanmıştır. Bilim bu canlı hakkında çok fazla bilgiye
sahip değildir. Denizanası zehri çok güçlüdür. Zehirlediği insanlar kalp krizi
sonucunda ölüyorlar. Bu canlıların dengesizce çoğalmaları diğer yaşam
formlarını yok edebilir. Kimse bu çoğalmaların nasıl ve neden olduğunu
bilmiyor. Dokungaçlara ölümcül zehirle donatılmıştır.
Pençeleri ve dişleri yoktur. Şimdiye kadar iki bin tane denizanası
sınıflandırılmıştır. Bunlardan sadece yetmiş tanesi tehlike oluşturabilecek
zehir düzeyine sahiptir. Kuttu denizanası en ölümcül zehre sahip olanıdır. Bu
denizanası hakkında pek fazla bilgiye sahip değiliz. Denizanası suda sürüklenmiyor
yüzüyor bir amaçla yüzüyor. Denizanası iki buçuk dokunaçlarıyla ağaç köklerinin
bulunduğu alanlara doğru yöneliyorlar. Buralarda bol sayıda balık ve balık
yumurtaları bulunmaktadır. Beyni olmayan bu hayvan havını seyredip nasıl
yakalıyor. Denizanaları beyaz rengi göremiyorlar. Denizanalarını görme ve
yollarına çıkan engelleri atlatma yetenekleri vardır. Göz yapıları karmaşık tam
olarak yirmi dört tane var. Gözlerden alınan bilginin nasıl işlendiğini kimse
bilmiyor, ilkel sinir sistemi algılarından gelen bilgileri yorumluyor olabilir.
Her bir dokungaç nematosis
denen milyonlarca mikroskobik yaylı zıkkım ile dolu bu küçük yapılar hemen hemen gezegendeki her şeyden rakipsizdir. Bir yaratık bu dokungaçlara dokunduğu anda nematosisler
fırlıyor. Bir mermi kadar ivme kazanıyorlar. Bu zıkkımlar deriye saplanıyor ve
milyonlarcası zehir pompalıyor. Yapılan incelemeler sonucunda denizanası
zehrine maruz kalan kan hücreleri anında şişip patlıyorlar.
Denizanasını
zehri deriyi kabartan, sinir sistemini felç eden, kalp krizine neden olan bir
yok ediş karışımıdır. Denizanası 1960 yılında bir doktor tarafından keşfedildi.
Medüz sokma belirtileriyle doktora gelenler kendilerinin neyin soktuklarını
bilmiyorlardı. Denizanaları her yerde ortaya çıkıyor vakalarda artıyor. Ölümcül
sendroma bir tek türün neden olmadığı saptanılıyor.
Denizanaları çok basit yapıları bulunduğundan dolayı koşullara daha iyi uyum
sağlıyorlar. Medüzler olağan üstü
derinliklerde yaşayan bir avuç yaratıktan biri. Her yerde serpilebiliyor. Mükemmel
bir şekilde uygun olmayan ortamlara adapte oluyorlar. Diğer türlerin larva ve
yumurtalarını yiyerek yerlerini değiştiriyorlar. Japon denizinde insan
nüfusunun üç kadar denizanası yaşamaktadır. Bazı denizanaları iki yüz kiloya
kadar varabilir. Bu canlılar Japon denizini istila ediyorlar. Kimse bu durumun
neyden kaynaklandığını bilmiyor. Denizanaları ticari bir afete neden oluyorlar.
Balıkçılık bu canlıların istilasından dolayı büyük zararlar gördü. Bu
yaratıkların hareketleri hakkında bilgi toplamak onlarla savaşta çok önemli,
uydu künyeyle denizanalarının hareketleri izleniliyor. Bu alet ısı, deniz altı
seviyeyi ölçüyor. numurular zooplanktonlarla
besleniyorlar. numuraların Japon denizindeki
çoğalmalarının nedenlerini araştıran bilim adamları bu türün çok sayıda yumurta
ve sperm ürettiklerini farkına vardılar. numurular
bir saldırı esnasında milyonlarca sperm ve yumurtasını denize bırakıyorlar
Japon balıkçılar kestikleri denizanalarının tekrar çoğalmak için denize
bıraktıklarının farkında değiller. A seksüel üreme gerçekleştiriyorlar
kendilerini sınırsızca kopyalıyorlar. Okyanuslar değişiyor ve bu değişim
sonucunda denizanalarının ani çoğalmalarına neden oluyor. Dalgalanan çevre
denizanalarının çoğalmalarını neden oluyor. Medüzler kontrol dışı açılıyorlar.
Poliplerin açılmasıyla zamanla denizanalarına dönüşüyorlar. Denizanaları hiç
oksijen olmadan geniş zaman aralıklarında yaşayabilir. Tipik olarak nerde ölü
bir deniz varsa orada denizanası vardır. Okyanusların kirliliği denizanalarının
çoğalmalarını tetikliyor.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1 Kaç tür
denizanası bilinmektedir
S2
Denizanasının yönetici mekanizması nasıl olur.
S3 Nematosisler nasıl saptanılıyor
S4
Denizanası zehri hangi kan hücrelerinin şişip patlamasına neden oluyor
S5
Denizanası zehirlenmesinin belirtileri nelerdir
S6
Denizanasının sebep olduğu sendrom hangisidir
S7
Denizanalarının son yıllarda en çok çoğaldığı bölgeler hangileridir
S8 Her kırk
yılda bir yumurtlayan denizanası türü hangisidir
S9 Polipler
neden açılıyorlar?
Kusto'nun Denizdeki Canlıların ve Köpek Balıklarının Besin
ve Hayat Döngüsünü Değerlendirişi
Deniz akıntıları deniz dibindeki zengin besinleri getiriyor. Deniz
hayatının sofrasını zenginleştiriyor. Buda köpek balıkları için mükemmel bir av
alanı haline geliyor. Araştırmacı için de mükemmel bir araştırma alanı. Ekip
çok deneyimli olsa bile ilk defa çok köpek balığının bulunduğu ortama girilmesi
tehlikeli bir durumdur. Ekipler altmış metre derine inecekler ekip
elemanlarının birbirine yakın olması gerekir yoksa dağılırlar. Yaklaşık dört
yüz köpek balığının arasında birkaç tane köpek balığı türü insana saldırıyor.
