Projenin Adı: Medya Ortamında Bulunan Biyolojiyle İlgili Çeşitli Bilimsel Filmlerin İncelenmesi

Proje Yürütücüsü; Ömer ERDEMİR

Proje Danışmanı;Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ

Proje İçin Harcanması Planlanan Zaman(toplam ders saati) 14 X4 saat =56 Saat

Giriş
; Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Anabilim Dalı Materyal Geliştirme Odasında hazırlanan ve Nadidem ve Biyoloji Eğitimi web sitelerinde halen internette yayınlanan  yaklaşık  205,5 Gigabayt (yaklaşık 342 saatlik 500 filimlik arşiv) bilimsel film içinden, ders hocası tarafından biyolojiyle ilgili yaklaşık 30 saatlik  33 film seçilmiştir.

Genel Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/video.html
Evrimle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/ev/ev.htm
Teknoloji ve Toplum İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/fttfm.html
Çevre İle İlgili Filimler; http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr/ders/cevt/cevfm.htm
Alan Eğitimi ve Araştırma Projesi dersi öğrencileri için;Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) hazırlanarak, filmlerin internet  ortamında ücretsiz ve rahat izlenerek özetleri çıkarıldı.
Ayrıca filmle öğretim yöntemine (http://www.nadidem.net/ders/omk.html#koylu) uygun olarak izlenilen filmin derinlemesinde yanıt bulabileceği sorular dizisi de filme ilave edilmiştir.

Yöntem:Biyoloji Eğitimi Nesnel ve Sanal  Materyal Geliştirme Odası (http://www.nadidem.net/san/index.htm)  ve Fen Bilgisi Materyal Geliştirme Sınıfı (http://www.fenbilgisiegitimi.yyu.edu.tr/webfen/index.htm) adresinden tek tek izlenerek özetleri tutuldu. Sonra  izlenen filimim derin içeriklerinde yanıtları bulunan sorular ilave edildi. Daha sonra her özet bir word sayfasına yazılarak özet sayfası html uzantılı şekilde hazırlandı. Yaklaşık 33 tane film için (45’er dk’lık) 30 sayfalık bir özet ve sorulardan doküman hazırlandı. Bu doküman Macromedia Dream Weawer programı kullanılarak html uzantılı dokümanların her birisine ait olduğu filmin internetteki linki atılmıştır.
Daha sonra tüm filimler ders hocası tarafından öğrencilere Biyoloji Materyal Geliştirme Odasındaki filmlerin hazır flash uzantılı dökümanları tek tek açılarak Macromedia flash sanal aracı ile her filmin görsel ekranına film özetinin linki atılmıştır. Böylece 30 tane filmin her birisi için birer sayfalık html uzantılı dosyaları ve film isimleri üzerine link atılmıştır. Aynı zamanda her filmin flash dosyasındaki görsel ekranına da film özetinin linki atılmıştır.

Sonuç ve Öğrencinin Kazanımları; Öğrencilerin 5 yıl boyunca gördüğü biyolojik bilgilerin bir kısmını, izlenen 30 saatlik uygulamaya yönelik bilimsel biyolojik filmlerin hayattaki karşılıklarıyla ilişkilendirme, filmlerin pratikteki karşılıklarının belli bir kesimini muhakeme etme, öğrencilerin biyolojinin uygulama alanlarına yönelik bilgileri güncellemiştir. Aynı zamanda öğrenciler filmlerde öğrendiklerini özetleyerek bilgilerini pekiştirmiştir. Ayrıca öğrencilerin Macromedia Dream Weawer ve Macromedia flash programlarını kullanmayı öğrenmeleri amaçlanmıştır. Bütün bu dokümanın hepsi http://www.nadidem.net ve http://www.biyolojiegitim.yyu.edu.tr web sayfalarında yayınlanmıştır.

 

 

 

 Adem AS Kimdir? İlk Genetik Potansiyel Atamız Kimdir? Sorularının Olası Bilimsel Açıklaması. Y Kromozomu Özelliklerine Göre Erkeklerin Soy Ağacı.

 

   İnsanı kendi suretimizde yaratalım. İncil ona âdem der. Hepimizin babası olan adam, şimdi genetik bilimi bilimsel bir Adem’e işaret eder. DNA’ deki mikroskobik ipuçları yeryüzündeki her insanı ortak bir ataya bağlıyor. Bunun nasıl olduğunu anlamak için bilimsel Adem’in kayıp cennetini keşfetmeli, dünyasına girmeli ve gözlerinin içine bakmalıyız. Kutsal kitap ve bilimin beklenmedik bir şekilde kesişen yollarda aramak için yola çıkıyoruz. Çok farklı görünüyoruz. Hepimizin birbiriyle ilişkili olduğu fikri imkânsız görünüyor. Altı milyar insanın hepsinin aynı atayı paylaştığına inanmak zordur. Dünyanın üç büyük dini, İslamiyet, Yahudilik ve Hıristiyanlıkta, bir adamın hepimizin atası olduğuna inanılıyor. Buda Adem’i dünyanın yarısından fazlasızında anahtar bir figür yapıyor. Artık bilimin genetik Adem’i bulması için bir fırsat sürüyor. Ortak atanın DNA ‘sı her bir insanda yaşıyor. Nesiller boyu uzanan bir DNA zincirini nasıl çözersiniz? İnsanlığın soy ağacının ta köklerine kadar uzanan bir zincirdir.  Genetikçiler geçmişteki DNA’nın izini sürmek için genetik zaman aracını geliştirdiler.  Tarihteki en büyük savaşçılardan biri,  amerikanın kurucu babalarından biri hatta suyunun kutsal kitaptaki eski bir kraldan geldiğini söyleyen bir Etiyopya prensi, bu adamların bilimsel Âdem’le bağlantıları ne olabilir. Y korumuzu bugünün insanını ortak ataya bağlar. Genetik alanında çalışmalar yapan bir bilim adamı araştırmasında bir gurup Moğol göçmenini araştırıyor. Bu göçmenler kendilerinin Cengiz hanın akrabaları olduklarını söylüyorlar. Moğolistan da çoğu insan, Cengiz hanla akraba olduklarını söylüyorlar. Bilim adamı, bu göçmenlerin yanak hücrelerini almış ve inceleme sonucunda bu gurubun bazı üyelerinin Cengiz hanla akraba oldukları ortaya çıkmıştır. Süleyman İsraillin üçüncü kralı bugün bile doğrudan Süleyman’ın soyundan geldiğini iddia eden insanlar var. Etiyopya kraliyet ailesinin bu iddiası doğruysa, kutsal kitaba göre âdemin soyuyla birleşiyor. Etiyopya kraliyet ailesinden birinin yanak hücresi alınarak yapılan inceleme sonucunda, ortaya çıkan sonuçlar umutları boşa çıkarıyor. Kraliyet ailesinin Ortadoğu kökenli olduğu gösteriyor ama yeterli değildir. İbranicede Âdem insan demektir bu anlayışla âdemin herkes olduğudur. Bilim adamı Kenya’nın pati adasında yaptığı çalışmalar sonucunda elde ettiği numuneler yeni bir şeye işaret ediyor. M168 denilen mutasyon hepsinde var dünya üzerindeki erkeklerin hepsi bu mutasyonu paylaşıyor.  Buda tek atadan geldiğimizin bir kanıtıdır. Bilim adamı âdemin altmış bin yıl önce doğduğuna inanıyor. Adem’in ilk modern insan olabileceğinden bahsediliyor. Kutsabeler şaşırtıcı bir şekilde bize Adem’in nasıl konuştuğunu gösterebilir onlar dünyadaki en karmaşık dili konuşuyorlar. modern dillerden çok daha komplike ve uzun süre var olduklarını gösterir. İngilizcede otuz farklı ses var kutsabelerde yüz farklı ses vardır. Kutsabeler bize âdemin nasıl konuştuğunu gösterebilir. Araştırmalar sonucunda bilimsel âdemin yüzü yapıldı ailesinin doğu Afrika’dan ayrıldığını öğrenildi.  Sadece Âdem’in soyu ayakta kaldı. Bu dinden bahsedilen Adem değil bilimsel ademin hikayesidir.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Genetik açıdan Y koromuzu önemi nedir?

S2. Genetik açıdan insanı eşsiz kılan nedir?

S3.Cengiz hanın tarihteki yeri nedir?

S4. Ortak atadan gelme gerçeğinin, bilimsel ispatı hangi biyolojik yapının izahı ile elde edilir?

S5.Mutasyonlar bilimsel atanın keşfinde ne anlam ifade ediyor?

S6.Soy ağacının izini sürmek nasıl mümkün hale gelir?

S7. Cenografik projenin insanlık için kazanımları nelerdir?

S8. Bilimsel Adem’in vatanı neresidir?

 

Afrika Doğal Kavimlerinden Kombaileri Papou Gine Doğal Kaviminin Ağaçtaki Evleri(10 dakika)

 

    Kombailler yarı göçebedir. Belli bir bölgede kaynaklar tüketilince ağaç evlere taşınıyorlar. Yaban domuzu ve kuş avlıyorlar. Bataklıktaki bu ormanda av son derece azdır. Bir kombainin ortalama yaşı sadece otuz beş senedir. Çekirgeleri yakalamak daha kolay ama yeterince protein sağlayamıyor. Üç evlilik yapan bu aile eşi her kabileden bir kadınla evlenmiştir. Genetik çeşitlilik için farklı bir strateji. Ağaç evleri on metre uzunluğundadır. Sago kombailerin başlıca yiyeceğidir. Ağacın içinde karbonhidrat bakımından zengin bir içerik çıkartılıyor. Erkekler genelde işi kadınlarla bırakıyor. Sago özü yıkanıp süzülüyor. Suyun üzerine çıkan un büyük palmiye yapraklarıyla toplanıyor. Bir saat sonra sagu unu, sudan ayrılıp pişiriliyor. Destekler üzerinde tutturulmuş yüksek evlerde yaşıyorlar.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Kombailerin en yüksek evleri kaç metredir?

S2.Besin olarak hangi tür kurtçuğu tüketirler?

 

 

 

H1N1 Domuz Gribi Virüsü Küresel Salgın Haline Nasıl Geldi

 

    2009 son baharı, yirmi birinci yüzyılın ilk virüsü, domuz gribi diğer adıyla H1N1 virüsüdür. Bilim adamları bu yeni virüsle nasıl başa çıkacaklarını düşünüyorlar?  Onaylanmış vakaların ve ölümlerin sayıları artıyor. Çocuklar ve gençler daha fazla risk altındadır. Bu virüsün dünyaya nasıl yayıldığını ve içimizde neler yaptığını öğreneceğiz. Bu virüsün ilk aşısı bir gönüllü bir aile tarafından yaptırılıyor. Çoğumuz mevsimsel gripten korkmayız. Her yılda bir şiddetli bir grip türü ortaya çıkar. Doktorlar domuz gribi virüsünden korunmanın çok zor olduğunu söylüyor. Bu virüsün kurbanları genelde çocuk ve gençlerdir. Yapılan araştırmalar sağlıklı yetişkinler için tek doz aşının yeterli olabileceği yönündeydi. Üretilen aşı son derecede beklenen sonuçlar veriyordu. Aşı test aşamasında iken bazı aileler gönüllü olarak yardımcı oldular daha önceleri ortaya çıkan domuz gribinden dolayı aşı olan insanlarda komplikasyonlar ortaya çıkmıştı. Buda bazı insanların sinir sistemini etkileyerek felce neden oldu. Felç kalıcı ya da geçici olabilirdi. Ulusal aşı kampanyası başladı. Bu virüsün ortaya çıktığı yerde binlerce insan bu virüse yakalandı. Hükümet bu virüsü frenlemek istese de bu virüs çok hızlı bir şekilde yayıldı.  Çok kısa bir sürede salgın tamamen dünyaya yayıldı. Çoğu grip virüsü iki genetik unsur içeriyor ama bu domuz gribi, dört adet genetik unsur içeriyor. Bu virüs kuş gribi ve insan gribini taşıyor. Bu yeni bir birleşim içeriyor. Bazı bilim adamları virüslerin Çin den yayıldığını söylüyor. Domuzlar iki gribi bir arada taşıyabilirler. Salgınlar direkt hayvanlardan insana geçmesi biraz zor olur. Bu hastalığımızı bulaştıran ilk hastamız genç ve sağlıklı bir kadındır. Bu kadın kasaptan et almaya gidiyor. Ortalama bir hapşırık yüz bin civarında bir viral parçacık bulaştırır. Sadece küçük bir miktar enfeksiyonu başlatmaya yeterlidir. Kasabın hapşırmasıyla süper virüsü kapan hastamız bu virüsü çoğu insana bulaştıracak virüsün yayılmasıyla ilgili varsayımsal düşüncemiz budur. Enfeksiyonu kaptıktan birkaç saat sonra virüsümüzü yaymaya hazır olan hastamız, arkadaşıyla yemek yerken virüsü arkadaşında bulaştırıyor. Virüsler inanılmaz bir şekilde öldürüyor. Akciğerleri kan ve sıvı ile dolduruyor. Hastalar yataklarında boğuluyor. İspanyol gribi bir günde iki yüz bin insanı öldürebiliyor. Virüsteki viral RNA zehir kodunun bir parçasıdır. Hücrenin biyolojik yazısını yeniden yazar. Hücre kontrolüne girer girmez virüs yenisini üretir. Makro faşlar vücudun çöpçüleri gibidir.  Mikroskobik atığı bulup yutarlar. Ancak süper grip virüsü için bir makrofaj ele geçirilecek bir hücre gibidir. Makrofajlar ölürken diğer savunma hücrelerini çağırır.  İspanyol gribi milyonlarca insanın ölümüne neden oldu. İspanyol virüsü yayılımı iki yılda dünyanın çoğu ülkesine bulaştı. Zamanla sars ve kuş virüsü ortaya çıktı kuş gribi nispeten diğer virüslere nazaran yayılması daha düşüktür. Ama ölüm oranı yüksektir. Hastamız virüsü bulaştırmaya devam ediyor uçak yolculuğunda bulunan hastamız öksürmesi sonucunda havaya bulaşan partiküller hızla yolculara bulaşıyor. Bu uçakta virüsü kapan insanlar bir haftada kırk üç milyon insana virüsü bulaştıracaktır. Makrofajlardan sonra doğal hücreler gelir. Doğal hücreler enfekte olmuş hücrelere yapışarak genetik kod enjekte eder. Buda enfekte olmuş hücrenin kendini parçalamasına neden olur. Ama bu hücrelerin yok olmasıyla akciğer duvarlarında boşluklar oluşur buda çift yönlü zatürenin oluşmasına neden olur. Vücudun diğer savunma hücreleri de T hücreleridir. Fakat T hücreleri gelmeden hasta ölür. Domuz gribine neden olan virüse karşı antiviral aşılar geliştirildi. Sonuçta aşıların güvenirliği tam anlamıyla test edilmemişsi de salgını kontrol etmede olumlu sonuçlar ortaya çıktı. Elleri yıkamak hapşırırken ağzımızı kapatmak salgını önlemek için küçük adımlar olsa da hayati bir meseledir.

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

 

S1. Domuz gribi ilk ne zaman ortaya çıkmıştır?

S2.Domuz gribi aşısı sonucunda bazı vakalarda hangi hastalık tablosu görüldü?

S3.Günümüzdeki domuz gribi vakası nerde görüldü?

S4.Büyük virüslerin kaynağı genellikle nedir?

S5.Vücudumuzdaki mukus sıvısının işlevi nedir?

S6. Bir hastalığın salgın olarak nitelendirilmesinin kriteri nedir?

S7.İspanyol gribi salgının da kaç insan öldü?

S8.Domuz gribinin semptomları nedir?

 

H1N5 Kuş Gribi Küresel Salgın Haline Nasıl Geldi

 

   Büyük şehirde yayılım gösteren bir hastalıktır. Ölümcül bir hastalıktır. Bu hastalığa karşı kimse güvende değildir. Ölümler artıkça acaba araştırmacılar bu ölümcül hastalığın tüm dünyaya yayılmasını engelleyebilir mi? Şubat iki bin üçte çinin bir kentinde gizemli bir şekilde bu hastalık yayıldı. Çin hükümeti bu salgını alışılmışın dışında bir zatüre çeşidi olduğunu açıkladı. Virüs uzmanı bir profesör durumu yakından inceliyor. Bu salgının H1N5 salgını olduğunu düşünüyorlardı. Bu kentte sıkı bir zatüre araştırması başlatıldı. Bu salgının kaynağının ne olduğunu kimse bulamadı şüphelilerin arasında Çin et pazarı vardı. Hayvanlar çeşitli bölgelerden et pazarına getiriliyor ve insanlar bu hayvanlarla sürekli temas halindedir. Bu virüsün hayvanlardan bulaştığının olasılığını artırıyordu. İnsanlara bulaşan bu virüs, insanların seyahat etmesinden kaynaklı olarak insan insana katlanarak bulaşır. Patlamayı tetikleyen faktörler bunlardır. Aynı hastalık belirtileri başka yerde de çıkmıştı. Bu hastalık bütün vücuda yayılır. Bu virüsün yayılımıyla ilgili çeşitli görüşler ortaya atıldı, virüse yakalanan bir doktorun kaldığı oteldeki insanlara nasıl bulaştırdığını ve bu virüsü taşıyan insanın nasıl bir tehdit oluşturduğu, daha sonra bu doktorla yakın temas kuran insanların bazılarının ölümüyle ortaya çıktı. Otelde o esnada bulunan çoğu kişi virüsü kapmıştı. Hastalığı kapan insanlar seyahat sonucunda bulundukları bölgelere gittiklerinde bu hastalığın belirtileri ortaya çıkmıştı. Doktora başvuran hastalar yapılan muayeneler sonucunda, zatüreye benzeyen fakat zatüre olmayan bir hastalığı yakalandıklarını söylüyordu doktorlar. Doktorlar bu salgını durdurmaya çalışırken salgın başka ülkelerde sessizce yayılıyordu. Bu hastalığa yakalanan insanların bazılarının ölüm nedeni kalp krizi olarak gösterildi. Araştırmacılar bu hastalığın ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı bu hastalığa yakalanan insan tedavi amacıyla yattıkları hastanede, bu virüsü hastane personelinde bulaştırmışlardı. Bu hastalığa yakalanan doktorlar bu hastalığı tanımlarken kendilerinin de bu hastalığın kurbanı olacaklarını bilmiyorlardı? Korona virüsüne benzer bir virüstür. Sars hastalığına yakalanan insanların sayısı artıyor. İnsanlar tedirgin, insanların korunmak için çeşitli yöntemlere başvuruyorlar. Bu hastalığı tün dünyaya tanıtan doktor, bu hastalığın pençesinde kıvranıyor. Şimdiye kadar iki defa kalp krizi geçirdi. Sonuçta yaşamını kaybetti. Doktorun cesaretle sars hastalığının üzerine gitmesi binlerce insanı kurtardı. Sağlık örgütü sarsın salgınını kontrol altına alındı. Sarsın etkili bölgelerde büyük bir felaket yaşandı. Sars hastalığı hayvanlardan insana bulaşıyor. Bu salgın ne kadar kontrol altına alınmış olsa bile halen dünya için bir tehdittir.


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. H1N5 Kuş gribinin belirtileri nelerdir?

S2. H1N5 Kuş gribinin ilk yayılım gösterdiği yer neresidir?

S3. H1N5 Kuş gribinin bulaşmasını engellemek için hastane personeli ne gibi tedbirler alması gerekir?

S4. H1N5 Kuş gribinin ilk ortaya çıkmasında ne gibi isimler verilmiştir?

S5. Korona virüsü adını nerden alır?

S6. Korona virüsünün özellikleri nelerdir?

S7.İtalya da kahraman seçilen doktor kimdir? 

S8. Sars hastalığına neden virüs hangisidir?

 

 

 

 

 

Afrika Leoparının Hayat Döngüsü ve Yaşam Yeri (Leoparın Gözleri)

 

    Bu ormanda sıra dışı bir kedi yaşıyor. Ormanın en yırtıcı hayvanı sessiz ve yırtıcı bir katildir. Her leoparın kendine has bir özelliği vardır. Bizim kahramanımızın burnunun hemen altındaki bir leke onu ömür boyu diğer leoparlardan ayıracaktır. Bir leoparın gözünden kendi yaşamının öyküsüdür. Dişi leopar kendi yaşam alanına hiçbir hayvanı kabul etmez ama erkek leoparlara izin verir.  Leopar dünyadaki en büyük ve kısmetli kedidir. Afrika’nın ormanlarından Asya ya kadar yayılım gösterirler. Av yakalama sürecinde başarısız olduklarında vazgeçmezler. Leoparlar çiftleşirken çıkardıkları ses tüm ormanı ürkütür. Avlanmaya bir tarafa bırakıp bir hafta hiç durmadan çiftleşirler. Her leopar tırmanmayı erken yaşta öğrenmek zorundadır. Yavru leoparın ustalaşması için birkaç gün yeterlidir. Avlanma yetenekleri içgüdüseldir. Anne leopar yavrusunu sırtlanlara karşı korumak zorundadır. Eğer yuvası sırtlanlar tarafından keşfedilmişse sürekli yavrusunu korumak zorundadır. Görünmezlik, leoparın en önemli savunma aracıdır. Leopar hayalet gibi davranması gerekir yoksa yavrusunu yırtıcı hayvanlardan koruması gerekir. Bunu yaparken askeri teknikleri kullanması gerekir. İmpalalar kendilerine babunlara yakın bir yer seçmiştir. Çünkü bu alanlar onları yırtıcı hayvanlardan korumaktadır. İmpalalar leoparların bu bölgede bilinen besinleridir. Babunlar genelde vejetaryen canlılardır. Ama impalaların taze yavrularını yakaladıklarında onları yerler.  Babunlar leoparların en büyük düşmanlarıdır. Leoparlar sınırlarını bilir. Maymunları avlamak onlar için çok zordur. Maymunlar çok zeki hayvandır. Maymun avında ağaç tepelerine hükmederse maymunları yakalayabilir. Yavru leopar tarafından av olan erkek maymun, maymun sürüsü için bir kargaşaya neden olur. Bu maymun yavru leopar için iki gün besin kaynağıdır.  Anneden yavruya geçen öldürme ve saldırma yetenekleri leoparın nesilden nesille aktarılan miraslarıdır. Yavru leoparların hayatta kalma şansları çok düşüktür. Leoparlar genelde bufalı avlamaz. Çünkü iri ve riskli bir hayvandır. Leoparlar çok zeki hayvanlardır nerde nasıl davranacaklarını çok iyi bilirler özellikle av sırasında hataları en düzeyde tutmaya çalışırlar. Leopar karmaşayı lehine çevirmede ustadır. Aslanların bulunduğu bufalo sürüsü içerisinde sinsice yakınlaşıp bufalo yavrusunu avlar. Leoparlar ağırlıkların iki katı kadar yükle ağaçlara tırmanabilirler. Sırtlanlar leoparları birbirinden ayırabilirler. Yavru leopar birçok özelliğini babasından almıştır. Yavru leopar annesinden ayrı düştüğü zaman orman onun için çok tehlikeli olabilir özellikle aslanlar. Bu bölgedeki aslanlar çok hantal oldukları için ağaçlara tırmanamazlar bu durum, anne ve yavru leoparın kurtulmasına neden olur. Ağaçlara tırmanarak hayatlarını aslanlardan kurtarırlar. Leoparlar hayatta kalmak için yaşam alanlarını çok iyi tanımak zorundadır. Leoparlar görünür olmaktan nefret ediyor. Domuzların yavrulama mevsimi geldiğinde hiçbiri şey leoparları durduramaz. Hata öğrenmenin bir yolu olduğu gibi ölmenin de bir yoludur. Onun için leoparların domuz avında çok dikkatli olmaları gerekir. Domuz yavruları genelde leoparlara av olurlar. Domuzlar bazen et yerler bu onların yaralı yavruları olsa bile. Yağmur yağınca yavru leopar annesinin izini kaybeder her şeyi yeniden yapması gerekir çünkü yağmur kokuları yok ediyor. Yağmur ısrarlı devam ederse leoparların avlanması zorlaşır. Yavru leopar büyüdüğünde kendi alanına giren annesiyle dövüşür ve yara alır. İki dişi yaşam alanlarını paylaşması bir felakete davettir. Babunların bölgesine giren leoparlar bobunlar için bir tehlike ifade etmez bir leoparı öldürmek onlar için çok zevkli bir iştir. Yavru leopar en azılı düşmanı olan babumu avlamıştı. Düşmanın katili olmuştu artık babun, sürüden yardım alamayınca bu seferlik av olmuştu. Yavru leopar doğası gereği bir avcıydı. Avladığı erkek babunun tüyleri arasında bir yavru babun gelmişti onu öldürmemişti. Leopar yavru babunu bırakıp erkek babunu yemeye gider. Bu durum Afrika da az rastlanan bir durumdur. Annenin yavrusuna bağlılığa belirli bir dönem içindir. Artık yavru leoparın yalnız kalması gerekir. Yavru leopar ilk yetişkin başarısı bir impala avlamasıdır.  Bir leoparın yetişkin olması için erkek antilobu avlarsa, anne olmaya hak kazanacaktır. Başarıyor, antilobu avlıyor. Büyüme sonlandı artık bir yetişkindir. Sırtı yere gelmeyecek ormanın hayaleti olacak: o artık bir leopardır.      

