D - amino asit :  Bakteri hücre duvarlarının polipeptidlerinde bulunan, proteinlerde bulunmayan amino asit.
D Değeri Herhangi bir öldürücü işlemde (ısıl işlem, ışınlama, kimyasal madde uygulaması vb.) popülasyonda %90 ölüm için (1 logaritma birimi azalma) için gereken süre.    
Dalak : Omurgalı hayvanlarda lenfositlerin farklılaştığı ve alyuvarların parçalandığı, kan damarlarının bol olduğu lenfoid organlardan biri.
Dalgalı Zar  Bir hücreli kamçılı hayvanlarda, hücreye yapışık bulunan ve kamçı boyunca uzanarak kıvrımlar yapmış zar. 
Dalton  (John DALTON, 18.Yüzyıl İngiliz fizikçisi) : Moleküler ağırlık birimi. Bir hidrojen atomu ağırlığı.
Damarlı Bitkiler: İletim demeti bulunduran tohum veya spor oluşturabilen bitkilerdir. 
Damarlı Sporlu Bitki: İletim demeti olan, üreme için spor bulunduran genellikle gerçek kök, gövde ve yaprağı bulunmayan bitkilerdir. 
Damarlı Tohumlu Bitki: İletim demeti olan, tohum taslağı bulunduran bitkilerdir. 
Damarsız Bitkiler: İletim demetleri olmayan sporla çoğalabilen bitkilerdir. 
Damlatma Yöntemi ile Sayım  Petri kutusuna önce agarlı besiyeri dökülüp katılaştıktan sonra sayım yapılacak örnekten 0,01 ml aktarılıp, damlanın besiyeri tarafından emilmesi ile yapılan sayım. Miles – Misra yöntemi adı ile de bilinir.  .   
Dansimetri:    Yoğunuk  ölçülmesine dayanan  miktar  tayini.
Deaminasyon : Bir aminoasit ya da başka bir organik bileşikten bir –NH2    (amino) grubunun ayrılması.
Deaminasyon : Bir molekülden amino grubunun çıkarılması işlemi.
Defektif Virüslar  Hücreleri bulaştıran fakat gerekli komponentleri olmadığı için o hücreler içinde çoğalamayan virüslar. 
Deformasyon  Şeklini bozma. 
Dehidrogenasyon (L . De-ayrı+Y. Hydro-su) : Bir molekülden hidrojen atom larının ayrılması şeklindeki bir oksidasyon tipi.
Dekarboksilasyon : Bir organik bileşikten bir –COOH (karboksil) grubunun ayrılması.
Dekontaminasyon  Zararlı biyolojik maddelerin uzaklaştırılması, yok edilmesi. Fiziksel ve kimyasal kirliliğin temizlenmesi için de kullanılır. 
Dekstrin : Çay şekeri cinsinden bir cins şeker.
Dekstrin:   Polisakkarit.   Molekül   ağırlığı  yine  bir polisakkarit  olan  nişastadan  daha azdır. 
Dekumbent: Kalkık uçlu. Yalnız dalların  uç kısmı yukarı doğru yükselmiş yerde yatık olarak gelişen bitki.
Dekurrent: Aşağı doğru sarkarak uzayan yaprak ayasının gövde üzerine yapışık olarak aşağı doğru uzaması.
Dekussat: Her nodyumda karşılıklı olarak bir çift yaprağın ve birbirini izleyen nodyumlardaki yaprak çiftleri birbirine dik durumda olan çevresel yaprak dizilişi.
Delaminasyon (L . De-ayrı+Lamina-tabaka) : Blastodermin embriyonik geli şimi sırasında, üstte ektoderm ve altta endoderme ayrılması.
Delesyon : Bir tip kromozom mutasyonu sonucunda DNA daki bir bazın yada bazların yok olması hali.
Deltat: Eşkenar üçgen biçiminde. Yaprak sapı üçgeninin tabanının ortasında bulunur.
Denatürasyon  Bir makromolekülün geri dönüşümü olmaksızın yapısının bozulması ya da değişimi.  2.Primer yapısını bozmadan bir protein, nükleik asit ya da bir başka makromolekülün fiziksel özelliklerinin ve üç boyutlu yapısının değişimi.
Dendrit  : Sinir hücresinin kısa olan uzantısı. 
Dendroid: Ağaç dalı biçiminde dallanmış tüy. 
