Ağustos 2006’da yapılan tanıma göre, bir gökcisminin gezegen sayılması için birtakım
koşulları yerine getirmesi gerekiyor. Buna göre, “yörüngesini temizlemiş olma” koşuluna
uymayan, ancak öteki koşulları yerine getiren cisimlere “cüce gezegen” deniyor.
Bir cüce gezegenin, Güneş’in çevresinde dolanan, bir gezegenin uydusu olmayan ve
küresel yapı oluşturacak kadar büyük kütleye sahip olması gerekiyor. Çok sayıda
aday olmakla birlikte, ilk aşamada cüce gezegen olarak kabul edilen gökcisimleri
Ceres, Plüto ve Eris.
Ceres
Ceres, Mars ve Jüpiter arasındaki küçük gezegenlerin en büyüğü. Gökbilimciler, Ağustos
2006’da gezegenin tanımını yaptıktan sonra, Ceres küçük gezegenlikten cüce gezegenliğe
terfi etti.
Kütlesi ve büyüklüğü yanında, Ceres’i öteki küçük gezegenlerden ayıran en belirgin
özelliği küresel yapısı. Öteki küçük gezegenlerin hiçbiri böylesine düzgün yapıda
değil. Hatta büyük çoğu oldukça düzensiz şekillere sahip.
Ceres, kuşaktaki tüm küçük gezegenlerin kütlesinin toplamının yaklaşık üçte birine
sahip. Küçük gezegenlerin hepsinin, toplam kütlesiyse Ay’ın kütlesinin yalnızca
%4’ü kadar.
Plüton ve Şaron
Yakın geçmişe kadar bir gezegen olan Plüton, 24 Ağustos 2006’dan bu yana bir cüce
gezegen olarak kabul ediliyor.
Plüton’u oluşturan madde, kaya ve buzdan oluşuyor. Onu gezegenlerden ayıran önemli
iki özelliği, yörüngesinin önemli ölçüde basık olması ve tutulum düzlemine göre
yaklaşık 17 derece eğik olması. Plüton’un yörünge uzaklığı 29 ile 49 astronomi birimi
arasında değişiyor. Yörüngesinin basıklığı nedeniyle gezegen zaman zaman Güneş’e
Neptün’den daha yakın oluyor. Örneğin, 1979 ile 1999 yılları arasında, Plüton 8.
gezegendi. Plüton’un Neptün’den daha yakın bir yörüngeye gelmesi için, yaklaşık
220 yıl beklememiz gerekiyor.
Plüton’un belirgin bir atmosferi yok. Azot, karbon monoksit, metan gibi gazlardan
oluşan ve çok ince bir katman oluşturan bir atmosferi var. Güneş’e yaklaştıkça,
atmosferin kalınlığı artıyor; tıpkı bir kuyrukluyıldızda olduğu gibi. Ancak, Plüton’un
kütleçekimi sıradan bir kuyrukluyıldızınkiyle kıyaslanmayacak kadar büyük olduğundan,
gazlar yüzeyin üzerinde kalıyor. Eğer Plüton Güneş’e daha yakın olsaydı, tıpkı bir
kuyrukluyıldızınki gibi bir kuyruğu olurdu.
Şaron, Plüton’un uydusu olmanın ötesinde, Plüto-Şaron sisteminin bir üyesi olarak
düşünülebilir. Nitekim yakın bir gelecekte, büyük olasılıkla Şaron bir uydu değil,
bir cüce gezegen olarak kabul edilecek. Çünkü Plüto ve Şaron’un arasındaki kütle
farkı, Güneş Sistemi’nde hiç bir gezegen ve uydusunda olmadığı kadar az. Öyle ki,
Şaron’un Plüton’un çevresinde dolandığını öne sürmek pek doğru değil. İkisi ortak
bir kütle merkezi çevresinde dolanıyorlar. Gezegenlere baktığımızda, bu ortak kütle
merkezi hepsinde gezegenin içinde kalıyor. Plüto ve Şaron sistemindeyse, kütle merkezi
iki gökcisminin arasında, Plüton’a yakın konumda. Yaygın görüş, bir gökcisminin
uydu olabilmesi için, sistemin kütle merkezinin, çevresinde dolandığı gökcisminin
içinde yani yüzeyinin altında kalması gerekiyor.
NASA, Plüto ve Kuiper Kuşağında bulunan gökcisimleri hakkında ayrıntılı bilgi toplayabilmek
için, “Yeni Ufuklar” (New Horizons) uzay aracını Ocak 2006’da fırlattı. Bu uzay
aracı, bir cüce gezegene giden ilk uzay aracı olacak. Yeni Ufuklar, 2015 yılında
Plüto ve Şaron’a ulaşacak ve onların yapısı, yüzey ve atmosfer özellikleri gibi
alanlarda veri toplayacak. Plüton ve Şaron’daki görevini tamamladıktan sonra, beş
yıl boyunca bu bölgede bulunan öteki Kuiper Kuşağı cisimlerini incelemek üzere yoluna
devam edecek.
Eris
2003 yılında çekilen fotoğrafların incelenmesiyle 2005’te keşfedilen Eris, her Neptün-ötesi
gökcisminin keşfinde olduğu gibi, 10. gezegen tartışmalarını alevlendirdi. Ancak,
bu sefer, bulunan gökcismi Plüton’dan büyüktü. “Cüce gezegen” sınıflamasının oluşturulmasıyla
o da bu unvanı aldı.
Eris’in daha önce keşfedilmemesinin nedeniyse, pek de gezegen aranan bölgede yer
almamasına bağlanıyor. Eris’in yörüngesi tutulum düzlemiyle 44 derecelik bir açı
yapıyor. Bu şekilde yörüngelere sahip gökcisimleri, Kuiper Kuşağı’nın dışında kaldıkları
için onlara “Neptün Ötesi Cisimleri” adı veriliyor.
Eris, yörüngesinde dolanırken, Güneş’e uzaklığı 38 AB ile 97 astronomi birimi arasında
değişiyor. Yani, yörüngesi Plüton’unkinden de basık. Eris bu haliyle, şimdiye kadar
Güneş Sistemi’nde görülen en uzak gökcismi. Gözlemler, Eris’in bileşiminin de Plüton’unkine
benzer olduğunu gösteriyor.