4.5 Milyar yıl
önce mavi küre yüksek tempolu gezegen olma yarışında birinci geldi. Ancak bu
yarış kausla ve şiddetli çarpışmalarla doluydu. Dev bir azmin ardından burası
güneş sisteminde özel bir yer oldu. Okyanuslara, karalara ve hayata göç vardı.
Bakteriler oksijenin ( O ) oluşmasını sağladı. Soyumuzu alg tabakasına
borçluyuz. Dünya kelimesi eski Yunanca da yer anlamına gelir. Güneşe uzaklık
bakımından üçüncü ( 3 ) sıradadır. Mavi gezegen denmesinin sebebi, 3/4' nün
sularla kaplı olmasıdır. Dünyanın güneş etrafında dönüşü, 365 gün sürüyor. Her
bir gün 24 saat sürüyor. Bu süre dünyanın kendi etrafında bir kez dönmesi
demektir. Dünya çok özel bir gezegendir. Güneş sistemimizin en uygun bölgesinde
oluşmuştur. Bitki ve hayvanların doğal koşullarda yaşayabileceği tek yerdir.
Dünya şuan ki haline gelene kadar birçok buluşun gerçekleşmesi gerekti.
Bunların çoğu da şans eseriydi. 4.5 Milyar yıl önce evrenin bir köşesinde
devasal bir havai fişek gösterisi yaşandı. Büyük kısa ömürlü bir yıldız
patladı. Bu yıldızın patlaması güneşi oluşturan bulutun novaya dönüşüp, yer
çekimsel çöküşünü tetiklemiş olabilir. Güneş oluştuktan kısa süre sonra
etrafında birçok nesne dönmeye başladı. Mikroskobik buz parçaları ve toz gibi.
Bunlar, yapışarak kümelenmeye başladı ve sonunda parçaların çoğu kuma bir kısmı
da slikata benzer hale geldiler. Sonra bunlar da birbirine yapışarak taşları ve
kayaları oluşturdular. Kayalar büyüdükçe çarpışmalar da büyüdü. İki nesne
çarpışınca yer çekimiyle birleştiler. Dünya oluşurken taşların ve kayaların
hareket hızı arabaların birbirine ya da duvara çarpma hızından çok daha
fazlaydı. Birçok çarpışmanın ardından dünya ilk formuna kavuştu. Bugünkü
boyutuna gelebilmesi için çok daha çarpışması gerekecektir. Başlangıçta dünyaya
çarpan bazı nesnelerin çapı 500 kilometreyi
( km ) aşıyordu. Bu kadar yüksek ivmeli çarpışmanın sonrasında müthiş
bir ısı oluşmuştur. Dünya içten içe itişmeye başladı. Demir ve nikel erimeye
başlayarak çekirdeğe kadar inmiştir. Dev bir kazan gibi ısı üretmeye
başlamıştır. Dışarıdaki magma tamamen eriyerek bir okyanus oluşturmuştur. Dünya
oluşmaya başladıktan 50 milyon yıl sonra dünyanın yönünü değiştirecek bir
çarpışma yaşadı. Mars kadar büyük bir nesne dünyaya çarptı. Boyutları dünyanın
büyüklüğünün % 80 i kadardı. Bu çarpışma gezegenin dış katmanlarını eritti ve
bu ikisi birleşerek dünyanın büyümesini sağladılar. Birleşemeyen parçalar,
kendi aralarında birleşerek ayı oluşturdular. Dünyanın ay ile olan yakın
ilişkisi gezegene üstünlük sağladı. Ay, mevsimlerin oluşmasını sağlar. Ayımızı
oluşturan büyük çarpışmadan sonra gezegenimiz şimdiki boyutunun % 90’nına
ulaştı. Çarpışmalar azalınca güneş sistemin de sekiz gezegen kalmıştı. Platonla
birlikte dokuz gezegen. Gezegenler birbirlerine yerçekimi uygularlar. Böylece
eşit aralıklarla dizilirler. Hayvanlara ve insanlara yaşam sunan dünya artık
yaşlandı. Çünkü güneş giderek parlıyor ve ısınıyor. Bu durum da karbondioksitin
( CO2 ) atmosferden tamamen yok olmasına neden oluyor. Yani bitkilerin ve
hayvanların çağı son bulacak. İnsanlar güneşin parlaması nedeni ile 500 milyon
yıl sonra yok olabilirler. Aslında diğer canlılara göre fazla bile
yaşamışlardır. Çünkü değişen koşullara çok hızlı bir şekilde uyum
sağlamışlardır.
Bu film dünyanın oluşumu ile ilgili
bilimsel veriler ışığında yapılan araştırmaları ve sonuçlarını ele almaktadır.
Üzerinde bulunan su miktarından
dolayı mavi gezegen olarak adlandırılan dünyamız.
Yaklaşık
olarak 4,5 milyar yıl önce oluşmaya başladı. Bir süper nova patlaması ile güneş
sisteminin oluştuğu varsayılıyor. Bu patlama ile etrafa saçılan parçacıklar
yüksek sıcaklıkta hem hızlı bir dönüş yaşamaya başladı hem de diğer parçalarla
birleşmeye daha doğrusu çarpışmaya başladı. Böyle bir süreç sonunda dünyanın
ilk hali oluştu. Tabi magması eriyik halde ve çekirdeği daha oluşmamış halde.
Dünyada bulunan bazı elementler örneğin demir ve nikel gibi elementler dünya
çekirdeğinin oluşumunu hızlandırdılar.
Yapılan çalışmalara göre dünyaya mars
büyüklüğünde bir gök taşı değdi ve bu dünyanın oluşumunu hızlandırdı. Dünya
soğudukça ve etraftaki asteroitler birleştikçe dünya bu günkü halini alıyordu.
Dünya ile birleşemeyen parçacıklar ise dünyanın uydusu olan ayı oluşturdular.
Bilim adamları dünyanın oluşumunu bilimsel verilerle açıklayabiliyorlar fakat
dünyadaki suyun nerden geldiği konusunda biraz zorlanıyorlar.
Bilim adamlarına göre su ya yağmur
olarak indi ya da volkanlarla oluştu. Tabi bunları bilimsel verilerini göz önünde
bulundurarak açıklıyorlar. Ayrıca suya bağlı olarak ta ilk yaşam formlarının
oluşumunu sağlayacak olan elementler asteroitler sayesinde dünyaya geldiği öne
sürülüyor. Bunlar güneşten enerji alarak klorofili oluşturdular. Ve fotosentez
ile oksijen üretilmeye başlandı. Bu filmde insanlık yaşamının bakterilere
borçlu olduğu belirtiliyor.
Dünya çeşitli aşamalardan geçip
oluştuktan sonra insanlar dünyaya gelmeye başlıyor. Tabi bu geliş dünyaya bazı
sorunlar getiriyor. Örneğin küresel ısınma; insan ve araba yakıtları ile çevre
son derece hızlı bir şekilde kirleniyor buda havada sera gazlarının miktarını
artırıyor ve bu dünyanın ısınmasına neden olacak. Buzullar eriyecek deniler
taşacak ve insanlar büyük zarar görecektir.
Bu filmde şunu rahatlıkla
görebilirsiniz dünyanın oluşumuna insanlar bir katkı sağlamadı fakat yok
olmasına istemeden büyük oranda neden olmaktalar.