Dendroloji: Botaniğin ağaç özelliğindeki bitkilerini inceleyen ve araştıran bilim dalı.
Dengeli Polimorfizm (Y. Poly-çok+Morphe-biçim) : Ayrı ve zıt seçme baskısı ile sağlanan heterozigot ve homozigot karışımı.
Denitrifikasyon : Oksijensiz koşullarda nitratın nitrite ve sonuçta serbest azota çevrilmesidir.Bu işlemler mikroorganizmalar tarafından gerçekleştirilir.Amonyağın serbest azota çevrilmesidir. Örneğin bazı bakteriler enzimleri yardımıyla denitrifikasyon yaparlar.
Dentat: Dişli. iri ve keskin olan dişlerin eksenleri yaprağa dikey durumdadır.
Dentikulat: Küçük dişli. Dentat ile aynı şekilde olup daha küçük olan diş.
Dentin: Kollajen ve kalsiyum tuzlarından oluşan, diş ya da pul yapısında bulunabilen sert madde.
Dentisid kapsula: Dişli kapsül. Açılma kapsülün uç kısmındaki dişlerin birleştikleri yerden olur.
Dentrit (Y. Dendron-ağaç) : Bir sinir impulsunu hücresel gövde boyunca ileten tipik biçimde dallı sinir lifi.
Depo Kökler: Birçok bitkide besin maddelerinin depo edildiği köktür. 
Depo Parankiması: Kök, gövde, tohum ve meyve gibi organlarda bulunan, su ve besin depolayan temel dokudur. 
Depo Yapraklar: Bazı soğanlı bitkilerdeki besin ve su depo eden etli yapraklardır. 
Deri Değiştirme (L. Mutare-değiştirmek) : Saç, tüy ve dış iskelet gibi bir dış örtünün atılması ve yerine yenisinin yapılması.
Dermatit  Cildin iltihaplı durumu. 
Dermatofit  Trichophyton, Microsporum ya da Epidermophyton cinsi üyesi olan ve keratinden besin maddeleri sağlayabilerek, insan ve hayvanlarda deri, saç ve tırnakları infekte eden mantar türleri. 
Dermis (Y. Derma-deri) :1. Omurgalı derisinin iç tabakası. 2.Hayvanlarda derinin alt tabakasına verilen ad.
Dermotropik Virüs  Hedef organı deri olan virüs. 
Desiduoz (L. Decidere-dökülmek) : Kalıcı olmayan, erginleştiğinde dökülen. (genellikle yaprak döken odunlu bitkiler için kullanılır)
Desmosomlar : Karşılıklı iki hücre yüzeyinde kesikli olarak bulunan ve hücreler arası boşluklarla ayrılan düğme biçimindeki plakalardır. Hücreleri bir arada tutmaya yararlar.
Destek Doku: Bitkilere şekil ve destek veren, çeperleri fazla kalınlaşmış ve dayanıklı hücrelerden oluşan dokuya denir.
Destek Kökleri: Bazı bitkilerin, yumuşak olan topraklara iyice bağlanmasını sağlayan, gövdeden meydana gelen ek köklerdir.
Detoksifikasyon : Bir maddenin zehirli etkisini azaltan enzimatik olaylar.
Deuteromyces Eşeyli çoğalma aşamaları bugüne kadar saptanamamış olan Ağırlıklı olarak Ascomycetes ve Basidiomycetes üyelerinin toplandığı yapay bir sınıf. Fungi imperfecti (gelişmemiş funguslar) olarak da adlandırılırlar. Bu sınıftaki üyelerden eşeyli çoğalma aşaması saptananlar ilgili sınıflara taşınmaktadır. 
Deuterostom (Y. Deuteros-ikinci+Stoma-ağız) : Blastoporu arka uçta (ağızdan uzakta) bulunan ve ön uçta yeniden meydana gelen hayvan.
Deuterostomia: Blastopor, ağız yerine anüsü oluşturur. Ağız daha sonra şekillenir. Genellikle, enterosöl sölom ve radial segmentasyon ile birlikte anılır. 
Dezenfeksiyon  İnfeksiyon etmenlerini vücut dışında olmak üzere kimyasal ve fiziksel yöntemlerle öldürmek, hasara uğratmak ya da sayısını indirmek. Uygulanan yöntem, kimyasal maddenin cinsi, konsantrasyon ve uygulama suresi ile infeksiyona neden olan etmenin türü dezenfeksiyon etkinliğinde önemlidir. 