Köpek balığı saldırılarına karşı takım kendini güvenliğini almak zorundadır.
Köpek balıkları ile avları arsındaki ilişki çok eski ve karmaşık bir yapıdadır.
Köpek balıkları hasta ve yaralı olanları yakalar. Buda balık grubunun sağlıklı
olmasını sağlar. Köpek balıklarıyla ilgili hikâyeler hep acımasız olduklarını
anlatır. Köpek balıkları yavaş ürerler. Bazı türlerinin olgunlaşması yirmi beş
yılı bulur. O zaman doğum yapabilirler. Dişilerin hamilelikleri diğer
memelilere göre daha çok uzun sürer. Üç bin türün yaşadığı bu mercan adasında
halk balıkçılıkla uğraşıyor. Bu adadaki insanlar ulaşımlarını deniz üzerinden
yapıyorlar. Aşırı avlanma yüzünden yok olan balık türleri vardır. Hemşire köpek
balıkları nadir bir türdür. Dinlenirken bile solungaçlarıyla su alıp verir.
Bunun yaparken hareketsiz bir yerde bekler. Mercan kayalıklarının önemli bir
besin kaynağını planktonlar oluşturur. Köpek balıkları duygusuz bir katil değil
ayrıca insan etini tercih etmez. Güçlü koku duyusuyla kanı bir buçuk
kilometreden uzakta alabilir. Çiftleşme döneminde sürü halinde dolaşırlar.
Erkekler dişileri belirliyor ve kokularını takip ediyor. Çiftleşmek isteyen
erkek dişiyi ısırıyor ve itaat etmesi için onu zorluyor. Derisi daha kalın olan
dişi buna katlanıyor. Erkeğin çiftleşme arzusu delice beslenme arzusuna
dönüşebilir. Dişi bu saldırıdan kurtulamaz. Bu durumdan çok farklı türler
yararlanacak çekik başlı köpek balığı köpek balığıyla beslenebiliyor. Dişi
köpek balığı anne olmadan yemek oluyor. Doğal yaşamda birinin ölümü diğeri için
hayat kaynağı oluyor. Avcılar köpek balıkların yüzgecini ve kuyruğunu kesip
tekrar denize atıyorlar bu katliamın ne boyutta olduğu bilinmiyor. Katliam bu
şekilde devam ederse doğanın dengesi okyanuslar için biter. Yunuslar insanlara
çok benzerler ve yıl boyu çiftleşmeden hoşlanırlar. Yunusları kalabalık görmek
inanılmaz bir görüntüdür. Bu güçlü balık türü avlanmadığı için deniz yaşamında
önemli bir yer tutar. Muhteşem bir dansla çiftleşen dil balığı, devriye gezen
kılıç balığı saatte yüz on iki kilometre hızla atak yapabilecek kapasiteye
sahiptir. Bu yaşamın döngüsü köpek balığı olmadan sağlanamaz. Ekip geri
dönüyor. İnsanın çevreye karşı büyük sorumlulukları vardır. Çünkü bu muhteşem
dengenin devam etmesi gerekir. Doğa yaşam kalitemizi artırır. Ne olursa olsun
doğaya sahip çıkalım. Başka bir okyanusta farklı bir köpek balığının da türü
tehlikededir. Bu türün etkileyici yönü sayısından değil, inanılmaz gücü ve
ürkütücülüğünden kaynaklanıyor. Bu canlı beyaz köpek balığıdır. Bu hayvanın
saldırıları çok görülüyor. Ekip bu köpek balığıyla tanışmaya gidiyor. Bu köpek
balığı altı metre uzunluğunda bin sekiz yüz kilo ağırlığında olabilir. Büyük
beyaz köpek balığını anlamamız için onu araştırmamız gerekir. Köpek balığı
insanı sevdiği bir av zanneder ve yanlışlıkla saldırır. Yalnız yaşar. Ayı
balıkları için cennet sayılabilecek bölgeler beyaz köpek balıkları için
mükemmel bir avlanma ortamıdır. Afrika penguenleri penguenleri
beyaz köpek balığının avları arasında, sayıları yüzde doksan azalmıştır.
İnsanların okyanusları kirletmesi bu canlıların yaşam alanını azaltıyor. Köpek
balığı bir düşman değil doğal dengenin korunmasında yapı taşıdır. Köpek balığı
katliamları durulsun. Çok yavaş ve zor ürüyen bu tür, üçte biri yok oldu.
Tavrımızı değiştirirsek köpek balıklarının yok olmasını önleyebiliriz. Gelecek
bizim elimizde ve geleceğimizde okyanusa bağlıdır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.İnsana saldıran köpek balığı türü
arasında en saldırganı hangisidir?
S2.Aşırı avlanma sonucunda yok olan balık
türleri hangisidir?
S3. Köpek balıklarının avlanma sebepleri
nelerdir?
S4. Yunusların genel özellikleri nelerdir?
S5.Yunuslar doğal düşmanlarından korunmak
için hangi savunma mekanizmaları geliştirmişler?
S6.Köpek balığının denizdeki yaşamda
fonksiyonu nedir?
S7.Genellikle beyaz köpek balığının yaşam
alanı neresidir?
S8.Köpek balığı vadisi olarak bilinen yer
neresidir?
İnsanlardan
sonra işgalci türlerin yeryüzünü işgali ve yeryüzünde olası değişimlerden
kesitler
Yeryüzündeki tüm insanlar kaybolsa ne olur.
