Optik Bilgisayarlar
Işık ile
Hesaplama
Kimyacılar transistoru yeniden keşfettiler: Tek tek floresan moleküllerini farklı durumlarda devreye acıyorlar... Böylelikle optik bilgisayarlar 500 bin giga-hertz'e kadar uzanan saat frekanslarına ulaşacak ve silisyum chip'lerini gölgede bırakacaklar.
Bilgisayarın geleceği kimya laboratuvarlarında çizile-cekmiş gibi görünüyor. Sözkonusu olanın ne oldu-ğunu Münihli kimyager Robert Reiser basit bir de­neyle gösteriyor. Kırmızı bir sıvıyı yavaşça içinde renksiz bir maddenin bulunduğu bardak içine döküyor. Renksiz madde sarıya dönüşüyor. Kırmızı sivili bardak ne kadar fazla boşalırsa sarı da o kadar yoğun bir hal alıyor. Seyri gayet hoş bu tip deneyler okuldaki kimya dersinden bili­niyor. Burada rhodamin temelli kırmızı boyar maddenin methanol ile girdiği tepkime sonucu başlangıçtaki duru­mu değişiyor, yeni bir bağlantı oluşuyor. Reiser bir lamba ile renk dışında başka bir optik özelliğin de değişmiş ol­duğunu gösteriyor. Bardağa tutulan ışık sarı sıvının ay­dınlık saçmasına yol açıyor -yani sıvı floresanlaşıyor.
Sıvılarla yapılan bu deney Münih Ludwig-Maximilians Üniversitesi (LMU) organik ve makromoleküler kimya departmanı bünyesindeki bilimcilerin küçük çapta başar-
CHIP | ARALIK 2002
dan daha düzenli bir hal alacak.
Gates, bu Pen işlevlerinin gelecek Office sürümünün önemli bir bölümünü oluşturacağım duyurdu. Tablet PC piyasaya sürülürken şimdilik bir Tablet PC Office Pack indi­rilmeye sunuluyor.
Başka bir yenilik de, dil tanımalarının şimdilik ABD ve Uzak Doğu sürümleri için kısıtlı ses notları. Ses notu üze­rinden bir dokümana konuşma ve ses eklenebiliyor. Bunun­la ilgili bir uygulama bazı Amerikan üniversitelerinde test ediliyor bile: Orada ders notları, metin açıklamaları ve sesli anlatımlarla öylesine hazırlanıyor ki, tüm ders skript'ler, notlar ve sesli anlatımlarla dijitalize edilmiş olarak sunulu­yor.
Gene) olarak bakıldığında tablet PC tatminkar bir izle­nim uyandırıyor. Gerçi kurşun kalem ve kağıda yazma duy­gusundan plastik kalem ve cama yazma duygusuna geçmek için alıştırma gerekiyor, ancak bundan sonra da kucağınız-daki PC klasik notebook'a çekici bir alternatif oluşturuyor. Grafik girişlerin vektörleştirilmesiyle veri miktarları telsiz ağlar İçin tahammül edilebilir ölçülerde kalıyor,
GB / Garo Antikacıoğlu, agaro@chip.com.ti-
TABLET PC'NİN KALEM İŞLEVLERİ
»Elektronik mürekkep yeni aletlerle çalışıyor
Tablet PC için anahtar uygulamanın adı Windows Journal. Elektronik yazma bloğu Office kullanımı için yeni uygulamaları olanaklı kılıyor.
Journal bir bloknot üzerinde olanaklı olan tüm İşlevleri pra­tik olarak gerçekleştiriyor... Klavye miadını doldurmuş du­rumda... Kalem İle yazılıyor, işaretleniyor, siliniyor ya da çi­ziliyor. Görevler işaretlenebiliyor ve göründüğü kadarıyla Outlook'a devrediliyor. Arka planda Windows Explorer üze­rinden belirli içerikleri aramayı bile olanaklı kılan yazı tanı­ma çalışıyor. Yeni tekniğe güvenmeyenler ya da metinleri klasik biçimde İslemeyi sürdürmek isteyenler, bir metin penceresi açabilir ve sanal klavye İle de çalışabilirler.
KALEM
:İŞLEVİ:
İŞARET KALEMİ:
SİLGİ: Kalemin
Farklı kalem
Farklı çizgi ka-
arkası çevrilerek
kalınlıkları ve
lınlığı ve renk-
otomatik gerçekle-
işaret renkleri
lerle donatıl-
şiyor, farklı kalın-
seçilebiliyor.
mış, şeffaf.
lıklar da mevcut.
SEÇME ALETİ: Resim bölümleri kement ile işaretleniyor.