Dezenfektan  Hastalık yapıcı mikroorganizmaları hasara uğratan ya da öldüren kimyasallar. 
Dış Çaprazlama : Farklı soylara ait bireyler arasındaki eşleşme.
Dış döllenme: Erkek ve dişi eşey hücrelerinin vücut dışında birleşmesi ile meydana gelen döllenme tipi. Dış döllenme görülen canlılarda genellikle üreme su varlığına bağımlıdır (suda gerçekleşir). 
Di:   İki. 
Diabet:   Şeker hastalığı. 
Diadelfus: Filamentleri iki grup halinde birleşmiş andrekeum.Stamen-lerin filamentleri bir tüp oluşturacak şekilde birleşmiştir. Grupların birinde bir tek filament bulunur.
Dialipetali: Taç yapraklarının ayrı olması, eş ani. Apopetal, koripetal.
Dialisepali: Çanak yapraklarının ayrı olması, eş ani. Aposepal korise-pal.
Diandrus: İki stamenli. 
Diapoz (Y. Dia-arasında+Pausis-durma) : Bir böceğin hayat devresinde inaktif olduğu evre.
Diastol (Y. Diastole-çekme, uzama) : Yürek kaslarının, özellikle ventrikül kaslarının gevşemesi; bu sırada lümen kanla dolar.
Diatom: Bir fitoplankton grubu.
Didinamus: iki uzun ve iki kısa stamenin meydana getirdiği erkek organlar topluluğu.
Diferansiyel Boyama 
Diferansiyel Santrifüj Tekniği 
Diferensiasyon : Farklılaşma. Daha ergin duruma doğru gelişme, daha basit bir hücreden özelleşmiş bir hücre durumuna değişme.
Diffüzyon: Maddelerin çok yoğun bulunduğu ortamdan az yoğun bulunduğu ortama doğru geçişidir. 
Difiletik: iki kökenli sistematik birimler.
Difüzyon (Yayınma) : Moleküllerin kinetik enerjileri nedeniyle çok yoğun bir bölgeden az yoğun bir bölgeye hareketleridir.
Difüzyon:   Çok  yoğun   ortamdan,   az  yoğun  ortama  partüküllerin   (ufak  moleküllerin geçişi. 
Difüzyon: Molekül ya da iyonların, çok yoğun oldukları bir ortamdan, daha az yoğunlukta bulundukları bir ortama doğru yaptıkları geçiş hareketi.
Difüzyon: Moleküllerin hareket enerjileriyle çok yoğun ortamdan az yoğun ortama hareket etmesi.
Digital: Parmaksı, parmak şeklinde. Elsi parçalanmış yaprağa benzer ancak parçalar daha dar olup tam ışınsı bir şekilde yayılmamıştır.
Digitigrat (L. Digitus-parmak+Gradus-adım) : Yalnız parmakları toprağa değen köpek ve kediler için kullanılan parmaklar üzerinde yürüme hareketi.
Dihibrit: İki karakter bakımından melez olan bireylere verilen ad.
Dikasyum: Çatalsı talkım. Tepe çiçeğin altındaki çiçek sapları karşılıklı ve aşağı-yukarı aynı boydadır. Basit dikasyum üç çiçeklidir.
Diken Gövde: Kısa ve uzun sürgünlerin diken şeklini almasıyla oluşan gövde tipidir. 
Diken Yapraklar: Bitkilerin bazılarının dış etkenlerden korunmak için diken şeklini almış yapraklarıdır. 
Diklamideik: Bir çiçekte kaliks ve korolla farklılaşmasının bulunması, üreme organlarının (ginekeum) ayrı çiçekler üzerinde bulunması.
Diklin: Bir eşeyli çiçek: Erkek üreme organlarının (andrekeum) ve dişi üreme organlarının (ginekeum) ayrı çiçekler üzerinde bulunması.
Dikotil (Çift Çenekli) : Embriyolarında çift çenek yaprağı bulunan, yaprakları genellikle ağsı damarlı, çok yıllık odunsu bitkilerdir. 
Dikotiledon (Y. Dis-çift+Kotiledon-fincan biçimindeki çukurluk) : İki kotiledona (çenek yaprak) sahip bitki.