İşgalci bitkiler ve avcıların saldırıları sonucunda dünyadaki değişimler ne
olabilir. Su bitkileri kanser gibi çoğalarak yaşam için gerekli oksijenimizi
tüketiyor. Dağ büyüklüğündeki kum fırtınaları savunmasız şehirleri yerle bir
ediyor. İnsanlar her zaman doğanın işgalcileriyle mücadele etti. Bu istilacı
türlerle insanoğlu nasıl mücadele edecektir. İstilacı türler çok çabuk
yayılıyorlar. Güney Amerika da çok kısa bir sürede istilacı otlar çok hızlı bir
şekilde çoğalıyorlar. Bu otlardan biri olan su sümbülü, mor renkteki bir çiçek
olmasına rağmen karanlık bir yönü de bulunmaktadır. Bu bitkilerin yayılmalarını
sadece insanlar kontrol edebiliyor. Bu bitki türü çok kısa bir sürede
sayılarını iki katına çıkartabiliyor. Bu bitki türü sudaki oksijeni tüketerek,
sudaki canlıların yaşamlarını tehdit ediyor. En saldırgan istilacıların
bazıları aynı zamanda en küçük olanlardır. Dört yüz bin kadar mikroskobik canlı
ve küf spor türü bir zamanlar hayatta olan her şeye saldırıyor. Bu canlılar çok
küçüktür. İki yüz elli bin tanesi iğne ucu kadar bir alada toplanabilir. Bu
canlılar her yerde yaşayabiliyorlar ve organik maddeyi sindiriyorlar. Bu
canlılar ekmekleri, tahtayı, insan leşlerini sindirirler. Sinekler leş kokularını
bir kilometre uzaktan alırlar. Birkaç gün sonra diğer böceklerde işin içine
katılırlar. Diğer haşereler diğer hayvanlara saldırıyor. Birleşik devletlerde
bazı tazılar, köpek yarışı pistinde kaçıp serbest kalınca tavşan ve farelerle
besleniyorlar. Bu köpekler burunlarıyla değil gözleriyle avlarını takip
ederler. Avlarını koşarak avlarlar. İnce yapılı derilere sahip oldukları için
kolayca bu hayvanlar yaralanabilirler. Asya teke böceği bu böcek ağaçları
kemiriyor, bu böceklerin larvaları biyolojik yakıt fabrikaları gibidir. Bu
larvaların midesindeki fungiler bir şekilde ahşabı
enerjiye çevirir. Bu istilacılar zamanla ağıcı kemirerek ağacın devrilmesine
neden olurlar. İnsanlar çok şeyi kontrol ediyorlar bu kontroller olmasa
dünyadaki değişimler hızlanır. Çölün üzerinde kurulmuş bir şehirden dolayı
şehrin sıcaklığı yaklaşık on derece artıyor bu artışla beraber şehrin ortalama
sıcaklığı elli derece oluyor. Bu sıcaklık yaşamı olumsuz yönde etkiliyor.
Sıcaklığın yarattığı değişimler su kaynaklarının tükenmesine neden oluyor.
Aşırı ısınan asfaltlar sıcaklığı uzun süre muhafaza edebiliyorlar. İnsanlar bu
sıcaklık değişimlerini kontrol etmek için kirli suları artıp tekrar doğaya
veriyorlar. Şayet insanlar olmasa bu sıcaklık değişimi kontrolsüzce artması
olumsuz sonuçları ortaya çıkartacaktır. Başka bir bölgede timsahlar bölgelerini
pitonlardan kuramaya çalışıyorlar. Bu canavarlar çarpıştığında neler
olacak? İnsanlardan sonraki yaşamda
pitonlar piramidin en üstündeki avcılar olacaktır. Çinin bir kentinde çok kısa sürede yapılan
çok sayıdaki binalar bu kentin her sene bir buçuk santimetre batmasına neden
oluyor. İnsanlardan sonraki yaşamda nehirden gelen bir su kütlesi bu kule için
büyük bir tehdit olabilir. İnsanlardan sonraki yaşamda, bir kenti maymunlar ve kuşlar istila ederler.
Maymunlar kuşların yumurtalarını yiyerek yaşamını sürdürür. Maymun, kuşların
bir yumurtasını bırakarak, kuşların onlar için yumurta üretmesini
garantileyebilir. Çöl üzerinde kurulan kent on yıl sonra kup kuru, çevresindeki
çöl onu haritadan tamamen silmek istiyor. Bu daha önceden de yaşanmış ve başka
bir medeniyetin sonunu da getirmiş olabilir. İnsanlardan sonraki yaşamda bu
kentteki kum fırtınaları daha yıkıcı bir etkiye sahip olacaktır. Kum
fırtınaları binaları hepsini yıkacaktır. Yağmurlar sonucunda oluşan seller
harabe binaları çamurla dolduracaktır. Kum fırtınası sonucunda yağmurlar
oluşur. İnsanlardan sonraki yaşamda devasa binaları sarmaşıklar sarar. Sarmaşık
türlerinin bir tane sporu bir binayı tamamen sarabilir. İnsanlardan sonra doğa
insanların yapılarını istila ediyor. İngiltere de terk edilmiş bir köy uzun
yıllar sonra bir harabeye dönüşmüştür. Çiftlik köyü olan bu yer zamanla doğa
istilacılarına maruz kalmıştır. Porsuk duvarların altındaki toprağı kazarak
duvarların yıkılmasına neden olmuştur. Kurtçuklar ahşap yapılarının çürümesine
neden olmuştur. Zamanla bu köy jeolojik süreçle ortadan yok olup gidecektir.
İnsanlardan yüzyıl sonra, insanların yapıları doğal istilacılar tarafından yok
oluyor. Bu yapılar kasırga. Kum fırtınası gibi doğal olaylar sonucunda yok
olacaktır. İnsanlardan yüz elli yıl sonra pitonlar kendi bölgelerinim hâkimi
olacaklardır. Çok güçlü köprülerin çelik destekleri, insanlardan sonraki
yaşamda en fazla iki yüz yıl dayanabilirler. Çelik desteklerin çürümesiyle köprüler
yıkılacaktır. İnsanlardan sonraki yaşamda taç mahal gibi yapılarda yok
olacaktır. Çünkü taç mahal killi bir toprak üzerinde yapılmıştır ve küçük bir
depremle ortadan kalkar. İnsanlardan sonra istilacılar görevlerini tamamlayacak
ve doğa buzul çağında olduğu gibi tekrar kendini yenileyecektir. Dünyanın yeni
hâkimleri olacaktır. Fakat insanların bıraktıkları mirası hatırlayabilecekle
mi?
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1.
İstilacı türlerin genel özellikleri nelerdir?