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:    

S1. Afrika’nın cennet bahçesi hangi bölgededir?

S2. Leoparın dinlenme alanı neresidir?

S3.Bir leoparın ilk içgüdüsü nedir?

S4.Leoparın en belirgin özellikleri nelerdir?

S5.Aslanlar neden leoparlar gibi ağaçlara tırmanamazlar?

S6.Sırtların en gelişmiş duyusu hangisidir?

S7.Babunların çığlıkları ne anlam ifade ediyor?

S8.Afrika’daki efsaneler nelerdir?

 

 

Afrika’nın Doğal Kavimlerinden Dinka’larda; Evlilik, Ölüm ve Seremoni Gelenekleri

 

    Dinkalar Güney Sudanda yaşayan bir kabiledir. Bu kabile dünya ile ilişkisi kesilmiş bir durumdadır merkeze uzak olan bu bölgelerde eski yaşam koşulları sürdürülmektedir. Bu filmde genç bir adamın âşık olduğu bir kızla evlenmek için yaşadığı serüvenlere tanık olacağız ancak kabile kızları pahalıya mal oluyor başlık parası sığır olarak ödeniyor düğün pazarlıkları için genç adamın kabilesi çatışmalı bölgeye doğru yol alıyor. Sudanın en bereketli topraklarında yaşayan bu kabileler yıllarca iç çatışmalar ve kabileler savaşlarıyla zarar görmüş olsalar bile gündelik sorunları hep aynı kalmış ‘sığırlar’filmimizdeki bu genç adamın evlenmesi için kabilenin onayını alması gerekmektedir. Evlenmek için tüm mal varlığını kaybedebilir. Genç adamın evlilik kararı kabilede değişiklik yaratacaktır. Kabileler arasında bereketli sığır otlakları için çatışmama çıkmaması için yerel hükümet tarafından denetlenmektedir. Genellikle çatışmalar sığırlar için çıkmaktadır. Kabile çatışmalarında genellikle ateşli silahlar kullanılmaktadır. Otlaklar sürekli çatışma sebebidir ve çatışmalar yüzünden kabileler topraklarından olurlar. Dinkalarda kızlar zengin çeyiz anlamına gelir çünkü başlık paraları çok yüksektir. Bu kabile topraktan yapılmış evlerinin bahçelerinde darı ve mısır yetiştiriyorlar. Karar verme ve sığırların mülkiyeti erkeklerindir. Çocukları yetiştirmek ve evi yönetmek ise kadınlara aittir. Zor işleri erkekler geri kalan kolay işleri de kadınlar yapmaktadır. Kızlar evlendiklerinde ailenin mal varlığı da artmış olur. Genç adamın sığırları başlık parasına yetmese akrabaları ve köylülere genç sığır yardımında bulunabilirler. Genç adam sonuçta kararını vererek bir arkadaşıyla âşık olduğu kızın köyüne gider. Evlenme teklifi bir başlık pazarı teklifini başlatır. Genç adam kızı amcası ve ailenin yaşlı üyelerinden kızı ister gelinin babası toplantıda bulunmaz. Gen adan âşık olduğu kızla flört ettiği süre boyunca aile üyeleri tarafından genç adam gözlenilerek kişiliği hakkında bilgi toplandı. Bu evliliğin gerçekleşmesinde aile üyelerinin desteği çok önemli ve toplantıya katılan tüm aile üyelerinin genç adam hakkında izlenimlerini ve yorumları alınır. Kızın babası genç adam bana istediğim kadar sığır verirse bu evliliğin gerçekleşmesinden yanayım. Toplantıdan sonra aile üyeleri bu evliliğin gerçekleşmesinden yana tavır koydular. Aile üyeleri iki gün sonra tekrar toplanmak üzere ayrıldılar. Bu son toplantıda genç adamın evlilik teklifi ya kabul edilecek ya da ret edilecek. Dinka erkekleri kendileri evlendiklerinde sürüleri azalır kızları evlendiklerinde sürüleri artar. Genç adamın pazarlıktan galip çıkması için akrabalarının desteğine ihtiyacı vardır. Çünkü kızın başka bir talibi çıkmıştır ve genç adamdan daha çok sığırı vardır. Genç adam başlık parası için akrabalarının sığırına ihtiyacı var. Genç adama kimlerin yardımcı olacağını ortay çıkartmak için yarın klanda özel bir toplantı yapılacaktır. Evliliğin gerçekleşmesi için son kararı kızın anne ve babası verecektir. dinka kabilesinde aşk açıkça ifade edilemez. Genç adam ikinci kez genç kızın evine gider ve kızın ailesinin kadın üyeleriyle görüşür. Kadın akrabalarının desteği olmadan evlilik çalışmalarını sürdürmek anlamsız olur. Kadınların bu düğünün gerçekleşmesi için bize mutlaka yiyecek getirmelisin. Dinka kabilesinin kültüründe sığırların dışında damat adayının yiyecekte getirmeleri gerekir. Evlilik pazarının olumlu sonuçlanması için kadın akrabalarının kararı önemlidir. Gelinin annesi bu kararı onaylaması gerekmektedir. dinka kızları evlenecekleri kişileri seçemezler ancak âşık oldukları erkeklerle kaçabilirler. Dinka erkekleri sığırlarını uzak kamplarda saklarlar ve mal varlığını ortaya koymazlar. Toplantı sonuncunda genç adamın akrabaları yeterince destek sağlamadılar. Genç adam bu pazarlıkta yalnız kalmıştı. dinkalar sığırlarını yemek için öldürmez fakat düğünlerde bu kurala uymazlar. Genç adam için son evlilik pazarı başlıyor. Evlenme bütün klanı etkileyecektir. Toplantı sonucunda âşıkların kaderi belirlenecektir. Gelinin ailesine yapılan teklifler bir hakem tarafından yüksek sesle yapılıyor. Kadınlar pazarlığa katılmaları yasaktır. Genç adam başlık parasının altında sığırı vardır. Gelinin ailesi dört yüz sığır ister ama genç adamın yüz yirmi sığırı vardır. Genç adamın kişiliğini beğenen babalar ve anneler iki aşığın evlenmesi için yüz yirmi sığırı kabul ederek iki gencin evlenmesine izin verirler. Tüm sığırlarını kaybeden yeni çiftler. Hayatlarını devam ettirmek için mısır yetiştireceklerdir.

 

 Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Dinka’larda en kalabalık klan hangisidir?

S2. Dinka’lar kendilerine ne ad verirler?

S3.Bedenlerindeki kesikler ve işaretler ne anlam ifade eder?

S4.Saçlarını nasıl turuncuya dönüştürürler?

S5.Dinka’larda sığırlar neleri temsil eder?

S6.Dinka kızlarının dans etmedeki amaçları nelerdir?

S7.Dinka’larda kız çocukları neden önemlidir?

S8.İneklerinin daha fazla süt vermesi için neler yaparlar?

 

 

Afrika’nın Doğal Kavimlerinden Hamar'larda; Evlilik, Ölüm ve Seremoni Gelenekleri

 

    Afrika’nın doğal kavimlerinden olan hamarların geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Kavim güney Etiyopya da, Omo nehri kıyısı boyunca yerleşmişlerdir. Bu kavim birkaç köyden meydana gelmiştir.  Haftada bir ortak pazarda bir araya gelirler.  Bu pazarda ürünlerini değiştirirler.  Kadınları ise pazarda dedikodu yaparlar.  Her erkeğin iki sürüsü bulunmaktadır. Hamarlar çobanlıkla geçimini sağlarlar. Erkeklerin sürüleri sığır ve keçilerden oluşmaktadır. Bu sürülerden biri uzak meralarda otlanırken diğer sürüde aileye; kan, süt ve et sağlıyor. Toprakta mısır ve darı yetiştiriciliği yapılıyor. Darıyı öğütüp un haline getiriyorlar. Kendine özgü kültürleri ve dilleri vardır. Nüfusu kırk bindir.  Bir çocuk erkeliğe geçiş dönemini yaşayacaktır. Borkinin babası beş yıl önce ölmüştür; fakat ruhu halen yaşamaktadır. Günlük yaşamda borkiyi kontrol ediyor. Borkinin mirasına sahip çıkması için, babasının ruhu onları terk etmesi gerekir.  Aksi halde babasının ruhu ailesine zarar verebilir hatta onları öldürebilir. Bunun için bir tören yapılması gerekir.  Tören uzun ve karışıktır.  Aile ve dostlardan oluşan yüz elli kişiye borki, yiyecek ve mayalanmış tahıllardan yapılmış içki sunacaktır.  Babasının ruhunun gitmesi için borkinin üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. Borki beş yıl önce ölmüş babası için cenaze töreni yapacaktır. Ölü yakınları toplanacak içki içecek, keçi eti yiyecek, şarkılar söyleyecek ve ölüye veda edecekler. Borki babası adına keçi sunuyor; Ama yaşlılar keçilerin küçük olduğunu ve ölen babasının bunu kabul etmeyeceğini söylüyorlar.  Keçiler reddedilirse tören yarıda kesilecektir. Kadınlar dans ediyorlar ölen kişiye ait inek derisini tekmeliyorlar. Keçiler törene katılanları duyuramazsa, borki saygın bir yere sahip olamayacak ve babasının ruhu onları terk etmeyecektir.  Eğer törene katılanlar borkiden memnunsa, borkinin babasını temsil eden taşa ile son dinlenme mekânına doğru yola çıkıyorlar. Klanın ölülerini temsil eden taşlar özenle kümelenmiştir. Borki babasının ruhunu omo nehrinin öbür tarafına göndermek zorundadır. Ruh ancak orada mutlu olacaktır. Geleturga on yedi yaşında erkek olacak tören için kan toplanılıyor. Kan sığırı şah damarından ok ile alınıyor. Hamarlarda en önemli tören erkeğe evlilik yolunu açan bu törendir. Hamar kızları erken evlenirler.  Erkek kardeşleri için, kız kardeşler kamçılanıyorlar. İki yüze aşkın kişi davet ediliyor. İçki içiyor ve şarkı söylüyorlar. Evlenmeye hazır bir erkek olmak için Geleturganın maza olması gerekir. Maza evlenmeye hazır erkek anlamına geliyor. Mazalar süt, kan içerler. Bal yerler. Darıdan hazırlanmış içki içmezler. Gekletura erkekliğini kanıtlaması için önüne konulan engelleri aşması gerekir.  Bu engelleri başarırsa erkek olduğunu kanıtlayacaktır.  Eğer omo ırmağının diğer tarafına geçemezse ailenin diğer üyelerine zarar verecektir.  Son olarak borki yaşlı bir adamın arkasındaki keçiyi öldürmesi ve ciğerini söküp, eti pişirip babasına sunar ve sevgili babacığım, klanımızı kutsa, toprağımızı kutsa, sığırlarımızı kutsa, halkımızı kutsa bunları söyleyerek borki, babasının varisi oluyor. Tören tamamlandı. Sandalların dizilişine göre yorumlar yapılıyor. Yaşlılar bu olaya tanık oluyor. Sandalların dizilişlerinden yorumlar yapılıyor. 


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Mazaların özellikleri nelerdir?

S2.Hamar halkı hangi dönemi gece danslarıyla kutlarlar?

S3.Hamar kızları kaç yaşında evlenirler?

S4. Hamar kızları neden kendilerini kamçılarlar?

S5. Hamarlar’da erkekliğe geçiş için hangi aşamalardan geçilmek gerekir?

S6. Hamarlar’da, erkekliğe geçiş törenlerinde erkekler ne yaparlar?

S7.Hamar halkının ana besin maddeleri nelerdir?

S8. Hamar törenlerinde kadınların konuşmaları ne üzerinedir?

 

 

Afrika’nın Sırrı;Misk Kedisi, Kokusuz Misk Kedisi, Vaşak, Afrika Vaşağı, Kirpi, Zırhlı Karınca Yiyen, Zırhsız Karınca Yiyen.

 

   Kolay yakalanamayan yedi hayvan bu gizli dünyada yaşam mücadelesi veriyor. Hayatta kalma ve en acımasız hayvandan kurtulma mücadelesidir bu.  Bu hayvanlar Afrika’nın en nadir bulunan hayvanlarıdır.  Bu hayvanlardan olan vaşak kurnaz bir kedi ışık hızına sahip refleksleri vardır.  Misk kedisi gölgelere uygun postuyla uyum sağlayan takımın en çarpıcı, bilinmeyen bir zırhıyla yaşama şansını artıran bir canlıdır. Ormandaki mimari yuvaların yaratıcısıdır. Kirpi sivri dikenleriyle kendine saldıranı yaralayan savunma uzmanıdır. Afrika vaşağı çok zarif ve başarılı bir avcıdır. Kokusuz misk kedisi, hızlı ve çevik bir etobur ve uzman bir tırmanışçı, birlikte seçkin bir gurup oluştururlar. Gecenin sessiz avcısı bu hayvanları avlamaya çalışıyorlar. Leopar ete karşı olan farklı ağız tadıyla tanınır. Gecenin sessiz avcısı birde bölgede yaşayan aslan sürüleri vardır. Bu hikâye gece yarısı başlıyor. Büyük kedilerin hiçbiri civarda değil ve yeraltında hareketlilik başlıyor. Tehlikeli bir düşman izine rastlanmadı.  Karıncayiyenin tavşanınkine benzer kulakları benzer kulakları işitme mesafesinde içerisinde tehdit içeren bir ses işitmedi. Böylece zamanını yiyecek aramaya veriyor. Görüş mesafesi insanlar gibidir. Koku duyusu onu asla yanıltmaz karıncayiyen, köpekler gibi güçlü koku duyusuna sahiptir. Yerin otuz santimetre altında kokusunu ve titreşimlerini hisseder. Termitlerin kokusunu alır ve ayakları işe koyulur ve birkaç hareketle yirmi termit yakalayabilir. Hiçbir engel olmasa karıncayiyen otuz termit yuvası bulabilir. Geride kalan termitler, zarar gören yuvalarını kendi özel yöntemleriyle tamir ederler. Sadece bir neden termitlerin yuvalarını terk etmeye mecbur bırakabilir. Üreme işinde uzmanlaşmış termitler uçabilir. Termitle savunmasız oldukları için Afrika vaşağı tarafından avlanır. Afrika vaşağı bu tip hayvanlarla beslenerek yaşamını devam ettirebilir. Pullu karıncayiyen termitlerle beslenir. Pullu karıncayiyen kendine özgü geliştirdiği bir savunma tekniğiyle aslan gibi yırtıcı hayvanlardan korunur. Kokusuz misk kedisi birçok hayvan için zehirli hayvanları yiyebilir. Çok sessiz bir hayvandır. Çıt çıkarmadan bütün ormanı gezebilir.  Dış kulakları parazitler tarafından kemirilmiş olsa bile diğer hayvanlar gibi iyi duyabilir. Kirpiler çıkardıkları sesle nerede olduklarını belli ediyorlar. Ağızlarını şapırdatmaları nerede olduklarını gösteriyor. Kirpiler sahip oldukları dikenlerle kendilerini bir leopar karşısında savunabilirler. Kirpiler patates, soğan ve sulu köklerle beslenirler. Kirpilerin işitme duyuları çok gelişmiştir. Afrika vaşağın işitme duyusu çok gelişmiştir.  Afrika vaşağı avlarının yarısını öldürebildikleri halde avcılık yetenekleri bakımından ustadırlar. Aslanlar avlarını beraber yerler. Gecenin sessiz efendileri leoparlardır. Çoğu hayvan leoparın nerede olduğunu anlayamaz. Kokusuz misk kedisi, işitme duyusu gelişkin olmasına rağmen yerdeki hareketlilikleri işitemez. Bunun içinde daha şiddetli uyarıcılarla kendini savunabilir. Yılanlarla beslenir iyi bir tırmanıcıdır. Zırhsız karıncayiyen gecede beş çukur kazabilir. Afrika vaşağı hariç diğer yedi gizemi hayvan için kazdıkları çukurlar onlar için bir barınaktır. Gelişmiş işitme duyularıyla aslan hareketlerini takip edebilir. Bir aslandan daha hızlı koşarak tehlikeden uzaklaşır. Vaşaklar erken uyarı sistemine sahiptir. Yuvasını toprağın üstüne kurduğu için diğer hayvanlara göre daha savunmasızdır. Kokusuz misk kedisi yılan, örümcek vb gibi hayvanlarla beslenir.  Pullu karıncayiyen, karınca saldırıları karşısında kendini sert pullarıyla korur. Otuz santimetre dili ile karıncaları yakalar. Görme yetisi zayıftır. Koku alma duyusu güçlüdür.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Termitler yuvalarını nasıl tamir ederler?

S2.Termitleri yuvalarından terk etmeye zorlayan şey nedir?

S3.Pullu karıncayiyenin nasıl bir savunma tekniği vardır?

S4. Aslanların avlanma yöntemi nasıldır?

S5.Kirpiler neden üreme dönemi gelmeden çiftleşirler?

S6.Afrika’nın en iri kemirgeni hangisidir?

S7. Yedi gizemli hayvanlardan hangileri uyumuyor?

S8.Afrika vaşağının diğer kedilerle ortak özellikleri nelerdir?

 

Ahtapotlar, Mürekkep ve Diğer Balıkların Kamuflaj Özellikleri Ve Avlanma veya Av Olmaktan Kurtulma Şekilleri

 

    Dünyanın üçte biri okyanuslarla kaplıdır.  Okyanus yırtıcıları okyanus yaşamları içerisinde kılıktan kılığa girerler. Bu bir savunma ve öldürme oyunudur.  Bu dünyada görünmeyen yaratıklar ışık hızıyla hareket ederler. Vantuzlu kollar üzerinize hızlı bir şekilde yapışırlar. Ahtapotlar ve mürekkep balıkları uygun olduğu zamanlarda saldırırlar.  Bu yaratıklar denizlerin hilebazlarıdır. Sadece öldürmek için doğurmuşlardır. Deniz yırtıcısı olan sivri dişli köpek balığı, deniz hilebaz canlıların avlanma ortamıdır.  Mürekkep balığı ve ahtapotlar, zehirli aslan balığı, hobis oltacı balığı ve katil yılan balıkları bunların arasındadır.  Bu canlıların kamuflaj yeteneği çok gelişkindir. Avlarını keskin gözleriyle titiz ve hesapçı bir zekâyla izlerler.  Bu canlıların bazıları görünüşlerini değiştirirler bazıları da avlarını yanıltmak için ışık yayarlar. Mürekkep balığı ışık yayarak avlarını yanıltırlar. Görkemli ışıklar saçar.  Mürekkep balıkların avlarını şaşırtmak için zararsız sümüklü böceğin taklidini yaparlar. Yılan balığı bu zararlı yaratıklarından korunmak için zehirli yılan balığı taklidini yapmak zorunda kalırlar. Taş balığı bir anda, mercan lifinin bir parçası haline geliyor ve avlarını bu şekilde tuzağa düşürüyor. Akrep balığı kendini çok mükemmel bir şekilde kamufle eder. Akrabası olan taş balığı hidroid denilen küçük balıkları, algleri, süngerleri gövdesi üzerinde taşıyarak avlarını yanıltmak için kullanır. Bu katil balık liften ayrılınca hemen göze çarpar ve bunun için başka bir numara geliştirmiştir.  İğne omurgasına hipodermik şırınga şeklinde bağlanmış iğnelerle norotoksin salgılayarak kurbanını felç eder. Birkaç saat içinde bir insanı bile öldürebilir. Hilesini rakipsiz bir suikast silahı olarak kullanan başka bir canlı ise sümüklü böceklerin akrabası olan mürekkep balığı ve ahtapotlar sümüklü böceklerden farklı olarak bizimkine çok benzeyen gözler bulunur.  Hatta en az bizim gibi iyi görürler. Onların gözleri kamera gibi çalışır.  Mercek öne arkaya doğru hareket ederek görüntü netleşir.  Pire büyüklüğünde bir avı bir metre öteden görebilir. Derisi üzerindeki işaretlerle iletişim kurabilir. Bu işaretler ezeli düşmanlar tarafından görülmez. Bu ışıklar sayesinde denizanası gibi şeffaf görüp avlayabilirler. Bu canlılar aynı anda hem önlerini hem de arkalarını görebilirler.  Keskin çeneleri vardır. Mürekkep balığı suyun içinde bir uzay aracı gibi gezinir.  Mürekkep balığı jet hızıyla hareket edebilir.  Avlanırken gizlice yaklaşmayı tercih ederler.  Cafcaflı mürekkep balığı farklıdır. Kollarını kullanarak dipte sürünür. Tıpkı kaslı bacaklar gibi ancak bu kollar cafcaflının kurbanına saldırmakla kalmaz onu kandırır. Yürümeyi öğrenmiştir.  Hilekârlık en önemli özelliğidir. Renkleriyle düşmanlarını yanıltır.  Düşmanlarının onu zehirli zannetmesine neden olur. Zararsız sümüklü böceği taklidini yaparak kurbanlarına yaklaşır. Saldırı mesafesinde öldürücü kollarını kullanarak avlanır. Aslan balığı, cafcaflı renkleri şaşırtıcı dikenleriyle gayet abartılı bir görünümü vardır.  Avını ürkütmemeye çalışır.  Avı ona yaklaşır yaklaşmaz saldırır. Dişleri en kaygan avı tutacak şekilde yaratılmıştır. Süzgeçleriyle avını köşeye sıkıştırır. Bu katili asıl yetenekli kılan saldırı hızıdır. Geniş bir ağzı vardır. Şeytan balığı çatal ayaklarıyla yerde sürünüyor. İstediği zaman kendini kumla kamuflaj ederek kayboluyor. Açık ağzı kumun üzerinde bir çatal gibi ve gözlerini açmış gelecek avını izlemeye hazırdır. Ahtapot ve mürekkep balıklarının başlıca kolları silahlarıdır.  Her bacakta bir sıra vantuz bulunur. Ahtapotun kolları müsküler tüpten oluşur. Benzersiz bir sinir sistemi vardır.  Her kol için ayrı bir merkezi sinir sistemi bulunur. Yani her uzantının aklı vardır. Kollarda kemik olmadığı için kollar, lastik gibi bükülebilirler. Her kolda yaklaşık elli milyar sinir bulunur. Her kol kendi hareketlerini kendisi kontrol eder. Her kolun üzerindeki vantuz yaklaşık iki kilo taşır. Her vantuzda yüz bin nöron vardır.  Mürekkep balığının kolları biraz daha farklıdır.  Bunların yedek iki tane vantuzlu kolu vardır.  Bu kollar mürekkep balığının öldürücü silahlarıdır.  Mürekkep balıkları çok kısa bir sürede şeklini değiştirirler.   Derilerinin yüzeyinde çok sayıda elastik ve pigment dolu kesecikler vardır. Her kese bir kas dizisiyle kontrol edilir.  Mavi halkalı ahtapotlar öldürücü zehirlidir. Zehir siyanürden on bin kez daha güçlüdür.  Mavi ahtapot bir insanı on sefer öldürebilir. Mavi ahtapot bir kibrit kutusu büyüklüğündedir. Yılan balığı sertleşmiş yüzgecini kullanarak kendini çabucak kuma gömer.  Bir iki saniye içinde kaybolur.  Kum bir av için bir tuzaktır. Mürekkep balığı optik yanılsama sayesinde avlarının tehdidi algılamasını engelliyor. 