Dikotiledon:  Embriyosunda 2 çenek yaprağı bulunan bitki 2n tane kromozom (bir çift) taşıyan hücre .
Dikotom: Çatalsı, çatallı.
Dikotomsimpodial: Ana eksenin baskın olmadığı dikotom dallanma şekli.
Diluent  Sayım aşamasında örneği seyreltmek için kullanılan çözelti.  .  
Dim : Belirli bir alanı işgal eden ve kendi aralarında çoğalan benzer organizmaların oluşturduğu populasyon.
Dimorfik Birbirinden farklı 2 mofolojik yapı gösteren. Örneğin, bir fungusun 25 – 30 C 'de küf (mantar) formunda 35 – 37 C 'da maya formunda olması.
Dimorfizm: Bir tür içinde, iki farklı formun görülmesi durumu.
Dioik (Y. Dis-çift+Oikos-ev) : İki evcikli; bir birey üzerinde dişi, bir başkası üzerinde erkek çiçekleri bulunan bitki türleri.2.Vücudunda dişi veya erkeküreme organlarından sadece birini bulunduran canlı,ayrı eşeyli
Dioik poligami: Bitki iki evcikli; fakat bazı erdişi. çiçeklerin, erkek çiçek veya dişi çiçek veya her ikisi ile birlikte bulunması.
Dioik:   İki evcikli. Erkek ve dişi çiçeklerin ayrı ayrı bitkiler üzerinde bulunması.
Diplobasil  Bölündükten sonra ayrılmayıp, çiftler halinde birbirine bağlı kalmış çubuk şeklindeki bakteriler. 
Diplobiyont  Hayat devrinde en az iki tip bireyle karakterize olan organizma. Ayrıca bakınız; dimorfik 
Diploblasti: Embriyonik gelişim sürecinde sadece endoderm ve ektodermin oluşması, iki tabakalılık. 
Diploid: 2n kromozom takımı taşıyan hücreye denir. 2. Birbirinin aynısı halindeki çift kromozom setine sahip olan organizma yada hücre. 3.gametlerde bulunan iki takım kromozom sayısı,iki takım kromozoma sahip hücre yada organizma. 3.Gametlerde bulunan iki takım kromozom sayısı, iki takım kromozoma sahip hücre ya da organizma.
Diploit DNA:(Deoksiribonükleik  asit)  Bazı  virüsler tüm  canlı   hücrelerde  ve  virüs taşınmasını sağlayanlarda bulunan genetik bilgi taşıyan makro molekül.
Diplokok  Bölündükten sonra ayrılmayıp, çiftler halinde birbirine bağlı kalmış yuvarlak bakteriler. 
Diplostamenli: Çift halkada dizilmiş olan stamenlerin, dış halkadaki stamenler sepallerin, iç halkadaki stamenlerin ise petallerin önünde bulunması.
Disakkarit: İki mol monosakkaritin dehidrasyonu sonucu oluşan çift şeker. Maltoz, sakkaroz, laktoz gibi.
Disakkaritler : Hidrolizle iki monosakkarit meydana getiren sukroz, laktoz ve maltoz gibi şekerler.
Disentrik  İki sentromerli kromozom. 
Disk :   Birbirine geçmiş iki halka görünümü. 
Diskoid: Disk şeklinde.
Distal (L . Distans-uzakta) : Aralıklı,belirli bir noktadan uzakta.
Distikus: îki sıralı. Yaprak ve çiçeklerin aynı düzlem üzerinde birbirlerinin ters yönünde sıralanması.
Dişi Organ: Çiçeğin en iç kısmında, çiçek tablasının ortasında bulunan, dişicik tepesi, dişicik borusu ve yumurtalıktan oluşan çiçek kısmıdır. 
Dişicik Borusu: Polenlerin, ovaryuma gitmesini sağlayan, dişi organın ince, uzun kısmıdır. 
Dişicik Tepesi: Yumurtalığın en üst kısmına denir. 
Diüretik :   İdrar söktürücü. 
Divergent: Anterlerin birbirlerinden ayrılmış ve uzaklaşmış olması.
Divergent: Birbirlerinden ayrılmış ve uzaklaşmış şekilde. 
Divisio: Bölüm.
Diyabet:Şeker hastalığı. 
Diyare :   İshal.
Diyet;   Günlük olarak alınan besinler.