S2. Asya
teke böceği bölgeler arasındaki yayılımı nasıl gerçekleşti?
S3. Asya
teke böceği ağaçtan nasıl bir enerji elde eder?
S4 Dünyanın
üçüncü radyo ve televizyon kulesi nerede bulunmaktadır?
S5. Pohokam yerlileri nasıl ortadan kaybolmuştur?
S6. Kum fırtınası
sonrasında hangi yağmurlar yağar?
S7.Pitonların
genel özellikleri nelerdir?
S8.
Şempanzeler hangi davranışlarıyla kuş ve yumurta üretimi yapıyorlar?
S9. Taç
mahal ne amaçla yapılmıştır?
İnsan
Sonrası Yer Küresindeki Şehirlerin Doğa Tarafından İşgali
Dünyadaki bütün insan yok olursa ne olacak? Amerikanın başkentine ne olacak? Bizden sonra kim yerimize
gelecek insanlığın yeni başkenti denizlerin altından mı çıkacak? Sıfır nüfuslu
bir dünyaya hoş geldiniz. İnsanlardan bir gün sonrasındayız. Amerika arşivler
binasında en değerli belgeler saklanıyor bu belgeler özel bir kotu da
saklanılıyor. Bu kotu da bulunan gaz belgelerin çürümesini engelliyor. Çünkü
oksijeni ve nemi emiyor. Amerikanın meclis binasında
artık çıt çıkmıyor. Amerikan başkentinin anıtı seksen iki bin ton taştan
yapılmıştır. Her gün ziyaretine gelen turistler artık yok. Bu anıtların
bakımını yapan işçiler yok eskimiş alt yapı ne kadar dayanır? Bu anıtlar
zamanla doğal koşullar tarafından çürüyecektir. Su bir zamanlar insan için
vazgeçilmezken şu an insanın yaptığı her şeyi tehdit ediyor. İnsanlardan sonra
büyük eğlence merkezleri ne kadar dayanacaktır? Hayvanat bahçesindeki hayvanlar
insanların bakımına muhtaç olduklarından dolayı çoğu ölecektir. Bu hayvanlardan
biri olan filler güçlerini kullanarak hayvanat bahçesinden kaçabilir. Bu
hayvanlar çok güçlü olduklarından kendini kuruyabilirler. Amerikanın
çöplerini toplayan kimse yok. Bu çöpler insanlar zamanında Pasifik okyanusuna
dökülüyor. Bu çöpler çoğu plastik maddelerden oluştuğu için Pasifik okyanusu ne
zaman bu çöplerden kurtulacaktır? İnsanlardan sonra sular amerikanın
başkentini ele geçirecekler. İnsanlar suyu kullanmadıkları için nehirler su
seviyesi yükselecek ve taşkınlara neden olacaktır. Amerika ünlü devlet
başkanının yattığı mezarındaki sönmeyen ateşte sönecektir. Yeraltında çıkan
gaz, elektrikli bir çakmak sistemiyle sürekli yanıyor. Amerika kongre binası
üzerindeki boya yüzünden, insanlardan sonraki bir yıl içerisinde görünümü
koruyacaktır. Fakat zamanla bu koruyucu özelliğini kaybedecektir. Anıtların
çatılarında meydana gelen çatlamalar suyun içeriye sızmasına neden olur ve
zamanla bu yapıların çürümesi hızlanacaktır. Amerikanın
ulusal anıtları artık saldırı altındadır. İnsanlardan üç yıl sonra amerikanın kentleri bitkilerle kaplanmış. Ünlü yolları
şimdi yemyeşil olmuş. Rüzgâr aracılığıyla bunlar tohum alanları alanı haline
dönüşür. Endemik olmayan bitkiler zamanla çürüyecektir. Çünkü onları sulayan
sistemler artık çalışmıyor. Havuzların bakımları yapılmadığından dolayı
havuzlar sivrisineklerin üreme alanı haline dönüşecektir. Orman yangınları
çıkacaktır. Müdahale edecek kimseler olmadığı için uzun yıllar devam edecektir.
Orman yangıları binaların çelik iskeletlerini açığa çıkarttı. Oluşan depremler
büyük yapıları ortadan kaldıracaktır. Eski uygarlıklara ait yapılar ağaç ve
bitki kökleri tarafından çabucak yıkılacaktır. Ahşap yapılar termitler
tarafından tüketilecektir. Amerikanın anıt kulesinin
üzerindeki alüminyum piramitsel yapı taşıdığı oksit maddesinden dolayı uzun
süre dayanacaktır. Amerika büyük bir ihtimalle piramidin üzerinde yazılan
Tanrıya hamdolsun yazısını miras bırakacaktır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:
S1.
Amerikan anayasası nerede sergileniyor?
S2. Oksijen
ve nemi emen gaz hangisidir?
S3.
Anıtların Çürümesini en çok hızlandıran nedir?
S4.
Sivrisineklerin oluşturduğu hastalıklar nelerdir?
S5.Palmiye
ağaçları günde ortalama kaç galon su ihtiyacı vardır?
S6.Amerika
tarihinin en uzun sürmüş orman yangını hangisidir?
S7.Dünyanın,
deprem kuruyucu mekanizması yapılmış en yüksek yapısı hangisidir?
S8.Dünyanın
en büyük dini anıtı nerede bulunmaktadır?
S9. Kınar
imparatorluğunun başkenti neresidir?
Arkamızda bırakacağımız dünyaya ne olacak? İnsanlardan sonra insanların bırakacakları
değerli madenlerine ne olacak? İnsanların olmadığı bir dünyada altının bir
değeri olmaz. İnsanların bütün değerli şehirleri madenden yapılmıştır.
Finansman altınla sağlanmış ve çelikle yapılmıştır. İnsanlardan sonra bu
madenlerin hangisi bozulup hangileri ayakta kalacak? Altının sonsuza kadar
kalır çünkü altın paslanmayan ve kararmayan bir madendir. Doğada altını
çözebilecek hiçbir şey yoktur. Altın dünyada reaksiyona girmeyen sayılı
madenlerdendir. Diğer madenler altın kadar şanslı değil. Federal rezerv
bankasının bulunduğu sokak bomboştur. Bir zamanlar kalabalık olan bu sokaklar
insanlar sonra bomboş kimseler yok artık. İnsanların bulunduğu dönemde
arabaların ve insanların çıkardıkları sesler insanın işitme duyusuna zarar
verecek kadar şiddetliyken insanlardan sonra bu sokaklarda artık ses yoktur.