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Avlarını yakalamak için olta şekline giren balık çeşidi hangisidir?

S2.Okyanusta kaç tür köpek balığı vardır?

S3.Ahtapotlar insanlardan farklı hangi ışıkları görür?

S4.Mürekkep balığının ahtapotlardan farklı olarak gövdelerinde ne vardır?

S5.Renklerini kullanarak kurbanını hipnoz eden mürekkep balığı türü hangisidir?

S6.Bir yosun topağı şekline giren balık türü hangisidir?

S7.Balık olmasına rağmen balığa hiç benzemeyen balık türü hangisidir?

S8.Vantuzların işlevleri nelerdir?

S9.Yeni doğmuş bir mürekkep balığını öldürme içgüdüsü nasıl gelişir?

 

 

Amazon Nehri Boyunca Yaşayan Yerlilerin Nehirle İlişkisi ve Önemi(40-45 dakika)

 

   Amazon nehri doğanın sıra dışı bir kuvvetidir. Dünyanın en büyük yağmur ormanlarıyla beslenir.  Sularında büyük bir balık çeşitliliği var. Dünyanın en zengin nehri olmakla kalmayıp, aynı zamanda en güçlü nehridir.  Dünyadaki bütün nehirlerden daha fazla su taşıyor.  Nehrin kıyılarında yedi milyon insan yaşıyor. Amazonun gücü kontrol edilemiyor.  İnsanlar nehir tarafından belirlenen bir yaşama uyum sağlamak zorundadırlar. Peru’da ki kaynağından, Brezilyadaki deltasından amazon nehrini güney Amerika’yı boylu boyunca dolaşıyor. Nehir havzası amazona doğru çıkan bin yan kola sahip, nehir kıyısında yaşayan köyler nehir yaşamına uyum sağlamışlar. Su seviyesi nehrin mevsimlik selleri döneminde su seviyesinin yükselmesi, nehrin kapladığı alan üç kat daha artırıyor. Su seviyesi yirmi metre kadar yükseliyor. Nehrin kıyılarında köyler kurulmuştur.  Perular bu köylülere riberenyumlar( nehir halkı)  diyorlar. Bunlar doğal çevreyle yakın ilişkiler kurmuşlardır. Amazonun gücü su iniş ve yükselmelerindeki dengesizlikleridir. Riberenyumlar nehrin aşırı sellerine uyacak bir yaşam şartını benimsemişlerdir. Evleri bu amca yönelik tasarlamışlardır. Sel sularının evlerin altında geçecek şekilde direklerin üzerinde kurulmuştur. Ama bu onları güvende tutmaya yetmiyor.  Çünkü amazon sadece sel baskınıyla yetinmiyor.  Aynı zamanda gözle görülebilecek birden rotasını değiştirebilir.  Bu yüzden bir köy kendini yeni bir kanalın dibinde bulabilir. Amazon yumuşak toprakta kolayca rota değiştirebilir.  Amazon toprakları çok verimlidir.  Bu toprakta küçük çapta da olsa tarım yapılmaktadır. Nehir çok çeşitli balık türlerini barındırıyor. Yerli halk balık avlamak için çık çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir. Buaka bitkisinin yapraklarını ezdikten sonra suya bırakıyorlar. Buakanın zehri sudaki oksijeni tüketmesi sonucunda boğulma tehlikesi yaşayan balıklar su yüzeyine çıkarlar ve yerliler balıkları mızraklarıyla avlarlar. Nehrin yerli halkı hayatta kalmak için nehri çok iyi anlamışlardır. Ormanın iki büyük yan kolunun birleştiği noktada kurulan orman metropolitinde yaklaşık dört yüz bin insan yaşıyor.  Bu suyolu şehri, dünya ile bağlantının kurulduğu bir yerdir.  Ticaret bu yolla sağlanılıyor. Bazı köylere hiç ulaşım yapılamıyor buradaki insanların yaşamları nehrin insafına kalmıştır. Buradaki insanlar yoksulluk içindedir. Buradaki evler çoğu suyun üzerinde yüzecek şekilde tasarlanmıştır. Elektrik ve su tesisatı olmayan evlerde yaşıyorlar. Kanalizasyon sistemleri olmadığından dolayı sular çok çabuk kirlenmekte sıtma hastalığı görülür. Nem oranın fazlalığından dolayı solunum yolu hastalıkları yaygın olarak görülüyor. Bu köylülerin içme suyu boruları yoktur. Su ihtiyaçlarını arıtılmamış nehirden ve yağmur suyundan karşıladıkları için bebek ölümleri şaşırtıcı bir şekilde artıyor. Mide ve bağırsak enfeksiyonları sık görülüyor. Amazon selleri doğanın oldukça göze çarpan bir şekilde uyum sağladığı kendine has bir çevre yaratıyor. Sel suları altında kalan ormanlar buna iyi bir örnektir. Sular altında kalan küçük ağaçlar toprağa tutunmak için köklerini suyun üzerinden toprağa tutunmaya çalışıyorlar. Amazon nehri havzası o kadar geniş ki halen keşfedilmemiş yan kollar ve kayda geçmemiş binlerce bitki ve hayvan türü vardır. Bu amaçla su yüzeyinde kurulmuş bir laboratuar vardır. Ağaçlarla balıklar arasında simbiyotik bir yaşam tarzı gelişmiştir. Yağmur mevsiminde çok çeşitli meyve veren ağaçlar balıklar için bol bir besin kaynağı oluşturur. Balıklar meyveleri yedikten sonra tohumlarını dışkılarıyla yayarlar. Bu durum simbiyotik bir yaşamı oluşturur. Riberenyumlar içim balık önemli bir besin kaynağıdır. Amazon nehri üzerinde baraj yapılamıyor. Amazonun gücü kontrol edilemiyor. Yan kolları üzerinde inşa edilen barajlardan elektrik üretiliyor. Amazonun zorlaştırıcı yaşam koşullarından dolayı çoğu köye elektrik verilemiyor. 2005’te amazonda yaşanan kuraklık çok ciddi zararlara neden olmuştur. Balıkların ölmesi yerli halk için tam anlamıyla bir felaket olmuştur. Orman yangınları su döngüsünü yok ediyor. Amazondaki ağaçlar tüm dünyanın oksijeninin yüzde yirmisinden fazlasını üretiyor. Soya fasulyesi yetiştiriciliği çok karlı bir iş olduğu için orman alanları tahrip edilip soya fasulyesi tarlalarına dönüştürülüyor. Birini yok eden şüphesiz diğerini de yok edecektir.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Amazon nehri kaynağını nereden alıyor?

S2.Amazon nehrinin ilk köyü hangisidir?

S3.Nehir kıyılarında yaşayan köylüler yerlerini neden yılda birkaç sefer değiştirir?

S4.Amazon topraklarını verimli kılan nedir?

S5.Riberenyumlar’da gerçekleşen göçlerin sebebi nedir?

S6. Riberenyumların avlamaya cesaret edemedikleri balık hangisidir?

S7.Yaşam araştırma projesi amazondaki çalışmaları en çok hangi sahanın üzerinde yoğunlaşıyor?

S8. Çok sayıda insanın ve hayvanın ölümüne neden olan amazonun yan kollarında inşa edilen baraj hangisidir?

 

 

Amazonda Tür Avcısı

      

   Güney amerikanın amazon bölgesinde dünyanın en zengin primat nüfusu barınıyor. Ünlü bir primatolog olan araştırmacı bu bölgede yeni bir primat türü bulmak için araştırmalar yapıyor. Brezilya yağmur ormanlarında araştırma yapan mark, yeni bir tür bulmak bu bölgede yaşayan insanlardan yardım alıyor. Köylülerin birçok hayvanla bağlantıları olduğu için onların yardımı yeni bir tür bulmak için gereklidir.  Maymunlar evcil hayvan olarak yetiştirilebiliyor. Mark köylülerin tutsak ettikleri maymunları kurtarmak için gıda karşılığında maymunları köylülerden alıyor. Çünkü yerel halk geçimini avlanarak yapıyor. Bu bölgede yaşayan hayvanlardan biride güney Amerika tapiri, bilimsel kitaplara göre güney Amerika ve Asya ormanlarında dört tane tapir türü yaşıyor. Bunlar atlar ve gergedanla akraba olan ailenin son üyeleridir. Bu hayvanlar yaklaşık iki yüz elli kilo ağırlığında güney Amerika brezilya tapiri karada yaşayan en ağır memelidir. Bütün tapirlerin kısa bir hortumu vardır. Ancak güney Amerika tapiri, kulaklarının kenarındaki beyazlık ve açık renk ayaklarıyla ayrılır. Bu hayvanlara benzeyen fakat bunların yarısı büyüklükte olan ve her tarafı simsiyahtır. Eğer bu yeni bir türse çok ses getirebilir. Yerlilerin bahsettiği bir tür daha ise pekaridir.   Pekari domuza benzemesine rağmen hipopotamla daha yakın akrabadır. Bilim amazonda her iki tür pekari olduğunu söyler. Bu hayvan gürültücü sürüler halinde dolaşır. Fakat yerliler dört tür pekari olduğunu söylüyorlar. Mark köylülerin avladıkları hayvanların yeni bir tür olacaklarını düşünerek o hayvanları aramaya koyuluyor. Amazon manetesi boyu üç metreye yaklaşan şişman bir hayvandır. Kürek şeklinde bir kuyruğu vardır. Bıyıklı burnu esnektir. Vücudu tamamı gridir ve altında gelişli güzel beyaz lekeler vardır. Üreme hızı düşük olması ve avlanma gibi faktörlerden kaynaklı nesli tükenmekte olan hayvanlar arasındadır. Yerliler cüce maneteden bahsetmeleri bir efsanemi yoksa yeni bir tür mü şimdilik bilinmez. Yerliler avladıkları manetelerinin kafataslarını marka veriyorlar. Mark dev ile cüce manete arasında çok ince farkların olduğunu fark ediyor. Kukulu sürün olarak bilinen hovatsin dinozorlarla aynı dönemde yaşamışlar. hovatsin mis bir koku salgılar. Bu kuş biyolojik bir mucizedir. Sert bitkileri sindiren karmaşık bir midesi vardır. Mark ormandaki yolculuğuna devam ederken birçok bilinen hayvan türüyle karşılıyor. Amazon manetesi su yüzeyindeki bitkilerle besleniyor. Mark nehir tacirlerinden sürekli bilgi alıyor. Çünkü nehir tacirleri nehri sürekli dolaştıklarında ne olup bittiğinde genelde haberleri oluyor. Pembe nehir yunusu yani boto omurgası esnek olduğundan boynunu döndürebilir. Yunuslar gelişmiş sonarları sayesinde bulanık sularda rahat hareket edebilirler. Dev su samurları gelincik ailesinin en büyük üyeleridir. Balık yemeyi çok severler ve boyları neredeyse iki metreyi buluyor. Dev su samurları kürkleri için avlandıklarında sayılarında ciddi azalmalar görülmektedir. Tapirin çok az düşmanı var büyük kedilerin türleri avlanma yüzünden neredeyse tükenmek üzere ancak birkaç puma halen gölgelerde sinsice dolaşıyor sudan pek korkmuyor. Amazon manetesi günde on beş kilo yer ve günün sekiz saatini beslenerek geçirir. Yağmurlara bağlı olarak göç eder. Kuraklık döneminde yaklaşık iki yüz gün aç dayanabilir.

     Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

      S1.Hovatsilerin evrim açısından önemi nedir?

      S2.Cüce manetenin besin zincirinde hangi otlar vardır?

      S3.Sakız ağaçlarının bol olduğu alanlarda en çok bulunan primat hangisidir?

      S4 Bölgedeki en iri hayvan hangisidir?

      S5. Amazonda kaç tür pekari vardır?

      S6.Evrim sürecinde kabul edilen ilk kuş türü hangisidir?

      S7. Evrim sürecinin tümüyle görüldüğü canlı hangisidir?

      S.8 Pekarilerin yaşam alanları nerelerdir?

 

 

Afrika Krugerde; Mandalar, Aslanlar ve Timsahlar Arasındaki Savaşta Yem Olmaktan Kurtulan Malağın Kurtuluş Serüveninin Filmi

 

    Afrika düzlüklerinde sıradan bir gün bir bizon sürüsü ile genç Aslanlar karşılaşıyor. Aslanlar bir bizonu yakalıyor bu ziyafete timsahlarda katılıyor ama beklenmedik bir gelişme oluyor ve bizon sürüleri yaralı bizonu kurtarıyorlar. Güney Afrika da yirmi bin metre karelik alan olan bu parkta, çok sayıda memeli hayvan barınıyor. Park aynı zaman da yüz kır iki farklı memeliyi de barındırıyor. Bunlar arasında zürafalar antiloplar ve zebralar bulunuyor. Kuraklık döneminde hayvanların su ihtiyacını gidermek için yapay göletler parkta mevcuttur.  Bizon sürülerini gören aslanlar bir yavru bizona saldırıyor bizon yakalıyorlar timsahta aslanların avlarına ortak olmak isteseler de başarılı olamıyorlar bu sahneyi kameraya çeken gözlemci görüntüyü çekmeye devam ediyor. Birde ne görsün bizon sürüsü yavru bizonu kurtarmaya geliyor ve yaralı bizonu aslanlardan kurtarıyorlar. Bunu filme çeken gözlemci bu parkta çok az rastlanan bir saldırı sahnesini kameraya çekmeyi başarmıştı bu film çoğu izleyici tarafından internette izlendi ve bu film hakkında çeşitli yorumlar yapıldı. Bizonlar vejetaryen hayvanlardır sadece bir saldırı esnasında korkunçlaşırlar. Aslanlar saldırdıklarında sürü toplanır. Aslanlar saldırdıkları bizonu sürüden koparmaya çalışırlar. Bizon sürülerinin güvenliğini yaşlı ve genç bizon erkekleri sağlarlar. Bizon sürüleri kozmopolit bir yapıdadır. Afrika bizonlarının görme ve işitme duyuları zayıftır ama koku alma duyuları keskindir. Aslan sürü içerisinde zayıf olan üyelere saldırırlar. Avı etkisiz hale getirmek için hızlı hareket ederler. Burun ve soluk borusuna saldırırlar ve nefes almasını önlerler. Aslanlar avlanma öncesinde, her aslanın bir görevi vardır saldırı planlı bir şekilde gerçekleşir. Aslanların hızı ve avlanma yeteneği çok gelişmiştir. Kısa sürede hızlarını çok artırırlar. Bizonlar genelde sürü tarafından korunurlar kısa mesafede hızlarını aslanlar kadar artıramazlar. Aslanların bu filmde yavru bir bizonu nasıl avladıklarını gösteriyor: yavru bizonu yakalayan aslan bir kaza sonucu yavru bizonla suyun içine düşüyor ve devreye ikinci bir aslanda yavruya saldırıyor. Aslanlar genelde avının yüz bölgesine saldırıyorlar. Bu avlanma sürecinde timsahta ortak olmak istiyor bu timsahlar yaklaşık iki yüz kilo ağırlığındadır? Timsahlar avlarına sessiz bir şekilde yaklaşıyor. Hayvanlar susadıklarında su kenarlarına su içmek için geliyorlar bu durumdan faydalanmak isteyen timsahlar avlarına saldırıp suyun içine çekmeye çalışıyor. Bizon sürüsü ile aslanlar arasında yaşanan mücadele sonucunda bizon sürüleri yavru bizonu kurtardılar. Aslanlar bizona yenilmişlerdir. Yavru bizonu bu durumunu hisseden bizon sürüleri genç aslanlar gurubuna saldırdılar. Aslanlar avlarından vazgeçmek istemeseler bile. Gen bir bizon aslanlara boynuzlarıyla saldırarak aslanları dağıtmayı başardı. Bizonların kas yapıları çok gelişkin oldukları için yavru bizon bu olaydan sağ salim kurtulmayı başardı.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Bizon sürülerinin genel özellikleri nelerdir?

S2. Aslanlar nasıl avlanır?

S3. Aslanın burun renginin değişimi hangi özelliğinin göstergesidir?

S4. Aslanlar neden yüz bölgesine saldırıyorlar?

S5. Av olma sırasında bizonun çıkardığı ses bizon sürüleri için ne anlam ifade ediyor?

S6. Bizon sürüleri hangi temel ilkeye göre yaşar?

S7. Timsahların genel özellikleri nelerdir?

S8. Genç aslanlar ile yetişkin aslanların savunma yöntemlerinde ne gibi farlılıklar vardır?

 

 

Ateş Karıncalarının Hayat Döngüleri ve ABD’ye Zararları

 

  Ormanda gezintiye çıkan orta yaşlarındaki bir kadının attan düşüşü karıncaların içgüdüsünü harekete geçiriyor.  En iyi savunma bu karıncalar için saldırıdır. Bu karıncalar fenomen adında kimyasal bir madde salgılıyor. Ateş karıncaları zarara neden oluyorlar. Eyaletin sağlığını tehdit ediyorlar. Güney Amerika’yı yetmiş yıl önce işgal eden kırmızı ateş karıncaları şimdi başka bir bölgeyi tehdit ediyorlar. Kırk milyonluk kırmızı ateş karıncaları bir dönümlük araziye sığabilirler. Teksasta yılda bir milyar dolarlık zarara neden oluyorlar. Ateş karıncaları sadece içgüdüleriyle hareket ederler. Yeraltında bir kolonide gizleniyorlar. Kraliçe için bazı yumurtalar işçi bazı yumurtalar da yiyecek oluyor. Yuvaları bir metre derinliğinde altmış santimetre genişliğindedir. Kolonilerdeki karıncaların binlercesi dişidir.  Kraliçenin alanını genişletmek için böcek ve kuşları öldürüyorlar. Bu karıncalar çiftçiler için büyük bir sorundur. Çok dayanaklı olan bu karıncalar mikro dalga ışınlarına bile dayanıklıdır. Marry attan düşüyor ve kalça kemiğini kırılıyor. Ani bir saldırıya uğruyor.  Marry ateş karıncalarının yuvasının üzerine düşüyor. Karıncalar kendileri için bir tehdit oluştuğunda gizlenmezler.  Çünkü onlar için en iyi savunma saldırıdır.  Bu karıncaların neden olduğu yaraların iyileşmesi uzun bir zaman alır.  Bi kasabasında yaşayan insanlar karıncaların verdiği zararlardan dolayı, tedirgindirler.  Çünkü ateş karıncaları onların ürünlerine zarar veriyorlar. Bu kasabadaki insanların yardımına koşan bir bilim adamı, bu karıncalara karşı forinks sineğini gizli silah olarak bulmuştur. Forit sineği ısırmıyor. Ateş karıncaları bir yılda yarım milyon yumurtlar.  Düzgün ve sert iskeletleri vardır. Düşmanlardan bu şekilde korunurlar. Güçlü zehirleri vardır. Karıncalar forinks sinekleriyle buluşturulmak için laboratuar ortamına götürülüyor. Forinks sinekleri karıncaların kabuklarını delerek yumurtalarını karıncanın içine bırakıyor. Yumurtaların gelişmesi için besine ihtiyaçları vardır. Karıncanın içindeki parazit gövdesindeki besini tüketecektir. Gelişen farinks sineğinin yumurtası boyutunu otuz kata çıkaracaktır. Larvalar birkaç hafta sonra karıncanın boynuna doğru hareket edecektir. Daha güvenli bir yer için,  daha sonra kurtçuk dokuyu yırtarak karıncanın kafasını öldürecektir. Bu olduğunda da kafa düşecektir. Sineğin farinks sinekleri, karıncaların şartlarına uyum göstermeleri gerekir. Kırmızı ateş karıncaları, sel durumunda birbirlerine kenetlenerek sal oluştururlar. Karıncalar bir şeker kristalinden bile daha hafiftir.  Yolculuk çok uzun sürerse kuluçkalarının bir kısmını yerler. Biyolojik terör kampanyasında çiftçiler başarılı olursa karıncaların ilerlemesi durdurulabilir.  Türün hayatta kalmasını garantilemek için erkek kırmızı ateş karıncası kraliçe ile çiftleşir. Çalışanlar zamanı gelince kraliçe ve erkek karıncaları yuvadan atarlar.  Farinks sinekleri kuraklığa uyum göstermesi halinde, kırmızı ateş karıncalarının ilerlemesini durdurabilir. Dişi forinks sinekleri karıncaların omurgalarını sokması ve yumurtaları karıncaların içine bırakması zamanla gelişen larvanın besin için karıncayı kullanması karıncayı zamanla öldürür. Farinks sineği çiftleşmek için karıncayı sokup larvasını bırakır buda karıncayı felç eder.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Kırmızı ateş karıncaları nasıl bir ısırma çeşidi vardır?