Dizanteri Amibi
Dizanteri:    Ateşle  seyreden   mikrobik  bağırsak  hastalığı,  ishal. 
DNA (Deoksiriboz Nükleik Asit) : Kromozomlarda bulunur ve nükleotitlerinde
Doğal Bağışıklık
Doğal gaz: Yer kabuğunun içinde metan, etan gibi çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı gaz. 
Doğal Plazma
Doğalgaz: Yer kabuğunun içinde metan, etan gibi çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı gaz.
Doku (L . Texere-dokumak) : Belirli görevler yapmak üzere özelleşmiş benzer hücreler topluluğu.(kas,sinir,bağ dokuları gibi)
Doku:   Aynı  görevi  gören hücrelerin  meydana getirdiği  yapı. 
Doku: Belirli bir işi yapmak üzere özelleşmiş hücreler topluluğu.
Doku:Belirli bir işi yapmak üzere özelleşmiş hücreler topluluğu.
Dolikosefal (Y. Dolichos-uzun+Cephale-kafa) : Uzun kafalı. Eni boyunun %75’ inden az olan bir kafatası biçimidir.
Dominant gen:  Baskın (başat) özellikteki gen.
Dominant: Baskın gen.
Dorsal: Sırtsal yüzey. Sırt kısmı. 
Dorsifiks: Sıttan bağlı. Flamentin antere sırt kısımdan bağlı olması.
Doymamış  yağ asidi:   Çift veya 3'lü bağ ihtiva eden yağ asidi. 
Doymuş yağ. asidi:   Çift veya 3'lü  bağ ihtiva etmeyen yağ asidi.
Dökme Yöntemi ile Koloni Sayımı 
Döl değişimi: Eşeyli ve eşeysiz üremenin birbirini takip ettiği üreme sistemi, döl almaşı, metagenez. 
Döl yatağı: Uterus. Dişi üreme sisteminde, fetusu doğuma kadar beslemek ve barındırmakla görevli kas yapısında bir organdır.
Döllenme : Bir spermin bir yumurtayla birleşip kaynaşması ve oluşan zigotun gelişmeye başlaması. Fertilizasyon.
Döllenme : Yumurta ve spermin birleşimi.
Döllenme borusu: Spermlerin yumurtayla birleştiği ve zigotu oluşturduğu tüp. 
Döllenme: Dişi üreme hücresi ile erkek üreme hücresinin birleşmesine döllenme denir. 
Döllenme: Yumurta ve spermin birleşmesi.
DPN (Difosfopiridin nükleotid) : Aynı zamanda NAD (Nikotin Adenin Dinük leotid) de denir. Birçok reaksiyonda bir hidrojen alıcısı ya da vericisi olarak iş gören bir koenzim.
Drapa: Eriksi meyva. Mezokarp etli olup, tohumla beraber tohumu saran sert ve odunsu endokarp meyvanın çekirdeğini meydana getirir. Tek veya çok tohumlu olduğu gibi ovaryum alt veya üst durumda olabilir.
Drepanyum: Birbirini izleyen çiçek saplarının hepsi aynı yönde ve düz bir plan üzerindedir.
Drigalski Spatülü 
Drupa (L. Drupa-olgun zeytin) : Eriksi meyve. Meyve kabuğunun dış kısmı derimsi, orta kısmı etli ve iç kısmı sertleşmiştir.(erik,kayısı v.b.)
Durham Tüpü 
Duyu siniri :  Dış yada iç reseptör organlardan yada duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezine ileten sinirler.
Düğümsel Doku : Kendi reaksiyon hızı birbiriyle ilişkili bir dizi reaksiyon için aralık sağlayan parça,örneğin Nodus sinoatrialis, yürek atışını başlatır ve yüreğin kasılma hızını düzenler.
Düz kas :  İç organların hareketini sağlayan ve istemsiz çalışan, demetler alinde, uzun, iğ biçimli, tek çekirdekli kas hücrelerinin bağ dokusu içerisinde meydana getirdiği kas tipi. 
E. coli Gram negatif, çubuk şeklinde, genellikle zararsız, laktozu fermente eden, ortak yaşayan ve bazı suşları hastalık yapan, gen klonlamalarında gen ekspresyonları için konak organizma olarak kullanılan fakültatif anaerob bir bakteri.  .  
E. coli O157:H7 Bugün için bilinen en tehlikeli gıda kaynaklı patojen bakteri.  .