İnsansız bir dünyada tuhaf bir sessizlik olacaktır. Dünyaya hâkim olacak ses
kuşların cıvıltısı olur. İnsanlardan kısa bir süre sonra insanların bakımına
ihtiyaç duyan hayvanlar sokaklara çıkacak ve yeni hayatlarına alışmaya
başlayacaklar. Ama betondan meydana gelmiş bu sokaklarda ne kadar süre
yaşayacakları belirsizdir. İnsanlardan sonra biraların üretildikleri depolar,
mayalanma sonucunda oluşan basınçla patlayacaktır. Bira mayalanma sonucunda
şeker, alkole dönüştürülüyor. Elektrik olmayınca su pompalayan depolar
duracaktır. Tünellere su basacaktır. İnsanlardan altı ay sonra her yer suyla
dolacak ve elektrikler gidecek. Su zamanla binaların altını dolduracak ve zamanla
binaları ayakta tutan destekler çürüyecek. İnsanlardan bir yıl sonra şehir
sessiz çürüyecek, amerikanın kentleri, zamanla
çürüyecek golf sahaları zamanla ormana dönüşecek, insanlardan sonra, polis
atları ve diğer atlar kendilerine yaşam alanı bulmak için kıyı otlaklarına
doğru yol alacaklar ve kendilerine bir yaşam alanı oluşturacaklardır. Paslanmaz
çelikten meydana gelen yapılar çok yavaş bir şekilde çürür. İnsanlardan uzun
bir zaman sonra binaların yapıları garip bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Bu binaların
duvarları zamanla yosunla kaplanacak ve kentin sokakları bitki kolonileriyle
kaplanacak. Plajların bakımını yapan insanlar olmazsa denizin dalgaları zengin
malikâneleri yerle bir edecektir. Dinozorların iskeletlerinin sergilendiği müze
insanlardan elli yıl sonra çürümeye başlayacaktır. Dinozor kemikleri bir
bakteri tarafından başlatılan bir kimyasal reaksiyonla, yumuşak kemik dokunun sertleşmesiyle çürüme
başlayacaktır. Doğal tarih müzesi yarım yüzyıl sonra yolun sonuna geldi.
Dünyanın bütün kentleri zamanla çürüyecek. Amerikanın
altın kaynakları bakımından zengin olan bir kasabası zamanla nüfusunu iki
katına çıkarttı. İnsanlar zengin olmak için bu kasabaya yerleşmişlerdi. Altın
kaynakları tüketilince bu kasaba yalnızlığa terk edildi. Çölün ortasında
bulunan bu kasaba çöl rüzgârlarının etkisiyle bir harabeye dönüştü. İnsanlardan
bin yıl sonra amerikanın büyük kentleri bir hayalet
kente dönüşecektir. Büyük binalar arasında nehir geçen kanyonlara dönüşecektir.
İnsanlar zamanında polis atı ve diğer atlar için bir yaşam alanı olacaktır.
Ancak insanlar döneminde dünyanın çoğu altının toplandığı rezerv bankası yerin
altında değerli madenini daha milyonlarca yıl daha koruyacaktır.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Kaç
desibel ses şiddeti insan kulağı için zararlıdır?
S2. Biranın
mayalanması işlemleri nasıl gerçekleşir?
S3. Krom
oksit filmin özelliği nedir?
S4. Aptal
altın ne demektir?
S5.Dinozor
iskeletlerinin dik durmasını sağlan yapı nedir?
S6.Prit hastalığı nedir?
S7.Bazı
Fosillerin altın rengi almasının sebebi nedir?
S8.Amerikanın bir zamanlar altın bakımından zengin olan
kasabası hangisidir?
Huysuz Aslanlar ve
Bizonlar. Aslanlarda Sıra Dışı Alışkanlık ve Huyların Ortaya Çıkışı
Soylu bir avcı şaşmaz bir katil, kurbanını her defasında
hızlı ve zekice boğar. Bazen avlarını canlı iken yerler. Bu alışkanlıklar
nerden geliyor ve bu alışkanlıklar kalıcı mı? Aslanlar mükemmel bir katil
olacak şekilde gelişirler. Bufalular aslanlar için
hayatta kalma gerekçeleridir. Dişi aslanlar yavrularına öldürme sanatlarını
öğretmek zorundadır. Yavrular sürüdeki en kıdemli dişilerle gezmek zorundadır.
Aileye çeki düzen veren erkek aslandır. Yavrular büyüdükçe kendilerine uygun
avlara katılırlar. Bufalı takım oyunlarıyla aslanları alt edebilirler. Bufalularda direnme gücü daha fazladır. Aslanlar genelde
avlarının soluk borularını sıkıştırarak boğarlar. Aslanlar bazen avlarını
öldürmeden canlı olarak yerler. Bu durum bizlere göre zalimce görünebilir;
ancak biz aslanları kendi kurallarımıza göre yargılayamayız. Bufalu yavruları savunmasız olduklarında sürülerin
ortasında duruyorlar. Yeni doğan filler savunmasızdır anne fil yavrunun ayakta
durmasına zorlar. Aslan sürüleri savunmasız bir fil yavrusunun kokusunu alır.
Erkek filler yalnızlığına düşkündür. Yavru bir fil savunmasız kalınca erkek fil
onu aslanların saldırısında kuruyabilir mi? Normalde erkek bir fil kayıp bir
yavruyu kuruma eğiliminde değildir. Arkadaşlıkları yalnızca birkaç saat
sürebilir. Afrika çalılıkları saklanmak için uygun yerler değillerdir. Bu
çalılar aç ve fırsatçılar için fener görevi görür. Aslanların paylaşımcı olduğu
söylenemez. Yavru fil yoluna devam edemeyince aslanlar ve akbabalar için kolay bulunacak
bir besin haline geldi. Fazladan rekabet aslanların hayatlarını zorlaştırır.