İŞARETLEME SİMGESİ: Önemli metin alan­ları farklı flamalarla vurgulanı­yor.
CHIP | ARALIK 2002
rnak suretiyle nihai bir sınıra ulaşmadan, kuvantum me­kaniği efektler yarıiletken Özelliklerin ansızın ortadan kalkmasına yol açacak. Çünkü elektrik bağlantılar küçül­düğü oranda, daha az kablo gibi davranıyor. Ayrıca küçül­tülmüş boyutlarda ve daha yüksek isleme hızlarında elekt-rosmog da artarak bir sorun halini alıyor. Yapıtaşları isten­meyen bir biçimde birbirlerini karşılıklı etkiliyor.
Silisyum yerine optik bilgisayarlar
Optik bilgisayarlar silisyum bilgisayarların yerini almak konusunda iyi bir şansa sahipler; ancak uzun bir süredir bunun için gerekli yapıtaşlarının nasıl yeterince minyatür-leştirilebileceği açıklığa kavuşmuş değildi. Profesör Lang­hals şimdi bunun yanıtını bulmuş gibi görünüyor: "Per­formans floresan boyarmaddeler bugünkü elektroniğin
kalbini oluşturan yarıiletkenlerin karşıtı."
Işık ile elektronik hesaplama makinelerinde olduğu gi­bi aynı şekilde hesaplanabileceğini ABD bilimcileri daha 1990 yılında göstermişlerdi. Transistorun da icat edildiği Bell laboratuvarlarında en önemli işlev elemanlarının mercekler, aynalar ve lazer ışınlarından ibaret olan optik bir bilgisayarın ilk prototipini inşa etmişlerdi.
Langhals o sıralar Münih'te boyar maddelerle araştır­malarını sürdürüyordu. Yeni fotonik teknolojisi için iste­nilen entegrasyon yoğunluğunu elde etmek, üstelik de mümkün mertebe moleküler temelde elde etmek için, ışı­ğı içine alabilen ve işleyebilen yapılara gerek var. Boyar­madde molekülleri tam da bu özelliğe sahip. İçe alınan ışık enerjisinin kaybolmaması gerektiği içindir ki, yalnızca enerjiyi alabilen değil, aynı zamanda depolayabilen ve ko­mut üzerine yeniden verebilen floresan boyarmaddeler ge­rekiyor. Yalnızca böylelikle devre kapalıyken de bilginin yitmemesi sağlanıyor.
500.000 GHz'lİk çalışma frekansı
Bu tip boyarmaddeler için bir kalite ölçütü depolanmış enerjinin ne kadarının yeniden geri verileceğini bildiren floresan kuvantum randımanı. LMU'daki kimyagerlerin geliştirdikleri türden yüksek değere sahip floresan boyar-maddelerde şimdiden yüzde 100'lük bir değere ulaşılıyor. Başka önemli bir kıstas ise floresan boyarmaddelerin ışık gerçekliği (fotostabilite). Bu elektroniğin dünyasında ör­neğin Relais'lerde olduğu gibi, elektrik şalterlerinde ulaşı­labilir devre çevrimlerine tekabül ediyor.Yüksek değere sahip floresan boyarmaddeler en az 100 milyon kez ışık alabilecek ve işleyebilecek. Deneme aşamasında şimdiden hiçbir Photo indirgemenin saptanamadığı boyarmaddeler bulunuyor. Aşınmasız yapıtaşları vizyonu böylelikle ya­kınlaşmış oluyor.
Optik bilgisayarlardan onu bugünkü bilgisayarlardan çok çok üstün kılacak bir dizi özellik bekleniyor. Elektrik sinyalinden ışık kuvantumlarına geçiş elektrik ileten kab­loların yerini optik yolların alması anlamına geliyor. Elekt­rik bağlantılarının tersine ışık yolları sinyaller birbirini karşılıklı etkilemeyecek şekilde kesişebiliyor. Kablolardan her bir an yalnızca hep bir sinyal gönderilebilirken, ışık ile paralel sinyal transferi mümkün: Böylece farklı dalgaboy-
GİZEMLİ: S-13
Transistor Moleküllü
Transistor moleküllerinin İnşasında kullanılan föresans boyarmaddelerin adlan perylen 3,4:9,10'dan dikarbok-simite kadardır. Münihli kimyagerler boyarmadde mo­lekülü S-13'den yola çıkıyor (aşağıda şematik bir biçim­de görülüyor). Azot moleküllerinde oturan karbon zin­cirleri bîr tepkimede birbirinden ayrılıyor ve başka mo­lekül parçalarıyla yer değiştiriyor. Bunlar bir yanda Chromophor'u taşıyıcı bir malzemeye yerleştiriyor. Öte­ki yandaki yer değiştiren parça ise devreye açılmayı, ışık saçarlığın planlı silinmesini (154'teki grafiğe bkz.) olanaklı kılıyor. Bu molekül parçasının tam yapısı pa­tent nedeniyle henüz gizli.