S2. Kırmızı ateş karıncaları hangi şoka neden olur?

S3. Ortalama bir yılda kaç Amerikalı kırmızı ateş karıncalar tarafından ısırılıyor?

S4.Forinks sineğinin yaşam ömrü ne kadardır?

S5. Farinks sineğinin oluşumu ne kadar zaman alır?

S6.Farinks sineklerinin uyum gösteremedikleri doğal koşullar nelerdir?

S7. Erkek Kırmızı ateş karıncalarının yapısal özellikleri nelerdir?

S8.Kraliçe kırmızı ateş günde kaç yumurta üretir?

 

 

Arıların Sesizliği  (ABD'de Arı kovanları toplu yok oluyor)

 

   Bal arıları çevre dengenin köşe taşlarından biri, besin zincirimiz açısından vazgeçilmemiz. Ama tüm dünyada bal arıları yok oluyor. Ama tüm dünyada bal arıları yok oluyor. ABD’deki bal arıların üçte birisi kayboldu. Bilim insanı bu acil gizemi çözmek için çaba harcıyor.  Bilim adamları bu salgını çözemezse bal arıları yeryüzünde tamamen silinecektir. Arı kovanları gizemli bir biçimde boşalıyor. Bu olağan üstü duruma koloni çöküm hastalığı adı veriliyor. ABD’nin otuz beş eyaletinde arı kovanları gizemli bir şekilde boşalıyor. Bu ülkede üretilen gıdaların üçte biri bal arılarından elde ediliyor.  Bal arıları bizim için önemli olan yüz gıdanın polenleşmesini sağlıyor. Bu ülkenin pazarına katkıları on beş milyar doları buluyor. Bitkilerin döllenmesi tek bir türe bağlı onların da başları beladadır. Arıların kaybolması tüm dünyada ortak bir soruşturma yürütülmesine neden oldu.  Arıcılar ve bilim adamları arıların neden kaybolduğunu bulmaya çalışıyor. Olası şüpheliler arasında zehirli tarım ilaçları, parazitler olabilir. Arılar yüz milyon yıldır bu görevin başında, çiçekli bitkiler eş zamanlı evrim geçirdikleri için mükemmel bir ortaklık geliştirmişlerdir. Arılar çiçeklerdeki yüksek proteinli polenleri toplar ve bitkilerde onlara nektar adı verdikleri şekerli öz suyunu sunarak ödüllendirirler. Bazı arılar nektar toplamak için anatomik değişikliğe uğramıştır. Bal arılarının tasarımı hem form hem de fonksiyonellik açıdan tam bir mühendislik harikasıdır. Bal arıları yaşamları pahasına zehirli iğnelerini bir sefer kullanırlar. Dört kanadı birbirine küçük kancalarla bağlıdır ve saniyede iki yüzden fazla kanatlarını çırparlar.2006 da Amerika da bir çiftlik sahibinin arıları çoğunluğu kısa bir süre içinde kayboldu. Diğer ülkelerde de bu olaylara rastlanıldı. Bu sorun kamuoyunun dikkatini çekmek için yeterliydi arı kovanları kısa bir süre içinde boşalıyordu. Bu duruma neyin sebep olduğu bilinemiyordu. Sağlıklı bir arı kovanı mükemmel bir organizma gibi çalışır. Tüm bu hareketliğin merkezinde kraliçe arı vardır. Bir yumurta makinesi olan kraliçe tüm hayatı boyunca iki milyon yumurta üretir. İşçi arılarının tamamı dişidir. Koloninin gücünü dişi oluşturur. Otuz binlik tipik bir arı kovanında kraliçe arı iki bin yumurta üretir. Kovanda sadece yüz tane erkek vardır. Bunlara damızlıkta denilir. Şişko bedenleri ve iri gözleri olan erkek arılarının yapısı nektar ya da polen toplamaya uygun değildir. Beslenmeleri işçi arılara bağlıdır. Yazın işçi arılar sadece otuz gün yaşar.  Arı hastalıklarıyla uğraşan bir bilim adamı hastalığa neden olan patojenin araştırılmasıyla aslında arıların bir hastalığa değil de birçok hastalığa birden yakalandığı görüldü. Arıların tek bir nedenden dolayı ölmediği ortaya çıktı. Bu hastalığa yakalanan birçok arıda, birçok bakteri ve virüse rastlandı. Tarım ilaçları koloni çöküm hastalığının olası bir nedeninin tarım ilaçlarının olabileceği söylendi. Tarım ilaçları arıların bağışıklık sistemini zayıflatıp hastalığa yakalanmasını kolaylaştırıyordu. Diğer bir yandan araştırmacılar arıların tek bir ürünle beslenmesinin arıların bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olup koloni çöküm hastalığına yakalanmayı kolaylaştırdığını söylüyorlardı. Çinin pekin ilçesinde bir zamanlar kullanılan tarımsal ilaçlar buradaki bal arılarının ve diğer polenleşmeyi sağlayan hayvanların yok olmasına neden olmuştur. Buda polenli bitkilerin azalmasına neden olmuştur. Bu yüzden çiftçiler her yıl nisanda bal arısı rolünü oynamak zorundadırlar. İnsanlar bitkileri elle döllüyorlar. Yapılan incelemeler koloni çöküm hastalığına neden olan bir virüsün varlığını keşfettiler.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Bal arılarının döllenmeleri nerede gerçekleştirilir?

S2. Bala en zarar veren hayvan hangisidir?

S3. Arıları her iki gözü kaç mercekten oluşur?

S4.Arıların kaybolması ile ilgili medyada yer alan spekülasyonlar nelerdir?

S5. Uç ek gözlerin işlevi nedir?

S6.Bal arılarında haberleşme nasıl gerçekleşir?

S7. Koloni çöküm hastalığına neden virüs hangisidir?

S8. Koloni çöküm hastalığına neden olan virüs hangi ülkeden dünyaya yayılmıştır?

 

 

 

 

Arslanlarla Yürümek ve Hayat Döngüleri


    Kurak Afrika topraklarında bufalo sürüsü suyun çağrısına kulak vererek suyun bulunduğu alanlara doğru hareket ediyorlar. Bufalo sürüsü için suyun bulunduğu yerler aynı zamanda bir tuzak, araştırmacılar bufaloları avlamak için suyun bulunduğu yerlerde gizlenen hayvanların gizli kalmış yönlerini bulmaya çalışıyor. Su kaynakları aslanlar için mükemmel bir avlanma yeridir. Zambabwe vadisi geniş ve derin bir vadi bu kaynağın etrafındaki yırtıcı hayvanlar için bir cennet fakat film yapımcıları için bir kâbus olabilir. Kalın fundalıklar ve sayısız vadiler yüzünden arabayla ulaşılamıyor. Yaya olarak yürümek ve aslanlar hakkında film çekmek şimdiye kadar yapılmamış bir şey ve zorlu bir süreçtir. Aslanların izlerini süren film yapımcıları taze aslan izlerini sürerek onları bulmaya çalışırlar. Aslanlar film çekmek için gelenlere alışkındır. Genelde onları umursamazlar. Aslanlar bazen gerginleşebilirler, yavruları yanında olduklarında film ekibine saldırı davranışlarında bulunurlar bu gibi durumlarda hareketsiz olmak en akıllıca korunma yöntemidir. Sürüdeki dişi aslanların aynı zamanda yavrulama eğilimi vardır. Dişi aslanlar hem yavrularının bakımlarını üstleniyorlar hem de birbirlerinin yavrularını emziriyorlar. Dişi aslanlar sütlerinin kesilmemeleri için avlanmak zorundadırlar. Dişi aslanlar avlanmaya çıkmadan önce yavrularını mükemmel bir sığınağa taşıyorlar. Kuraklık duruğa çıkınca birkaç bufalo sürüsü kaynağa doğru gelerek su içmeye çalışıyorlar. Bufalolara susuzluk seçim şansı vermiyor aslanlar kaynağın başında pusuda bekliyorlar. Aslanlar her gün avlanmazlar avlandıkları zaman bol bol et yerler. Aslanlar bir oturuşta on sekiz kilo et yerler. Aslanlar günün yorgunluğunu üzerinde atmak için günün yirmi saatini uykuyla geçirirler. Bu uyku onların kendi enerjilerini toplamasını sağlar. Bamumlar bir aslan ya da leopar kampa yaklaştığında alarm çalmaya başlarlar. Geceleyin normal bir ışık kullanıldığında aslanlar kaçar. Bunun için kızıl ötesi ışınlar kullanılır. Aslanlar filler su kaynaklarına geceleyin gelmeyi tercih ederler. Dişi filler yavrularını korumak için onlara yakın yürüyor. Büyük kediler küçük fil yavrularının baş düşmanları ve bu iki tür arasında uzun zamandır süre gelen bir düşmanlık var. Filler aslanların yavrularına yakınlaşmalarını hissettikçe çılgına dönüyorlar. Sonunda aslanlar geri çekiliyorlar. Yağmur başladığında film ekibi bir süre çekimlerine ara vermek zorunda kalıyorlar. Çünkü kuraklık sona eriyor hayvan sürüleri su kaynaklarına gelmek zorunda kalmıyor. Sonuçta da aslanları takip etmek zorlaşıyor. Kurak mevsimden sonra yağmurlar başlayınca burası tamamen değişiyor. Yağış mevsiminde sürüler kaynaktan uzaklaşıyorlar kurak dönemlerde tekrar su kaynaklarına dönüyorlar tabiî ki aslanlarda, film çekimcileri aslanların gelişim dönemlerini görüntüleyebilmek için uzun bir süre beklemek zorunda kaldılar kuraklık döneminin başlanması ve sürülerin su kaynaklarına doğru yönelmesi aslanları da beraberlerinde getirmeleri tekrar aslanların gözlemlenmesine olanak verir. Film çekimcilerinin aslanları tekrardan görmesi ve onların yaşıyor olmasını görmek mutluluk vericiydi. Erkek aslanlar kendi bölgelerinde efendi olmak için kıyasıya savaşıyorlar. Savaşı kaybeden aslan bölgesini yeni efendi aslana bırakarak yaban hayatına döner. Dişi aslanlar bölgenin efendisi olan aslanı kabul ederler. Filler aşırı sıcaklıkta su bulmak kaynaklara doğru yönelirler. Filler korumuş dere yataklarında toprağı kazarak suya ulaşırlar. Filler yavrularını çok aşırı koruyorlar. Filler su seviyelerine kadar toprağı kazıyorlar ve serinlemek, parazitlerden korunmak için çamur banyosu yapıyorlar. Bamumlar fillerin çıkardıkları sulardan faydalanmayı seviyorlar. Kurak mevsimde birer birer tükenen su kaynakları aslanlar için avlanmayı kolaylaştırıyor. Aslanların kur yapmaları üç gün, üç gece sürüyor ve her yirmi dakikada bir çiftleşeceklerdir. Film yapımcıları dört zor yıldan sonra aslanların nesilden nesile çoğalmalarını kameraya çekmeyi başardılar.


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Aslanlar bir bufaloyu kaç dakikada öldürebilir?

S2.Aslanlar kendi bölgelerinin sınırlarını nasıl belirler?

S3.Hangi mevsim aslanların avlanmasını kolaylaştırır?

S4.Aslanlar dinlenmek için hangi alanları kullanırlar?

S5.Aslanlar ne zaman su kaynaklarını terk ederler?

S6. Bufaların aslanlara av olmasını kolaylaştıran doğa özellikleri nelerdir?

S7.Aslanlar avlanmaları hangi dönemlerde zorlaşıyor?

S8.Aslanların en kolay gözlemlendiği alanlar nerelerdir?

 

 

Genetik ve Eğitim Tercihlere Dayalı Bilimsel Dahi Oluşturmak Kısmen Olası(40-45 dakika)

 

     Bir dahi yaratabilir miyiz dâhilik doğuştan mı edinilir yoksa sonradan edinilebilir mi? Aslında bir dahi yaratabilir miyiz castin yedi yaşındaki çocuklarla aynı yeteneğe sahip bir şeyi hariç castin muhtemelen varlığıyla bu gezegeni onurlandırmış en parlak zekâdır. Bu çocuk çok erken yaşta satranç öğrenmiş ve müzik aletleri çalmıştır. Okula gitmek için çok küçük olduğu için öğretim programlarını evde edinmiştir. Castin altı yaşında üniversiteye kabul edildi ve büyük bir üne sahip olmuştu. Yedi yaşında yunanca ve Latince dâhil olmak üzere on iki dili öğrenmişti. Castinin zekâ düzeyi iki yüz doksan sekiz çıkmıştır. Castinde buna rağmen ağır zihinsel öğrenme güçlülüğü var. Castinle normal bir söyleyiş yapmak çok zordur. Birileri ona bir soru sorduğunda onu cevaplamakta zorlanıyor. Kelimeleri çıkartmak için ağzını şekillendiremiyor. Karşılıklı konuşmaktan zorlanan castin, ona bir mail gönderdiğinizde size bilgece bir cevap veriyor. castin şimdiye kadar iki kitap yazmış ve kendi web sitesini tasarlamıştır. Kendi ülkesi adına santraç turnuvalarını katılıyor. Zekânın genetiğini araştıran genetikçi, zekâyı etkileyen birçok gen var yapılan araştırmalar zekâ ile kalıtım arasında güçlü bir bağ var. Sadece bunun bir genle ilgili olduğuna dair bir kanıt yoktur. Eğer zekâ kalıtsal ise dahi yaratmak için doğru anne ve babayı seçmek gerekir. Doğru spermlerin ve doğru yumurtaların seçimi tamamen bir fark yaratır. Rem ailesinin üç küçük çocuğu var. Devit kısırdır. Bu ailenin çocukları dahi spermlerle dünyaya geldiler. Sperm bankaları dahi insanları üretmek için sadece zeki olan insanlardan sperm alıyorlar. Bu aile zeki çocuklara sahip olabilmek için sperm bankalarında sperm istediler. Bu dönürler hakkında çocuklar yeterince bilgilendiriliyordu. Bu durumdan rahatsız olmuyorlardı.  Dönürlerin yetenekleri çocuklarda açığa çıkmıştı çocuklar okullarında başarılıydılar ve müzikal alanda çok yetenekliydiler. Son çocukları otistik çıkmıştı ve konuşamıyordu bu gelişme ren ailesinin sperm bankalarında aldıkları spermlerden pişman olmasını sağlamadı. Doktor gren öldü ve sperm bankası kapatıldı. Ama günümüzde zeki insanların dönürlerini satan sperm bankaları bulunmaktadır. Cenin iken hücre ölümleri çok sayıda gerçekleşiyor. Örneğin elimiz bir hücre topluluğu iken verilen bir komutla hücreler kendini yok ediyor. Hücrelerin ölümüyle her parmak yeni bir şekil alıyor. Gelişen bir bebek çok sayıda beyin hücresi üretiyor. Doğum sırasında ceninin ürettiği beyin hücrelerinin yüzde sekseni ölüyor. Yapılan araştırmalar sporun beynin daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Zihin egzersizi yapmanın beynin gelişimini olumlu etkiler. Bir bebeği dahi yapmanın mümkün olabileceğini gösteriyor. Fareler üzerinde yapılan deneyler bunu gerçekçi kılmıştır. Çocukların beyni bir sünger gibidir.  İstediğin bilgiyi yükleyebilirsin.  Birçok anne baba çocuklarını dahi yapmak için onları zorlamak gerektiğine inanırlar. Bazı çocuklar çok erken yaşta müzik yetenekleri açığa çıkıyor. Anne babalar çocuklarını zorlamaması gerekir. Matematikte fazla yetenekli olmayan biri beynini geliştirerek dünyanın en iyi hesap uzmanı olmuş bunu yaparken beynini bir hesap makinesini gibi kullanıyor. Fakat çoğu insan için bu kişi dahi değildir. Dâhilik birçok üstün özelliğin bileşimi doğuştan gelen yetenek, kararlılık, doğru zamanlama ve hepsi bir araya geldiğinde dâhilik büyük bir sorumluluk haline geliyor.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Castin hangi alanlara ilgi duyuyor?

S2. Castin’in üzerinde çalıştığı projeler nelerdir?

S3. Dâhilik çevre koşullarına mı bağlı yoksa kalıtsal mı?

S4. Zekâ düzeyini yükseltmek için ne gibi çalışmalar yapılır

S5. Çocuklara sayı öğretmenin en kolay yolu nedir?

S6.Gelişen bir bebek dakikada kaç beyin hücresi yaratıyor?

S7. Çevre koşulları beyin üzerindeki etkileri nelerdir?

S8.Genetiğin müzikal yetenek üzerindeki etkisinin payı nedir?

 

 

 

Beynimiz Nasıl Çalışıyor? Orgazma, Stres, Korku ve Uç Sınırları Esnasında Beyin Emar Görüntülerinin Bilimsel Anlamlandırılması. Sıra Dışı İnsanların; Suçluların, Psikopatların, Sporcuların, Çeşitli Beyinsel Hastaların Beyinleri Çalışırken Alınan Emar Görüntülerin BilimselAnlamlandırılması ve Başarılı Beyinlerden Diğerlerine Bilgi Yüklemenin Olası Bilimsel Açıklamaları 90 Dakika