Yavruların eğitimi tamamlandığında yavrular avlanmak zorundadırlar. Anne aslan bufaluyu genç erkeklerin öldürmesine izin veriyor. Bir
aslanın öldürme güdüsünden vazgeçmesi çok nadir bir durumdur. Bozağın hareket etmesi aslanların öldürme içgüdüsünü
tetikliyor. Aslanlar akşam karanlığı çökmeden ziyafete başlamıyor. Genç
erkekler belli bir dönemden sonra sürüden ayrılmaya zorlanırlar. Gelişen
erkekler annelerine üstünlük kurmaya çalışıyorlar. Kuraklık başlayınca
aslanların yiyecek bulması zorlaşıyor. Anneleri yavru ve genç aslanların bütün
hareketlerini izliyorlar. Öncelikli olanlar yeni yavrulardır. Çamur
bataklıkları yavru filler için bir ölüm çukuru haline dönüşebilir. Filler cilt
bakımları ve serinlemek için bu çamur çukurlarına geliyorlar. Yavru filler
güçsüz olduklarından dolayı çamur bataklıkları onları kendine doğru çeker.
Yavrunun tepinmesi daha çok batmasını sağlar. Görünmeyen çukurlar bufalular içinde bir tehdit oluşturuyor. İçine kaydığında
çamur onları daha da derine çekiyor. Çakallar çamurda kalan bufaluyu
beklerler. Çamur sertleşince onlar için bir ziyafet olacaktır. Çamurda saplanan
bufaluyu bulan aslan, bufalunun
boğazına ulaşamayınca burnunu yakalayıp onu boğmaya çalışıyor. Bu sefer neden
geleneksel yöntemi kullanmıştır? Bu bilinmiyor. Bir hayvanın trajedisi diğer
hayvanın hayatta kalması ve ailesinin yaşamını devam ettirmesi anlamına
geliyor. Yağmur mevsimi hayvanlara hem bereket hem de kargaşa getiriyor. Genç
erkek aslanlara uygulanan soğuk muamele gelişimlerini hızlandırıyor. Yer
mücadelesine girmemeyi ve babalarının daha güçlü olduklarını içgüdüsel olarak
anlıyorlar. Otoritesine meydan okuyanları hemen cezalandırıyorlar. Büyük
erkeğin sürüden ayrılmasına çok az bir süre kaldı. Erkek aslanlar iki ile üç
yaş arasında cinsel olgunluğa eriştiklerinde gitmek zorundadırlar. Eğitimleri
sonucunda nihayet bir av yakalayabildiler. Artık sürüden ayrılmaya hazırlar.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1. Bufaluların savunma teknikleri nelerdir?
S2.
Aslanlar günde ortalama kaç saat uyurlar?
S3.Suya
sürekli ihtiyaç duyan guruplar hangileridir?
S4. Kurak
mevsim aslanlar için hangi sıkıntılar getiriyor?
S5.
Aslanların davranışlarında görülen değişiklerin sebepleri nelerdir?
S6.Hangi
aylarda hayvanların doğum oranlarında patlama görülür?
S7.Erkek
hayvanlarda üreme sürecinde görülen davranışlar nelerdir?
S8. Dişi
aslanların erkek aslanlara göre belirgin farkları nelerdir?
Kanguru, Köpek Balığı, Eşek Arısı ve Penguen Yavrularının Anne
Karnındaki Hayat Döngüleri 90 dakika 90 Dakika
Rahmin gizemli
dünyasında doğanın evrim harikalarından bazıları yatıyor. Burada da bu hayatlar
tehlikelerle karşı karşıya, şimdi dört sıra dışı hayvanın an rahmine
düşüşlerinden doğumlarına kadar ki inanılmaz yolculuklarını izleyeceğiz.
Ebeveynler ilk engellerle gebelik sırasında karşılaşacak bütün zorluklara karşı
döllenmiş bir yumurta oluşturmaları ve doğmamış
yavrularına bir barınak oluşturmaları gerekir. Üreme çoğu köpek balıkları için
bir cinsiyet savaşı olmak zorunda köpek balıkların ön sevişmeleri kalbi zayıf
olanlara değil dişiler hayatta kalabilmek için partnerlerinden
biraz daha vurdumduymaz olmak zorundadır. Teknik olarak penisi yok bunun yerine
partneriyle ilişkiye girmek için karnının altında
geçici olarak sertleşen iki uzuldan birini
kullanıyor. En büyük engel su ortamı spermi kolayca dağılabilir. Bunun için
geliştirdiği bir çözüm var sperm mermileri, bu sperm keseleri binlerce uyku
halinde spermi barındırıyor bu sperm kesesi dişi köpek balığının içinde
dağılıyor. Köpek balıklarında çiftleşme bir grup faaliyeti olabiliyor. Birçok
erkekten sperm almak dişiler için bir avantajdır. Bu yavrulardaki genetik
çeşitliliğin azami seviyeye çıkmasını sağlıyor. Dişi köpek balığı her biri bir
golf topu büyüklüğünde on dört tane döllenmiş yumurta
barındırıyor. Antartikada sıcaklık eksi yirmi
dereceye kadar ulaşıyor. Sıcaklık hızla düşmeye devam ediyor. Bir metre
boyundaki bu kuşlar üremek için yumurtlamak zorundadır. Antartikanın
soğuğunda onları ayakta tutmak zorlu bir görevdir. Çiftleşiyorlar ve yumurtanın
olağanüstü yolculuğu başlıyor. Bir insan yumurtası döllenmeden
önce mikroskobik boyuttadır. Penguenin ise bir pinpon topu büyüklüğündedir.
