Gezegen ya da cüce gezegen olmayan ve Güneş’in çevresinde dolanan öteki gökcisimlerine
“Güneş Sisteminin Küçük Cisimleri” deniyor. Bu gökcisimleri, çok büyük oranda küçük
gezegenlerden yani asteroitlerden ve Neptün’ün ötesinde bulunan çok sayıda görece
küçük gökcisimlerinden ve kuyrukluyıldızlardan oluşuyor.
Küçük Gezegenler (Asteroitler)
Kayalık yapıya sahip olan asteroitler, çapları yaklaşık 1000 km’ye kadar çıkabilen
gezegenlere göre küçük gökcisimleri. Bu gökcisimlerinin büyük bölümü, Mars ile Jüpiter’in
arasında bulunan asteroit kuşağı içinde, Güneş’in etrafında dolanırlar.
Bu gökcisimlerinin, bir zamanlar burada bulunan bir gezegenin parçalanmasıyla, ya
da buradaki maddenin Jüpiter’in güçlü kütleçekimi nedeniyle hiçbir zaman gezegen
oluşturamadığı ve buradaki ilkel maddeden artakalanların küçük gezegenleri oluşturduğu
düşünülüyor.
Jüpiter olmasaydı, bu bölgede dairesel yörüngelerde dolanan madde, zamanla bir araya
gelerek bir gezegen oluşturabilecekti. Jüpiter’in, güçlü kütleçekimiyle bu bölgedeki
cisimlerin yörüngelerinde bozulmalara yol açtı. Yörüngeleri birbirinden az da olsa
farklı basıklıkta olan küçük cisimler, birleşmek için fazla hızlı çarpışıyorlardı.
Bu nedenle, hiçbir zaman hepsi bir araya gelerek bütün bir gezegen oluşturamadılar.
Zamanla, buradaki maddenin çok büyük çoğunluğu Jüpiter tarafından uzaklaştırıldı.
Sonuçta, günümüze, bir zamanlar oluşmaya fırsat bulamayan bir gezegenin yapı taşlarından
küçük bir bölümü kaldı. Bilinen tüm asteroitleri bir araya toplayabilseydik, ortaya
çıkan cismin çapı, Ay’ınkinin yarısından daha küçük olurdu.
Asteroitlerin oluşumunda ve şekillenmesinde çarpışmaların rolü büyük. Gözlemler,
bazı büyük asteroitlerin çarpışmalar sonucunda parçalandığını gösteriyor. Bunu,
"aile" adı verilen asteroit grupları doğruluyor. Asteroit aileleri, bir zamanlar
çarpışma geçirerek parçalanan, ancak birbirlerinden çok uzaklaşacak şekilde dağılmayan
asteroitlerden oluşuyor. Bunlardan en ünlüleri, 235 parçadan oluşan Themis ailesi,
326 parçadan oluşan Eros ailesi ve 400 parçadan oluşan Kronis ailesi. Bunlar dışında,
Güneş ve Jüpiter’in kütleçekiminin birbirini dengelediği Jüpiter’in L4 ve L5 Lagrange
noktalarında da bilinen yüzlerce asteroit var. Bunlara "Troyalılar" deniyor.
Kuyrukluyıldızlar
Kuyrukluyıldızların, Güneş Sistemi’nin oluşumu ve hammaddesi hakkında önemli bilgiler
taşıyan zaman kapsülleri olduklarını söyleyebiliriz. Güneş Sistemi’yle aynı zamanda,
yaklaşık 4,6 milyar yıl önce oluşmuş oldukları ve Güneş’e çok uzak oldukları için,
Güneş ve gezegenlerin hammaddesi, bu göktaşlarının içinde bozulmadan korunuyorlar.
Bir kuyrukluyıldız, Güneş’e yaklaştığında, yüzeyindeki donmuş gazlar buharlaşmaya,
aynı zamanda toz taneleri de serbest kalmaya başlar. Bu gaz ve tozun güneş rüzgârıyla
itilmesiyle kuyruk oluşur.
Bu gökcisimleri normalde, iki farklı yörüngede dolanıyorlar. Bu yörüngelerin biri,
Neptün’ün ötesinde yer alan Kuiper Kuşağı. Burada, çok sayıda kuyrukluyıldız, bir
kuşak halinde dolanıyorlar.
Oort Bulutu denen ve çok daha uzakta, küresel olarak Güneş Sistemi’ni çevreleyen
bölgede çok daha fazla kuyrukluyıldız olduğu düşünülüyor. Bu gökcisimleri, normalde
buradaki yörüngelerinde dolanıyorlar.
Özellikle Oort bulutunda bulunan kuyrukluyıldızlar, Güneş ışınlarının çok zayıf
kaldığı bu bölgede milyarlarca yıl bozulmadan kalıyorlar. Çeşitli etkenlerle, yörüngeleri
basık hale gelmiş olan kuyrukluyıldızlar, Güneş Sistemi’nin içlerine kadar gelebiliyorlar.
Bu gökcisimleri, çeşitli etkenlerle, yörüngelerinden ayrıldıklarında, sistemin içlerine
doğru uzanan elips biçimli yörüngelere yerleşebilirler.
Meteoroidler
Meteoroidler, bazısı kuyrukluyıldızlar ve asteroitlerden kopan küçük taş ve demir
parçalarıdır. Bu cisimlerin büyüklüğü, bir toz parçasının büyüklüğünden, birkaç
metre çapa kadar değişir.
Eğer bir meteoroid atmosfere girerse, sürtünme nedeniyle ısınır ve yanar. Bu sırada,
gökyüzünde, bir doğrultuda hızla kayıp kaybolan bir parlama görülür. Buna, meteor
ya da akanyıldız denir. Meteor yağmurları, Dünya bir kuyrukluyıldızın yörüngesine
bıraktığı toz parçalarından oluşan kuşağın içinden geçtiğinde oluşur. Meteorların
çoğu atmosferde yanarken, bazısı, yeryüzüne ulaşabilecek kadar büyük olabilir. Yeryüzüne
düşen bu meteorlara, göktaşı deniyor.