    İnsan beyni son büyük öncüllerden biri, beyin evrende bulunan en karmaşık yapılardan biri, ilk defa cinsel ilişki esnasında beyinde neler olduğunu biliyoruz bazı beyinlerin kötücül olmasının sebebi nedir. Teknoloji sonuçta beynin sırlarını çözmeye başladı. Beyin hayatımızın her yönünü kontrol ediyor. İnsanlar evrimleştikçe beyin iki katına ulaştı. Ağırlığı sadece bir bucuk kilo, vücudumuzun aldığı enerjinin yüzde yirmisini kullanıyor. Beynin kısımlarından olan beyin sapı diğer memelilerle ortak olan bir özelliğimizdir. Beyin sapı kalp, solunum, kan basıncı gibi hayati olayları yöneterek bizi hayatta tutuyor. Bir üstteki sistem daha gelişmiştir ve limbik sistem olarak adlandırılır. Limbik sistem duyguların işlenmesinde önemli bir yapıdır. Amyglada bir tırnaktan büyük olmamasına rağmen beynimizin duygusal tepkilerini yöneten merkezleridir. Bu duygulardan en basiti ve en güçlü olanlarından korku hepimizin paylaştığı bir duygudur. Askerler beyinlerinin verdikleri korku tepkisini değiştirmek için özel eğitimden geçiyor. Amyglada beynin en çok bağlantısı olan kısmı bölgesidir. Beyin sapına sinyaller göndererek bedensel tepkilerin yol açmasına neden olur. Terlemeye başlarsınız ve kalp atışlarınız yükselir. Bir süre donup kalabilirsiniz veya kaçabilirsiniz. Başlıklı boks eğitimi olarak bilinen bu egzersiz bir savunma stratejisinin bir parçasıdır. Amerika donanması amygladanın şartlanmasında kullanılan yönteminden biridir, öğrenciler sağır ve kördür. Eğitmenlerimiz bir senaryo oluşturuyor. Ardından başlık çıkartılıyor, öğrencinin tepki vermesi bekleniliyor. Başlığın altındayken düşüncelerinizi toplamanız ve karşılaşabileceğiniz senaryoları düşünmeniz için çok kısa bir zamanınız var bazen en doğru tepki doğru ve ölümcüldür. Bazen de şiddet içermez eğitim yapmanın en doğru yolu insanları korkutucu durumlarla karşı karşıya bırakarak bunlara alışmalarını ve karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini sağlamaktır. Devamlı olarak korkutucu durumlarla karşı karşıya kalan askerler aksi takdirde yanlış hareket etmelerine ve öldürülmelerine yol açabilecek korkularını bastırmayı öğreniyor. Peki, ama beyinleri bunu nasıl yapıyor bilim insanları insan geliştikçe beynin korteks adı verilen başka bir kısmının korkuyla ilgili olduğunu gördü, beynin bizi insan yapan kısmı Frontal kortekstir. Eğer amyglada beynin birinci katı ise kortekste ikinci katıdır. Dört adlı loba ayrılan ve beyni saran ince buruşuk dış katmandır. Bir maymunun korteksini açıp düzleştirecek olursanız büyüklüğü bir sayfa olacaktır. Bizim korteksimiz ise dört sayfa büyüklüğündedir. Buruşuk olmasının sebebi ise kafatasımızın içine sığması gerektiği içindir. Frontal loblar gözlerimizin hemen üzerindeki bölümde bulunur. Bunlar beynin en iyi odalarıdır. İnsan evrimleştikçe Frontal loblar bilinçli ve mantıklı alanlar haline geldi. Problemleri burada çözüyoruz. Bilim adamları bilgilerin amygladaysa, Frontal loptan nerdeyse iki kat bir hızla ulaştığını tespit ettiğinde bu korku araştırmalarında büyük bir açılım gerçekleştirdi. Farklı beyin sinyallerinin hızı olası bir tehlikeye nasıl bir tepki vereceğimizi, içgüdüsel olarak bilmediğimiz takdirde, Frontal loplar doğru tepkiyi belirleyene kadar donup kalabileceğimiz anlamına geliyor. Amyglada korku ile ilgili çok hızlı sinyaller alabilir. Ancak bunlar bazen yanlış olabiliyor. Durum size kısa bir süre içerisinde bu bir korku durumu değil diyebilir ve korkunuz geçer. Donanma eğitiminin kendini gösterdiği nokta budur. Durumlara göre hızlı ve kesin tepkiler yaratarak askerlere bu gecikmeyi azaltmayı öğretiyor. Donanmanın beyin eğitim tekniklerinden biride, askerlerin boğulma gibi çok büyük bir korkuyla başa çıkması için başka bir şeye ihtiyacı var.  Uzmanlar beynimizin suyun altında mahsur kalmaktan korkmak üzere programlandığına inanıyor. Bunun sonucu olarak beynin havaya ulaşmak güdüsünü kontrol etmek neredeyse imkânsızdır. Bu yüzden adaylar su altı havuz yeterliliği testi geçmek için çok çaba gösteriyor. Havuz testi buradaki kariyerleri için çok önemli suyun altında bu korkuyla nasıl başa çıktıkları test ediliyor. Suyun altında kendilerini kontrol taciz ve planlı taciz uygulanıyor ve bununla nasıl başa çıktıklarına bakıyoruz. Öğrenciler suyun altında yirmi dakika geçiriyorlar ve bu süre içerisinde eğitmenler defalarca solunum cihazlarına saldırıyorlar. Sürenin yarısı boyunca havasız kalıyorlar. Havaları kesiliyor hava hortumları zor durumlarda düğümleniyor. Bu sorunlara bir dizi acil durum prosedürü halinde cevap vermeleri gerekiyor. Ekipmanın nasıl kurtulacağıyla ilgili bilgiler testin öncesinde adım adım adayların beynine kazınıyor. Bu bilgilerin harfi harfi uygulanması gerekiyor ancak teoriyi pratiğe dönüştürmek kolay değil, dibe inince eğitmenler yanınıza gelip size saldırmaya başlıyor. Maskenizi çıkartıp sürekli size stres yaptırıyorlar ve stres artıkça bununla nasıl başa çıktığınızı görmek istiyorlar. Öğrencinin havası azalınca beynin amyglada   panik düğmesine basarak onun yüzeye çıkmasını sağlıyor. Eğer kontrolü elinde tutmak istiyorsa Frontal lobun beyindeki bu mücadeleden galip çıkması gerekir. Fiziksel olarak zorlayıcı, nefesinizi normal olarak tuttuğunuz süreden daha fazla tutmanız gerekir. Bu testten çoğu öğrenci başarısız oluyor. Askerlerin havasız kaldığı sürece ya düğümden kurtulmak için az sahip olduğu nefesi bilinçli kullanacak ya da suyun yüzeyine çıkacaktır. Donanma başarısız olan askerlerin sebebini bulmaya çalışıyor. Nefes alamamak kadar korkunç ne olabilir ki bu çok büyük bir stres tepkisine neden oluyor. Olayları düşünmeye ve kontrol etmeye engel olan stres hormonları büyük miktarda salgılanmaya başlıyor. Normal şartlarda beyin küçük elektrik sinyalleri kullanarak iletişim kurar beyin sinir hücrelerinden diğer hücrelere saatte üç yüz elli kilometreden daha hızlı elektrik akımları gönderiyor. Bu beyninizin vücudunuza bir şey yapmanın yoludur. Ancak beyin baskı altında olduğu durumlarda kimyasal hormonlar salgılar. Beynin korkuyu hisseden bölümü amyglada vücudun kan akışına adrenalin ve kortisol hormonu salgılayan bir zincirleme reaksiyonunu tetikler. Stres hormonları vücudu hızlı bir şekilde tepki vermeye zorlar. Solunum kalp atışı ve kan basıncını artırırlar. Vücut acıya daha dayanıklı hale gelir. İkici teknik olan zihinsel tekrar ya görselleştirme, bir aktivitenin sürekli olarak zihninizde gerçekleştirilmesidir. Böylece gerçekte denediğinizde daha doğal olarak yaparsınız. Üçüncü bir teknik olan kendinizle konuşma öğrencinin düşüncelerini odaklanmasını sağlıyor. Son teknik heyecan kontrolü nefes alma üzerine bir tekniktir. Uzun nefesler vermek vücudun rahatlama refleksini taklit eder ve beyne daha fazla oksijen gitmesini sağlar ve daha iyi çalışır beyin. Bu teknikleri kullanmak donanmada başarıyı belli bir oranda artırmıştır. Betin türümüzün hayatta kalmasını garanti altına almak için bizi çok güçlü bir cinsel dürtü ile donatmıştır. Orgazm insanın yaşayabileceği en güçlü deneyimlerinden biridir. Hollanda da bir bilim adamı seks araştırmalarında ilk defa orgazm esnasında erkek ve kadınların beyinlerinde neler olduğunu ortaya çıkartmaya çalışıyor. Nöro görüntüleme teknikleriyle beyinde neler olup olmadığı kolaylıkla öğrenilebiliyor. Bunu görüntülemek için gönüllü çiftlere ihtiyaç var. Erkek veya kadın radyoaktif oksijen görüntüleyici enjekte edilmesini kabul eder. Erkekler eşleri tarafından orgazm edilinceye kadar uyarılır. Bunlar olurken başları pet tarayıcı olarak adlandırılan üç boyutlu görüntüleme bir makinenin içine girecek şekilde yatarlar. Pet tarayıcı sadece kan akışını ölçer beynin farklı bölümlerine giden kan miktarını ölçer. Beyinde kilometrelerce uzunluğunda damarlar bulunuyor. Sinirler ateşlemekle meşgul olduğunda bol miktarda enerji dolu ve oksijen dolu kana ihtiyaçları vardır. Ateşlemediklerinde ise çok az kana ihtiyaçları oluyor. Bu şekilde orgazm olaylarında beynini hangi kısımlarının çalıştığını görebiliyoruz. Bu incelemede erkek ve kadın beyinleri arasında oldukça farklı sonuçlar ortaya çıktı. Erkek beyni orgazm ve boşalma sonucunda beynin çeşitli bölümlerinin çalıştığını görürsünüz. Erkek orgazm sırasında kan beyin sapının ön kısmına hücum ediyor. Beyin sapı beynin en eski bölümünün olması yanı sıra Dopamin salgılanmasını kontrol bölümüdür. Kadın beyni orgazm esnasında büyük bir bölümü kapanır. Kadınlarda endişe, korku, dikkat ile ilgili bütün beyin bölümleri orgazm esnasında kapalıdır. Kadınlar orgazm esnasında bilincini kaybedebilir erkekler kaybetmez. Dopamin beynimizin birçok şey yapmada motive etmede önemli bir rol oynuyor.  Bilim bize bir yamaç paraşütçüsünün daha atlamayı düşünmeye başlarken beynini Dopamin salgılamaya başlıyor. Sekste olduğu gibi Dopamin yine beklentiyi oluşturma rolünü oynuyor ancak seksin aksine amyglada kapanmıyor korku sinyalleri gönderiyor. Bilim insanların üzerinde düşündükler büyük sorulardan biride belirli kişilik tipleri ne şekilde ahlaki kararlar verdikleridir. Psikopatların beyinleri onlara kötü şeyler yaptırıyor. Araştırmalar her yüz kişiden birinin psikopat olduğunu gösteriyor. Psikopatlar düşünmeden konuşuyorlar ve yüzeyselseldirler. Psikopatların en belirgin özelliği vicdan sahibi olmamalarıdır. Bilim adamları psikopatların beyinlerine bakıp kötü düşüncelerin sebebini bulmaya çalışıyorlar. Psikopatlar benzer davranış örüntüleri gösterirler. Fazlasıyla güdüsel göçebevari bir hayatları var cinsellik konusunda seçici değiller mahkûmların beyin taramasında şu sonuçlara varılıyor psikopatlar bir hata esnasında hatayı çok önemsemedikleri ortaya çıkıyor. Ama bu onların zeki olmadığını göstermiyor bazı psikopatların zekâları çok yüksektir. Çok çabuk sinirleniyorlar ve düşünmeden hareket ediyorlar. Aynı zamanda çok sinsidirler. İkinci bir testte ise mahkûmlardan çeşitli fotoğrafları ahlaki ihlal açıdan değerlendirmeleri isteniyor. Bu değerlendirme sonucu psikopatların beyinlerinde amyglada ve Frontal lob arasında düzgün bir iletişim olmadığıdır. Psikopatları amygldasının normal insana göre yüzde on yedi küçük olmasıdır. Empati duygusundan yoksundurlar. Ahlak sistemi gelişmemiştir. Üstün zekâlı insanların hafıza kapasiteleri çok yüksektir. Bu insanların zekâları sadece bir alanda kendini gösterir. Örneğin iyi resim çizen birinin sosyal yönden zayıf olması, hafıza aralığı en düşük olan amnezi hastası hafıza aralığı yaklaşık otuz saniyedir. Otobiyografik hafızası çok düşüktür. Farklı hafıza türleri beyinde farklı bir biçimde depolanır.  Daha önce bir müzisyen olan bir insanın geçirdiği bir hastalık sonucunda amnezi hastası olmuştur. Bu hastanın bazı bilgileri unutmadığı görülmüştür. Ses ve konuşma ile ilgili hafıza bölümü düzgün çalışmaktadır. Beynin dış korteksinde yaklaşık on milyar hücre bulunmaktadır.  Bir milimetre küplük kısmında, dış korteksindeki bağlantılar Samanyolu’ndaki yıldızlardan daha fazladır. Bu bağlantılar sayısına beyin çok sayıdaki verileri depolayabiliyor. Profesyonel oyunlarda spor performansı tamamen beyinle ilgilidir. Artık atletler beynin sahadaki performansta ne kadar önemli olduğunu öğrendiler. Nerdeyse bütün sporlar dinamiktir. Mili saniyeden mili saniyeye karar vermeyi gerektirir. Bir aktiviteyi nasıl gerçekleştirdiğimizi Frontal lobdan öğreniriz antrenmanda en çok beynimizin arka kısmında bulunan cerebellum kısmını kullanırız. Cerebellum beynin eski kısmıdır. Nerdeyse tamamen hareketlerden sorumludur. Hareketlerin karmaşık dizisinden sorumludur. Cerabellum vücudumuzda bulunan yüz milyar sinir hücresine sinyaller gönderiyor. Kaslara ne yapmalarını gerektiğini söylüyor. Frontal lob aktiviteleri düzenleyerek çoğu zaman karışmayarak cerebellumun çalışmalarını sınırlandırmaz. Cerebellum prosedürsel hafızayı kontrol ediyor. Küçük beyin ne kadar çok anterman yaparsa kasları daha iyi kontrol etmesini öğrenir. Beynin altıncı bir hisse sahip olduğu hissi, beyin duyumuz, kendimiz ve dış dünya arasındaki kapılardır. Altıncı duyumuz, beynimizin başka insanların zihninin içine bakmasını sağlayan olayları önceden sezmemizi sağlayan veya ölülerden gelen mesajları ileten bir duygudur. Yapılan araştırmalar sonucunda hepimizde enerji olduğunu bu enerjinin tıpkı yıldızlardan gelen enerji gibi devam ettiğidir. Hızlandırılmış görüntü tekniğinde ise görüntü analizcisinin dört kat daha iyi çalışmasını sağlar. Bu teknoloji savaş pilotlarının saniyede daha iyi karar vermesini, güvenlik görüntülerinin polis veya güvenlik görevleri tarafından daha iyi incelenmesinde kullanılabilir. Son yıllarda beyin ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar sonucunda insanların hayatlarını zorlaştıran birçok engel aşılmış olacaktır.


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Hareketleri senkronize eden beynimizin hangi kısmıdır

S2.Frontal lobun görevleri nelerdir

S3. Ortalama bir insan dakikada kendisiyle kaç kelime konuşur

S4 Oksijen takipçisinin yarı ömrü kaç dakikadır

S5 Dopamin hangi duyguların üretimini sağlıyor

S6 Hipokampüsün görevi nedir

S7 Minemunizm nedir

S8 Beynin ilk evrimleşen kısmı hangisidir

S9 Heyecan modülasyonu nedir

S10 Fizikte uzaktan bağlanmanın ismi nedir

S11. Psikopat beyninin hangi özellikleriyle normal insan beyninden ayrılır?

S12.Başarı psikopatların özellikleri nelerdir?

S13. Çevrenin psikopat beyni üzerinde nasıl bir etkiye sahiptir?

S14.Beyin verileri nasıl depoluyor?

S15. Beynin en eski bölümü hangisidir?

S16. İçe doğmanın bilimsel izahı nedir?

 

 

 

Beyin Travması veya Beyin Hastalıkları (otistik)Sonucu Ortaya Çıkan Güdük Dehaların Beyin Çalışma Şeklinin Emar Çekimleri.

 

    Herhangi bir tarih söylendiğinde o tarihin hangi güne denk geldiğinde söylüyor. Corc takvim hesaplamayı kimseden öğrenmemiştir. Bu insan otizm hastasıdır. Corc çocukluğunda takvim sayfalarını karıştırırken hangi tarihin hangi güne geldiğini bulmuş bunun doğal bir yetenek olduğunu söylüyor. Bunun bir hesap yapmıyor. Dünyanın en iyi takvim hesaplayıcısıdır. O savantlar olarak bilinen seçkin bir gurubun üyesidir.   Savantlar zihinsel özürlü olmalarına rağmen dehaca yetenekleri vardır. Başka bir savant ise bir saatte beş yüz sayfa okuyor şu an zihninde dokuz bin kitap ismi var zihninde, kör ve zihinsel olan başka bir sav ant ise bir sefer duyduğu bir müziği aniden çalabiliyor. Bir müzisyenin sahip olduğu bilgilere doğuştan sahiptir. Savantlar müzik, sanat gibi bilgileri öğrenmiyorlar doğuştan bu bilgilere sahip olarak dünyaya geliyorlar. Corc bu matematiksel işlemleri yaparken beynin hangi bölgelerinin çalıştığını öğrenmek için corca bazı testler yaptırıyor. Beyin taraması sonucunda corcun beyin bölgeleri arasında çok güçlü iletişimlerin gerçekleştiği görülmüştür. Çeşitli nedenlerle sol yarım kürenin az gelişmişliğini sağ yarım küre telafi eder. Savantlarda sol yarım küre baskın değildir fakat sağ yarım küreleri baskındır buda onların daha yaratıcı olmasını sağlıyor. Sol yarım küre hasarlı olduğunda sağ yarım kürenin etkisini görüyoruz. Corcun diğer bir yeteneği de bir ressam gibi ayrıntılara dikkat ederek geometrik çizimleri olduğu gibi çizmesidir. Savantların bu yeteneklere sahip olması güçlü beyinlere sahip olduğunu göstermiyor aksine zayıf beyinlere sahip olduğunun bir göstergesidir. Beyin hasarlardan sonra savant yetenekleri gelişmiş birçok insan vardır. Tomi beyin hasarı sonucunda müthiş derecede savant yetenekleri gelişmiş biridir. Sürekli yazı yazmak istiyor ve kendine hakim olamıyordu beyni onu yazı yazmak için sürekli uyarıyordu. tominin bu sanatsal çılgınlığı

Sosyal çevresini zora sokmuştur. Alis denen bir nörolog üzerinde hamile olduğu iki çocuğunu kaybetmesi sonucu yaşadığı üzüntü onu sürekli yazı yazmaya itmiştir bu durumu o kadar abartmış ki boş bulduğu her yerde yazı yazıyordu bu yazıların içeriği basit felsefi yazıların ötesine geçemiyordu.

Tominin kendi derdine çare bulmak için dünyanın dört bir yanına mektup yazmıştı. Bu mektuplardan biride alisin gönderilmişti. Alisin bu durumu yaşamasından dolayı tominin mektubuna cevap vermiş ve onunla görüşmek için yola koyulmuştur. Tominin beyninde bir dengesizlik var bu dengesizlik ruh halinde dengesizliğe ve yaratıcılığa neden oluyor. Bilim adamı devrimci teknoloji sayesinde yaptığı deneyde insanın gizil kalmış yetenekleri nasıl açığa çıkarttığını bize gösteriyor. Yapılan araştırmalar normal insanın birer savan olabileceğidir. Şu soruyu da kendimize sormamız gerekiyor, savant olmayı istiyor muyuz?


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1 Savant nedir?

S2 Savantlarla ile normal insanlar arasındaki farklar nelerdir?

S3 Kıymık beceriler nelerdir?

S4Beyin yarım kürelerinin işlevleri nelerdir?

S5 Testosteron artışının yüksek düzeyde olması beyni nasıl etkilemiştir?

S6 Beyin hasarı yaratıcı özelliklerini nasıl açığa çıkartır?

S7Normal bir insanın savant yetenekleri açığa çıkarılabilirimi?

S8 Savant yeteneklerini açığa çıkarmak için nasıl bir deney yapılıyor?

 

   

 

Böcek Saldırıları, Hastalıkları Zehirleri Ve Bit-Pire-Kene Çeşitleri

 

     Bu saldırmalara karşı koymak için düşmanı tanımak gerekir. Bu çok önemlidir çünkü ateş karıncaları saldırdığında sonuç hiçte güzel olmuyor. Zehirleri hücrede toksik etki yaratıyor. Vücutta yanıklara neden oluyor. Bu sokmalar öldürücü alerjik reaksiyonlara neden olabiliyor. Bu karıncalar beraber hareket ediyorlar. Beraber saldırıyorlar.  Sel durumlarında bir sal oluşturup, selin olumsuzluklarından korunuyorlar. Yapılan bir araştırmada karıncaların aynı anda sokmuyorlar. Karıncalar hareketsiz nesneleri sokmuyorlar çünkü kendileri için bir tehdit algılamadıkları için sokmuyorlar. Ama hareketli nesneler onlar için bir tehdit unsuru olduğu için onları sokuyorlar. Ateş karıncaları tam anlamıyla birlik halinde sokmuyorlar. Kendilerinden çok büyük bir avı avlayabilirler. Düşman bu karıncaların eline düşünce sokuluyor ve kafası kopartılıyor. Bir yusufçuğu gören öncü karınca arkadaşlarına haber veriyor, birlikte yusufçuğa saldırıyorlar önce sokup sonra kafasını kopartıyorlar. Bu zehrin çok açık bir mesajı var. Benden uzak dur yoksa yakarım. Zehir çok korkutucu bir şeydir. Avustralya da çok zehirli hayvanlar vardır. Beyaz kuyruklu böceğinin neden olduğu düşünülen hastalıklar vardır.  Avustralya en dehşet verici zehirlerin ana vatanıdır. Sıçrayan karınca bir zehir bombası,  size sakince yaklaşır ve üzerinize sıçrar. Zehriyle neden olduğu şoktan ölebilirsiniz. Örümcekler dişleriyle zehirlerini akıtırlar. Tarantulalar dişleriyle zehir akıtırlar. Mimi mini dişler en ölümcül zehirleri vardır. Karadul böceğinin dişleri görünmeyecek kadar küçüktür. Fakat dişlerinden akıttıkları zehir, çıngıraklı yılanın zehrinden on beş kat daha toksiktir. Karadul zehrinden yararlanan şirketler ve bu şirketlere zehir satmak için karadul böceği üreten çiftlikler vardır. Birçok kişi başka bir zehri kendi üzerinde denemekten hiç çekinmiyor. Bir ölümcül zehrin çaresi başka bir zehir olabilir. Bal arısının acıyı yok eden kimyasallar içerdiğine inananlar var. Bu amaçla bir arı kliniği de açılmıştır. Bal arıları son savunma amaçlı sokuyor. Soktuktan sonrada ölüyor. Fakat iğne düşmana zehir pompalamaya devam ediyor. Bal arılarının zehirlerinin tendonlara iyi geldiği söyleniyor. Beyin felcine iyi geldiğine de inanılıyor. Kan emici böcekler dünyadaki her ekosistemi fethetmiş durumda, insanlar da dâhildir. Kan bazı hayvanlar için besin ve güç çeşmesidir. Bazı yaratıklar sadece kan ile yaşıyor. Vampirler en çok inek kanını seviyorlar. Yarasalar kan ile beslenmeye zorunludurlar. Suya bile ihtiyaç duymazlar. Sadece kan içerler. Yarasalar termal sensorlar sayesinde ısının yerini belirlerler. Kanın deriye en yakın yerini bulurlar. Keskin dişleriyle o bölgeyi yararlar. Tuhaftır bu yarasalar insan kanıyla ilgilenmiyorlar. Kan emiciler bizden kan emerken bize tehlikeli kimyasallar ve maddeler aktarırlar. Öpücük böceği dudaktaki yumuşak dokudan beslendiği için bu adı almıştır. Bu böcek insanlara ölümcül bir hastalığa neden olan bir parazit bulaştırır. Bu parazit kana bulaştığı anda ateş ve kusma yapar.  Bu parazit iç organlarda yıllarca kalır ve iç organları zamanla tüketir bu hastalığını ismi çagastır. Darwinin çagas hastalığından öldüğü söylenir. Bu hastalığın bir tedavisi yoktur. Tıbbi kurtlar hastanelerde kullanılan en küçük cerrahlardır. Yaralar et yiyen kurtlar tarafından tedavi ediliyor. Ölü etleri yiyip dokunun kalan kısımlarının iyileşmesine neden olurlar. Kurtlar asırlardır tedavide kullanılmaktadır. Tükürükleri yarayı arınık edip yaranın iyileşmesini sağlıyor. Sülükler de tıp dünyasında kullanılıyor. Çenesiyle eti öğütüyor sudaki titreşimlerle ve koku duyusuyla avlarını bulur. Tükürüklerindeki anestetik madde organizmanın bir savunma tekniği vermesini engelliyor. Ağzıyla deride bir yara açar ve bu yaradan kan emer. Sülükler ısıyla çekilir ve sıcaklıktan hiç hoşlanmaz. Kesik dokuların canlı kalmasını sağlıyor çünkü kanın pıhtılaşmasını engelliyor. Evlerimizde yaşayan parazitler de kan emicidirler. Pire gezegenimizin en güçlü kan emicisidir. Pire sirkleri bizi asırlardır eğlendiriyor. Kendi ağırlığının binlerce katı bir ağırlığı ters çevirebilirler. Derinlere dalacak ve sağ kalabilecek kadar güçlüdürler. Pire kendi ağırlığının yüz katını bir ağırlığın yerini değiştirebilecek kadar güçlüdür. Kasları reselin denilen bir proteinle güçlenir. Proteinler ünlü sıçrayışlarını da bu proteine borçludurlar. Çok hızlı bir şekilde sıçrarlar. Pire, ısırıklarıyla kemirgenlerden aldığı veba mikrobunu insanlara bulaştırmışlardır. Kenenin gövdesini saran deri kat kattır. Bu nedenle kan emdikçe büyür. Hastalık yayma konusunda dünyada ikinci sırada yer alırlar. Felce ve ateşe neden olan layım hastalığını bulaştırırlar. Kene bu hastalığı doğadan alarak doğrudan doğruya bize bulaştırır. Kene ısırdığında hiç hissetmiyoruz. Testere gibi ağzı vardır. Kene ağırlığını kan ile on katına çıkartabilir. Bütün böceklerden daha çok hastalık bulaştırır. Sıtma sarıhumması ve denge hummasına neden olan sivrisineklerdir. Bizi ısıranlar dişilerdir. Dişi sinek çiftleştikten sonra yumurta üretmek için kana ihtiyacı vardır. Kan peşine düşmüş füzeler gibidir. Gözler gelişmiştir. Ve nereye iniş yapacağını bilir. Ve yumurtalarını bırakacak besin dolu sıvıyı arar. Buda kandır.   Bu öpücük bana ölüm getirebilir. Bir savaş açtık ama yenildik; ama sıtmaya karşı bir aşı geliştiremedik. Bilim adamları sıtmaya neden olan sivrisineğin larvasını yiyen başka bir sivrisinekle sıtmayı durdurmayı düşünüyorlar. İnsan nefesine benzeyen bir mekanizmayla bu sivrisinekleri ölüme çekiyor. Bu makine sivrisinekleri kontrol etmeye çalışıyorlar.


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.Kırmızı ateş karıncalarında iletişim nasıl sağlanır?

S2.Beyaz kuyruklu örümceğin efsanesinin gerçekliği nedir?