Kuşlarda cinsiyeti belirleyen yapılar farklıdır. Penguenin yumurtasında spermin
gireceği tek bir nokta var. Çekirdeği barındıran küçük soluk bir yer bu
noktadan sadece bir sperm çekirdekle kaynaşabiliyor. Yumurtanın beyaz kısmı
embriyonun beslenmesini sağlayan proteinle dolu, daha sonra yumurta beyaz
kısmında kıvrımlı kordonlar oluşuyor. Yumurtanın beyazı etrafında ince lastiksi
bir zar oluşuyor. Bu zar saçlarımızın ve tırnaklarımızın oluşmasını sağlayan keratin maddesini içeriyor. Son olarak annenin
kemiklerinden gelen kalsiyum kristalleri zarın üzerini kaplıyor ve sert bir
kabuk oluşturuyor. Bu kabuk tavuk yumurtasından iki kat daha kalın kuluçkalandığında bu yumurta on iki santim boyunda oluyor.
Yumurtanın hayatta kalabilmesi için ebeveynlerin özverilerine ihtiyaç vardır.
Yumurtayı üretmek anneyi fiziksel olarak yumurtayı beslenmek için denize dönmek
zorundadır. Dişi penguen yumurtayı erkek penguene vererek ayrılır yumurtanın
bir keseden diğer keseye verirken dikkatli olmak zorundadırlar aksi taktirde yumurta donabilir. Erkek penguen yumurtayı kendi
kesesine almakta isteklidir. Anne besin arayışından dönene kadar baba penguen
yumurtanın kuruyuculuğunu üstlenir. Orta Avustralya’nın kavrulmuş çölünde yaşayan
memeli hayvanların birçoğu keselidirler. Bunların en büyüğü iki metre boyundaki
kırmızı kangurudur. Kangurular sadece bir yumurta üretiyor. Bu yüzden sadece
bir erkeğin spermi yumurtayı döllüyor. Kanguru spermi
rekabeti bir tuzak kurarak atlatıyor. Meni sıvısı kalın lastikli bir tıpa
oluşturarak vajinal kanalı geçici olarak tıkatıyor.
Bu süngersi engel kendi spermin geçişini sağlarken rakip spermlerin geçişini
engelliyor. Kangurunun üç vajinası bulunuyor. Kimyasal salgılar onları doğru
istikamete yönlendirerek yumurtaya ulaşmasını sağlıyor. Döllendikten
sonra yumurta annenin rahmine doğru yöneliyor. Kangurunun anne rahminde kalış
süresi oldukça kısadır. Parazit eşek arısının üreme stratejisi tek kelimeyle
benzersiz, eşek arısı besleyicilerle dolusu yumurta sarısı vermeyecek
yumurtasına, onun başka bir planı var.
Lahana tırtılları bu arının yumurtaları için bir rahim görevini
üstlenecekler. Arı tırtılın sırtında iğnesiyle bir delik açarak yumurtalarını
bırakıyor. Tırtılın derisiyle bağırsakları arasındaki kısım besin yönünden
zengin bir sıvı içeriyor. Tırtılın bağışıklık sistemi harekete geçiyor ve eşek
arısının yumurtalarını ortadan kaldırmak için saldırı durumuna geçiyor.
Yumurtalar bu duruma hazırlıksız değiller kendi yapımları olan bir virüsü ortama
bırakıyorlar. Bu virüs tırtılın bağışıklık sistemini ortadan kaldırılıyor. Bu
virüs tırtılın bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Tırtıl işgalcinin ihtiyacını
göre yaşamını düzenlemek zorundadır. Köpek balığının vücudunda tek bir kemik
yoktur, köpek balıklarının algıları çok yüksektir en küçük bir hareketin bile
farkına varırlar. Köpek balığı embriyosu rahimde bulunan sıvılardan oksijen
elde etmek zorunda köpek balığı embriyosu gerçek solungaçlar geliştirildiğine
kadar olağan üstü tüyümsü lifler sıvıyı tarayacak ve hayatta kalması için
gerekli oksijeni toplayacaktır. Penguen embriyosu besinini yumurta kesesinden
alıyor. Penguenler balıksı atalarının karaya çıkmasından bu yana büyük bir
evrim geçirdiler. Bazı gizli vasıfları hala sudaki geçmişlerinden izler taşıyor.
Embriyonun baş kısmında bulunan etrafı sıvıyla çevrilmiş tüyler bulunur. Bu
sistem penguenlerde iç kulağı oluşturur. Penguenlerin kanları birçok kara
hayvanın kanından daha farklıdır. Okyanus yaşamına elverişli bir yapısı vardır.
Bu kuşlar beş yüz metreden daha fazla derinliklere inmesi gerekir buda onların
daha fazla okyanus atında kalmasını gerektiriyor. Bu insanlar için imkânsız bir
beceridir. Kanlarındaki hemoglobin dokularının daha fazla oksijen depolamasını
sağlıyor bu yüzden suyun altında daha fazla kalabilmektedir. Kanguru embriyosu
bir iç rahimden dış keseye doğru hareket ediyor. Dört haftalık embriyo doğumu
gerçekleşir. Sadece bir fasulye büyüklüğündedir. Otuz santimlik uzaklığı olan
keseye yavru iki dakika sonucunda ulaşır ve bir meme ucuna tutunuyor bu tutunuş
onun yeni hayat bağı, kanguru bir göbek bağı yerine bir meme geliştirmiştir.
Tırtılın vücudundaki eşek arıları larvalar bir iğne ucu kadardır. Bu
larvalardaki virüs tırtılın cinsel organının kimyasal olarak çürümesine neden
olmuştur. Bir harem ağasına dönüştürülür. Rakip bir eşek arısının larvası da
tırtılı kendisine yuva belleyebilir bu yüzden diğer larvaların hayatı tehlikeye
girebilir. Köpek balıklarında kas gücünü kuvvete çeviren yapı kuyruk yapısıdır
yan yüzgeçler dengede kalmasını sağlıyor. Köpek balıklarında koku alma duyuları
gelişmiştir beş kilometre uzaktaki bir avının kokusunu alabilirler. Yumurta
kesesi tükenmek üzereyken plasentaya dönüşüp göbek bağıyla yavrunun kalan
gelişimini tamamlamaya çalışır. Başka bir köpek balığı çeşidi ise yavrularının
hayatta kalması için plasenta üretmiyor bu yavrulardan bir tanesinin ilkel
dişleri oluşuyor gözleri kör olmasına rağmen daha genç kardeşlerini yiyerek
gelişimlerini tamamlıyorlar. Penguen embriyosunun değişimi yavaş yavaş gerçekleşiyor. Vücudu üzerindeki dikenli yapılar
sonradan vücudunu kaplayan tüylere dönüşüyor. Ayakları sürekli sıfır dereceye
maruz kalmasına rağmen inanılmaz bir şekilde donmaya karşı durabiliyorlar.
