k-1.jpg
kalır" diyor. Wisconsin araştırmacıları da embriyonik kök hücreleri önce sinir kök hücrelerine dönüştürmüşler. Daha sonra bunları da nöron hücrelerinin öncüllerine dönüştürmüşler. En sonunda öncül hücreler de kültür kapları içinde omurilik motor sinir hücrelerine dönüşmüş. Nöronların işlevi, elektriksel uyarıları iletmek. Ekibin geliştir­diği motor nöronlarda gözlenen elektriksel faaliyet, bunların da işlevsel olduklarını orta­ya koymuş. geliştirilen hücreler, kültür orta­mında üç ay canlı kalabilmişler. Araştırmayı yöneten Xuejun Li, çeşitli ülke­lerdeki laboratuarları gezerek, kök hücreleri motor nöron gelişiminin bir evresinden öte­kine atlatmak için uygun büyüme faktörleri­ni ve öteki doğal kimyasalları bulmaya çalış­mış. Ancak her seferinde kök hücreler göste­rilen yönden saparak başka başka hücrelere dönüşüyorlarmış. Yüzlerce başarısız dene­meden sonra Li'nin aklına, nöron gelişimi­nin daha geç bir evresinde kullanılan bir kimyasalı, sürecin çok daha erken bir aşa­masında kullanmak gelmiş ve taktik başarılı olmuş. Bu da, Zhang'a göre insan kök hüc­relerinin farklılaşmasının sanıldığı gibi doğ­rusal bir süreç izlemediğini, insanlar gibi yüksek omurgalılarda bu sürecin karmaşık bir biçimde üst üste binen alt süreçleri de içerdiğini gösteriyor. Araştırmacı, "Anlaşılı­yor ki, hayvanlar üzerinde yaptığımız çalış­maları aynen alıp İnsanlara uygulayamıyo­ruz" diyor.
Ekibin bir sonraki hedefi, yaratılan kök hüc­relerin canlı bir hayvana nakledildiklerinde öteki hücrelerle iletişim kurup kuramadıkla­rını belirlemek. İlk deneme civcivler üzerin­de yapılacak.
Bulguların cesaret verici olması ve bir gün tedavide kullanılabilecek kritik önemde hüc­relerin elde edilmesini olası kılmasına kar­şın. Zhang bu yöntemin insanlarda denen­mesinin daha yıllar alabileceği uyarısında bulunuyor.
Wisconsin Üniv. Basın Bülteni, 30 Ocak 2005
hücre ya da dokunun her birine dönüşme potansiyeline sahipler. Ancak, bunları motor nöronlarına dönüştürme çabaları şimdiye ka­dar başarısız kalmıştı.
Wisconsin ekibinden Su-Chun Zhang'a göre bu darboğazın en temel olası nedeni, motor nöronların gelişen embriyo içinde ortaya çı­kan ilk sinirsel yapılardan olmaları. Dolayı­sıyla kök hücreleri, omurilik motor nöronla­rına dönmeye zorlamak İçin ancak kısa bir zaman aralığı, embriyo gelişiminin üçüncü ve dördüncü haftaları kalıyor. Ekibe göre başarının sırrı, bu kısa zaman­dan yararlanabilmenin yanı sıra, gelişen kök hücrelere çeşitli aşamalarda farklı olarak sağlanan kimyasal "kokteyller". Bunlar, do­ğal olarak salgılanan büyüme faktörleri ve hormonların çeşitli karışımları. Kök hücrele­ri istenen gelişim rotasına sokabilmek İçin gereken koşullar! sağlıyorlar. Zhang, "embri­yonik kök hücrelere, farklılaşmayı adım adım öğretmek ve her adım için uygun geliş­me ortamını ve kritik zamanı tutturmak zo­rundasınız; aksi halde çabalarınız sonuçsuz
Yıllar süren deneme ve yanılmalardan sonra Wisconsin Üniversitesi'nden (ABD) araştır­macılar, embriyon kök hücrelerinden omuri­lik motor nöronları (sinir hücreleri) üretme­yi başardılar. Motor nöronlar beyin ve omu­rilikten verilen sinyalleri ileterek tüm kasla­rımızın hareketinden sorumlu olan hücreler. Ekibin Nature Biotechnology dergisinin 30 Ocak tarihli sayısında yayımlanan bulguları, ileride hasarlı ya da hasta sinir sistemlerinin tedavisi için umut ışığı yakıyor. Kök hücreler, henüz farklılaşmamış, başka hücrelere dönüşme yeteneğine sahip olan hücreler. İnsan vücudunda bunlardan İki tür bulunuyor. Bir türü, her dokuda bulunan ve ancak o dokuda bulunan birkaç çeşit hücre­ye dönüşebilen kök hücreler (Ör: Kalp kök hücreleri, kan kök hücreleri, saç kök hücre­leri vb.). Ancak, çok daha büyük potansiyel taşıyanlarsa embriyonik kök hücreler. Yu­murtanın döllenip bölünmeye başlamasından sonra ortaya çıkan ve sınırlı sayıdaki bu hücreler, sınırsız çoğalma ve kuramsal ola­rak İnsan bedeninde bulunan 220 ayrı tür
k-2.jpg
Tıp Araştırmacıları Takım Oyunu Sevmiyor
Tıp araştırmacılarının psikolojik profilleri üzerinde yapılan ilk araştırma, çoğunluğun kendilerini ortaya süren (lider) ve veri-yönelimli (örgütçü) olduklarını ortaya koymuş bulunuyor. Üçüncü kalabalık grubu hayli yaratıcı olanlar (araştırıcılar) alırken, pek azının hırstan yoksun takım
oyuncuları anlamına gelen "hevesli" kategorisine girdiği görülüyor. Kişilik testlerinin genellikle seçtiği kutuplamalara (örneğin, mantığınızla mı, sezgilerinizle mi düşünürsünüz?) dayalı araştırma, biyomedikal araştırmacıların sanal bir örgütü olan ABD Bilim Danışma Kurulu'nca belirlenen sorularla yürütülmüş. Kendi kişiliklerini ölçmek isteyenler, teste "scienceboard.net/s/sl51/?u=99156290&p=3933EEC{r
adresinden erişebilirler. Science, 21 Ocak 2005
BİLİM ve TEKNİK
Şubat 20O5