S3.Zıplayan karıncaların yol açtığı alerjik şok hangisidir?

S4.Kuzey Amerika’nın en zehirli böceği hangisidir?

S5.Karadul zehri ne amaçla kullanılmaktadır?

S6.Karadul örümceği sokması sonrasında organizmada görülen septumlar nelerdir?

S7. Bütün kan emicilerin paylaştığı, kanın pıhtılaşmasını engelleyen madde hangisidir?

S8.Yarasaların bulaştırdığı hastalıklar nelerdir?

S9.Çagas hastalığı en çok hangi bölgede görülür?



 Böcek zehiri tedavisi

 

   Zehir insanın kanına bulaştığı an sinir sistemini etkiliyor. Acıya ve ısıya neden oluyor kalp atışı hızlanıyor. Akrepler yalnız avcılardır. Genelde keskin kıskaçlarıyla saldırırlar bu kıskaçlar avlarını parça parça eden muhteşem ve öldürücü keskilerdir. Eğer bunlar işe yaramazlarsa gizli silahlarını devreye sokarlar. Akrepler zehirlerini genelde kullanmaz çünkü karşılarına çıkan av ne olursa olsun kıskaçlarıyla onları alt edecek güçtedir.

  Amerikanın güneyinde zehir kullanan en işgalci hayvanlardan biri ateş karıncalarıdır. İşgal etmedikleri yerler yoktur. Ateş karıncaları amazon gibi bir yerden geliyorlar ve çok hızlı çoğalıyorlar. Şu an Amerika da iki yüz altmış dönüme yayılmış durumunda, her yıl seksen kilometrelik bir alanı kaplıyorlar. Zehirleri hücrede toksin etki yaratan alkeloid içeriyor ve vücutta yanıklara neden oluyor. Ateş karıncaları insanı soktuklarında hep beraber sokuyorlar hipotezini araştırmak amacıyla ateş karıncalar üzerinde çalışmalar yapan bilim adamı bu hipotezin doğruluğunu kanıtlamak için bir dizi deneyler yapıyor. Ateş karıncaları birlikte hareket ediyor, birlikte besleniyor ve birlikte sokuyorlar. Ateş karıncaları bir selle karşılaştıklarında bir araya gelip sal şeklini oluşturuyorlar ve bu şekilde kraliçe ve eşini kurtarıyorlar. Yapılan deney sonucunda ateş karıncalarının hep beraber sokmadıkları anlaşılıyor. Ateş karıncalar hareketsiz canlıları sokmazlar hareketli canlıları sokarlar, kimyasal iletişim sayesinde bu karıncalar kendi boyutlarından daha büyük avları başarıyla avlayabiliyorlar. En tehlikeli zehir taşıyan hayvanlar genellikle Avustralya da bulunuyor. avusturalyadaki zehirlerin çok güçlü olması muhtemelen her şeyden çok uzak olmasından kaynaklıdır. Beyaz kuyruklu örümcek Avustralya da çok yaygın bir böcek türüdür.  Bu böcek tarafından ısırıldığını düşünen insanlar için ısırığın sonucu çok ağır oldu onlar için, tezgâhtarlık yapan bir kadın bu böcek tarafından ısırıldığında ısırığın çok kısa bir süre sonucunda lezyonlar halinde yayıldı ve her tarafı yara içinde kaldı. Örümceğin zehrinde böyle feci bir hastalığa neden olan ne olabilir. Bazı Avustralya örümceklerinde saytotoksik zehir bulunuyor zehir vücuda girdiği anda hücreleri yavaşça yiyen bir enzim salgılıyor bu örümceklerin kurbanların iç organlarını emmek için geliştirdikleri sıvılaştırma yönteminden başka bir şey değildir. İnsanlarda ise bu durum bir çeşit ülser denen dehşet verici yaralarla sonuçlanıyor. Sanki içerden deriye asit aktırmak gibi bir şey, ancak beyaz kuyruklu örümceğin zehri bu kadar büyük bir hasara neden olabilecek kadar güçlü bir zehre sahip değildir. Bazı zehir uzmanları nekrotik anakredizm hastalığının sebebinin beyaz kuyruklu örümcekten kaynaklanmadığını söylüyorlar. Bu hastalığı taşıyan insanların bu örümcek tarafından ısırıldıklarını söylüyorlar. Avustralya en dehşet verici zehirlerin vatanıdır. Bunlardan bir tanesi de sıçrayan karıncadır. Bu karınca ilk önce insana yaklaşıyor ve insanın üzerine zıplıyor ve ısırıyorlar. Bu karıncanın zehri o kadar korkunç bir zehir ki korkunç bir alerjik reaksiyonu tetikleyebiliyor. Anaflaktin şok denilen bu reaksiyona maruz kalırsanız ölebilirsiniz. Amerika da vahşi batı en zehirli böceklerin bulunduğu bir bölgedir. Zehir akıtmak için en etkili yapı iğne olmasına rağmen örümceklerin bu görevi dişleriyle yaparlar. Tarantulalar çok zehirli böcekler olmamalarına rağmen asıl önemli olan dişleri yani zehir dağıtan sistemleridir. Dişleri küçük olan böceklerin zehri daha güçlüdür. Bunlardan bir tanesi de karaduldur. Zehri bir çıngıraklı yılanını zehrinin on beş katıdır. Kuzey amerikanın en iğrenç ve zehirli böceğidir. Karadulun zehri antidot üretilen şirketlerde kullanılır. Bu amaçla karadul üretimi yapan insanlar vardır. Bal arılarının zehrinin insan acılarına iyi gelen kimyasalları içerdiği inanan da var. Bu amaçla arı klinikleri kurulmuştur. Bal arılarının ten don ağrılarına iyi geldiği de söyleniliyor. Yağmur ormanlarının en korkulacak böceği gece yaban arıları dünyanın en büyük arısıdır. Bu böcek gece yarısının yaratığı olduğu çok keskin koku duyusuna sahiptir. Dev gibi gözleri vardır. Bu arıların zehri çok acı vermesine rağmen öldürücü değillerdir.


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

     S1 insanlar neden son yıllarda karıncalar tarafından çok ısırılıyorlar?

     S2 Zıplayan karıncaların doğal düşmanı kimdir?

     S3 Beyaz kuyruklu örümceğin efsanesinin gerçekliği nedir?

     S4.Karadulun zehrinin ticari önemi nedir?

     S5 Arı zehri hangi hastalığın tedavisinde kullanılıyor?

     S6.Yaban arılarında haberleşme sistemi nasıl olur?

     S7.Akrepler nasıl saldırıyor?

     S8.Beyaz kuyruklu örümceğin yol açtığına inanılan hastalık hangisidir?

 

 

Böcek Saldırıları Ve Kan Emiciler 90 dak

 

   Böceklerde binlerce tür saldırganlık vardır. Bu saldırganlık yöntemi ölümden kurtulma yöntemidir. Kesici çeneler öldürücü zehirler ancak bu öyle bir öldürücüdür ki bedel daima yükselir. Dünyanın en uzun kırkayağı bu çok güçlü bir hayvandır. Çok ciddi bir ısırma gücü vardır. Çenesi hipodermik bir iğne şeklini almış değişime uğramış bacaklardır. Ve çenenin dibinde bir zehir kesesi bulunur. Tıpkı bir yılan gibi zehirli bir yara açar. Scolopendra yerde size doğru geldiğinde pençelerinde zehir akıtmaya hazırdır. Jilet kadar keskin pençeleriyle sizi yakaladığı zaman hiçbir yere kaçamazsınız. Büyük hızlı ve aç bir avcıdır. Toplu saldırının tüyler ürperten ustaları, asker karıncalar, avlarını sayısal üstünlükle yıkıyorlar, bu karıncaların saldırmaktaki tek amacı yemektir. Etkili iğneleri ve çeneleri vardır. Bu minik avcılar yorulmak nedir bilinmez asker karıncalar çenesini size geçirdiğinde asla sizsi bırakmaz. Öldüğü zaman bile, bu bölgede yaşayan yerliler yaralandıkları zaman bu karıncaların çenesiyle yaralarını dikerler.  Karıncanın çenesi deriye yerleştikten sonra kafası kopartılır ve çene bir dikiş işlevi görür. Muhteşem bir savunma ustası olan akrep sonara çölünde her yerdedir. Ancak insanların geceleyin akrepleri seçmeleri zordur. Ültraviyole ışınları sayesinde akrepler geceleyin parlıyorlar. Akrep kuyruğunda çıkan zehirle avını felç eder. Avını felç ettikten sonra kıskacıyla sistematik bir şekilde avını parçalar. Otuz beş bine yakın böcek türü vardır. Sal örümceği ağ yapmaya gerek duymadan su yüzeyinde öylece hareketsiz durur ve avını bekler. Bacaklarındaki tüyler suyun üzerindeki avı yakalamak için yeterlidir. Bazı örümcekler saldırı silahlarını kendi üretirler.  Altın ağ dokuyucu çelik dayanaklığın da ipekten kocaman ağlar örer altın ağ dokuyucunun ağına takılan avın hiçbir şansı yoktur. Yarasanın bile ağlarından kurtulma şansı yoktur. Tarantula korkumuz çok eskilere dayanır.   Tarantula dünyanın en büyük böceğidir. Bu yaratıklar avlarını yemeden önce biraz geriye çekilip dişlerine geçirecekler ve avını felç ederek iç organlarını sıvı hale getirip sonrada içlerine çekecekler. Tarantula dünyanın en kuvvetli böceğidir. Tarantula bacaklarını uzatmak için kas kullanmazlar. Bacaklarına kan bombalayarak yürürler. Işıldayan böcekler saldırganlık özelliklerini başka bir boyuta taşımaktadır. Mağaraların tabanında bir yıldız gibi parlayan bu yaratıklar ölüm tuzakları oluştururlar. Parlayan bu kurtlar başka bir türün larvasıdır. Pasif agresif bir saldırı tarzına sahiptir. Karınlarında oluşan bir kimyasal madde istedikleri zaman soğuk mavi bir ışık yayıyorlar. Kendilerini yıldıza benzeterek avlarını yanıltırlar. Mavi ışık tarafından çekilen böcekler, parlayan kurdun ölüm tuzağına düşüyorlar. Böcekler balık ağı denilen ağlara doğru yöneliyorlar. Avlar bu yapışkan ipliklere dokundukları anda avlanmaktan kendilerini kurtaramıyorlar. Dokumacı karıncalar birbiriyle örgütlü ve iletişim halindedir. Dokumacı karıncaların yuva inşası bir grup işçi karıncanın uygun bir yaprağı bulmasıyla başlar. Bir grup karınca yaprağın kenarını çeneleriyle tutuyor, bir grup işçi karıncaları yaprağın kenarlarını bir arada tutarken diğer işçi karıncalar ise larvaları sıkarak incecik ipek iplik çıkartır. Sonra karıncalar usta terziler gibi yaprağın iki ucunu bir arada tutturur. Bu karıncalar mükemmel bir inşaatçıdırlar. Çeneleriyle deriyi parçalayıp oluşan yaranın üzerine formik asit dökerler. Savunmayı çok iyi bilen bir böcek olan bom bacı böceği kimyasal savaş dâhisidir. Bu böceğin karnı iki yumrudan oluşur. Her bir yumruda farklı kimyasal bir madde bulunur. Böcek kendine yönelik bir saldırı olduğunda bu iki kimyasalı karıştırarak ateşler. Bu böcek suyun kaynaması noktasındaki ısıyla bu kimyasal maddeleri ateşler. Bu silah doğada çok işe yarar. Hiçbir yırtıcı bu hayvanı ağzına almaz. Bal arılarının kötü tat gibi bir savunmaları vardır. Bu savunmaları yavrularını öldürmeye çalışan Japon eşek arısı için geçersiz bir savunma aracıdır. Bu hem saldırgan ve iyi silahlanmış bir arıdır. Bir öncü eşek arısı bal arısı kovanı bulduğunda önce kimyasal bir madde ile işaret bırakır. Bunu yaptıktan sonra kendi kovanına dönerek kardeşlerine haber verir. Sonra bal arıları kovanlarına saldırırlar. Bu saldırı yarım saat sürer ve bal arısı kovanı param parça olur. Sonra yavruların peşine düşerler. Bal arıları kendilerini ve yavrularını kurtarmak amacıyla hayret verici bir savunma mekanizmaları geliştirmişlerdir. Sarı ceketliler dünyanın en saldırgan sokucu arılarıdır. Amerika da her yıl elli insanın ölümüne neden oluyorlar. Onların alanlarına girdiğinizde dayanılmaz acı veren iğnelerini size batırıverirler. Tek bir sarı ceketlinin sokması hayati tehlike yaratılabilir. Periyodik ağustos böceği yuvalarını yeraltında yaparlar. İnzivada kalarak on yedi yıl boyunca yavaş yavaş büyürler. Keskin gagaları kökleri deler ve öz suyunu kullanır. Vampir yarasalar sadece kan içerler suya bile ihtiyaç duymazlar. Bu yaratıklar termal sensorlar sayesinde kanın deriye yakın aktıkları bölgeyi bulurlar. Öpücük böceği kan emiciler arasında en aç olanıdır. Bu böcek kan emmeyle kalmaz insanlara ölümcül bir parazit bulaştırır. Çagas hastalığa neden olan paraziti bulaştırır. Bu parazit kana yerleşmeden kusma ve ateş yapar. Bu parazit iç organları yavaşça kemirir. Zamanla vücut iflas eder ve ölür. Öpücük böceği kam emdikten sonra dışkısını bırakır parazit dışkının içindedir kaşınmayla bu parazit vücuda girer. İnsanın vücudunun içinde yaşar ordular şeklinde saldırır. Saçımızın içinde yaşarlar burada doğarlar yumurtaları kafa derimizin içine yerleşir. Yumurtadan çıktıkları andan bizi tüketirler. Derimizi delip kanımızı emerler. Bazı bit türleri öldürücüdür birinci dünya savaşı sırasında vücut bitinin yaydığı tifüs üç milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Saç biti hastalığa neden olmaz fakat kaşıntı yapar. Bitler vücudumuzun çeşitli bölümlerine uyum sağlamışlardır. Etimiz oyan kurtçuklar da vardır. Sineklerin larvaları olan kurtçuklar, et yeme makineleridir. Başlarındaki kancalarla etin içinde dolaşırlar. Gövdelerinde oluşan çengellerle eti parçalarlar. Bazı kurtçuklar yaraların tedavisinde kullanılır. Bu kurtçuklar ölmüş dokuları yiyerek ve dokuyu dezenfekte ederek yaranın çabuk iyileşmesini sağlarlar. Sülükler avlarını koku ve titreşimle yakalarlar. Tükürüklerindeki anestetik madde avının bir savunma tepkisi vermesini engelliyor. Sülüğün tükürüğündeki madde kanını pıhtılaşmasını engelliyor. Sülük cerrahi yöntemlerde kullanılıyor ve kesik parçaların canlı kalmasını sağlıyor çünkü kanın pıhtılaşmasını engelliyor. Pire en güçlü kan emicilerdendir. Pire kendi ağırlığından çok daha fazla bir ağırlığı kaldırabilir. Kendi ağırlığının yüz katı ağırlığı hareket ettirebilir. Bir pire kurbanına doğru çok güçlü bir kuvvetle zıplar. Ancak farelerden insanlara doğru zıplamaları veba salgınına neden olmuştur. Kenelerden kurtulmak daha çok zordur. Kene kan emdikçe büyür.  Hastalık yaymak konusunda dünyada ikinci sırada olurlar. Felce ve ateşe neden olan playm hastalığını bulaştırırlar. Ölümcül bir hastalıktır. Keneler ısırdıklarında biz bunu hissetmiyoruz. Ağız yapıları testereye benzer ve deriye sık sıkıya bağlanmasını sağlar. Sıtma, sarıhumma ve denge humması kıyım bugünde devam etmekte buna neden olan sivrisinekle mücadele etmek çok zordur. Hastalık bulaştıran sivrisinekler dişilerdir ve bizi ısıranlarda onlardır.  Dişi sinek çiftleştikten sonra yumurta yapmak için kana ihtiyaçları vardır. Son derece gelişmiş gözleri yüzlerce yönden gelen hareketleri algılar. Antenlerindeki sensorler her nefes alış verişimdeki karbondioksiti algılar. Yaklaştıkça ısıyı daha iyi algılarlar. Sonuçta kanı emerek yumurtalarını bırakır.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da Vardır:

S1. Asker karıncılar için kolektif saldırganlık nedir?

S2. Tarantula tarafından ısırılanlarda görülen belirtiler nelerdir?

S3. Fungus kratın larvası hangisidir?

S4. Parlayan kurdun vücudunda salgıladığı kimyasal madde ne işe yarar?

S5. Asker karıncalar yerliler tarafından ne amaçla kullanılıyor?

S6. Kötü kokulu asit salgılayan böcek hangisidir?

S7.Kimyasal ekolojinin görev alanı nedir?

S8. Etkin bir savunma amaçlı kendini iğrenç bir yapıya sokan böcek hangisidir?

S9. Japon bal arıları kendilerini eşek arılarına karşı nasıl savunurlar?

S10.Öncüyü kızarma savunması nedir?

S11.Yaban arıları arasında en çok yumurta bırakan türü hangisidir?

S12. Böcekler neden sürü oluşturur?

S13. Böcekler arasında en yavaş büyüyen hangisidir?

S14. Yarasalar kan akmasının devamını nasıl sağlarlar?

S15.Öpücük böceği adını nerden almıştır?

S16.Çagas hastalığının tedavisinde aranan çözümler nelerdir?

S17. İnsan biti kaça ayrılır ve yaşam alanları nerelerdedir?

S18.Sivrisinekle mücadelede kullanılan yöntemler nelerdir?

 

 

Biyogaz Yakıtı Nasıl Üretilir

 

   Oldukça yanıcı olan biyogaz hayvan dışkısından elde ediliyor. Temel olarak metandan oluşur. Hayvan dışkısında olan bakterilerden elde edilir. Bu bölgede hasat döneminde tahılların nemli olmasından kaynaklı tahılların kurutulması gerekmektedir. Tahılların kurutulması için tahıl kurutucu makineler kullanılmaktadır. Bu makinenin yakıtı çiftlik sahibi için epey masraf demektir. Mühendisler bu makinelerin yakıtını hayvan gübresinden elde etmeye çalışacaklar. Bu çalışma tamamen yenilenebilir bir kaynaktan enerji elde etmek anlamına geliyor. Bunun için gübreleri bir depoda toplanması gerekir. Gübre deposunun bir giriş ve çıkışı sağlanmalıdır, gübre işlendikten sonra açığa çıkan gaz tahıl kurutma fırınları için bir enerji kaynağı olacaktır. Bu biyogaz santralleri Avrupa’da ender kullanılan bir yöntemdir. Bu iş için iki depoya ihtiyaç vardır birinci depo gübre depolamak için ikinci depo ise gazı depolamak için kullanılacaktır. Biyogaz enerjisi temelde metan gazından oluşmuştur bu gaz hava ile karışımı patlamaya neden olur metan gazı üsten yanınca alttaki havayı kendine çekerek bir basınca neden olur. Bu basınçtan dolayı patlama gerçekleşir. Çevre mühendisleri eski bir depoyu gübre deposu haline getirmek için işe koyuluyorlar. Bakteriler bu depo içinde dışkıyı işleyip yanıcı bir gaz olan metan gazını üretecekler. Depoda gübreyi karıştıracak bir düzenek hazırlanacak bu sayede bakteriler sürekli gübre ile temas halinde olacaklar.  Bakteriler ısıyı severler. Belirli bir sıcaklıkta metan gazını üretirler. Bu depoların hava kaçırmaması gerekir. Metan gazı hava ile temasında patlar. Çevre mühendisleri tahıl kurutucuyu çalıştırabilmek için biyogaz yöntemiyle yeterince enerji üretebileceklerinden emin değiller çünkü bu makinenin çok fazla yakıta ihtiyacı vardır. Tahıl kurutucu makineyi çevreci bir yapıya dönüştürmek için alternatif enerjiye ihtiyaçları var.  İlk önce inek dışkısından gaz elde edecekler bu gaz sanayi presini çalıştıracak bu baskı tohumlardan yağ elde edecek bu yağ tahıl kurutucu makine için yakıt olacaktır. Çevre mühendisleri ürettikleri sistemle biyogaz enerjisinden, sanayi presini çalıştırmak ve sanayi presi de tohumlardan yağ elde edecektir. İşlemin son basamağında elde edilen yağ ile tahıl kurutucu makineyi çalıştırmak, sonuçta çevre mühendisleri biyogaz enerjisini kullanarak alternatif enerji üretebildiler bu enerji doğanın dostu yenilenebilir bir enerji çeşididir. Bitki tohumlarının biyogazla yağa dönüştürmeleri ve bu yağı kullanarak tahıl kurutucu makineyi çalıştırmaları doğaya fosil yakıtlarla verilen zararın önüne bu yöntemle geçtiler.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1 Biyogaz enerjisi neden çiftlik alanlarından uzak bir yerde kurulması gerekir?

S2 Bakteriler azami olarak kaç derecede metan üretirler?

S3 Biyogaz deposunun su dolu havuzlara konmasının sebebi nedir?

S4 Biyogaz santrallerin yapımında kullanılan malzemeler nelerdir?

S5 Bitki tohumlarında elde edilen yağ ne amaçla kullanılır?

S6 Biyogaz santrallerinde yeterince metan gazı oluşturmak için gereken süre ne kadardır?

S7 Biyogaz santrallerin güvenliği için hangi önlemler alınır?

S8 Bitkilerde alternatif enerji kaynakları nasıl elde ediliyor?

 

 

 

Deniz Anaları İstilasının Nedenleri

 

     Denizanasının kemikleri, beyni ve kanı yoktur. Gezegendeki diğer canlılardan farklı olarak ölümcül bir silah deposu kuşanmıştır. Bilim bu canlı hakkında çok fazla bilgiye sahip değildir. Denizanası zehri çok güçlüdür. Zehirlediği insanlar kalp krizi sonucunda ölüyorlar. Bu canlıların dengesizce çoğalmaları diğer yaşam formlarını yok edebilir. Kimse bu çoğalmaların nasıl ve neden olduğunu bilmiyor. Dokungaçlara ölümcül zehirle donatılmıştır. Pençeleri ve dişleri yoktur. Şimdiye kadar iki bin tane denizanası sınıflandırılmıştır. Bunlardan sadece yetmiş tanesi tehlike oluşturabilecek zehir düzeyine sahiptir. Kuttu denizanası en ölümcül zehre sahip olanıdır. Bu denizanası hakkında pek fazla bilgiye sahip değiliz. Denizanası suda sürüklenmiyor yüzüyor bir amaçla yüzüyor. Denizanası iki buçuk dokunaçlarıyla ağaç köklerinin bulunduğu alanlara doğru yöneliyorlar. Buralarda bol sayıda balık ve balık yumurtaları bulunmaktadır. Beyni olmayan bu hayvan havını seyredip nasıl yakalıyor. Denizanaları beyaz rengi göremiyorlar. Denizanalarını görme ve yollarına çıkan engelleri atlatma yetenekleri vardır. Göz yapıları karmaşık tam olarak yirmi dört tane var. Gözlerden alınan bilginin nasıl işlendiğini kimse bilmiyor, ilkel sinir sistemi algılarından gelen bilgileri yorumluyor olabilir. Her bir dokungaç nematosis denen milyonlarca mikroskobik yaylı zıkkım ile dolu bu küçük yapılar hemen hemen gezegendeki her şeyden rakipsizdir. Bir yaratık bu dokungaçlara dokunduğu anda nematosisler fırlıyor. Bir mermi kadar ivme kazanıyorlar. Bu zıkkımlar deriye saplanıyor ve milyonlarcası zehir pompalıyor. Yapılan incelemeler sonucunda denizanası zehrine maruz kalan kan hücreleri anında şişip patlıyorlar.