Karbon
CHIP | ARALIK 2002
Boyarmadde yoğunluğuna göre plastik kütleler laboratuvarda az ya da çok oranda aydınlık saçıyor. İçlerinde bulu­nan ve bu efekte yol açan floresan bo­yarmadde molekülleri geleceğin süper hızlı işlemcileri ve belleklerini oluştura­cak hammaddeyi sağlıyor.
mada bulunuyor Münihli üniversitenin bünyesindeki or­ganik ve makromoleküler kimya çalışma çevresi yöneticisi Prof. Dr. Heinz Langhals. Böylelikle de aynı zamanda ışık için moleküler devre elemanları arayışı motivasyonunun da nedenini de dile getirmiş oluyor. Onun tahminine göre PCIerden 10 gigahertz'lik saat frekanslarını bile başarma­sı beklenemez. Bu alanda daha büyük bellek ve süreç veri­lerinin daha hızlı işlenmesi şimdiye kadar silisyum chip'ler üzerindeki bileşenlerin gitgide daha küçülmesi ile sağlanı­yorlardı. Bu küçülme süreci daha atomar ölçütlere ulaş-
dığı bir devrimi gözler önüne seriyor. Burada bilimciler tek tek molekülleri planlı bir biçimde floresan durumuna geçirebiliyor. Bu kadarla da bitmiyor: Uzun test dizileri sonrasında tek tek molekülleri istendiğince floresan olan ve floresan olmayan durumlar arasında gidip gelecek şe­kilde devreye açılabileceği ve kapatılabileceği bir boyar­madde sentetize etmeyi de başarmış bulunuyorlar.
Silisyum teknolojisinin sonu geliyor
"Bu moleküller optik düzlemdeki transistorlardır," diye bu keşfin anlamını coşkuyla açıklıyor Reiser. Devreye açılabi-len moleküller bugünkü elektronik bilgisayarların yerini alacak optik bilgisayarlara giden yolda önemli bir adım. Elektronik bilgisayarların performansı istenildiğince yük-seltilemiyor, çünkü elektronik yapıtaşlarının minyatürleş-mesinin önüne fiziksel sınırlar dikiliyor. Uzmanlar bu sı­nıra on ila yirmi yıl içinde ulaşılacağından yola çıkıyor. O zaman geldiğinde silisyumun rolünü floresan boyarmad-deleri (chromophor'lar) devralabilir.
"ileri derecede gelişkin bilgisayar teknolojisinin sınırla­rının farkına yüksek işleme hızlarına ve entegrasyon yo­ğunluklarını ulaşılmak istendiğinde varılıyor" diye açıkla-
RENK OYUNLARI: Kırmızı boyarmadde ve renksiz methanolden kimyager Reiser sarı ışıyan bir madde karışımı oluşturuyor; bu ışık saçarlığın oluşumu için basit bir deneyden ibaret.
CHIP | ARALIK 2002
154
Boyarmadde molekülü S-13'ü farklı durumlarda devreye açabilmek için, floresan özellikleriyle İlgisi olmayan molekülün bir parçası başka bir mole­kül parçası ile yer değiştiriyor. Belirle­yici olan yer değiştiren parçanın otur-
duğu azot atomlarındaki elektronla­rın durumu.
Eğer en yüksek yerleştiril meye ma­ruz molekül bandı yer değiştiren par­çada enerji itibariyle boyarmaddede (chromophor) olduğundan daha yük-
sekse, floresan ışık ile planlı bir biçim­de ısıtılarak silinebiliyor. Eğer bu de­ğer düşürülürse, molekül yeniden flo­resan hale geliyor. Bu olayın akısını beş adımdan İbaret diyagramlar gös­teriyor.