Atardamarlar sıcakkanı ayaklara getiriyorlar toplardamarlarda soğuk kanı kalbe
götürüyorlar bu şekilde ayaklarını donmaya karşı kururlar. Ayakların sürekli
sıfır derecede kalması onları donmaktan kuruyor. Bu sistemle penguen kendini
donmaktan kuruyor. Penguen yavrusu kendi yumurta kabuğunu yemesiyle kemikleri
daha güçlü bir yapı kazanıyor. Penguen ve yavrusu soğuğa dayanmak için çeşitli
yöntemler geliştirmişlerdir. Bu
yöntemler onları soğuğa karşı koruyor. Kangurularda, yavru gelişimin büyük bir
kısmı kesede gerçekleşir çok az bir süre, gelişim rahimde gerçekleşir. Bu süre
içerisinde yavru meme ucundan sütle beslenir.
Sütteki madde oranları yavrunun gelişimine bağlı olarak değişmektedir.
Kanguruların yavruları keseye ulaştıklarında anne kanguru ikinci bir sefer daha
çiftleşiyor bu çiftleşme sonucunda döllenmiş yumurta rahimde
bekletiliyor. Eğer kesedeki yavru çeşitli nedenlerden dolayı ölürse, rahimdeki döllenmiş yumurtanın doğumu gerçekleşecektir. Bunun nedeni
kanguruların zor çevre koşullarında yaşamlarını garantiye almak için
geliştirdikleri bir yöntemdir. Kangurular saatte altmış kilometre hıza
ulaşabilirler. Arka ayakları bir yay işlevini görür zıplama esnasında ten
donlardaki değişimler enerşiyi tekrar tekrar depolayarak zıplama hareketlerinin devamını sağlar.
Parazitlenmiş tırtılın içindeki eşek arısı larvaları tırtılın kanıyla ziyafet
çekmelerine rağmen tırtılın iç organlarına zarar vermiyorlar. Tırtılın içindeki
larvalar dışarı çıkma zamanları gelmişse sadece tırtılın derisini parçalamak
için geliştirdikleri testere dişlerin yardımıyla dışarı çıkıyorlar bu esnada salgıladıkları
bir kimyasala tırtılı felç ediyorlar.
İpeksi bir örtüyle kendilerini örtüyorlar. Yaralı tırtıl virüsün
nedeniyle bu larvaları korumak amacıyla onların yüzeyini koruyucu bir örtüyle
onlara fazladan bir koza oluşturuyor. Yaralı tırtıl açlıktan ölünceye kadar bu
larvaları parazitlere karşı koruyor. Dişler ve pullarla beraber köpek balığı
gelişimini tamamlıyor. Köpek balıkları sürekli diş çıkartabiliyor çünkü
pullarla aynı mekanizmaya sahiptir. Jilet gibi pullara sahiptir bu pullar
onların daha iyi dönmesine ve sürtünmeyi azaltan bir etkiye sahiptir. Gözleri
çok keskin bir görüş alanına sahiptir. Yavru köpek balığı uzun bir süre
sonucunda donanımlı bir şekilde doğmaya hazırdır. Doğurmayı bir hormon
tetikliyor anne köpek balığı nispeten sığ sulara çekiliyor ve doğum on iki saat
süren bir süre zarfında yarım metre olan on dört tane köpek balığın doğumuyla
sonuçlanıyor. İki ayın sonucunda yavru
penguen doğuma hazır hale gelmiştir. Doğum üç gün sürüyor. Yavru, beş ay daha
ebeveynlerin yardımına ihtiyaçları vardır. Baba yumurtayı iki ay boyunca çok
zor koşullarda korumayı başarmıştır. Yavru kanguru gelişimini dışarıda devam
ettirmek için yeterince gelişmiştir. Kulakları beyninde ayrılmaya hazır ve
işitme görevini yerine getiriyor annenin kalp atışından tutun dışarıdaki
sesleri duyar hale geliyor. Artık memeye bağlı değil istediği zaman
besleniyor. Vücudundaki tüyler en küçük
bir hareketliliği algılayacak şekilde yaratılmıştır. Yavru yarım yılın
sonucunda nihayet dış dünyaya bakıyor. Parazit döngüleri uzun bir süre alan
eşek arılar yetişkin olarak sadece birkaç hafta yaşarlar. Kozadaki
değişimlerini tamamladıktan sonra yetişkin eşek arıları olarak tekrar parazit
döngülerini devam ettirirler.
Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin
Ayrıntıların da vardır:
S1Penguen
yumurtasının sperme doğru hareket etmesini sağlayan yapılar nedir
S2
Penguenlerde cinsiyeti ne belirler
S3 Penguen
yumurtasında oluşan kıvrımlı kordonun görevi nedir
S4 Kendi
DNA’ sındaki virüsü kullanan canlı hangisidir
S5 Balıksı
atasına en çok benzeyen hayvan hangisidir
S6 Penguen
embriyosu oksijeni nasıl alıyor
S7
Penguendeki iç kulağın görevleri nelerdir
S8 Penguen
yavrusunun dış keseye ulaşması için sahip olması gereken özellikler nelerdir
S9 Eşek
arılarının larvalarını tehlikeye koyan gelişmeye karşı geliştirdikleri sistem
nedir
S10
Plasenta üretmeyen köpek balığı yavrularının hayatta kalması için nasıl bir
sistem geliştirmiştir
S11 Penguen
tüylerinin özellikleri nelerdir
S12
Penguenler vücutlarındaki ısıyı nasıl dağıtıyorlar
S13 Penguen
yavrusu ısı değişimlerinde baba penguenden nasıl bir yolla yardım istiyor
S14 Kanguru
kesesinde ilk yüz günde en hızlı gelişen organ hangisidir
S15 Embriyo
uykusu nedir
S16
Penguenler hangi olaydan sonra vücutlarında sarı şeritler oluşur