Denizanasını zehri deriyi kabartan, sinir sistemini felç eden, kalp krizine neden olan bir yok ediş karışımıdır. Denizanası 1960 yılında bir doktor tarafından keşfedildi. Medüz sokma belirtileriyle doktora gelenler kendilerinin neyin soktuklarını bilmiyorlardı. Denizanaları her yerde ortaya çıkıyor vakalarda artıyor. Ölümcül sendroma bir tek türün neden olmadığı saptanılıyor. Denizanaları çok basit yapıları bulunduğundan dolayı koşullara daha iyi uyum sağlıyorlar.  Medüzler olağan üstü derinliklerde yaşayan bir avuç yaratıktan biri. Her yerde serpilebiliyor. Mükemmel bir şekilde uygun olmayan ortamlara adapte oluyorlar. Diğer türlerin larva ve yumurtalarını yiyerek yerlerini değiştiriyorlar. Japon denizinde insan nüfusunun üç kadar denizanası yaşamaktadır. Bazı denizanaları iki yüz kiloya kadar varabilir. Bu canlılar Japon denizini istila ediyorlar. Kimse bu durumun neyden kaynaklandığını bilmiyor. Denizanaları ticari bir afete neden oluyorlar. Balıkçılık bu canlıların istilasından dolayı büyük zararlar gördü. Bu yaratıkların hareketleri hakkında bilgi toplamak onlarla savaşta çok önemli, uydu künyeyle denizanalarının hareketleri izleniliyor. Bu alet ısı, deniz altı seviyeyi ölçüyor. numurular zooplanktonlarla besleniyorlar. numuraların Japon denizindeki çoğalmalarının nedenlerini araştıran bilim adamları bu türün çok sayıda yumurta ve sperm ürettiklerini farkına vardılar. numurular bir saldırı esnasında milyonlarca sperm ve yumurtasını denize bırakıyorlar Japon balıkçılar kestikleri denizanalarının tekrar çoğalmak için denize bıraktıklarının farkında değiller. A seksüel üreme gerçekleştiriyorlar kendilerini sınırsızca kopyalıyorlar. Okyanuslar değişiyor ve bu değişim sonucunda denizanalarının ani çoğalmalarına neden oluyor. Dalgalanan çevre denizanalarının çoğalmalarını neden oluyor. Medüzler kontrol dışı açılıyorlar. Poliplerin açılmasıyla zamanla denizanalarına dönüşüyorlar. Denizanaları hiç oksijen olmadan geniş zaman aralıklarında yaşayabilir. Tipik olarak nerde ölü bir deniz varsa orada denizanası vardır. Okyanusların kirliliği denizanalarının çoğalmalarını tetikliyor.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1 Kaç tür denizanası bilinmektedir

S2 Denizanasının yönetici mekanizması nasıl olur.

S3 Nematosisler nasıl saptanılıyor

S4 Denizanası zehri hangi kan hücrelerinin şişip patlamasına neden oluyor

S5 Denizanası zehirlenmesinin belirtileri nelerdir

S6 Denizanasının sebep olduğu sendrom hangisidir

S7 Denizanalarının son yıllarda en çok çoğaldığı bölgeler hangileridir    

S8 Her kırk yılda bir yumurtlayan denizanası türü hangisidir

S9 Polipler neden açılıyorlar?

 

 

 

Kusto'nun Denizdeki Canlıların ve Köpek Balıklarının Besin ve Hayat Döngüsünü Değerlendirişi

 

   Deniz akıntıları deniz dibindeki zengin besinleri getiriyor. Deniz hayatının sofrasını zenginleştiriyor. Buda köpek balıkları için mükemmel bir av alanı haline geliyor. Araştırmacı için de mükemmel bir araştırma alanı. Ekip çok deneyimli olsa bile ilk defa çok köpek balığının bulunduğu ortama girilmesi tehlikeli bir durumdur. Ekipler altmış metre derine inecekler ekip elemanlarının birbirine yakın olması gerekir yoksa dağılırlar. Yaklaşık dört yüz köpek balığının arasında birkaç tane köpek balığı türü insana saldırıyor. Köpek balığı saldırılarına karşı takım kendini güvenliğini almak zorundadır. Köpek balıkları ile avları arsındaki ilişki çok eski ve karmaşık bir yapıdadır. Köpek balıkları hasta ve yaralı olanları yakalar. Buda balık grubunun sağlıklı olmasını sağlar. Köpek balıklarıyla ilgili hikâyeler hep acımasız olduklarını anlatır. Köpek balıkları yavaş ürerler. Bazı türlerinin olgunlaşması yirmi beş yılı bulur. O zaman doğum yapabilirler. Dişilerin hamilelikleri diğer memelilere göre daha çok uzun sürer. Üç bin türün yaşadığı bu mercan adasında halk balıkçılıkla uğraşıyor. Bu adadaki insanlar ulaşımlarını deniz üzerinden yapıyorlar. Aşırı avlanma yüzünden yok olan balık türleri vardır. Hemşire köpek balıkları nadir bir türdür. Dinlenirken bile solungaçlarıyla su alıp verir. Bunun yaparken hareketsiz bir yerde bekler. Mercan kayalıklarının önemli bir besin kaynağını planktonlar oluşturur. Köpek balıkları duygusuz bir katil değil ayrıca insan etini tercih etmez. Güçlü koku duyusuyla kanı bir buçuk kilometreden uzakta alabilir. Çiftleşme döneminde sürü halinde dolaşırlar. Erkekler dişileri belirliyor ve kokularını takip ediyor. Çiftleşmek isteyen erkek dişiyi ısırıyor ve itaat etmesi için onu zorluyor. Derisi daha kalın olan dişi buna katlanıyor. Erkeğin çiftleşme arzusu delice beslenme arzusuna dönüşebilir. Dişi bu saldırıdan kurtulamaz. Bu durumdan çok farklı türler yararlanacak çekik başlı köpek balığı köpek balığıyla beslenebiliyor. Dişi köpek balığı anne olmadan yemek oluyor. Doğal yaşamda birinin ölümü diğeri için hayat kaynağı oluyor. Avcılar köpek balıkların yüzgecini ve kuyruğunu kesip tekrar denize atıyorlar bu katliamın ne boyutta olduğu bilinmiyor. Katliam bu şekilde devam ederse doğanın dengesi okyanuslar için biter. Yunuslar insanlara çok benzerler ve yıl boyu çiftleşmeden hoşlanırlar. Yunusları kalabalık görmek inanılmaz bir görüntüdür. Bu güçlü balık türü avlanmadığı için deniz yaşamında önemli bir yer tutar. Muhteşem bir dansla çiftleşen dil balığı, devriye gezen kılıç balığı saatte yüz on iki kilometre hızla atak yapabilecek kapasiteye sahiptir. Bu yaşamın döngüsü köpek balığı olmadan sağlanamaz. Ekip geri dönüyor. İnsanın çevreye karşı büyük sorumlulukları vardır. Çünkü bu muhteşem dengenin devam etmesi gerekir. Doğa yaşam kalitemizi artırır. Ne olursa olsun doğaya sahip çıkalım. Başka bir okyanusta farklı bir köpek balığının da türü tehlikededir. Bu türün etkileyici yönü sayısından değil, inanılmaz gücü ve ürkütücülüğünden kaynaklanıyor. Bu canlı beyaz köpek balığıdır. Bu hayvanın saldırıları çok görülüyor. Ekip bu köpek balığıyla tanışmaya gidiyor. Bu köpek balığı altı metre uzunluğunda bin sekiz yüz kilo ağırlığında olabilir. Büyük beyaz köpek balığını anlamamız için onu araştırmamız gerekir. Köpek balığı insanı sevdiği bir av zanneder ve yanlışlıkla saldırır. Yalnız yaşar. Ayı balıkları için cennet sayılabilecek bölgeler beyaz köpek balıkları için mükemmel bir avlanma ortamıdır. Afrika penguenleri penguenleri beyaz köpek balığının avları arasında, sayıları yüzde doksan azalmıştır. İnsanların okyanusları kirletmesi bu canlıların yaşam alanını azaltıyor. Köpek balığı bir düşman değil doğal dengenin korunmasında yapı taşıdır. Köpek balığı katliamları durulsun. Çok yavaş ve zor ürüyen bu tür, üçte biri yok oldu. Tavrımızı değiştirirsek köpek balıklarının yok olmasını önleyebiliriz. Gelecek bizim elimizde ve geleceğimizde okyanusa bağlıdır.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1.İnsana saldıran köpek balığı türü arasında en saldırganı hangisidir?

S2.Aşırı avlanma sonucunda yok olan balık türleri hangisidir?

S3. Köpek balıklarının avlanma sebepleri nelerdir?

S4. Yunusların genel özellikleri nelerdir?

S5.Yunuslar doğal düşmanlarından korunmak için hangi savunma mekanizmaları geliştirmişler?

S6.Köpek balığının denizdeki yaşamda fonksiyonu nedir?

S7.Genellikle beyaz köpek balığının yaşam alanı neresidir?

S8.Köpek balığı vadisi olarak bilinen yer neresidir?

 

 

İnsanlardan sonra işgalci türlerin yeryüzünü işgali ve yeryüzünde olası değişimlerden kesitler

 

   Yeryüzündeki tüm insanlar kaybolsa ne olur. İşgalci bitkiler ve avcıların saldırıları sonucunda dünyadaki değişimler ne olabilir. Su bitkileri kanser gibi çoğalarak yaşam için gerekli oksijenimizi tüketiyor. Dağ büyüklüğündeki kum fırtınaları savunmasız şehirleri yerle bir ediyor. İnsanlar her zaman doğanın işgalcileriyle mücadele etti. Bu istilacı türlerle insanoğlu nasıl mücadele edecektir. İstilacı türler çok çabuk yayılıyorlar. Güney Amerika da çok kısa bir sürede istilacı otlar çok hızlı bir şekilde çoğalıyorlar. Bu otlardan biri olan su sümbülü, mor renkteki bir çiçek olmasına rağmen karanlık bir yönü de bulunmaktadır. Bu bitkilerin yayılmalarını sadece insanlar kontrol edebiliyor. Bu bitki türü çok kısa bir sürede sayılarını iki katına çıkartabiliyor. Bu bitki türü sudaki oksijeni tüketerek, sudaki canlıların yaşamlarını tehdit ediyor. En saldırgan istilacıların bazıları aynı zamanda en küçük olanlardır. Dört yüz bin kadar mikroskobik canlı ve küf spor türü bir zamanlar hayatta olan her şeye saldırıyor. Bu canlılar çok küçüktür. İki yüz elli bin tanesi iğne ucu kadar bir alada toplanabilir. Bu canlılar her yerde yaşayabiliyorlar ve organik maddeyi sindiriyorlar. Bu canlılar ekmekleri, tahtayı, insan leşlerini sindirirler. Sinekler leş kokularını bir kilometre uzaktan alırlar. Birkaç gün sonra diğer böceklerde işin içine katılırlar. Diğer haşereler diğer hayvanlara saldırıyor. Birleşik devletlerde bazı tazılar, köpek yarışı pistinde kaçıp serbest kalınca tavşan ve farelerle besleniyorlar. Bu köpekler burunlarıyla değil gözleriyle avlarını takip ederler. Avlarını koşarak avlarlar. İnce yapılı derilere sahip oldukları için kolayca bu hayvanlar yaralanabilirler. Asya teke böceği bu böcek ağaçları kemiriyor, bu böceklerin larvaları biyolojik yakıt fabrikaları gibidir. Bu larvaların midesindeki fungiler bir şekilde ahşabı enerjiye çevirir. Bu istilacılar zamanla ağıcı kemirerek ağacın devrilmesine neden olurlar. İnsanlar çok şeyi kontrol ediyorlar bu kontroller olmasa dünyadaki değişimler hızlanır. Çölün üzerinde kurulmuş bir şehirden dolayı şehrin sıcaklığı yaklaşık on derece artıyor bu artışla beraber şehrin ortalama sıcaklığı elli derece oluyor. Bu sıcaklık yaşamı olumsuz yönde etkiliyor. Sıcaklığın yarattığı değişimler su kaynaklarının tükenmesine neden oluyor. Aşırı ısınan asfaltlar sıcaklığı uzun süre muhafaza edebiliyorlar. İnsanlar bu sıcaklık değişimlerini kontrol etmek için kirli suları artıp tekrar doğaya veriyorlar. Şayet insanlar olmasa bu sıcaklık değişimi kontrolsüzce artması olumsuz sonuçları ortaya çıkartacaktır. Başka bir bölgede timsahlar bölgelerini pitonlardan kuramaya çalışıyorlar. Bu canavarlar çarpıştığında neler olacak?  İnsanlardan sonraki yaşamda pitonlar piramidin en üstündeki avcılar olacaktır.  Çinin bir kentinde çok kısa sürede yapılan çok sayıdaki binalar bu kentin her sene bir buçuk santimetre batmasına neden oluyor. İnsanlardan sonraki yaşamda nehirden gelen bir su kütlesi bu kule için büyük bir tehdit olabilir. İnsanlardan sonraki yaşamda,  bir kenti maymunlar ve kuşlar istila ederler. Maymunlar kuşların yumurtalarını yiyerek yaşamını sürdürür. Maymun, kuşların bir yumurtasını bırakarak, kuşların onlar için yumurta üretmesini garantileyebilir. Çöl üzerinde kurulan kent on yıl sonra kup kuru, çevresindeki çöl onu haritadan tamamen silmek istiyor. Bu daha önceden de yaşanmış ve başka bir medeniyetin sonunu da getirmiş olabilir. İnsanlardan sonraki yaşamda bu kentteki kum fırtınaları daha yıkıcı bir etkiye sahip olacaktır. Kum fırtınaları binaları hepsini yıkacaktır. Yağmurlar sonucunda oluşan seller harabe binaları çamurla dolduracaktır. Kum fırtınası sonucunda yağmurlar oluşur. İnsanlardan sonraki yaşamda devasa binaları sarmaşıklar sarar. Sarmaşık türlerinin bir tane sporu bir binayı tamamen sarabilir. İnsanlardan sonra doğa insanların yapılarını istila ediyor. İngiltere de terk edilmiş bir köy uzun yıllar sonra bir harabeye dönüşmüştür. Çiftlik köyü olan bu yer zamanla doğa istilacılarına maruz kalmıştır. Porsuk duvarların altındaki toprağı kazarak duvarların yıkılmasına neden olmuştur. Kurtçuklar ahşap yapılarının çürümesine neden olmuştur. Zamanla bu köy jeolojik süreçle ortadan yok olup gidecektir. İnsanlardan yüzyıl sonra, insanların yapıları doğal istilacılar tarafından yok oluyor. Bu yapılar kasırga. Kum fırtınası gibi doğal olaylar sonucunda yok olacaktır. İnsanlardan yüz elli yıl sonra pitonlar kendi bölgelerinim hâkimi olacaklardır. Çok güçlü köprülerin çelik destekleri, insanlardan sonraki yaşamda en fazla iki yüz yıl dayanabilirler. Çelik desteklerin çürümesiyle köprüler yıkılacaktır. İnsanlardan sonraki yaşamda taç mahal gibi yapılarda yok olacaktır. Çünkü taç mahal killi bir toprak üzerinde yapılmıştır ve küçük bir depremle ortadan kalkar. İnsanlardan sonra istilacılar görevlerini tamamlayacak ve doğa buzul çağında olduğu gibi tekrar kendini yenileyecektir. Dünyanın yeni hâkimleri olacaktır. Fakat insanların bıraktıkları mirası hatırlayabilecekle mi?

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. İstilacı türlerin genel özellikleri nelerdir?

S2. Asya teke böceği bölgeler arasındaki yayılımı nasıl gerçekleşti?

S3. Asya teke böceği ağaçtan nasıl bir enerji elde eder?

S4 Dünyanın üçüncü radyo ve televizyon kulesi nerede bulunmaktadır?

S5. Pohokam yerlileri nasıl ortadan kaybolmuştur?

S6. Kum fırtınası sonrasında hangi yağmurlar yağar?

S7.Pitonların genel özellikleri nelerdir?

S8. Şempanzeler hangi davranışlarıyla kuş ve yumurta üretimi yapıyorlar?

S9. Taç mahal ne amaçla yapılmıştır?

 

 

İnsan Sonrası Yer Küresindeki Şehirlerin Doğa Tarafından İşgali

 

  Dünyadaki bütün insan yok olursa ne olacak? Amerikanın başkentine ne olacak? Bizden sonra kim yerimize gelecek insanlığın yeni başkenti denizlerin altından mı çıkacak? Sıfır nüfuslu bir dünyaya hoş geldiniz. İnsanlardan bir gün sonrasındayız. Amerika arşivler binasında en değerli belgeler saklanıyor bu belgeler özel bir kotu da saklanılıyor. Bu kotu da bulunan gaz belgelerin çürümesini engelliyor. Çünkü oksijeni ve nemi emiyor. Amerikanın meclis binasında artık çıt çıkmıyor. Amerikan başkentinin anıtı seksen iki bin ton taştan yapılmıştır. Her gün ziyaretine gelen turistler artık yok. Bu anıtların bakımını yapan işçiler yok eskimiş alt yapı ne kadar dayanır? Bu anıtlar zamanla doğal koşullar tarafından çürüyecektir. Su bir zamanlar insan için vazgeçilmezken şu an insanın yaptığı her şeyi tehdit ediyor. İnsanlardan sonra büyük eğlence merkezleri ne kadar dayanacaktır? Hayvanat bahçesindeki hayvanlar insanların bakımına muhtaç olduklarından dolayı çoğu ölecektir. Bu hayvanlardan biri olan filler güçlerini kullanarak hayvanat bahçesinden kaçabilir. Bu hayvanlar çok güçlü olduklarından kendini kuruyabilirler. Amerikanın çöplerini toplayan kimse yok. Bu çöpler insanlar zamanında Pasifik okyanusuna dökülüyor. Bu çöpler çoğu plastik maddelerden oluştuğu için Pasifik okyanusu ne zaman bu çöplerden kurtulacaktır? İnsanlardan sonra sular amerikanın başkentini ele geçirecekler. İnsanlar suyu kullanmadıkları için nehirler su seviyesi yükselecek ve taşkınlara neden olacaktır. Amerika ünlü devlet başkanının yattığı mezarındaki sönmeyen ateşte sönecektir. Yeraltında çıkan gaz, elektrikli bir çakmak sistemiyle sürekli yanıyor. Amerika kongre binası üzerindeki boya yüzünden, insanlardan sonraki bir yıl içerisinde görünümü koruyacaktır. Fakat zamanla bu koruyucu özelliğini kaybedecektir. Anıtların çatılarında meydana gelen çatlamalar suyun içeriye sızmasına neden olur ve zamanla bu yapıların çürümesi hızlanacaktır. Amerikanın ulusal anıtları artık saldırı altındadır. İnsanlardan üç yıl sonra amerikanın kentleri bitkilerle kaplanmış. Ünlü yolları şimdi yemyeşil olmuş. Rüzgâr aracılığıyla bunlar tohum alanları alanı haline dönüşür. Endemik olmayan bitkiler zamanla çürüyecektir. Çünkü onları sulayan sistemler artık çalışmıyor. Havuzların bakımları yapılmadığından dolayı havuzlar sivrisineklerin üreme alanı haline dönüşecektir. Orman yangınları çıkacaktır. Müdahale edecek kimseler olmadığı için uzun yıllar devam edecektir. Orman yangıları binaların çelik iskeletlerini açığa çıkarttı. Oluşan depremler büyük yapıları ortadan kaldıracaktır. Eski uygarlıklara ait yapılar ağaç ve bitki kökleri tarafından çabucak yıkılacaktır. Ahşap yapılar termitler tarafından tüketilecektir. Amerikanın anıt kulesinin üzerindeki alüminyum piramitsel yapı taşıdığı oksit maddesinden dolayı uzun süre dayanacaktır. Amerika büyük bir ihtimalle piramidin üzerinde yazılan Tanrıya hamdolsun yazısını miras bırakacaktır.   


Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Amerikan anayasası nerede sergileniyor?

S2. Oksijen ve nemi emen gaz hangisidir?

S3. Anıtların Çürümesini en çok hızlandıran nedir?

S4. Sivrisineklerin oluşturduğu hastalıklar nelerdir?

S5.Palmiye ağaçları günde ortalama kaç galon su ihtiyacı vardır?

S6.Amerika tarihinin en uzun sürmüş orman yangını hangisidir?

S7.Dünyanın, deprem kuruyucu mekanizması yapılmış en yüksek yapısı hangisidir?

S8.Dünyanın en büyük dini anıtı nerede bulunmaktadır?

S9. Kınar imparatorluğunun başkenti neresidir?