J
l
Chromophor (her              Chromophor'un ışık ile Yer değiştiren                    Uyarılmış elektron             Bir hile sağdaki enerji
seferinde diyagram-         ısıtılması yoluyla bîr maddenin en yüksek         şimdi yerleştirilmiş            seviyesini düşürüyor.
ların sol bölümü} ve          elektron S1 uyarılmış yerleştirilmeye maruz       temel duruma artık           Sağdaki 50 bandı
yer değiştiren madde        duruma yükseltiliyor. bandı                                 geri dönemiyor.                 yeniden dolduruluyor,
(diyagramlarda                                                           chromophor'unkinden      Böylelikle Floresan             Uyarılmış elektron
sağda) SO temel                                                          daha yüksek ve sonuç       siliniyor.                             şimdi ışık saçarak
durumunda.                                                                elektronların transferi.                                                geriye düşebiliyor.
larında yüzlerce sinyal aynı anda bir optik kanal üzerinden transfer edilebiliyor. Üstelik ışık yolları bir chipin üçbo-yutlu inşasına da sorunsuzca olanak tanıyor.
Işık üzerinden hızlı sinyal transferi ve molekül ölçeğin­de tek tek yapıtaşları arasındaki küçük mesafeler aşırı de­recede hızlı chiplerin inşası­nı olanaklı kılacak. "Bu tip optik yapıtaşlarının çalışma frekansı yaklaşık 500.000 Gigahertz civarında" diyor profesör Langhals. Molekü-ler devreler bugünkü en kü­çük bilgisayar yapılarından 1000 kez daha küçük. Üste­lik yeni teknolojiyi üç me­kan yönünde genleştirme olanağı bire bir milyarlık bir büyüklük oranı sonucunu veriyor.
Yeni bir bilgisayar çağı­nın kapısını açacak bu fan­tastik madde nasıl bir şey? Laboratuvarda uzunca kim­yasal tepkimeler zinciri so­nunda bir tüpden damlayan ve bir bardakta biriken şey önce bir urin numunesine benziyor. Bu durumda sarı
lapanın anlamını layıkıyle gözler önüne sermek için bü­yük laflara ihtiyaç var kuşkusuz. "Bir litrelik sıvı bulunan bu bardakta hepsi boyarmadde molekülü olan 1020 tran­sistor yüzüyor" şeklinde sonucu yorumluyor kimyager Fritz Wetzel. Onun yol gösteriliciğiyle öğrenciler arzula­nan boyarmaddeyi sentetize ediyor. Bu­nun için birçok çalışma adımı gerekiyor, ama bu adımların hepsine de kolaylıkla hakim olmak mümkün. "Bunların hepsi de bir kimyagerin el zanaatı" Wetzel'e gö­re. Tüm ihtiyaç duyulan maddeler ileri derecede gelişkin bir teknikle üretiliyor ve görece ucuz.
Optik chipler ucuz olacak
Floresan boyarmaddeler temelinde optik chip'ler bir kez seri olarak üretilebi-lirse, Wetzel'e göre fiyatlar oldukça düşük olacak. Silisyumun potansiyel takipçisi­nin henüz doğru dürüst bir adı yok. Ça­lışma çevrelerinde boyarmadde S-13 ni-
CHİP FABRİKASI YERİNE KİMYA LABORATUVARI: Chromatograph sütunu(arka plan) üretilmiş boyarmaddeyi temizliyor. Fraksiyon toplayıcının bardaklarında kimyager aranan bağlantıyı buluyor ve yan ürünleri ayırıyor.
CHIP ARALIK 2002
156
IŞIK YAKALAYIO: Münihli kimyagerler güneş spektrumunun olabildiğince büyük bölümlerinden yararlanmak ve çok enerji iletmek İçin renkli levhaları güneş kollektörlerinde kullanmak suretiyle pratik bir yarar sağlamışlar bile.
inşa etmek mümkün olmadan, teknoloji yüksek yoğun­luklu hızla yeniden yazılabilir bellek ortamları geliştirme­de kullanılabilir. Devreye açılabilir moleküller bu iş için yalnızca bir polymer kafesin düzenli biçimine getirilmek zorunda, bundan da bir CD'yi andıran bir ortam oluşabi­lir. Boyarmadde belleklerle yapılan ilk deneylerde mole­külleri planlı bir biçimde ısıtmak suretiyle san ve protakal rengi arasında ileri geri devreye açmak başarılmış bile. Bir lazer ışını ile yoklamada bir CD'de olduğu gibi farklı renk­ler farklı mantıksal değerler olarak yorumlanıyor. Gerçi moleküller 500 dereceye kadar ısıtılmaya dayanıklı, ama araştırmacılar chromophor'ları yalnızca ışık yayarak dev­reye açıp kapamak ve böylelikle veri depolamak hedefine ulaşmak istiyor.