 

 

İnsan Sonrası Yer Küresindeki Üretilen Değerli Metallerin Doğa Tarafından Çürütülmesinin Bilimsel Öyküsü

 

   Arkamızda bırakacağımız dünyaya ne olacak?  İnsanlardan sonra insanların bırakacakları değerli madenlerine ne olacak? İnsanların olmadığı bir dünyada altının bir değeri olmaz. İnsanların bütün değerli şehirleri madenden yapılmıştır. Finansman altınla sağlanmış ve çelikle yapılmıştır. İnsanlardan sonra bu madenlerin hangisi bozulup hangileri ayakta kalacak? Altının sonsuza kadar kalır çünkü altın paslanmayan ve kararmayan bir madendir. Doğada altını çözebilecek hiçbir şey yoktur. Altın dünyada reaksiyona girmeyen sayılı madenlerdendir. Diğer madenler altın kadar şanslı değil. Federal rezerv bankasının bulunduğu sokak bomboştur. Bir zamanlar kalabalık olan bu sokaklar insanlar sonra bomboş kimseler yok artık. İnsanların bulunduğu dönemde arabaların ve insanların çıkardıkları sesler insanın işitme duyusuna zarar verecek kadar şiddetliyken insanlardan sonra bu sokaklarda artık ses yoktur. İnsansız bir dünyada tuhaf bir sessizlik olacaktır. Dünyaya hâkim olacak ses kuşların cıvıltısı olur. İnsanlardan kısa bir süre sonra insanların bakımına ihtiyaç duyan hayvanlar sokaklara çıkacak ve yeni hayatlarına alışmaya başlayacaklar. Ama betondan meydana gelmiş bu sokaklarda ne kadar süre yaşayacakları belirsizdir. İnsanlardan sonra biraların üretildikleri depolar, mayalanma sonucunda oluşan basınçla patlayacaktır. Bira mayalanma sonucunda şeker, alkole dönüştürülüyor. Elektrik olmayınca su pompalayan depolar duracaktır. Tünellere su basacaktır. İnsanlardan altı ay sonra her yer suyla dolacak ve elektrikler gidecek. Su zamanla binaların altını dolduracak ve zamanla binaları ayakta tutan destekler çürüyecek. İnsanlardan bir yıl sonra şehir sessiz çürüyecek, amerikanın kentleri, zamanla çürüyecek golf sahaları zamanla ormana dönüşecek, insanlardan sonra, polis atları ve diğer atlar kendilerine yaşam alanı bulmak için kıyı otlaklarına doğru yol alacaklar ve kendilerine bir yaşam alanı oluşturacaklardır. Paslanmaz çelikten meydana gelen yapılar çok yavaş bir şekilde çürür. İnsanlardan uzun bir zaman sonra binaların yapıları garip bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Bu binaların duvarları zamanla yosunla kaplanacak ve kentin sokakları bitki kolonileriyle kaplanacak. Plajların bakımını yapan insanlar olmazsa denizin dalgaları zengin malikâneleri yerle bir edecektir. Dinozorların iskeletlerinin sergilendiği müze insanlardan elli yıl sonra çürümeye başlayacaktır. Dinozor kemikleri bir bakteri tarafından başlatılan bir kimyasal reaksiyonla,  yumuşak kemik dokunun sertleşmesiyle çürüme başlayacaktır. Doğal tarih müzesi yarım yüzyıl sonra yolun sonuna geldi. Dünyanın bütün kentleri zamanla çürüyecek. Amerikanın altın kaynakları bakımından zengin olan bir kasabası zamanla nüfusunu iki katına çıkarttı. İnsanlar zengin olmak için bu kasabaya yerleşmişlerdi. Altın kaynakları tüketilince bu kasaba yalnızlığa terk edildi. Çölün ortasında bulunan bu kasaba çöl rüzgârlarının etkisiyle bir harabeye dönüştü. İnsanlardan bin yıl sonra amerikanın büyük kentleri bir hayalet kente dönüşecektir. Büyük binalar arasında nehir geçen kanyonlara dönüşecektir. İnsanlar zamanında polis atı ve diğer atlar için bir yaşam alanı olacaktır. Ancak insanlar döneminde dünyanın çoğu altının toplandığı rezerv bankası yerin altında değerli madenini daha milyonlarca yıl daha koruyacaktır.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Kaç desibel ses şiddeti insan kulağı için zararlıdır?

S2. Biranın mayalanması işlemleri nasıl gerçekleşir?

S3. Krom oksit filmin özelliği nedir?

S4. Aptal altın ne demektir?

S5.Dinozor iskeletlerinin dik durmasını sağlan yapı nedir?

S6.Prit hastalığı nedir?

S7.Bazı Fosillerin altın rengi almasının sebebi nedir?

S8.Amerikanın bir zamanlar altın bakımından zengin olan kasabası hangisidir?

 

 

 

Huysuz Aslanlar ve Bizonlar. Aslanlarda Sıra Dışı Alışkanlık ve Huyların Ortaya Çıkışı

 

   Soylu bir avcı şaşmaz bir katil, kurbanını her defasında hızlı ve zekice boğar. Bazen avlarını canlı iken yerler. Bu alışkanlıklar nerden geliyor ve bu alışkanlıklar kalıcı mı? Aslanlar mükemmel bir katil olacak şekilde gelişirler. Bufalular aslanlar için hayatta kalma gerekçeleridir. Dişi aslanlar yavrularına öldürme sanatlarını öğretmek zorundadır. Yavrular sürüdeki en kıdemli dişilerle gezmek zorundadır. Aileye çeki düzen veren erkek aslandır. Yavrular büyüdükçe kendilerine uygun avlara katılırlar. Bufalı takım oyunlarıyla aslanları alt edebilirler. Bufalularda direnme gücü daha fazladır. Aslanlar genelde avlarının soluk borularını sıkıştırarak boğarlar. Aslanlar bazen avlarını öldürmeden canlı olarak yerler. Bu durum bizlere göre zalimce görünebilir; ancak biz aslanları kendi kurallarımıza göre yargılayamayız. Bufalu yavruları savunmasız olduklarında sürülerin ortasında duruyorlar. Yeni doğan filler savunmasızdır anne fil yavrunun ayakta durmasına zorlar. Aslan sürüleri savunmasız bir fil yavrusunun kokusunu alır. Erkek filler yalnızlığına düşkündür. Yavru bir fil savunmasız kalınca erkek fil onu aslanların saldırısında kuruyabilir mi? Normalde erkek bir fil kayıp bir yavruyu kuruma eğiliminde değildir. Arkadaşlıkları yalnızca birkaç saat sürebilir. Afrika çalılıkları saklanmak için uygun yerler değillerdir. Bu çalılar aç ve fırsatçılar için fener görevi görür. Aslanların paylaşımcı olduğu söylenemez. Yavru fil yoluna devam edemeyince aslanlar ve akbabalar için kolay bulunacak bir besin haline geldi. Fazladan rekabet aslanların hayatlarını zorlaştırır. Yavruların eğitimi tamamlandığında yavrular avlanmak zorundadırlar. Anne aslan bufaluyu genç erkeklerin öldürmesine izin veriyor. Bir aslanın öldürme güdüsünden vazgeçmesi çok nadir bir durumdur. Bozağın hareket etmesi aslanların öldürme içgüdüsünü tetikliyor. Aslanlar akşam karanlığı çökmeden ziyafete başlamıyor. Genç erkekler belli bir dönemden sonra sürüden ayrılmaya zorlanırlar. Gelişen erkekler annelerine üstünlük kurmaya çalışıyorlar. Kuraklık başlayınca aslanların yiyecek bulması zorlaşıyor. Anneleri yavru ve genç aslanların bütün hareketlerini izliyorlar. Öncelikli olanlar yeni yavrulardır. Çamur bataklıkları yavru filler için bir ölüm çukuru haline dönüşebilir. Filler cilt bakımları ve serinlemek için bu çamur çukurlarına geliyorlar. Yavru filler güçsüz olduklarından dolayı çamur bataklıkları onları kendine doğru çeker. Yavrunun tepinmesi daha çok batmasını sağlar. Görünmeyen çukurlar bufalular içinde bir tehdit oluşturuyor. İçine kaydığında çamur onları daha da derine çekiyor. Çakallar çamurda kalan bufaluyu beklerler. Çamur sertleşince onlar için bir ziyafet olacaktır. Çamurda saplanan bufaluyu bulan aslan, bufalunun boğazına ulaşamayınca burnunu yakalayıp onu boğmaya çalışıyor. Bu sefer neden geleneksel yöntemi kullanmıştır? Bu bilinmiyor. Bir hayvanın trajedisi diğer hayvanın hayatta kalması ve ailesinin yaşamını devam ettirmesi anlamına geliyor. Yağmur mevsimi hayvanlara hem bereket hem de kargaşa getiriyor. Genç erkek aslanlara uygulanan soğuk muamele gelişimlerini hızlandırıyor. Yer mücadelesine girmemeyi ve babalarının daha güçlü olduklarını içgüdüsel olarak anlıyorlar. Otoritesine meydan okuyanları hemen cezalandırıyorlar. Büyük erkeğin sürüden ayrılmasına çok az bir süre kaldı. Erkek aslanlar iki ile üç yaş arasında cinsel olgunluğa eriştiklerinde gitmek zorundadırlar. Eğitimleri sonucunda nihayet bir av yakalayabildiler. Artık sürüden ayrılmaya hazırlar.

 

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1. Bufaluların savunma teknikleri nelerdir?

S2. Aslanlar günde ortalama kaç saat uyurlar?

S3.Suya sürekli ihtiyaç duyan guruplar hangileridir?

S4. Kurak mevsim aslanlar için hangi sıkıntılar getiriyor?

S5. Aslanların davranışlarında görülen değişiklerin sebepleri nelerdir?

S6.Hangi aylarda hayvanların doğum oranlarında patlama görülür?

S7.Erkek hayvanlarda üreme sürecinde görülen davranışlar nelerdir?

S8. Dişi aslanların erkek aslanlara göre belirgin farkları nelerdir?

 

 

Kanguru, Köpek Balığı, Eşek Arısı ve Penguen Yavrularının Anne Karnındaki Hayat Döngüleri 90 dakika 90 Dakika

 

    Rahmin gizemli dünyasında doğanın evrim harikalarından bazıları yatıyor. Burada da bu hayatlar tehlikelerle karşı karşıya, şimdi dört sıra dışı hayvanın an rahmine düşüşlerinden doğumlarına kadar ki inanılmaz yolculuklarını izleyeceğiz. Ebeveynler ilk engellerle gebelik sırasında karşılaşacak bütün zorluklara karşı döllenmiş bir yumurta oluşturmaları ve doğmamış yavrularına bir barınak oluşturmaları gerekir. Üreme çoğu köpek balıkları için bir cinsiyet savaşı olmak zorunda köpek balıkların ön sevişmeleri kalbi zayıf olanlara değil dişiler hayatta kalabilmek için partnerlerinden biraz daha vurdumduymaz olmak zorundadır. Teknik olarak penisi yok bunun yerine partneriyle ilişkiye girmek için karnının altında geçici olarak sertleşen iki uzuldan birini kullanıyor. En büyük engel su ortamı spermi kolayca dağılabilir. Bunun için geliştirdiği bir çözüm var sperm mermileri, bu sperm keseleri binlerce uyku halinde spermi barındırıyor bu sperm kesesi dişi köpek balığının içinde dağılıyor. Köpek balıklarında çiftleşme bir grup faaliyeti olabiliyor. Birçok erkekten sperm almak dişiler için bir avantajdır. Bu yavrulardaki genetik çeşitliliğin azami seviyeye çıkmasını sağlıyor. Dişi köpek balığı her biri bir golf topu büyüklüğünde on dört tane döllenmiş yumurta barındırıyor. Antartikada sıcaklık eksi yirmi dereceye kadar ulaşıyor. Sıcaklık hızla düşmeye devam ediyor. Bir metre boyundaki bu kuşlar üremek için yumurtlamak zorundadır. Antartikanın soğuğunda onları ayakta tutmak zorlu bir görevdir. Çiftleşiyorlar ve yumurtanın olağanüstü yolculuğu başlıyor. Bir insan yumurtası döllenmeden önce mikroskobik boyuttadır. Penguenin ise bir pinpon topu büyüklüğündedir. Kuşlarda cinsiyeti belirleyen yapılar farklıdır. Penguenin yumurtasında spermin gireceği tek bir nokta var. Çekirdeği barındıran küçük soluk bir yer bu noktadan sadece bir sperm çekirdekle kaynaşabiliyor. Yumurtanın beyaz kısmı embriyonun beslenmesini sağlayan proteinle dolu, daha sonra yumurta beyaz kısmında kıvrımlı kordonlar oluşuyor. Yumurtanın beyazı etrafında ince lastiksi bir zar oluşuyor. Bu zar saçlarımızın ve tırnaklarımızın oluşmasını sağlayan keratin maddesini içeriyor. Son olarak annenin kemiklerinden gelen kalsiyum kristalleri zarın üzerini kaplıyor ve sert bir kabuk oluşturuyor. Bu kabuk tavuk yumurtasından iki kat daha kalın kuluçkalandığında bu yumurta on iki santim boyunda oluyor. Yumurtanın hayatta kalabilmesi için ebeveynlerin özverilerine ihtiyaç vardır. Yumurtayı üretmek anneyi fiziksel olarak yumurtayı beslenmek için denize dönmek zorundadır. Dişi penguen yumurtayı erkek penguene vererek ayrılır yumurtanın bir keseden diğer keseye verirken dikkatli olmak zorundadırlar aksi taktirde yumurta donabilir. Erkek penguen yumurtayı kendi kesesine almakta isteklidir. Anne besin arayışından dönene kadar baba penguen yumurtanın kuruyuculuğunu üstlenir. Orta Avustralya’nın kavrulmuş çölünde yaşayan memeli hayvanların birçoğu keselidirler. Bunların en büyüğü iki metre boyundaki kırmızı kangurudur. Kangurular sadece bir yumurta üretiyor. Bu yüzden sadece bir erkeğin spermi yumurtayı döllüyor. Kanguru spermi rekabeti bir tuzak kurarak atlatıyor. Meni sıvısı kalın lastikli bir tıpa oluşturarak vajinal kanalı geçici olarak tıkatıyor. Bu süngersi engel kendi spermin geçişini sağlarken rakip spermlerin geçişini engelliyor. Kangurunun üç vajinası bulunuyor. Kimyasal salgılar onları doğru istikamete yönlendirerek yumurtaya ulaşmasını sağlıyor. Döllendikten sonra yumurta annenin rahmine doğru yöneliyor. Kangurunun anne rahminde kalış süresi oldukça kısadır. Parazit eşek arısının üreme stratejisi tek kelimeyle benzersiz, eşek arısı besleyicilerle dolusu yumurta sarısı vermeyecek yumurtasına, onun başka bir planı var.  Lahana tırtılları bu arının yumurtaları için bir rahim görevini üstlenecekler. Arı tırtılın sırtında iğnesiyle bir delik açarak yumurtalarını bırakıyor. Tırtılın derisiyle bağırsakları arasındaki kısım besin yönünden zengin bir sıvı içeriyor. Tırtılın bağışıklık sistemi harekete geçiyor ve eşek arısının yumurtalarını ortadan kaldırmak için saldırı durumuna geçiyor. Yumurtalar bu duruma hazırlıksız değiller kendi yapımları olan bir virüsü ortama bırakıyorlar. Bu virüs tırtılın bağışıklık sistemini ortadan kaldırılıyor. Bu virüs tırtılın bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Tırtıl işgalcinin ihtiyacını göre yaşamını düzenlemek zorundadır. Köpek balığının vücudunda tek bir kemik yoktur, köpek balıklarının algıları çok yüksektir en küçük bir hareketin bile farkına varırlar. Köpek balığı embriyosu rahimde bulunan sıvılardan oksijen elde etmek zorunda köpek balığı embriyosu gerçek solungaçlar geliştirildiğine kadar olağan üstü tüyümsü lifler sıvıyı tarayacak ve hayatta kalması için gerekli oksijeni toplayacaktır. Penguen embriyosu besinini yumurta kesesinden alıyor. Penguenler balıksı atalarının karaya çıkmasından bu yana büyük bir evrim geçirdiler. Bazı gizli vasıfları hala sudaki geçmişlerinden izler taşıyor. Embriyonun baş kısmında bulunan etrafı sıvıyla çevrilmiş tüyler bulunur. Bu sistem penguenlerde iç kulağı oluşturur. Penguenlerin kanları birçok kara hayvanın kanından daha farklıdır. Okyanus yaşamına elverişli bir yapısı vardır. Bu kuşlar beş yüz metreden daha fazla derinliklere inmesi gerekir buda onların daha fazla okyanus atında kalmasını gerektiriyor. Bu insanlar için imkânsız bir beceridir. Kanlarındaki hemoglobin dokularının daha fazla oksijen depolamasını sağlıyor bu yüzden suyun altında daha fazla kalabilmektedir. Kanguru embriyosu bir iç rahimden dış keseye doğru hareket ediyor. Dört haftalık embriyo doğumu gerçekleşir. Sadece bir fasulye büyüklüğündedir. Otuz santimlik uzaklığı olan keseye yavru iki dakika sonucunda ulaşır ve bir meme ucuna tutunuyor bu tutunuş onun yeni hayat bağı, kanguru bir göbek bağı yerine bir meme geliştirmiştir. Tırtılın vücudundaki eşek arıları larvalar bir iğne ucu kadardır. Bu larvalardaki virüs tırtılın cinsel organının kimyasal olarak çürümesine neden olmuştur. Bir harem ağasına dönüştürülür. Rakip bir eşek arısının larvası da tırtılı kendisine yuva belleyebilir bu yüzden diğer larvaların hayatı tehlikeye girebilir. Köpek balıklarında kas gücünü kuvvete çeviren yapı kuyruk yapısıdır yan yüzgeçler dengede kalmasını sağlıyor. Köpek balıklarında koku alma duyuları gelişmiştir beş kilometre uzaktaki bir avının kokusunu alabilirler. Yumurta kesesi tükenmek üzereyken plasentaya dönüşüp göbek bağıyla yavrunun kalan gelişimini tamamlamaya çalışır. Başka bir köpek balığı çeşidi ise yavrularının hayatta kalması için plasenta üretmiyor bu yavrulardan bir tanesinin ilkel dişleri oluşuyor gözleri kör olmasına rağmen daha genç kardeşlerini yiyerek gelişimlerini tamamlıyorlar. Penguen embriyosunun değişimi yavaş yavaş gerçekleşiyor. Vücudu üzerindeki dikenli yapılar sonradan vücudunu kaplayan tüylere dönüşüyor. Ayakları sürekli sıfır dereceye maruz kalmasına rağmen inanılmaz bir şekilde donmaya karşı durabiliyorlar. Atardamarlar sıcakkanı ayaklara getiriyorlar toplardamarlarda soğuk kanı kalbe götürüyorlar bu şekilde ayaklarını donmaya karşı kururlar. Ayakların sürekli sıfır derecede kalması onları donmaktan kuruyor. Bu sistemle penguen kendini donmaktan kuruyor. Penguen yavrusu kendi yumurta kabuğunu yemesiyle kemikleri daha güçlü bir yapı kazanıyor. Penguen ve yavrusu soğuğa dayanmak için çeşitli yöntemler geliştirmişlerdir.  Bu yöntemler onları soğuğa karşı koruyor. Kangurularda, yavru gelişimin büyük bir kısmı kesede gerçekleşir çok az bir süre, gelişim rahimde gerçekleşir. Bu süre içerisinde yavru meme ucundan sütle beslenir.  Sütteki madde oranları yavrunun gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Kanguruların yavruları keseye ulaştıklarında anne kanguru ikinci bir sefer daha çiftleşiyor bu çiftleşme sonucunda döllenmiş yumurta rahimde bekletiliyor. Eğer kesedeki yavru çeşitli nedenlerden dolayı ölürse, rahimdeki döllenmiş yumurtanın doğumu gerçekleşecektir. Bunun nedeni kanguruların zor çevre koşullarında yaşamlarını garantiye almak için geliştirdikleri bir yöntemdir. Kangurular saatte altmış kilometre hıza ulaşabilirler. Arka ayakları bir yay işlevini görür zıplama esnasında ten donlardaki değişimler enerşiyi tekrar tekrar depolayarak zıplama hareketlerinin devamını sağlar. Parazitlenmiş tırtılın içindeki eşek arısı larvaları tırtılın kanıyla ziyafet çekmelerine rağmen tırtılın iç organlarına zarar vermiyorlar. Tırtılın içindeki larvalar dışarı çıkma zamanları gelmişse sadece tırtılın derisini parçalamak için geliştirdikleri testere dişlerin yardımıyla dışarı çıkıyorlar bu esnada salgıladıkları bir kimyasala tırtılı felç ediyorlar.  İpeksi bir örtüyle kendilerini örtüyorlar. Yaralı tırtıl virüsün nedeniyle bu larvaları korumak amacıyla onların yüzeyini koruyucu bir örtüyle onlara fazladan bir koza oluşturuyor. Yaralı tırtıl açlıktan ölünceye kadar bu larvaları parazitlere karşı koruyor. Dişler ve pullarla beraber köpek balığı gelişimini tamamlıyor. Köpek balıkları sürekli diş çıkartabiliyor çünkü pullarla aynı mekanizmaya sahiptir. Jilet gibi pullara sahiptir bu pullar onların daha iyi dönmesine ve sürtünmeyi azaltan bir etkiye sahiptir. Gözleri çok keskin bir görüş alanına sahiptir. Yavru köpek balığı uzun bir süre sonucunda donanımlı bir şekilde doğmaya hazırdır. Doğurmayı bir hormon tetikliyor anne köpek balığı nispeten sığ sulara çekiliyor ve doğum on iki saat süren bir süre zarfında yarım metre olan on dört tane köpek balığın doğumuyla sonuçlanıyor.  İki ayın sonucunda yavru penguen doğuma hazır hale gelmiştir. Doğum üç gün sürüyor. Yavru, beş ay daha ebeveynlerin yardımına ihtiyaçları vardır. Baba yumurtayı iki ay boyunca çok zor koşullarda korumayı başarmıştır. Yavru kanguru gelişimini dışarıda devam ettirmek için yeterince gelişmiştir. Kulakları beyninde ayrılmaya hazır ve işitme görevini yerine getiriyor annenin kalp atışından tutun dışarıdaki sesleri duyar hale geliyor. Artık memeye bağlı değil istediği zaman besleniyor.  Vücudundaki tüyler en küçük bir hareketliliği algılayacak şekilde yaratılmıştır. Yavru yarım yılın sonucunda nihayet dış dünyaya bakıyor. Parazit döngüleri uzun bir süre alan eşek arılar yetişkin olarak sadece birkaç hafta yaşarlar. Kozadaki değişimlerini tamamladıktan sonra yetişkin eşek arıları olarak tekrar parazit döngülerini devam ettirirler.

 

Aşağıdaki Soruların Cevapları Filmin Ayrıntıların da vardır:

S1Penguen yumurtasının sperme doğru hareket etmesini sağlayan yapılar nedir

S2 Penguenlerde cinsiyeti ne belirler

S3 Penguen yumurtasında oluşan kıvrımlı kordonun görevi nedir

S4 Kendi DNA’ sındaki virüsü kullanan canlı hangisidir

S5 Balıksı atasına en çok benzeyen hayvan hangisidir

S6 Penguen embriyosu oksijeni nasıl alıyor

S7 Penguendeki iç kulağın görevleri nelerdir

S8 Penguen yavrusunun dış keseye ulaşması için sahip olması gereken özellikler nelerdir

S9 Eşek arılarının larvalarını tehlikeye koyan gelişmeye karşı geliştirdikleri sistem nedir

S10 Plasenta üretmeyen köpek balığı yavrularının hayatta kalması için nasıl bir sistem geliştirmiştir

S11 Penguen tüylerinin özellikleri nelerdir

S12 Penguenler vücutlarındaki ısıyı nasıl dağıtıyorlar

S13 Penguen yavrusu ısı değişimlerinde baba penguenden nasıl bir yolla yardım istiyor   

S14 Kanguru kesesinde ilk yüz günde en hızlı gelişen organ hangisidir

S15 Embriyo uykusu nedir

S16 Penguenler hangi olaydan sonra vücutlarında sarı şeritler oluşur