Teknik çözümler mühendislerin işi
Gelecekteki işlemciler de ufak lazer diyodlarının ışığıyla devreye açılacak. Bunun için planlı bir biçimde tek tek moleküllerin flörensanslığını devreye açıp kapayabilecek iki farklı dalgaboylu lazerler gerekecek. Bunu tek tek mole­küllerle yapmak şimdiden laboratuvarlarda olanaklı. Oysa Münih'teki kimyagerler işlemciler geliştirmek istemiyor. "Biz chromophor'lar ve gerekli know-how sunuyoruz" di­yerek sınırları çiziyor Reiser, "Teknik çözümler ve ürünler geliştirmek ise mühendislerin işi," Bunun ne kadar hızla gerçekleşeceği ise endüstrinin tümüyle yeni bir teknolojiye geçmek konusunda hazır ve istekli olup olmadığına ba­ğımlı. Ondan sonra da ürün geliştirmeye kadar geçecek sürenin ne kadar olacağım kimse kestiremiyor - belki on, belki de yirmi yıl.
Işıyan maddenin cazibesi ve geleceği
Know-how'larıyla Langhals ve ekibi kendilerini dünya çapında önde gidiyor görüyor: Onların dışında daha kim­se enerjiyi devreye açılabilir moleküller üzerinden transfer edebilmeyi başarmış değil. ABD'deki ve Japonya'daki bi­limciler de tabii ki ışıyan maddeye aynı şekilde hakim ol­mak istiyor. Araştırma sonuçlan çoğunlukla kapalı kapılar
ardında tutuluyor, ve Mü­nihliler de geliştirdiklerinin patentini sağlama alıncaya dek ayrıntılar konusunda hassas davranıyor.
Ama boyarmadde ile bi­limciler bugünden ticaret ya­pıyor. Spin-Off firması Lam­da Chem üzerinden Reiser ve wetzel yüzde 100'lük flore-san randımanı dolayısıyla ci­haz kalibrasyonu için ayar maddesi olarak değer kazanan S-13'lü ampuller dağıtıyor.
Gelecek optik bir işlemcinin çevrebirimleri konusun­da kimyagerler için yapacak daha çok iş olacak. Süper hız­lı chipin yavaş elektronik ile frenlenmesinin önüne geç­mek gerekiyor. Bu yüzden olanaklı olan her yerde metalle­rin ve yarıiletkenlerin yerini iletken polymer'ler alacak, s
MF/Garo Antikacıoğlıı, agaro@chip.com.tr Daha fazla bilgi için: www.cup.uni-muenchen.de/oc/
telemesini taşıyor. Gelecekteki kullanımı için bu boyar-madde daha da fazla modifikasyona uğrayacak. Kimyacılar belirli özelliklere sahip moleküller dizayn etmeyi şimdi­den başarmış bulunuyor.
Enerji transferi ve chromophor'lar
Kısa süre içinde sentetize edilen transistor molekülleri gerçi etkileyici, ancak bunlar sıvı biçimde hemen hemen hiç de kullanılabilir değil. Oysa bilimciler bir yandan mo­lekülleri bir polymermatrix içine yerleştirmeyi çoktan ba­şarmış ve böylelikle katı bir biçime geçirmeyi başarmış bulunuyor. Öte yandan sinyalleri bir molekülden diğerine transfer etmeyi de başarmış durumdalar. Konvansiyonel optik yapıtaşlarıyla tabii ki yeni teknik de yarım mikro­metrenin altındaki yapılarda ışık kırılması meydana geldi­ği için yakında sınırlarına ulaşabilirdi. Bu sınırın altında kalmayı Langhals çevresindeki çalışma gurubu bilgilerin transferi için elektromanyetik ışıma kullanılmadan kalı­yor. "Yayılan ve sonra yeniden soğurulmak zorunda olan ışığın yerine biz yalnızca enerji taşıyoruz" açıklama­sında bulunuyor Langhals. Bunun kuramsal temellerini kuvantum mekaniği sunu­yor. Enerji transferi elektron­ların aynı molekül içersinde­ki başka atom bantlarına ya da komşu moleküllere geçişi suretiyle cereyan ediyor (154'teki kutuya bkz.). Bu
molekül mesafesinin 2 ila 3 nanometre olan Förster yarı­çapı sınırları içersinde bulunduğu zaman olanaklı oluyor. Münihli kimyagerler doğrudan komşu yapıtaşlarını me­kanda sabitleyerek Chromophor'ları birbirine daha da ya-kınlaştırmış bulunuyor.
Sarı sıvıdan daha çok bir polymermatrix içine yerleşti­rilmiş boyarrnadde bu malzemeden geleceğin tekniği olu-şacakmış izlenimini uyandırıyor. Plastik kütleler bardakla­rında altın külçeler gibi işiyor. Bunlardan daha işlemciler
CHIP | ARALIK 2002